28 Mart Perşembe 2024
2 yıl önce

FETÖ'nün mahrem imamlarından A.B. örgütün casus kamera ve ses kayıt cihazlarıyla generalleri izlediğini itiraf etti

Ankara 24. Ağır Ceza Mahkemesinin, eski emir astsubayı Durali Gür'ün FETÖ üyeliğinden mahkumiyetine ilişkin gerekçeli kararına göre örgütün mahrem imamlarıyla ankesörlü telefon aracılığıyla irtibat kurduğu belirlenen sanık Gür, 9 Haziran 2020'de gözaltına alındı. İfade işleminin ardından adli kontrol şartıyla serbest bırakılan Gür, mahrem imam A.B'nin itiraf içeren beyanının ardından 4 Mart 2021'de tutuklandı. Yargılama sonunda sanık Gür, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7 yıl 1 ay hapis cezasına mahkum edildi. "Paşalar dinleniliyordu" Örgütün Hava Kuvvetleri Komutanlığı mahrem yapılanmasında "müdür" seviyesinde olan A.B'nin 75 sayfalık itiraf içeren beyanı dosyanın delilleri arasına girdi. A.B, Akıncı Üssü'nde darbe girişimini yöneten sivil imamlardan firari Adil Öksüz'den sonra gelen Mehmet Emin Yıldız'dan aldığı talimatla 2011'de mahrem yapıda yer almaya başladığını ifade etti. FETÖ'nün, Ankara'daki Hava Kuvvetleri Komutanlığı yapılanmasının Etimesgut ve Kızılay bölgelerinden oluştuğunu anlatan A.B, Hava Lojistik Komutanlığı ile 3. Hava İkmal Bakım Merkezi Komutanlığındaki generallerin emir astsubaylarından sorumlu olduğunu belirtti. Örgütün, generallerin attığı her adımdan haberdar olmak istediğini ifade eden A.B, bunun için emir astsubaylarının kullanıldığını kaydetti. İstihbarat toplama faaliyetleri kapsamında emir astsubayları aracılığıyla generallerin makam odalarına ses kayıt cihazları yerleştirildiğini, kimi durumlarda ise kravatlara takılan casus kameralarla kayıt yapıldığını bildiren A.B, bu işlemin 17/25 Aralık kumpas soruşturmalarına kadar sürdüğünü belirtti. Hükümetin 2014'te FETÖ'nün üzerine gitmesiyle dinlemelere son verildiğini, kayıt cihazlarının da toplatıldığını anlatan A.B, şu beyanlarda bulundu: "Dinlemelerle alakalı 2014 yılından sonra Mehmet Emin Yıldız, kendi bölgesinde dinlemeyi yasakladı. Normalde o zamana kadar paşaların dinlendiğini duyuyordum. Dinleme işlemi, paşaların odasına cihazlar konularak yapılıyordu. Kendi şahit olduğum şey vardı. Kravatın üzerine kamera yerleştirilmişti, bu şekilde paşalar dinleniliyordu. Hatta Hava Kuvvetleri Komutanı vardı, Mehmet Erten diye. Mehmet Emin Yıldız söylemişti, kendi kulağım ile duydum. 'Mehmet Erten'in 45 dakikalık konuşması, Hava Kuvvetlerinin bütün planını değiştirdi.' demişti. Bu kapsamda emir astsubayları, paşaların attıkları her adımı haber getirmeleri hususunda önemliydi. İktidarın, mahrem yapının tepesine çökme zamanlarıydı, dolayısıyla mahrem yapı ve örgüt geri adım atmaya başlamıştı."

2 yıl önce

Türkiye genelinde 20 bin 843 adet tehlike arz eden köpek mikroçip uygulanarak kayıt altına alındı

Tarım ve Orman Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "Tanınan yasal süre içinde bugün saat 16.30 itibarıyla Ankara’da 1.925, İstanbul’da 4.858, İzmir’de 2.541 adet olmak üzere, Türkiye genelinde 20.843 adet tehlike arz eden köpek mikroçip uygulanarak kayıt altına alınmıştır. En çok tehlike arz eden köpek ırkı İstanbul’da kayıt altına alınmıştır. Bugün sona erecek kayıtlar halen devam etmektedir." denildi.

1 yıl önce

Göç İdaresi Başkanlığı Uyum ve İletişim Genel Müdürü Gökçe Ok: Yalanlara inanmayın, sığınmacıların hepsi kayıtlı

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin resmi rakamlarına göre dünyada 100 milyona yakın insan savaş, zulüm ve çatışma nedeniyle ülkesini terk ederek sığınmacı olarak yaşamını sürdürmek zorunda kaldı. Coğrafi konumu, uluslararası hukuka ve insani değerlere verdiği önem nedeniyle, mülteciler sorunu ile en fazla yüzleşen ülkelerin başında Türkiye geliyor. Tüm dünyada Türkiye'nin mülteciler konusunda izlediği örnek politikadan övgü ile bahsedilirken Türkiye'deki bazı muhalefet çevrelerinin sorumsuz davranışları nedeniyle önemli bir sorun haline geldi. Sosyal medyadaki bilgi kirliliği ise bu sorunu bir mülteci düşmanlığına düşmanlığına dönüşmeye başladı. 12 yıldır dünyaya mülteciler konusunda insanlık dersi veren Türkiye'de sorun başka noktalara taşınılmaya çalışıldı. Sabah Gazetesi, bu konudaki bilgi kirliliğini Göç İdaresi Başkanlığı Uyum ve İletişim Genel Müdürü Gökçe Ok'a sordu. İşte açıklamalardan bazı başlıklar: 5.4 MİLYON YABANCI KAYIT ALTINDA Türkiye'de şu anda toplamda yasal statüde ikamet eden sığınmacı sayısı konusunda elimizde bir rakam var mı? Ülkemizde yaklaşık 5.4 milyon yabancı bulunmaktadır, hepsinin parmak izi gibi biyometrik verileri dahil bütün bilgi ve belgeleri GöçNet sistemimizde mevcuttur. Bunların 3.7'si geçici koruma kapsamındaki Suriyeli sığınmacılar, 320 bini uluslararası koruma arayanlar, 1.4'si de ikamet izniyle ülkemizde kalanlardır. Elimizde, 192 farklı uyruktan yabancının göçe dair ciddi bir büyük verisi bulunmaktadır ki dünyada bu kadar çok çeşitlilikte verisi olan ülke yoktur. 2022'DE 25 BİN KİŞİ SINIR DIŞI EDİLDİ Düzensiz göç konusunda son dönemde tartışma biraz daha alevlendi. Bu konuda elimizde bir rakam var mı? 2022 yılında yaklaşık 25 bin kişi sınır dışı edilmiştir. Bütün AB'nin sınır dışı oranı % 15'ler civarındayken bizde bu oran % 40 civarındadır. Düzensiz göçle mücadelemiz 'Düzensiz Göç Strateji Belgemiz' kapsamında kaynağında, sınırda ve içeride devam etmekte ve etkili sınır dışı politikası olarak kurgulanıp, yürütülüp, yönetilmekte ve takip edilmektedir. SINIRDIŞI EDİLENLER ARASINDA PAKİSTANLILAR İLK SIRADA Düzensiz göçmenlerin sınırdışı edilmeleri konusunda sorun yaşanıyor mu? Örneğin Pakistanlı bir düzensiz göçmenin sınırdışı edilmesi konusunda nasıl bir prosedür izleniyor? Pakistan ve Afganistan'ın siyasi durumu belli ancak buna rağmen sınır dışı etme, geri gönderme konusunda işleyen dinamik mekanizmalarımız var. Sayın Bakanımız sürekli mevkidaşlarını arar, daha geçen ay ilgili Genel Müdürümüz oradaydı. Anılan uyruklar sınır dışı ettiklerimiz içinde ilk iki sıradadır. Önceliğimiz düzensiz göçle kaynağında mücadele olmakla beraber bir şekilde ülkemize düzensiz gelen olmuşsa onu da sınır dışı etmekteyiz. Sınır dışı opertasyonlarımız en başarılı olduğumuz alandır. KENDİ SINIRLARIMIZA AİT OLMAYAN GÖRÜNTÜLER SERVİS EDİLİYOR Sosyal medyada toplumun sinir uçlarına dokunan videolarla karşılaşıyoruz. Bu dönemde videoların sıklaşması konusunda ne düşünüyorsunuz? Göç konusunda bir dezenformasyon kampanyası başladığını üzülerek görmekteyiz. Kendi sınırlarımıza ait olmayan görüntülerin dolaşıma sokulduğunu görmekteyiz. Bu konuda gerekli suç duyurularında bulunduk ve hukuki süreçleri sürekli işleteceğiz. Çünkü bu her şeyden önce göç politikalarını yürütmek ve yönetmekle yükümlü kurumlarımızın ve yüz binlerce devlet memurunun da emeğine ve hakkına saygısızlık. Ayrıca kamuoyunu doğru şekilde bilgilendirebilmek için çalışmalarımız da artarak devam edecektir. Bu konuda yanlış bilinenlerin doğrusunu kurumumuza sosyal medya hesaplarından her gün paylaşıyoruz. O BELGESEL HUZUR BOZMA AMAÇLI Türkiye'deki mültecilerle ilgili bir belgesel ortaya çıktı ve çok tartışıldı. Bu belgeseli izleme imkanınız oldu mu? Bu sorunuz vesilesiyle ifade etmek isterim ki, 'mülteci' kavramı bizim iç hukukumuz ve mevzuatımız gereği bir statüyü ifade eder. Türkiye Cumhuriyeti Devleti kendi kadim coğrafyasından gelen göçmenlere mülteci statüsü vermemektedir. Sadece Avrupa ülkelerinden gelerek iltica talebinde bulunan mülteci sayımız tüm cumhuriyet tarihi boyunca 90 kişi civarındadır. Bahsettiğiniz belgeseli izledim, sayılar yanlış, argümanları temelsiz. Subliminal mesajlarına meşruiyet sağlamak için kullandıkları kurgu akla zarar, ziyan. Sosyal hayata, geleceğe, göçün daha iyi yönetilmesine katkısı olmaz ama amaç huzur bozmaksa o başka. ÇOĞU TÜRK 200 BİN SIĞINMACIYA VATANDAŞLIK VERİLDİ Sığınmacılara verilen vatandaşlık konusunda da bir bilgi kirliği var. Kaç sığınmacıya vatandaşlık verildi? Sayın Bakanımızın da ifade ettiği üzere, kriterleri yerine getiren 200.950 Suriyeli sığınmacıya bu ülkeye hayatın her alanında verebilecekleri katkı ve pozitif değer gözetilerek vatandaşlık verilmiştir. Bunların yaklaşık 87 bini çocuktur. Hemen bu vesileyle hatırlatmak isterim, 100 bin Ahıska Türkü, 17 bin Afganistan Türkü ve 7 bin Uygur Türkü soydaşımıza da vatandaşlık verdi Nüfus ve Vatandaşlık Genel Müdürlüğümüz ve vermeye de devam edecek. Sanki sadece sığınmacılara vatandaşlık veriliyor gibi bir algı var bu doğru değil ve yine hatırlatalım ki vatandaşlık alan sığınmacıların büyük bir çoğunluğu ecdadımızın o coğrafyaya iskan ettiği Bayır Bucak Türkmenleridir. 1 MİLYON KİŞİYE DAHA DÖNÜŞ İMKANI PLANLIYORUZ Bugüne kadar kaç Suriyeli ülkesine geri döndü? Bu sayı 500 bin bandına yaklaşmıştır. Saygıdeğer Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği üzere, şartlar hazırlandıkça 'onurlu ve gönüllü' bir şekilde 1 milyonu geçecek bir sayıda Suriyeli muhacirimizin güvenli bölgelere yerleşimini planlıyoruz. OY KULANMALARI SÖZKONUSU DEĞİL Sığınmacıların oy kullanacağı söyleniyor. Böyle bir durum söz konusu mu? Atom bombası patladığı zaman nasıl bir ses çıkarsa o yoğunlukta haykırdığımızı düşünün: Yabancılar siyasi bir hak olan oy kullanma hakkını kullanamazlar! Sığınmacılar oy kullanamaz, kullanmayacaklar! Böyle bir durum söz konusu değildir! Duyanlar duymayanlara da duyursun DEVLET TARAFINDAN MAAŞ İDDİASI GERÇEK DEĞİL Sığınmacılara maaş verildiği, sağlık hizmetinden yararlandıkları konusunda da iddialar var. Ne söylemek istersiniz? Yabancılara herhangi bir iş ilişkisi yoksa devlet tarafından maaş verilmesi söz konusu olamaz. Geçici korunanlara Avrupa Birliği tarafından fonlanan Kızılay Kart ile market alışverişlerinde kullanabildikleri cüzi bir miktar verilmektedir, burada da ulusal bütçeden, devlet hazinesinden, milli kaynaklarımızdan, vatandaşımızın cebinden asla hiçbir ödenek kullanılmamaktadır. Bunu iddia edenlerin asgari ücret üzerinden maaş verildiğini ve sığınmacı sayısının da 10 milyon olarak iddia ettiklerini hatırlatmak istiyorum. 1.BASAMAKLI SAĞLIK HİZMETİ VERİLİYOR Kaldı ki yine söylüyorum böyle bir maaş ödemesi yoktur. Sağlık hizmetlerinde de birinci basamak sağlık hizmetinden herkes yararlanabilmektedir, yabancılar da dahil. Bunun sebebi koruyucu sağlık tedbirini devletin alma zorunluluğudur. Bir salgın olsa bunun ekonomik ve sosyal maliyeti bugün aldığınız tedbire rahmet okutur. Ama diğer basamak sağlık hizmeti için yabancıların da sosyal güvencesi aranmaktadır. DÜZENSİZ GÖÇ ULUSLARARASI BİR SORUNDUR Suriye'deki göç sorunu ile mücadele ederken, Afganistan, Pakistan ve Bangladeş bölgesindeki istikrarsızlık beraberinde yeni göç dalgasını getirdi. Dünya bu mesele ile nasıl mücadele etmeli sizce? Düzensiz Göç çok sektörlü ve paydaşlı bir alandır ve uluslararası işbirliğini zorunlu kılmaktadır. Şu anda hiç bir ülke sadece kendi politikalarıyla, gücüyle ve kapasitesiyle düzensiz göçle mücadele edemez. Bu nedenle biz de 'Düzensiz Göç Strateji Belgemiz' ekseninde göçe kaynak teşkil eden ülkelerle etkin işbirliği yaparak düzensiz göçü kaynağında durdurmayı, etkili sınır tedbirleri ile bir şekilde ülkesinden geleni sınırda durdurmayı, bunu da geçebilen olursa etkili yakalama ve sınır dışı ile kaynak ülkeye döndürmeyi amaçlayan stratejilerle hareket ediyoruz Ama coğrafyamızın durumu da ortadır. Türkiye büyüyor ve güçleniyor, göçün hedefi konumuna geldi, yerleşti. Bulunduğu koordinatlarda geçiş rotası. Gelmesinler, evet gelmesinler ama bu abesle iştigal bir serzeniş. Dünyayı fesada veren bu millet, bu devlet değil. Bin yıldır vatan eylediğimiz bu topraklarda bin yıl daha, kıyamete kadar tutunabilmenin bir külfeti var. Geçmişte başkaydı, bugün başka. Göç ve göçmenler aynı zaman da kamu diplomasisinin bir aracı maalesef. Yerlerinden, yurtlarından edilmeyecekleri iklimi hazırlayacaksınız. Bütün buna rağmen yola çıkarlarsa durduracaksınız. Gelirlerse yöneteceksiniz. Video çekerek, sürekli yalan üreterek, algı operasyonu çekerek göç yönetilmez. SUÇA KARIŞAN 20 BİN YABANCI SINIRDIŞI EDİLDİ Sığınmacıların ve düzensiz göçmenlerin suça karışma oranları nedir? Suça karışanlar, toplumsal huzuru bozanlarla ilgili nasıl bir prosedür uygulanıyor? 6458 sayılı kanunun 54. maddesine göre yabancıların suç işlemeleri halinde cezalarının infazına müteakip sınır dışı edilmeleri gerekmektedir ki prosedür böyle de işlemektedir. Kaldı ki aynı madde uyarınca yabancının hareketleri suç oluşturmasa dahi idarece kamu düzeni ve güvenliği için tehdit olarak yorumlanırsa yine sınır dışı edilmektedir. Bugüne kadar yaklaşık 20 bin yabancı sınır dışı edilmiştir. Suç ve suçlunun uyruğu yoktur, bu evrensel, psikolojik ve etik bir ilke. Ama bizim de suça ve suçluya toleransımız yok, kimse ayrıcalıklı değil. Gereği neyse yapılıyor, yapılacaktır. Zerre kadar kimsenin tereddüdü olmasın. Bunu yabancıların kanaat önderleri ve sivil toplumuyla da sürekli görüşüyoruz. Onlar da, kendi toplumlarının huzuru için kamu düzeni, kamu güveni, kamu sağlığı neyi icap ediyorsa onu yapın, biz size ancak yardım ve dua ederiz diyorlar. Çoğu kendi içlerinde olmakla beraber, binde bir oranında suça karışmaktadırlar ve bu suçlar da genelde adi suçlardır. GÖÇ SORUNU İNSANLIK TARİHİ KADAR ESKİ Sığınmacılar meselesi çok boyutlu bir sorun. En önemlisi de insani boyutu. Türkiye toplumuna nasıl bir mesaj vermek istersiniz? Göç, algılardan büyük bir meseledir. İnsanlık tarihi boyunca da insanlar hareket etmişler ve bu hareketleri en çok himaye eden toplumlar, en çok gelişen de toplumlar olarak karşımıza çıkmıştır. Ulus devletlerle beraber sınır geçişleri göç olarak nitelenmeye başlamışsa da, göç her dönem olmuştur. Mevlanalar, Yunus Emreler hepsi birer göçmendir, eğitim göçleri sosyal göçe dönmüş, ömürleri yettiğince bir durak arayıp durmuşlardır. Çağımızda da göç görünüm değiştirmiştir ama tahminimiz odur ki azalmayacaktır. Biz Türkler yöneteceğimiz işlerden korkmayız. Herkes müsterih olsun, göçü yöneten bir devlet aklı var ve bu dünyanın hiçbir ülkesinin geliştiremediği bir yoğunlukta. Ama zeminimiz de belli; insanlık ve vicdan. Algılara, yalanlara değil memur olarak devletinin hizmetinde bulunan sizin çocuklarınızın emeğine, alın terine, göz yaşına güvenin, devletin ortaya koyduğu gerçeklere, olgulara inanın. Hayat, 200-300 karakterlik sosyal medya operasyonlarına sıkıştırılmayacak kadar kıymetli...

1 yıl önce

Ali Babacan FETÖ'ye sahip çıktı: 'Kayıtlardan sileceğiz'

FETÖ operasyonlarının ardından birçok kurumda operasyonlar hız kesmeden sürdü ve Kanun Hükmüne Kararname ile görevden alınmalar sürdü... CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu her fırsatta KHK ile ihraç edilenleri görevlerine iade edeceklerini belirtirken bu furyaya DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan da katıldı. Ali Babacan, FETÖ üyesi olduğu ya da örgüt ile iltisaklı oldukları tespit edilerek görevden uzaklaştırılan KHK'lıları yeniden görevlerine iade edeceklerini açıkladı. "TÜM KAYITLARINI SİLECEĞİZ" DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, "Kamu görevine iade edeceğimiz tüm KHK’lıların yasal, mali ve sosyal haklarını iade edeceğiz. Haklarındaki kısıtlamaları kaldıracağız. İsimlerinin yer aldığı tüm listeleri kamu kurum ve kuruluşlarının kayıtlarından sileceğiz." açıklamasında bulundu. 'ZAMAN GAZETESİ VE SAMANYOLU TV'Yİ DE GERİ AÇACAK MISINIZ?' Ali Babacan'ın skandal açıklamalarının ardından vatandaşlar sosyal medya hesaplarından tepki yağdırdı. Bazıları 'Zaman Gazetesi ve Samanyolu TV'yi de açacak mısınız?' sorusu ile ironik bir tepki gösterdi.  İşte o tepkilerden bazıları: KILIÇDAROĞLU: KHK'LILARIN HAKLARINI GERİ VERECEĞİZ KHK'lılara haklarını geri vereceklerini söyleyen Kılıçdaroğlu da "Herkes barışacak. Herkesin hakkı hukuku teslim edilecek. İnsanlar düşüncelerinden dolayı hapse atılmayacak. KHK ile insanlar görevlerinden atılmayacak. Onların haklarının tamamını teslim edeceğiz." açıklamasında bulunmuştu.

1 yıl önce

Ses kayıtları ortaya çıkmıştı: CHP'den Aykut Erdoğdu hakkında ilk açıklama geldi

CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu kısa süre önce eşi Özge Erdoğdu'dan boşanmış, CHP Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi Tuba Torun ile evlenmişti. Erdoğdu'nun eski eşi Özge Erdoğdu; Tuba Torun'un ve Aykut Erdoğdu'nun ses kayıtlarını ifşa etmişti. Ses kayıtları ile ilgili MYK sonrası CHP Sözcüsü Faik Öztrak'a sorular yöneltildi. Öztrak, Erdoğdu ve eşi Tuba Torun için istifa sinyali verdi. Öztrak, "Sayın Erdoğdu'nun partimiz ve kendisi açısından en doğru kararı vereceğine inanıyoruz." ifadelerini kullandı. Erdoğdu ile 3.5 ay önce ayrıldığı eski eşi Özge Erdoğdu arasında boşanmadan önce geçen özel hayata dair bir konuşma, Twitter’da yayınlanmıştı. Aykut Erdoğdu’nun eski eşi Özge Erdoğdu tarafından paylaşıldığı belirtilen konuşmanın ardından sosyal medyadan bir açıklama yapan Erdoğdu, geçen haftalarda evlendiği eşi CHP Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi Avukat Tuba Torun’dan özür dilemişti. Erdoğdu, "İstifa etmeyi düşünüyor musunuz?" sorusuna ise şu yanıtı vermişti: "İstifa benim için aday olmamam, zaten olmam. Buna yenilmiş olmayı da içim elvermiyor bir de uzaktan da olsa destek vermek istiyorum çünkü son üç ay kapandım çalıştım daha da çalışacağım. Tüm kalbimle söylüyorum ben devlette yetiştim. Yurtdışında okudum, halkla ilişkim vardır. Siyasette şu an çok ağır bir kriz yaşıyoruz. Benim de kolum kanadım kırıldı tabii ama dönüp bu ülkeye borcumu ödemek isterim. Hiçbir şeye aday değilim, hiçbir görev talebim yok. Genel Başkan veya parti yönetimi zor durumda bıraktığımı düşünürse hemen, o konuda çekincem yok ama şu an sağlıklı karar verecek durumda değilim çünkü Tuba’nın durumu da çok kötü."

1 yıl önce

Eski belediye başkanlarıyla buluşma... Erdoğan: PKK, YPG ve FETÖ NATO kayıtlarına terör örgütü olarak girdi

Geçmiş Dönem Belediye Başkanları İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'na katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, önemli mesajlar paylaştı. Ekonomi, İsveç-Finlandiya mutabakatı, 2023 seçimleri gibi önemli konulara değinen Erdoğan'ın konuşması şöyle: Sizlerle burada bir arada gelmekten duyduğum memnuniyeti ifade etmek istiyorum. Sizler belediye başkanlığı dönemindeki eserlerle adlarını tarihe yazdırmış kadrosunuz. İnşallah birlikteliğimizi son nefesimize kadar sürdüreceğiz. Şu anda karşımızdaki muhteşem tablo kolayca oluşmadı. Kardeşlerimin kimileriyle çeyrek asrı geçen en yenisiyle 10 15 yılı geride bırakan mücadelemiz var. Ülkemize kazandırdığımız nice yatırımın mutluluğunu yaşadık. Nice badireleri aştık. Nice saldırılara birlikte göğüs gerdik. Sıfatlar makamlar gelir geçer, gurur verici yaşanmış hakikatler bizimle kalır. Dünyada pek az lidere böylesine köklü kaliteli kadroyla yol yürümek nasip olmuştur. Şahsıma sizler gibi çalışma arkadaşları nasip ettiği için Rabbime hamdediyorum. İSTANBUL VE ANKARA VURGUSU Önce şehirlerimizi geliştirdik ardından 81 vilayeti ile tüm ülkede tarihi dönüşümü yaşattık. AK Parti'yi kuranda iktidara getiren de girdiği her mücadelede yanında duran milletimizdir. Yerel kalkınma başlıyor sloganıyla girdiğimiz seçimden 1750 belediye başkanlığını kazanmıştır. En son 2019 seçimlerinde gücümüzü bir kez daha gösterdik. İstanbul, Ankara başkanlık nezdinde kaybedilmesinden üzüntü duyuyorum. Meclislerini biz kazandık. Meclisle beraber güçlüyseniz o belediyede gücünüz farklı olur. Bu şehirlerdeki seçimleri rakiplerimiz birleştiğimiz için kaybedildiği gerçektir. DODURGA SEÇİMLERİ Buna rağmen kayıplarımızı ilk fırsatta telafi etmekte kararlıyız. Milletimiz bunları görüyor. Dodurga seçimleri anadolu irfanının göstergesi olarak siyasi tarihimizde yerini aldı. Muhalefet partileri 146 oyda kalırken Dodurga yüzde 87'lik oranla kazanılmıştır. Sınırlı seçim sonucu ölçü değildir. Fikir verecek tablo olduğu açıktır. Bu seçimde farklı sonuç çıksa ortalığı birbirine katacak olanların başını nasıl kuma gömdüğünü görüyorsunuz. Ülkemizde siyasi değerlendirmeler konusunda akıl ve vicdan bir kenara bırakılmıştır. Ülkenin kazanımlarından bize fayda getireceğinden üzüntü duyan bir güruh peydah oldu. Bu güruhu manda ve himaye taraftarlığı diye ifade edilenlerden tanıyoruz. Ülkeyi bu emperyalist uşaklarına bırakmayacağız. Ülkemizin belediyelerle başlatırsak son 30 yılına damga vuran hareket olarak bu seçimin anlamını biz biliriz. Darbeciler tetikçilerle boğuşarak geldiğimiz yer, mühimdir. Belediyeden hükümete kadar sorumluluk üstlendiğimiz her yerde gece gündüz çalıştık. "KİMSEYİ İŞSİZ AÇ AÇIKTA BIRAKMADIK" Kendi vizyonunu belirleyen bir Türkiye var. Eğitimden sağlığa ulaşımdan enerjiye kadar sahip olduğu güçlü alt yapıyla güçlü bir Türkiye var. Ülkemiz dünyanın en gelişmiş 10 ülkesi arasında yer almaya her zamankinden yakındır. Sıkıntılarımız mevcuttur. Özellikle ekonomide ortaya çıkan hayat pahalılığını iyi biliyoruz. Asgari ücretten memur ve emekli maaşlarına kadar gelir seviyelerini artırarak sıkıntıları hafifletmeye çalışıyoruz. Dünyanın resesyon eşiğinde bulunması ülkemizin büyütme esasına dayalı programı ne kadar isabetli olduğunu gösteriyor. Kimseyi işsiz aç açıkta bırakmadık. Şubat martta enflasyonu kontrol altına alarak yolumuza devam edeceğiz. Ekonomi tek belirleyici değildir. Ülkemizi nereye ulaştırmak istediğimizi anlatacağız. Türkiye'yi hak ettiği konuma ancak biz getirdik biz getirebiliriz. Karşımızdaki güruhun insanların geleceğine nasıl zarar vereceğini biz anlatacağız. "PKK/YPG, FETÖ NATO KAYITLARINA TERÖR ÖRGÜTÜ OLARAK GİRMİŞTİR" En son NATO zirvesini izlediniz. NATO zirvesinde kimlerle neyi nasıl konuştuğumuzu takip ettiniz. Eğitilip donatılan PKK'lı YPG'li FETO teröristlerin sınırlarımızda beklediğini, saldırmak için hazırlık yaptığı çok kritik bir dönemden geçiyoruz. Yavru muhalefet size sesleniyorum. NATO'nun kayıtlarına PKK YPG girmiştir hepsinden öte FETO terör örgütü olarak girmiştir. AB kayıtlarında olan PKK artık YPG FETÖ NATO kayıtlarına girmiştir. Biz gerek NATO genel sekreterine bizim kırmızı çizgimizdir dedik. Bu kayıtlara girecek girmediği takdirde biz imza atmayız dedik. Kabul etmek zorunda kaldılar. Öyle Türkiye'de ileri geri konuşmanın anlamı yoktur. NATO'nun şu anda kayıtlarını açarsanız bunları görürsünüz. Gizli bir şey kalmadı. NATO zirvesinde 3 dakikada Türkiye’deki teröristlerin İsveç Finlandiya Almanya'da nasıl cirit attığını ekranda gösterdik. 2023 MESAJI 2023 seçimleri bir anlama hassasiyete sahiptir. Bu seçim kırgınlıkla hareket edilecek bir seçim değildir. Artık kaybedecek çok şeyimiz var. Eskiden tek bedel sahip olmadığımız özgürlüktü. Şimdi ise yanlış bir tercih durumunda yerimizi ve bu fırsatı tehlikeye atmış olacağız. Bizim hakikati dile getirdiğimiz her yerde muhalefetin yalanlarıyla insanları zehirlemeye çalışacağını unutmamalıyız.

1 yıl önce

Ümit Özdağ’ın ikiyüzlülüğü: Zafer Partisi’nin faturası Suriyeli birinin üzerine kayıtlı!

Sığınmacıları kötülemek için her gün yeni bir yalan uyduran ırkçı provokatör Ümit Özdağ‘ın partisinin Esenyurt İlçe Başkanlığı’nın faturası Suriyeli bir isme kayıtlıymış. Özdağ’ın Genel Başkanlığını yaptığı Zafer Partisi, Türkiye’de sığınmacı düşmanı bir politika yürütüyor. Ümit Özdağ, iktidara geldiklerinde tüm sığınmacıların ülkelerine göndereceğini vadediyor. Sığınmacı karşıtı Zafer Partisi’nin Esenyurt İlçe Başkanlığı’nın su faturası ise Riad Haddadi isimli bir Suriyeli adına kayıtlı. Özdağ’ın Suriyeli ve diğer sığınmacılara karşı nefret dolu bir politika yürütürken ilçe başkanlığının faturasının Suriyeli birine ait olması ne kadar ikiyüzlü bir politika yürüttüğünü bir kez daha kanıtladı. İşte o faturalar:

1 yıl önce

CHP Erzurum İl Başkanı Bülent Oğuz’un çaycı kadına tacizinin kayıtları ortaya çıktı

Tacize maruz kalan 40 yaşındaki S.Y. isimli kadın SABAH’a yaptığı açıklamada “İşin sonu tecavüze gidecekti. Sonra ben hain ilan edildim. Tehdit ettiler. Ses kayıtlarına kumpas dediler. Onurumla oynadılar. Hakkımı helal etmiyorum. Hukuk gereken cezayı verdi. İnşallah hiçbir kadın böyle bir şey yaşamak zorunda kalmaz” dedi. CHP’de il başkanının 7 yıl hapis cezası aldığı taciz olayıyla ilgili ses kayıtlarının montaj olduğu iddiasının ardından yapılan incelemede kayıtların gerçek olduğu da ortaya çıktı. İşte utandıran taciz konuşmaları ve kayıtlarla ilgili şoke eden ayrıntılar… GENEL MERKEZ ‘KANIT YOK’ DEYİNCE KAYIT ALMAK ZORUNDA KALDI Cumhuriyet Halk Partisi Erzurum İl Başkanlığında yaşanan taciz skandalı geçen yıl Eylül ayında ortaya çıkmıştı. CHP Erzurum İl Başkanlığında çaycı olarak çalışan S.Y., İl Başkanı Bülent Oğuz tarafından tacize uğradığını iddia etti. Oğuz’un yaptıklarını parti görevlilerine anlatan kadın, ‘kanıt yok’ yanıtı alınca ses kaydı almak zorunda kaldı. Aldığı kayıtta İl Başkanı Oğuz’un S.Y.’ye ‘Çok hoşuma gidiyorsun. Benimle bir kere beraber ol’ dediği öğrenildi. SABAH’ın gündeme getirdiği skandal sonrası İl Başkanı Oğuz, yaptığı açıklamada ses kaydının montaj olduğu ve kendisine kumpas kurulduğunu iddia etti. Olayın ortaya çıkmasının ardından CHP Genel Merkezi, Oğuz’u görevden aldı. SES KAYITLARI MONTAJ DEĞİL Bülent Oğuz ses kayıtlarının montaj olduğunu iddia etti. Ancak CHP Erzurum İl yönetiminin durumu öğrendikten sonra yaptığı toplantıda Oğuz’un yönetim kurulu üyelerinden özür dilediği mahkeme tutanaklarında yer aldı. Oğuz’un hem olayı kabul edip hem de ses kayıtlarını inkar etmesini değerlendiren mahkeme, ses kayıtlarını incelemeye gönderdi. Yapılan teknik analiz incelemelerinde ses kayıtlarında herhangi bir montaj veya ekleme olmadığı ortaya çıktı. Erzurum Asliye Ceza Mahkemesinde görülen davada cinsel taciz suçundan yargılanan Oğuz hakkında, mahkeme 7 yıl 9 ay 22 gün hapis cezası verdi. İŞİN SONU TECAVÜZE GİDECEKTİ Olay sonrası psikolojik sorunlar yaşadığını söyleyen S.Y. SABAH’a yaptığı açıklamada şunları söyledi; “Ben yaşadıklarımı anlattığımda kimse inanmadı. Gerekli yerlere söyledim hepsi kulaklarını tıkadı. Artık dayanamadım. İşin sonu tecavüze gidecekti. Sonra ben hain ilan edildim. Tehditler ettiler. Ses kayıtlarına kumpas dediler. Onurumla oynadılar. Hakkımı helal etmiyorum. Hukuk gereken cezayı verdi. İnşallah hiçbir kadın böyle bir şey yaşamak zorunda kalmaz. Hiçbir kadın bu rezilliklere boyun eğmesin” İŞTE O TACİZ KONUŞMALARININ SES KAYITLARI; BENİMLE BİR KERE BİRLİKTE OL İL BAŞKANI: Niye istemiyorsun. KADIN: Başkanım sizle alakası yok. Ben böyle bir insan mıyım? İL BAŞKANI: Ben diyorum ki benle bir kere beraber ol. KADIN: Eee canım. Başka bir derdin var mıydı? O nasıl söz öyle. İL BAŞKANI: Yanlış bir şey olmadığını görebilirsin ben görürüm ayrı bir şey ama niye bu kadar benden kaçıyorsun. KADIN: Ben öyle bir insan değilim İL BAŞKANI: Benden hiç duydun mu? Başkasıyla olduğumu görsen ben demem zaten. KADIN: Ben hayat mücadelesinde bir insanım. İL BAŞKANI: Ben biliyorum. Yanlış anlama ben senden faydalanayım değil. KADIN: Faydalanmaya çalışıyorsunuz. İL BAŞKANI: Saçmalama. KADIN: Doğruya doğru. SANA DEMEDİM Mİ! ÇOK HOŞUMA GİDİYORSUN! İL BAŞKANI: Ben sana baştan söyledim benim hoşuma gidiyorsun. Ben sana demedim mi hoşuma gidiyorsun. Sana demedim mi. Hoşuma gitmesen ben seni ne yapacağım. Gerçekten çok hoşsun. KADIN: Ben sizinle çalışıyorum onca söylentiye rağmen. Beni çok dışlayanlar oldu. Orada çalışıyorsan sana tecavüz ederler diye ben kimseyi dinlemedim. Ailem akrabam. Adınız çıkmış 9’a. İL BAŞKANI: Neyim çıkmış neyimiz var ki. KADIN: Benim numaram herkeste var. Kimse rahatsız etmiyor. İL BAŞKANI: Ben buna da müsaade etmem. Senden önce 3 bayanla da çalıştım bir tanesine başımı kaldırıp bakmadım ciddi söylüyorum sende ayrı bir şey var çok hoşuma gidiyorsun. KADIN: Bahane ederek mi eşyaları getirdiniz. İL BAŞKANI: Hayır bahane etmedim.

1 2 3 4