18 Nisan Perşembe 2024
3 yıl önce

Rum Başpiskopos II. Hrisostomos: Erdoğan gerçek bir vatansever

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu II. Hrisostomos, gündeme ilişkin yaptığı değerlendirmede, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan da bahsetti. Hrisostomos, “ Türk lider Erdoğan, yıllarca Türkiye’nin ucuz işgücünü kullanan Avrupa’dan bugün ‘intikam alan’ gerçek bir vatansever” ifadelerini kullandı

3 yıl önce

Müsavat Dervişoğlu’dan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in ‘başdanışmanlık’ verdiği Aytun Çıray’a imalı gönderme: “o makam, o kişiye az gelir. önünü açmak lazım!..”

Müsavat Dervişoğlu’dan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in ‘başdanışmanlık’ verdiği Aytun Çıray’a imalı gönderme: “o makam, o kişiye az gelir. önünü açmak lazım!..”

2 yıl önce

Cumhuriyet yazarı Tuncay Mollaveisoğlu CHP'nin paralı tetikçisi çıktı! Valilik soruşturma başlattı

CHP'nin finanse ettiği bilinen medya organlarından bir tanesi olan Cumhuriyet Gazetesi'nin köşe yazarı Tuncay Mollaveisoğlu, önce organize suç örgütü lideri Sedat Peker'in sözcülüğüne soyunmuş, daha sonra da kara para aklamakla suçlanan Sezgin Baran Korkmaz'ın Artı1 kanalını finanse ettiği haberiyle gündeme gelmişti. CHP'nin tetikçisi Cumhuriyet'te bugün de "Bakan Soylu, iddiaya göre Korkmaz'ın uçan sarayını seçim döneminde özel taksisi gibi kullanmış" başlıklı köşe yazısıyla piyasaya çıktı. CHP'Lİ BELEDİYELERE YIKAMA YAĞLAMA Mollaveisoğlu'nun Yeniçağ gazetesinde yazar olduğu dönemde de köşesinde sürekli CHP güzellemesi yaptığı, 6 Mart tarihli köşe yazısında Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP Muğla Büyükşehir adayı Osman Gürün'e övgü dolu kelimeler sarf ettiği görüldü. MOLLAVEİSOĞLU'NU CHP'NİN FONLADIĞI ORTAYA ÇIKTI Bağımsız Büyükşehir Adayı Behçet Saatcı ile Demokrat Parti Büyükşehir Adayı Mehmet Kocadon'u hedef alarak, bu ikisine verilecek oyun AK Parti'ye yarayacağını ifade eden Tuncay Mollavesioğlu'nun Muğla Büyükşehir Belediyesi tarafından, "Danışman" olarak işe alındığı ortaya çıktı. BÜYÜKŞEHİR'İN BELGESİ DOĞRULADI Mollavesioğlu'nun işe alındığı ile ilgili Büyükşehirce yayınlanan bir yazı tartışmalara da beraberinde getirdi. 02 Mart 2018 tarihli Muğla Büyükşehir Belediye Başkanlığı, İnsan Kaynakları ve Eğitim Dairesi Başkanlığı'na ait Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Cumhur Çoban imzası ile yayınlanan yazıya göre, Tuncay Mollavesioğlu 15 Şubat 2018 tarihi itibariyle Muğla Büyükşehir Belediyesi'nde "Danışman" olarak işe alındı.

SORUŞTURMA BAŞLATILDI Cumhuriyet Gazetesi'nde bir takım manipülatif haberlere imza atan ve aynı zamanda Muğla Büyükşehir Belediyesinde danışman kadrosunda görev yapan ve belediyeye uğramadan maaş aldığı bilinen Tuncay Mollaveisoğlu hakkında Muğla Valiliğince soruşturma başlatıldı. KİŞİYE ÖZEL KÖŞE YAZISI Bu olayla birlikte Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün'ün büyük bir seçim skandalına imza attığı ortaya çıkmış ve "Muğla Büyükşehir Belediyesi'nin bütçesi ile maaşı ödenen Tuncay Mollavesioğlu, seçim sürecinde Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı'na özel köşe yazısı yazsın diye mi işe alındı?" sorusunu gündeme getirmişti. Osman Gürün ise bu hamlesiyle siyasi rakipleri tarafından da etik olmamakla eleştirilmişti. ORGANİZE SUÇ LİDERİ SEDAT PEKER, DOLANDIRICI SBK, SOYLU OPERASYONU... Tuncay Mollaveisoğlu şimdi de organize suç örgütü elebaşı Sedat Peker'le ilgili algı operasyonlarına Cumhuriyet gazetesindeki köşesinde devam ediyor. Mollaveisoğlu'nun "Peker'in sırları ve tek partide 5 ton kokain", "Peker, iktidarın Susutluk Kamyonu mu?" gibi köşe yazılarıyla suç örgütü lideri Sedat Peker'in tetikçiliğini yaptığı görülüyor. CHP'nin medya yapılanması içinde yer alan Mollaveisoğlu, daha sonra kara para aklamakla suçlanan Sezgin Baran Korkmaz'ın tetikçilik yapmak üzere kurdurduğu ve finanse ettiği Artı1 kanalıyla gündeme geldi. Sözcü Gazetesi Yazarı Yılmaz Özdil, sosyal medya hesabından kara para aklamakla suçlanan Sezgin Baran Korkmaz'ın kanalı finanse ettiğini iddia etmiş, Özdil'in bu iddiasına gazeteci Uğur Dündar sert tepki göstermişti. Mollaveisoğlu, yine aynı yazıda "Sonra Gezi olayları oldu... Artı 1'de, Gezi'yi baştan sona yayımlama kararı aldık..." ifadeleriyle Türkiye'ye diz çöktürme operasyonu olan Gezi teröründe kendisinin ve satılık medyanın nasıl bir rol aldığını adeta itiraf ediyor. KARA PARAYLA SATI ALINAN GAZETECİLERDEN! Tuncay Mollaveisoğlu, Artı 1 kanalının kara parayla kurdurulması operasyonunun da merkezindeki isimlerden bir tanesi. Yılmaz Özdil'in hakkında kara para aklama ve dolandırıcılık suçlamalarıyla kırmızı bülten olan ve Avusturya'da tutuklanan SBK Holding'in sahibi Sezgin Baran Korkmaz'ın Uğur Dündar'ın da kuruluş döneminde yorumculuk yaptığı Artı 1 TV'yi kurdurduğu iddiası ortalığı karıştırmıştı. Bu iddiaların ardından Uğur Dündar, "Sen nasıl olur da benim namusuma şerefime ima yollu laf söylersin ayıp be utan utan yazıklar olsun sana yerin dibine gir! Karşıma çıkarsan çok fena yaparım..." ifadeleriyle Yılmaz Özdil'e çok sert tepki göstermişti. "SORMAYAYIM O HALDE..." Özdil, "SBK iddianamesinde yazılanları sordum, Tele1'de değerli ağabeyim Uğur Dündar'la Tuncay Mollaveisoğlu beni eleştiriyor, sormayayım o halde..." ifadeleriyle bir paylaşımda daha bulundu. 40 MİLYONLUK SKANDAL! "PARAYI ERDOĞAN TOPRAK TOPLADI" CHP yandaşı yazarların ifşaları CHP'deki milyonluk vurgunu da gün yüzüne çıkardı. Can Ataklı'nın kanalın kurulması için toplanan 40 milyon liranın CHP'li bir yönetici tarafından buharlaştırıldığını açıklamasının ardından CHP'li eski Maltepe Belediye Başkanı Mustafa Zengin de iddiaları doğruladı. Dönemin CHP'li Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen ise o paraların CHP Milletvekili Erdoğan Toprak tarafından toplandığını açıkladı. BELEDİYELER HARACA BAĞLANDI CHP'li eski Maltepe Belediye Başkanı Mustafa Zengin, sürecin Gezi'den sonra başladığını anlattı. Buna göre Halk TV'nin yanında yeni kanal için düğmeye basıldı. "Kanalın başına da Uğur Dündar gelecek" denildi. Bir otelde toplantı yapıldı. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, Erdoğan Toprak'a düşüncesini sorduğunda Toprak, "10 belediye 300 bin dolar verirse yeterli destek sağlanmış olur" yanıtını verdi. Böylece para toplamaya başladılar. CHP'nin kurmak isteği kanal için CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, küçük belediyelerden 300'er bin, Maltepe ve Sarıyer'den 2'şer milyon dolar istedi. TOPRAK'A PARAYI ELDEN VERDİM Dönemin CHP'li Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen de Toprak'ın kendisinden televizyon kanalı kurulmak için para istediğini söyledi. Toprak'ın Levent'teki ofisine gittiğini belirten Erzen, "Param yoktu, oğlumun düğünündeki altınlarını kuruş kuruş hesap ederek, bir kâğıda yazarak Erdoğan Toprak'a bürosunda verdim ve para yetmedi. Üzerine 48 milyar verdim" dedi. KANAL BATTI, PARA BUHAR OLDU CHP'li başkanların çoğu, genel başkan yardımcısı Erdoğan Toprak'ın Levent'teki ofisinde paraları ödedi. İddiaya göre kanal, ABD'de kara para aklamasıyla tutuklanan Sezgin Baran Korkmaz'ın parasıyla kuruldu. Toplanan 40 milyon lira ise hiçbir zaman kanala gitmedi. Kanal battı, 40 milyon lira ise sırra kadem bastı. Partililer kayıp paranın peşine düşerken Toprak, olayı yalanladı. "Tüm iddialar, aday olamayan bazı kişilerin intikam çabalarının sonucu" diyerek eski belediye başkanlarını suçladı. BUGÜN DE SOYLU OPERASYONUYLA GÜNDEMDE CHP'nin tetikçisi bugün de yine Cumhuriyet'te "Bakan Soylu, iddiaya göre Korkmaz'ın uçan sarayını seçim döneminde özel taksisi gibi kullanmış" şeklinde algı kokan bir habere imza attı. Cumhuriyet'in iddiasına jet hızıyla yanıt veren Bakanlık, "Faturası ekte paylaşılan uçak kiralama hadisesi; 2017 yılında Ankara'daki bir sivil havacılık şirketinden ücreti mukabilinde yapılmış bir uçak kiralama işlemidir. Seçim yasakları sebebiyle 16 Nisan 2017 Anayasa Referandumu çalışmaları sırasında son bir haftada, esasen İçişleri Bakanlığı'na ait uçak ve helikopterler olmasına rağmen siyasi etik gereği bu araçlar kullanılmamış, seçim çalışmalarında daha önce de zaman zaman yapıldığı gibi, bedeli bizzat İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu tarafından karşılanmak suretiyle, en uygun fiyatı veren Söğüt Havacılık A.Ş. adlı ticari işletmeden uçak kiralama yoluna gidilmiştir." ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

Avustralya Başbakanı Scott Morrison, ülkesinin Afganistan'da bulunmasının boşuna olmadığını söyledi

Başbakan Morrison, ABC News Breakfast programına Taliban'ın Afganistan'da kontrolü ele geçirmesiyle ilgili açıklamada bulundu. Bölgedeki gelişmeleri müttefikleriyle yakından takip ettiklerini ve Avustralya'nın Afganistan'daki 20 yıllık varlığının boşa gitmediğini kaydeden Morrison, "Üniformamızla hayatını kaybeden hiçbir Avustralyalı asla boş yere ölmedi." ifadesini kullandı. Avustralya'nın Afganistan'da özgürlük için bulunduğunu aktaran Morrison, "Özgürlük her zaman buna değer, onun için savaşmak, sonuç ne olursa olsun. Ama daha da önemlisi, oraya gitmemizin nedeni Usame Bin Ladin'in izini sürmek ve El Kaide'nin Afganistan dışında bir operasyon üssü olmasını engellemekti." şeklinde konuştu. Avustralya için çalışan Afganların tahliye çalışmalarını sündürdüklerini ancak operasyonun güvenliği açısından detay veremeyeceğini dile getiren Morrison "Bunun için istikrarlı, hızlı ve dikkatli şekilde çalışıyoruz ve bu çok önemli görevde ilerlemeye devam edeceğiz." dedi. Afganistan'daki büyükelçiliğini mayısta kapatan Avustralya, 11 Temmuz'da ülkedeki askerlerini tamamen geri çektiğini duyurmuştu. Avustralya, nisandan bu yana kendileri için çalışan 430 Afgan'ı aileleriyle tahliye etmişti. Avustralya, Afganistan'daki Taliban ve terörist gruplara karşı ABD ve NATO liderliğindeki operasyonların bir parçası olarak, son 20 yılda bölgeye 39 bin asker konuşlandırmıştı. Bu, ülkeye milyarlarca dolara mal olmuş ve 41 Avustralya askerinin ölümüyle sonuçlanmıştı. TALİBAN'IN ÜLKEYE HAKİM OLMA SÜRECİ ABD ile Taliban arasında Şubat 2020'de varılan barış anlaşması çerçevesinde bu yıl uluslararası güçlerin Afganistan'dan geri çekilme süreci başladı. Anlaşma yabancı güçlere saldırılmamasını öngörürken Taliban'ın Afgan güvenlik güçlerine yönelik eylemlerine dair bir hüküm getirmedi. Afgan hükümetiyle Doha'daki müzakereleri devam ettiren Taliban, eş zamanlı şekilde hazirandan bu yana şiddetli saldırılarla Afganistan'da birçok ilçeyi, son bir ayda da vilayet merkezlerini hızla ele geçirdi. Başkent Kabil çevresini kuşatan Taliban, kenar mahallelere girmeye başlarken hükümete yönetimi ve başkenti barışçıl şekilde devir çağrıları yaptı. Cumhurbaşkanı Eşref Gani'nin ülkeyi terk etmesi ve hükümet güçlerinin başkentten ayrılmasıyla Taliban kenti tümüyle kontrolüne almaya başladı.

2 yıl önce

Avustralya Başbakanı Morrison, erken seçime gitmeyeceğini belirtti

ABD'nin başkenti Washington'da, Avustralya SBS News'e konuşan Başbakan Morrison, erken seçim çağrısı yapma olasılığının olmadığını belirterek, seçimlerin planladığı gibi Mayıs 2022'de yapılacağını söyledi. Avustralya'da yeni tip koronavirüse (Kovid-19) karşı çift doz aşı vurduranların oranı tahminen aralık ayında yüzde 80'lere ulaştığında ülkedeki yasakların kaldırılacak olması dolayısıyla Morrison'un bunu bir avantaj kabul ederek erken seçime gideceği yönünde yorumlar yapılmaya başladı. Bunun bir avantaj olup olmadığı yönündeki soruya cevap veren Morrison, "Hayır, neden olsun? Olacağını asla söylemedim." ifadelerini kullandı. Hükümetinin gündeminde seçim olmadan çalışmalarına devam ettiğini vurgulayan Morrison, "Önümüzdeki yıl seçim var. Bu yıl böyle bir seçimi (erken seçimi) gerektirecek hiçbir şey olmadı. Yapacak işlerim var." dedi. Ülkede son birkaç aydır yapılan anketlerde, iktidardaki Liberal-Ulusal Parti koalisyon hükümetinin oy oranı yüzde 47, ana muhalefetteki İşçi Partisi'nin oy oranı ise yüzde 53 olarak görülüyor. Seçmenlerin, Kovid-19 aşılarının yurt dışından temini, ülkeye dağıtımı ve vatandaşlara vurulmasındaki aksaklıklar nedeniyle Morrison hükümetine tepkili olması anket sonuçlarına yansımış durumda. Avustralya sınırlarının açılmasının yanı sıra ülkedeki Kovid-19 yasaklarının kalkmasını, çift doz aşı oranlarının yüzde 80'lere çıkmasına bağlayan koalisyon hükümetinin, bu sebeple oy kaybettiği söyleniyor. Anketlerde partisinin önde olmasını değerlendiren ve henüz yorum yapmanın çok erken olduğunu dile getiren İşçi Partisi lideri Anthony Albanese, "Anketler iner ve çıkar. Bir süredir öndeyiz, önde olmayı tabii ki tercih ederiz. Ama önemli olan, elbette ki oylama gününde çıkan sonuçlardır." şeklinde konuştu. Avustralya'da 3 yılda bir tekrarlanan federal seçimlerin, yasalara göre 21 Mayıs 2022'den önceki bir tarihte yapılması gerekiyor. 18 Mayıs 2019'da seçimlerden zaferle çıkan Liberal-Ulusal Parti koalisyonu 77 milletvekiliyle tek başına iktidara gelirken, İşçi Partisi 68, Yeşiller, United Australia, Katter's Australia ve Centre Alliance partileri 1'er milletvekili çıkartmıştı.

2 yıl önce

Millet İttifakı'nda 'tezkere' krizi! İYİ Partili Dervişoğlu: CHP'nin durumu tartışılır

İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, katıldığı canlı yayında CHP'nin Suriye ve Irak tezkeresine "hayır" demesine ilişkin konuştu. CHP'nin 2019'da evet dediği tezkereye şimdi hayır demesini eleştiren Dervişoğlu, "CHP'nin durumu tartışılır." ifadesini kullandı. Mehmetçik'in gerektiğinde Irak ve Suriye'ye gönderilmesi konusunda Cumhurbaşkanına verilen yetkinin 2 yıl uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi, CHP ve HDP'nin "hayır" oylarına karşı AK Parti, MHP ve İYİ Partinin "evet" oylarıyla kabul edildi. CHP'nin tezkereye "hayır" demesi gizli ittifak ortağı HDP tarafından olumlu karşılansa da diğer ortağı İYİ Parti'nin tepkisini çekti. CNN Türk ekranlarında CHP'ye tepkisini dile getiren İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, "4 Ekim 2019 tarihli tezkere ile hükümetin TBMM'nin gündemine getirdiği ve oylattığı diğer tezkere arasında herhangi bir fark olmadığını göreceksiniz. En önemli ve en belirgin fark bu tezkerenin iki yıllık olmasıdır." dedi. "CHP'NİN DURUMU TARTIŞILIR" Dervişoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "İşi siyasallaştırmadan anlatmaya çalışayım; bu iki tezkere arasında üzerinde tartışılacak bir şey yok ise ilk tezkereye evet deyip bugün hayır diyenin durumu tartışılır. CHP'nin durumu tartışılır"

2 yıl önce

Şehit yakınına küfreden Lütfü Türkkan'ı koruma korosu! İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu: Alnında şehit yakını yazmıyor!

Şehit yakınına küfreden Lütfü Türkkan'ı koruma korosu, her geçen gün skandal niteliğinde yeni bir söylem üretiyor. HDP destekli Millet İttifakı'nın büyük ortağı CHP'nin Grup Başkanvekili Engin Altay, çirkinliği 'yol kazası' diye nitelerken, İP Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, "Adamın alnında şehit yakını yazmıyor" dedi. Bingöl temaslarında İP Genel Başkanı Meral Akşener'e tepki gösteren bir şehit yakını, partinin Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan'ın hışmına uğramıştı. Şehit ağabeyine galiz küfürler eden Türkkan'a tepki çığ gibi büyürken, konuyla ilgili tartışmalar da sürüyor. Meclis Genel Kurulu'nda Türkkan tartışması yaşandı. İP Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, olayla ilgili AK Parti'den yöneltilen eleştirilere cevap verirken, skandalı şöyle savundu: "Biz gittiğimiz yerlerde çeşitli provokasyonların muhatabı oluyoruz. Bu tezgaha düşülmemesi için elimizden gelen tüm gayreti sarf etmiş olmamıza rağmen, zaman zaman bazı olumsuzluklar yaşanıyor. Bu olumsuzluklar kapsamında Türk milletinden özür diliyoruz. Bunun için daha ne yapalım? Muhatabı da özür diliyor, Sayın Genel Başkanımız da özür diliyor, ben de özür diliyorum. Siz zannediyorsunuz ki biz her şeyi biliyoruz. Adamın alnında şehit yakını diye yazmıyor." CHP: YOL KAZASI AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, Müsavat Dervişoğlu'na "Bu ahlaksızlığı savunmak yakışmaz" derken, CHP ise ittifak ortağı İP'e sahip çıktı. CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, küfrü "yol kazası" diye niteledi. GİK GÜNDEMİNDE YOK İP Genel İdare Kurulu (GİK) şehit yakınına küfreden Türkkan'ı gündemine bile almadı. Pazartesi günü istifası kabul edilen Türkkan hakkında parti içinde herhangi bir disiplin işlemi başlatılmamıştı. Konu sıcaklığını korurken, İP GİK önceki akşam Meral Akşener başkanlığında toplandı. Kamuoyunda Türkkan'ın disipline gönderilmesi beklenirken, konunun GİK'de hiç gündeme bile gelmediği öğrenildi.

2 yıl önce

İSO Türkiye İhracat İklimi Endeksi kasımda 55,1'e yükseldi

İSO'dan yapılan açıklamaya göre, endekste eşik değer olan 50'nin üzerinde ölçülen tüm rakamlar ihracat ikliminde iyileşmeye, 50'nin altındaki değerler ise bozulmaya işaret ediyor. Ekimde 54,7 olan İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi, kasımda son üç ayın en yüksek düzeyi olan 55,1'e yükseldi. Son veriler, ihracat pazarlarındaki talep koşullarının belirgin bir şekilde iyileştiğine işaret etti. Son aylarda kaydedilen yavaşlamaların ardından kasım ayında bazı Avro Bölgesi ekonomilerinde ekonomik aktivite daha güçlü büyüme sergiledi. Almanya, Fransa, İtalya ve İspanya'da üretim artışı ekim ayına göre ivme kazandı. Türk imalat sanayi sektörünün ikinci büyük ihracat pazarı olan Birleşik Krallık'ta üretim artış hızı önceki aya göre yatay seyrederek güçlü görünümünü korudu. Benzer bir tablo, talep koşullarının belirgin bir şekilde iyileşmeye devam ettiği ABD'de de görüldü. Orta Doğu'da büyüme eğilimi sürdü Orta Doğu ülkeleri kasım ayında genel olarak büyüme eğilimini devam ettirdi. Birleşik Arap Emirlikleri'nde üretim Temmuz 2019'dan beri en hızlı artışı kaydederken Katar'da ise veri toplanan yaklaşık beş yıllık dönemin en güçlü büyümesi gerçekleşti. Suudi Arabistan'da ekonomik aktivite keskin bir şekilde artmayı sürdürdü. Buna karşılık Mısır ve Lübnan'da zayıflık belirtileri devam etti. Bu beş ekonomi birlikte Türk imalat sektörü ihracat pazarının yaklaşık yüzde 6'sını oluşturuyor. Kovid-19 kısıtlamalarının yeniden devreye girmesi nedeniyle hizmet sektöründeki talep koşullarının zayıf seyrettiği Rusya daralma bölgesinde kaldı. Buna karşılık diğer BRIC ülkelerinde büyüme gerçekleşti. Hindistan'da ekonomik aktivite yaklaşık son 10 yılın en keskin artışını kaydetti. Diğer Asya ekonomileri, salgının delta varyantı dalgasının Asya Pasifik Bölgesi'nde yol açtığı daralma döneminin ardından toparlanmayı sürdürdü. Hong Kong, Japonya, Singapur, Vietnam, Endonezya ve Tayland ekonomilerinde büyüme kaydedildi. Öte yandan, başta Güney Kore ve Tayvan gibi imalat sanayi merkezleri olmak üzere bölgenin diğer kısımlarında tedarik zincirlerindeki aksamaların büyümeyi baskıladığına yönelik işaretler gözlendi. Açıklamada görüşlerine yer verilen IHS Markit Ekonomi Direktörü Andrew Harker, "Kasım ayında Türk imalatçılarının ana ihracat pazarlarının büyük bir kısmı büyüme eğilimi gösterdi ve yurt dışına satış yapmak isteyen firmalar için talep iklimi iyileşmeye devam etti. Öte yandan, Covid-19 salgınında Omikron varyantının ortaya çıkması bu görünüm üzerinde bazı belirsizlikler yaratıyor. Bu gelişmeye bağlı olası aksaklıklar, tedarik zincirlerinde yaşanan sorunların uluslararası ticarette yol açtığı güçlükleri artırılabilir." ifadelerini kullandı.

1 2 3