29 Mart Cuma 2024
2 yıl önce

Mersin Valiliği’nden Mezitli ilçesindeki polis intiharıyla ilgili açıklama

Valilikten yapılan açıklama şöyle; Mezitli ilçe emniyet müdürlüğünde görevli polis memurumuz Nagehan Ekiz’in 26.09.2021 günü intihar etmesi hadisesi üzerine bazı medya organları ve sosyal medya platformlarında yapılan paylaşımlarla ilgili olarak; Öncelikle Mezitli ilçe emniyet müdürlüğünde görevli polis memurumuzun intiharı hem emniyet teşkilatımızı hem de bizleri derinden üzmüştür. 27.08.2021 tarihinde Mezitli’de siyasi parti ilçe binasında görevli polis memurunun iki saatliğine izinli olduğu zaman zarfında merhume burada bir defaya mahsus görevlendirilmiştir. Bu süre içerisinde ilçe binasında görevli sekreter hanımla bir nedenle karşılıklı diyalog sonrası Mezitli ilçe emniyet müdürlüğünde görevli şube müdürünün olaya müdahale etmesinden bir ay sonra vuku bulan intihar olayına herhangi bir belge, bulgu, inceleme ve merhumenin herhangi bir yazılı veya sözlü şikayetinin olmamasına rağmen sebep olarak gösterilmesi yönündeki sosyal medya değerlendirmeleri ve paylaşımları üzüntümüzü daha da artırmıştır. Konu ile ilgili olarak merhumenin intiharından sonra Bakanlığımız emniyet emeklisi olan kıymetli babasının beyanları üzerine 27.09.2021 günü tüm yönleriyle hemen inceleme başlatılmıştır. Merhumenin acılı ailesine ve polis teşkilatımıza baş sağlığı ve sabırlar dileriz.

2 yıl önce

CHP’li Başarır’dan sonra Sözcü gazetesi yazarı Dündar’dan da polis intiharı istismarı

Sözcü Gazetesi yazarı Uğur Dündar da, dün akşam Tele 1 ekranlarında CHP’li Başarır’ın gibi 1 ay önce yaşanmış elim hadiseyi tekrar gün tartışmaya açarak bir skandala imza attı. Katıldığı yayın öncesinde, Mersin Valiliği’nin yapmış olduğu “merhumenin intiharından sonra Bakanlığımız emniyet emeklisi olan kıymetli babasının beyanları üzerine 27.09.2021 günü tüm yönleriyle hemen inceleme başlatılmıştır” açıklamasını görmezden gelerek kasıtlı bir biçimde polis yakınlarının yarasını deşen Sözcü Gazetesi yazarı Uğur Dündar’ın organize suç örgütü Sedat Peker’e “temiz toplum savaşçısı” benzetmesi yaptığı da henüz hafızalardaki tazeliğini koruyor. Polis intiharı istismarı yapan Dündar’ın kurucusu olduğu Artı 1 Tv’yi Sezgin Baran Korkmaz finanse etti iddiası Geçtiğimiz aylarda Sözcü Gazetesi yazarı Yılmaz Özdil, Uğur Dündar’ın kurucuları arasında yer aldığı Artı 1 TV’nin kuruluşunu Sezgin Baran Korkmaz’ın finanse ettiğini iddia etmişti. Canlı yayında Yılmaz Özdil’e cevap veren Uğur Dündar canlı yayında ağzını bozmuş ve aynı gazetede çalıştığı Özdil’i çok ağır ifadelerle tehdit etmişti. Dündar hakkındaki iddialar bitmiyor Türkiye Gazetesi’nde Yılmaz Bilgen, Türkiye Cumhuriyeti’ne türlü iftiralarda bulunan Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) firari olarak yaşayan organize suç örgütü elebaşı Sedat Peker’e “halk kahramanı güzellemesi” yapan, Sözcü Gazetesi yazarı, son günlerin tartışmalı ismi Uğur Dündar’ın Mehmet Ali Yapar’ın hakkında haber yapmaması karşılığında Yapar’dan servet aldığını iddia etmiş

2 yıl önce

Türkiye'den SİHA satın almak istiyorlar

Afrika'ya yeni bir SİHA ihracatı olabilir. Nijerya'nın Zamfara Eyaleti Valisi Bello Matawalle, eyalette teröre karşı savaşta kullanmak üzere bir Türkiye'den SİHA tedarik edeceklerini duyurdu. Aksam.com.tr'nin haberine göre, Kuzeybatı Nijerya'daki Zamfara Eyaleti Valisi Bello Matawalle, bir Türk şirketinden eyalette faaliyet gösteren teröristlerle mücadeleye yardımcı olmak için SİHA alınacağını açıkladı. Pazartesi günü 18 komisyon üyesi, 16 özel danışman, Devlet Hükümeti Sekreteri, Hizmet Başkanı ve üç genel müdürün ülkede göreve başlama töreninde konuşan Matawalle, hükümetinin rehavete müsamaha göstermeyeceğini söyledi. Matawale, İşbirliğinin Türkiye'ye yaptığı son ziyaretler sırasında kurulduğunu belirtirken ziyaret sırasında kaydedilen bir diğer önemli başarının, "Türk-Nijerya İş Kongresi ve eyaletlere yatırım yapmak isteyen 20'den fazla şirketle bir araya geldikleri bir toplantı olduğunu" söyledi. Ayrıca Nijeryalı vali, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Nijerya'yı ziyaret edeceği ve Cumhurbaşkanı Muhammadu Buhari ile görüşeceğini belirterek tedariğin burada netleşeceğini söyledi.

2 yıl önce

Selçuk Bayraktar: Ülkemiz bugün kendi sınıfında dünyanın en iyi SİHA'larını yapıyor

Bugün Türkiye'nin kendi sınıfında 'dünyanın en iyi SİHA'larını yaptığını' belirten Bayraktar, "Biliyoruz ki bunu yapacak yüzbinlerce genci var Türkiye'nin. Bütün gayretimiz bu tür etkinliklerle hatta en imkanı olmayan gence dahi ulaşarak onun bir uçağa dokunmasını sağlayarak belki ülkemizin ilerde uzay programına, dünyaya damga vuracak buluşlar yapmasını sağlamak. Bu yıl biliyorsunuz, Aziz Sancar Hocamız geldi. Gençlere ödüllerini verdi. Bu gibi gençlerin bizim içimizde olduğunu biliyoruz. Bütün gayretimiz buradaki yerel paydaşlarımızla birlikte onların önünü açmaktır. Bunun sadece İstanbul'da kalmasını değil tüm ulusa bir dip dalga gibi yayılmasını sağlamaktır" diye konuştu. TEKNOFEST'in gençlere büyük bir özgüven getirdiği söyleyen Bayraktar, "TEKNOFEST'i 1 yıl İstanbul'da, 1 yıl Anadolu'da düzenliyoruz. İlk Anadolu turu 2020'de Gaziantep'te olmuştu. Pandemi kapsamında olduğundan halka açık değildi, sadece yarışmalar vardı. 2021'de İstanbul'da düzenledik. Onun öncesinde aday şehirleri biz değerlendirdiğimizde Karadeniz Bölgesi ve tabii Karadeniz'in gözbebeği Samsun'da karar kıldık. Bir ulusun kurtuluş destanının yazıldığı şehir olan Samsun'da yapmaya karar verdik. Hemen TEKNOFEST'in bitiminde bir sonraki gün diğer TEKNOFEST'e hazırlanmaya başlıyoruz. Samsun'a değerlendirme yapmaya geldik. Beklediğimizden çok daha iyi bir şekilde hazırlığımız devam ediyor. TEKNOFEST'te bizim 36 farklı alanda yarışmamız var. Sağlıkta yapay zekadan, akıllı ulaşım teknolojilerine. Savunma sanayi yarışmaları sadece ilk yıl 2018'de biraz ağırlıktaydı. TEKNOFEST ilk savunma sanayi alanlarındaki başarılar üzerine biraz kurgulanmıştı. Sonraki yıllarda biz daha çok diğer tüm sivil alanlarla da insansız hava araçlarımızın(İHA) savunma sanayi alanında olduğu gibi büyük başarılarının elde edilmesi için gençlerimizin de özellikle bu alanlara teşvik edilmesi için açıkçası yüzde 90'nından fazlası yarışmaların sivil alanlarda olmak üzere tasarlandı. Biz geçtiğimiz yıllarda şunu gördük: İlk yıllarda dünya çapında ilgi görecek yarışmalar olmuştu. Bu yarışmaların düzeyi biraz daha vasat seviyedeydi. Özellikle benim dikkatimi çeken şu oldu: Bu 2021 yılında çok daha ciddi şekilde olduğunu gördüm. Biz artık dünyada yüksek teknoloji alanına odaklandığımızda bunu insanlık ve milletimizi yararına olacak şekilde hedeflediğimizde bu teknolojiyi geliştirmeyi, bunun yanında ahlaka ve temele oturacak şekilde düsturumuzu ayarladığımızda özellikle bugünün yarışlarına değil de teknoloji trendlerine odaklandığımızda dünyada bu alanın en iyisi olabiliriz diyen yüzlerce genç gördüm. İlk yıllarda bunu pek görmüyorduk. Açıkçası bu özgüvenin gelmiş olması TEKNOFEST'in en büyük başarısı diyebilirim. Kimi yarışmalara katılan genç takımlar kendi girişimlerini kurdular. Hatta bu girişimleri ticarileştirdiler. Aynı dünyada benzer yarışmalara katılarak dereceye giren takımlarımızın olduğunu gördük. Özellikle bu söylediğim özgüvenin yükselmiş olması dünyanın en iyisini yapabilen gençlerin sayısının çok daha artmış olması açıkçası beni ve paydaş ekiplerimizi çok mutlu etti" şeklinde konuştu.

2 yıl önce

Erdoğan'dan 3'üncü santral mesajı: Nükleere karşı çıkmak ihanet değilse gaflettir

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Hizmet Binası ve Yapımı Tamamlanan Enerji Santrallerinin Açılış Töreni'ne katıldı. Burada yaptığı konuşmada, EPDK'nın kuruluşundan bugüne kadar ortaya koyduğu tablonun gurur vesilesi olduğunu söyleyen Erdoğan, kurumun enerji piyasalarının serbestleştirilmesi ve düzenlenmesindeki uygulamalarıyla uluslararası düzeyde takip edilen bir yapıya dönüştüğünü belirtti. Kurumsal kapasitesini güçlendirerek bugünkü seviyesine ulaştırdıkları EPDK'nın en önemli eksikliğinin uzun yıllar kendine layık bir hizmet binasının bulunmaması olduğunu ifade eden Erdoğan, 2015 yılındaki 6'ncı Dünya Enerji Düzenleme Forumu'nda bu ihtiyacın giderilmesiyle ilgili talimatları vererek, çalışmaları başlattıklarını anımsattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 4 yıl gibi bir sürede tamamlanan EPDK yeni hizmet binasının hayırlı olmasını diledi. Yeni binanın ev sahipliği yaptığı kurumu en güzel şekilde temsil eden bir mimariye ve altyapıya sahip olduğunun görüldüğünü vurgulayan Erdoğan, yatay mimari anlayışıyla, insan odaklı bir şekilde inşa edilen, en yüksek seviyede enerji verimliliğini hedefleyen binanın çatısının tamamının güneş enerjisi ve su ısıtma panelleriyle kaplı olduğunu aktardı. Bu panellerin binada kullanılan enerji ve suyun önemli bir bölümünü karşıladığını dile getiren Erdoğan, modern çalışma alanlarının yanı sıra binada kreş, mescit, konferans salonu, fuaye, sergi bölümü, kütüphane ve kapalı otopark gibi her türlü ihtiyacın düşünüldüğünü bildirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, mimarisiyle, konumuyla, yeşil ergonomi anlayışının tezahürü olan altyapısıyla göz dolduran bir eseri daha Türkiye'ye kazandırmanın gururunu yaşadıklarını belirterek, eserin inşasına katkı veren kurumlara ve çalışanlara teşekkür etti. EPDK'nın, yeni binasında enerji sektöründe oynadığı kritik rolü çok daha başarılı bir şekilde devam ettireceğine inandığını vurgulayan Erdoğan, bugün ayrıca özel sektörün Adıyaman, Balıkesir ve Bingöl'de inşa ettiği yenilenebilir enerji santrallerinin de açılışını gerçekleştireceklerini hatırlattı. "YATIRIMCILARIMIZI CANIGÖNÜLDEN TEBRİK EDİYORUM" Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye'nin çatıda yapılan en büyük güneş enerjisi projesini, çöp gaz elektrik üretim tesisini, Avrupa'nın en büyük birleşik yenilenebilir elektrik üretim santralini bugün resmen hizmete alıyoruz. Enerji sektörümüze güç katacak Adıyaman, Balıkesir ve Bingöl'deki kardeşlerimize istihdam imkanı sunacak bu önemli yatırımların da ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Salgın şartlarına rağmen Türkiye'nin geleceğine ve potansiyeline inanan yatırımcılarımızı canıgönülden tebrik ediyorum." diye konuştu. Türkiye ekonomisinin son 19 yılda olağanüstü bir iki dönem haricinde yüksek büyüme trendini sürekli devam ettirdiğine dikkati çeken Erdoğan, Türkiye'nin enerji talebinin, ekonomik büyümesine ve nüfusuna paralel olarak arttığını söyledi. Elektrik enerjisi tüketiminin sadece bu yıl yüzde 8 seviyesinde arttığına işaret eden Erdoğan, "İlgili kurumlarımızın yaptığı çalışmalar, elektrik enerjisi talebimizin yılda ortalama yüzde 3,5 oranında artacağını gösteriyor. Ekonomimizin salgın şartlarına rağmen yakaladığı ivmeyi devam ettirmesi durumunda bu oranlar daha da yukarıya çıkacaktır. Hükümet olarak, gerek ülkemizin artan enerji ihtiyacını gerekse küresel ekonomik görünümü dikkate alarak, çalışmalarımızı yürütüyoruz." bilgisini paylaştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2017 yılında açıkladıkları Milli Enerji ve Maden Politikası'nın, bu süreçte kendilerine ve enerji sektörüne rehberlik ettiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti: "Daha çok yerli, daha çok yenilenebilir şiarıyla sürdürdüğümüz çalışmalarımızın hedefi enerji ihtiyacımızı yerli ve milli imkanlarla sürekli, kaliteli ve uygun fiyatlarla karşılamaktır. Bunun için yenilenebilir enerji kaynaklarının enerji sepetimizdeki payını devamlı yükseltiyoruz. Rüzgar ve güneş enerjisinde 2027 yılına kadar 10'ar bin megavatlık ek kurulu güç katkısı hedefliyoruz. Enerji havuzumuza nükleer enerjiyi de ekleyerek üretim portföyümüzü daha da çeşitlendirmeyi ve zenginleştirmeyi arzu ediyoruz." Mersin'e eylül ayında yaptığı ziyarette Akkuyu Nükleer Güç Santrali'ni de ziyaret ederek, gelinen aşamayı bizzat yerinde gördüğünü anlatan Erdoğan, "Her biri 1200 megavat güce sahip 4 üniteden oluşan 4 bin 800 megavat kapasiteli olarak planladığımız santralimizle ilgili çalışmalar devam ediyor." sözlerini sarf etti. "NÜKLEER ENERJİYİ ÜLKEMİZE KAZANDIRMAKTA KARARLIYIZ" Akkuyu Nükleer Santrali'nin ilk ünitesini 2023 yılında devreye almayı planladıklarını belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Böylece Türkiye'yi dünyada nükleer enerjiyi işleyen ve kullanabilen sınırlı sayıdaki ülkeler arasına dahil etmiş olacağız. Akkuyu'nun ardından süratle 2'nci, hatta 3'üncü nükleer güç santralimiz için hazırlıklara başlayacağız. Her ne kadar çevrecilik adına sokakları yakıp yıkanlar, attığımız her adım gibi bunu da eleştirseler de biz nükleer enerjiyi ülkemize kazandırmakta kararlıyız. Dünyanın 32 ülkesinde 443 nükleer güç santrali halen faaliyetteyken 'Türkiye nükleer enerjiye sahip olmasın' demek ihanet değilse gaflettir. Ülkemizin temiz nükleer enerjiye ulaşma çabalarını dile dolayanların, çevre duyarlılığından ziyade başka gündemlerle hareket ettiği açıktır. Türkiye'nin ekonomik bağımsızlığına, Türk milletinin refahına dair yüreğinde zerre kadar hassasiyeti olanın nükleer enerjiye karşı çıkması mümkün değildir. Burada asıl sorgulanması gereken, Türkiye'nin bu adımı neden 20-30 sene evvel atmadığıdır. Dünyanın özellikle 60 yıldan fazla süredir kullandığı bu imkana bizim bu kadar geç kavuşuyor olmamız ülkemiz adına büyük bir kayıptır. Akkuyu'nun hizmete girmesiyle hem ülkemizin bu eksikliğini giderecek hem de iklim değişikliğiyle mücadelemize önemli bir katkı sağlamış olacağız." Yenilenebilir enerji kaynaklarından daha fazla istifade etmenin yollarını aradıklarını belirten Erdoğan, bu alanda son 19 yılda ciddi mesafe katedildiğini söyledi. Türkiye'nin kendi akarsuları, rüzgarı, güneşi ve jeotermal kaynaklarından elde edilen enerjinin payının yüzde 290 arttığına dikkati çeken Erdoğan, "Bugün yenilenebilir enerji kurulu gücümüz 52 bin 140 megavat değeri ile toplam kurulu gücümüzün yüzde 53'lük kısmını oluşturuyor. Jeotermal enerjisi kurulu gücü bakımından 2020 yılı verilerine göre Avrupa'da birinci, dünyada ise dördüncü sıradayız." diye konuştu. Türkiye'nin 2020 yılında toplam yenilenebilir kurulu gücünde dünyada 12'nci, Avrupa'da 5'inci sırada yer aldığını dile getiren Erdoğan, "Nereden nereye." ifadesini kullandı. Geçen yıl üretilen elektrik enerjisinin yüzde 57,4'ünün yerli, yüzde 42,5'inin yenilenebilir kaynaklardan elde edildiğini aktaran Erdoğan, şunları kaydetti: "Özel sektörümüzün de yatırımlarıyla, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının enerji sepetimizdeki payını her geçen gün arttırıyoruz. Allah'ın ülkemize bir lütfu olan akarsulardan, güneşten, rüzgardan en etkin şekilde faydalanmanın gayreti içindeyiz. Bugün rüzgar türbinleri Türkiye'nin dört bir yanını kuşatırken, rüzgardan elektrik üretiminde ardı ardına rekor kırıyoruz. Artık vatandaşlarımızın binalarının çatılarına yerli üretim güneş panelleri kurarak kendi enerjisini üretebildiği bir dönemi yaşıyoruz. Ancak sermaye düşmanlığı, anti-emperyalizm, yerli kaynaklarımızdan yararlanma çabalarını engellemeyi çevrecilik zanneden marjinal örgütlerin burada da piyasaya sürüldüğünü görüyoruz. Dünyanın en temiz enerji kaynaklarına karşı çıkmanın çevre ile bir ilgisi olmadığı açıktır. Nasıl ağaç bahanesiyle vizyon projelerimize kastedenlere fırsat vermediysek, çevre diyerek enerji hamlemizi dinamitlemeye çalışanlara da meydanı boş bırakmayacağız. Türkiye düşmanlarına piyonluk yapanlara rağmen, ülkemizin yerli ve yenilenebilir kaynaklarını azami düzeyde kullanmaya devam edeceğiz." Etrafı zengin petrol ve doğal gaz kaynakları ile çevrili bir ülke olarak Türkiye'nin son yıllarda arama ve sondaj çalışmalarında bir paradigma değişikliğine gittiğini vurgulayan Erdoğan, Türkiye'de çok uzun yıllar boyunca petrol ve doğal gaz arama çalışmalarının genellikle kiralama usulüyle yapıldığını anımsattı. "TARİHİMİZİN EN BÜYÜK DOĞAL GAZ KEŞFİNE İMZA ATTIK" Özellikle derin deniz sondajlarında Türkiye'nin tamamen dışa bağımlı olduğuna dikkati çeken Erdoğan, ciddi kaynak ayrılan, büyük meblağlar harcanan bu çalışmalardan yakın tarihe kadar olumlu bir sonuç çıkmadığını söyledi. Daha önce kiralama veya benzeri yöntemlerle yürütülen bu faaliyetleri milli imkanlarla sürdürmeye karar verdiklerini belirten Erdoğan, o dönemki Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ile halefi Fatih Dönmez'in alınan bu kararı titizlikle hayata geçirdiğini kaydetti. Erdoğan, 3 sondaj ve 2 sismik araştırma gemisinin Türkiye'nin filosuna dahil edildiğini hatırlatarak, şöyle devam etti: "Sahip olduğumuz filoyla 2018 yılından bu yana 14 derin deniz kuyusu açtık. Akdeniz ve Karadeniz'deki iki ve üç boyutlu sismik aramalarımızı ne yaptık? 6-7 katına çıkarttık. Karalama kampanyalarına ve gizli-açık sabotajlara rağmen, sabırla yürütülen bu çalışmalar neticesinde hamdolsun geçen sene Karadeniz'de tarihimizin en büyük doğal gaz keşfine imza attık. Toplam 540 milyar metreküplük bu keşifle Türkiye artık farklı bir lige yükselmiştir. Ülkemizi ve hükümetimizi hedef alan çirkin saldırıların sebeplerinden birisi de kendi kaynaklarımızı milletimizin istifadesine sunma kararlığımızdır. Tilki yetişemediği üzüme ne dermiş? Koruk dermiş. Şimdi muhalefet, anası ile yavrusuyla hepsi de ne diyor? Koruk. İsteseniz de istemeseniz de sondaj gemilerini de artıracağız, sismik araştırmaları da artıracağız ve Karadeniz'de de Akdeniz'de de nerede ne var ne yok bunları bulup çıkartacağız." "MİLLETİN SEVİNCİNE GÖLGE DÜŞÜRMEYE ÇALIŞTILAR" "Nasıl savunma sanayi alanında yapılan hamleler, Türkiye'yi pazar olarak görenleri rahatsız ediyorsa, enerji konusunda attığımız adımlar da bazı çevreleri rahatsız etmektedir." diyen Erdoğan, doğal gaz keşfinin ardından medyada ve sosyal medyada yazılanları hatırlattı. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kanal kanal gezerek ne dediler? 'Keşfettiler ama çıkaramazlar.' diyen gafillerden, 'gazın ekonomik fayda sağlamayacağını' iddia eden sözde ekonomistlere kadar bir sürü saçmalığa şahit olduk. Milletin mutluluğunu paylaşmak yerine günlerce sükut orucu tutan siyasetçileri, parti genel başkanlarını gördük. Türkiye'nin başarısını yabancılar dahi takdir ederken, içimizdeki bu gafiller ağızlarını her açtıklarında keşfi önemsizleştirmek için adeta seferber oldular. İçlerindeki nefreti ortaya seren hezeyanlarla milletin sevincine gölge düşürmeye çalıştılar. Oysa ki bu keşfin ülkemiz için taşıdığı anlam izahtan varestedir. Karadeniz'deki gazın devreye girmesi, Türkiye'yi rahatlatacak, doğal gaz tedarikinde elini güçlendirecek, ekonomimizdeki çarpan etkisi artacaktır. İnşallah gazı çıkardığımız anda biz, bu gazı kiminle paylaşacağız? Tabii ki halkımızla paylaşacağız. Varsın anası, yavrusu düşünsün. Biz, devlet olarak görevimizi yapacağız. Ayrıca ülkemizin derin denizlerde arama, sondaj ve üretim kabiliyetleri üst bir noktaya ulaşacaktır. Bu gemilerimiz oralarda da kiralama olarak görev yapacaktır." "KARADENİZ GAZININ KULLANIMA HAZIR HALE GETİRİLMESİ İÇİN ÇALIŞIYORUZ" Erdoğan, Karadeniz gazının ilk fazının 2023'te kullanıma hazır hale getirilmesi için yoğun bir şekilde çalıştıklarını bildirdi. "Çok daha güçlü, bağımsızlığını daha da perçinlemiş bir ülke olarak Cumhuriyetimizin 100'üncü yılını kutlamayı arzu ediyoruz." diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "2002'den beri verdiğimiz zorlu ve kutlu mücadeleyi, aziz milletimizi asırlık bir hayaline daha kavuşturarak inşallah taçlandırmak istiyoruz. Bu süreçte hükümetimiz, resmi kurumlarımızla beraber özel sektörümüze de elbette ağır sorumluluklar düşüyor. Türkiye'nin her alanda olduğu gibi enerjide de tarihi başarılara imza atmasının gerisinde özel sektörümüzün dinamizmi ve cesareti var. Özel sektörümüz 200 milyar doların üzerinde sabit sermaye yatırımıyla hem ülkemizin gücüne güç kattı hem de istihdam seferberliğimiz ve arz güvenliğimizde öncü rol oynadı. Biz de özel sektörümüzü teşvik ederek, sıkıntılarını çözerek, onlara gereken her türlü desteği verdik." Koronavirüs salgını sürecinde yaşananların, son 19 yılda atılan bu adımların ne kadar doğru, ne kadar isabetli olduğunu gösterdiğini belirten Erdoğan, "Kaptanın hüneri dalgalı denizde belli olur. Buradan hareketle Türkiye, salgının yol açtığı zorlukları en hızlı atlatan ülkelerden biri olmuştur." dedi. Ana muhalefet ve diğer muhalefet partilerinin şehir hastanelerinden rahatsızlık duyduğunu dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti: "Hale bak... Eğer bu şehir hastanelerimiz, hastanelerimiz olmamış olsaydı biz bu koronavirüsle nasıl savaşacaktık, nasıl bu mücadeleyi verecektik? Şimdi ise bu hastanelere gidenler memnuniyetlerini ifade etmekle kalmıyorlar, şimdi yeni bir şey daha uydurdular. Ne diyorlar? 'Hastane var da doktor yok.' Elinize dilinize dursun. Nerede doktor yok, hepsi de var. Dün 40 bin personel daha ilave etme kararını Kabine Toplantımızda aldık ve açıkladık. Bundan sonra da erken vakitli ve etkili tedbirler alarak proaktif bir anlayışla çalışmalarımızı sürdüreceğiz." Salgının olumsuz küresel etkileri sebebiyle vatandaşların sırtına binen yükü hafifletirken iş dünyasına da destek olacak projeleri hayata geçireceklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti: "Dün Kabine Toplantımız sonrasında alınan kararları ve salgın sürecinde enerji başlığında milletimize verdiğimiz desteklerin icmalini paylaştık. Türkiye'ye ve millete dair hiçbir hedefi, ideali olmayan felaket çağrıcılarına prim vermeden yolumuza hep beraber kararlılıkla devam edeceğiz. Son 19 yıldır olduğu gibi 2023'e giden süreçte de özel sektörümüzle tam bir dayanışma içerisinde hareket edeceğimize inanıyorum. Sizlerden, Türkiye'ye güvenmenizi, Türkiye'nin aydınlık yarınlarına yatırım yapmayı sürdürmenizi bekliyorum." Cumhurbaşkanı Erdoğan, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun yeni hizmet binası ile enerji santrallerinin hayırlı olmasını dileyerek bu eserlerin Türkiye'ye kazandırılmasında emeği geçenleri tebrik etti.

2 yıl önce

Bir ülke daha Bayraktar TB2 için sıraya girdi: Terör örgütlerini Türk SİHA'larıyla vuracağız

Türkiye, Nijer'e Bayraktar TB2 SİHA, eğitim uçağı HÜRKUŞ ve zırhlı araçlar satma konusunda anlaşma sağladı. Nijer'in SİHA, eğitim uçağı ve zırhlı araçları komşu ülke Mali'den gelip saldırılar düzenleyen El-Kaide ve DEAŞ militanlarına karşı kullanması bekleniyor. ERDOĞAN GÖRÜŞMESİNDE SAVUNMA SANAYİ İHALELERİ DE GÜNDEME GELDİ Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Nijer Cumhurbaşkanı Muhammed Bazum ile telefonda yaptığı görüşmede bu ülke ile yapılan savunma sanayi ihaleleri de gündeme geldi. ERDOĞAN: TB2 SİHA'LAR SAYESİNDE ASKERİ KAPASİTENİZ ARTACAK Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığından önceki gün yapılan açıklamada, söz konusu görüşmede, Türkiye-Nijer ilişkileri ve bölgesel konular ele alındığı belirtilerek, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Nijer'in Türkiye'den tedarik edeceği TB2 SİHA, HÜRKUŞ ve zırhlı araçların bu ülkenin askeri ve güvenlik kuvvetlerinin kapasitelerini artıracağını dile getirdiği aktarılmıştı. YETKİLİLER SATIN ALMA PLANINI TEYİT ETTİ Fransız haber ajansı AFP'ye konuşan Nijerli yetkililer, bu ülkenin Türkiye'den SİHA, eğitim uçağı ve zırhlı araç satın alma planlarını teyit etti. Yetkililerin "DEAŞ ve El Kaide gibi terör örgütlerini Türk SİHA'larıyla vuracağız" çıkışında bulundukları öğrenildi.

2 yıl önce

Türkiye taarruzda! Mücadelede kritik dönemeç: İHA, SİHA ve İKU'larla yok ediyoruz

Bakanlığın, terör örgütü PKK'ya yönelik "Terörü kaynağında yok etme" ve "Savunma değil taarruz" stratejileriyle başlattığı operasyonlarda aralarında sözde üst düzey yöneticilerin de bulunduğu çok sayıda terörist etkisiz hale getirildi. Operasyonlarla yurt içindeki terörist sayısı 180'in altına düştü. Yürütülen operasyonlarda İHA, SİHA ile İKU'lar etkin şekilde kullanıldı. İHA, SİHA ve İKU'lar bu yıl 40 bin 661 saat uçuş gerçekleştirdi. İHA, SİHA ve İKU'lar, yaptıkları yer tespitiyle 2021'de bugüne kadar 147 teröristin etkisiz hale getirilmesini sağladı. Bu teröristlerden 21'i SİHA ile etkisiz hale getirildi. Ayrıca İHA, SİHA ve İKU'lar tarafından örgüte ait 30 sığınak tespit edilerek, kullanılamaz hale getirildi.

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Soylu: İHA'larla saha operasyonlarının sayısını kat kat yükselttik

Bakan Soylu, 'İnsansız Hava Araçlarıyla (İHA), sahada operasyon yapan birimlerimiz arasında öyle bir irtibat kurduk ki, meseleyi sadece İHA'lara bırakan değil, onun keşif, gözetleme, istihbarat kabiliyetlerine bırakan değil, aynı zamanda sahada operasyon yapan birimlerimizin saha operasyonlarının sayısını kat kat yükselten bir anlayış ortaya koyduk.' dedi.

1 2 ... 8 9 10 11 12 13 14 ... 37 38