25 Nisan Perşembe 2024
2 yıl önce

CHP İstanbul İl Başkanı Kaftancıoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a tazminat ödeyecek

CHP'li Canan Kaftancıoğlu'nun, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik hakaret içeren paylaşımlar yaptığı gerekçesiyle 56 bin lira tazminat ödemesine karar verildi. Büyükçekmece 6. Asliye Hukuk Mahkemesindeki karar duruşmasına, davacı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatları Ferah Yıldız ve Ümit Kudbay ile davalı Kaftancıoğlu'nun avukatı Mehmet Süleyman Türker katıldı. Davacı Erdoğan'ın avukatları, her bir haksız fiil bakımından tazminata hükmedilmesini talep etti. Davalı Kaftancıoğlu'nun avukatı, müvekkilinin hakaret kastı olmadığından davanın reddini istedi. Dosyayı karara bağlayan mahkeme, davalı Kaftancıoğlu'ndan 56 bin lira manevi tazminat alınarak davacıya verilmesine hükmetti. DAVA DİLEKÇESİNDEN Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın avukatları tarafından hazırlanan ve mahkemeye sunulan dava dilekçesinde, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun sosyal paylaşım sitesi Twitter'dan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik küçük düşürücü, aşağılayıcı, yüz kızartıcı ifadeler kullanarak, suç isnat ederek, onur, şeref ve haysiyetini zedeleyerek ağır hakaretlerde bulunduğu belirtilmişti. Müvekkil Erdoğan'a atılan ve yapılan iftira yollu hakaretlerin ve aşağılayıcı ifadelerin büyüklüğü dikkate alınması istenilen dilekçede, Kaftancıoğlu'nun her bir paylaşımı için 50 bin liradan toplam 700 bin liralık manevi tazminata hükmedilmesi talep edilmişti.

2 yıl önce

MİT ve Emniyetten ortak operasyon: DEAŞ’ın kilit ismi "Basim" İstanbul’da yakalandı

Aşırı uç radikal terör örgütü DEAŞ’a yönelik MİT ve İstanbul Terörle Mücadele Polisi tarafından kritik bir operasyona daha imza atıldı. Ataşehir’de düzenlenen operasyonla DEAŞ lideri Ebu Bekir El-Bağdadi’nin en çok güvendiği kilit isimler arasında yer alan ve örgütün sözde “askeri yapılanması”nın başında bulunan ’Basim’ kod adlı Afganistanlı terörist yakalandı. DEAŞ lideri Bağdadi’yi ‘güvenli bölgeye’ taşıyan isim 2019 yılında ABD Kuvvetlerince Suriye’nin kuzeyindeki İdlib kentine bağlı Barisha köyünde düzenlenen operasyonda ölü olarak ele geçirilen örgütün Irak asıllı lideri Ebubekir El-Bağdadi’nin DEAŞ içinde en çok güvendiği isimler arasında gösterilen ve örgüt elebaşının Irak’tan Suriye’ye geçişinde ve Suriye’de yeraltına inerek ‘güvenli bölgelerde’ gizlenmesinde kritik rol üstlenen A.S.İ.M. adlı Afganistan uyruklu teröristin, 3 yıl önce başlayan örgütteki çözülmelerin ardından Türkiye’ye sızdığı belirlendi. Suriye’den itibaren MİT’in radarında bulunan DEAŞ’lı teröristin, sınır hattından Türkiye’ye geçiş yaptığı tespit edildi. MİT, örgütün sözde ‘emir’ini adım adım izledi Güvenlik servislerinin yakın takibindeki A.S.İ.M. adlı DEAŞ’ın sözde ‘Askeri Yapılanma ve Silahlı Eğitim Emiri’nin, ilk olarak 2014 yılından bu yana birçok zincirleme eylemden sorumlu tutulduğu Suriye’den Türkiye’ye geçtiği, ardından da sahte pasaport ve kimlikle İstanbul’a kadar geldiği öğrenildi. MİT görevlilerince yakın takibe alınan ve her hareket kabiliyet izlenen terörist için çember daraltıldı. Afganistanlı olduğu öne sürülen, ancak güvenlik birimlerince Tacikistan kökenli olduğu değerlendirilen DEAŞ’ın sözde ‘askeri yapılanma emiri’, İstanbul Ataşehir’de saklanıyordu. Hücre sorumlusunun saklandığı ev, güvenlik ve istihbarat birimleri tarafından günlerce izlemeye alınırken, Türkiye’de kimlerle irtibat kurduğu didik didik araştırıldı. Yapılan teknik ve fiziki takibin ardından teröristin saklandığı adres ve irtibatları İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ekiplerine aktarıldı. Operasyonun geri kalan kısmı emniyet güçlerine devredilirken, MİT’in aktardığı bilgiler ışığında harekete geçen İstanbul Terörle Mücadele ekipleri, Ataşehir’de bir apartman dairesinde saklandığı belirlenen şüpheli için adrese operasyon için hazırlık yaptı. Üzerinden sahte kimlik çıktı Evde herhangi bir patlayıcı olma ihtimali göz önünde bulundurularak, çevre güvenliğine karşı bütün riskler değerlendirildi. Teröristin dışarıya çıkması beklendi. 28 Nisan akşamı evden çıkınca hemen baskın düzenlendi. Operasyonda, El-Bağdadi’nin en güvendiği isimler arasında yer alan örgütün kilit ismi, Ataşehir’de saklandığı apartman dairesinden çıktıktan kısa bir süre sonra yakalanarak gözaltına alındı. Yakalandığında üzerinde başkası adına düzenlenmiş sahte kimlik ve pasaport çıkan örgüt üyesinin, o tarihlerde hem Bağdadi’nin en yakınındaki isim olduğu, hem de Suriye’de örgütün sözde ‘Askeri Emir’ seviyesinde DEAŞ üyelerine silahlı eğitim verdiği kaydedildi. Doğrudan ya da dolaylı, Suriye’de pek çok kanlı saldırının içinde yer almış Hiyerarşi içinde DEAŞ’ın tepe yönteminde bulunan ‘Karar Organı’ konumundaki sözde üst düzey ‘emirler’ ile ortak hareket eden ve örgütün silahlı faaliyetlerinin çoğunda imzası bulunan A.S.İ.M.’nin, Suriye ve Irak gibi çatışmalı bölgelerde 2014 yılından bu yana pek çok eylemin planlayıcısı olduğu ifade edildi. Eğitim vermiş Bir dönem DEAŞ’ın Suriye’de fiili ‘başkent’ ilan edip hakimiyet kurduğu Rakka başta olmak üzere, Deyrizor ve Humus gibi bölgelerde uzunca süre örgüt saflarında faaliyet gösteren Afganistanlı teröristin, kırsal ve şehir yapılanmalarındaki DEAŞ kadrolarına silahlı eğitim verdiği aktarıldı. Örgütte sözde ‘askeri yapılanma emiri’ düzeyinde faaliyet yürüten ve öldürülen DEAŞ lideri Ebubekir El-Bağdadi’nin Suriye’de yer altına inmesinde ve ‘güvenli bölgelere’ geçişinde de rol aldığı istihbarat raporlarına yansıyan A.S.İ.M.’nin, hâlihazırda çatışma bölgelerindeki radikal akımlarla irtibatını sürdürdüğü bildirildi.

2 yıl önce

İstanbul Havalimanı'nda akılalmaz kaçakçılık operasyonu! Polisin dikkati planlarını bozdu

Edinilen bilgiye göre Türkiye'ye gelen ve buradan da Avrupa ülkelerine kaçmaya çalışan Mohamad Al-Jamal isimle Lübnan uyruklu bir göçmen, kendisine başka kişiler adına düzenlenmiş pasaport temin eden insan kaçakçıları ile anlaştı. Kaçakçılar, Al-Jamal'ı 'yeni ameliyat olmuş hasta' gibi makyaj yaparak elleri ve kafasını bandajla sarıp yurt dışına çıkarmak için İstanbul Havalimanı'na getirildi. AMELİYATLI OLDUĞUNU SÖYLEDİLER 'Ameliyat edildi' bahanesiyle başında ve burnunda sargı bezleri olan şüphelinin yanında ise şebekenin 'refakatçi' olarak kullandığı İsrail uyruklu Ester Hana A.R. isimli bir kadın da yer aldı. Şebekenin İsrailli üyesi kadın, 'refakatçi' olduğu kişi için yeni ameliyat olduğunu söyleyerek "Yürüyemiyor, konuşamıyor" diyerek yer hizmetlerine bakan görevlilerden yardım talep etti. Havalimanı görevlileri, tekerlekli sandalyeye aldıkları Lübnan uyruklu adama pasaport kontrolüne kadar eşlik etti. Refakatçisi Ester Hana A.R., ameliyatlı olduğu söylenen Lübnan asıllı göçmenin "Mohammed Bannout" adına düzenlenmiş pasaportunu polise uzattı. MASKE İNİNCE GERÇEK ORTAYA ÇIKTI Pasaport kontrolündeki polis, ameliyatlı olduğu söylenen yolcunun maskesini indirmesini istedi. Maskesi indirilen yolcu ile pasaporttaki fotoğrafı karşılaştıran polis durumdan şüphelendi. Ardından iki şüpheli daha sonra risk analiz odasına davet etti. Yolcu ile ilgili yüz hatları ve parmak izi taraması yapıldı. Kontrollerde pasaport ile yolcu üzerinde uyuşmadığı ortaya çıktı. Daha sonra iki kişi gözaltına alındı. Gözaltın alındıktan sonra polise verdiği ilk ifadede Avrupa ülkelerine kaçmak istediğini belirten Al-Jamal, göçmen kaçakçıları ile anlaştığını sahte pasaportu da İsrail uyruklu refakatçi kadından aldığını itiraf etti. 3 KİŞİ HAKKINDA ADLİ SORUŞTURMA BAŞLATILDI İfadelerin ardından harekete geçen İstanbul Havalimanı polisi Lübnanlı göçmene para karşılı pasaportunu satan Mohammed Bannout isimli kişi havalimanında gözaltına alındı. Polis gözaltına alının 3 kişi hakkında adli soruşturma başlattı.

2 yıl önce

İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürlüğü İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun 'at' açıklamalarını yalanladı!

İddiaların gerçek dışı olduğu savunun İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürlüğü “İBB’nin atları sahiplendirme aşamasında Bakanlığımız ya da İstanbul Tarım ve Orman İl Müdürlüğü’müzün tek görevi; Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu gereği, Adalar İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’nce gerekli sağlık kontrolleri yapılarak, ‘Yurt İçi Veteriner Sağlık Raporu' düzenlemektir. Bunun dışında herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır” denildi. “SORUMLULUK HAYVAN SAHİPLERİ VE İBB'DE” Açıklamada, il müdürlüğünün üzerine düşen bu görevi yerine getirdiği kaydedilerek “Bundan sonraki sorumluluk tamamen hayvan sahiplerinin yani İBB ve atları sahiplenen kurum, kuruluş ve kişilerin uhdesindedir” denildi. “DENETİM VE KONTROL BİZDE DEĞİL” 861 atın, İBB yetkililerinin belirlediği kriterlere göre kurum, kuruluş ve kişilere gönderildiği anlatılarak şunlar kaydedildi: •Sahiplendirilmiş atların ‘denetim ve kontrolü' Sayın İmamoğlu’nun iddia ettiği gibi İl / İlçe Tarım Orman Müdürlükleri yetkisinde değildir. •Bahse konu atlar İBB tarafından alınmış ve İBB uhdesine geçmiş atlardır. Adalar’daki atların sahiplendirilmesinde İBB ve sahiplenenler arasında ‘At sahiplendirme taahhütnamesi’ imzalanarak,  iki taraf arasındaki sorumluluk ve taahhütler kayıt altına alınmıştır. “ÇİPLER İLE TAKİP MÜMKÜN DEĞİL” Açıklama atlara takılan çiplerle ilgili de bilgi verildi. Adalar'da bulunan tüm atlara; 2011 yılından itibaren çip takıldığı ifade edildi. Takılan çiplerin, atların “tanımlama numarasından” ibaret olduğu,  “uzaktan veya uydudan izlenmesi” gibi bir durum söz konusu olmadığı kaydedilerek “Çip okuyucular, atların boynuna yaklaştırıldığında okunmaktadır. Dolayısıyla Tarım ve Orman İl/İlçe Müdürlükleri’nin atların yerini bilmelerine imkân yoktur” denildi. İMAMOĞLU NE DEMİŞTİ? İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, FOX TV'de konuyla ilgili yaptığı açıklamada “860 atı sahiplendirdik. Beraberce yaptık. Kurumların başvurularını aldık. Bize başvuran belediyelere, kurum ve kuruluşlara, STK’lara sahiplendirdik. Tarım Bakanlığı ile iş birliği yaptık. Çip takıldı. Tarım Bakanlığı taktı. Nakliyesini biz üstlendik. Çip, Tarım Bakanlığı tarafından takip ediliyor. Sayın Cumhurbaşkanı soruyor; ‘Nerede o atlar?' Tarım Bakanı; çıkıp açıklama yapsana. Her anına şahitler. Kayıp atlar varsa, bulacak Tarım Bakanlığı” demişti.

2 yıl önce

İstanbul İl Sağlık Müdürü açıkladı: Nisan ayı ortasına göre vaka sayıları yüzde 600 azaldı

İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, İstanbul'da yeni tip koronavirüse (Kovid-19) bağlı vaka sayılarının nisan ayı ortalarına göre yaklaşık yüzde 600 azaldığını söyledi. Prof. Dr. Memişoğlu, Kovid-19 salgınıyla mücadele kapsamında 17 günlük tam kapanma sürecini ve sonuçlarını değerlendirirken, aşılamadaki son duruma ilişkin de bilgi verdi. Bütün toplumun uyumu, kısıtlamanın etkisi, özellikle de sağlık çalışanlarının büyük özverisiyle sürecin Türkiye'de kontrol altına alındığını belirten Memişoğlu, salgının Türkiye'de ve dünyada dalgalı bir seyirle devam ettiğini söyledi. Memişoğlu, geçen yıl mart-nisan aylarında görülen yükselmenin benzerinin, kasım-aralık ile bu yıl mart-nisan aylarında yaşandığını, süreçlerin hem vaka sayıları hem hasta yatış hem de yoğun bakım yoğunluğu anlamında benzer olduğunu anlattı. Türkiye'nin hem sağlık hizmetleri alt yapısı hem insan gücü anlamında dünyada iyi yerlerde olduğunu aktaran Memişoğlu, şunları kaydetti: "Özellikle İstanbul'da son bir ayda ciddi bir düşüş yaşadık. Tabii bu hem ramazan ayının hem kısıtlamaların hem de insanların farkındalığı, uyumuyla çok etkin oldu. Özellikle kasım ayındaki yükselişten sonra inişe geçtik ve nisanın ortasında esasında vaka sayıları anlamında İstanbul'da en üst noktaya ulaşmıştık. O günden bugüne vaka sayılarımız onda bire kadar düşmüş durumda. Bu daha da düşecek. Gözlemlerimiz bu şekilde. Yatan hastalarımızda da bu yaklaşık dörtte bire düşmüş durumda. Yoğun bakımlarda da bu durum yarıya kadar azalmış durumda. Bu daha da düşecektir ama bu hem bizim uyumumuza hem toplumun farkındalığına hem de aşılamaya çok bağlı. Salgın her ne kadar dalgalı seyretse de bazı dönemlerde, zamanlarda yükselmişse de esas yükselmesinin ve kontrolden çıkmasının en önemli sebeplerden birisi toplumun salgının bittiği algısıdır. Toplumun salgının bitmediğini bilmesini istiyorum. Çünkü bu salgının ne kadar süreceği, nasıl seyredeceği konusunda dünyada hiçbir bilim insanı uzak öngörü yapamıyor. Tamamen bazı spekülatif veya tahminlere yönelik insanlar yorumda bulunuyor. Onun için toplumun, Dünya Sağlık Örgütü ve Türkiye'deki Sağlık Bakanlığı 'bitti' demediği sürece salgından kendimizi korumanın en önemli yolunun maske, mesafe, hijyen ve aşılama olduğunu bilmesini istiyorum." https://twitter.com/drfahrettinkoca/status/1394686515888984064?s=21 "Yoğun bakımda yatan hastalarımızın yaş ortalaması şu anda yüzde 59,5" Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, kentte yürütülen aşılama çalışmalarına ilişkin de bilgi vererek, "Şimdiye kadar, 2,5 milyon kişiye yaklaşık 4 milyon 300 bin doz aşı yaptık. Bunların yaklaşık yüzde 30'nun da ikinci dozlarını yapmaya devam ediyoruz. Aşı randevularımızı günlük 170 bin doz açıyoruz ama maalesef 20-30 bini doluyor en fazla. 65 yaş üzeri aşılama oranlarımız yüzde 82'nin üzerinde. 55 ile 64 yaş arasındaki aşılama oranlarımız maalesef hala yüzde 62. Bunu yükseltmemiz ve insanları aşıya getirmemiz lazım." diye konuştu. Salgında aşıdan başka bir silah olmadığını ve aşılamanın önemini vurgulayan Memişoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu bizim yoğun bakım yataklarımızdaki yaş ortalamasını düşürmüş durumda. Yoğun bakımda yatan hastalarımızın yaş ortalaması kasım ayında 62 iken şu anda 59,5. Bu da aşılamanın etkisini göstermiş durumda. Şunu da bilmemiz lazım, tabii ki bunaltıcı ve yorucu bir süreç bu salgın. İnsanların buna tahammül ve sabretmesi gerekiyor. Her ne kadar biz bu salgınla çok iyi mücadele etsek de farkındalığımız, uyumumuz azalırsa bu yükselme trendine yeniden girme tehlikesi var. Ama bizim öngörümüz, geçmişteki yaşadıklarımız ve simülasyona baktığımız zaman haziran, temmuz ve ağustos aylarında biraz daha rahat edeceğimizi, ekim ayından itibaren riskli bir alana yeniden gireceğimizi öngörmekle birlikte bunun aşılamayla rahatlıkla yönetilebileceğini düşünüyoruz. İnsanlarımızın da bu konuda aşılamaya teveccüh göstermesini istiyoruz. İstanbul'da aşı stoklarımızla ilgili herhangi bir sorun yok. Şu anda hem Sinovac hem BioNTech aşısı rahatlıkla randevu alınıp yapılabilmektedir." "Aşılama oranlarımız yükseldikçe böyle bir yükselme yaşamayacağımızı öngörüyoruz" Yakında Rus aşısının da geleceğini, ayrıca Türk bilim insanlarının da aşı konusunda çok büyük bir çaba içerisinde olduklarını, çok yakın zamanda yerli aşının da uygulanmaya başlanacağını ifade eden Memişoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Toplumun uyumu, aşının etkisi ve kısıtlamaların sağladığı fayda, özellikle mayıs ayının başından itibaren ciddi bir düşüşe sebebiyet verdi. Bu düşüş sayesinde şu anda biz kasımda yaşadığımız hem yoğun bakım hastalarının hem normal hastaların azalma trendini çok daha çabuk ve hızlı yaşamaya başladık. Bu da esasında bizim açımızdan çok sevindirici. Toplumun uyumu, aşıların ve kısıtlamanın etkisini görmüş durumdayız. İnşallah böyle devam eder. İstanbul'un en yüksek vaka sayısının görüldüğü nisan ayının ortasına göre bugün vaka sayımızda yaklaşık yüzde 600 gibi bir azalma söz konusu. Yatan hastalarımızda ise yüzde 106 gibi bir azalma söz konusu. Bu kısıtlamalar, farkındalık ve aşıların etkisiyle yatan hastalarımızda bu oluşmuş durumda. Yoğun bakım hastalarımızda da yüzde 58 gibi bir azalma söz konusu. Tabii ki testlerde de bir azalma var, doğal olarak başvurularımızda da bir azalma var. Testler azaldığı için vaka azalmadı esasında, bizim oranlarımız da azaldı. Vaka pozitiflik oranlarımız da çok azalmış durumda. Test sayılarımız yaklaşık yüzde 200 gibi azalırken, yüzde 600 gibi vaka sayılarımız azaldı. Bu çok büyük bir başarı. İnşallah böyle devam eder." Memişoğlu, ölüm oranlarında da azalmanın söz konusu olduğunu ifade ederek, "Uyum, maske, hijyen ve aşı, devamlılığın sağlanmasını temin edecek en önemli unsurlar. Bunun haziran, temmuz, ağustosta da bu şekilde devam edeceğini, aşılamayla ilgili oranlarımız yükseldikçe de inşallah bir daha böyle bir yükselme yaşamayacağımızı öngörüyoruz ve umut ediyoruz." dedi.

2 yıl önce

İstanbul'da DEAŞ operasyonu: 18 gözaltı

Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, kentte DEAŞ adına faaliyette bulunan ve eylem hazırlığında olduğu belirlenen zanlıların yakalanması için çalışma başlattı. Soruşturma kapsamında, 10 ilçede 20 adrese eş zamanlı operasyon düzenleyen ekipler, 18 yabancı uyruklu örgüt üyesini yakaladı. Adreslerde yapılan aramalarda, çok sayıda örgütsel doküman ve dijital malzeme ele geçirildi. Şüphelilerin emniyetteki işlemleri sürüyor.

2 yıl önce

AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe'den İBB’ye lüks araç tepkisi: Lütfen bu araçları da Yenikapı’da sergilesinler bekliyoruz

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun hizmet araçlarını Yenikapı’da sergilenmesini hatırlatan Kabaktepe, sosyal medyadan hesabından, "İstanbul nimet nimet’ diyen CHP’li İBB yönetimi; aralarında sıfır kilometre, ahşap dekorlu, panoramik cam tavan özelliğine sahip lüks araçların da bulunduğu yeni bir ihale daha açmış. Lütfen bu araçları da Yenikapı’da sergilesinler. Bekliyoruz" paylaşımını yaptı.

2 yıl önce

İstanbul'dan Çin'e uzanan bahis operasyonu! 21 adrese baskın yapıldı: Onlarca kişi kurtarıldı

Asayiş Şube Müdürlüğü Gasp Büro Amirliği'ne başvuruda bulunan İbrahim Ö. (35) ve Özgür B. (29) 2020'de bir teknoloji şirketinde çalışmaya başladıklarını, Çin ve Tayvan'dan şirkette çalışmak için gelen kişileri İstanbul Havalimanı'ndan alarak şirket sahibi Alimire P'ye götürdüklerini, şirketin de pasaportlarına el konulan bu kişileri çeşitli adreslerde zorla tutarak çalıştırdığını öne sürdü. Şebeke üyeleri, kurdukları pornografik sitelerden sanal bahis sitelerine yönlendirme yaparak çok sayıda kişiyi dolandırdı. İhbar doğrultusunda çalışma başlatan polis, 21 Mayıs'ta Üsküdar, Ümraniye, Fatih ve Sarıyer'de 21 adrese eş zamanlı baskın düzenledi. Adreslerde bulunan Çin, Tayvan, Singapur, Uganda ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı 21'i kadın toplam 115 kişi muhafaza altına aldı. İncelemenin ardından 24 şüpheli gözaltına alındı. Şüphelilerin, kurdukları online oyun sitesi ve bahis sitesi üzerinden müşterilerine yüksek kazançlı bahis oranıyla para kazanma vadederek hesaplarını boşalttıkları iddia edildi. Adreslerde yapılan aramalarda 4 milyon 876 bin 364 dolar, 11 milyon 908 bin 520 lira, 18 bin 315 avro, 17 bin 510 Çin yuanı, 42 bin 750 Tayvan bahtı, 1705 Birleşik Arap Emirlikleri dirhemi, 3 bin 200 dinar, 50 Malezya ringgiti, 7 bin 800 Hong Kong doları, 254 cep telefonu, 96 dizüstü bilgisayar, 10 tablet, 24 harddisk, 39 taşınabilir bellek, 4 kayıt cihazı, 136 SIM kart, 1 milyon liralık hesap cüzdanı, 1 dijital para için soğuk cüzdan, 2 yüzük, 5 Cumhuriyet altını, 7 Ata altını, 2 yarım altın, 6 çeyrek altın ele geçirildi. Ele geçirilen para ve ziynet eşyalarının yaklaşık değerinin 53 milyon 243 bin 579 lira olduğu öğrenildi. Muhafaza altında bulunan 91 kişi emniyetteki işlemlerinin ardından Göçmen Kaçakçılığı ve Hudut Kapıları Şube Müdürlüğüne teslim edildi. Emniyetteki işlemleri tamamlanan 24 şüpheli ise Çağlayan Adliyesi'ne sevk edildi.

1 2 ... 13 14 15 16 17 18 19 ... 104 105