26 Nisan Cuma 2024
1 yıl önce

Muhalif basın rezaleti 'imam hatibe' mal etmeye çalışarak kara propagandaya kalkıştı: MEB'den resmi açıklama geldi

Bursa’nın Nilüfer ilçesinde bir skandal meydana geldi. Hem bir ilkokul hem de imam hatibin bulunduğu binada mayıs ayında yapılan Anneler Günü etkinliğine dansöz getirildi. İMAM HATİP'TE YAŞANMIŞ GİBİ ALGI YAPILDI Çalı İlkokulu, Çalı Ortaokulu ve Çalı İmam Hatip Ortaokulu’nun aynı binada yer almasından hareketle olayın imam hatip ortaokulunda yaşanmış gibi gösterilmesi, olayın bir kara propagandaya dönüşmesine neden oldu. ETKİNLİĞİN İMAM HATİP İLE İLGİSİ YOK Oysa, ne programın ne organizasyonu yapanların ne de yönetimin imam hatip okuluyla bir ilgisi bulunmuyordu. Resmi açıklamalarla birlikte olayın ilkokul bölümünde yaşandığı, imam hatip ortaokuluyla bir bağlantısının olmadığı ortaya çıktı. MUHALİF MEDYADAN KARA PROPAGANDA Muhalif medya ise fırsatçılık yaparak imam hatip lisesini hedef gösterdi. Yaptığı dezenformasyon ve yalan haberlerle sık sık gündeme gelen muhalif medya kuruluşları, ilkokul okul aile birliği yönetimi tarafından gerçekleştirilen skandal organizasyonu imam hatip lisesine mal etmeye çalıştı. OKUL YÖNETİMİ GÖREVDEN UZAKLAŞTIRILDI Olayın daha sonra medyaya yansıması üzerine ise İl Milli Eğitim Müdürlüğü bir açıklama yaparak hem okul müdürü hem de yönetimini görevden uzaklaştırıldığını belirtti. Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “İlimizdeki bir ‘İmam Hatip Ortaokulu’ hakkında bazı haber sitelerinde yer alan haberlerle ilgili olarak; habere konu olan olayın bahsi geçen okulda gerçekleşmediği, aynı bölgede bulunan başka bir ilkokulda gerçekleştiği tespit edilmiştir. Söz konusu okulun okul aile birliği tarafından sadece kadınlara yönelik olarak ders dışı bir zamanda gerçekleştirilen etkinlikle ilgili okul yönetimi ve okul aile birliği hakkında gerekli inceleme ve soruşturma başlatılmıştır. Okul müdürü hakkında görevden uzaklaştırma tedbiri uygulanmış olup, konu hakkındaki çalışmalar, tüm boyutlarıyla ve hassasiyetle yürütülmektedir.” 'İFTİRANIN HESABI HUKUK ÖNÜNDE SORULACAK' Olayla ilgili bir açıklama yapan Bursa İmam Hatipliler Derneği (BİHMED) açıklamasında ise, 920 öğrencili Çalı İlkokulu Ve Ortaokulu’nun bünyesinde 80 imam hatip ortaokulu öğrencisinin de eğitim gördüğü belirtildi. Olayın bir eğitim kurumunda yaşanmasının kendilerini üzdüğü belirtilen açıklamada, “Yaşanan olayların hiçbir tarafında ve anında okulun bünyesindeki imam hatip okulumuzun, öğrencilerimizin, velilerimizin, imam hatip okul aile birliğimizin en ufak bir dahli, bilgisi ve kusuru olmamasına rağmen, sanki bu yaşananların sorumlusunun imam hatip okulumuzun gösterilmesi, bu milletin değerlerinden uzak hatta bu millete her fırsatta düşmanlık yapanların kinlerinin ve nefretlerinin alçakça dışa vurulmasıdır” denildi. Yaşanan bu olay üstünden imam hatip okullarına atılan bu iftiranın hesabının hukuk önünde sorulacağı ifade edildi. TÜM KESİMLERDEN TEPKİ YAĞIYOR Her üç okulun da öğrencileri, 6-13 yaş grubu arasında bulunuyor; yani öğrencilerin tümünü çocuklar oluşturuyor. Okula gelir kazandırmayı amaçlayan bir programda okulun, eğitimin ruhuna uygun olmayan hatta ortamda çocukların bulunması durumunda daha da ciddi problemlere yol açabilecek bu uygulamaya toplumun tüm kesimlerinden tepki yağıyor. İMAM HATİP DERNEKLERİ OLAYIN TAKİPÇİSİ OLACAK Ülkenin geleceği ve ailelerinin gözbebeği çocukların eğitim gördüğü bir mekanda bunların yaşanmasının kabul edilemez olduğunu belirten imam hatip dernekleri, olayın yakın takipçisi olacaklarını, çocukların zihin dünyasını kirletmeden eğitim alabilecekleri okulların destekçisi olmaya devam edeceklerini ifade ediyor.

1 yıl önce

Firari FETÖ'cünün nerede olduğu ortaya çıktı: Evini kara propaganda üssü olarak kullanıyor

Sosyal medya ve özellikle de YouTube kanalı üzerinden devletin üst düzey bürokratları ve siyasetçilerine yönelik kara propaganda ve dezenformasyon içerikli videolarıyla tanınan Cevheri Güven'in, FETÖ'nün sık izlediği bir rotayı izleyerek yasadışı yollarla Yunanistan'ın Selanik kentine, oradan da Almanya'ya kaçtığı biliniyordu. Ancak Güven'in tam olarak nerede olduğu sır gibi saklanıyordu. FETÖ'NÜN KRİTİK İSMİ OBJEKTİFLERE YAKALANDI Sabah gazetesi, Güven'in Almanya'nın Hessen Eyaleti'nde olduğu bilgisine ulaştı. Bunun üzerine yaklaşık üç ay önce saha çalışmalarına başlanıldı ve Güven'in Hessen'in Babenhausen bölgesindeki bir adreste olduğu belirlendi. Bu tespitin ardından, Güven'in kumpas merkezine dönüştürdüğü evin bulunduğu bölgeye gidildi. Firari FETÖ'cü Güven, ailesiyle birlikte lüks içinde yaşadığı dubleks bir daireden çıktıktan sonra objektiflere yakalandı. PROPAGANDA MERKEZİ Güven, ailesiyle birlikte yaşadığı evi, siyasetçilere ve üst düzey kamu kamu görevlilerine yönelik iftira ve kara propaganda faaliyetlerini yürüttüğü yayın üssü gibi kullanıyor. Edinilen bilgilere göre Güven, 3 yıl oturmaya başladığı dairede çektiği ilk kara propaganda videosunu 23 Ekim 2019'da yayınladı. O günden bu yana tam 253 video çeken Güven'in videoları, firari FETÖ'cüler ve örgütün haber siteleri tarafından algı operasyonunda kullanılıyor. GAZETECİLİK KİSVESİ ALTINDA TETİKÇİLİK Gazeteciliğe Star gazetesinde stajyer muhabir olarak başlayan ve 2004'te FETÖ'nün operasyonel yayın organı "Aktifhaber" adlı internet sitesini kuran Cevheri Güven, yaptığı haberlerle kumpas operasyonlarına zemin hazırladı. "Aktifhaber" adlı sitenin müstear isimli yazar kadrosundaki kişilerden biri de örgütün emniyet imamı "Kozanlı Ömer" lakaplı Osman Hilmi Özdil'di. Özdil, o dönemde sitenin yayın politikasını Cevheri Güven ile birlikte belirliyordu. Mayıs 2015'te Nokta dergisinin genel yayın yönetmenliğine getirilen Cevheri Güven, 2 Kasım 2015'te Nokta dergisi yazı işleri müdürü Murat Çapan ile 14 Eylül ve 2 Kasım 2015 tarihli kapak haberleri nedeniyle, "Halkı, Türkiye Cumhuriyeti hükümetine karşı silahlı isyana tahrik etmek" suçundan tutuklandı. Bir ay sonra serbest bırakıldı. 15 YIL HAPİS İSTEMİYLE DAVA Firari olarak aranan Güven'in, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan hazırladığı iddianame kapsamında 15 yıla kadar hapsi isteniyor. İddianamede, FETÖ'nün gazetecilik faaliyetleri adı altında, örgütün propagandasını yapmak ve uluslararası alanda Türkiye Cumhuriyeti Devleti aleyhine kamuoyu oluşturmak için basın yayın gücünü artırmaya çalıştığı ve bu kapsamda Nokta dergisini tekrar yayın hayatına aldığı kaydedildi. Zaman gazetesine verdiği röportajda dergiyi Gezi olayları ve 17/25 Aralık sonrasında işsiz kalan gazetecilerden oluşturduklarını söyleyen Güven'in açıkça FETÖ'ye destek sağladığı, örgütün amacı doğrultusunda yayın yapacağını belirttiği ve örgütün sözcülüğünü yaptığı belirtildi. KASET KUMPASLARININ ELEBAŞI Son 3 yıldır YouTube'da yayınladığı videolarla bakanları, bürokratları, emniyet görevlilerini, savcıları hedef alan firari FETÖ'cü Cevheri Güven, bu tür operasyonel yayınlar konusunda uzmanlaşmış biri. Güven, CHP'nin eski Genel Başkanı Deniz Baykal ile eski bazı MHP'li yöneticilerin özel hayatlarına ilişkin görüntülerin yayınlanmasına ilişkin kaset kumpası dosyasının da başta gelen isimlerinden. Firar ettiği için dosyası ayrılan Güven, Deniz Baykal'a kaset kumpası iddianamesinde, görüntüleri dağıtması için Fetullahçı terör örgütü tarafından görevlendirilen isim olarak yer alıyor. İddianamede Güven'in FETÖ'nün talimatı doğrultusunda Baykal'a ait video görüntülerini, internet ortamında yayılması için bazı basın yayın organlarına vererek yaydığı ifade ediliyor. İFTİRA İLE AYLIK 10 BİN EURO GELİR Güven'in yaklaşık üç yıldır yaşadığı dubleks dairenin çatı katını kara propaganda video kayıtlarını çekmek için kullandığı belirlendi. Bakanları ve üst düzey kamu görevlilerini fütursuzca iftira/karalama kampanyalarıyla yıpratmaya çalışan Güven, sosyal medyada yaptığı bu yayınlarla yüksek gelir elde ediyor. Güven'in Youtube'dan elde ettiği gelirin aylık 5 ila 10 bin Euro civarında olduğu belirtiliyor. ODADA TADİLAT YAPMIŞ Güven'in videolarını çektiği odada, eve yerleştikten sonra tadilat yaptığı belirlendi. Odanın boş halini gösteren eski fotoğraflarına bakıldığında, odada daha önce camın önünde yer alan ısıtıcı yerine duvar kenarına kalorifer konulduğu ve odanın yeşile boyandığı görülüyor.

1 yıl önce

FETÖ'nün kara propagandacısı koruku ve panik içinde: Evden çıkmadan önce dışarıyı gözetliyor

Siyasilere ve üst düzey bürokratlara yönelik iftira ve kara propaganda faaliyetleri yürüten firari FETÖ'cü Cevheri Güven, Almanya'da yaşadığı adresinde günlerini korku ve endişe içinde geçiriyor. Sosyal medya üzerinden yayımladığı videolarla algı operasyonu yapan Güven'in hakkında 'terör örgütü üyesi olmak' suçundan 15 yıla kadar hapis istemi bulunuyor. Güven'in Almanya'nın Hessen eyaletindeki 17 bin nüfuslu ilçe muadili küçük bir yerleşim yeri olan Babenhausen'de yaşadığı ortaya çıkmıştı. ÖNCE DIŞARIYI GÖZETLİYOR Sokakta yürürken görüntülenen Güven, yalnızca sabahları 07.15- 07.30 civarında saklandığı evinden dışarı çıkıyor. Dışarıya çıkmadan önce dairenin ikinci katından dışarıyı detaylı olarak gözetleyen firari örgüt üyesi, daha sonra kontrollü olarak evinden çıkıyor. Güven'in Babenhausen'de kaldığı dubleks daire, polis merkezine ise 100 metre mesafede bulunuyor. Dairenin bu nedenle özel olarak seçildiği tahmin ediliyor. Dairenin çatı katında kara propaganda yayınlarını hazırlayan Güven'in büyük bir endişe içinde olduğu ise dışarıda yürürken tedirgin hareketlerinden anlaşılıyor. Geceleri ya da sabahın çok erken saatlerinde gizlice dışarı çıkan Güven, sokakta uzun süre park halinde bekleyen tüm araçları 100 metre ilerideki Alman polis merkezine bildiriyor. KORUMA TALEP ETTİ Sabah’ın haberine göre, sürekli takip edildiği ve kaçırılacağı endişesiyle psikolojisi iyice bozulan Cevheri Güven'in, bazı sosyal medya mesajlarını delil olarak gösterip avukatı aracılığıyla Alman resmi makamlarına bu yılın başında bir dilekçe verdiği de ortaya çıktı. Dilekçede, kendisinin 'çok tanınan, muhalif ünlü bir gazeteci!' olduğunu, sosyal medya hesaplarından kendisine ağır hakaretler edildiğini, bu tehditlerden çok korktuğu için de öldürülebileceğini öne sürerek Alman polisinden kendisi için geniş çaplı koruma zinciri oluşturulmasını ve can güvenliğinin sağlanmasını talep etti. Bununla yetinmeyen Güven, 24 saat esasına göre kapısında polis koruma noktası oluşturulmasını da talep etti. Örgütün organize siyasi baskılarına daha fazla dayanamayan Alman makamlarının Güven'e geçtiğimiz şubat ayında bir koruma polis memuru tahsis ettiği öğrenildi. Ancak Alman koruma polisinin, Cevheri Güven'in herhangi bir tehdide maruz kalmadığını, şüpheli araç ya da kişilerin peşinde olmadığını ayrıntılı bir şekilde amirlerine düzenli olarak rapor etmesi üzerine koruma kararı kaldırıldı. Alman Koruma Dairesi, Cevheri Güven'in 'Can güvenliğim yok' iddialarının detaylı araştırmalar sonucunda gerçeği yansıtmadığını tespit ederek bir ayın sonunda bir personel olan koruma kararını iptal etti. Bununla birlikte Alman makamları, Güven'e şüpheli gördüğü tüm araç ya da şahısları polis merkezine ihbar edebileceğini bildirdi. Bunun üzerine Güven evinin penceresinden gördüğü hemen her şeyi Alman makamlarına bildirerek Alman polisini ihbar yağmuruna tuttu. Can korkusundan yaptığı asılsız ihbarlarla Alman polisini bunaltan Güven, komşuları tarafından, 'öldürülmekten paranoyakça korkan psikoloji bozulmuş biri olarak' nitelendiriliyor. 15 TEMMUZ'DA DA SAHNEDEYDİ Cevheri Güven hakkındaki iddianamede, Türkiye Cumhuriyeti Devleti aleyhine uluslararası kamuoyu oluşturduğunun, yayınlanan dergi kapaklarında açık bir şekilde iç savaş algısı oluşturmaya çalıştığının ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef aldığının, bu nedenle birçok sayısının ilgili mahkeme kararı ile toplatıldığının tespit edildiği belirtildi. Devlet aleyhine yayınlar yapan ve hâlâ Youtube kanalından asılsız haberlerle belirli kamu çalışanlarını karalamaya çalışan Güven'in 15 Temmuz darbe girişimi öncesi kaotik ortam oluşturmaya yönelik manipülatif yayınlar ve paylaşımlar yaptığı, darbe girişiminden iki gün önce 'tankın eli kulağında' şeklinde paylaşımda bulunarak darbe girişiminden önceden haberi olduğu değerlendirilmesi yapıldı. Güven hakkında Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tutuklamaya yönelik yakalama kararı bulunuyor. KOD ADI 'BAHADIR’ Çektiği kara propaganda videoları sayesinde elde ettiği gelirlerle Almanya'da lüks hayat yaşayan Cevheri Güven, örgüte tam bağlı olarak nitelendirilen 5'5'lik örgüt üyeleri arasında yer alıyor. Güven, aynı zamanda FETÖ'nün eski Emniyet İmamı Kozanlı Ömer kod adlı Osman Hilmi Özdil'in de manevi oğlu olarak biliniyor. ByLock kullanıcısı olan ve örgütte 'Bahadır' kod adını kullanan Erzurumlu Cevheri Güven, örgüt elebaşından alınan talimat gereği 17-25 Aralık'tan sonra parasını Bank Asya'ya yatıran örgüt yöneticilerinden. Güven'in FETÖ'nün Emniyet Mahrem üst yöneticisi Ziya Demirel'le 4 kez telefon görüşme kaydı bulunuyor. 
FETÖ'nün kara propagandacısı koruku ve panik içinde: Evden çıkmadan önce dışarıyı gözetliyor. FETÖ'nün 'kara propagandacısı' olacak bilinen Cevheri Güven Almaya'da firari olarak yaşıyor. Güven'in günlerini korku ve endişe içinde geçirdiği öğrenildi. FETÖ firarisi Güven'in evden çıkmadan önce dışarıyı gözetlediği belirtiliyor. Güven'in Almanya'da küçük bir yerleşim biriminde yaşadığı ortaya çıkmıştı. Siyasilere ve üst düzey bürokratlara yönelik iftira ve kara propaganda faaliyetleri yürüten firari FETÖ'cü Cevheri Güven, Almanya'da yaşadığı adresinde günlerini korku ve endişe içinde geçiriyor. Sosyal medya üzerinden yayımladığı videolarla algı operasyonu yapan Güven'in hakkında 'terör örgütü üyesi olmak' suçundan 15 yıla kadar hapis istemi bulunuyor. Güven'in Almanya'nın Hessen eyaletindeki 17 bin nüfuslu ilçe muadili küçük bir yerleşim yeri olan Babenhausen'de yaşadığı ortaya çıkmıştı. ÖNCE DIŞARIYI GÖZETLİYOR Sokakta yürürken görüntülenen Güven, yalnızca sabahları 07.15- 07.30 civarında saklandığı evinden dışarı çıkıyor. Dışarıya çıkmadan önce dairenin ikinci katından dışarıyı detaylı olarak gözetleyen firari örgüt üyesi, daha sonra kontrollü olarak evinden çıkıyor. Güven'in Babenhausen'de kaldığı dubleks daire, polis merkezine ise 100 metre mesafede bulunuyor. Dairenin bu nedenle özel olarak seçildiği tahmin ediliyor. Dairenin çatı katında kara propaganda yayınlarını hazırlayan Güven'in büyük bir endişe içinde olduğu ise dışarıda yürürken tedirgin hareketlerinden anlaşılıyor. Geceleri ya da sabahın çok erken saatlerinde gizlice dışarı çıkan Güven, sokakta uzun süre park halinde bekleyen tüm araçları 100 metre ilerideki Alman polis merkezine bildiriyor. KORUMA TALEP ETTİ Sabah’ın haberine göre, sürekli takip edildiği ve kaçırılacağı endişesiyle psikolojisi iyice bozulan Cevheri Güven'in, bazı sosyal medya mesajlarını delil olarak gösterip avukatı aracılığıyla Alman resmi makamlarına bu yılın başında bir dilekçe verdiği de ortaya çıktı. Dilekçede, kendisinin 'çok tanınan, muhalif ünlü bir gazeteci!' olduğunu, sosyal medya hesaplarından kendisine ağır hakaretler edildiğini, bu tehditlerden çok korktuğu için de öldürülebileceğini öne sürerek Alman polisinden kendisi için geniş çaplı koruma zinciri oluşturulmasını ve can güvenliğinin sağlanmasını talep etti. Bununla yetinmeyen Güven, 24 saat esasına göre kapısında polis koruma noktası oluşturulmasını da talep etti. Örgütün organize siyasi baskılarına daha fazla dayanamayan Alman makamlarının Güven'e geçtiğimiz şubat ayında bir koruma polis memuru tahsis ettiği öğrenildi. Ancak Alman koruma polisinin, Cevheri Güven'in herhangi bir tehdide maruz kalmadığını, şüpheli araç ya da kişilerin peşinde olmadığını ayrıntılı bir şekilde amirlerine düzenli olarak rapor etmesi üzerine koruma kararı kaldırıldı. Alman Koruma Dairesi, Cevheri Güven'in 'Can güvenliğim yok' iddialarının detaylı araştırmalar sonucunda gerçeği yansıtmadığını tespit ederek bir ayın sonunda bir personel olan koruma kararını iptal etti. Bununla birlikte Alman makamları, Güven'e şüpheli gördüğü tüm araç ya da şahısları polis merkezine ihbar edebileceğini bildirdi. Bunun üzerine Güven evinin penceresinden gördüğü hemen her şeyi Alman makamlarına bildirerek Alman polisini ihbar yağmuruna tuttu. Can korkusundan yaptığı asılsız ihbarlarla Alman polisini bunaltan Güven, komşuları tarafından, 'öldürülmekten paranoyakça korkan psikoloji bozulmuş biri olarak' nitelendiriliyor. 15 TEMMUZ'DA DA SAHNEDEYDİ Cevheri Güven hakkındaki iddianamede, Türkiye Cumhuriyeti Devleti aleyhine uluslararası kamuoyu oluşturduğunun, yayınlanan dergi kapaklarında açık bir şekilde iç savaş algısı oluşturmaya çalıştığının ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef aldığının, bu nedenle birçok sayısının ilgili mahkeme kararı ile toplatıldığının tespit edildiği belirtildi. Devlet aleyhine yayınlar yapan ve hâlâ Youtube kanalından asılsız haberlerle belirli kamu çalışanlarını karalamaya çalışan Güven'in 15 Temmuz darbe girişimi öncesi kaotik ortam oluşturmaya yönelik manipülatif yayınlar ve paylaşımlar yaptığı, darbe girişiminden iki gün önce 'tankın eli kulağında' şeklinde paylaşımda bulunarak darbe girişiminden önceden haberi olduğu değerlendirilmesi yapıldı. Güven hakkında Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tutuklamaya yönelik yakalama kararı bulunuyor. KOD ADI 'BAHADIR’ Çektiği kara propaganda videoları sayesinde elde ettiği gelirlerle Almanya'da lüks hayat yaşayan Cevheri Güven, örgüte tam bağlı olarak nitelendirilen 5'5'lik örgüt üyeleri arasında yer alıyor. Güven, aynı zamanda FETÖ'nün eski Emniyet İmamı Kozanlı Ömer kod adlı Osman Hilmi Özdil'in de manevi oğlu olarak biliniyor. ByLock kullanıcısı olan ve örgütte 'Bahadır' kod adını kullanan Erzurumlu Cevheri Güven, örgüt elebaşından alınan talimat gereği 17-25 Aralık'tan sonra parasını Bank Asya'ya yatıran örgüt yöneticilerinden. Güven'in FETÖ'nün Emniyet Mahrem üst yöneticisi Ziya Demirel'le 4 kez telefon görüşme kaydı bulunuyor. MİT MÜSTEŞARI FİDAN'I SUÇLADI Almanya'da firari olan FETÖ'cü Cevheri Güven'in nerede yaşadığı Sabah gazetesinin haberinde yer almıştı. Güven, gazetenin manşetini paylaşarak MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ı suçladı. Güven, "Hakan Fidan ne yapmaya çalışmaktadır?" şeklinde paylaşım yaptı. https://twitter.com/cevheriguven/status/1572850882999648256?s=46&t=40nnAepcygshuVgUaz-L6w

1 yıl önce

FETÖ'nün kara propagandacısı Cevheri Güven’in nerede olduğu ortaya çıkmıştı: Almanya'dan iadesi istendi

Emniyet istihbarat ve MİT'in çalışmalarıyla FETÖ'cü Güven'in Almanya'da yaşadığını tespit edilmesi üzerine Adalet Bakanlığı geçtiğimiz ay Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin almış olduğu tutuklamaya yönelik yakalama kararını Almanya Adli Makamlara gönderdi. Talep yazısında Güven'in Türkiye'ye iade edilmesi istendi. 15 Temmuz hain darbe girişiminden iki gün önce "tankın eli kulağında" paylaşımı yapan, Deniz Baykal'a kaset kumpasının baş mimarlarından Fetullahçı Terör Örgütünün operasyon maşası sözde gazeteci Cevheri Güven, asılsız ve belgesiz iddialarla yasadışı kaçtığı Almanya'dan Türkiye'ye yönelik karalama kampanyasına devam ediyor. Güven, çektiği ilk kara propaganda videosunu 2019 yılında yayınladı. O günden bu yana tam 250'den fazla video çeken Güven'in videoları, firari FETÖ'cüler ve örgütün haber siteleri tarafından algı operasyonunda kullanıldı. Örgüt üyesi Cevheri Güven hakkında firar ettiği tarihten bu yana ne Kırmızı Bülten çıkartıldı, ne de Adalet Bakanlığı aracılığıyla iadesi istendi. Sosyal medya ve Youtube kanalı üzerinden devletin üst düzey bürokratları ve siyasetçilerine yönelik kara propaganda ve dezenformasyon içerikli videolarıyla tanınan FETÖ'nün Goebbels'i olarak bilinen ve örgütün propaganda imamı olan firari Cevheri Güven'in FETÖ'nün sık izlediği bir rotayı izleyerek yasadışı yollarla Yunanistan'ın Selanik kentine, oradan da Almanya'ya kaçtığı biliniyordu. Sabah gazetesinde yer alan habere göre, Güven'in Hessen'in Babenhausen bölgesindeki bir adreste olduğunu belirlemesinin ardından kumpas merkezine dönüştürdüğü evin bulunduğu bölgeye gitti. Firari FETÖ'cü Güven, ailesiyle birlikte lüks içinde yaşadığı dubleks bir daireden çıktıktan sonra objektiflere yakalandı. ALMANYA ADLİ MAKAMLARDAN İADE İSTENDİ FETÖ'cü Cevheri Güven hakkında önemli bir gelişmeye daha ortaya çıktı. Emniyet Genel Müdürlüğüne bağlı İstihbarat birimleri ile MİT'in ortak çalışmasından firari Güven hakkında Adalet Bakanlığına rapor gönderdi. Adalet Bakanlığına ulaşan rapor 'da firari Güven'in Almanya'da yaşadığını yer verilerek adresi tespiti yer aldı. Adalet Bakanlığı harekete geçerek Ankara 14. Ceza Mahkemesinin almış olduğu tutuklama kararı ile birlikte geçtiğimiz Ağustos ayında Almanya Yetkili Adli Makamlarından FETÖ'cü Cevheri Güven'in Türkiye'ye iadesini talep etti. Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin tutuklamaya yönelik yakalama kararında Cevheri Güven ile ilgili önemli tespitler yer aldı. Firari Güven'in Fetullahçı Terör Örgütü mensubu olduğu tüm çıplaklığıyla gözler önüne serildi. Cevheri Güven'in FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının birbirleri ile haberleşmekte kullandıkları kriptolu haberleşme programı olan Bylock ve Tango programlarını kullandığı mahkeme kararında yer aldı. Güven'in örgüt yapılanması içerisinde "Bahadır" kod ismini kullandığı ortaya çıktı. BYLOCK'TA "BUZADAM" RUMUZUNU KULLANMIŞ Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığının Cevheri Güven ile ilgili yaptığı çalışmalarda bütün gerçekler bir kez daha ortaya döküldü. Güven'in, Fetullah Gülen'in talimatı üzerine Bank Asya'da bulunan banka hesabına 2013-2014 yılları arasında 54 bin 654 lira para yatırdığı ortaya çıktı. Örgütü yöneticilerinden Ziya Demirel ile 2013 yılında toplam 4 kez telefon irtibatında bulunduğu belirlendi. Cevheri Güven'in Bylock isimli haberleşme programını kullanması ile ilgili olarak yapılan analizlerde, kullanıcı adının "buzadam", son online tarihinin 2016 olduğu ve yazışma ile mail durumunun aktif olduğu tespiti yer aldı. KOD ADI "BAHADIR" Cevheri Güven'in Bylock programında kimi bylock kullanıcıları tarafından "bahad, aaabaho, baho, m-2-bahadir, bahabi, medya bahadir, t.bahadir, BAHA, BAHADIR DM, BAHADIR MEDYA, buzadam Bahadır, Bahadır Med, bsn.bhdr, Bahadır bey, baha medya" gibi isimlerle kaydedildiği ortaya çıktı.

1 yıl önce

Rekor bağış kampanyasına yönelik kara propaganda: Vergiden değil matrahtan düşülecek

Türkiye büyük deprem felaketinde yaralarını sarmak için tek yürek olurken, dün akşam düzenlenen yardım kampanyasında tarihi bir bağış rekoruna da imza atıldı. Deprem sonrası ortaya çıkan dayanışma kimilerini ise rahatsız etti.

1 yıl önce

CHP'nin deprem üzerinden yaptığı kara propaganda ifşa oldu: Sözcü gazetesi manipülasyona arka çıktı

CHP Milletvekili Av. Alpay Antmen, sosyal medya üzerinden yaptığı bir paylaşımda, "Bu Cumhurbaşkanlığı kararını her vatandaşa ulaştırın! Depremde binlerce insanımızı kaybettiğimiz Hatay İskenderun'da afet riski altında alan ilan edilen bölge kararının tam bir yıl önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kaldırıldığı kararname. Demek ki deprem kader değilmiş. Çünkü deprem cinayetleri de politiktir!" diyerek Cumhurbaşkanlığı kararnamesini paylaştı. Aşağıda görülen kararnameyi paylaşan Antmen, riskli alan kararının iptal edilmesinin bütün sorumluluğunu Cumhurbaşkanlığına yüklemişti. Fakat işin aslının çok farklı olduğu ortaya çıktı. 2013'TE 'RİSKLİ ALAN' KARARI ALINDI Hatay'daki 6 mahallenin riskli alan ilan edilmesine dair ilk karar bakanlık tarafından 2013 yılında alındı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İskenderun'da 6 mahalle için 23/8/2013 tarihli ve 5185 sayılı yazısı üzerine, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 2'nci maddesine göre, Bakanlar Kurulu'nca 16/9/2013'te aldığı kararı uygulamaya koydu. KENTSEL DÖNÜŞÜM KARARINA İTİRAZ EDİLDİ Ancak riskli alanlardan birisi olan İskenderun-Meydan Mahallesi muhtarı Ramazan Güneş, Bakanlar Kurulu tarafından alınan ve belediye tarafından yürütülecek olan yıkım ve yeniden imar edilecek olan 6 mahalleye yönelik kentsel dönüşüm projesini 25 Kasım 2015 tarihinde yargıya taşıdı. Danıştay 14 daire başkanlığına yürütmeyi durdurmak için dava açtı. Bölgede bazı gruplar, 6 mahalleyi örgütleyerek kentsel dönüşüme direniş mücadelesi başlattı. KARAR MAHKEME TARAFINDAN İPTAL EDİLDİ Meydan Mahallesi Muhtarı Ramazan Güneş tarafından 6 mahalle adına açılan dava 5 yıl sürdü ve idare mahkemesi tarafından 04.10.2017 günü, Bakanlar Kurulu tarafından alınan yıkım ve Kentsel Dönüşüm Kararı'nı iptal etti. İdare Mahkeme tarafından iptal edilen yıkım kararının ardından Bakanlar Kurulu bu karara itiraz etti ve söz konusu 6 mahalleyi yeniden Riskli Alan ilan etti. 14 Aralık 2017'de Resmi Gazete'de yayımlanan bu kararın arıdndan 6 mahalle tekrar karara itiraz etti. Bakanlar Kurulu tarafından yıkım kararını iptal eden idari mahkemenin kararına yapılan itiraz ve 14 Aralık 2017'de Resmi Gazete'de yayımlanan mükerrer kararla birlikte yeni yargı süreci başladı. KENTSEL DÖNÜŞÜM KARARI DANIŞTAY TARAFINDAN KALDIRILDI Yargı süreçleri 2022 yılında tamamlandı ve Danıştay davaya son noktayı koyarak Bakanlar Kurulu Kararını iptal etti. Mahkeme kararları kesinleşince de Cumhurbaşkanlığı riskli alan kararını iptal etmek zorunda kaldı. MEYDAN MAHALLESİ MUHTARININ SÖZLERİ Meydan Mahallesi Muhtarı Ramazan Güneş 2022 yılında bir paylaşımda yargı sürecini şu şekilde anlatmıştı: "Mahallemiz 2013 yılında bakanlar kurulu kararı ile riskli alan ilan edilerek kentsel dönüşüme geçirilmişti. Meydan mahallesi muhtarlığı olarak 2015 yılında Danıştay 14 daire başkanlığına yürütmeyi durdurma ile ilgi dava açtım. Yaklaşık 5 yıl süren dava neticesinde, Danıştay lehimize karar vererek yürütmeyi durdurup kentsel dönüşümü iptal etmişti. Mahallemiz tekrar bakanlar kurulu kararı ile kentsel dönüşüme geçirilmişti. Meydan mahallesi muhtarı ve İskenderun Meydan Mahallesi Yardımlaşma Derneği Başkanı olarak mahallemizin durumunu izah ederek sıkıntıları arz ettiğim, belediye başkanımızın ve vekilimizin uzun uğraşları sonucunda bugün itibarı ile Resmi gazetede yayınlanan Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Meydan mahallemiz riskli alandan çıkarılmıştır." SÖZCÜ DE BU MANİPÜLASYONA ORTAK OLDU CHP Milletvekili Av. Alpay Antmen'in paylaştığı kararname ile Cumhurbaşkanının bu kararı tek başına verdiği yönündeki imanın aslı ortaya çıktı. Olayın gerçek yüzü ortaya çıkınca CHP'li Antmen'e tepki yağmaya başladı. Fakat Sözcü gazetesi, gerçekler ortada olmasına rağmen, bu kara propagandaya ortak oldu ve "Erdoğan'ın geçen yıl çıkardığı kararnameye göre, deprem bölgesi riskli değilmiş" manşetini attı.

11 ay önce

Kara propagandaya inat 60 günde bitirildi! Bugün hizmete açılıyor

Muhalefetin temel atma töreni üzerinden kara propagandaya giriştiği 300 yataklı Defne Devlet Hastanesi, bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla hizmete açılıyor.

9 ay önce

Kara propagandanın arkasındalar: Türkiye ve İslam karşıtı kim varsa FETÖ onların yanında

FETÖ'nün İsveç'te desteklendiğini söyleyen İsveç Nüans Partisi Genel Başkanı Mikail Yüksel, 'FETÖ'nün de İsveç'te Türkiye ve İslam düşmanı tüm oluşumlarla iç içe olduğunu görüyoruz. Kara propaganda yaparak bu düşmanlığı FETÖ körüklüyor. İsveç'te Kuran yakma eylemine karşı çıkan tek bir FETÖ'cü göremezsiniz. Camilerimize yapılan saldırıları kınarken yine FETÖ'cüler ortada yoktu. İslamofobiye karşı tavır sergiledik yine FETÖ'yü göremedik. Ama ne zaman Türkiye düşmanlığı varsa FETÖ'cüleri en ön safta görebilirsiniz' dedi.