28 Mart Perşembe 2024
2 yıl önce

İslam İşbirliği Teşkilatı Temsilciler Komitesi, İsrail'e karşı uluslararası toplumu harekete geçmeye çağırdı

İsrail'in Filistin'deki saldırganlığı konusunda toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Temsilciler Komitesi, uluslararası kamuoyu ile Birleşmiş Milletler'i (BM) harekete geçmeye çağırırken İsrail'in işlenen suçlardan sorumlu tutulması çağrısında bulundu. Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre; Türkiye'nin girişimiyle 11 Mayıs'ta Cidde'de toplanan İİT Temsilciler Komitesi, 5 konuda mutabık kaldı. İsrail saldırganlığını kınayan komite, uluslararası topluma Filistinlilere uluslararası koruma sağlanması ve İsrail’in işlediği suçlardan sorumlu tutulması çağrısını yaptı. BM Güvenlik Konseyi ve BM organları göreve davet edilirken uluslararası topluma da harekete geçme çağrısı yapıldı. 'Türkiye'nin sunduğu üç öneri konusun da mutabık kalındı' İsrail yargısının Filistin'le ilgili aldığı tüm kararları da geçersiz ilan eden komite, toplantı sırasında Türkiye'nin sunduğu üç öneri konusunda da mutabık kaldı. Türkiye, İİT Dışişleri Bakanları Konseyi veya İcra Kurulu'nun en yakın sürede toplanması ile BM Genel Kuruluna acil toplantı çağrısında bulunma önerisi getirdi. Bir diğer öneri ise Filistin’e bir uluslararası koruma gücü gönderilmesi dahil bir koruma mekanizmasının kurulmasına yönelik çabaların hızlandırılması amacıyla BM’deki İİT grubunun harekete geçmesi oldu.

2 yıl önce

"Türk Hava Yolları ve büyük holdinglerle işbirliği" iddiasına yanıt!

Engin Sigorta tarafından yapılan açıklamada şu ifdelere yer verildi: "1996 yılında Gaziosmanpaşa'da kurulmuş, 25 yıldır aynı yerde ticari faaliyetlerini sürdüren, ülkemizin önde gelen şirketlerinin acenteliklerini bünyesinde barındıran ve gerek ciro gerekse personel kapasitesi bakımından sigorta acente sektöründe orta ölçekte sayılabilecek bir sigorta acentesiyiz. Kurucumuz sayın Süleyman Soylu'nun siyasi kimliği dolayısıyla, kaynağı ve maksadı belli ancak temelsiz iddialarla siyaset gündemine çekilmeye çalışıldığımız daha önce de vaki olmuştur. Sayın Soylu'nun AK Parti Genel Başkan Yardımcısı olduğu 2014 yılında, FETÖ kaynaklarının servis ettiği, bir muhalefet milletvekilinin de meclise soru önergesiyle getirdiği 'THY uçaklarının sigorta işlemlerini yaptığı' gibi mesnetsiz, mesnetsiz olduğu kadar sektör işleyişine de aykırı bir iddiaya ne yazık ki konu edilmiş, bu asılsız iddialarla ilgili gerekli açıklamayı kamuoyu ile paylaşmıştık. Son günlerde yine aynı kaynaktan beslendiği ve aynı hedefe yöneldiği anlaşılan provakatif bir gündem çalışmasının öznesi haline getirilmeye çalışılmakta olduğumuzu üzülerek izliyoruz. Bu iddialara kesin ve net bir cevap olması için paylaşmak isteriz ki; Engin Sigorta ve Aracılık Hizmetleri'nin ne Türk Hava Yolları ile ne de ülkemizin büyük holdingleri ile hiçbir ticari bağı, ilişkisi, herhangi bir sigorta ilişkisi, geçmişte olmadığı gibi bugün de söz konusu değildir. Sigortacılık tekniği gereği, yaptığımız bütün işlemler, ana şirketlerin dijital altyapıları üzerinden gerçekleşmekte olup, tüm acente olduğu gibi bizim işlemlerimiz de bu sistemlerde kayıt altındadır. İddia sahipleri gerekli başvuruları yaparak iddiasını ispat imkanına sahiptir ve bununla mükelleftir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur."

2 yıl önce

İslam İşbirliği Teşkilatı'ndan BM'ye müdahale çağrısı: Mescid-i Aksa'ya baskınlar karşısında sorumluluk üstlenin

İslam İşbirliği Teşkilatı'ndan (İİT) yapılan yazılı açıklamada, İsrail'in Mescid-i Aksa'nın avlusunda ibadet edenlere yönelik mükerrer saldırıları kınandı. Bu eylemlerin, işgalci güç İsrail'in, Kudüs'teki tarihi ve hukuki statükoyu değiştirme girişimleri çerçevesinde gerçekleştiği kaydedilen açıklamada, bunun uluslararası hukuku, Cenevre Sözleşmelerini ve BM kararlarını ihlal etmek anlamına geldiği aktarıldı. İİT, bu sistematik saldırıların tüm sorumluluğunun İsrail hükümetine ait olduğunu belirtti. İİT, BMGK başta olmak üzere uluslararası toplumu bu ihlallere son verilmesi için sorumluluklarını üstlenmeye ve barışın sağlanması adına siyasi bir sürecin başlatılması için çalışmaya çağırdı. Mısır'dan kınama Öte yandan Mısır, İsrail polisi korumasındaki fanatik Yahudilerin Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlemesine tepki gösterdi. Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, "Bakanlık, İsrail polisi korumasındaki fanatik İsrailliler tarafından Mescid-i Aksa'ya yönelik ihlallerini yinelenmesini kınıyor." ifadesine yer verildi. Kahire'nin bu ihlalleri tamamen reddettiği kaydedilen açıklamada, dünyanın farklı yerlerindeki Müslümanlar nezdinde çok önemli bir yere sahip olan Mescid-i Aksa'ya zarar verilmesi konusunda Mısır'ın her zaman uyarıda bulunduğu aktarıldı. Açıklamada ayrıca, iki devletli çözüm çerçevesinde yasal referanslar, uluslararası kararlar ve meşruiyet temelinde askıya alınan müzakere sürecinin yeniden başlamasının önemi vurgulandı. Mescid-i Aksa'da yaşananlar Sabah saatlerinden itibaren 1500'ü aşkın fanatik Yahudi, İsrail polisi korumasında, sözde Süleyman Mabedi'nin yıkılışının yıl dönümü olarak kabul ettikleri ve "Tişa BeAv" adını verdikleri matem günü dolayısıyla Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlemişti. Fanatik Yahudilerin baskınlarına karşı tepki gösteren Filistinliler ile İsrail polisi arasında Harem-i Şerif'te olaylar yaşanmıştı. Plastik mermi ile göz yaşartıcı gaz kullanan İsrail polisi, çok sayıda Filistinliyi gözaltına almıştı. Mescid-i Aksa'nın içinde bulunduğu Eski Şehir bölgesinin tüm kapılarına bariyerler kuran İsrail polisi, ayrıca Harem-i Şerif'e 40 yaş altı Filistinlilerin girişine de izin vermemişti.

2 yıl önce

CHP ve Benenson Strategy Group’un “Afgan videoları” işbirliği!

Eski ABD Başkanı Obama’ya seçim kazandıran Benenson Strategy Group (BSG) ile anlaşma yapan CHP, ajansın yönlendirmesiyle son dönemde sosyal medyadaki etkinliğini artırdı. Özellikle Z kuşağı ile etkileşim sağlama konusunda başarısını Barack Obama’ya iki seçim kazandırarak kanıtlayan BSG’nin Türkiye faaliyetleri ise, Z kuşağının CHP’ye yönlendirilmesi ana fikrine dayanıyor. Organize suç örgütü elebaşı Sedat Peker’in her paylaşımında üstüne basa basa “40 yaş altı size sesleniyorum” demesinin ardında da BSG’nin olduğu biliniyor. CHP’de seçimlerin koordinasyonunu yürüten İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, BSG ile yapılan anlaşmayı şöyle açıklamıştı: “Artık iletişim, strateji, siyasi mesajlar oluşturma, toplumu analiz etme, öncelik ve tercihlerini saptama vb. konular, global düzeyde ve bilimsel konular. Şu anda, saha çalışmaları büyük ölçüde bitti. BSG’nin, çok farklı araştırma, sorgulama, mesaj oluşturma, yöntemleri var. Bu konuda, sadece ABD’de değil, 30 dolayında ülkede, çok başarılı çalışmalar yapmışlar.” AFGAN VİDEOLARININ ALTINDA BSG VAR Çalışmalarını CHP Genel Merkezi’nde yürüten BSG, son dönemde Türkiye’de gündemden düşmeyen, sınırlardan Afgan geçişleri ve mültecilerde nefret uyandırmayı amaçlayan pek çoğu kurgu olan videoların da arkasındaki isim. Bu videolar vasıtasıyla Z kuşağının dikkatini çeken “mülteci sorunu” sosyal medyada çok farklı boyutlara taşınıyor. Yakın zamanda açılan “Sığınmacı Gündemi” gibi pek çok Twitter hesabının BSG tarafından açıldığı, günde en az 10 defa sığınmacı videoları yayınlayan “Muhbir”, “Aykırı” gibi hesapların da ajansın yönlendirmesiyle CHP Genel Merkezi tarafından fonlandığı iddia edildi.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelere seslendi: Tuzaklara düşmememiz gerekiyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı Gençlik Forumu 4'üncü Genel Kurulu'na video mesajla katıldı. Genel Kurulun başarılı geçmesini dileyen, gençler ve tüm İslam alemi için hayırlara vesile olmasını temenni eden Erdoğan, İslam dünyasının farklı köşelerinden bizzat veya çevrim içi olarak Genel Kurul'a katılan gençlere seslendi. İnsanlık tarihinin en çalkantılı dönemlerinden birine şahitlik edildiğini belirten Erdoğan, dünya gündemini sürekli meşgul eden güvenlik sorunları, terör faaliyetleri ve salgın hastalıkların, özlemi çekilen huzur ortamının tam anlamıyla sağlanmasına izin vermediğini söyledi. İnsanlığın tamamını tehdit eden bu sorunların, maalesef en çok da İslam coğrafyasında derin izler bıraktığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: "Suriye'den Afganistan'a geniş bir coğrafyada çatışmalarla, göçle, yoksullukla ve hastalıklarla boğuşan Müslümanlar, bir taraftan da özellikle Batı toplumunda yükselen İslam düşmanlığı ve kültürel ırkçılıkla mücadele etmek zorunda kalıyor. Hemen her gün, güya demokrasinin beşiği olarak gösterilen ülkelerde, inancı, başörtüsü, kılık-kıyafeti sebebiyle tacize uğrayan, ayrımcılığa maruz kalan bir kardeşimizin haberini alıyoruz. Aynı şekilde, ülkelerindeki istikrarsızlıktan dolayı göç ederken çölde veya denizde hayatını kaybeden mazlumların acısıyla yüreğimiz dağlanıyor. Bir tarafta açlığın, savaşın ve aşırı yoksulluğun olduğu, diğer tarafta lüksün, sefahatin, sömürünün hüküm sürdüğü bu adaletsiz düzenin daha fazla devam etmesi mümkün değildir." "HİÇBİRİMİZİN BU KÖTÜ GİDİŞATI UZAKTAN SEYRETME LÜKSÜ YOKTUR" Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin her zeminde ve her fırsatta "Dünya beşten büyüktür." diyerek küresel adaletsizliğe dikkati çektiğini vurgulayarak "Emr-i bil maruf ve nehy-i anil münker ile emredilmiş insanlar olarak hiçbirimizin bu kötü gidişatı uzaktan seyretme lüksü yoktur. Müslümanlar, hem kendi huzur ve esenlikleri hem de bütün insanlığın güvenlik ve geleceği adına artık sorumluluk üstlenmeli, şahit oldukları adaletsizlikler karşısında seslerini daha fazla yükseltmelidir." dedi. Bunun yolunun da öncelikle İslam kardeşliğini tesis etmekten, emperyalistlerce sürekli harlanan fitne ateşini söndürmekten geçtiğini belirten Erdoğan, "Vahdet olmadan rahmet olamayacağını hepimiz gayet iyi biliyoruz. Aynı mukaddes kitaba inanan, aynı Peygamberin ümmeti olan, her gün 5 defa aynı kıbleye yönelen gönüllere set çekilemeyeceğinin de farkındayız. Müslümana yakışan basiret ve ferasetle hareket ederek emperyalistlerin bizleri çekmek istedikleri tuzaklara düşmememiz gerekiyor." diye konuştu. "HAK VE ADALET MÜCADELESİNDE, HUKUK VE MEŞRUİYETTEN ASLA SAPMAMALIYIZ" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu kutlu mücadelede, herkese, özellikle de istikbalin teminatı Müslüman gençlere çok önemli görevler düştüğünü vurgulayarak şunları kaydetti: "İhtilafları değil, ittifakları, husumeti değil, muhabbeti güçlendirmeliyiz. Müslümanlığımızın, kardeşliğimize verdiğimiz önem kadar olduğunu hiçbir zaman unutmamalıyız. Hem kendimiz hem de mazlumlar adına yürüttüğümüz hak ve adalet mücadelesinde, teröre bulaşmamalı, şiddete prim vermemeli, hukuk ve meşruiyetten asla sapmamalıyız. Mescide girdiğinde 'zikir halkası' yerine 'ilim halkasına' oturmayı tercih eden bir Peygamber'in ümmeti olarak ilmi ve akademik çalışmalara öncelik vermeyi sürdürmeliyiz. Sizleri siyasette, akademide, sporda, ticari ve sosyal hayatta çok daha aktif rollerde görmek istiyoruz. Hiç kimsenin aramıza girmesine etnik, mezhebi veya kültürel farklılıklar üzerinden sizleri bölmesine müsaade etmemenizi bekliyorum. Sizlerin gayreti, sizlerin samimi çaba ve dualarıyla ümmetin yarınlarının bugünlerinden çok daha iyi, daha müreffeh olacağına inanıyorum. Rabb'im hepimizin, hepinizin yardımcısı olsun diyorum. Sizlerden ülkelerinize döndüğünüzde tüm vatandaşlarınıza, özellikle genç kardeşlerime selamlarımı iletmenizi rica ediyorum."

2 yıl önce

Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda konuşan Çavuşoğlu: Bugün, her zamankinden daha entegreyiz

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Asya'nın sadece bir üretim merkezi olarak değil, en büyük tüketici pazarı olarak da yükseldiğini belirterek, "İslamabad-Tahran-İstanbul Koridorunu memnuniyetle karşılıyoruz. Başta Zengezur Koridoru olmak üzere, Güney Kafkasya'da kara ve demir yolu bağlantılarının kurulma kararından memnuniyet duyuyoruz." dedi. Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda konuşan Çavuşoğlu, Aşkabat Zirvesi'nin çok önemli bir zamanda yapıldığını kaydetti. Çavuşoğlu, yaklaşık 2 yıldır yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadele edildiğini ve küresel zorluklara karşı her zaman etkin çok taraflılık gösterdiklerini belirterek, buna rağmen bunu gerçeğe dönüştürmekte yetersiz kalındığını dile getirdi. Salgın ve gerekli ekonomik toparlanma gibi zorluklara entegre bir bölgesel yanıta sahip olmak için EİT'den yararlanmaları gerektiğine vurgu yapan Çavuşoğlu, 14. EİT Zirvesi'nde "Kovid-19 sonrası ekonomik iş birliğine" odaklanma kararı aldıklarını söyledi. Çavuşoğlu, odaklandıkları bir diğer önemli alanın da bölgesel ticaret ve bağlantılar olduğuna dikkati çekti. Küresel tedarik zincirlerinde tarihi değişimler yaşandığını kaydeden Çavuşoğlu, "Asya, sadece bir üretim merkezi olarak değil, aynı zamanda en büyük tüketici pazarı olarak da yükseliyor. Bu hepimiz için önemli fırsatlar sunuyor. EİT, Asya ve Avrupa arasında bir ticaret ve ekonomik iş birliği köprüsü olarak hareket etmelidir." dedi. Çavuşoğlu, bu nedenle "ulaşım ve lojistik koridorlarına" odaklanmaları gerektiğine işaret ederek, "Küresel ticaretten ancak bölgesel ticareti ve bağlanabilirliği iyileştirebilirsek daha fazla faydalanabiliriz." diye konuştu. İslamabad-Tahran-İstanbul Koridorunu memnuniyetle karşıladıklarını kaydeden Çavuşoğlu, başta Zengezur Koridoru olmak üzere, Güney Kafkasya'da kara ve demir yolu bağlantılarının kurulması kararından memnuniyet duyduklarını ifade etti. Çavuşoğlu, iş birliğini geliştirmeleri gereken bir diğer alanın da turizm olduğuna dikkati çekerek, EİT bölgesinin doğal ve tarihi güzellikleri ile önemli bir turizm destinasyonu olma potansiyeline sahip olduğunu belirtti. Bakan Çavuşoğlu, Türkiye'de başlatılan "güvenli turizm" girişiminin oldukça başarılı olduğunun altını çizdi. Birleşmiş Milletler (BM) Dünya Turizm Örgütünün 2023'teki Genel Kurul toplantısının yapılacağı yer olarak Semerkant'ın adaylığını da desteklediklerini belirten Çavuşoğlu, misyonlara Semerkant'ı desteklemeleri konusunda talimat verdiğini ve Semerkant'ın seçilmesinin bölge için önemli bir başarı olacağını söyledi. "EİT'Yİ SONUÇ ODAKLI BİR YAPIYA DÖNÜŞTÜRMEK İÇİN DAHA ÇOK ÇALIŞMAMIZ GEREKİYOR" Çavuşoğlu, Türkiye'nin başkanlığı süresince EİT'yi daha etkin bir organizasyona dönüştürmek için çalıştıklarını, bütçe sorunlarını çözmeye ve personel yapısını daha dengeli hale getirmeye odaklandıklarını kaydetti. Çavuşoğlu, "EİT'yi sonuç odaklı bir yapıya dönüştürmek için daha çok çalışmamız gerekiyor. EİT Vizyon 2025'in uygulanması bunun için hayati önem taşımaktadır." dedi. EİT Vizyon 2025 Ara Dönem Değerlendirmesindeki bulgulara katıldıklarını kaydeden Çavuşoğlu, "Türkiye, başından beri Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Ticaret Anlaşması (ECOTA) kapsamındaki taahhütlerini yerine getiriyor." ifadelerini kullandı. Çavuşoğlu, anlaşmanın 100 milyar dolarlık ticaret hedefine ulaşmalarına vesile olduğunu belirterek, herkese buna destek olma çağrısında bulundu. Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Ticaret ve Kalkınma Bankasının (ECOBANK) desteğe ihtiyaç duyan bir diğer önemli kurum olduğunu aktaran Çavuşoğlu, bankanın kurumsal ve finansman kapasitesini artırmaları gerektiğini belirtti. Çavuşoğlu, tüm üyeleri bankaya katılmaya davet etti. Çavuşoğlu, öte yandan BM Sınai Kalkınma Örgütünün (UNIDO) Küresel Sürdürülebilir Enerji Merkezleri Ağı'nın bir parçası olarak Azerbaycan'da EİT Temiz Enerji Merkezi'nin kurulması konusunda varılan anlaşmayı da memnuniyetle karşıladıklarını dile getirdi. "BUGÜN, HER ZAMANKİNDEN DAHA ENTEGREYİZ" Aşkabat Zirvesi'nin 28 Kasım'da yapılacağını kaydeden Çavuşoğlu, "29 yıl önce o gün 7 yeni üyeyi ağırladık. Bugün, her zamankinden daha entegreyiz. Kabul edeceğimiz belgelerin entegrasyonumuzu pekiştireceğine inanıyorum." dedi. Çavuşoğlu, "Tarihi ticaret yollarının ve kültür merkezlerinin kalbinde yer alan EİT'nin daha aktif ve sesli olması gerektiğine inanıyorum. Bunu başarmak için daha çok çalışmalıyız." ifadesini kullandı.

2 yıl önce

İslam İşbirliği Teşkilatı buluşması... Cumhurbaşkanı Erdoğan: Ülkemiz yeni bir göç akınını karşılayamaz

 İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasından satırbaşları: Sizleri ülkemizde ağırlamaktan memnuniyet duyuyorum. Konferansın ana temasının 'Paylaşım, vicdan ve İslam, Filistin, göç ve Afganistan' olarak belirlenmesini isabetli buluyorum. İnsanlık olarak son 2 yıldır şimdiye kadar 5 milyona yakın kişinin hayatına mal olan büyük bir salgınla mücadele ediyoruz. Aralarında sevdiklerimizin de olduğu pek çok vatandaşımızı kaybettik. Mevladan bizi bu virüs musibetinden bir an önce kurtarmasını niyaz ediyorum. Salgın dönemde insanı merkeze alan bir yaklaşım sergiledik. Her fırsatta insanlığa demokrasi, hak ve hukuk dersi verenler kendi sınırları dışındaki dramlara kulaklarını tıkarken elimizdeki tüm imkanları dost ve kardeş ülkelerle paylaşmaya hassasiyet gösterdik. 160 ülkeye yardım ulaştırdık. 11 ülkeye aşı tedarikinde bulunduk. Yerli aşımız Turkovac için acil kullanım onayına kısa süre önce başvurduk. Bir an önce neticelendirmeyi arzu ediyoruz. İŞGAL, ŞİDDET POLİTİKALARINDA ISRAR ETMENİN ARTIK KİMSEYE BİR FAYDASI YOKTUR Filistin meselesi hepimizi bir araya getiren yapı taşlarından birisidir. Kudüs davası yalnızca Filistin'deki bir avuç cesur Müslümanın davası değildir, İslam aleminin ortak davasıdır. Filistin davası gündemimizin en üst sıralarında yer almayı sürdürüyor. Batı Şeria'da tek taraflı uygulamalar günden güne artıyor. Filistinli kardeşlerimizin sokak ortasında infaz edildiğini görüyoruz. Gazze'ye yönelik haksız abluka da devam ediyor. Filistin'i nefessiz bırakan bu politikalar Filsitinli kardeşlerimizin şanlı direnişi sayesinde şimdiye kadar hedefine ulaşamamıştır. Bir avuç fanatik dışında ne İsrail'e ne de bölge halkına faydası olmamıştır. İşgal, şiddet politikalarında ısrar etmenin artık kimseye bir faydası yoktur.  Biz asla acılar ve ölümler arasında ayrım yapmadık, yapmıyoruz. Ne suretle olursa olsun bir halkın ötekileştirilmesini asla kabul etmiyoruz. Zulüm kimden gelirse gelsin karşı durmak bizim inancımızın bir gereğidir. Kudüs'ü 400 yıl boyunca adaletle yöneten ecdadın torunları olarak Filistin'de zulüm görmek istemiyoruz. Doğu Kudüs'ün statüsüne yönelik hassasiyetimizi kararlılıkla sürdürüyoruz.  Önümüzdeki dönemde bölgemizde barış ikliminin güçlenmesini bizim atacağımız adımlar belirleyecektir. Uluslararası sistemdeki engellere rağmen Filistin davasının dünya gündeminde hakettiği yere getirilmesi için gayretlerimizi sürdürmeliyiz. Filistinlilerin de kendi aralarındaki tefrikayı sonlandırmaları yürütülen çalışmaların başarıya ulaşması için son derece önemlidir. Beklentimiz Filistinli kardeşlerimizin birliğini güçlendirerek bu sürece destek vermeleridir. ÜLKEMİZ YENİ BİR GÖÇ YÜKÜNÜ KALDIRAMAZ Afganistan'ın kalıcı barışa kavuşması temennimizdir. Şu anki zor kış şartlarında Afgan kardeşlerimize yönelik insani yardımların sürdürülmesi öncelik taşıyor. Devam eden siyasi süreçte içimize sinmeyen özellikle kapsayıcılık noktasında eksik bulduğumuz hususlar vardır. Tavsiyelerimizi net biçimde muhattaplarımıza iletiyoruz. Afganistan'ın tekrar çatışmaya sürüklenmemesi için gayretlerimizi devam ettiriyoruz. Afganistan'daki gelişmelerin göç akını riskini arttırdığı malumunuzdur. 3.6 milyonu Suriye'den gelenler olmak üzere yaklaşık 5 milyona yakın yabancıya ev sahipliği yapan ülkemiz yeni bir göç yükünü kaldıramaz. Göç ve mülteciler meselesinde asıl yükü sesi çok çıkan Batılı ülkelerden ziyade bizim gibi ülkeler çekiyor.  Batı dünyası hep üç maymunu oynadı. Aylan bebeğin hepimizin yüreğini dağlayan dramları karşısında yine bir şey yapmayan bunlardır. DEAŞ'la mücadele kılıfı altında PKK, YPG gibi terör örgütlerini desteklemekten çekinmediler. Yardım sözlerinin önemli kısmını yerine getirmediler. Suriye'de bir milyona yakın kişi hayatını kaybetmişse bunda rejim ve terör örgütlerinin saldırıları kadar batı dünyasının riyakarlığının da payı vardır. Hem Batılı ülkelerin vicdansızlığının faturasını masum Suriyeli kardeşlerimiz ödemiştir. İSLAM DÜŞMANLIĞI İLE MÜCADELE Müslümanlar olarak sadece koronavirüsle değil giderek yükselen İslam düşmanlığı ile de mücadele ediyoruz. Müslümanlar özellikle Müslüman kadınlar başta olmak üzere ırkçı politikaların mağduru oluyor. Batı ülkelerinde nefret söylemleri günlük hayatı da esir alıyor. Sokakta, iş yerinde, pazarda, markette ırkçıların saldırısına uğrayan bir vatandaşımızın haberini alıyoruz. Farklılıklarımız, görüş ayrılıklarımız olabilir. Bize düşen safları büyütmektir. Ümmetin yarınlarının bugünlerinden çok daha iyi olacağına inanıyorum. 

2 yıl önce

Projeleri suya düştü! Yeni alternatiflere yöneldiler: Türkiye'yle işbirliği yapmalıyız

ABD'nin EastMed projesinden desteğini çekmesinin ardından İsrail basını, İsrail'in Türkiye'nin de dahil olduğu alternatiflere yönelmesini istedi. İsrail basını "Rotayı yeniden hesaplamanın zamanı geldi" başlığıyla çarpıcı bir analiz yazısı yayınladı. ABD'nin desteğinin geri çekmesinin projeye dahil olan ülkeleri hayal kırıklığına uğrattığını yazan İsrail basını, yeni alternatiflere işaret etti. Sahadaki gerçeklik sebebiyle ABD'nin kararına şaşırılmaması gerektiği ifade edilen haberde projenin gaz hattının döşenmesinin teknolojik programlaması, değişken enerji fiyatları, jeopolitik çatışmalar, fosil yakıtlara karşı tutum ve enerji şirketlerinin istekliliği gibi önemli zorluklarla karşı karşıya olduğuna dikkat çekildi. Haberde ABD'nin Hint-Pasifik bölgesinde artan Çin etkisini kontrol altına almak için Doğu Akdeniz'de istikrar sağlayıcı bir strateji izlediği belirtildi. YENİ ALTERNATİFLERE YÖNELDİLER: TÜRKİYE'YLE İŞBİRLİĞİ YAPMALIYIZ ABD'nin EastMed kararının İsrail'i alternatif bir plan düşünmeye ittiği ve Ankara'dan gelen olumlu sinyaller ışığında Türkiye ile işbirliği olasılığının incelenmesi gerektiği ifade edildi. Doğu Akdeniz'deki münhasır ekonomik bölge alanındaki durumun karmaşık olduğu vurgulanan haberde gaz ihracatı alanında Türkiye'yi de içine alan bölgesel işbirliğine zemin oluşturulmalı denildi.

1 2 3 4