24 Nisan Çarşamba 2024
3 yıl önce

NaifAnaliz - Ali Naif Çakar | Şiddet ve Hiddet Gölgesinde; İstanbul Sözleşmesi Kutuplaştırır!

istanbul sözleşmesi, lgbt, chp, hdp, onur yürüyüşü, millet ittifakı

3 yıl önce

İçişleri Bakanı Soylu’dan CHP’ye İstanbul Sözleşmesi tepkisi

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “CHP’nin gün yüzü görmemesinin bir sebebi de, yalancıların ağına düşmesidir. Ne diyeyim, kendi düşen ağlamaz” ifadelerini kullandı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)’ ne İstanbul Sözleşmesi tepkisi gösterdi. Bakan Soylu sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Yalanlara karşı doğrularla huzurunuzdayız. Yalanı, siyasetin ve hayatlarının ana sözleşmesi haline getirenler, İstanbul Sözleşmesi üzerinden bir yalanı daha utanmadan söylüyorlar. Biri güya insan haklarından sorumlu Milletvekili, yalancı. Diğeri de "At sineğim" yalancı. Ayrıca gizleyemedikleri Polis düşmanlığını ortaya koymak için, güya İstanbul Sözleşmesi’ni bahane edip şiddete duyarsız kaldığımızı, güvenlik güçlerimizin müracaatları almadığı iftirasını atıyorlar. CHP’nin gün yüzü görmemesinin bir sebebi de, yalancıların ağına düşmesidir. Ne diyeyim, kendi düşen ağlamaz” açıklamalarında bulundu. “Bu apaçık bir yalandır, bunlar da arlanmaz yalancıdır” diyen Bakan Soylu kadın ölüm verilerini paylaştı. Paylaşılan verilerde 13 Şubat 2021 – 19 Mart 2021 tarihleri arasında 34 kadın hayatını kaybederken, 19 Mart 2021 – 22 Nisan 2021 tarihleri arasında 25 kadın hayatını kaybettiği görülmekte.

2 yıl önce

Danıştay’dan ’İstanbul Sözleşmesi’ kararı

Türkiye’nin 1 Temmuz’da İstanbul Sözleşmesi’nden ayrılmasını öngören Cumhurbaşkanı kararıyla ilgili, Danıştay 10’uncu Dairesi’nde CHP, İYİ Parti ve sivil toplum kuruluşlarının aralarında bulunduğu tüzel ve gerçek kişiler tarafından davalar açıldı. Dava dilekçelerinde, ’kararın iptali ve yürütmesinin durdurulması’ talep edildi. Danıştay 10’uncu Dairesi, davalar hakkında nihai kararını verdi. Verilen kararda, İstanbul Sözleşmesi’ne ilişkin Cumhurbaşkanı kararının yürütmesinin durdurulması talebi reddedildi. CUMHURBAŞKANLIĞI’NDAN 7 SAYFALIK SAVUNMA Cumhurbaşkanlığı, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı sonrası açılan davalar hakkında Danıştay’a dün 7 sayfalık bir savunma gönderdi. Savunmada, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının iptali istemiyle açılan davaların ’haksız ve hukuki dayanaktan yoksun’ olduğu gerekçesiyle reddi istendi. Sözleşmeden çekilme kararının münhasıran Cumhurbaşkanının yetkisine tabi olması nedeniyle yargı denetimi dışında olduğuna değinildi. Sözleşmenin Cumhurbaşkanlığı kararı ile feshedilmesinde Anayasa'ya aykırılık bulunmadığı vurgulandı. Yine sözleşmeden çekilme kararının, ’kadınlara yönelik şiddetin önlenmesi hususunda hukuki olarak veya uygulama bakımından bir eksikliğe yol açmayacağı’na dikkat çekildi.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Bizim kadına yönelik şiddetle mücadelemiz İstanbul Sözleşmesi'yle başlamadığı gibi bu sözleşmeden çekilmeyle de bitecek değildir

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasından satırbaşları: Eylem Planımıza katkı sağlayan tüm taraflara şükranlarımı sunuyorum. Bizim inancımızda bildiğimiz ve bilmediğimiz varlıklar içinde asıl olan insandır. Diğer tüm ayrımlar bu ulvi sıfatın gerisinde kalır.  Aile yapımızla ilgili hassasiyetlerde kadın ne kadar sorumluysa erkek de aynı derecede mesuliyet sahibidir.  Kadına yönelik şiddetle mücadele öncelikli konularımız arasında yer almıştır. Atılan her adımı destekledim. Yaşanan her sorunla bizzat ilgilendim.  ŞİDDETLE MÜCADELEMİZ BU SÖZLEŞMEDEN ÇEKİLMEYLE BİTECEK DEĞİLDİR Son günlerde bazı çevreler bugün yani 11 Temmuz'a doğru gidiyoruz, 1 Temmuz itibariyle resmen çekildiğimiz İstanbul Sözleşmesi'ni kadına yönelik şiddetle mücadelede geriye gidiş olarak yansıtmaya çalışıyor. Bizim kadına yönelik şiddetle mücadelemiz İstanbul Sözleşmesi'yle başlamadığı gibi bu sözleşmeden çekilmeyle de bitecek değildir. Çekilme gerekçelerimizi o dönemde kamuoyu ile paylaştık.  Kadınların sahip oldukları haklarını kullanabilmesi için nasıl mücadele ediyorsak bugün de yarın da aynı mücadeleyi sürdüreceğiz. Kadına şiddet pek çok faktörden etkilenen bir olgudur. Evvela kadına yönelik şiddetin ortaya çıkmasına neden olan faktörlerin incelenmesi ve bertaraf edilmesi gerekiyor. Şiddeti bir davranış olarak öğrenen çocukların yarının şiddet faili olarak ortaya çıkma ihtimali artıyor. Şiddet, depresyonun, suç oranlarının ve huzursuzluğun artmasına yol açıyor. Kadına yönelik şiddeti siyasi tartışmalara malzeme etmeden, samimiyetle ele almamız gerekiyor. Kadına yönelik şiddet tüm ülkelerin sorunudur. Yasal düzenlemeler, önleme, koruma ve kovuşturma alanlarında ihtisaslaşma ile aşmaya çalışıyoruz.  İlkini 2007 yılında hazırladığımız eylem planını sürekli güncelleyerek bugüne kadar getirdik. Yeni eylem planımızda günün ihtiyaçlarına yönelik yeni başlıklar bulunuyor.  İlk idari ve hukuki somut adımı 2006'da Başbakanlık genelgesiyle atmıştık. Kanun şiddete uğrayan kadınalrı, çocukları, erkekleri, ısrarlı takip mağdurlarını korumayı amaçlıyor. Şiddete uğrayanın kim olması fark etmiyor. Kanun herkesi koruma kapsamına alıyor. Şiddet mağdurları kadın ve çocuklar  olduğu gibi ister istemez fiiliyatta bu gruplar öne çıkıyor.  Şiddet önleme ve izleme merkezleri yani ŞÖNİM'lerin kurulması... 81 ilimizin her birinde kadına yönelik şiddetle mücadelede önleyici katkıları olduğuna inanıyorum.  4. EYLEM PLANINDA 5 ANA HEDEF 4. Eylem Planı 2021-2025 yıllarını kapsamaktadır. Kamu kurumlarının, STK'ların, üniversitelerin, medya mensuplarının ve ilgili tüm paydaşların katkılarıyla hazırladık. Oldukça hacimli bir kitap olarak ortaya çıkan planı 5 ana hedef şeklinde yapılandırdık.  Başlıkların mağdurların adalete erişiminin kolaylaştırılması, şiddetle topyekün mücadelenin tüm politikalara entegre edilmesi, toplumsal duyarlılığın arttırılması... Değişen şartlar neticesinde gereken her türlü yasal tedbiri almayı sürdüreceğiz. İlk hedefi şiddetle mücadele mevzuatının gözden geçirilnmesi ve etkin uygulanması olarak belirledik. 22 faaliyet bu başlık altında yer alıyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızın koordinasyonunda diğer bakanlıklarla protokoller imzalandı. Kadına yönelik şiddetle mücadele il koordinasyon kurulları oluşturuldu.  Kadına yönelik şiddetle mücadele teknik kurulu da oluşturularak 3 aylık periyotlar hal,nde toplanarak faaliyetlerini sürdürmektedir. Israrlı takip, siber şiddet, zorla evlendirme gibi şiddet türleri konularının yeniden değerlendirilmesini planlıyoruz. Her düzeyde kamu personeline eğitim verilmesi, tüm paydaşlarla işbirliğinin geliştirilmesi gibi 35 faaliyet yer alıyor. Üçüncü hedef koruyucu ve önleyici hizmetlerin etkili kullanılmasıdır. Vaka bazlı özel müdahale programlarının hayata geçirilmesi, mağdura hizmet veren elemanların eğitimlerle güçlendirilmesini uygulayacağız. Hayata geçireceğimiz faaliyet sayısı 65'i bulacak. Mağdurun korunması ve desteklenmesi ile önleyici çalışmalarda kurumsal hizmetler daha da önem kazanmaktadır. Doğru müdahaleyi gerçekleştirmek ihtiyaca uygun tasarlanmış kurumsal yapılarla mümkündür. ŞÖNİM'lerle beraber kadın konuk evlerinde hizmetler zaten yürütülüyor. Şiddet mağdurlarına rehberlik ve danışmanlık, çocuklarına sağlanan burslarla destek veriyoruz.  En önemli hususun şiddet gerçekleşmeden önleyebilmek olduğunu biliyoruz. Öfke kontrollerinin sağlanabilmesine yönelik eğitimlerine başlıyoruz. ŞÖNİM'lerde bugün 682 bini kadın, 54 bini erkek, 96 bini çocuk olmak üzere 833 bin kişiye hizmet verildi. Önümüzdeki dönemde 7 ilimizde 9 yeni kadın konuk evi daha açılacaktır. 9 ilimizdeki mevcut konuk evlerini şiddet mağduru kadınların ihtiyaçlarına göre dönüştürüyoruz. Barınma amacıyla kuruluşlarımıza müracaat eden kadınlarımıza gereken desteği veriyoruz.  KADES de yaygın olarak kullanılmaktadır. 15 şehirde uygulanan elektronik kelepçe uygulaması 15 Ocak 2021 itibariyle 81 ilde uygulanmaya başlamıştır.  4. hedef toplumsal farkındalığın arttırılması olarak belirlenmiştir. Kurumsal iletişim kanallarının güçlendirilmesi, eğitimin tünm kademelerine şiddetle topyekün mücadele anlayışının yerleştirilmesi, medyanın sorumlu ve etik hareket etmesi gibi hususlarda çalışmalar yürütülecektir. 77 faaliyeti önümüzdeki 5 yıl içinde gerçekleştireceğiz. Erken yaşta ve zorla evliliklerle mücadele edilmesi amacıyla babalara yönelik eğitim çalışması düzenlenmesidir. Şiddet içermeyen olumlu dil kullanımını sağlamak amacıyla kampanyalar düzenlenecektir. 

2 yıl önce

Danıştay'dan İstanbul Sözleşmesi itirazına ret

Temmuz'da Cumhurbaşkanlığı kararıyla İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesinin ardından CHP, kararın TBMM olmadan verilmesini hukuka aykırı bulduğunu açıkladı. İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesiyle birlikte harekete geçen muhalefet, sözleşmenin feshine itiraz etti. Hukuka aykırı bir feshedilme olduğu iddiasıyla Danıştay'a CHP'li vekiller ve siyasetçiler tarafından yapılan 220'ye yakın başvuruyla ilgili karar açıklandı. HUKUKA AYKIRI GÖRÜLMEDİ Danıştay, İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmenin hukuka uygun olduğu kararına vardı. TÜM İTİRAZLAR REDDEDİLDİ Danıştay 10. Dairesi'nin İdari Dava Daireleri Kurulu'na taşıdığı dosyada tüm itirazlar oy çokluğuyla reddedildi. Danıştay 10. Dairesi’nin çekilme kararının yürütmesinin durdurulmasının reddi yönünde verdiği karar kesinleşti. Bu karar sonrası Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine dair Cumhurbaşkanı kararı uygulanmaya devam edecek. "SÖZLEŞME CUMHURBAŞKANINA FESİH YETKİSİ VERİYOR" Danıştay’ın kararında, sözleşmenin 80. maddesinin yürütme organına yani Cumhurbaşkanına fesih yetkisi verdiği vurgulandı. ANAYASA'YLA DESTEKLENDİ Anayasa’nın 104. maddesine göre, uluslararası antlaşmaları onaylama yetkisinin Cumhurbaşkanına ait olduğu kaydedildi.

1 yıl önce

AK Partili Akbaşoğlu'ndan 'İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme açıklaması: Hukuka aykırı bir durum yok

TBMM Genel Kurulunda kadına ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin önlenmesini öngören Türk Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin birinci bölümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı. TBMM Genel Kurulunda eleştirilere cevap veren AK Parti Grup Başkanvekili Akbaşoğlu, muhalefetin gerçekleri çarpıttığını belirterek, "Kadına verdiğimiz değeri bu toplum çok iyi biliyor. Anayasal olarak kadınlara pozitif ayrımcılık getirdik. Milletimiz huzurlu toplum ile ilgili politikalarımızı benimsediği için AK Parti iktidar oldu. İstanbul Sözleşmesi'nin çekilmesinde hukuka aykırı bir durum yoktur. 1963 tarih ve 244 sayılı Kanun ile Cumhurbaşkanlığı 9 Sayılı Kararnamesi'nin ortaya koyduğu hükümler çerçevesinde, yürütme ve yasama görev alanlarıyla ilgili yetkilerini kullanmıştır” dedi. Bazı Antlaşmaların Yapılması İçin Cumhurbaşkanına Yetki Verilmesi Hakkında Kanun’un İnönü zamanında yasalaştığını belirten Akbaşoğlu, “Sonuç itibarıyla, burada, hükümet, yürütme organı bir uluslararası sözleşmeye imza atar. Bunu, uluslararası sözleşmenin uygun bulunduğuna dair kanunu Meclis kanun olarak çıkartır, bir izin verir yani izin verir. Yürütme ister bunu imzalar, bu izni alır. Bunun birçok örneği vardır. Bakanlar Kurulu imza attığı gibi, yine Bakanlar Kurulu, yürütme organı bunu sona erdirme noktasında yetki sahibidir. Yürütme organının yetkisinde olan işlem yürütme organı tarafından geri alınır. Daha önce, yürütme organı parlamenter sistemde Bakanlar Kuruluydu; Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde yürütme organı Cumhurbaşkanıdır. Cumhurbaşkanı kararıyla bunun sona erdirileceği açık hükümdür. Bu Meclisin yapmış olduğu uygun bulma kanunu ise yürürlüktedir zaten. Yürütme, Meclisin yapmış olduğu kanunu yürürlükten kaldırmamıştır, o bir izin verme sürecidir, izni vermiştir. Bu kararı, sona erdirme kararını veya katılma kararını verecek olan yürütmedir” diye konuştu.

1 yıl önce

Millet İttifakı'nda İstanbul Sözleşmesi krizi!

Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz günlerde İstanbul Sözleşmesi ile ilgili yaptığı açıklamada, "Bu millete sözüm var. İktidar olduğumuzda, ilk 1 hafta içinde, hatta 24 saat içerisinde İstanbul Sözleşmesi'ni yürürlüğe koyacağız" ifadelerini kullandı. Millet İttifakı'nın bir diğer ortağı İYİ Parti'nin Genel Başkanı Meral Akşener'den de Kılıçdaroğlu'nun sözlerini destekler nitelikte bir açıklama geldi. Akşener, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Biz geleceğiz ve İstanbul Sözleşmesi yeniden yaşatacak!" dedi. İTTİFAKTA "İSTANBUL SÖZLEŞMESİ" KRİZİ Saadet Partisi'nden ise tam tersi yönde bir açıklama geldi. Saadet Partisi Konya Milletvekili Abdulkadir Karaduman, "İktidara gelirsek İstanbul Sözleşmesi nasıl kaldırıldıysa İstanbul Sözleşmesi'ne bağlı bütün uygulamaları da Allah'ın izniyle kaldırmış olacağız. Kadını ve aileyi koruyacak düzenlemeleri hayata geçireceğiz." ifadelerini kullandı.

1 yıl önce

Danıştay'dan 'İstanbul Sözleşmesi' kararı: Çekilme kararını onayladı

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesine ilişkin Cumhurbaşkanı kararının iptaline yönelik davaları reddeden Danıştay 10. Dairesinin kararını onadı. Onamayla Türkiye'nin sözleşmeden çekilme kararı hukuken kesinleşti. Kamuoyunda İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen "Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi"nin Türkiye Cumhuriyeti bakımından feshedilmesine dair Cumhurbaşkanı Kararı, 20 Mart 2021'de Resmi Gazete'de yayımlandı. Cumhurbaşkanı kararı, sözleşme hükümleri gereğince Avrupa Komisyonuna bildirimden 3 ay sonra yürürlüğe girdi ve Türkiye resmen sözleşmeden ayrılmış oldu. Bunun üzerine Cumhurbaşkanı kararının iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle Danıştaya çok sayıda dava açıldı. Danıştay 10. Dairesi, bu davalarda yürütmenin durdurulması istemlerini reddetti, iptal istemlerini ise duruşmalı olarak ele aldı. Daire, 19 Temmuz'da, sözleşmenin feshine ilişkin Cumhurbaşkanı kararının iptal istemini reddetti. Bazı sivil toplum kuruluşları bu karara Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunda itiraz etti. Talebi değerlendiren kurul, Danıştay 10. Dairesinin "iptal isteminin reddi" kararını oy çokluğuyla onadı.

1 2