24 Nisan Çarşamba 2024
2 yıl önce

İngiltere Başbakanı Boris Johnson'ından Ukraynalılara: 200 binden fazla kişiyi kabul edebiliriz

İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Polonya ziyareti sırasında düzenlediği basın toplantısında Rusya'nın Ukrayna saldırısı nedeniyle mülteci sayılarının milyonlara ulaşabileceğini söyledi. Johnson, "Dün gece Biden ile konuştuğumda, şimdi başlayan insani acil duruma odaklandık. Putin'in işgali şimdiden yüz binlerce insanın evlerini terk etmesine neden oldu ve belki de milyonları bulan daha büyük bir kaçışa hazırlanmalıyız" dedi. İngiltere'nin 200 bin Ukraynalıyı kabul edebileceğini söyleyen Johnson, "Kesin sayıları hesaplamak zor ama 200 binden fazla kişiyi kabul edebiliriz" açıklamasını yaptı. 220 MİLYON STERLİN YARDIM Johnson "İngiltere, Ukrayna için acil durum ve insani yardım için 220 milyon sterlin sağlayacak. Polonya dahil komşu ülkelerde insani yardım için bin askeri hazırda bekletiyoruz" ifadelerini kullandı. "PUTİN BARBARCA SİLAHLAR KULLANIYOR" Johnson, “Putin’in binaları bombalayarak ve çocukları öldürmek için binalara füze atarak masum sivillere karşı barbarca ve ayrım gözetmeksizin taktik kullanmaya hazır olduğu oldukça açık” dedi.

2 yıl önce

İngiltere'de akaryakıt fiyatları yine rekor seviyede

İngiltere’nin Eastbourne kentinde benzin fiyatı 1.64 sterlin olurken, dizel akaryakıtın litresi ise 1.74 sterline yükseldi. Geçen ay yapılan zamla 55 litrelik bir araç 81.41 sterline akaryakıt alırken yeni zamlarla birlikte bu rakam 90 sterline yaklaştı. İngiliz Otomobil Kulübü (RAC) sözcüsü geçen ay yaptığı açıklamada, Rusya'nın Ukrayna operasyonunun akaryakıt fiyatlarına doğrudan etkisi olduğunu açıklamış, enflasyon oranlarının da son 30 yılın en yüksek seviyesine çıkarak 7 barajını aşacağını dile getirmişti. Geçen yıl yaşanan araç kullanan şoför eksikliğinden kaynaklı olarak akaryakıtta bazı aksaklıklar meydana gelirken, Londra da bulunan bazı akaryakıt istasyonlarında pompa istasyonlarının tamamının açılmadığı görülmüştü.

2 yıl önce

İngiltere'de yoksullaşma: 'Yiyecek dağıtımı kuyrukları günden güne uzuyor'

BBC Türkçe’nin haberine göre; "Son iki ay içerisinde normalde dört ya da beş kişinin biriktiği kuyrukların 25-30 kişiye kadar çıktığını söyleyebilirim. Bunlar evli çocuk sahibi gençler, yaşlılar ve çalışan insanlar. Her hafta bir önceki hafta görmediğim insanları görmeye başlıyorum." "Daha uzaktan, köyün dışından gelenler de oluyor. Aile üyeleri ve komşuları için de endişe eden ve onlar için de yardım alanlar var." Angela tek bir örnek değil. Açlık tehlikesiyle yüzyüze insanlara yardım amacıyla oluşturulmuş yardım kuruluşları ve tabandaki toplum örgütlenmeleri, hizmetlerine talebin arttığını söylüyorlar. Birleşik Krallık çapında açlıkla mücadele eden binlerce örgütlenmeye ve gönüllü gruba yiyecek dağıtımı yapan FareShare adlı kuruluş tarafından yapılan kapsamlı bir araştırmanın sonuçları da bu izlenimleri doğruluyor. Araştırmaya katılan 1200 yerel gruptan yüzde 90'ı, fiyat artışlarının çalışmalarını etkilediğini söylüyor. FareShare, elinde artmakta olan ihtiyacı karşılamaya yeterli gıda malzemesi bulunmadığını söylüyor. Bu nedenle de ülke çapında gıda sektöründeki şirketlerden daha fazla gıda bağışı almayı hedefleyen yeni bir kampanya başlatıyor. FareShare'in Kent bölgesi dağıtım bölümünde yönetici olan Emma White "Bundan bir ya da bir buçuk yıl önce, (bu bölgede) haftada 1500 kasa yiyecek dağıtıyorduk, şimdi 3 bin kasa dağıtıyoruz" diyor. "Önümüzdeki aylarda bu sayının da iki misline çıkabileceğini düşünüyorum." FareShare'in Birleşik Krallık çapında yani İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda'da toplam 30 bölgesel dağıtım deposu var. Gönüllülerden oluşan özel üniformalı ekipler, çok büyük miktarlarda satılmamış ya da ihtiyaç fazlası gıda maddesini süpermarketler veya imalatçılardan topluyor ve paketliyor. Ayrıca doğrudan perakende satış dükkanlarından da daha küçük miktarlarda gıda bağışları toplanıyor. Bunların çoğu beslenme değeri olan ve yenebilir tazelikte ama kullanılmazlarsa çöpe gidecek, ziyan olacak yiyecekler. Yardım kuruluşu FareShare bu yolla Birleşik Krallık çapında, her hafta bir milyonu aşkın insanın beslendiğini tahmin ediyor. Kendisi de bir gönüllü olan FareShare bölge yöneticisi Emma White "Evsizlerin kaldığı barınma evleri, okullara dağıtılan kahvaltılıklar ya da gıda bankaları. Ülkenin dört bir yanında farklı topluluklara hizmet ediyoruz" diyor. FareShare'in araştırmasına katılan gıda dağıtım örgütlenmelerinin yüzde 75'i, gıda yardımı talebinde artış gördüklerini söylüyor. Bu kuruluşlara başvuranların yüzde 65'i gıda fiyatlarındaki artışın, yüzde 52'si ise yükselen elektrik ve doğal gaz fiatlarının etkisinden söz ediyor. Başta sözü geçen Kent bölgesindeki BeChange gıda projesindeki gönüllüler haftada bir gıda stokluyorlar ve yiyecekleri geniş bir salonda gelenlerin alabileceği şekilde tezgahların üzerine yerleştiriyorlar. 55 yaşındaki Alison Trevellion her Cuma günü BeChange'in önünde kapıların açılmasını bekleyenlerin oluşturduğu kuyruğa girenlerden biri. "Harika sebzeler oluyor, onlardan çorba yapıyorum bir kaç gün gidiyor. Sonra taze meyve de alıyorum. Buraya gelmekten utanıp sıkılmamak gerekiyor. Herkes için verilen bir hizmet" diyor. Alison Trevellion BeChange'e son iki aydır gidiyor ve geçim zorlaştığı için çok işine yaradığını söylüyor. "Belki de şanslıyım. Yarı-zamanlı çalışıyorum, sosyal yardım alıyorum. Ama doğalgaz ve elektrik faturalarının ne kadar arttığını düşününce hala kaygılanıyorum. Bu hükümetin gerçek dünyada yaşamadığını düşünüyorum. İsterdim ki bir ay benim ücretimle onlar geçinsin ben de onlarınkiyle. Çünkü onlar asla böyle kuyruklara girmez." Alison her şeye rağmen yaşamını bir şekilde sürdürdüğünü ama gelecek için kaygılanmadan edemediğini de ekliyor. "Geceleri yatınca düşünmeye başlıyorum. Kafamı oğuşturmaktan şurada bir tutam saçım döküldü çünkü olacaklardan çok endişeliyim." Küçük BeChange gıda bankasında çalışan gönüllüler de artan kaygıları hissediyor. Gıda Bankası'nın yöneticisi Angela Dogget "Gerçekten şoke edici bir durum çünkü her türlü insan geliyor. Bunun bir sonu yok. Herşeyin daha kötüleşeceğini biz de biliyoruz, onlar da biliyor" diyor.

2 yıl önce

İngiltere, düzensiz göçmenleri Ruanda'ya gönderecek

Johnson, İngiltere'nin Kent şehrine yaptığı ziyarette, düzensiz göçmenlerin Ruanda'ya gönderilmesini içeren hükümetin yeni göçmen planını açıkladı. Kontrolsüz göçün, İngiltere Ulusal Sağlık Sistemi, okullar ve toplu taşımada "yönetilemez talepler" yarattığına işaret eden Johnson, "Merhametimiz sonsuz olabilir ama insanlara yardım etme kapasitemiz sonsuz değil." ifadesini kullandı. Geçen yıl küçük teknelerle İngiltere'ye gelen 10 kişiden 7'sinin 40 yaşın altındaki erkeklerden oluştuğunu ve insan kaçakçılarına para ödediklerini belirten Johnson, bu insanların çoğunun güvenli ülkelerden geçtiğini ve tehlikede olmadıklarını savundu. Boris Johnson, dün sadece yaklaşık 600 kişinin Manş Denizi'ni geçtiğini dile getirerek, insan kaçakçılarını, Manş Denizi'ni, "karaya çıkmaya elverişli olmayan teknelerde boğulan erkek, kadın ve çocukların olduğu mezarlığa" dönüştürmekle suçladı. "TEKNELERİ KULLANAN HERKES İÇİN MÜEBBET HAPİS UYGULANACAK" Johnson, Brexit'in ardından İngiltere'nin şimdi yasa dışı göçün kontrolünü geri aldığının altını çizerek, "İngiltere'ye ilticaya giden tek yolun güvenli ve yasal olduğundan emin olmalıyız." dedi. Öte yandan, Kraliyet Donanmasının bugünden itibaren Manş Denizi'ni geçen insanlarla mücadelede sorumluluğunu devralacağını belirten İngiltere Başbakanı Johnson, İngiltere'ye yasa dışı olarak gelenleri yargılayabileceklerini ve "tekneleri kullanan herkes için müebbet hapis" uygulanacağını söyledi. Johnson, aynı zamanda, İngiltere'de kalma hakkı olmayanların sınır dışı edilmesine yardımcı olmak için göçmen gözaltı tesislerini genişleteceklerini bildirdi. Boris Johnson, daha da ileriye gitmeleri gerektiğini vurgulayarak şu ifadeleri kullandı: "Bugünden itibaren İngiltere'ye yasa dışı yollardan girenler ve 1 Ocak'tan bu yana yasa dışı yollardan gelenler artık Ruanda'ya yerleştirilebilir. Bu yenilikçi yaklaşım, çetelerin iş modelini bozarken sığınma için güvenli ve yasal yollar sağlayacak çünkü bu, sığınma sisteminden yararlanan ekonomik göçmenlerin İngiltere'de kalamayacakları anlamına gelirken, gerçek ihtiyacı olanlara Ruanda'ya vardıklarında, sağladığımız finansmanla, destekle bu dinamik ülkede yasal hizmetlere erişim dahil uygun şekilde korunacak ve yeni bir bina inşa etme fırsatı verecek." HÜKÜMETİN RUANDA PLANI YASAL ZORLUKLARLA KARŞI KARŞIYA KALABİLİR Johnson, Ruanda ile yaptıkları anlaşma kapsamında, ilerleyen yıllarda on binlerce insanın bu ülkeye yerleştirilme kapasitesine sahip olacağına işaret ederek, "Ruanda, dünyanın en güvenli ülkelerinden biri ve göçmenleri karşılama ve entegre etme konusunda dünya çapındaki siciliyle biliniyor." değerlendirmesinde bulundu. Uluslararası Para Fonunun (IMF), 2018'de Ruanda'nın dünyanın en hızlı büyüyen dördüncü ekonomisi olduğunu açıkladığını anımsatan Johnson, "Yeni göç ortaklığımızın uluslararası yasal yükümlülüklerimizle tamamen uyumlu olduğundan eminiz ancak yine de bunun mahkemelerde yasal olmadığının iddia edileceğini düşünüyoruz." dedi. Johnson, İngiltere'nin diğer ülkelerle de Ruanda ile yaptığı anlaşmaya benzer anlaşmalar yapmaya hazır olduğunu dile getirerek, ülkesinin insan kaçakçılarıyla mücadele için Fransız dostlarıyla çalışmaya devam edeceğini ve Avrupa Birliği (AB) ile bir "iade anlaşması" arayacaklarını kaydetti. "RUANDA İLE ANLAŞMA, ÇÖZÜMÜN ÖNEMLİ BİR PARÇASI" Hükümetin zulümden kaçan insanları neden gözaltı merkezlerinde kötü muamele ve işkence raporlarının olduğu bir ülkeye göndereceği sorusu üzerine Johnson, Ruanda'nın son yıllarda "tamamen dönüştüğünü" ve "dünyanın en güvenli ülkelerinden biri" olduğunu savundu. Johnson, Ruanda ile yapılan anlaşmanın düzensiz göçle mücadelede çözümün önemli bir parçası ve sorunun çözümü için attıkları birkaç adımdan biri olduğunu ifade etti.

2 yıl önce

İngiltere'de ayçiçek yağı krizi: Satışlara sınırlama getirildi

İngiltere'deki tedarik zincirinin Ukrayna savaşından olumsuz etkilenmesi nedeniyle, İngiltere'deki bazı süpermarketler her müşterinin alabileceği yemeklik yağ için sınırlamalar belirledi. Market zinciri Tesco, müşteri başına üç adet, Waitrose ve Morrisons ise iki adet yağ ürünüyle satışlara sınırlama getirdi. 'HERKESİN ÜRÜNLERE ULAŞABİLMESİ İÇİN' BBC Türkçe'nin haberine göre; İngiltere'nin ayçiçek yağı tedariği büyük oranda Ukrayna'dan sağlanıyor. İthalat zincirinde yaşanan aksamalar stoklarda azalmaya ve alternatif ürünlere talebin artmasına neden oldu. İngiltere'de perakende ticareti temsil eden örgüt British Retail Consortium, sınırlamaların geçici olduğunu belirterek, amacın "herkesin ürünlere ulaşabilmesi" olduğunu kaydetti. Marketlerin hem market içi hem de online satışlarda uyguladığı sınırlamalara, zeytinyağı ve kanola yağı da dahil ediliyor. FİYATLAR YÜZDE 10 ARTTI Market uzmanı Ged Futter, müşterilerin yemeklik yağ konusunda birçok alternatife sahip olduğunu vurguladı. Futter, sınırlamalar yoluyla şimdilik ertelenmiş olsa da, önümüzdeki aylarda raflarda ayçiçek yağı bulmanın zorlaşabileceği uyarısında da bulundu. Assosia adlı piyasa inceleme kuruluşunun verilerine göre, Ocak ayından bu yana bir litrelik ayçiçek yağının fiyatı ortalama yüzde 10 artarak 1,26 pound’a yükseldi.

1 yıl önce

Avrupa, terör örgütüne yine kucak açtı! İngiltere'den sonra İtalya'da PKK yürüyüşü

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Suriye'nin kuzeyindeki büyük operasyon hazırlığı sürerken, terör örgütü PKK'nın Avrupa'daki sempatizanları sokağa dökülmeye başladı. Geçtiğimiz günlerde İngiltere'nin başkenti Londra'da polis korteji eşliğinde yürüyüş yapan PKK yandaşlarından sonra, İtalya'nın başkenti Roma'da da sözde örgüt lehine yürüyüş gerçekleştirildi. Terör örgütü PKK'nın sözde gençlik hareketleri tarafından organize edilen yürüyüşte örgütle bağlantılı sözde dernek ve grupların sembolleri taşındı. PALERMO BELEDİYE BAŞKANINDAN SKANDAL SÖZLER PKK yandaşlarının yürüyüşüne İtalya'nın en büyük şehirlerinden Palermo'nun Belediye Başkanı Leoluca Orlando da katıldı. Adeta örgüt savunuculuğunun üstlenen Orlando, "Türk işgaline karşı ve barış hakkını savunmak için bu gösteriye katılıyorum. Türkiye’ye karşı Rojava'nın yanındayız." dedi. https://twitter.com/eha_medya/status/1533440697977667584?s=21&t=EsSuVe7JscatGsHxr1-FDA

1 yıl önce

Rapor: İngiltere'de hayat pahalılığı çocuklarda stres ve intihar eğilimini arttırdı

Euronews’in haberine göre; Çocuk yoksulluğuyla mücadele eden yardım derneği The Childhood Trust tarafından yayımlanan rapor ülkede her 10 çocuktan birinin hayat pahalılığının bir sonucu olarak kendine zarar verme ve intihar eğiliminde olduğu gösterdi. Rapora göre İngiliz ailelerin parasal kaygıları çocukların yüzde 47'sinde stres hissi yaratıyor ve bu çocukların yüzde 21'inin ailesi çocuklarının parayla ilgili sebeplerle daha az güldüğünü belirtiyor. En büyük endişe kaynağı ise hayat pahalılığı yüzünden kendine zarar vermek isteyen çocukların oranının yüzde 9 olduğunun anlaşılması. "Aç, Endişeli ve Korkmuş" adlı rapor, intihar düşüncesini aklından geçiren çocuk oranının yüzde 8 olduğunu ortaya koydu. Bu oran, her 30 kişilik sınıfta en az iki çocuğun bu düşünceyi taşıyabildiği anlamına geliyor. İngiliz The Observer gazetesine konuşan dernek başkanı Laurence Guinness'e göre bu durumun sebebi çocukların yaşam koşularıyla, ebeveynlerinin faturaları ödeyip ödeyemeyeceğiyle ya da akşam eve gidince duş yapıp yapamayacağıyla ilgili çok endişelenmeleri.  Guinness "Bir çocuk bana haftada şimdi sadece bir kez duş yapabildiğini ve bunun uzun bir duşa dönüşmemesi için annesinin yanında durdurduğunu anlattı" diyerek çocukların içinde kaldığı durumu özetledi. Guinness, yedi yaşındaki bir başka çocuğun da yeterli paraları yoksa yemek alamadıklarını, bu durumda dolapları karıştırarak atıştırmalık birşeyler bulup yediğini ve bu şekilde yatıp uyuduğunu anlattı. "Çok derin bir mahçubiyet ve utanç duygusu taşıyorlar" Hayat pahalılığının daha önce mali olarak kendini istikrarlı gören ailelerin ilk defa yoksulluğa düşme riskini beraberinde getirdiğini ve birçok çocuğun da kendisini bu korkunç durumla ilk kez karşı karşıya bulduğunu belirten Guinness "Çok derin bir mahçubiyet ve utanç duyuyorlar ve içinde bulundukları açmazla ilgili çok kaygılanıyorlar" dedi ve ve bunun sonuçlarının "felaket" olabileceği konusunda uyardı. Ülkedeki diğer dernek ve uzmanlar da çocuklardaki ruh sağlığı sorunlarının hayat pahalılığı ile daha da büyüdüğünü belirtiyor ve ailelerin artan enerji fatraları sebebiyle ısınma, elektrik ve su kullanımı ile sofraya yemek koyma arasında zor kararler vermeye başladığına dikkat çekiyor.  İngiliz yayın kuruluşu BBC'nin yaptırdığı bir araştırma da halkın giyim ve sosyalleşme harcamalarından vazgeçtiğini, daha da ötesi, artan akaryakıt, gıda ve enerji fiyatları sebebiyle 4 bin kişilik ankete katılanların yarısından fazlasının diğer temel ihtiyaçlar için para ayırabilmek için öğün atladığını ve mutfak masraflarından kıstığını ortaya koydu. Uzmanlar intihar eğiliminin genellikle hiçbir şeyin kendilerine yardım edemeyeceği hissinden kaynaklandığında dikkat çekiyor: Anne, baba ve yakın aile bireylerinin içinde bulunduğu durum ve öğretmen ya da sağlık profesyonellerinin yıllardır süren kesintiler sonucu hizmetlerinin azalması sebebiyle çocukların güvenebilecekleri mekanizmaların azaldığı bildiriliyor.

1 yıl önce

Erdoğan'dan peş peşe diplomasi trafiği: Estonya ve İngiltere Başbakanı ile görüştü!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşik Krallık Başbakanı Boris Johnson ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. "UKRAYNA'DAKİ TAHILIN GÜVENLİ ŞEKİLDE ÇIKARILMASI GEREKİYOR" Görüşmede, savunma sanayii işbirliği başta olmak üzere Türkiye-Birleşik Krallık ilişkileri ve Rusya-Ukrayna savaşı dahil bölgesel konular ele alındı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmede, Ukrayna’daki tahılın güvenli şekilde ülkeden çıkarılması için mutlaka çözüm bulunması gerektiğini belirtti. ESTONYA BAŞBAKANI İLE DE GÖRÜŞTÜ İletişim Başkanlığı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Estonya Başbakanı Kaja Kallas ile telefonda görüştüğünü duyurdu. Görüşmede, Türkiye-Estonya ilişkileri ve Rusya-Ukrayna savaşı dahil bölgesel konular ele alındı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmede, Ukrayna ve Rusya’yı müzakerelere dönmeye teşvik ettiklerini, savaşın insani alanda yol açtığı olumsuzlukların azaltılabilmesi için de girişimlerine devam ettiklerini aktardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel gıda krizinin önüne geçme noktasında etken olacak Ukrayna tahılının Karadeniz üzerinden ihracı için Birleşmiş Milletler’le birlikte müşterek gayret içerisinde olduklarını vurguladı.

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11