28 Mart Perşembe 2024
2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Dünyadaki 7,5 milyarı aşkın insanın her birine İslam'ın değil, İslam düşmanlığının küresel bir tehdit olduğunu anlatmalıyız."

Erdoğan, Ankara ATO Congresium'da düzenlenen "1. Uluslararası Medya ve İslamofobi Sempozyumu"ndaki konuşmasına, kendisini dinleyenleri selamlayarak başladı. Uluslararası Medya ve İslamofobi Sempozyumu'nun insanlık, İslam alemi, Türkiye ve kurumları için hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, görüşleri, değerlendirmeleri ve tartışmaları ile sempozyuma katkı verecek olan herkese teşekkürlerini sundu. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve İletişim Başkanlığı'nın desteğiyle RTÜK, Diyanet İşleri Başkanlığı, TRT, Erciyes Üniversitesi ve SETA tarafından düzenlenen bu toplantının icrasında emeği geçen herkesi tebrik eden Erdoğan, "Sözlerime, karşımızdaki meselenin İslamofobi yani 'İslam korkusu' değil, düpedüz İslam düşmanlığı olduğunu belirterek başlamak istiyorum. Evet, Batı başta olmak üzere dünyanın pek çok yerinde İslam düşmanlığı hastalığı tıpkı kanser hücresi gibi hızla yayılmaktadır." dedi. Tarih boyunca farklı dinlere mensup insanlar arasında rekabet, gerginlik, hatta çok kanlı çatışmaların olduğunu belirten Erdoğan, Anadolu'yu ve Kudüs'ü ele geçirme hülyası ile gerçekleştirilen ve uzunca bir süre devam eden Haçlı Seferleri'nin yol açtığı yıkımların dünya tarihinin seyrini değiştirdiğini hatırlattı. "Osmanlı'nın Viyana kapılarına kadar dayanan fetihleri sırasında bu çerçevede ne ecdadı ne bizi ne de torunlarımızı zan altında bırakacak hiçbir müessif hadiseye rastlanamaz." diyen Erdoğan, buna mukabil Batı'nın, Türklerin şahsında somutlaştırdığı doğulu toplumlara karşı kibrini ve kinini "oryantalizm" kavramı adı altında daima koruduğunu söyledi. Bunun son örneklerinden birinin de Avusturya Başbakanlık binasına terörist İsrail'in bayrağının çekilmesi olduğunu belirten Erdoğan, bunun nerelere vardığını çok rahat anlamanın mümkün olduğunu söyledi. Erdoğan, şunları kaydetti: "Esasen Osmanlı bakiyesi coğrafyalarda girişilen geniş siyasi ve kültürel değişim hareketleri, Batı'nın bu bölgedeki farklılıkları kendi formatı içinde eriterek yeniden kurgulama gayretinden ibarettir. Çevremize baktığımızda yer yer kısmi başarılarına rastlayabileceğimiz bu yaklaşım, içerdiği dini ve etnik ırkçılık sebebiyle geniş bir taban tutmakta muvaffak olamamıştır. Bu başarısızlık, İslam dünyasında bitip tükenmek bilmeyen dış müdahaleler, iç çatışmalar, derin ve kanlı hadiseler şeklinde kendini göstermiştir. Yakın tarihte İslam düşmanlığının yol açtığı acıların, Bosna'daki katliamların, Arakan'daki kıyımlara halen Türkistan'dan Filistin'e pek çok yerde yaşanan trajedilere kadar sayısız örneği vardır." "OYALAYARAK GEÇİŞTİRMEYE ÇALIŞIYOR" Günümüzdeki İslam düşmanlığı dalgasının çok daha sinsi ve örtülü yöntemlerle yürütüldüğüne dikkati çeken Erdoğan, "Amerikan yönetiminin 11 Eylül saldırıları ardından başlattığı Müslümanları şeytanlaştırma stratejisi pek çok toplumun kültürel yapısında zaten var olan İslam düşmanlığı virüsünü tetikleyen bir işlev görmüştür." dedi. Erdoğan, bugün Avrupa'da Fransa'nın başını çektiği bazı ülkelerin, İslam'ı kendi meşreplerine göre şekillendirmek için yoğun çaba içinde olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu: "Sanayi Devrimi'nin ardından kendi halkları ile birlikte sömürgeleştirdikleri pek çok coğrafyanın doğal kaynağı, alın teri ve kanı üzerinde güçlü bir güvenlik ve refah düzeni kuranlar, 21. yüzyıla ciddi endişelerle girdiler. Azalan nüfus artışı hızları sebebiyle demografik tehditlerle de karşı karşıya olan Batı ülkeleri, değişen küresel güç dengelerinin yol açtığı belirsizlikleri, kendi kamuoylarını faşist söylemlerle oyalayarak geçiştirmeye çalışıyor. Marjinal kabul edilen kimi ırkçı akımların artık siyasetin merkezine yerleşmeleri, Batı'nın içine düştüğü bataklıktan kurtulmak yerine, derine gömülmeyi tercih ettiğinin işaretidir. Uzunca bir süre dini özgürlüklerin kalesi olarak kendilerini dünyada seçkin bir konuma oturtanlar, bugün Müslümanlara ait her türlü sembolü yasaklama yarışına girmiştir. Kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'e, Peygamber Efendimiz Aleyhissalatu Vesselama, Müslüman kadınların ve erkeklerin kıyafetleri başta olmak üzere dini tercihlerini ifade eden sembollere yönelik saldırılar, bizzat devletler tarafından himaye edilmekte, dolayısıyla desteklenmektedir." "İSTATİSTİKLER VAHİM BOYUTLARI GÖSTERİYOR" İstatistiklerin sorunun ulaştığı vahim boyutları açıkça gösterdiğini belirten Erdoğan, Batı'da ırkçı ve İslam düşmanı saldırıların son 5 yıl içinde yüzde 250, bu saldırılarda hayatını kaybedenlerin oranının ise yüzde 700 arttığına dikkati çekti. Erdoğan, son 5 yıl içinde en büyük 5 Avrupa Birliği ülkesinde sivil toplum kuruluşlarına 15 binin üzerinde İslam düşmanlığı hadisesinin bildirildiğini aktardı. Avrupa'da mukim Türk vatandaşlarını hedef alan saldırıların oranında da geçen yıla göre yüzde 54 artış olduğunu dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti: "Bir süre öncesine kadar sadece göz yumulan, sessiz kalınan, polisiye hadiseler seviyesinde tutularak dikkatlerden kaçırılan İslam düşmanlığı, bütün bu faaliyetleri, artık anayasalara ve kanunlara derç edilmeye başlanmıştır. Ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlenen siyasi partilerle polis teşkilatları başta olmak üzere tüm vatandaşların güvenliğini sağlamakla sorumlu kamu otoriteleri adeta bir İslam düşmanlığı yarışına girişmiştir. Siyasetin ve kamu kurumlarının bu yönelimleri, Batı ülkelerinde yaşayan demokrat insanlar arasında da İslam'a ve Müslümanlara karşı temelsiz bir ön yargının gelişmesine yol açmaktadır. Halbuki özgürlüklerin ortadan kalktığı bir yerde, refahın da uzun süre varlığını sürdüremeyeceği gerçeğine sırtını dönenler, aslında İslam'a değil, kendi geleceklerine düşmanlık etmektedir." "ZİHNİYET AYNI OLUNCA..." "Şu gerçeğin akıl ve vicdan sahibi herkes tarafından kabul edileceğine inanıyorum." diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Tarih boyunca, İspanya'dan Almanya'ya kadar Yahudi düşmanlığı ayıbının mahcubiyetiyle dini ve etnik özgürlük pergelini olabildiğince açan Batı ülkeleri, şimdi aksi istikamette hızla yol almaktadır. İkinci Dünya Savaşı sırasında bütün bu yaşanan Yahudi soykırımını kendilerince özel bir paranteze alanlar, bu defa hedef tahtasına Müslümanları yerleştirmişlerdir. Zihniyet aynı olunca sonuçların farklı çıkması mümkün değildir." Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: İSLAM DÜŞMANLIĞININ DEVAM EDECEĞİ ANLAMINA GELİYOR Asırlar boyu bizzat aydınlarını kullanarak kuşaklar boyunca kendi toplumlarını İslam'la özdeşleştirdikleri Türk korkusuyla yetiştiren Avrupa, böylece siyasi dağınıklığının yol açtığı sorunları saklamayı başarmıştır. Modern dönemde bu yaklaşımın kısmen devam etmesi, derin hafızadaki iç kavgaların sürdüğüne işaret etmektedir. Dünyadaki gelişmeler, Avrupa'nın sahip olduğu ekonomik zenginliği koruma daha da arttıracak yönde ilerlemektedir. Bu da İslam düşmanlığının devam edeceği anlamına gelmektedir. Bizlerin siyasi alandaki karşılığı da sürekli güçlenen islamofobi akımına karşı yeni ve daha etkili yaklaşımlar geliştirmemiz gerekiyor. 7.5 milyarı aşkın insanın her birine İslam'ın değil İslam düşmanlığının küresel tehdit olduğunu anlatmalıyız. Bunun kolay bir yol olmadığını elbette biliyoruz. KENDİ ÜLKEMİZDE BİLE BU HASTALIĞIN TEZAHÜRLERİ İLE KARŞILAŞIYORUZ Kendi ülkemizde bile bu hastalığın çeşitli tezahürleri ile karşılaştığımız gerçeğini unutmamalıyız. Ezana, camiye, başörtüsüne tahammül edemeyenlere rastlayabiliyoruz. yıllardır süren laiklik tartışmalarının gerisinde dini özgürlüklerin korunmasından ziyade yasaklanması niyetlerinin yol açtığı gerilimler vardır. Bu çarpık zihniyet darbelerin en büyük bahanelerinden biri olarak ortaya çıkmaktadır.  İsrail'in Filistin şehirlerinde yol açtığı yıkımın ve katliamın üstünü örterken kendi hayat hakkını koruyan insanların direnişlerine terör yaftası yapıştıran medya düzeninde işimizin zor olduğu ortadadır. 28 yıl önce PKK tarafından Bingöl - Elazığ yolunda alçakça şehit edilen 33 sivil ve silahsız askerimizi rahmetle yad ediyorum. Bize düşe görev gerçekleri dünyaya anlatmak için çalışmaktır. Dünyadaki mültecilerin çoğunluğunu Müslümanlar oluşturuyorsa ortadaki öncelikle çözülmesi gereken birlik, dayanışma sorunu var demektir. İslam dünyası kendi arasında vahdeti tesis ettiğinde İslam düşmanlığına karşı verilecek mücadelenin kısa sürede neticeye ulaşması mümkündür. Bu tehdide maruz kalan tüm toplumların ve ülkelerin bir araya gelerek uluslararası alanda güçlü bir iletişim ağı kurmaları şarttır.

2 yıl önce

Bakan Çavuşoğlu: İslam düşmanlığı ile mücadele etmeliyiz

İslam İşbirliği Teşkilatı 48. Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı Çalışma Oturumunda konuşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, toplantı sonrasında basın mensuplarına önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Çavuşoğlu, “Pakistan, Dışişleri Bakanları Konsey Başkanlığını Nijer’den devraldı. Bir yıl devam edecek, başarılar diliyoruz. Bugün bu marjda bir taraftan ikili görüşmeler gerçekleştirdik. Diğer taraftan bakanlar toplantısında konuşmamızı gerçekleştirdik. Diğer taraftan tabi temas grupları var, bizim girişimimizle başkanlığımızda kurulan Avrupa’daki Müslümanlar, diğer taraftan Cemmu ve Keşmir, Rohingyalar ve değişik konularda temas gruplarımız var. Onların da toplantılarına katıldık. Tabi çok sayıda ikili görüşme de gerçekleştirdik” dedi. “SUUDİ ARABİSTAN DIŞİŞLERİ BAKANIYLA SON DERECE FAYDALI, YAPICI BİR GÖRÜŞME GERÇEKLEŞTİRDİK” Bakan Çavuşoğlu gerçekleştirdiği ikili görüşmelerle ilgili olarak “Guyana Maliye Bakanı buradaydı. Guyana son zamanlarda ekonomisi güçlenen, çok ciddi sayıda rezervler bulan bir ülke. İİT’nın Latin Amerika’daki iki üyesinden bir tanesi Guyana, diğeri de Surinam biliyorsunuz. Guyana Maliye bakanıyla verimli bir görüşme gerçekleştirdik. Önümüzdeki süreçte özellikle ekonomik alanda işbirliğimizi güçlendirme konusunda mutabıkız. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanıyla son derece faydalı, yapıcı bir görüşme gerçekleştirdik. İlişkilerimizin normalleştirme ve eskisinden daha iyi olması için birlikte çalışma konusunda mutabıkız. Daha önceki dönemde de görüşmeler gerçekleştirmiştik. Son derece faydalı ve sonuç odaklı olduğunu söyleyebilirim. İlişkilerimizin normalleşmesi bakımından faydalı bir görüşme oldu” açıklamasını yaptı. “BATI’NIN BAKIŞ AÇISINDA ÇİFTE STANDART VAR” “Bugün baktığımız zaman İslam coğrafyasında ciddi sorunlar var. Diğer taraftan bu sorunlara bakış açısında özellikle Batı’nın terörle mücadelede, savaşlar ve diğer konulardaki bakış açısında çifte standart var. Ayrıca İslam düşmanlığı Avrupa’da değil başka ülkelerde de sürekli yükselişte. Bunlarla mücadele etmemiz lazım. Oturup bu konularda başkalarını suçlamak yerine veya onlardan medet ummak yerine İİT olarak, Müslüman ülkeler olarak önce kendimize bir çeki düzen verip ondan sonra bu sorunların çözümü konusunda birlikte hareket etmemiz lazım. Birlikte hareket edemezsek bunların üstesinden gelemeyiz.” Toplantıda yaptığı konuşması hakkında açıklamada bulunan Çavuşoğlu, “Türkiye ile ufak bir sorunu olan hemen burada Kıbrıs meselesinde ya da Batı Trakya Türkleri konusunda bir geri adım atmaya çalışıyor. Veya bir konuda destek veren ülkeler, başka yerdeki Müslümanların sorunu olunca orada duyarsız kalıyor hatta tersine hareket ediyor. Kısaca bunu söylemeye çalıştım” dedi. “AFGANİSTAN’DAKİ 46 MAARİF OKULUNDAN 14 TANESİ KIZLAR İÇİN” “Özellikle kadınların hakları ve kızların eğitimi konusunda da dostane tavsiyelerimiz oldu Taliban yönetimine. Bunu daha önce de paylaşmıştık. Fakat sadece tavsiyede bulunmak yetmez, bizim Maarif okullarıyla da Afganistan’daki eğitime katkı sağlamaya çalışıyoruz. Toplamda 46 tane okul ve eğitim merkezimiz var, bunlardan 14 tanesi kızlar için eğitim veren okullardı ve 12 tanesini açabildik. Yeni öğretim yılına kadar tüm okullar açılacak.” “SAVAŞI DURDURMAMIZ LAZIM” NATO Zirvesi öncesi açıklamalarda bulunan Bakan Çavuşoğlu “Herkesin birinci amacı ateşkes olmalı. Yani şu anda devam savaşı durdurmak olmalı. Bu konuda herkes sorumlu davranmalı, yapıcı olmalı. Yapıcı olmak derken Rusya’nın yaptıklarına yanlışlıklarına göz yummak anlamında söylemiyorum. Savaşı durdurmamız lazım. Ateşkesin tesis edilmesi lazım. Bundan sonra atılacak adımlar var, güven arttırıcı adımlar var, ilişkilerin normalleştirilmesi var. Her savaş beraberinde de barışı getirebilir. Biz her zaman söylüyoruz; savaşın kazananını olmaz barışın kaybedeni olmaz. Batı ülkeleri de evet tedbirler aldılar, yaptırımlar uyguladılar ama bundan sonraki süreçte ‘savaşı nasıl durdururuz’ diye kafa yormamız lazım” ifadelerini kullandı.

1 yıl önce

CHP, İslam düşmanlığında taktik değiştirdi: Hedef İslamiyet, rehber sapkın fenomenler, malzeme mülteciler

Türkiye’de sosyal medya üzerinden başlatılan ırkçılık ve nefret söylemleri furyası, Türk gençliği için tehlikeli bir hal almaya başladı. Kendilerini ‘fenomen’ olarak tanıtan ve İslam düşmanları tarafından el üstünde tutulan bazı isimler, Türk gençlerine Deizm ve Ateizm propagandası yapıyor. Çocuklar ve gençler tarafından ilgiyle takip edilen ve sosyal medyanın kanaat önderleri olarak konumlandırılan sapkınların en popüler malzemesi ise işkenceden ve ölümden kaçarak Türkiye’ye sığınan Müslümanlar. ÇİZDİKLERİ MÜSLÜMAN İMAJI Dini inanışları “sapkınlık” olan sosyal medya ünlülerinin İslamiyet’i aşağılamak için gün boyu sosyal medya hesaplarından paylaştıkları Afgan, Pakistanlı ve Suriyeli videolarıyla çizmek istedikleri “Tüm Müslümanlar böyle” algısı, başta CHP olmak üzere İslamiyet ile derdi olan her kesim tarafından destekleniyor. Kendilerini takip eden çocuklara ve gençlere İslamiyet’i aşağılayan paylaşımlar yapan sosyal medya ünlüleri, diğer bir taraftan ise Ateizm ve Deizm propagandası yapıyor. “İSLAMİYETSİZ TÜRKLÜK” PROJESİ VE CHP Kendi sapkın inanışlarını Türk çocuklarına ve gençlerine yaymak için hiçbir fırsatı kaçırmayan sapkınlar, inanışlarını yaymak için Türkçülük maskesi takmayı da ihmal etmiyor. “Müslümanlıktan koparılmış bir Türklük” için uğraşan sapkınlara en büyük destek ise CHP ve medyasından geliyor. Kurumsal olarak varlığını İslamiyet ile mücadeleye adayan CHP’nin strateji değiştirdiğini CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu daha önce defalarca ifade etmişti. “Helalleşme” adı altında eski hatalarını fark ettiklerini ifade eden Kılıçdaroğlu; kendisinin ve parti yönetiminin söylem olarak bıraktığı İslam düşmanlığını, sosyal medya sapkınları vasıtasıyla yürütüyor. Müslümanlıkla olan kavgası bitmeyen CHP, Deizm ve Ateizm gibi sapkın inanışların en büyük destekçileri arasında. Türk çocuklarını küçük yaşta zehirlemeye başlayan ve gençlerin İslamiyet’ten uzaklaşmasını hedefleyen “İslamiyetsiz Türklük” projesine destek olmak için CHP’li isimler hiçbir fırsatı kaçırmıyor. SAPKIN FİKİRLERİNİ YAYMAK İÇİN MÜLTECİLERİ KULLANIYORLAR Ateizm ve Deizm propagandası yapmak için Türkiye’ye sığınan Müslüman mültecileri hedef alan sosyal medya sapkınlarının “Türkiye işgal altında, Ülkemizi Araplar bastı” gibi ifadelerle başlayan paylaşımları daha sonra sapkınlık propagandasına dönüşüyor. “Müslümanlar dünyanın her yerinde böyle, İslam zaten kokuşmuşluktur” gibi skandal ifadelerle CHP’nin eski tezlerini yeni malzemelerle servis etme görevini alan sosyal medya sapkınları, maksatlarına ulaştıklarını ve ne kadar başarılı olduklarını ise kendi yaptıkları anketlerle patronlarına duyuruyor. CHP “OY KAYGISI” İLE SUSTU, SOSYAL MEDYA SAPKINLARINA SÖYLETİYOR Oy kaygısı ile İslam düşmanlığı söylemlerini terk eden CHP’de ise bu vazife parayla besledikleri sosyal medya sapkınlarına devredildi. CHP’nin maddi destek sağladığı sosyal medya sapkınları, gün boyunca sosyal medyadan CHP’nin eski söylemlerini Müslüman mültecileri kullanarak tekrarlıyor. İşte O Söylemlerden Bazıları: “İslamiyet denince aklıma çorap kokusu gelir.” (CHP E. Milletvekili Falih Rıfkı Atay) “Din zehirdir. Türkiye’den dini tamamen atabilmek için bize 30 sene lazım.” (CHP’li E. Başbakan Şükrü Saraçoğlu) “İslâm 14 asırlık sakat bir inançtır. İslâmiyet ilerlemeye engeldir. Bu dinle yürünmez, mahvoluruz.” (Eski Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt) “Ayetler bizi alakadar etmez.” ( CHP E. Milletvekili Şemsettin Günaltay) “Allah’ı da , Sultan’la birlikte tahtından indirdik. Bizim mabedlerimiz fabrikalardır.” (CHP E. Milletvekili Refik Ahmet Sevengil) “Kâbe Arab’ın olsun, bize Çankaya yeter” ( CHP E. Milletvekili Kemalettin Kamu) “Başörtüsünü Sümerler’de fahişeler takardı.” ( CHP E. Milletvekili Canan Arıtman) “Arap erkekleri 7. yüzyılda 9 yaşındaki kızları koynuna alıyordu.” ( CHP E. Milletvekili Hüseyin Aygün) “Bizim yalancı Muhammed’e ve onun uydurduğu (haşa) Tanrı’ya ihtiyacımız yok.” (Seyhan Belediye Meclis Üyesi Ali Aydoğan) “Din yok milliyet var. Felsefemizde din kelimesinin tam karşılığı ulusalcılıktır.” (CHP E. Milletvekili Ruşeni Barkın)  “Biz otuz sene sonra gençliğin kafasını Allah ve Peygamber gibi boş laflardan kurtarmış olacağız.” (Eski Dışişleri Bakan Müsteşarı Tevfik Kamil Köperler)

1 yıl önce

Halk TV'de İslam düşmanlığı! Başörtülü kadınlara “terörist” benzetmesi

Halk TV'de yine İslam düşmanlığına imza atıldı. Ayşenur Arslan'ın Medya Mahallesi programına konuk olan CHP'li Onay Alpago başörtüsüne yönelik anayasa değişiklik teklifini eleştirken, başörtülü kadınları teröriste benzetti. 'TERÖRİST MİDİR DEĞİL MİDİR?' Başörütülü kadınları hedef alan Onay Alpago, "Anayasa yapılmak istenen iki değişiklik var. Kıyafetle alakalı değişiklikte özgürlük adı altında bir düzenleme yapılıyor. O düzenlemenin son cümlesinde 'hiç bir kadın kıyafetinden dolayı ayrımcılığa tabii tutulamaz' deniyor. Peki, o kadın dini inancı gereği ile tercih ettiği kıyafetiyle çarşaf giyebilir, peçe takabilir. Peki o kadın ne taşıyor, terörist midir değil midir nereden bileceğiz?" dedi. https://twitter.com/bugunguncel/status/1610230035805257728?s=46&t=Mj2UgXxBuoS5VX5R51aKwg

1 yıl önce

Tele1 ekranlarında büyük rezalet! Hapşırıktan İslam düşmanlığı çıkardılar

Daha önce terör örgütü PKK'nın yayın organı Özgür Gündem'in yazı işleri müdürlüğünü yapan ancak daha sonra ulusalcılığa direksiyon kıran Tele1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ'ın canlı yayında hapşırması üzerine başlayan diyalog İslam düşmanlığına kadar uzandı.

8 ay önce

CHP'li Profesör Bengi Başer, Filenin Sultanları üzerinden İslam düşmanlığı yaptı

CHP'li Profesör Bengi Başer, A Milli Kadın Voleybol Takımımız'ın başarısı üzerinden İslam düşmanlığı yapmaya kalktı. Başer yaptığı paylaşıma, "Kadın isterse yapar ve bu ülkenin Cumhuriyet kadını bu ülkenin başını her daim dik tutar! Yobaza inat!.." notunu düştü.

7 ay önce

Zafer Partisi Ümraniye İlçe Başkanı Ömer Selim Akduman istifa ederek AK Parti'ye katıldı: Parti İslam düşmanlığına doğru evrildi

Zafer Partisi Ümraniye İlçe Başkanı Ömer Selim Akduman, partinin politikalarının İslam düşmanlığına dönüştüğü gerekçesiyle beraberindeki partililerle birlikte istifa ederek AK Parti'ye katıldı. Sosyal medya hesabından istifasına ilişkin paylaşımda bulunan Karaduman, Ümit Özdağ'ın bütün olumsuzluklara göz yumduğunu anlatarak "Türkçe ibadet isteği gibi bazı hususlar bizleri rahatsız ettiği gibi partinin yanlış yollara sapabileceğini göstermiştir. Partinin İslamiyet düşmanlığına doğru evrildiğini gördük" dedi.