24 Nisan Çarşamba 2024
3 yıl önce

Kısaca; Biz iktidar olamayız

chp, kemal kılıçdaroğlu, iktidar olamayız, kızdı

3 yıl önce

CHP'den HDP'ye dayanışma ziyareti: İktidarın değişmesi için ortak mücadele şart

chp, hdp, ittifak, dayanışma, moral, millet ittifakı, chp istanbul milletvekili ali şeker, hdp istanbul il örgütü, gözaltı, ankara cumhuriyet başsavcılığı, myk, hdp eş başkanı mithat sancar, selçuk mızraklı

3 yıl önce

Olay TV'nin sahibi Cavit Çağlar: İktidardan baskı görmedim, yayınları durdurma kararını tamamen kendi kendime verdim

26 günlük yayın hayatının ardından kapanan Olay TV'nin sahibi Cavit Çağlar, "İktidardan hiçbir baskı görmedim. Bana tek telkin gelmedi. Benim herkesle aram gayet iyidir. Yayınları durdurma kararını tamamen kendi kendime verdim" dedi

3 yıl önce

Eski Başbakan Tansu Çiller 28 Şubat sürecini anlattı: Millet ne yaptı? Bizleri tasfiye etti ve AK Parti iktidarına şans verdi

DARBELERİ TAZELİĞİNİ KORUYOR Türk siyasi tarihinde "postmodern darbe" olarak bilinen, dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan'ın istifasını getiren, bin yıl süreceği iddia edilen ve "demokrasiye balans ayarı yapıldı" şeklinde lanse edilen 28 Şubat'ın üzerinden 24 yıl geçmesine rağmen toplumsal, siyasal ve hukuksal alanda oluşturduğu darbeler hala zihinlerde tazeliğini koruyor. Yeni Şafak’a 28 Şubat'a giden süreci değerlendiren dönemin Başbakan Yardımcısı Çiller, 1995'in sonlarına doğru ekonomik sıkıntıların, terörün tırmandığını hatırlatarak, "kartel" olarak nitelendirdiği medya ile Gümrük Birliği'nden rahatsız olan iş dünyasının kendisine karşı bir klik oluşturduğunu söyledi. REFAH PARTİSİNİN GELMESİ İSTENMİYORDU Çiller, bütün bunların yanında Refah Partisinin İstanbul dahil birçok belediyeyi almış olmasından bir rahatsızlık oluştuğunu vurgulayarak, şunları anlattı: "Refah Partisinin gelmesi istenmiyordu. Bunun için adeta bir strateji oluşturuldu. Dendi ki, 'Anavatan ile Doğru Yol bir koalisyon kursun, hangisi daha yüksek oy alırsa başbakan o partiden olsun ki Refah Partisi ile koalisyon olmasın. Bu Türkiye'nin lehinedir ve bizim desteklediğimiz budur.' Bunun üzerine çalışıldı. Bütün baskılar bizim Anavatan Partisi ile koalisyon kurmamız içindi. Darbelerin, merkez sağı nasıl böldüğünü görmüştüm. Bu nedenle Anavatan Partisi ile koalisyon kurmak ve sağı birleştirmek istiyordum. Daha fazla milletvekilimiz olmasına rağmen feragat ettik ve başbakanlığı Anavatan Partisi'ne verdik ve bir azınlık hükümeti kurduk. Ancak tavanda yapılan birleşmenin, taban ve teşkilatlar tarafında da kabul edilmesi gerekiyordu. Ancak tabanda iki parti arasında bütünleşme sağlanamadı. İki sağ partiyi birleştirmek istesem de yapılmasının zor olduğu çok açıktı. Anayol Hükümetini kurmanın önemli bir misyon olduğunu düşündüğüm için milletimin önünde, 'Refah Partisi ile hükümet kurmayacağım.' demiştim ve çok da samimiydim. Ancak işlemeyince, Refah Partisi ile bir koalisyon kurduk." BİZE 'ASKER AYAKTA' MESAJI İLETİLDİ Tansu Çiller, Refah Partisi ile koalisyon kurulmadan önce çeşitli uyarılar, tehditler geldiğini dile getirerek, "Sayın Cumhurbaşkanı Demirel tarafından bana ve Sayın Erbakan'a 'Asker ayakta' şeklinde mesajlar iletilmeye başlandı. Hatta bu tehditler öyle boyutlara geldi ki evlatlarım, ailem hedefteydi. 'Ne yapacaksanız bana yapın, ipim cebimde' dedim." şeklinde konuştu. DEMİREL İLE KONUŞMASINI ANLATTI Refah Partili bir belediye başkanı tarafından düzenlenen Kudüs Gecesi'nin ardından Refahyol Hükümetince o başkanın derhal görevden alındığını, gecede laiklik karşıtı konuşma yapan İran Büyükelçisinin ve İstanbul Başkonsolosunun sınır dışı edildiğini hatırlatan Çiller, buna rağmen Refahyol Hükümeti'nin laiklik karşıtı eylemleri desteklediği algısının yayıldığını kaydetti. Bu algı üzerine kendisi de darbelerden büyük zarar gören dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e gittiğini vurgulayan Çiller, şöyle konuştu: ASKERLER BİZİ SEVER DEDİ "Demirel'in bize destek olacağını düşündüm ve kendisine, "Bu hükümetin laiklik karşıtı hangi eylemini görüyorsunuz?' diye sordum. Tam biz bu konuyu görüşürken Sincan'dan tanklar geçti. Sayın Demirel'e, 'Sincan'dan tanklar geçiyor, eğer bu hükümete bir uyarı ise bunun yasal bir dayanağı yoktur ve bir işlem yapılmak zorundadır. Bunun için de Devlet Denetleme Kurulunun (DDK) konuyu araştırması ve yasal süreci başlatması lazım.' dedim. Kendisi ise bana 'Komuta zincirini bir daha bozdurmam. Sen Güreş Paşa'yı bir defa aldın, komuta zinciri bozuldu, senin aklında ne olduğunu biliyorum. Bu komuta zincirini bozdurmak doğru olmaz' dedi. Zira ben komutanları almaktan bahsediyordum. Bunun üzerine Sayın Erbakan'a gittim. Kendisi çok kibar ve zarif bir insandı. Millete hizmeti öncelikli hedef olarak almıştı. Her geldiğinde darbe oluyordu ve milleti mağdur etmek istemiyordu. Askerle uzlaşmak istiyordu. Kendisine, 'Bunu teftişe götürelim, yasal bir dayanağı yok' dedim. O ise bana, 'Bunu abartmadan geçirelim, askerler bizi severler, ülkeye de iyi hizmetlerimiz oluyor. Bu hizmetler sekteye uğramasın." diye cevap verdi. Biz bu işi geçiştirdik ama geçiştirmeyle kapanacak bir konu değildi. Asker, ülkenin ve benim göz bebeğimdir ancak bazı şeylere de 'dur' demek gerekir." ERBAKAN İKTİDAR OLMAYACAK Çiller, o dönemde kurulan Batı Çalışma Grubu'na değinerek, "Bu fişlenme bilgisi bize gelince ilk olarak Sayın Erbakan ile görüştük sonra konuyu Sayın Demirel'e ilettik. Bunun bir darbenin hazırlığı olduğunu belirterek, araştırılmasını ve konunun DDK tarafından ele alınmasını, gerekirse ondan sonra Genelkurmaya gönderilmesini dile getirdim. Sayın Demirel, 'Asker zaten ayakta' dedi. Sayın Erbakan da bir uzlaşma arıyordu. Ama buna rağmen Sayın Demirel, konuyu hemen Genelkurmay'a gönderdi. 28 Şubat sürecine bakıldığında abartılar varsa bile zamanın ruhuna bu senaryo yazıldı. Yani Sayın Erbakan, iktidar olmayacak, olursa da bir şekilde durdurmak gerekecek." diye konuştu. BİZİ KİM İSTİYOR? Tansu Çiller, Necmettin Erbakan'ın istifasının ardından hükümeti kurma görevinin kendisine değil de Mesut Yılmaz'a verilmesini o dönemde bir "Çankaya darbesi' olarak nitelendirdiğini anımsatarak, şunları söyledi: "Bu durum, 'bizi üzmedi' desem doğru olmaz. Mesut Yılmaz'a görev verilince bize geldi ve 'Ben başbakan olmayabilirim, sen olabilirsin' dedi. 'Kim istiyor bizim koalisyonumuzu?' diye sorduğumda, omuzlarını gösterdi yani apoletliler demek istedi. Kendisine 'Milletin olmadığı bir yerde ben olmam' dedim. Anasol-D hükümeti kuruldu sonunda. Bizim koyduğumuz adla, 'Derleme Toplama Partisi' ile mecliste milletin iradesi ile oluşmuş çoğunluk azınlık haline getirildi, azınlık bir güç tarafından çoğunluk haline getirildi. Bir hükümet, hükümet edemez hale getiriliyor bu aslında darbenin tanımlarından bir tanesi. Bunu eğer kelepçe ile yaparsanız bu darbenin ta kendisi. Eğer bunu korku imparatorluğu, şantaj ve baskı ile kanırta kanırta yaparsanız, bunun adı da darbedir. Milletin şuurunda ipe yürüyen bir Başbakanın son bakışı vardır. O bakış aslında yakın dönem siyasetin ve siyasetçinin şuurunda saplanmış bir hançerdir. O korku refleksi vatandaşta da vardır. 'Darbe geliyor, askerin dipçiği geliyor' algısı. Bu korku mecliste ve millette çok yaygın bir biçimde vardı. Milletvekilleri, 'Refahyol'dan ayrılmazsak aynı şeyler bizim de başımıza gelecek' korkusunu çok ciddi biçimde hissetmişti." AK PARTİ DARBELERİ BİTİRDİ Çiller, tankların Sincan'da yürümesinin ardından Necmettin Erbakan ile aralarında geçen konuşmayı şöyle aktardı: "Sayın Erbakan'a tavsiyem, "Biz, Genelkurmay Başkanı'nı ve kuvvet komutanlarını derhal görevden almalıyız' şeklinde oldu. O da, 'Cumhurbaşkanı bunu imzalamaz' dedi. Ben de 'İmzalamasın ama tarih önünde bunu yapalım. Millete bunu anlatalım.' dedim. Sayın Erbakan, Meclis'ten seçim de çıkmayacağını belirterek, 'Bizi kapatırlar' dedi. Oysa zaten süreç başlamıştı. Ekonomi iyi gidiyordu yaklaşık yüzde 8 büyüme elde etmiştik, o yüzden Erbakan, 'Sen başbakan ol ben istifa edeyim' dedi. Oysa Refahyol Hükümeti devam etseydi bu bir hizmet kervanı olacaktı. Refah Partisi ile uyum içinde çalışıyorduk. En muhafazakar kesimden en büyük demokratik açılımlar çıkıyordu. Bu ne kadar büyük bir uzlaşmayı, ayrışmadan bütünleşmeyi getirecekti. Bütün bunları Türkiye bir darbe ile kaçırmıştır." Tansu Çiller, 28 Şubat'ın bir koalisyon olduğunu, bu koalisyonun, medya, STK, iş dünyası, siyaset ve askeri ayağının bulunduğunu ve Amerika'nın, PKK'nın kurucusu terörist elebaşı Abdullah Öcalan'ı Bülent Ecevit'e teslim etmesiyle dış ayağının da görüldüğünü dile getirdi. 28 Şubat sürecinin ardından ülkenin ekonomik anlamda ağır bedeller ödediğine vurgu yapan Çiller, "28 Şubat'ın ardından batan bankalar, Türkiye'yi büyük krize soktu. Bu krizin maliyeti 291 milyar dolar. Bunları, gençlerimiz darbelerin maliyetini anlasın diye anlatıyorum. Bugün gençliğin en önemli sorunu işsizlik. Bu 291 milyar dolar ile gençlerimizin işsizlik sorununu çok büyük ölçüde çözebilirdik. Mağdur edenler ve mağdur olanlar hepimiz aynı platformda buluşup, demokrasinin evrensel değerleri üzerinde anlaşabilirsek, ülkemizi sadece muasır medeniyetler seviyesine çıkaramayız aynı zamanda bu ülkeyi büyük bir aşamadan geçiririz. Nihayet millet ne yaptı? Bizleri tasfiye etti ve AK Parti iktidarına şans verdi ve onlar da darbeleri bitirdiler. Vesayet dönemini bitirdiler. Şimdi bize düşen yine demokrasinin yüksek platformunda birleşmek burada, herkese yer var. Darbeleri, vesayet dönemini bitirdik ama henüz birleşmedik, topyekun birleşmeyi yine burada yapabiliriz. Çünkü hepimiz için tek bir Türkiye var." değerlendirmesinde bulundu.

3 yıl önce

CHP’ye göre Batı’nın fakir ülkelere aşı vermemesinin sebebi AK Parti iktidarı

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel TBMM’de basın mensuplarına yaptığı açıklamada, koronavirüs (covid-19) aşısı üretimi yapan ABD, İngiltere, İsviçre gibi güçlü ülkelerin fakir ülkelere destek olmadığını ifade ederek AK Parti iktidarını hedef alan açıklamalarda bulundu. CHP'li Özgür Özel açıklamasında, ''Her birimiz önce bu ülkedeki bu adaletsizlikleri ortadan kaldırmak için bu yönetimi (AK Parti iktidarı) değiştirmeliyiz. Sonra dünyadaki bu düzeni değiştirmek için yeni iktidarı kurmalıyız'' ifadelerini kullandı.

3 yıl önce

CHP doğalgaz depolama tesisine karşı: İktidara gelirsek durduracağız

CHP Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu, Saros Körfezi'ndeki Yüzer LNG Depolama ve Gazlaştırma Ünitesi (FSRU) Gemi İskelesi Projesi'nin inşaatını durduracaklarını söyledi. Gaytancıoğlu, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın, Saros'un tahribatını görmezden geldiğini ileri sürerek, bölgenin 25 binlik ve 100 binlik planlarında yer almamasına rağmen FSRU limanı inşaatına izin verildiğini savundu. "Size söz veriyorum durduracağız" Gaytancıoğlu, "Size söz veriyorum, CHP iktidarında inşaat hangi noktadaysa durdurup, doğal haline geri döndüreceğiz. Saros, bize atalarımızdan mirastır" dedi.

2 yıl önce

HDP’li Kürkçü: Muhalefet bizsiz iktidar olamaz

Katıldığı bir yayında konuşan HDP Eş Başkanı Pervin Buldan, 2023 yılında yapılacak seçimleri işaret ederek, muhalefet partilerine “Yeniden bir araya gelelim” çağrısı yapmıştı. Buldan, “Türkiye’nin geleceği açısından, bizim bir araya gelmemiz kaçınılmaz bir mesele haline geldi” ifadelerini kullanmıştı. "BİZİ VERİRSENİZ İKTADAR OLAMAZSINIZ" Benzer bir açıklama, HDP’nin eski Eş Başkanı Ertuğrul Kürkçü’den geldi. Muhalefet partilerine "biz olmadan iktidar olamazsınız" mesajı gönderen Kürkçü, şu ifadeleri kullandı: Muhalefetin vereceği yanıt yaşamsaldır. Muhalefet, mücadeleye başlamalıdır. Kulaklara küpe olsun: HDP’yi veren, iktidarı verir." HDP'YE BAKANLIK VAADİ Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adaylığı arayışları hızlanırken CHP’li Dursun Çiçek, seçimi kazanmaları halinde HDP’lilere 1-2 bakanlık verilebileceğini itiraf etmişti. Akabinde CHP Milletvekili Gürsel Tekin de buna destek vermişti. HDP'nin terör soruşturmalarından cezaevinde bulunan eski Eş Başkanı Selahattin Demirtaş de, “Bize bir cumhurbaşkanı yardımcılığı ve üç bakanlık verilecek” ifadelerini kullanmıştı.

2 yıl önce

Muharrem İnce'den muhalefete: Siz iktidar olsanız bu milleti perişan edersiniz, anasını ağlatırsınız

CHP'yi ağır ifadelerle eleştirdikten sonra istifa eden ve Memleket Partisi'ni kuran Muharrem İnce, kendisine ekranlarında yer vermeyen muhalif medyaya yüklendi. Partisinin MYK toplantısı sonrası konuşan İnce, CHP'den istifa edip parti kuranların Halk TV'de, KRT'de Tele1'de haber olamayacağını söyledi. PARAYLA SUSTURULMUŞ BİR MUHALEFET BASINI VAR "CHP'li belediyelerden para almamakla, genel merkezden para almamakla susturulmuş bir muhalefet basını var" diyen İnce, muhalif medyanın "Muharrem İnce'yi gösterirseniz, Memleket Partisi'ni gösterirseniz size para vermeyiz" sözleriyle tehdit edildiğini ifade etti. "SİZ İKTİDAR OLSANIZ BU MİLLETİ PERİŞAN EDERSİNİZ, ANASINI AĞLATIRSINIZ" İnce, açıklamasının devamında "Kusura bakmayın ama sizi AKP'den farkınız yok. Hatta daha kötüsünüz. Çok daha kötüsünüz. Siz iktidar olsanız bu milleti perişan edersiniz, anasını ağlatırsınız. Hepinizi beraber göndereceğiz. 'Ne cumhur, ne millet tek yol memleket' diyeceğiz hep birlikte." diye konuştu. GAYE USLUER DE MUHALİF MEDYAYA YÜKLENMİŞTİ Öte yandan geçtiğimiz günlerde Memleket Partisi Genel Başkan Vekili ve Parti Sözcüsü Gaye Usluer, Twitter hesabından muhalif medyaya yüklenmişti. Halk TV, KRT TV ve TELE 1 ekranlarına tüm muhalefet partilerinin çıkarıldığını ancak Memleket Partisi'nin davet edilmediğini belirten Usluer, "Bunu normal olarak mı değerlendireceğiz?" diye sormuştu. Usluer, paylaşımının devamında "Bundan sonra kimse hiçbir kanal için yandaş demesin" ifadesini kullanmıştı.

1 2 3 4 5 6 7