25 Nisan Perşembe 2024
2 yıl önce

İran: Türkiye ile ilişkilerin çok yönlü geliştirilmesi kararlaştırıldı

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile İranlı mevkidaşı İbrahim Reisi arasındaki görüşmede, iki ülke arasındaki ilişkilerin çok yönlü bir şekilde geliştirilmesinin kararlaştırıldığını belirtti. Abdullahiyan, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Reisi ile Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Türkmenistan'da düzenlenen Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) 15. Zirvesi kapsamında gerçekleştirdiği görüşmeye ilişkin bilgi verdi. Türkiye ve İran Cumhurbaşkanları arasındaki görüşmenin son derece dostane ve samimi bir ortamda yapıldığını aktaran Abdullahiyan, "İlişkilerin çok yönlü şekilde geliştirilmesi ve bazı engellerin kaldırılması kararlaştırıldı. İki ülke arasındaki ilişki tarihidir. İki lider, Sayın Erdoğan'ın Tahran'a yapacağı ziyaret sırasında, Yüksek Komisyon (Türkiye-İran Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi) toplantısı düzenlenmesi hususunda anlaştı." ifadelerini kullandı. EİT 15. Zirvesi'ne katılmak üzere Türkmenistan'da bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan ile İran Cumhurbaşkanı Reisi, zirve kapsamında basına kapalı görüşme gerçekleştirmişti.

2 yıl önce

Suriye'de kirli oyun! PKK'nın terör kantonlarını İran kurdu

Terör örgütü PKK ile 1980'lerin başından itibaren yakın ilişki kuran İran'ın, Suriye'de kurulan terör kantonlarının da bir numaralı aktörü olduğu ortaya çıktı. Uzun yıllar terör örgütü içerisinde kalan Hoşeng Osi, Türkiye Gazetesi'ne kirli iş birliğinin detaylarını anlattı. Kanton fikrini ilk ortaya atan eski İran Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani, 2011 yılı sonunda sözde PKK yöneticileri ile Kamışlı'da görüştü ve Esad'a karşı savaşmamaları karşılığında özerk bölge vaadinde bulundu. Taraflar anlaştı; el-Cezire, Kobani ve Afrin kanton adı altında PKK'ya rüşvet olarak verildi. TAHRAN, PKK'YI KULLANIYOR İran rejiminin, terör örgütü PKK'nın kurulduğu ilk dönemden bu yana çok amaçlı kullandığını kaydeden Osi, İran-PKK irtibatını ilk olarak örgütün kurucu kadrosunda yer alan Mehmet Karasungur tarafından sağlandığını anlattı. İlişki ağının Tahran tarafında ise, daha sonra Dışişleri Bakanlığı da dâhil İran'da bir çok kritik görevlerde bulunacak olan Ali Ekber Velayeti bulunuyordu. Velayeti, örgütün elebaşı Öcalan ile Suriye'nin başkenti Şam'da birçok defa görüştü. ÖCALAN MEKTUP YAZDI Örgütten ayrılan ve Avrupa'ya sığınan Hoşeng Osi, 20 yıl kaldığı terör örgütünün ilk kamplarını kurduğu Bekaa ve sonrasında yerleştiği Kandil süreçlerinde de İran'dan büyük destek gördüğü bilgisini paylaştı. Osi, Bekaa kampları ile ilgili "Ali Ekber Velateti o dönem Suriye'nin kontrolünde olan bölgenin PKK'ya tahsis edilmesi ve lojistik ihtiyaçlarının karşılanması konusunda önemli rol oynadı" dedi. Yakın dönem yaşananlara dönük önemli bilgiler veren Osi, röportajında şunları anlattı: Öcalan, İtalya'nın başkenti Roma'dayken, 15/12/1998 tarihinde Celâl Talabani'ye uzun bir mektup gönderip kendisinden İran ile arabuluculuk yapmasını istedi. O dönem Öcalan'ın hedefi İran ve Talabani'nin nüfuz alanına giren bölgelerde idi. Kandil hiçbir biçimde gündemlerinde yoktu. Bu sebeple Talabani ile yoğun görüşme yürüttü. Bununla birlikte Rusya ve Yunanistan ile de bağlantı kurdu ancak bu temaslarında hayal kırıklığı yaşadı. İşte o süreçte İran devreye girdi ve Kandil seçeneği ortaya çıktı. SİLAHLI MÜCADELE ŞARTI PKK içerisinde Öcalan'ın yakalanmasını takip eden dönem silahlı mücadeleyi durdurma, Kürt meselesini çözme amaçlı barışçıl bir projeleri düşünme süreçleri yaşandı. O dönem İran devreye girdi ve çatışmanın devam etmesini sağladı. Şii rejim için ateş ve savaşın devam etmesi çok önemliydi. Kandil'e bunu dayatan İran oldu. Bu noktada başarılı da oldular. Suriye'de iç savaşının çıktığı ilk günler PKK yapısı içerisindeydim. Belçika'nın başkenti Brüksel'e 22 kilometre uzaklıktaki Denderleeuw köyünden yayın yapan ROJ TV'de çalışıyordum. Örgütün medya sorumlusu Mustafa Karasu'dan bir talimat aldık; Kürtleri ve Suriyelileri Esad rejimine karşı gösteri yapmaya teşvik etmemizi istedi ve PKK'nın Arap Baharı'nı desteklemeye karar verdiğini söyledi. Talimatları ve emirleri yerine getirdik. PKK'nın Esad rejimine karşı Kürt ve Suriye halkının taleplerinin yanında durduğu o an bu karardan mutluydum. Bu durum iki ay sürmedi. PKK liderinin İmralı cezaevinden avukatı aracılığıyla yaptığı açıklamalarla PKK'nın medya söyleminin tonu değişti. İlk baştaki çıkış bir şantajdı ve sonrasında pazarlık dönemi başladı. KANTON RÜŞVETİ Öcalan, avukatları aracılığıyla yaptığı açıklama ile Esad'a kapı aralıyor ve muhatabın Kürt aşiretler değil; PYD olduğunu söylüyordu. Buna karşılık 'taleplerimiz karşılanmazsa muhaliflerin yanında duracağız' diyerek Esad'ı tehdit etmişti. Bir yandan bu pazarlıklar sürerken diğer yandan Kandil, Salih Müslüm, Eldar Halil, İlham Ahmad gibi kadroları Suriye'ye göndermiş silah ve cephane sevk etmişti. İran'ın araya girmesi ile rejim, yapılan şantaja boyun eğdi. Temmuz 2012'de 'Demokratik Özerk Yönetim' adı altında Cezire, Kobani ve Afrin kanton olarak ilan edildi ve PKK'ya rüşvet olarak verildi.

2 yıl önce

Kemal Kılıçdaroğlu, FETÖ’nün Fuat Avni’sine özendi: “Gitti gidiyor tiran…”

Acil seçim çağrısıyla miting kararı alan CHP, ilk mitingini Mersin’de gerçekleştirdi. Mitingde CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, kürsüye “Gitti gidiyor tiran, geliyor gelmekte olan” sözleriyle davet edildi. TİRAN KELİMESİNİ FETÖ’CÜ FUAT AVNİ DE ÇOK KULLANIYORDU Bugün Kemal Kılıçdaroğlu için kullanılan “Tiran” ifadesini FETÖ’nün sosyal medya ayağının başını çeken Fuat Avni isimli hesap da kullanıyordu.

2 yıl önce

Fransa ve Suudi Arabistan, İran'ın nükleer programını geliştirmesinden endişe ediyor

Suudi Arabistan ve Fransa, İran'ın nükleer programını geliştirmesinden endişe duyduklarını açıkladı. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Körfez turunun son ayağı olan Suudi Arabistan'da Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından ortak yazılı açıklama yapıldı. Suudi Arabistan haber ajansı SPA'da yer alan açıklamaya göre, Suudi Arabistan ve Fransa, İran'ın nükleer programını geliştirmesinden büyük endişe duyduklarını ifade etti. İki ülke ayrıca, balistik füzeler ve insansız hava araçlarının kullanımı da dahil olmak üzere İran'ın bölge istikrarını sarsan faaliyetlerine karşı koymanın gerekliliği üzerinde durdu. Fransa, İran'ın nükleer silah sahibi olması ya da bunu geliştirmesine izin vermemeye kararlı olduğunu vurguladı. İki ülke, Lübnan hükümetinin, finans, enerji, yolsuzlukla mücadele ve sınır denetimini içeren kapsamlı reformlar yapması gerektiğini belirtti ve bunun gerçekleştirilmesi için Lübnan ile birlikte çalışma konusunda anlaştı. Fransa ve Suudi Arabistan, Lübnan ordusunun rolünün güçlendirilmesi ve silahların sadece devletin meşru kurumlarının elinde olması gerektiğine işaret etti. Açıklamaya göre, Lübnan halkının yaşadığı sıkıntıları hafifletmek için Fransa-Suudi Arabistan insani yardım mekanizması kurulması konusunda anlaşmaya varıldı. Fransa Cumhurbaşkanı Macron, daha önce basına yaptığı açıklamada, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Bin Selman ve Lübnan Başbakanı Necib Mikati ile telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini söylemişti. Mikati ise söz konusu görüşmeyi, Riyad ve Beyrut yönetimleri arasındaki tarihi ilişkilerin yeniden canlandırılması için "önemli bir adım" olarak nitelendirmişti. Macron, çıktığı Körfez turunda Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar'ın ardından bugün Suudi Arabistan'a geçmişti.

2 yıl önce

İran Cumhurbaşkanı Reisi: DEAŞ, ABD tarafından kurulmuştur

İran Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamaya göre, Reisi, Tahran'ı ziyaret eden Esed rejiminin Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad ile bir araya geldi. Reisi, görüşmede ABD'nin bölgedeki varlığını eleştirerek, "DEAŞ ABD tarafından kurulmuştur. Bölgenin neresinde ABD ve DEAŞ bulunursa oradaki halk güvenlik ve istikrar noktasında büyük zararlarla karşı karşıya kalıyor." ifadelerini kullandı. Görüşmede Mikdad da Reisi'yi Şam'a davet etti.

2 yıl önce

James Jeffrey: “İran ve Esed Suriye'deki Türk bölgelerine saldırabilir!"

ABD'nin eski Ankara Büyükelçisi ve bir dönem Amerika'nın Suriye Özel Temsilcisi olarak görev yapan James Jeffrey, Suriye krizi hakkında çok konuşulacak bir makale kaleme aldı. Jeffrey, Foreign Affairs’de yer alan “Suriye’de Uzlaşmak Hala Mümkün” (A Deal Is Still Possible in Syria) adlı köşe yazısında "Suriye sorununun çözümü için fırsatlar ortaya çıktığını" savundu. Karar yazarı Mensur Akgün'ün aktardığı bilgilere göre James Jeffrey, ABD'yi mülteci sorununun çözümü için de çaba göstermeye çağırdı. Mensur Akgün, o makalede yer alan yorumları köşesinde şöyle paylaştı; "Jeffrey’e göre, Suriye savaşına bitmiş gözüyle bakmamak lazım. Beşar Esad’ın başarısı dünyaya hem yanlış sinyaller göndermeye aday hem de Ortadoğu’yu istikrarsızlaştırmaya. Savaş İsrail, Amerika ve Türkiye’yi karşı karşıya getirdi, İran, Rusya ve Suriye ile bu ülkelerin çatışabilecekleri zemini hazırladı. Esad’ın provokasyonları da cevapsız kaldı. Eğer böyle devam ederse İran ya da Esad rejimi Türkiye’nin veya Amerika’nın kontrolü altında tuttuğu bölgelere karşı hamlede bulunabilir. Jeffrey için bunları ve makalesinde anlattığı İran’ın uzun menzilli silahları gibi diğer riskleri ortadan kaldırmanın yolu Amerika’nın tüm tarafları içeren ve belli ki çıkarlarını da dikkate alan bir strateji benimsemesinden geçiyor. Amerika’nın mültecilerin geri dönüşü için bastırmasını, bizim açımızdan en az mülteciler kadar önemli olan SDG (PYD/PKK) güçlerinin sisteme entegre edilmesini, Türkiye’ye güney sınırları için güvenlik garantileri verilmesini, İran’ın ağır silahlarının çekilmesinin sağlanmasını öneriyor. Onun sorunun çözümü için anahtar gördüğü ülke Rusya. Bu yüzden de Rusya’nın Suriye’deki rolüne değiniyor, 2019’da Soçi’de Amerika ve Rusya’nın uzlaşmaya varmak üzere olduklarını ama sonra Putin’in sorunu kendi yöntemleriyle çözmeye çalıştığını, ülkedeki hemen her aktörle, ki buna Türkiye’de dahil, ayrı ayrı angaje olduklarını, fakat Moskova’nın seçeneklerinin de sınırlı olduğunu vurguluyor. Talebi, Amerika’nın en mükemmeli olmasa, çözüme yol açmasa da diplomatik inisiyatif geliştirmesi. Bu talebin bizim açımızdan önemiyse Biden Yönetimi’nin James Jeffrey’i dinlemesi halinde Suriye sorununun çözümü yolunda yeni çabaların gündeme gelebilecek olmasından kaynaklanıyor. Ve böylesi bir süreç Türkiye için beraberinde fırsatlar kadar riskler de getiriyor. En büyük fırsatın sorunun çözümü olacağına şüphe yok. Ancak bu çözümün bizim çıkarlarımıza ve beklentilerimize maksimum, hatta optimum düzeyde koruyup korumayacağı tartışmalı. Çünkü Rusya ile yapılacak pazarlıklar Türkiye’yi de kapsayacak. Jeffery’in yazdıklarından Türkiye’ye, Türkiye’nin kendisine ifade edilmiş beklentilerine karşı sempatiyle baktığı anlaşılıyor. Güvenlik garantileri konusunu gündeme getirmesi bunun en bariz göstergesi. Fakat Amerika’da herkesin Türkiye’ye aynı şekilde bakıp bakmadığı tartışmalı. Ayrıca askerler ve istihbarat Amerika’nın Suriye’de kalmasının, sorunun sürüncemede bırakılmasının, SDG’nin desteklenmesinin kendileri için daha iyi olabileceğini düşünüyor da olabilir. Üstelik büyük devletler kendi aralarında anlaşınca küçüklerin çıkarları göz ardı da edilebilir.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Haziran 2023 bizim için çok önemli bir sınav

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Sinop'ta AK Parti Genişletilmiş İl Danışma Meclisi toplantısına katıldı. Soylu, toplantı sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı aradı. Telefondan salondakilere seslenen Erdoğan, "Bu kutlu yolculuğumuzun ara durağında İstanbul’dan en kalbi duygularımla selamlıyorum. Geleceğimiz aydınlık olsun inşallah. Gerçekten Sinop’u ben de çok çok özledim. İnşallah en kısa zamanda sizlerle bir arada olmanın heyecanı içerisindeyim." dedi. Erdoğan, şunları söyledi: "Süleyman Bey ile Aydın'daydık. Aydın’da muhteşem toplantılar yaptık. Gerek yapılan toplu açılış töreni ki bu toplu açılış töreninde de meydan 30 bini aşkın vatandaşımızla bir aradaydık. Orada da il danışma meclisimiz gerçekten çok büyük coşku ile gerçekleşti. Ardından Adnan Menderes Müzesinin açılışını yaptık. Bu müze açılışı çok çok önemliydi. Temenni ederim. Sizler de inşallah fırsat bulduğunuzda bu müzeyi yerinde görme imkanı yaşarsanız. Tabii, İstanbul’da biliyorsunuz Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nı inşa ettik. Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nı da teşkilatımızın mensupları İstanbul Üsküdar Belediyesi ile irtibat kurmak suretiyle de orayı da gezerseniz inanıyorum ki bizlere çok dua edeceksiniz. Teşkilatımızın değerli mensupları, değerli yol ve dava arkadaşlarım; inanıyorum ki önümüzde 2023 Haziran bizim çok önemli bir sınav. Bu sınavı Sinop’ta bugüne kadar gerçekleşen seçimlerin çok daha üstünde, bir hazırlıkla gerçekleştirecek ve Sinop’ta özellikle bu ana muhalefete artık bugüne kadar yakaladığı imkanları vermeyeceğinize inanıyorum. Sinop’a zaten bugüne kadar ana muhalefetin belediyelerin vs. vermiş olduğu en ufak bir hizmet yok. Ne hizmet verilmişse bugüne kadar AK Parti iktidarı olarak bizler verdik. Vermeye devam edeceğiz. Yaparsa AK Parti yapar."

2 yıl önce

Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü paylaştı: İBB'nin yapımını durdurduğu metroyu haziranda bitiriyoruz

Açıklamada, 'İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından Temmuz 2019'da yapımı durdurulmuş olan metroyu Haziran 2020'de %5 seviyesinde devraldık. Bitiriyoruz. Başakşehir - Çam ve Sakura Şehir Hastanesi - Kayaşehir metro hattı haziranda hizmetinizde!' ifadelerine yer verildi.

1 2 ... 4 5 6 7 8 9 10 ... 16 17