29 Mart Cuma 2024
2 yıl önce

Katar: Kabil'deki havaalanına teknik destek konusunda Türkiye ile iletişim halindeyiz

Bakan ayrıca, havaalanını mümkün olan en kısa sürede yeniden faaliyete geçirmek için Taliban ile birlikte çalıştıklarını söyledi. El Sani, Katar'da bulunan İngiliz mevkidaşı Dominic Raab ile yaptıkları görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. "Karzai Havaalanının yeniden açılması için çok çalışıyoruz" Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı'yla ilgili değerlendirme sürecinde olduklarını kaydeden el Sani, "Çok çalışıyoruz" diyerek, havalimanının mümkün olan en kısa sürede yeniden çalışır hale gelmesine ilişkin iyimser olduklarını dile getirdi. Bakan ayrıca, "Umarım önümüzdeki birkaç gün içinde iyi haberler verebiliriz" ifadelerini kullandı. El Sani, Katar'ın, Afganistan'da uluslararası uzlaşının sağlanması için çaba sarf etmeyi sürdürdüğünü ve Afgan taraflar arasında tarafsız ara bulucu rolünün devam ettiğini vurguladı. Havaalanı, altyapısının büyük bir kısmında oluşan tahribat nedeniyle hizmet dışı. İngiltere: Öngörülebilir gelecekte Taliban'ı tanımayacağız ancak diyaloğa açığız İngiltere Dışişleri Bakanı Raab ise ülkesi ile uluslararası ortakların, Afganistan'daki durumu Katar'la görüşmeye devam ettiğini söyledi. Raab, İngiltere'nin Taliban'ı tanıma ihtimaline ilişkin soruya ise, "Öngörülebilir gelecekte Taliban'ı tanımayacağız ancak diyaloğa açığız" ifadesiyle cevap verdi. Taliban'ın kapsamlı bir hükümet kurma konusundaki taahhütlerine bağlı kalması gerektiğini belirten Raab, Taliban'ın sözleriyle değil eylemleriyle değerlendirileceğini kaydetti. Katar'ın Afganistan'dan tahliye krizi sırasında olağanüstü çaba sarf ettiğini vurgulayan Raab ayrıca ülkesi için önceliğin İngiliz vatandaşlarına güvenli bir geçit oluşturmak olduğunu vurguladı.

2 yıl önce

“Kabil Havalimanı’na ekip gönderdik”

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, NTV canlı yayınında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Çavuşoğlu'nun açıklamalarından satır başlıkları şöyle: Afganistan’da Taliban’ın hükümet kurma çalışmaları var. Taliban Pençşir hariç bölgeye hakim oldu. Buradaki çatışmaların iç savaşa neden olmamasını umuyoruz. Ülkede ekonomik sıkıntı ve açlık var. BM’in gıda stokunun bitmek üzere olduğunu görüyoruz. Bizim de Kızılay’ımız bölgeye yardımlarını yapıyor. Bölgede terör sorunu da var. DAEŞ Horasan orada. Kabil Havalimanı ile ilgili Katar ve ABD ile birlikte çalışıyoruz. AFGANİSTAN HAVALİMANI "Şu anda havalimanına uçaklar inip kalkabiliyor. Bazı uçuşlar yenden başladı. Bazı ülkelerin vatandaşları orada kaldı. Bizim de orada vatandaşlarımız var. Bin 400’den fazla kişiyi tahliye ettik. Bin 60 tanesi bizim vatandaşımız. Sonuçta Kabil Havalimanı yeniden uluslararası uçuşlara açılabilir, pist yenilenebilir, terminal yenilenebilir. Şu an orada 19 teknisyenimiz çalışmalarını sürdürüyor. Ama en önemli konu güvenliği kim sağlayacak? Güvenliği havalimanı dışında Taliban sağlayabilir ancak içerde uluslararası toplumun güvenebileceği bir güvenlik şirketi ya da bir ya da iki devlet sağlamalı. Askeri güç istenmiyorsa, bu işi yapan şirketler var. Orada güvenlik sağlanmalı. Uçaklar uçmak istese bile sigorta şirketleri izin vermez. AFGANİSTAN’DA TÜRKİYE’NİN KONUMU Biz Afganistan’a çok yatırım yaptık, eğitimine yatırım yaptık. Kadınlara çocuklara yatırım yaptık. Sonuçta bizim Afganistan gibi bir ülkeden tamamen çıkmamız yanlış bir karar olur. Birçok ülke büyükelçiliğini geri çekerken, biz de ayrılsaydık doğru olmazdı. Biz ‘her şeyi yönetelim’ demiyoruz, ‘bağlarımızı koparmayalım’ diyoruz. TÜRKİYE TALİBAN'I TANIYACAK MI? Bu konuda aceleci olmamak gerekir. Dünyanın da acele etmemesi gerekiyor. Burada dengeli hareket etmek gerekiyor. Biz Türkiye olarak bu şekilde hareket ediyoruz. Hükümetin kapsayıcı olması gerekiyor. Hükümette sadece Taliban olursa, diğer etnik gruplardan insanlar olmazsa olmaz. Kadınlara yer verilmesi gerekiyor. Sonuçta yarın bir kriz olduğu zaman ülkenin iç savaşa sürüklenmemesi için kapsayıcı bir hükümet gerekir, tüm dünyanın kabul etmesi için de kapsayıcı olması gerekir. Biz bu düşüncelerimizi Taliban’a da doğrudan iletiyoruz. Şu ana kadar atanan kişiler sadece Taliban’a yakın kişiler. Şartlara ve gelişmelere göre hareket edeceğiz” dedi. Hükümet kurma talebine Türkiye’nin davet edildiği sorusuna Çavuşoğlu, “Şu anda bir tutumumuz yok, hükümet kurulmadı ve bize bir davet gelmedi” dedi.

2 yıl önce

ABD Hazine Bakanı Janet Yellen: Tarihi bir mali kriz ortaya çıkabilir!

ABD Hazine Bakanı Janet Yellen'ın The Wall Street Journal gazetesinde konuya ilişkin "Kongre, Borç Limitini Yükselt" başlıklı bir yazısı yayımlandı. Söz konusu yazıda Yellen, ABD'nin yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının neden olduğu krizden çıktığını, ülkenin kendisini bir başka finansal sıkıntıya sokmaması gerektiğini ifade etti. Kongrenin 1960'dan bu yana ülkenin borç limitini yaklaşık 80 kez yükseltti veya askıya aldığını anımsatan Yellen, bunun tekrar yapılması gerektiğini aksi halde Hazine Bakanlığının nakit dengesinin yetersiz seviyeye düşeceğini ve federal hükümetin borçlarını ödeyemeyeceğini aktardı. Yellen, "ABD hiçbir zaman temerrüde düşmedi. Ülkenin temerrüde düşmesi, devam eden halk sağlığı acil durumunun zararını artıracak tarihi bir mali krizi tetikleyebilir." değerlendirmesinde bulundu. Temerrüdün faiz oranlarında ani bir artışı, hisse senedi fiyatlarında keskin bir düşüşü ve diğer finansal çalkantıları tetikleyebileceğine dikkati çeken Yellen, "Mevcut ekonomik toparlanmamız resesyona dönüşebilir. Bu krizden kalıcı olarak daha zayıf bir ulus olarak çıkabiliriz." ifadesini kullandı. Yellen, Kongre üyelerinin borç limitini bir kez daha ele alacaklarından emin olduğunu belirtti ancak hızlı hareket edilmesi gerektiğini vurguladı. ABD Hazine Bakanı Yellen, 8 Eylül'de ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'ye yönelik bir mektup kaleme almış ve söz konusu mektupta federal hükümeti geçici olarak finanse etmeye yönelik önlemlerin ne kadar süreceğinin belirsiz olduğunu belirterek, borç limiti konusunda en kısa sürede harekete geçmesi için Kongre'ye çağrıda bulunmuştu.

2 yıl önce

Türkiye, Kabil'deki bombalı saldırıyla ilgili taziye mesajı yayımladı

Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Kabil'deki Eidgah Camisi girişinde cenaze namazı sırasında meydana gelen bombalı saldırıda can kayıplarının ve yaralanmaların olduğunun büyük üzüntüyle öğrenildiği belirtildi. Açıklamada, "Bu menfur ve insanlık dışı saldırıda hayatını kaybedenler için başsağlığı, yaralılara ise acil şifalar diliyor, ülkede istikrarın ve güvenliğin bir an evvel tesis edilmesini temenni ediyoruz." ifadesi kullanıldı. Kabil'in Çemen Huzuri bölgesindeki Eidgah Camisi'nin girişinde bombalı saldırı gerçekleştirilmiş, saldırıda 5 kişinin yaşamını yitirdiği, 20 kişinin de yaralandığı belirtilmişti. Görgü tanıkları, saldırının, Taliban sözcüsü ve Taliban yönetiminin "Kültür Bakanı Yardımcısı Vekili" Zabihullah Mücahid'in birkaç gün önce vefat eden annesinin aynı camide yapılan hatim merasimi sırasında gerçekleştiğini ifade etmişti.

2 yıl önce

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: Kabil Havalimanı işletmesi ve düzenli uçuşların başlaması için güvenlik konusundaki beklentilerimizi bir kez daha anlattık

Dışişleri Bakanlığında, Bakan Çavuşoğlu ve Afganistan'dan gelen Taliban heyetiyle görüştü. Görüşme sonrası Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu basın açıklaması yaptı. Çavuşoğlu'nun açıklamalarının satır başları şöyle... "İlgili kurumlarımızla beraber bir görüşme gerçekleştirdik. Bu görüşmede Afganistan'daki son durumla alakalı bilgiler aldık. Acil ihtiyaç olan insanı yardımların ulaştırılması gerekiyor. Şimdi kapsamlı bir yardım paketi için çalışıyoruz. Afganistan ekonomisinin çökmemesi gerekiyor. Bu konuda son gelişmeler hakkında kendilerinden bilgi aldık. Ayrıca terörle mücadele önemli. DAEŞ'in saldırılarını gördük. TALİBAN yönetimine tavsiyelerde bulunduk. Batılılar gibi üstten bakarak emirler değil tavsiyeler verdik. Etnik ve dini gruplardan kişilerinde yönetime dahil edilmesi gerektiğini anlattık. KADINLARIN SOSYAL HAYATTAKİ YERLERİ Kızların eğitimi ve kadınların iş hayatında çalışabilmesi konusundaki tavsiyelerimizi bugün bir kere daha paylaştık. Kadınların, çocukların ve kızların eğitimi konusunda, kadınların iş hayatına katılması konusunda tavsiyeler verdik. Bunları batılı bir ülkenin tavsiyesi olarak görmeyin dedik. İNSANİ YARDIMLAR VE KALKINMA Bizim orada yaşayan vatandaşlarımızla, dönmek isteyen vatandaşlarımızla ilgili konuştuk. TİKA'nın orada ofisi var. Havaalanlarının işletilmesi için özellikle düzenli uçuşların başlatılabilmesi tüm gerekli önlemleri kendilerine anlattık. Şimdi Diyanet İşleri Başkanlığımıza ve diğer kurumlara gidip görüşmeler gerçekleştirecekler. Afganistan'a dönmek isteyen Afgan göçmenler için ellerinden gelen desteği de vereceklerini söylediler. Bundan sonra göç akımı olmaması içinde kendileriyle görüştük." Ayrıntılar birazdan…

2 yıl önce

Aliya İzzetbegoviç'in yakın arkadaşı ve mücadele ortağı Prof. Dr. Cemaleddin Latiç: 3. Dünya Savaşı çıkabilir, Türkiye acilen buraya gelmeli

Bosna Hersek'te Sırp tarafından gelen açıklamalar tansiyonu yeniden yükseltti. Devlet Başkanlığı Konseyinin Sırp üyesi Milorad Dodik, bağımsız ordu, yargı ve vergi düzenlemesine gidecekleri yönünde ayrılıkçı ifadeler kullandı. Bosna savaşının lider kadrosundan ve Bosna Millî Marşı'nın yazarı Prof. Dr. Cemaleddin Latiç, Sırp tarafının gerilimi kasıtlı olarak yükselttiğini ve bölgeyi yeni bir kaosa sürüklemeye çalıştığını söyledi. Latiç "1. ve 2. Dünya Savaşlarının çıkış noktası bu bölge oldu. Şu anda süper güçler bölgeye büyük çaplı yığınak yapıyor. İskeçe, Dedeağaç çıkarmaları, Kosova, Arnavutluk aksında yaşanan kriz, tehlikenin habercisi ve tetikleyici unsurları. Şayet gerilim dozu düşürülemez ise 3. Dünya Savaşı aynı bölgeden çıkar" diye konuştu. BÜYÜK SIRBİSTAN HAYALİ "Sırplar, Montenegro (Karadağ), Kosova, Bosna ve Makedonya'yı içerisine alan coğrafyada Büyük Sırbistan hayali kuruyor" diyen Prof. Dr. Cemaleddin Latiç şöyle devam etti: Bunun için silah ve cephane yığıyorlar. Şu an itibarıyla katliam için yeterli güce sahip değiller. Yakın vade hesapları kaos üretmek ve gerekli zemini oluşturmak. Avrupa ve Rusya'dan taviz koparmaya ve daha fazla destek almaya çalışıyorlar. Batılılara 'Avrupa'nın ortasında Boşnak Müslüman varlığını tehdit olarak gösterip ikna etmeye çalışıyorlar. Rusya ise Putin ile birlikte Pan Slav idealini gerçekleştirmeye çalışıyor. Sırpları da sadık müttefik ve bölgeyi dönüştürmekte etkin araç olarak görüyor. Şayet 92-95 döneminde bugünkü Rusya olsa her şey çok başka olurdu. DEVLET İŞLEMEZ HÂLE GETİRİLİYOR Bosna Hersek'te yönetimin diğer ortağı Sırpların devleti işlemez hâle getirdiğine dikkat çeken Latiç "5 Kasım'da Barış Gücü'nün görev süresi doluyor. Sırp tarafının zamanlaması çok önemli. Çıkarılmak istenen kaosa bu açıdan da bakmak lazım. Şu an devleti işlemez hâle getirdiler. Bir yandan kendi kamuoyunu hazırlıyorlar, diğer yandan Avrupa ve Rusya'dan daha fazla taviz koparmaya, güç yığmaya çalışıyorlar" ifadelerini kullandı. Tartışmaların devam ettiği bölgeye yönelik Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ise aldığı kararla, Bosna Hersek'teki Avrupa Birliği Barış Gücü'nün görev süresini 12 ay daha uzattı. TÜRKİYE GÜCÜNÜ ARTIRMALI Türkiye Gazetesi'nin haberine göre, Mevcut dünya konjektörünün Sırpların lehine olmadığı görüşünü savunan Prof. Dr. Cemaleddin Latiç, Sırp askerlerin korkak olduğuna ve savaşmaktan çok katliam yaparak sonuç almak istediğine vurgu yaptı. Aliya İzzetbegoviç'in yakın arkadaşı ve mücadele ortağı olan Latiç, ayrıca Osmanlıyı yıkan olumsuz gelişmelerinde merkez odağı olarak bölgeyi gösterdi. "Türkiye, bölgede her açıdan gücünü daha fazla hissettirmeli. Burada olmalı" diyen Latiç'e göre Bosna Hersek Halklar Meclisi Başkanlık Divanı Üyesi Bakir İzzetbegoviç'in bu süreçte Türkiye'ye yaptığı ziyaret önemli bir mesaj niteliği taşıyor.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Çocuklarımızı ve gençlerimizi camilerle ne kadar buluşturabilirsek geleceğimize o denli güvenle bakabiliriz

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasından satırbaşları: Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Diyanet İşleri Reisliği olarak geçen teşkilatın önemi ortaya çıkmaktadır. Din işlerinin en sağlıklı şekilde yürütülmesini sağlamaktadır. Bu kurumumuzu başkanlık düzeyine yükselterek yetkilerini genişlettik. FETÖ ile mücadelemizde Diyanet, çok önemli bir yere sahiptir. Salgın döneminde teşkilat mensuplarımızın büyük bir gayretle ifa ettiği hizmetler takdire şayandır. Sosyal medyada sıkça karşılaştığımız din görevlilerimize yönelik yalan, iftira amacı taşıyan kampanyaların asla moralinizi bozmamasını istiyorum. Bugün de yakın coğrafyalarımız başta olmak üzere pek çok yerde benzer sancılar yaşanmaya devam ediyor. Her ne kadar birileri epeyce süre milletimizi dininde uzak tutmak için uğramışsa da hamdolsun başarılı olamadılar. İlahiyet fakülteleri, imam hatip okulları ile camilerde verilen hasbi hizmetlerle milletimiz inancına sarılmıştır. Son dönemde Avrupa'da ortaya çıkan Peygamberimize yönelik saygısızlıklara karşı en güçlü tepki yine bizim milletimizden yükselmiştir. Benzer bir hadise beklemediğimiz şekilde bizim de başımıza geldi. Suriye'de kontrolümüzdeki okullarda dağıtılmak üzere hazırlanan kitaplarda peygamberimizin tasviri olarak yorumlanacabilecek kimi resimlerin olduğu tepsit edildi. Kitapların dağıtımı durduruldu, imha edilmek üzere toplatıldı. Henüz basılmamış başka kitaplar olduğu belirlendi. Yaşanan rezalette sorumluluğu olan herkesle ilgili soruşturma başlatıldı.  Sorumlu olduğum yönetimde ortaya çıkmasından dolayı ziyadesiyle üzüntülüyüm. Bu vahim durum karşısında inşallah gereken hızla yerine getirilecek. Camilerimize sahip çıkmak, ihya etmek temel görevlerimizden birisidir. Bunun yolu ise buraları tekrar eğitimin, ilim ve irfanın merkezi haline getirmekten geçmektedir. Çocuklarımızı ve gençlerimizi camilerle ne kadar buluşturabilirsek geleceğimize o denli güvenle bakabiliriz. Aynı durum vatandaşlarımızın yoğun olarak yaşadığı yurtdışındaki yerler için de geçerlidir. Asıl sorumluluğumuz insanların kalbini ve zihnini allah sevgisi ile aydınlatmaktır. Kimi cahil, gafil birilerinin insanlarımızın zihinlerini bulandırmasına da ancak bu şekilde engel olabiliriz.

2 yıl önce

Diplomatik kaynaklar: Türkiye ile Katar, Kabil Uluslararası Havaalanı’nın ortak işletilmesi için anlaştı

Diplomatik kaynaklara dayandırılan habere göre, Katar ve Türk heyetleri arasında havaalanının iki ülke ortaklığıyla işletilmesine ilişkin çeşitli görüşmelerin yürütüldüğü belirtti. Türk ve Katarlı şirketler arasında bu amaç doğrultusunda ve eşit ortaklık temelinde bir mutabakat zaptı imzalandığına işaret eden kaynaklar, söz konusu ortaklık anlaşmasının ise Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun 7 Aralık'taki Türkiye-Katar Yüksek Stratejik Komite Yedinci Toplantısı için Doha'da bulunduğu sırada yapıldığını aktardı. Son olarak 7 Aralık'ta varılan anlaşma neticesinde, Türkiye'den teknik bir heyetin, Katar tarafıyla koordinasyon kurmak üzere Doha'ya geldiği ifade edildi. Doha'daki görüşmelerin ardından, Türk ve Katarlı yetkililerden oluşan ortak heyetin, bugün Afganistan'ın başkenti Kabil’de olacağı ve havaalanının işletilmesine ilişkin anlaşmayı Afganistan Geçici Hükümeti yetkilileriyle görüşeceği; Afganistan tarafının talep ve beklentileri hakkında bilgi alacağı kaydedildi. Türk-Katar heyetinin, Afganistan tarafıyla yapılacak görüşmenin akabinde durum değerlendirmesi yapması bekleniyor. Türkiye ve Katar tarafından konuya ilişkin henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Afganistan’ın başkenti Kabil’deki Uluslararası Hamid Karzai Havaalanı, denize kıyısı olmayan ülkelerden Afganistan için ana hava bağlantısı olması açısından önemli bir yere sahip. Taliban, eş zamanlı şekilde haziran ayından itibaren şiddetli saldırılarla Afganistan'da birçok ilçeyi, ağustos ayında da vilayet merkezlerini hızla ele geçirmişti. Cumhurbaşkanı Eşref Gani'nin ülkeyi terk etmesi ve hükümet güçlerinin başkentten ayrılmasıyla Taliban, 15 Ağustos'ta başkanlık sarayı ve kamu binalarını ele geçirerek ülkede kontrolü sağlamıştı.

1 2 3 4 5