19 Nisan Cuma 2024
2 yıl önce

KKTC eski Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın Türkiye’ye girişinin yasakladığı iddiaları yalan çıktı

Gazeteci Aslı Aydıntaşbaş, KKTC eski Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın Türkiye’ye giriş yasağı olduğunu “KKTC’nin bir önceki cumhurbaşkanı Sayın @MustafaAkinci_1 ‘ya Türkiye’ye giriş yasağı getirildiği doğru mu? Doğruysa sorum: Aklınızı mı oynattınız?” tweetiyle gündeme getirdi. İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı, “Bu bir yalandır. Nokta” diyerek Aydıntaşbaş’ı yalanladı.

2 yıl önce

Elebaşılığını Sedat Peker'in yaptığı suç örgütü soruşturmasında flaş gelişme: 92 şüpheli hakkında iddianame hazırlandı

İddianamede, suç örgütü lideri olan Sedat Peker'in Çekmeköy'de 2017'de Cahit Çetin'in silahlı saldırı sonucu öldürülmesine ilişkin "tasarlayarak kasten öldürmeye azmettirme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması istendi. Peker'in, ayrıca "suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurma ve yönetme", "var olan suç örgütünün korkutucu gücünden faydalanarak silahla yağma suçuna azmettirme", "tefecilik" ve "silahla kasten yaralama" suçlarından da toplam 262 yıl 8 aydan, 392 yıl 4 aya kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu, elebaşılığını Sedat Peker'in yaptığı suç örgütüne yönelik yürüttüğü soruşturmayı tamamladı. Soruşturma sonucunda hazırlanan iddianamede, 30 kişi mağdur, Çekmeköy'de 31 Ağustos 2017'de silahlı saldırı sonucu öldürülen Cahit Çetin ise maktul olarak yer aldı. İddianamede, 26'sı tutuklu 92 şüpheliden Sedat Peker'in örgüt lideri, 9 şüphelinin örgüt yöneticisi, 82 şüphelinin bir kısmının örgüt üyesi, bir kısmının da örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişiler olduğu belirtildi. İddianamede, suç örgütü lideri Sedat Peker'in Çekmeköy'de 31 Ağustos 2017'de Cahit Çetin'in silahlı saldırı sonucu ölümüne ilişkin "tasarlayarak kasten öldürmeye azmettirme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması istendi. Sedat Peker'in ayrıca 19 ayrı eylemde birçok müştekiye karşı "var olan suç örgütünün korkutucu gücünden faydalanarak silahla yağma suçuna azmettirme" suçundan 250 yıldan 360 yıla kadar, "suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurma ve yönetme" suçundan 5 yıldan 10 yıla kadar, 3 mağdura yönelik "tefecilik" suçundan 6 yıldan 18 yıla, 2 kişiye karşı silahla kasten yaralama" suçundan da 1 yıl 8 aydan 4 yıl 2 aya kadar olmak üzere toplamda 262 yıl 8 aydan, 392 yıl 4 aya kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. İddianamede, örgüt yöneticisi olan 9 şüphelinin "suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurma ve yönetme" suçundan 5'er yıldan 10'ar yıla kadar, örgüt üyesi 46 şüphelinin "suç işlemek amacıyla kurulan silahlı örgüte üye olma" suçundan 2 yıl 6 aydan, 6'şar yıla kadar hapsi istenen iddianamede, 22 şüphelinin de "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme" suçundan ikişer yıldan, dörder yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi. Diğer şüphelilerinden de çeşitli suçlardan cezalandırılması talep edildi. Öte yandan iddianamede, örgüt yöneticisi, üyesi ve örgüt adına suç işleyen şüphelilerin, ayrıca "kasten öldürmeye azmettirme", "var olan suç örgütün korkutucu gücünden faydalanarak silahla yağma suçuna azmettirme", "tefecilik" ve "silahla kasten yaralama" suçlarından da değişik oranlarda hapisle cezalandırılmaları öngörüldü. "Baba, abi, reis ağa" gibi unvanlarla suç örgütü yapılanması içerisine girdiler Hazırlanan iddianamede, ülkenin siyasi ve ekonomik yapısının değişimi ile paralel bir seyir izleyerek ekonomik sıkıntıların arttığı dönemlerde taşrada "eşkıya", şehirde ise "kabadayı" olarak bilinen bir kısım şahısların devlet kontrolünün zor olduğu alanlarda kendi çıkarlarına uygun bir şekilde kimi zaman kaba kuvvet, kimi zaman da silahlı baskı ve korku yaratarak çıkar elde etmeye başladıkları anlatıldı. Bu şekilde elde edilen maddi çıkarların bir kısmını göstermelik yardımlar yaparak halkın gözünde sempati kazanmaya çalıştıkları aktarılan iddianamede, bu kapsamda 1970 ve 1980'li yıllarda meydana gelen siyasi değişikliklerden kaynaklı eşkıya ve kabadayı olarak isim yapan şahısların etraflarındaki adamlarının artmasıyla toplum içerisinde ciddi korkuların oluşmaya başladığı bilgisi verildi. İddianamede, bu korkuların giderek bu şahıslara toplum nezdinde saygıya dönüştüğü vurgulanarak, toplum içerisinde bu şahısların "baba, abi, reis ağa" gibi unvanlar alarak hemşehrilik ve akrabalık ilişkilerinden kaynaklı etrafına topladığı adamlar ile birlikte kamuoyunda mafya olarak bilinen çıkar amaçlı suç örgütü yapılanması içerisine girdikleri anlatıldı. Bu şahısların suç örgütü haline gelmesinden sonra devletin ve kanun koyucunun yerine kendilerini koyarak hem ceza kesen ve hem de adalet dağıtan bir görünüme kavuşup, bu sayede maddi menfaatlerini arttırma çabası içerisinde oldukları kaydedilen iddianamede, legal veya illegal iş sahibi olan bir kısım işletme sahiplerini koruma adı altında haraca bağlayarak maddi menfaat temin ettikleri, çek-senet tahsilatı yaptıkları ve bu şekilde toplumda korkutucu güç olarak maddi menfaat elde etmeye çalıştıkları bilgisi verildi. Sedat Peker bugüne nasıl geldi? İddianamede, Sedat Peker'in 1990'lı yıllarda mafya oluşumu içerisinde yer aldığı, bu oluşum içerisinde beraberindeki şahıslar ile birlikte işlediği bir kısım suçlardan dolayı 1997 ve 1998 yıllarında hakkında soruşturma başlatıldığı, ülke çapında aranması bulunan Sedat Peker'in Romanya'ya kaçtığı, 7 ay sonra teslim olacağını bildirerek 19 Ağustos 1998'de Romanya'dan Türkiye'ye getirildiği ve Bayrampaşa cezaevine konulduğu hatırlatıldı. Peker'in bu dönemde hakkında çıkan haberler ile adından çok fazla söz ettirdiği kaydedilen iddianamede, cezaevindeki lüks yaşamının gazetelere manşet olduğu, hakkında açılan davanın sonuçlanması neticesinde yanındaki 12 adamı ile birlikte "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve değişik suçlardan yargılaması tamamlanarak cezaevinde geçirdiği sürelerde dikkate alınarak 24 Mayıs 1999'da tahliye edildiği aktarıldı. İddianamede, Sedat Peker'in cezaevinden çıkınca suç örgütündeki kişi sayısını arttırmaya çalıştığı, 2002 yılında vermiş olduğu davet ve karıştığı olaylar, 2001 yılında 14 yaşındaki bir çocuğu istismar eden pilavcıya kendi usulünce ceza vermesi şeklinde yaptığı olaylar nedeniyle medyada sık sık yer almaya başladığı ve bu şekilde kendisini halk nezdinde daha fazla tanıttığı, ayrıca siyasi düşünceleri ve yaptığı konuşmaları ile bir kısım vatandaşlar üzerinde sempati oluşturduğu kaydedildi. Peker'in, cezaevinden çıktıktan bir kaç yıl sonra "www.öztürkler.com" isimli web sitesini kurarak dünyadaki Türkleri bir araya getirme projesini hayata geçirdiği ve bu projenin açılışına değişik mesleklerden ün yapmış kişileri davet ederek kendisini ve yapılanmasının daha çok tanınmasını sağladığı aktarılan iddianamede, Peker'in ayrıca lüks yaşamı, etrafındaki koruma sayısının fazlalığı ile kendisini her zaman gündemde tutmaya ve çevresindeki insanların sempatisini kazanmaya çalıştığı ifade edildi. Villası silahlarla donatılmış İddianamede, Sedat Peker suç örgütünün bu şekilde kurularak ülkede büyümeye başladığı, "silahlı tehdit", "adam kaçırma" ve "örgüt kapsamında korku-baskı oluşturarak kişi veya firmaların mal varlığına çökmek suretiyle yağma" ve benzeri eylemler neticesinde büyük meblağlarda maddi çıkar elde ettiği vurguladı. Sedat Peker suç örgütünün, medyayı da sık ve etkili kullanarak örgütün korkutucu gücünü kullanıp bir kısım insanları tehdit ederek hem etkinliğini arttırmaya çalıştığı ve hem de genç kesime yönelik sempati kazanma çabaları içerisinde olduğu ifade edilen iddianamede, bu örgütün eylemlerinin bizzat örgüt lideri olan Sedat Peker tarafından yapılmadığı, kendisinin özellikle bu konuda hassasiyet göstererek eylemleri hiyerarşik yapıda yer alan örgüt üyelerine yaptırarak kendisinin hukuksal bir problem yaşamasından sürekli kaçındığı anlatıldı. İddianamede, ancak Peker'in yapılacak eylemleri bizzat kendisi belirleyerek talimat vermek ve azmettirmek suretiyle gerçekleştirdiği, bazı mağdurları İstanbul Beykoz'da bulunan ve ailesi ile birlikte yaşadığı villasına getirterek burada bu kişiler üzerinde korku ve baskı uygulayarak amacına ulaşmaya çalıştığı bildirildi. Örgüt elebaşı olan Sedat Peker'in ikamet ettiği söz konusu villanın çeşitli silahlar ile donatılmış çok sayıda korumalar ile korunduğu açıklanan iddianamede, villanın bulunduğu tüm sokak giriş ve çıkışlarının kameralar, güvenlik görevlileri ve uzaktan kumandalı bariyerler ile kontrol edildiği, bu şekilde güvenlik tedbirleri alınan villanın örgütün görüşmeler, toplantılar ve örgüt faaliyetleri için kullanıldığı kaydedildi. Hazırlanan iddianame, değerlendirilmek üzere Anadolu Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi.

2 yıl önce

Organize suç örgütü elebaşı Sedat Peker hakkında hazırlanan iddianame, gönderildiği ağır ceza mahkemesince kabul edildi

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca, elebaşılığını Sedat Peker'in yaptığı suç örgütüne yönelik "tasarlayarak kasten öldürmeye azmettirme", "suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurma ve yönetme", "suç işlemek amacıyla kurulan silahlı örgüte üye olma", "var olan suç örgütünün korkutucu gücünden faydalanarak silahla yağma suçuna azmettirme", "tefecilik", "silahla kasten yaralama" suçlarından yürütülen soruşturma sonucunda hazırlanan iddianame gönderildiği mahkemece değerlendirildi. İddianamenin kabulüne karar veren Anadolu 16. Ağır Ceza Mahkemesi, hazırladığı tensip zaptında 26 sanığın tutukluk halinin devamına karar verdi. Mahkeme, iddianamede suç örgütü lideri olarak değerlendirilen firari sanık Sedat Peker ile şoförü U.Y. hakkında yokluğunda tutuklama kararı çıkarılmasına hükmetti. Mahkeme, davanın ilk duruşmasının 29 Aralık'ta yapılmasını kararlaştırdı. İddianameden Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca, elebaşılığını Sedat Peker'in yaptığı suç örgütüne yönelik yürütülen soruşturma sonucunda hazırlanan iddianamede, 30 kişi mağdur, Çekmeköy'de 31 Ağustos 2017'de silahlı saldırı sonucu öldürülen Cahit Çetin ise maktul olarak yer alıyor. İddianamede, 26'sı tutuklu 92 şüpheliden Sedat Peker'in örgüt lideri, 9 şüphelinin örgüt yöneticisi, 82 şüphelinin bir kısmının örgüt üyesi, bir kısmının da örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişiler olduğu belirtiliyor. İddianamede, suç örgütü lideri Sedat Peker'in Çekmeköy'de 31 Ağustos 2017'de Cahit Çetin'in silahlı saldırı sonucu ölümüne ilişkin "tasarlayarak kasten öldürmeye azmettirme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması isteniyor. Sedat Peker'in ayrıca 19 ayrı eylemde birçok müştekiye karşı "var olan suç örgütünün korkutucu gücünden faydalanarak silahla yağma suçuna azmettirme" suçundan 250 yıldan 360 yıla kadar, "suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurma ve yönetme" suçundan 5 yıldan 10 yıla kadar, 3 mağdura yönelik "tefecilik" suçundan 6 yıldan 18 yıla, 2 kişiye karşı silahla kasten yaralama" suçundan da 1 yıl 8 aydan 4 yıl 2 aya kadar olmak üzere toplamda 262 yıl 8 aydan, 392 yıl 4 aya kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor. İddianamede, örgüt yöneticisi 9 şüphelinin "suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurma ve yönetme" suçundan 5'er yıldan 10'ar yıla kadar, örgüt üyesi 46 şüphelinin "suç işlemek amacıyla kurulan silahlı örgüte üye olma" suçundan 2 yıl 6'şar aydan 6'şar yıla kadar hapsi istenen iddianamede, 22 şüphelinin de "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme" suçundan 2'şer yıldan 4'er yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi. Diğer şüphelilerin de çeşitli suçlardan cezalandırılması talep ediliyor. Öte yandan iddianamede örgüt yöneticisi, üyesi ve örgüt adına suç işleyen şüphelilerin, ayrıca "kasten öldürmeye azmettirme", "var olan suç örgütünün korkutucu gücünden faydalanarak silahla yağma suçuna azmettirme", "tefecilik" ve "silahla kasten yaralama" suçlarından da değişik oranlarda hapisle cezalandırılmaları öngörülüyor.

2 yıl önce

Esra Hankulu iddianamesinde Ümitcan Uygun için istenen ceza belli oldu

Ankara'nın Mamak ilçesindeki evde ölü bulunan Esra Hankulu'nun ölümüne ilişkin Ümitcan Uygun'un da aralarında bulunduğu 3 şüpheli hakkındaki soruşturma tamamlandı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianame, Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi. İddianameye göre Mamak ilçesi Akdere semtindeki eve, 3 Ağustos'ta ihbar üzerine giden emniyet güçleri, Esra Hankulu'nun (25) hayatını kaybettiğini belirledi. Bunun üzerine olay gecesi Hankulu ile aynı evde kalan şüpheliler Ümitcan Uygun, Furkan G. ve Dilan C. gözaltına alındı. Kafa travması ve iç kanamadan hayatını kaybetti İddianamede ifadelerine yer verilen şüpheliler, Hankulu'na yönelik bir eylemlerinin olmadığını, ölümüne ilişkin ise bilgilerinin bulunmadığını iddia etti. Dosyanın delilleri arasında yer alan Adli Tıp Raporu'nda Hankulu'nun, künt kafa travmasına bağlı iç kanaması sonucunda yaşamını yitirdiği belirtildi. İddianamede, şüpheli Ümitcan Uygun'un Hankulu'nu öldürdüğü, diğer iki şüphelinin ise suç delillerini kararttıklarına dikkat çekildi. Bu kapsamda, şüpheli Uygun'un, "kendisini savunamayacak durumdaki kişiyi" kasten öldürme suçundan "ağırlaştırılmış müebbet", tutuksuz şüpheliler Furkan G. ve Dilan C'nin de "suç delillerini karartmaktan" 5 yıla kadar hapse mahkum edilmesi istendi.

2 yıl önce

CHP'li Altay 'İktidarın parçası olacağız' diyen HDP'ye arka çıktı: Ülkeyi yönetme iddiasında olmayan parti olur mu?

HDP Eş Başkanı Pervin Buldan, geçtiğimiz günlerde Ağrı'da yaptığı açıklamada, partisinin iktidarın bir parçası olacağını söyledi. Buldan, "Ödediğimiz bedellerin, verdiğimiz emeklerin elbette bir karşılığı olacaktır" ifadelerini kullandı. CHP'Lİ ALTAY HDP'YE ARKA ÇIKTI Söz konusu açıklamalara ilişkin TBMM'de düzenlediği basın toplantısında değerlendirmelerde bulunan CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, kapalı kapılar ardında ittifak yaptıkları HDP'ye arka çıktı. Altay, Buldan'ın sözlerini, "Bir siyasi parti ülkeyi yönetme iddiasında bulunmuyorsa kapansın gitsin. Ülkeyi yönetme iddiasında olmayan siyasi parti olur mu?" diyerek savundu. BİR DESTEK DE MEMURLARI TEHDİT EDEN KILIÇDAROĞLU'NA CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun memur ve bürokratları tehdidine de arka çıkan Altay, "Biz iktidar olunca enkaz edebiyatı yapmayacağız, devri sabık yaratmayacağız." diye konuştu.

2 yıl önce

Bild gazetesinin ‘Hollanda büyükelçisi sınır dışı edildi’ iddiasına Dışişleri Bakanlığı’ndan yalanlama

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Twitter'dan yaptığı açıklamada şunları kaydetti: "Hakkari Yüksekova'ya yeni geldik, takip ettiğimiz haber de geldi. Çukurca sınırından sızan 2 terörist, J-SİHA, yakın hava desteği ve ayrıca kara operasyonuyla ölü ele geçirildi. Laftan anlamıyorlar. Gözü alıyorsa Karayılan gelsin, fare gibi saklanmasın. Onun da sırası geliyor." "Talimatlarınız elimizde" Bakan Soylu, Twitter hesabından yaptığı diğer paylaşımında 2 terörist ile birlikte ele geçirilen mühimmatları açıkladı. Soylu, "Dün gece Çukurca’ya sızan ve ölü ele geçirilen teröristlerdeki mühimmatlar; 2 adet M-16 Piyade Tüfeği, 4 adet el bombası, 9 adet M-16 şarjörü, 1 adet patlayıcı ateşleme düzeneği. Ayrıca talimatlarınız elimizde. 112'yi ararsanız getiririz veya Meclis'teki arkadaşlarınıza bırakırız" dedi.

2 yıl önce

Kars Valiliği, Kılıçdaroğlu’nun arsenikli su iddialarını yalanladı

Kars Valiliği’nden yapılan açıklama şöyle; CHP Genel Başkanı Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU tarafından 26.10.2021 tarihinde yapılan grup toplantısında ilimiz ile ilgili dile getirilen hususlarla alakalı aşağıda yer alan açıklamaların yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur. İlimiz Susuz İlçesi Çamçavuş Köyü içme suyu ihtiyacı, İl Özel İdaremizce KÖYDES kapsamında 2018 yılında açılan sondaj kuyusu, aynı yıl içerisinde yapılan içme suyu şebekesi ve deposu aracılığıyla karşılanmaktadır. 16.02.2021 tarihinde Çamçavuş Köyü içme suyu analizi için İl Sağlık Müdürlüğü ekipleri tarafından su numunesi alınmış, alınan numune hem 17.02.2021 tarihinde Kars Halk Sağlığı Laboratuvarı tarafından hem de 20.02.2021 tarihinde Erzurum Halk Sağlığı Laboratuvarı tarafından analiz edilmiş ve raporlar sonucunda suyun, ‘İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkındaki Yönetmelik’e uygun olduğu tespit edilmiştir. Çamçavuş Köyü Camisi ile ilgili olarak dile getirilen iddia konusunda; ilgili caminin henüz ruhsatlandırılmasına yönelik İl Özel İdaremize yapılmış herhangi bir resmi başvuru bulunmamaktadır. Kaldı ki aynı köyde yapılan İmamevi ve Taziye Evi’ne yönelik resmi müracaatlar çerçevesinde ruhsatlandırma işlemi 2018 yılında gerçekleştirilmiştir. Hayvan geçidi için köprü talebi ile ilgili olarak; Karayolları 18. Bölge Müdürlüğü tarafından 2013 yılında 5*5 genişlik ve yüksekliğinde Çamçavuş Köyü karşısında hayvan alt geçidi yapılmış ve hayvanların meralara ulaşması sağlanmıştır. Sonuç olarak; CHP Genel Başkanı Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU tarafından dile getirilen veya kendisine verilen bilgilerle oluşturulan iddialar gerçeklikten uzaktır ve kamuoyunun yanıltılmasına neden olmaktadır. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Valiliğimiz, tüm kurumlarımız ve İl Özel İdaremiz halkımızın hizmetinde ve köylerimizin alt yapı ihtiyaçlarının giderilmesi için büyük bir gayretle çalışmaktadır. Bu doğrultuda; 2021 yılında köylerimizin içme suyu ihtiyacına yönelik 60 adet proje hayata geçirilmiştir. Valilik olarak idare ve kamu hizmeti anlayışımız, bir hizmet ihtiyacı ortaya çıktığında Sayın KILIÇDAROĞLU’nun dile getirdiği gibi iki ay beklemeden aynı gün harekete geçilerek vatandaşımızın talebinin karşılanması esasına dayanmaktadır.

2 yıl önce

AVM’de vatandaşlık verdiği iddia edilen Beyler İnşaat kimin? Ekrem İmamoğlu ile nasıl bir bağlantısı var?

İYİ Parti’nin mülteci provokasyonu yine elinde patladı. İYİ Parti’nin ‘Dişi Hitler’i’ İlay Aksoy’un yayınladığı bilgilere göre, İstanbul’un Fatih ilçesinde bulunan Historia AVM’deki ilanlarda evle birlikte Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı da satılıyor. VATANDAŞLIK SATIYOR İDDİASI Vatandaşlık vaadinde bulunan Beyler İnşaat’ın ilanlarına göre, vatandaşlık hizmetleri, ikametgah işleri ve PCR testi ücretleri de ev ücretine dahil. BEYLER İNŞAATIN SAHİBİ EKREM İMAMOĞLU’NUN DESTEKÇİSİ ÇIKTI Cahit Yalçın’ın kardeşleriyle 2007 yılında Ataşehir’de kurduğu Fuar Yapı & Beyler İnşaat Gayrimenkul, ilk projesini 2009 yılında Esenyurt’ta hayata geçirmişti. Sattığı evlerle birlikte vatandaşlık da sattığı iddia edilen Fuar Yapı & Beyler İnşaat Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Cahit Yalçın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da destekçisi çıktı. Cahit Yalçın’a İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun sosyal medyadan bağışları için teşekkür ettiği görülüyor. Aykırı ve Sığınmacı Gündem gibi çeşitli sosyal medya hesapları üzerinden yaptığı Afgan ve Suriyeli provokasyonlarıyla gündeme gelen siyasilerin Cahit Yalçın ve CHP ilişkisine ne diyecekleri merak konusu oldu.

1 2 ... 12 13 14 15 16 17 18 ... 65 66