19 Nisan Cuma 2024
2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Amacımız kalıcı üretim, kalıcı istihdam, kalıcı refah sağlamaktır."

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları: Bütçe hakkı yasama, yürütme, yargı erklerinin bağımsızlığı üzerine kurulu en önemli yetkilerden biridir KILIÇDAROĞLU'NA EL HAREKETİ TEPKİSİ Türkiye şehit yakınlarına galis küfürler eden bir milletvekilinin yaptığı terbiyesizliğin şokunu üzerinden atamamışken bu defa Genel Kurul'da yaşanan bir başka edepsizlik örneğiyle sarsılmıştır. Üstelik bu edepsizlik meclisin ikinci büyük partisinin genel başkanı tarafından sergilenmiştir. Milleti kendi yalanlarıyla, iftiralarıyla kandırabileceğini sananların birileri tarafından şişirildiği anlaşılan egolarıyla geldikleri yer burasıdır. Millete söyleyecek hiçbir sözü, ortaya koyacak hiçbir programı olmayanların içlerindeki kini, nefreti bu tarz davranışlarla dışa yansıttığı görülüyor. Buradan herkesi TBMM'nin asaletine, nefasetine, izzetine, bu yüce kurumun faziletine uygun davranışlar sergilemeye davet etmek görevimizdir. İktidarın sadece hayalini kurmakla bile bu derece kendini kaybedenlerin ülkenin başına ne gibi felaketler getireceğini milletimizin takdirine bırakıyoruz. Yeni Hazine ve Maliye Bakanımız Nureddin Nebati beye bir kez daha başarılar diliyorum. Sayın Nebati bugüne kadar iş dünyasından sivil toplum faaliyetlerine, milletvekilliğinden bakan yardımcılığına kadar farklı alanlarda farklı görevleri başarıyla yapmış bir kardeşimizdir. Katar'a resmi bir ziyaret gerçekleştirdik. Katar'la bugüne kadar son ziyaretimizle birlikte siyasi, askeri, ticari, ekonomik ve kültürel konuları kapsayan toplam 84 mutabakat imzalayarak işbirliğimizi sürekli ileriye taşıdık. Ziyaretimiz sırasında Katar'ın 15 milyar dolarlık yatırıma ilave edilecek hususlarda da kapsamlı görüş alışverişinde bulunduk. Türkiye'nin yatırım atağı her alanda hızla sürmektedir. Adana'da 1.4 milyar dolar yatırım bedeli olan petrokimya tesisinin temelini atmıştık. Ülkemizin dört bir yanında yürütülen yüzlerce dev yatırımı yakından takip ediyoruz. Türkiye'nin kurtuluşunu küresel çıkar odaklarının güdümündeki reçetelerde değil, kendi kaynaklarını harekete geçirecek yatırımlarda, istihdamda, ihracatta görüyoruz. 19 yıldır yoluyla, köprüsüyle, barajıyla, santraliyle, sulama sistemleriyle sahip olduğumuz muazzam altyapıyı bunun için inşa ettik. 19 yıldır bunca okulu, üniversiteyi, mesleki eğitim kurumunu, hastaneyi, adliye sarayını bunun için kurduk. 19 yıldır ülkemizi her alanda bölgesinin ve dünyanın yükselene yıldızı yapmak için onca mücadeleyi bunun için verdik. Ülkemizi 19 yıldır hakka, hakikate, hakkaniyete dayalı bir demokrasi ve kalkınma anlayışıyla yönetiyoruz. Türkiye'de bu kavramlardan nasibini almamış bir zihniyet hep olmuştur. Tek parti faşizmiyle başlayıp darbeler ve vesayet dönemiyle süren, dışarıdan aldığı destekle kendini milli iradenin üstünde gören, gerektiğinde terör örgütleriyle dahil her tür şer şebekesiyle işbirliğine giren bu zihniyet her defasında milletimizin irfanına çarpmıştır. Bu zihniyet ekonomide yaşanan değişimi de aynı sinsilikle mecrasından çarptırmaya çalışıyor. Biz ülkemizi yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve büyüme; hedef bu. Bu zihniyet yüksek faizle ekonomiyi soğutmak, küçültmek ve dolayısıyla istihdamı azaltmak istiyor. Bu zihniyet ülkemizi tüm siyasi ve ekonomik iddialarından vazgeçirerek eskiye döndürmek istiyor. Biz ülkemizi büyüterek, işsizliği azaltarak enflasyonu düşüreceğiz diyoruz, bu zihniyet IMF reçetelerini dayatarak Türkiye'yi yeniden siyasi ve ekonomik boyunduruk altına sokmak istiyor. EKONOMİDE YENİ  DÖNEM Salgın döneminde benzer bir tabloyla karşı karşıya kaldık. Küresel ekonominin yüzde 3.4 küçüldüğü geçen yıl biz yüzde 1.8 oranında büyüme kaydettik. Bu yılkı büyüme oranımız çift haneli rakama doğru gidiyor. Gelişmiş ülkelerdeki üretici fiyatlarıyla tüketici fiyat enflasyonları arasındaki büyük fark bu ekonomileri bir süre daha sarsmayı sürdürecektir. Bu tablo bize aynı zamanda ülkemizin üretim ve ihracat konusundaki hedeflerine ulaşması için ihtiyacımız olan zamanı da kazandıracaktır. Düşük faiz ve dengeli kur ile üretimi ve istihdamı adım adım daha ileriye taşıyacağız. Bir müddet sonra bu süreç çalışanların ücretlerinden kamu gelirlerine kadar her alanda kazanç olarak kendini hissettirmeye başlayacak. Türkiye'nin asırlardır defalarca teşebbüs ettiği ancak her seferinde yarım kalan, hatta geriye giden büyük kalkınma hamlesinin önü inşallah bu defa kesilemeyecek. Gelişmiş ülkeler arasında hakkımız olan yerini aldığımızda bugünleri hep birlikte hatırlayacağız. Özellikle de geçmişte Türkiye hep başkalarının reçeteleriyle sıkıntıları çözmeye çalışmıştı. Bu defa dünyadan ve kendimizden çıkardığımız dersler ışığında kendi hikayemizi yazıyoruz. Daha öncekilerden farklı olarak bu hikayeyi güçlü bir altyapı, güçlü bir kamu düzeni, kamu maliyesi, nitelikli insan kaynağı, azim eşliğinde hayata geçiriyoruz. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin işsizlik krizine gittiği dönemde biz yatırım, istihdam, ihracat, üretim ve büyüme odaklı politikalarımızla vatandaşlarımızın işlerini, aşlarını, geleceklerini güvence altına almaya çalışıyoruz. İstihdamdaki her artış milli gelirimize de yukarı yönlü katkıda bulunmaktadır. İş insanlarımızı, girişimcilerimizi, sanayicilerimiz, çiftçilerimizi çok daha güçlü şekilde destekleyeceğiz. Ülkemizin dünya pazarlarından aldığı payı katlayarak artıracağız. Amacımız ülkede 1-2 yıllık geçici bir istikrar değil, kalıcı üretim, istihdam, refah sağlamaktır. Bu süreçte ödediğimiz bedeller elde edeceğimiz kazançlar yanında çok küçük kalacaktır. Dar gelirliler, emekliler, memurlar başta olmak üzere milletimizin her kesiminin üzerine düşen yükü azaltmak için gereken adımları birer birer atıyoruz. MÜJDELERİ PEŞ PEŞE SIRALADI Bugün de salgın döneminde başlattığımız esnaf kredilerine hazine faiz desteğiyle ilgili bazı bilgileri paylaşmak istiyorum.  2021 yılında kullanılan yaklaşık 60 milyar liralık esnaf kredisinin 5.2 milyar liralık faiz yükünü hazine üstlenmiştir. 3 yıl boyunca hazinenin yapacağı faiz desteği ödemeleri toplamda 26 milyar lirayı bulacak. Böylece esnafın ilave yük altına girmeden işini gücünü devam ettirmesini sağlayacağız. Ayda 1.7 milyar lira katkı sağlayan indirimli stopaj uygulamasını mart sonuna kadar devam ettirme kararı aldık. Bir müjde de çiftçilerimize... Kuraklık nedeniyle buğday, arpa, çavdar, yulaf, nohut ve mercimek üreticilerimiz verim kaybına uğradı. 651 bin üreticimize toplamda 2.6 milyar lira kuraklık desteği ödemesini aralık ayının 2. yarısında çiftçilerimizin hesaplarına yatırıyoruz. Tarımı desteklemeyi, çiftçilerimiz tohumu toprakla buluşturması, ekmesi, biçmesi, üretmesi için ne gerekiyorsa yapmayı sürdüreceğiz. Yeni hasat sezonunda destekleme politikalarımızı girdi fiyatlarında yükselişleri dikkate alarak belirleyeceğiz. Yeni hasat sezonunda destekleme politikalarımızı girdi fiyatlarında yükselişleri dikkate alarak belirleyeceğiz. Önümüzdeki günlerde farklı kesimlere yönelik ilave destek programlarımızı paylaşmaya devam edeceğiz. Salgınla ilgili gelişmeleri de yakından takip ediyoruz. Avrupa'da yeniden yükselişe geçen salgın ülkemizde kontrol altındaki seyrini sürdürüyor. Büyük hedeflere doğru ilerlerken insanlarımızın günlük hayatlarında yaşadıkları sıkıntıları görmezden gelmiyoruz. Fahiş fiyat artışları konusundaki her şikayeti dinliyoruz. Buradan tüm bakanlıklarımıza, kurumlarımıza, belediyelerimize talimat veriyorum: Girdi maliyetlerindeki ve kurla izah edilemeyecek fiyat artışı yapan ve stokçuluk yapan kimsenin gözünün yaşına bakılmayacaktır. Hem idari hem hukuki işlemlerle kendi milletine böyle ağır bir suç işleyenlerin yakasına yapışılacaktır. Bu konunun serbest piyasa ekonomisiyle uzaktan, yakından ilgisi yoktur. Serbest piyasa ekonomisi kuralsızlık, insafsızlık, ahlaksızlık demek değildir. Hükümet olarak aşırı fiyat yükselterek ve stokçuluk yaparak piyasayı zehirleyenlere karşı sonuna kadar mücadele etmekte kararlıyız. Bizim karşı çıktığımız ve mücadele ettiğimiz tek şey sömürüdür. Bankada, yastık altında, kasasında parası, özellikle de dövizi bulunan bireylere ve kurumlara çağrı yapmak istiyorum. Herkesi yatırım, istihdam, üretim, ihracat temelleri üzerine inşa ettiğimiz yeni ekonomi politikamızın getirdiği fırsatları değerlendirmeye davet ediyorum. Fiyat ve kur artışlarının yol açtığı dalgalanma bir süre sonra mutlaka duracaktır. Salgınla birlikte yeniden yapılanan küresel ekonomik sistemde yıldızı parlayan ülkelerin en başında Türkiye var. Döviz, altın ve TL cinsinden tasarrufu bulunanların da bu büyük atılıma katılmaları halinde ülkemiz çok daha kısa sürede dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasında girebilecek seviyeye ulaşacaktır. Ülkemizdeki fiyat artışı sorununu arzdaki bozulmadan değil, girdi fiyatlarındaki belirsizlik ile açgözlülükten kaynaklandığını biliyor ve bunun da tedbirlerini alıyoruz. Bugün bin yıllık yürüyüşün yeni ve çok önemli bir safhasındayız. Büyük ve güçlü Türkiye'yi inşa ederek yeni bir sayfa açmanın eşiğindeyiz.

2 yıl önce

Terör örgütü PKK’nın kodları İBB’deki istihdamlarıyla gündeme gelen DİAYDER’den çıktı

PKK uzantısı Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (DİAYDER) üyelerinin İBB iştiraki İSPER bünyesinde gassal olarak işe alınmasının yankıları sürerken, derneğin mescitlerinde gayri resmi imamlık yapan İ. Ş.’nin evinde yapılan aramalarda PKK’nın şifreli konuşma kodları ele geçirildi. DİAYDER’in Şirinevler’deki genel merkezinde bulunan mescidin imamlığını yapan İ.Ş.’nin, cezaevlerindeki PKK’lılarla irtibatlı olduğu iddia edildi. İ.Ş.’nin cezaevindeki teröristlerle şifreli bir şekilde haberleştiği ve bunun için de terör örgütü PKK tarafından hazırlanan yazışma kodlarını kullandığı ortaya çıktı. KURYE İÇİN AYŞE, PKK’LI İÇİN KÖYLÜ Cezaevine oğlunu sıkça ziyaretine giden İ.Ş.’nin evinde ele geçirilen şifreli kod tablosunun PKK’nın cezaevlerinde bulunan teröristleri ile konuşma ve yazışma için kullandığı tespit edildi. Teröristlerin avukatlarıyla ve yakınlarıyla bu şifreli kodlamalar üzerinden haberleştiği belirlendi. Ele geçirilen mikro yazıyla yazılmış kod tablosunda kadro teröristler için ‘köylü-zozan-teyze’, PKK’ya katılacaklar için ‘imaatu-aktör-pişman’, PKK kuryeleri için ‘ayşe ana-medrese-dişçi’, örgütsel malzeme için ‘diploması tarihi-feminizm okuması-karakterli’, slogan atma için ‘dersim isyanı-hurri uygarlığı-yatık’, itirafçı teröristler için ‘budala-dalkavuk’, Adalet Bakanlığı için, ‘düzenbaz-kuyrukçu’, cezaevi savcısı için ‘hurafeci-efe-dümenci’, cumhuriyet savcısı için ‘leblebici-istilacı-behçet’ ve emniyet için ise ‘vesayetçi-enig-çanakçı’ denildiği belirlendi. Her cezaevine farklı isim Öte yandan ele geçirilen kod tablosunda PKK’lı teröristlerin kaldığı her cezaevi için farklı isimler kullanıldığı da belirlendi. 39 farklı türdeki cezaevi için 3’er isim tanımlayan PKK’nın, cezaevlerinden haberleşmeyi bu kod tablosuyla yaptığı ve tutuklu teröristlerin farklı cezaevindeki teröristlerle ilgili bilgileri de bu yolla öğrendiği ileri sürüldü.

2 yıl önce

Ekrem İmamoğlu’nun çılgın projesi ‘İBB İnanç Masası’, Atatürk düşmanlarının istihdam merkezi haline gelmiş

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ‘Dinler Arası Diyalog’ (cengiz alçayır’ın iddiası) için kurduğu İnanç Masası, bundan tam bir sene önce faaliyete başlamıştı. DİAYDER iddianamesinde de adı geçen İnanç Masası’nın, PKK’lı teröristlere market yardımlarını ulaştırdığı iddia edilmişti. İBB İNANÇ MASASI SORUMLUSU DA ATATÜRK DÜŞMANI ÇIKTI İBB İnanç Masası’nda Ekrem İmamoğlu tarafından işe başlatılan Fatma Yavuz’un Türk milletine, Atatürk’e ve ülkücülere ettiği hakaretlerin yankıları geçmeden bu defa da İnanç Masası Başkanı Vedat Kara’nın da Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Atatürk’e düşman olduğu ortaya çıktı. ÜLKÜCÜLERE DÜŞMANLIK Türk milletini sözde Ermenistan ve sözde ‘Dersim’ katliamları için suçlayan İBB İnanç Dairesi sorumlusu Vedat Kara da tıpkı büro personeli Fatma Yavuz gibi ülkücü düşmanı… ‘BEN DE SOYKIRIM DİYORUM’ 1915 olayları için ‘soykırım’ ifadesini kullanan Kara’nın İBB’de görev almasına PKK’lılara ses çıkarmayan İYİ Parti’nin nasıl tepki vereceği merak konusu oldu…

2 yıl önce

Mega projede geri sayım! Enerji üssü olacak! Filyos Vadisi Projesi'nin ekonomiye ve istihdama katkı sağlaması bekleniyor…

Zonguldak'ın Çaycuma ilçesine bağlı Filyos Beldesi'nde, içinde Filyos Limanı, Filyos Endüstri Bölgesi, Filyos Serbest Bölgesi ve Serbest Bölge Gelişme Alanı bulunan projede çalışmalar yoğun şekilde sürüyor. Projeyle yeni taşımacılık koridorları oluşturulması, İstanbul ve Çanakkale boğazlarının trafik yükünün azaltılması, nitelikli üretimin artırılması, ulusal ve uluslararası taşımacılık ve ticaretin geliştirilmesi hedefleniyor. Bu kapsamda yapımı süren Filyos Doğalgaz İşleme Tesisleri'ndeki çalışmaları incelemek için 21 Mart'ta kente gelen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez'in, "Proje dünyada da örnek gösterilen mega projelerden biri olacak. Sadece karada bugün itibarıyla yaklaşık 2 bin işçimiz çalışıyor. Muhtemelen 2 ay içinde herhalde bu sayıyı 2 katına kadar çıkarmış olacağız." sözleri heyecan uyandırdı. "BİR RÜYANIN GERÇEĞE DÖNÜŞMESİNE TANIKLIK ETMENİN HAZZINI YAŞIYORUZ" Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Başkanı Metin Demir, İç Anadolu'nun ihracata açılan en yakın liman kapısı olarak tasarlanan Filyos Vadisi Projesi'nin yakın gelecekte kapsam ve alanının genişletilerek ülkenin en büyük enerji ve endüstri bölgesi olabileceğini söyledi. Filyos Vadisi Projesi'nin, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığının (TPAO) Türkali kuyusunda büyük rezerv bulmasıyla aynı zamanda enerji üssüne dönüşerek hedefini iki kat daha büyüttüğünü belirten Demir, "Beklentimiz, gelecek 10 yıl için düşünülen gelişme sahalarının en kısa sürede projeye dahil edilmesidir." dedi. Demir, çevre ilçe ve beldelerde Sera İhtisas Organize Sanayi Bölgesi, Gökçebey Organize Sanayi Bölgesi, iki küçük sanayi sitesi ile Filyos Vadisi Projesi'ne entegre olabilecek, güçlü yönlerinden yararlanabilecek sektörleri yaratma, var olanların üretim, pazarlama, depolama ve lojistik sorunlarını ortadan kaldırma uğraşında olduklarını ifade etti. Filyos Vadisi Projesi'ne en yakın bölgeye lojistik üs kurarak depolama faaliyetlerindeki ciddi sorunu aşmayı planladıklarını dile getiren Demir, "Bir rüyanın gerçeğe dönüşmesine tanıklık etmenin hazzını yaşıyoruz. Üretim, istihdam ve pazarlamada ülkemize katkı verecek bu dev proje, Batı Karadeniz bölgesinin her alanda makus talihini değiştirecektir." diye konuştu. "SADECE EKONOMİK DEĞİL, SOSYAL VE ÇEVRESEL BOYUTLARI DA SÖZ KONUSU" Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hamza Çeştepe de projenin ekonomi açısından mega projelerden olduğunu ifade etti. Türkiye'de cari açığın en önemli nedenlerinden birinin enerji ithalatı olduğuna işaret eden Çeştepe, "2021'de Türkiye'nin enerji ithalatı yaklaşık 55 milyar dolar civarında. Toplam ithalatımızın da 250 milyar dolar olduğunu düşünürsek, bu yaklaşık toplam ithalatımızın yüzde 22'sini oluşturuyor. Başka bir ifadeyle, Türkiye'nin ithalatının 5'te birini enerji ithalatı oluşturuyor." dedi. Çeştepe, Karadeniz'de 540 milyar metreküplük doğal gaz rezervi bulunduğunu anımsatarak, "İlk planda 10 milyar metreküp üretimle başlanacak. Daha sonra bunun yıllık 20 milyar metreküpe çıkarılması planlanıyor. Bu, Türkiye'nin doğal gaz faturasının yıllık 5-6 milyar dolar azalması demek ki bu da tabii çok önemli bir rakam." ifadelerini kullandı. Bir bölgede büyük tesisler kurulduğu zaman kümelenme ekonomilerinin ortaya çıktığını, bunların yan sanayilerinin de beraberinde geldiğini söyleyen Çeştepe, şunları kaydetti: "Bölgede enerjiyle ilgili tesisler, makine-ulaşım araçları, elektronik sektörü gibi daha çok katma değeri yüksek tesisler kurulacak. Dolayısıyla bunların da limanla birlikte bölge ve ülke ekonomisine, istihdamına önemli katkılar yapacağını söyleyebiliriz. Bu temel sanayiler yanında aynı zamanda bunların yan sanayileri de gelecek. Projenin sadece ekonomik değil, sosyal ve çevresel boyutları da söz konusu. Çünkü bu bölgede zaman içinde yerleşim yerleri kurulacak, insanlar buraya çalışmaya gelecekler. Bunların eğitim, sağlık, barınma ihtiyaçları olacak. Bunlar da bu sektörlerde talep yaratacak."

1 yıl önce

CHP’li Ekrem İmamoğlu’nun İBB’si: PKK’lı istihdamı, LGBT eğitimi, pedofili içerikli kitap

https://twitter.com/istgundem/status/1538519433538330631?s=21&t=kr7DUqBbNinVbgKgDBAT-g CHP’li Ekrem İmamoğlu’nun yönettiği İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde skandallar bitmiyor. Belediye bünyesinde PKK’lı personel barındıran, LGBT eğitimi verdiren Ekrem İmamoğlu, içersinde pedofili konular bulunan “Çıtır Çıtır Felsefe - Aşk ve Dostluk” adlı kitabın İBB İstanbul Kitapçısında satışına izin vermesi tepkilere neden oldu.

1 yıl önce

ABD, Türkiye'yi çocuk savaşçı istihdam eden gruplara destek veren ülkeler listesinden çıkardı

ABD Dışişleri Bakanlığı her yıl kongreye sunduğu İnsan Kaçakçılığı Raporu'nu yayınladı. Raporda Türkiye ile ilgili bir detay dikkati çekti. Suriye Milli Ordusunun çocukları silah altına aldığı iddiasıyla önceki yıl çocuk savaşçı istihdam eden gruplara destek veren ülkeler listesinde yer verilen Türkiye bu yıl o listede yer almadı. Dışişlerinde rapora ilişkin açıklama yapan İnsan Kaçakçılığı ile Mücadele Ofisi Direktör Vekili Kari Johnstone'a Türkiye'nin bu listeden neden çıkarıldığı soruldu. Johnstone, Türkiye'nin, desteklediği ve Suriye Milli Ordusu şemsiyesi altındaki grupların çocuk savaşçı istihdam ettiğine dair bir bilgi olmadığı için çocuk savaşçı istihdam eden gruplara destek veren ülkeler listesinden çıkarıldığını söyledi. ABD'li diplomat, "Bölgede saygın bir lider ve NATO ortağı olan Türkiye, Suriye'de çocukların savaşmak üzere silah altına alınması ve bu amaçla istihdam edilmesiyle mücadele etme fırsatına sahip." dedi. ABD'nin de bu konuda Türkiye ile çalıştığını belirten Johnstone, "Elbette ki Türk hükümeti ile görüşmelerimiz var ama bölgede bir lider ve NATO ortağı olarak Türkiye'yi daha önce çocuk asker istihdam eden grupları desteklemeyi bırakması konusunda teşvik ediyoruz. Bu raporun kapsadığı dönem itibarıyla bize ulaşan bir çocuk istihdam edildiğine dair rapor edilmiş bir bilgi yok." diye konuştu. Bu değerlendirme üzerine gazetecilerin, "Raporda ABD'nin Suriye'de desteklediği YPG'nin de geniş çapta Suriye ve Irak'ta çocukları silahlı kadrosuna kattığı bilgisi de yer aldı. ABD Dışişlerine bu gruplara verdiği destek konusunda spesifik bir tavsiyede bulundunuz mu?" sorusuna Johnstone, tüm paydaşlarla çalışmaya devam ettikleri yanıtını verdi.

1 yıl önce

CHP’li belediyeler PKK istihdam bürosuna mı dönüştü? Mersin, İstanbul, İzmir…

CHP’nin arasına mesafe koyamadığı PKK ile olan gönül bağı, CHP’li belediyeleri PKK’nın istihdam merkezi haline getirdi. Kandil’de eğitim almış teröristlerin istihdam edildiği İstanbul, Mersin, İzmir gibi CHP’li belediyeler kamu güvenliği için tehdit haline geldi. MERSİN KANDİL’İN İSTİHDAM MERKEZİ OLDU Geçtiğimiz ay İçişleri Bakanlığı, Mersin Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyeleri personeli arasında 33 kişinin PKK/KCK, 5 kişinin FETÖ/PDY ve 2 kişinin de Hizbullah terör örgütü mensubu olduğu gerekçesiyle gözaltına alındığını, 14 kişinin adli makamlarca tutuklandığını ayrıca PKK/KCK terör örgütü içerisinde faaliyet yürütmekte iken ölen ya da terör suçlarından tutuklu/hükümlü bulunan şahısların yakınlarından 33 kişinin halen Mersin Büyükşehir Belediyesi’nde çalıştığını açıklamıştı. MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz ise , ‘Türkiye için milli güvenlik sorunudur’ dediği Vahap Seçer’in geciktirilmeksizin Mersin Büyükşehir Belediye Başkanlığından el çektirilmesi gerektiğini ifade etmişti. https://twitter.com/olcaykilavuz/status/1573396660570521604?s=46&t=sVBa3qfPISRbuQ6yIZZyIA İBB’DE PKK OPERASYONLARI Mersin’den hemen önce ise yine CHP’li İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde yapılan PKK operasyonları Türkiye gündemini sarsmıştı. Kandil’de silahlı eğitim almış teröristlerin ve PKK’nın sözde Diyanet oluşumu DİAYDER hocalarının İBB’de işe alındığının ortaya çıkması üzerine İçişleri Bakanlığı tarafından İBB’ye soruşturma başlatılmıştı. TERÖRİSTLER İBB’DEN YAKA PAÇA ALINDI İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde (İBB) Sosyal Hizmet Uzmanı olarak görev alan 30 yaşındaki Şafak Duran‘ın, terör örgütleriyle bağlantısı tespit edildi. Duran’ın bu bağlantısı ise 2016 yılında Şırnak’ta PKK/KCK terör örgütü üyelerinden elde edilen dokümanlardan belirlendi. PKK KAMPINDA SİLAH TUTTU Dokümanlarda Duran’ın kırsal alanda elinde uzun namlulu silahla çekilmiş fotoğrafları ve diğer teröristlerle beraber yer aldığı kareler görüldü. İBB BİNASINDA GÖZALTINA ALINDI Gelişmelerin üzerine harekete geçen güvenlik güçleri geçen aylarda İBB’ye ait olan bir binaya operasyon düzenledi. Terörist Duran, çalıştığı binada gözaltına alınarak emniyete götürüldü. İZMİR BÜYÜKŞEHİRDE PKK’LI YÖNETİCİLER CHP ile PKK’nın istihdam işbirliğini gözler önüne seren bir olay da İzmir’de yaşanmıştı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde Sosyal Projeler Dairesi’nde görev yapan ve silahlı terör örgütü PKK/KCK’nın mali yapılanmasında yöneticilik yapan Mustafa Demir, İzmir’de saklandığı evde geçtiğimiz ay yakalanmıştı. Mustafa Demir, Diyarbakır’da HDP yönetimindeki Kayapınar Belediyesi’nde Başkan Yardımcılığı ve Özel Kalem Müdürlüğü görevlerinde bulundu. 2013’te yapılan KCK operasyonuyla gözaltına alındı ancak serbest bırakıldı. Devlet memuru kadrosunda olan Demir, 2019 seçimlerinden sonra Çiğli Belediyesi’ne geçiş yaptı. Bu süreçte Ekim 2019’da İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’i de ziyaret eden Demir, fotoğraflı bir paylaşım yaparak, “Güleryüz ve samimiyetinden dolayı başkanımıza teşekkürler” notunu düştü. Demir, 2020 yılı sonlarında Büyükşehir Belediyesi’ne transfer oldu. Teknisyen olduğu belirtilen Demir, Sosyal Projeler Daire Başkanlığı’nda görevlendirildi. ‘KARAYILAN TALİMATI’ Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturmada yapılan ilk açıklamada, terör örgütü adına ekonomik-mali alan yapılanmasına bağlı olarak banka hesap hareketleri ve MASAK analiz raporları, tanık beyanları, dijital araştırma sonuçları ve HTS analiz raporlarının incelendiği kaydedilmişti. Zanlıların, terör örgütünün gerek örgütsel faaliyetlerinde kullanılmak gerekse de öldürülen ya da yaralanan terör örgütü mensuplarının ailelerine yardımda bulunmak amacıyla örgüt adına mali kaynak temin ederek örgütsel faaliyette bulunduklarına dair deliller elde edildi. Şüphelilerin PKK/KCK’nın ekonomik yapılanmasında yer aldıkları, örgüt adına kara para akladıkları ve örgüt elebaşlarından Murat Karayılan’ın talimatlarıyla hareket ettikleri de iddialar arasında yer aldı.

1 yıl önce

750 bin TL’yi cebe atan İsmail Saymaz, Ekrem İmamoğlu’nun İBB’de istihdam ettiği PKK/KCK’lı Muharrem Kılıç’ı savundu

CHP’li Ekrem İmamoğlu’nun başı İBB’ye istihdam ettiği teröristlerle dertte. İçişleri Bakanlığı’nın İBB’deki terör teftişinden sonra 2 defa basın açıklaması yapan İmamoğlu, kendini aklamak için türlü yollara başvuruyor. BEGESEL ÇEKTİRDİ İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun İBB’deki terör soruşturmasından aklanmak için yaptırdığı “Gökkubbe” isimli belgesele toplam 4 milyon 250 bin TL ödendiği ve bu paranın 750 bin TL'sini belgeselde rol alan gazeteci İsmail Saymaz'a verdiği basına yansıdı. DİYETİNİ ÖDÜYOR! İmamoğlu’nun kendini aklamak için yaptırdığı belgeselden 750 bin TL alan gazeteci İsmail Saymaz bugünkü yazısında 2014 yılında PKK/KCK terör örgütünün kırsal alanına katılım yapma arayışında iken gözaltına İstanbul Büyükşehir Belediyesi çalışanı Muharrem Kılıç’ı savundu. Saymaz’ın bu zorlama yazısı, İBB’den aldığı 750 bin TL’nin diyetini ödüyor şeklinde yorumlamdı. İSMAİL SAYMAZ’IN SAVUNDUĞU MUHAREM KILIÇ KİMDİR? İBB çalışanı Muharrem Kılıç, 2014 yılında terör örgütü PKK’nın kırsal alan yapılanmasına katılırken gözaltına alındı. 2016 yılında terör örgütü PKK ile irtibatlı olduğu tekrar ortaya çıkan İBB çalışanı, 2017 yılının Kasım ayında PKK’nın şehir yapılanması YPS’ye yapılan operasyonda Diyarbakır’da gözaltına alındı.

1 2 3