26 Nisan Cuma 2024
2 yıl önce

Birleşik Krallık Büyükelçisi Chilcott: Türkiye'nin iklim eylem planına destek vereceğiz

Britanya'nın COP26 ev sahipliği ve BM İklim Değişikliği Tarafl ar Konferansı dönem başkanlığı, Glasgow zirvesi öncesinde Birleşik Krallık Ankara Büyükelçiliği'ne farklı bir misyon yükledi. Büyükelçi Sir Dominick Chilcott, zirve BM iklim değişikliği elçisi gibi çalıştı. COP26 zirvesi Glasgow'da sürerken Büyükelçi Sir Chilcott iklim değişikliği konusunda DÜNYA'nın sorularını cevapladı. Türkiye'nin Paris Anlaşması için ve genel olarak iklim değişikliği ile mücadele adına attığı adımları nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye'nin bu alandaki adımları mali açıdan nasıl desteklenebilir? Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) ve Kyoto Protokolü'ne taraf olarak Türkiye'nin iklim değişikliği ile mücadelede daima önemli bir rolü oldu. Paris Anlaşması'nı onaylamak ve 2053 net-sıfır karbon hedefini ilan etmekle Türkiye, bu küresel çabadaki rolünü ve yerini sağlamlaştırma yolunda da çok önemli bir adım atmış oldu. Birleşik Krallık ve COP26 Başkanı olarak, Türkiye'nin çok zamanında vermiş olduğu bu uluslararası toplumun küresel ısınmayı durdurma çabalarına katkısını Paris Anlaşması çerçevesinde hızlandırma kararını gerçekten takdir ediyoruz. Türkiye'nin gezegenimiz için düşük emisyonlu ve iklim dirençli bir gelecek inşa edilmesinde çok esaslı bir katkısı olacağına inanıyoruz. Türkiye'nin Paris Anlaşması'nın gereklerinden biri olan Ulusal Katkı Beyanı (NDC) olarak da bilinen emisyonların azaltılmasına yönelik 2030 planını ve 2053 itibarıyla net sıfır hedefine ulaşmak için üreteceği uzun vadeli planını heyecanla bekliyoruz. Birleşik Krallık olarak, Türkiye'nin iklim eylemini pek çok farklı şekilde desteklemekteyiz. Örneğin, Türkiye'de İklim Finansmanı Hızlandırma Programı'nı Haziran ayında başlattık. Bu program, finansmanı iklim dostu, düşük emisyonlu projelerle buluşturmayı hedefl iyor. Gelecek yıl Londa'da, Türkiye'nin karbonsuzlaşma planlarına özel sektör finansmanını çekebilmesi için güzel bir fırsat olacak olan Birleşik Krallık – Türkiye Yeşil Finansman Konferansını gerçekleştireceğiz. Bunların yanı sıra, Birleşik Krallık İhracat Finansmanı Birimi, Türkiye'deki projeleri desteklemek için büyük miktarda bir para ayırdı ve iklim dostu yatırımlara öncelik verecek. "DÜNYANIN EN BÜYÜK AÇIK DENİZ RÜZGAR ENERJİSİ ÜRETİCİSİYİZ" Birleşik Krallık, BMİDÇS ve eklerinin öngördüğü gereksinimleri yerine getirmek için ne gibi çalışmalar/politikalar geliştirdi? Bu konuyu, özellikle enerji politikaları çerçevesinde değerlendirebilir misiniz? Birleşik Krallık, kendi Ulusal Katkı Beyanını Aralık 2020'de açıkladı ve bu beyan, sera gazı emisyonlarımızı 2030 itibarıyla 1990'lardaki seviyelere göre yüzde 68 azaltma planını ortaya koyuyor. Bu rakam, bir büyük ekonominin verdiği 2030 itibarıyla en büyük emisyon kesintisi sözü. Ayrıca Birleşik Krallık, 2050 itibarıyla net sıfır karbon emisyonu sağlamak zorunda olduğumuzu kanuna koyan ilk büyük ekonomi. Enerji, tabii ki küresel ısınmanın 1,5 derece ile sınırlandırılabilmesi için ele alınması gereken ana sektör. Birleşik Krallık, 2010'dan bu yana neredeyse dört katına çıkarttığı yenilenebilir elektrik üretimi konusunda rekor kırmaya devam ediyor. Düşük karbonlu elektrik enerjisi bugün toplam üretimimizin yüzde 50'sinden fazlasını karşılıyor. Dünyanın en büyük açık deniz rüzgar enerjisi üreticisiyiz. Birleşik Krallık, temiz teknolojilerin kullanılmadığı kömür üretimine son verme kararı alan ilk ülkelerden biri oldu ve bu kararımızı 2024'te hayata geçireceğiz. Deneyimlerimiz bize, çok köklü değişikliklerin yapılabileceğini gösterdi: 2012'de elektrik enerjimizin yüzde 40'ı kömürden sağlanıyordu. Bu rakam şu anda yüzde 2'nin altında. Birleşik Krallık'ın yeşil enerjiye geçişinin bir parçası olarak, tüm ülke genelinde yeni ve düşük karbonlu sanayiler geliştirilebilmesi için gereken becerileri güvence altına almak amacıyla petrol ve gaz sektörünün karbonsuzlaştırılmasına da destek veriyoruz. Brexit öncesinde ve sonrasında, Birleşik Krallık'ın iklim değişikliği ile ilgili politikalarında değişiklik oldu mu? Birleşik Krallık, Brexit sonrasında Sınırda Karbon Düzenlemesi'nden nasıl etkilenecek? Birleşik Krallık uzun süredir gerek ülke içerisinde gerekse ülke dışında, yüksek iklim standartlarına ulaşmaya çalışıyor. Bunu, örneğin, kanunlaştırdığımız net sıfır hedefimiz ve Paris Anlaşması kapsamında karbon emisyonlarımızı 2030 itibarıyla 1990'ların seviyelerine göre yüzde 68 azaltma taahhüdümüz ile gösterdik. AB'den ayrılmamız bu hedefimizi değiştirmedi. AB'den ayrıldıktan sonra, iklim alanındaki liderliğimizi daha da ilerlettik ve gelecek otuz senede bu hedefimizi nasıl gerçekleştireceğimizi ortaya koyan Net Sıfır Stratejimizi açıkladık. Bu strateji, Başbakan'ın Yeşil Bir Devrim için 10 Maddelik Planı ve ekonominin diğer sektörlerinde yapılan girişimler ile birlikte Birleşik Krallık'ın iklim değişikliğine ulusal katılımını nasıl sona erdireceğini ortaya koyuyor. AB'nin teklifi, AB ile uzun sürecek bir müzakerenin başlangıcını oluşturuyor. Bu süreç ilerledikçe, Karbon Sınır Ayarlama Mekanizması da büyük ihtimalle gelişip büyüyecek. Biz tabii ki bu gelişmeleri yakında takip ediyoruz. Birleşik Krallık, karbon fiyatını emisyon ticaret programı çerçevesinde belirliyor. AB Sınırda Karbon Düzenlemesi'nin bu uygulamayı dikkate almasını bekliyoruz. "ÖZEL SEKTÖR FİNANSMANI DA DEVREYE GİRMELİ" Sizce, Paris İklim Değişikliği Anlaşması'nda öngörülen hedeflerin tutturulması mümkün mü? 22 Ekim'de Elçilik Konutu'nda düzenlediğiniz forumda, "her yıl 100 milyar dolarlık bir finansman sağlanması" yönünde bir beklenti olduğundan bahsettiniz. Sizce bu finansman sağlanabilir mi? Ülkeler vermiş oldukları taahhütleri yerine getirebilirler mi? İklim değişikliğinin etkilerine ayak uydurabilmeleri ve ekonomilerini karbonsuz hale getirebilmeleri yönünde gelişmekte olan ülkeleri desteklemek için para toplanması Paris Anlaşması'nın ısı hedefl erinin gerçekleştirilebilmesi ve başarılı iklim müzakereleri yapılabilmesi için çok önemli. BMİDÇS kapsamında, uzun süre önce belirlenen fi nansman hedefi , yılda 100 milyar dolar. 2021-25 dönemi için 500 milyar dolar sağlamamız ve 2025 yılından sonraki yıllar için yeni ve iddialı bir ortak fi nans hedefi belirlememiz gerekiyor. Zengin uluslar, COP26'nın başlamasından birkaç gün önce, 100 milyar dolar hedefi nin gerçekleştirileceği tarihin 2023'e uzatılması gerektiğini kabul ettiler. Almanya ve Kanada, bunun için 2023 yılından sonra iklim için toplanacak yıllık meblağın 100 milyar dolar rakamını geçebileceğini öngören bir plan hazırladı. Gelişmiş ülkeleri ve çok tarafl ı kalkınma bankalarını bu iklim fonuna katkıda bulunmaya ikna etmek, COP26 başkanlığımızın en önemli önceliğiydi. 100 milyar dolar hedefi nin gerçekleştirilebilmesi için kamu fi nansmanı hala esas olsa da özel sektör fi nansmanını da devreye sokmamız gerek. Birleşik Krallık olarak biz, davranışlarımızla bir örnek olduk. 2021-2025 dönemi için mali katkımızı en az 11,6 milyar GBP olacak şekilde iki katına çıkarttık. Parayı hem emisyonların salınması için hem de daha yoksul ülkelerin iklim değişikliğine uyum sağlamasına yardımcı olmak için kullanacağız. Ayrıca, finans sistemimizi de 'yeşilleştiriyoruz'. YEŞİL GELECEK OLMADAN REFAH OLMAZ Gelişmiş, gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkeler, iklim değişikliğinin olumsuz etkisini azaltmak için ne yapmalı? Bilim çok net: eğer şimdi harekete geçmezsek, artan sıcaklıkların etkisi çok daha sık ve şiddetli olacak. Küresel ısınma, türümüzün yeryüzünde yaşadığı nispeten kısa zamanın en büyük tehdidini oluşturuyor. Birleşik Krallık, bir sonraki COP Başkanı olarak çalışmaya başladığında, sadece küresel GSMH'nin yüzde 30'unu oluşturan ülkelerin net sıfır emisyon hedefl eri vardı. Bu rakam şu anda yüzde 90. Bu gerçek bir ilerleme. Fakat Paris Anlaşması'nın hedefl erini tutturmak ve 1,5 derecelik küresel ısınma çatısını korumak için, küresel ekonomiyi önümüzdeki on yıl içerisinde son yirmi yılda yaptığımızdan yaklaşık üç ila beş kat daha hızlı bir şekilde karbonsuzlaştırmamız gerekiyor. Her ülke, seragazı emisyonlarında ciddi kesintiler yapmak, hem 2030 yılı için verilen Ulusal Katkı hedefl erine hem de yüzyılın ortası itibarıyla istenen net sıfır hedefine ulaşmak için acilen planlar ortaya koymalı. Daha sonra da bu planları hayata geçirmeliyiz. Daha net konuşmak gerekirse, artık ülkelerin, 1,5 derece hedefini canlı tutabilmek için kritik bir öneme sahip olan dört alanda harekete geçmesi gerekiyor: enerji, ulaşım, ormansızlaşma ve metan gazı. Emisyonların kesilmesi, çok zor olacak ama imkansız değil. Son 30 yılda, Birleşik Krallık ekonomisi, aynı zamanda emisyonlarını yüzde 44 oranında azaltırken yüzde 75'lik bir büyüme kaydetti. Çevremizi temizlemek ve ekonomimizi büyütmek arasında bir seçim yapmak zorunda değiliz. Refah bir geleceğe de yeşil bir geleceğe de sahip olabiliriz. Gerçekten de yeşil bir gelecek olmadan, gelecek nesillerin refah sahibi olacağını düşünmek oldukça zor.

2 yıl önce

İklim değişikliğiyle mücadeleyi amaçlayan ve TBMM'de onaylanan Paris Anlaşması bugün itibarıyla Türkiye'de yürürlüğe girdi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eylüldeki Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunda Türkiye'nin Paris Anlaşması'na taraf olacağını açıklamasının ardından anlaşma, 6 Ekim'de TBMM'de onaylandı. Anlaşmanın onaylanmasına ilişkin karar 7 Ekim'de Resmi Gazete'de yayımlanırken, Türkiye'nin Paris Anlaşması'na ilişkin onayı 11 Ekim'de BM Sekretaryası'na bildirildi. Böylece, onayın sekretaryaya bildirilmesinden sonraki 30'uncu gün olan 10 Kasım itibarıyla anlaşma Türkiye'de yürürlüğe girdi ve Türkiye anlaşmaya taraf olan 192'inci ülke oldu. Paris Anlaşması'nın yürürlüğe girmesi, politikalarda ve yasalarda küresel sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sınırlandırma hedefine uygun şekilde düzenlenme yapılmasını sağlayacak hukuki ortamı oluştururken, Türkiye ulusal katkı beyanlarına ilişkin güncellemelerini bu çerçevede yapacak. Yasal bağlayıcılığı olan anlaşma kapsamında daha önce emisyonlarını 2030'a kadar yüzde 21 artıştan azaltma taahhüdünü veren Türkiye'nin, ilk adım olarak, enerji, atık, ulaşım, binalar ve tarım sektörlerindeki emisyon azaltım hedeflerini içeren ulusal katkı beyanlarını güncelleyerek BM Sekretaryası'na sunması planlanıyor. Türkiye'nin güncelleyeceği ulusal katkı beyanlarında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıkladığı 2053'te net sıfır emisyona ulaşma hedefine yönelik yol haritasının oluşturulması bekleniyor. ULUSLARARASI KAMUOYUNDAN TÜRKİYE'NİN ANLAŞMAYI ONAYLAMASINA DESTEK Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Sekretaryası İcra Direktörü Patricia Espinosa, İskoçya'nın Glasgow kentinde 31 Ekim'den beri devam eden 26. Taraflar Konferansında(COP26) Türkiye'nin Paris Anlaşması'na taraf olmasına ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtladı. Türkiye'nin bu adımından duyduğu memnuniyeti dile getiren Espinosa, "Böyle bir anlaşma için herkesi bir araya getirmenin uzun bir süreç olduğunun bilincindeyiz. Türkiye'nin de anlaşmaya tam bir taraf olmasından dolayı mutluyuz." dedi. Espinosa, Türkiye'nin uluslararası alanda önemli bir ülke olduğunu vurgulayarak, "Türkiye, büyük bir ekonomi. Bu nedenle, Paris Anlaşması'nın kapsadığı tüm alanlarda Türkiye'nin iklim değişikliğiyle mücadelede yapabileceği katkı çok önemli." diye konuştu. Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı Fatih Birol ise 10 Kasım itibarıyla Paris Anlaşması'nın Türkiye'de yürürlüğe girmesinin son derece önemli bir adım olduğunu belirterek, şöyle konuştu: "Bu adımın Türkiye'nin temiz enerji konusunda daha güçlü ve seri adımlar atmasına vesile olmasını temenni ediyorum. Biz de Uluslararası Enerji Ajansı olarak Türkiye'nin bu attığı adımları ve Paris Anlaşması'nı yürürlüğe koymasını destekliyoruz." Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Enerjiden Sorumlu Üyesi Kadri Simson ise, Paris anlaşmasını onaylayıp taahhütlerini yerini getiren her ülkenin kendisine fayda sağladığını dile getirdi. İklim değişikliğiyle mücadelede karbon nötr ekonomi oluşturmanın yeni iş olanakları ortaya çıkaracağını ve ekonomik büyüme sağlayacağını aktaran Simson ,"Ayrıca, bu adımlar iklim değişikliğiyle mücadele etmeye yardımcı olacak. Hangi ülke Paris Anlaşması'na katılıyorsa hem kendi vatandaşı için hem de küresel boyutta doğru bir karar vermiş olacak." dedi. 2050'DE NET SIFIR EMİSYON HEDEFLENİYOR Paris Anlaşması, Aralık 2015'te Paris'teki COP21'de imzalanırken, 4 Kasım 2016 itibarıyla yürürlüğe girmişti. Anlaşmanın 197 imzacısı bulunmasına rağmen, onaylayan 191 ülke bulunuyordu. Türkiye'nin de anlaşmayı onaylamasıyla bu sayı 192'ye çıktı. Paris Anlaşması'nı imzalamasına rağmen taraf olmayan 5 ülke (Eritre, Irak, İran, Libya, Yemen) bulunuyor. Küresel emisyonların 2030'a kadar en az yüzde 50 azaltılmasının hedeflendiği Paris Anlaşması ile 2050'de net sıfır emisyon ekonomiye ulaşılması amaçlanıyor. Bu kapsamda, ülkelerin emisyonları azaltmak için atacakları adımlara yönelik ulusal katkı beyanlarını 5 yılda bir güncellemesi bekleniyor. Paris Anlaşması'nın kabulünün 5'inci yılında ise ülkelerin bir kısmının güncellediği ulusal katkı beyanlarına göre, emisyonların 2030'a kadar yaklaşık yüzde 13 artacağı hesaplanıyor. Bu kapsamda, iklim değişikliğiyle mücadelenin başarıya ulaşabilmesi için anlaşma kapsamındaki taahhütlerin acilen eyleme dönüşmesine ihtiyaç duyuluyor. Diğer yandan, devam eden COP26 müzakerelerinde Paris Anlaşması'nda eksik kalan konuların ele alınarak tamamlanması hedefleniyor.

2 yıl önce

BM Genel Sekreteri Guterres: “Hâlâ iklim felaketinin kapısını çalıyoruz”

Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Konferansı’nda (COP26) ülkeler, iklim değişikliğine karşı alınacak bir dizi önlemi içeren anlaşmayı imzaladı. Özellikle Hindistan ve Çin’in itirazları sonrası değiştirilen bildiri, yine de kömür kullanımını azaltmayı hedefleyen tarihteki ilk anlaşma oldu. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, kapanış konuşmasında “Kırılgan gezegenimiz pamuk ipliğine bağlı. Hala iklim felaketinin kapısını çalıyoruz” ifadelerini kullandı. Konferansta katılımcıların iklim değişikliği konusunda önemli adımlar attıklarını belirten Guterres, “Ancak ne yazık ki kolektif siyasi irade bazı derin çelişkileri aşmaya yetmedi” diye konuştu. Genel Sekreter, küresel ısınmada 1.5 derece hedefini canlı tutmak için harekete geçmek gerektiğini vurguladı. Fosil yakıt sübvansiyonlarının sona ermesi, kömürün aşamalı olarak kaldırılması ve gelişmekte olan ülkeleri desteklemek için 100 milyar dolarlık iklim finansmanı taahhüdünün yerine getirilmesi gerektiğini kaydeden Guterres, konferansta bu hedeflere tam ulaşılamadığını söyledi. Guterres, “Bir günde veya bir konferansta hedefimize varamayacağız. Ama oraya ulaşabileceğimizi biliyorum. Hayatımızın kavgasını veriyoruz. Asla pes etmeyin. Asla geri çekilmeyin. İlerlemeye devam edin” ifadelerini kullandı. KÖMÜR ANLAŞMASI Bu arada konferans, küresel ısınmayı 1.5 santigrat derecede sınırlama hedefini canlı tutmayı amaçlayan küresel bir anlaşmayla sonuçlanırken, 200’e yakın ülkenin imza attığı anlaşmanın kömür kullanımıyla ilgili bölümünde son dakikada değişiklik yapılmak zorunda kalındı. Hindistan, anlaşmanın onaya sunulmasına çok az bir zaman kala, metinde, sera gazı emisyonlarının tek başına en büyük kaynağı konumundaki kömür enerjisini “aşamalı olarak durdurmak” yerine “aşamalı olarak azaltılması” şeklinde değişiklik yapılmasını talep etti. Hindistan’ın bu talebi, aralarında bazı kırılgan küçük ada ülkelerinin de bulunduğu çok sayıda ülkeden ve iklim savunucularından, nihai anlaşmayı zayıflattığı gerekçesiyle tepki gördü. “Amerikanın Sesi”ne göre, BM iklim görüşmelerinin son gününde birçok ülke, anlaşmanın istenen düzeyde olmamasından şikayet etse de “hiç olmamasından iyi olduğunu” ve iklim hedeflerinde kademeli bir ilerleme imkanı sunduğunu söyledi. İsviçre ve Meksika’dan müzakereciler, kömür kullanımı konusundaki dilin değiştirilmesinin, çok geç yapıldığı gerekçesiyle kurallara aykırı olduğunu savundu ancak onaylamaktan başka seçeneklerinin bulunmadığını kabul etti. NELER BULUNUYOR? Glasgow İklim Anlaşması, yoksul ülkelere yönelik mali teşvikler içeriyor. Anlaşma ayrıca, en fazla karbon salınımı yapan ülkeleri, 2022 yılı sonuna kadar emisyonları azaltma yönünde daha güçlü taahhütler ortaya koymakla yükümlü tutuyor. Anlaşma, küresel ısınmaya neden olan sera gazı emisyonlarını azaltma yolunda bugüne kadarki verilmiş taahhütlerin yeterli olmaktan çok uzak olduğunu kabul ediyor ve ülkelerden, her yıl daha güçlü iklim sözleri vermesini istiyor.

2 yıl önce

İSO Türkiye İhracat İklimi Endeksi kasımda 55,1'e yükseldi

İSO'dan yapılan açıklamaya göre, endekste eşik değer olan 50'nin üzerinde ölçülen tüm rakamlar ihracat ikliminde iyileşmeye, 50'nin altındaki değerler ise bozulmaya işaret ediyor. Ekimde 54,7 olan İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi, kasımda son üç ayın en yüksek düzeyi olan 55,1'e yükseldi. Son veriler, ihracat pazarlarındaki talep koşullarının belirgin bir şekilde iyileştiğine işaret etti. Son aylarda kaydedilen yavaşlamaların ardından kasım ayında bazı Avro Bölgesi ekonomilerinde ekonomik aktivite daha güçlü büyüme sergiledi. Almanya, Fransa, İtalya ve İspanya'da üretim artışı ekim ayına göre ivme kazandı. Türk imalat sanayi sektörünün ikinci büyük ihracat pazarı olan Birleşik Krallık'ta üretim artış hızı önceki aya göre yatay seyrederek güçlü görünümünü korudu. Benzer bir tablo, talep koşullarının belirgin bir şekilde iyileşmeye devam ettiği ABD'de de görüldü. Orta Doğu'da büyüme eğilimi sürdü Orta Doğu ülkeleri kasım ayında genel olarak büyüme eğilimini devam ettirdi. Birleşik Arap Emirlikleri'nde üretim Temmuz 2019'dan beri en hızlı artışı kaydederken Katar'da ise veri toplanan yaklaşık beş yıllık dönemin en güçlü büyümesi gerçekleşti. Suudi Arabistan'da ekonomik aktivite keskin bir şekilde artmayı sürdürdü. Buna karşılık Mısır ve Lübnan'da zayıflık belirtileri devam etti. Bu beş ekonomi birlikte Türk imalat sektörü ihracat pazarının yaklaşık yüzde 6'sını oluşturuyor. Kovid-19 kısıtlamalarının yeniden devreye girmesi nedeniyle hizmet sektöründeki talep koşullarının zayıf seyrettiği Rusya daralma bölgesinde kaldı. Buna karşılık diğer BRIC ülkelerinde büyüme gerçekleşti. Hindistan'da ekonomik aktivite yaklaşık son 10 yılın en keskin artışını kaydetti. Diğer Asya ekonomileri, salgının delta varyantı dalgasının Asya Pasifik Bölgesi'nde yol açtığı daralma döneminin ardından toparlanmayı sürdürdü. Hong Kong, Japonya, Singapur, Vietnam, Endonezya ve Tayland ekonomilerinde büyüme kaydedildi. Öte yandan, başta Güney Kore ve Tayvan gibi imalat sanayi merkezleri olmak üzere bölgenin diğer kısımlarında tedarik zincirlerindeki aksamaların büyümeyi baskıladığına yönelik işaretler gözlendi. Açıklamada görüşlerine yer verilen IHS Markit Ekonomi Direktörü Andrew Harker, "Kasım ayında Türk imalatçılarının ana ihracat pazarlarının büyük bir kısmı büyüme eğilimi gösterdi ve yurt dışına satış yapmak isteyen firmalar için talep iklimi iyileşmeye devam etti. Öte yandan, Covid-19 salgınında Omikron varyantının ortaya çıkması bu görünüm üzerinde bazı belirsizlikler yaratıyor. Bu gelişmeye bağlı olası aksaklıklar, tedarik zincirlerinde yaşanan sorunların uluslararası ticarette yol açtığı güçlükleri artırılabilir." ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun var olan bakanlıktan haberi yok: İklim Bakanlığı kuracağız

Türkiye geçtiğimiz yıl iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında yeni bir adım attı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çevre ve iklim konusundaki hassasiyeti üzerine 'Paris İklim Anlaşması', Meclis'te tüm partilerin oy birliğiyle kabul edildi. Bunun üzerine 1 Kasım itibariyle de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın adı, "Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı" olarak değiştirildi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Bakanı Murat Kurum, Türkiye'nin iklim değişikliğiyle ilgili yapacağı çalışmaları dünyaya anlatmaya başladı. Çalışmalar kapsamında 7 bölgeye dair "Bölgesel İklim Değişikliği Eylem Planları" hazırlanıp uygulamaya geçilirken, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'ndan konuya ilişkin dikkat çeken bir açıklama geldi. "EKOLOJİK SIÇRAMAMIZ DÜNYAYA ÖRNEK OLACAK" Kemal Kılıçdaroğlu, gençlere hitaben kaleme aldığı 'İklim Mektubu'nda ekolojik bir yıkımla karşı karşıya olunduğuna ve dünyanın yaşanabilir olmaktan büyük bir hızla uzaklaştığına işaret etti. Uluslararası bir kararlılıkla ülkeyi daha yaşanabilir kılmanın politikalarının hazır olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, mektubunda şöyle devam etti: "Dünyaya örnek olacak ekolojik sıçramamızı birlikte yaşama geçireceğiz. Türkiye'yi evrensel kriterlere uygun bir ekosistemin uygulayıcısı ve dünyadaki öncüsü yapacağız. Tüm canlıların yaşam hakkına saygılı, yeraltı ve yer üstü kaynaklarını ekolojik sınır ve şartlara uygun olarak değerlendiren; karar süreçlerinde demokratik ve siz gençlerin doğrudan denetimine, katılımına açık bir çevre politikasını hayata geçireceğiz. "MİLLET İTTİFAKI'NIN İKTİDARINDA İKLİM BAKANLIĞI KURACAĞIZ" Her alanda olduğu gibi iklimde, doğada, ekosistemde, suda, tarımda, kent ve kır yaşamında adaleti sağlayacağız; çevrenin binlerce yıllık kadim adaletinin önüne barajlar kurmayacak, yollar yapmayacak, engeller çıkartmayacağız. Bu bağlamda, Millet İttifakı'nın iktidarında doğal ekosistemin korunması ve eski haline döndürülmesini koordine edecek İklim Bakanlığı'nı kuracağız. Bakanlığın kadrolarını büyük ölçüde sizler oluşturacaksınız. Bugünün gençleri olan sizlerle birlikte, sizin de çocuklarınız için, evrenin bilinen en güzel gezegenini, yeniden sağlıklı mavi küreye dönüştürelim. Türkiye'den başlayalım. Ülkemizin ve dünyanın ekolojik geleceğini kurtaralım. Başarabiliriz, geleceği değiştirebiliriz."

2 yıl önce

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, TOKİ konutlarında mart ayında yeni bir indirim kampanyası düzenleyeceklerinin müjdesini verdi

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın Antalya'nın Serik ilçesi Belek turizm bölgesindeki bir otelde düzenlenen 'Yeşil Kalkınma Yolunda Türkiye' temalı istişare toplantısı, Bakan Murat Kurum ve bakan yardımcıları ile üst düzey yöneticilerin katılımıyla başladı. İki gün sürecek toplantının açılışında konuşan Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, bakanlık çalışmalarıyla ilgili genel değerlendirmede bulundu. 300 MİLYAR LİRALIK YATIRIM Bakanlığın 50 bin personeliyle, pandemi, sel, yangın, afet demeden gösterdiği fedakarlıklar nedeniyle gurur duyduğunu belirten Bakan Kurum, “3.5 yılık süreçte birçok afet yaşadık. Sizlerle birlikte, ülkemizin kuzeyinde sellerle, taşkınlarla mücadele ettik. Ülkemizin güneyinde yangınla, diğer bölgelerinde kuraklık sonucu ortaya çıkan afetlerle, sorunlarla mücadele ettik. Hiçbir ayrım gözetmeksizin, 81 ilimizin tamamındaydık. 350'yi aşkın ziyaret gerçekleştirdik. Yatırım değeri 300 milyar lirayı aşan, 13 bin kalem çevre ve şehircilik yatırımını hep birlikte başlattık" dedi. AFET SAYISINDA 3 KAT ARTIŞ Toplantının teması olarak belirlenen vizyonun, '2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi' ve 'Yeşil Kalkınma Devrimi' olduğunu açıklayan Kurum, iklim değişikliğinin olumsuz sonuçlarının, hayatımızda ve şehirlerde derin etkiler bırakmaya başlayıp, küresel bir krize dönüştüğünü söyledi. Artık görülmemiş seller, yüzlerce farklı noktada orman yangınları, dev tayfunlar, kasırgalar, hortumların can almaya başladığını anlatan Kurum, “Ülkemizde 2000'li yıllarda meydana gelen meteorolojik afetlerin sayısında, 60'lı yıllara göre 3 kat artış yaşandı" dedi. İKLİM KRİZİNİN ÖRNEKLERİ Konya'daki obruk sayısının her gün arttığını, Ordu, Giresun, Rize, Kastamonu, Bartın ve Sinop'ta yaşanan seller, Antalya ve Muğla'da çıkan yangınlar, Marmara Denizi'ndeki müsilaj problemini örnek gösteren Bakan Kurum, “İklim değişikliğinin ülkemizdeki olumsuz etkilerinden sadece birkaçı. İklim değişikliği sadece bir çevre meselesi değil, aynı zamanda bir kalkınma meselesi. Çünkü iklim krizi, balıkçılıktan tarıma, şehir yaşantısından tedarik zincirlerine kadar her alanda etkilerini göstermektedir" diye konuştu. YEŞİL KALKINMADA 12 HEDEF 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi ve Yeşil Kalkınma Devrimi noktasında adımların kararlılıkla atıldığını belirten Bakan Kurum, önümüzdeki dönemde hedeflenen 12 maddeyi şöyle sıraladı: “Ekolojik, doğal sermayemizi koruyarak güçlendireceğiz. Yeşil inovasyonu, yeşil teknolojilerin kullanımını yaygınlaştıracağız. Bilim ve sanayide, düşük emisyonlu, yeşil endüstriyel üretimi artıracağız. Enerjide, temiz enerji tekniklerini ve yenilenebilir enerji sistemlerini var gücümüzle destekleyeceğiz. Şehircilikte, arazi kullanımı noktasında titiz davranacağız. Yani bir gayrimenkul geliştirmede, öncelikle daha önce imara açılmış alanların kullanım oranını artıracağız. Tarım alanlarını koruyacağız. Sürdürülebilir tarım uygulamalarını her zamankinden daha da yüksek noktaya taşıyacağız. Şehircilikte, tüm imar planlarında yeşil alan kullanımını maksimum seviyeye çıkaracağız. Kentsel tüketimin ve atıkların azaltılmasını sağlayacağız. Üretimde; geri dönüşümlü malzeme kullanımını teşvik edeceğiz. Evsel katı atıkların kaynağında ayrıştırılması ve atık suların yeniden kullanılmasına yönelik teşvik mekanizmaları oluşturacağız. Mevcut binaların yeşile dönüştürülmesi çok önemli. Yeşil çözümlü yeni bina tasarımları geliştirilmesi çok değerli. Özellikle bina yer seçiminde etkinliği, verimliliği geliştireceğiz. Binalarda su verimliliği çözümlerini, yeşil inşaat malzeme ve teknolojilerinin kullanımını en yüksek seviyeye çıkaracağız. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yaptığımız etkin müzakereler sonucunda, uluslararası kuruluşlarla bir mutabakata vardık." 3 MİLYAR 157 MİLYON DOLARLIK KAYNAK Açıklanan 3 milyar 157 milyon dolarlık iklim destek paketini hatırlatan Bakan Kurum, “Bu kaynağı, yeşil kalkınmayı destekleyen tüm sektörlerde, 3 yıl içinde kullanacağız. Bu ay Konya'da, İklim Şurası'nı gerçekleştireceğiz. Orada yenilenebilir enerjideki başarılarımızı artırmanın yollarını arayacak, tarım, sanayi ve ticaretten sağlık ve kültüre, ar-ge yatırımlarına kadar her alanda yeni kararlarımızı alacağız" diye konuştu. SIFIR ATIKTA 24.2 MİLYON TON GERİ DÖNÜŞÜM Emine Erdoğan'ın himayesinde başlatılan 'Sıfır Atık Projesi'nin son verilerini açıklayan Bakan Kurum, “24.2 milyon ton geri kazanılabilir atığı işleyerek ekonomiye kazandırdık. Toplanan atıklardan 30 milyar lira ekonomik kazanç sağladık. Yani ülkemize en az 2 bin tam donanımlı okul kazandırdık. 265 milyon ağacımızı kesilmekten kurtardık. Türkiye Çevre Ajansı'mız Depozito Yönetim Sistemi uygulamalarımızı 1 Ocak 2022 itibarıyla başlattık. Vatandaşımızın depozito iade makinelerine bıraktığı her bir dönüştürülebilir atık, ülkemize ekonomi olarak, istihdam olarak geri dönecek" dedi TÜM GAZLARDA YÜZDE 25 AZALMA Ülke genelinde, havayı kirleten tüm gazlarda yüzde 25'i aşan oranda azalma sağladıklarını açıklayan Bakan Kurum, buna göre Türkiye'nin havasının geçen yıllara göre yüzde 25 daha temiz olduğunu ifade etti. Şu ana kadar 68 milyon metrekare büyüklüğe sahip 423 millet bahçesini projelendirdiklerini ve 125'ini tamamlandıklarını kaydeden Kurum, millet bahçelerini iklim değişikliğiyle mücadeledeki en değerli çalışmalardan biri olarak gösterdi. Kurum, korunan alan büyüklüğünü ise yüzde 9.6'dan yüzde 11.9'a çıkardıklarını ve OECD ortalaması olan yüzde 17'nin hedeflendiğini söyledi. SALDA VE DİĞER GÖLLERDEKİ ÇALIŞMALAR Burdur'un Yeşilova ilçesindeki Salda Gölü'nden örnek veren Bakan Kurum, “Dünya Harikası Salda Gölü ve çevresinde tıpkı Marmara Denizi gibi çevre koruma projesi başlattık, ÖÇK alanı ilan ettik. Artık bugün araçlar Salda'da gölün kıyısına inemiyor. Çöp yığınları artık yok. Göl çevresinde bütün kaçak yapıları yıktık. Gölümüzün su kalitesini iyileştirecek adımlarımızı attık. Salda Gölü'ne hiçbir atık su bırakılmamasını sağlayacak yatırımları yapıyoruz ve Salda çevresinde ahşap yapılarla vatandaşlarımızın günlük ihtiyaçlarını yine oradaki halkımızın yöresel ürünlerini sergileyebileceği satış ünitelerini yapmak suretiyle Salda'mızı eskisinden çok daha güzel hale getirdik" dedi. Bakan Kurum, bu tür çalışmaların şimdi Beyşehir, Mogan ve Van göllerinde de yapıldığını, dip çamuru ve hayalet ağların temizlendiğini, su seviyesi, kalitesi ve balık sayısının artırıldığını dile getirdi. Kurum, Ayder ve Uzungöl'ün ve tüm doğal alanların güzelliğini koruyacak adımları da tek tek attıklarını kaydetti. 1.1 MİLYON SAĞLIKLI YUVA Kentsel Dönüşüm Seferberliği'nde 2.8 milyon konutun dönüşümünü tamamladıklarını, sahada inşası devam eden 350 bin dönüşüm konutu ve sosyal konut olduğunu da anlatan Bakan Kurum, "Bundan tam 20 yıl önce, istedik ki bu ülkede kimse evsiz, okulsuz, hastanesiz, yolsuz, susuz, elektriksiz kalmasın. Kimse umutsuz ve çaresiz olmasın. Yıllarca ihmal edilmiş bu milleti biz mutlu edelim. Evini yapıp, yuvasını kurup, anahtarlarını verelim. TOKİ'mizle yaklaşık 5 bin şantiyemizde, dünyada eşi benzeri olmayan bir konut sayısına ulaştık, milletimize tam 1.1 milyon sağlıklı yuva kazandırdık" dedi. TOKİ KONUTLARINDA YENİ İNDİRİM MÜJDESİ Sadece 2021 yılında 810 şantiyede yaklaşık 70 bin kişiye istihdam sağladıklarını açıklayan Bakan Kurum, 2021 yılında Türkiye genelinde birinci el konut satışlarında TOKİ'nin payını yüzde 14'e yükselttiklerini kaydetti. Vatandaştan gelen talep doğrultusunda yıl içinde 2 ayrı indirim yaptıklarını belirten Kurum, "Düzenlediğimiz kampanyalarla yüzde 20 oranında indirim imkanı sağladık. Kampanyalardan toplam 28 bin vatandaşımız faydalandı. Buradan vatandaşımıza bir de müjde vermek istiyorum. Mart 2022'de TOKİ konutlarımıza dair yeni bir indirim kampanyası daha düzenleyeceğiz" dedi. 81 İLE TARİHİ MEYDAN PROJESİ Yüzlerce yıllık tarihi ve yüksek mimari değer taşıyan evler, dükkanlar ve meydanlarla ilgili de bugün 45 il ve ilçelerinde 80 tarihi meydan ihya projelerinin başlatıldığını açıklayan Bakan Kurum, bu kapsamda 81 il ve ilçelerinde bir meydan oluşturulacağını söyledi. Kurum, Konya'da Yeni Mevlana Meydanı, Bursa'da Ulu Cami'yi de içine alan Tarihi Çarşı ve Hanlar Bölgesi, Edirne'de Mimar Sinan'ın emaneti Selimiye ve çevresi, Ankara Hergelen Meydanı, Erzurum Tarihi Meydanı, Yozgat Çapanoğlu Cami, Kastamonu Nasrullah Cami çevresi, Zonguldak, Bitlis, Muş, Kütahya, Isparta, Bingöl ve Kayseri'de yenileme projelerinin sürdüğünü anlattı.

2 yıl önce

İklim Şurası başladı! Murat Kurum 209 üniversiteden iklim elçileri ile buluştu

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından Selçuklu Kongre Merkezi’nde düzenlenecek geniş katılımlı İklim Şurası başladı. Bakan Murat Kurum’un açış konuşması yapacağı Şura’ya binin üzerinde katılım sağlanacak. Ayrıca 209 üniversiteden iklim elçilerinin Bakan Kurum ile bir araya geleceği Şura’da ünlü sanatçılar, belediye başkanları ve uzmanlarla paneller gerçekleştirilecek. https://twitter.com/murat_kurum/status/1495391523718021122?s=21 Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından düzenlenen İklim Şurası 21-25 Şubat 2022 tarihleri arasında iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin görüldüğü şehirlerden biri olan Konya’da gerçekleştirilecek. Şura; Türkiye’nin iklim değişikliği vizyonunu, gelişen ve değişen koşullar çerçevesinde yeniden ele alarak “yeşil dönüşüm” anlayışını katılımcı bir şekilde ortaya koymak amacıyla gerçekleştiriliyor. Şura çıktılarıyla, Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon ve yeşil kalkınma hedefleri doğrultusunda stratejik hedefler belirlenecek, İklim Kanunu başta olmak üzere iklim konusunda geliştirilecek mevzuata katkı sağlanacak, sera gazı emisyonlarının azaltılması ve iklim değişikliğine uyum bağlamında temel politikalarla öncelikli eylemleri içeren bir yol haritası oluşturulacak. Şura sonuçları dikkate alınarak; çalışmaları devam eden İklim Kanunu, Ulusal Katkı Beyanı (NDC) ve Uzun Dönemli İklim Değişikliği Stratejisi ve Eylem Planı tamamlanacak. 209 ÜNİVERSİTEDEN İKLİM ELÇİLERİ BAKAN KURUM İLE BİR ARAYA GELDİ Şura’nın açılışı Gençlik Oturumu ile başladı. 209 üniversiteden İklim Elçileri, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ile bir araya geldi. Ardından İklim Şûrası’nın açılış töreni İklim Elçileri tarafından hazırlanan Gençlik Bildirgesi’nin okunmasıyla başladı. İklim Şurası’nda; “enerji, sanayi ve ulaştırma alanlarında sera gazı azaltımı”, “tarım, atık, binalar ve AKAKDO (Arazi Kullanımı Arazi Kullanım Değişimi Ve Ormancılık) alanlarında sera gazı azaltımı”, “yeşil finansman ve karbon fiyatlama”, “iklim değişikliğine uyum”, “yerel yönetimler”, “göç, adil geçiş ve sosyal politikaları”, “bilim ve teknoloji” başlıklarında 7 alanda toplantılar gerçekleştirilecek. Komisyon toplantıları ve yuvarlak masa toplantıları yapılacak Şûranın ilk üç gününde yapılacak komisyon toplantılarında tüm katılımcılardan son görüşleri alınarak çevrimiçi toplantılarda çıkan kararlar nihai hâle getirilecek. Dördüncü günde bakan yardımcılarının bir araya geleceği üst düzey yuvarlak masa toplantılarında ise nihai komisyon kararları öncelikle dirilecek. SANATÇI VE UZMANLARLA SÖYLEŞİLER VE PANELLER DÜZENLENECEK İklim Şurası’nda ayrıca sanatçı ve uzmanların katılımıyla 7 ayrı oturumda söyleşiler ve paneller düzenlenecek; fotoğraflarla iklim değişikliği sergisi ile üç boyutlu iklim tüneli gibi çok sayıda etkinlik gerçekleştirilecek. Şura’nın ilk gününde “Paris İklim Anlaşması ve İklim Rejiminde Uluslararası Süreç” ile “Yeşil Politika” panelleri gerçekleştirilecek. “Paris İklim Anlaşması ve İklim Rejiminde Uluslararası Süreç” Panelinde, 26. Taraflar Konferansı (COP26) sonrası iklim değişikliği ile mücadelede atılan küresel adımların değerlendirilmesi, iklim müzakerelerinin geleceği ve Paris Anlaşması’nın uygulama fazından beklentiler katılımcılar tarafından ele alınacak. Oturumun moderatörlüğünü Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı ve İklim Başmüzakerecisi Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar yapacak. Birleşik Krallık Büyükelçisi Dominick Chilcott, BMİDÇS İcra Direktör Yardımcısı Ovais Sarmad, Emekli Üst Düzey BM Yöneticisi Gaetano Leone panelde konuşmacı olarak yer alacak. “Yeşil Politika” panelinde ise iklim değişikliği politikalarının hayata geçirilmesinde parlamenter sürecin rolü, katkısı ve önemi ile uluslararası kuruluşların yeşil politika konularındaki çalışmaları ele alınacak. Oturumun moderatörlüğünü BM Türkiye Mukim Koordinatörü Alvaro Rodriguez yapacak. UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton, Konya Milletvekili Selman Özboyacı, UNIDO Türkiye Temsilcisi Süleyman Yılmaz panelde konuşmacı olarak yer alacak.   ŞURA’DA İKİNCİ GÜN Şura’nın ikinci gününde “Uluslararası Finansman”, “2053 Hedeflerine Bilim ve Teknoloji ile Ulaşacağız”, “İlk Kim Değişiyor” panelleri gerçekleştirilecek. “Uluslararası Finansman” panelinde Türkiye’de yeşil finansman kaynakları ve etkin kullanımı, finansman kaynaklarının ve araçlarının çeşitlendirilmesi, finansal sektör ve sürdürlebilirlik konuları konuşulacak. Oturumun moderatörlüğünü Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı yapacak. Dünya Bankası Direktörü Auguste Kouame, Japonya Büyükelçiliği Ekonomi Bölümü Müsteşarı Nobuhiko Watanabe, Fransız Kalkınma Ajansından Tanguy Deniuel, AB Komisyonu Türkiye Delegasyonu Başkanı Nikolaus Meyer-Landrut konuşmacı olarak panelde yer alacak. “2053 Hedeflerine Bilim ve Teknoloji ile Ulaşacağız” panelinde Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyonu hedefi ve yeşil kalkınma politikası doğrultusunda iklim değişikliği ile mücadele ve uyuma yönelik çığır açıcı AR-GE ve yenilik temelli çözümlere ilişkin örnekler sunulacak. Panelin moderatörlüğünü Sürdürülebilir Kalkınma Derneği Genel Sekreteri Konca Çalkıvık yapacak. Güneş Enerjisi Uygulama ve Araştırma Merkezinden Prof. Dr. Raşit Turan, Sabancı Üniversitesinden Prof. Dr. İsmail Çakmak, İstanbul Üniversitesinden Prof. Dr. Nüket Sivri, TOGG Yönetiminden Başak Avcı Kaya konuşmacı olarak panelde yer alacak. ÜNLÜLERLE “İLK KİM DEĞİŞİYOR” PANELİ “İlk Kim Değişiyor” panelinde Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadelesi kapsamında yürütülen çalışmaların, medyada ve sinemada farkındalık oluşturmaya dair neler yapıldığı örnekleriyle ele alınacak. Panelin moderatörlüğünü Mesut Yar yapacak. Ünlü oyuncu Engin Altan Düzyatan ve ünlü yapımcı ve sunucu Güven İslamoğlu da konuşmacı olarak panelde yer alacak. İkinci gün Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi ve Anadolu Üniversitesinden akademisyenlerle “Müzik ve İklim” konulu bir sunum ve dinleti gerçekleştirilecek. BELEDİYE BAŞKANLARI, YERELDE İKLİM EYLEMİNİN GÜÇLENDİRİLMESİNİ KONUŞACAK   Şura’nın dördüncü gününde, “Yerelde İklim Eyleminin Güçlendirilmesi”, “Yeşil Mutabakat ve Sanayide Dönüşüm” panelleri gerçekleştirilecek. “Yerelde İklim Eyleminin Güçlendirilmesi” panelinde; yerelde iklim değişikliği ile mücadele çalışmalarının ne şekilde güçlendirilebileceği, idari, mali ve teknik darboğazların neler olduğu, Türkiye’de İklim Değişikliğine Uyum Eyleminin Güçlendirilmesi Projesi kapsamında pilot şehirlere özgü tespit edilen sorun alanları, ihtiyaçlar ve muhtemel uyum önerilerinin neler olduğu konuşulacak. Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı ve Yerel Yönetim Politikaları Kurulu Başkanvekili Prof. Dr. Şükrü Karatepe panelin moderatörlüğünü yapacak. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir ve Türkiye Belediyeler Birliği Genel Sekreteri Birol Ekici konuşmacı olarak panelde yer alacak. “Yeşil Mutabakat ve Sanayide Dönüşüm” panelinde, Avrupa Yeşil Mutabakatının getirdikleri ve yapılması gerekenler, sektörün düşük karbonlu ve katma değeri yüksek üretime geçişi, iklim değişikliği çerçevesinde üretime bakış konuları ele alınacak. Panelin moderatörlüğünü TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Ziya Altunyaldız yapacak. TOBB Başkan Yardımcısı Selçuk Öztürk, TİM Başkan Vekili Başaran Bayrak, TÜSİAD Enerji ve Çevre Yuvarlak Masası Başkanlığından Cevdet Alemdar, MÜSİAD Enerji ve Çevre Sektör Kurulu Başkanı Altuğ Karataş konuşmacı olarak panelde yer alacak. 7 KOMİSYON, 40’I AŞKIN TOPLANTI, 7 BİN 360 KİŞİYLE ANKET İklim Şurası kapsamında oluşturulan 7 komisyon 27 Aralık 2021 tarihinde çalışmalarına başlamış, bugüne kadar 40’ın üzerinde çevrimiçi toplantı düzenlenmişti. Kamu kurumları, üniversiteler, yerel yönetimler, meslek odaları, sivil toplum kuruluşları, özel sektör ve uluslararası kuruluşlardan bini aşkın kişi çevrimiçi toplantılara katılım sağlayarak Şûra’ya katkı sunmuştu. Şura kapsamında genel katılıma açık ve “İklim Değişikliğiyle Mücadele 2053 Vizyonu ve Toplumsal Beklenti” başlıklı bir anket yapılmış ve ankete 7 bin 360 kişi katılım sağlamıştı.

2 yıl önce

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum iklim Şurası’nda konuştu: “Bu çalışmalarımız bütün dünya için referans olacaktır”

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum İklim Şurası'nda konuşma yaptı.  Bakan Kurum konuşmasında, "İnanıyorum ki bu çalışmalarımız bütün dünya için referans olacaktır." dedi.  Bakan Kurum, "Türkiye’nin kapsamlı bir iklim kanununa ihtiyacı var. Elde edeceğimiz verilerle birlikte bu süreci yürütüp bir an önce bu kanunu hazırlayacağız. Hazırlıkları sürdürülen kanunun Türkiye’nin önümüzdeki 100 yılını şekillendirecek ve damga vuracak çerçeve de bir belge olacağına inanıyorum." ifadelerini kullandı. Bakanı Kurum'un açıklamalarından satır başları; Türkiye son 20 yılda her şart altında yükselmeyi, değişimin dönüşümün merkezi olmayı başarmış ender ülkelerden biridir. Sayısı bini aşkın her bir katılımcımıza şükranlarımı sunuyorum. Türkiye’nin ilk iklim şurasını ülkemiz, milletimiz ve doğamız için hayırlı olmasını diliyorum. Bizim medeniyetimiz tabiat ahlakını bütün insanlık alemine örnek olmuş bir medeniyettir. Biz ağaç kesmekle baş kesmeyi bir tutan bir milletin torunlarıyız. SON 10 YILIMIZ VAR Sadece biz değil aslında bütün insanlık hep bu incelikte yaşamıştır. Fakat o zarafet köprülerinin altından çok azgın sular geçti. Son 200 yılda insanı doğa ile barışıklığı maalesef sona erdi. İnsanın milyonlarca yıl süren doğa anlayışı yerini mekanik bencil bir doğa düşüncesine terk etti. Geçtiğimiz günlerde bir gencimiz gökyüzünün bu kadar güzel kalmasının sebebi insanlardan uzak durması mıdır? diye sordu. Ben haklısın demekle yetindim. Bu sorunun içerdiği manadan yola çıkarak insanoğlunun bu suçları önlemek için elini taşın altına koymayan kişi suçu işleyen kişi kadar suçludur diyorum. Gidişatı değiştirebileceğimiz son 10 yılımız var. Bu fırsatı değerlendirebilecek son nesil biziz. Peki ağaçlarımızın akarsularımızın yok oluşunu kim kurtaracak.  BU ÇALIŞMALARIMIZ BÜTÜN DÜNYA İÇİN REFERANS OLACAKTIR İnanıyorum ki bu çalışmalarımız bütün dünya için referans olacaktır. Türkiye’nin sözü ne kadar yükselirse sözü küresel düzeyde yükselecektir. Gençler bu konunun öncüsü olacaklar. İklim değişikliği ile mücadelemizin en büyük paydası olacaklar. Biz görüyoruz ki genler her şeyin farkındalar ve geleceğimize dair atacağımız her adımda bizim yanımızdalar. Hiçbir devlet tek başına bu sosyal patlamaları bu dev afetleri durdurabilme gücüne sahip değildir. Şu an sıcaklık artışı 1.2 santigrat derece olmuş. Hiçbir tedbir alınmazsa 2’nin üzerine çıkma beklentisi var. Küresel emisyonların 10 yılında yüzde 45 azaltılması 1050 yılında da sıfıra ulaşması gerekiyor.  Bu hedefe ulaşmanın yolu da 2030’a kadar tüm ülkelerin yılda ortalama yüzde 7.6 azaltım yapması gerekiyor. MÜCADELEMİZ DÜNYA ÜLKELERİ TARAFINDAN ALKIŞLANIYOR Akdeniz havzasında yer almamız sebebiyle yüksek risk taşıyan ülkeler arasında yer almaktayız. Geçtiğimiz yıl seller heyelanlar afetler yangınlar yaşandı. Konyamızda 600’ün üzerinde dev obruklardan görebilirisiniz. Marmara’da müsilaj riski devam ediyor. Bu süreçten en az etkilenmek adına bu mücadeleyi vermek zorundayız. Söz veriyoruz ve sözlerimizi bir yıl içerisinde tutarak örnek bir mücadele veriyoruz. Bu mücadelemiz dünya ülkeleri tarafından alkışlanıyor. Vatandaşımızın gülen yüzünü görmek bizim için her şeyden daha kıymetli.  Vakti gelmiş bir fikrinin önünde kimse duramaz. Türkiye Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ülkemizin lehine olgunlaşmış fikri hayata geçirmiş ve fırsatlarla dolu yeni bir sosyal dönüşüm sürecine sokmasını bilmiştir. İkim değişikliğinde geniş görevler yüklendik. Herkesi bu sürecin içine dahil etmeye gayret gösterdik. Her fikri her projeyi kıymetli bulmak suretiyle bu süreci yönetmeye gayret gösteriyoruz ZAMAN YOL HARİTAMIZI BELİRLEME ZAMANI Zaman yol haritamızı ve öncelikli politikamızı belirleme zamanı. Bundan sonraki süreçte bu şura, burada alınacak kararlar bu sürecin kanuna birlikte desteklemesi ve yapacağımız uygulamalar ile birlikte ülkemizin gelecek 100 yılına damga vuracak kararları alacağız. Önümüzdeki süreçte depolama batarya ve akıllı şebekelerin kurulumunu daha da artıracağız. OECD verilerine göre 2030 yılına kadar enerji ulaştırma, su ve telekomünikasyon alt yapısı için yılda 6.3 trilyon Dolar tutarında yatırım yapılması gerekmektedir. Artık tüm meslekler iklim değişikliğini önceliklendirmek zorundadır. TÜRKİYE’NİN KAPSAMLI BİR İKLİM KANUNUNA İHTİYACI VAR Türkiye’nin kapsamlı bir iklim kanununa ihtiyacı var. Elde edeceğimiz verilerle birlikte bu süreci yürütüp bir an önce bu kanunu hazırlayacağız. İkim değişikliğin topyekün bir seferberliği ortaya koymamız şarttır. Biz doğamızı dünyamızı çok seviyoruz ve yer yüzünde her ley bir denge ve nizam içerisindedir Biz bugün neye sahipsek bunu doğaya borçluyuz. Her şeyin ana kaynağı doğadır. Yegane gayemiz doğal kaynaklarımızı en güzel en temiz haliyle koruyarak ülkemizi daha ileri noktalara taşımaktır.

1 2 3 4