19 Nisan Cuma 2024
2 yıl önce

KKTC'den NAVTEX kararına tepki: Oldubittilere seyirci kalmayacağız

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY), tek yanlı ilan ettiği Münhasır Ekonomik Bölge’de (MEB) Nautical Geo isimli araştırma gemisinin çalışma yürütmek üzere yarın yeniden denize açılacağı bildirilmişti. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Dışişleri Bakanlığı tarafından konuyla ilişkin yapılan yazılı açıklamada, GKRY’nin NAVTEX kararına tepki gösterilerek, NAVTEX’in Doğu Akdeniz’de gerginliği tırmandırdığını ve geminin KKTC ruhsatlarını da kapsayan bir alanda yeni bir araştırmaya başlayacağı kaydedildi. Bakanlık, "Kıbrıs adasının 2 ortak sahibinden biri olan Kıbrıs Türk halkı adanın etrafındaki denizlerdeki hidrokarbon kaynaklarının da ortak sahibidir. Bu Kıbrıs Türk halkının 1960’ta kazandığı egemen eşitliğin ve eşit statünün doğal bir yansımasıdır. Bu nedenle Rum tarafının Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin onayını almadan yapacağını açıkladığı bu araştırmayı şiddetle kınıyoruz" ifadelerini kullandı. "KKTC oldu bittilere seyirci kalmayacaktır" Açıklamada, GKRY tarafından gerçekleştirilen eylemlere KKTC’nin seyirci kalmayacağını belirten Bakanlık, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın (TPAO), 2011 yılında verilen ruhsat alanlarında Kıbrıs Türk halkı adına çalışmalarını yürütmeye devam edeceğine dikkat çekti. Bakanlık, "Hal böyle iken, Kıbrıs Türk halkının, haklarının Rum tarafınca tek yanlı eylemlerle ve oldu bittilerle gasp ve ihlal edilmesine seyirci kalınmayacaktır. Rum tarafının bu tek yanlı faaliyetleri karşısında, haklarımızın korunması için TPAO, devletimizin 2011 yılında verdiği ruhsat alanlarında Kıbrıs Türk halkı adına çalışmalarını yürütmeye devam edecektir" dedi. "KKTC’nin her zaman öncelikli tercihi, bu sorunun işbirliği ve uzlaşı seçeneği ile ele alınması olmuştur" KKTC’nin yaşanan gerginliğe yönelik öncelikli tercihinin sorunları işbirliği ve uzlaşı ile ele almak olduğunu ve GKRY’e, yapılan çağrıları bir kez daha hatırlatmak istediklerini belirten Dışişleri Bakanlığı, "KKTC’nin her zaman öncelikli tercihi, bu sorunun işbirliği ve uzlaşı seçeneği ile ele alınması olmuştur. Ada ve etrafındaki doğal kaynaklara ilişkin 13 Temmuz 2019 tarihli önerimiz ile Türkiye’nin biz dahil ilgili tüm tarafları bir araya getirmeyi hedefleyen Doğu Akdeniz konferansı çağrısı, konunun diplomasi çerçevesinde çözümüne imkan tanıyacak önemli fırsatlardır. Doğu Akdeniz’deki gerginliği tırmandıran ve bölgedeki istikrarı bozan Güney Kıbrıs’a yaptığımız çağrıları bu vesileyle bir kez daha hatırlatmak isteriz" ifadelerini kaydetti.

2 yıl önce

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar: Kıbrıs'ta iki ayrı halk vardır, bunu bütün dünya böyle bilmeli

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, Hatay Valiliğini ziyaret ederek Valilik Şeref Defteri'ni imzaladı. Burada Vali Rahmi Doğan'la görüşen Tatar, KKTC'nin Türkiye ile fevkalade güzel ilişkiler içerisinde olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı seçiminden sonra Türkiye'de çeşitli ziyaretler gerçekleştirdiğini hatırlatan Tatar, "Türk halkıyla buluşmak, ona göre birtakım muhabbet paylaşmak, KKTC'nin içinde bulunduğu koşulları, milli davamızı, ulusal davamızı anlatabilmek ve tabii ki asırlardan beridir ilk önce Osmanlıların, bilahare Türkiye Cumhuriyeti'nin desteğiyle bugünlere kavuşturabildiğimizi Kıbrıs Türk halkının bağımsızlığı, özgürlüğü, hürriyeti ve dolayısıyla onurlu yaşamı için Türkiye'yle birlikte Doğu Akdeniz'in bu Mavi Vatan'la beraber hareket etmemiz gerektiğini, zaten çeşitli toplantılarda ve konferanslarda bunları anlatmaya çalışıyorum. Güzel bir algı var, güzel bir muhabbet var ve aramızdaki ilişkilerin her geçen gün daha da iyiye gittiğini görüyorum." diye konuştu. Salgın döneminde birtakım sıkıntılardan geçtiklerini aktaran Tatar, "Bizim tabii gönül birliğimiz, kader birliğimiz ve birlikte hareket etmemizin millet olarak, ulus olarak bu bölgede daha da güçlenmemiz için geleceğe özgüvenle bakabilmemiz için önemli. Dolayısıyla bu düzeyde temasların artıyor olması bence fevkalade iyi ve sağlıklıdır." ifadelerini kullandı. "KIBRIS'TA İKİ AYRI HALK VARDIR, BUNU BÜTÜN DÜNYA BÖYLE BİLMELİ" Tatar, 1974'ten sonra Hatay'ın çeşitli bölgelerinden çok sayıda insanın Kıbrıs'a gittiğini ve oraya yerleştiğini belirterek şöyle konuştu: "Dolayısıyla aramızda bu şekilde bir kaynaşma vardır. Bu da bizim zenginliğimizdir. Dolayısıyla KKTC'de hep birlikte verdiğimiz mücadelenin, gerçekten 47 yıl sonra şu anda KKTC'de yeni siyaset, yeni bir anlayışın Türkiye Cumhuriyeti'nin de tam desteğiyle, Maraş açılımından sonra artık Kıbrıs'ta yan yana yaşayan iki ayrı egemen eşit devletin iş birliğiyle bir anlaşmanın olabileceğini hem Birleşmiş Milletler hem diğer ülkelere anlatmaya çalışıyoruz." Dost ülkelerden destek beklediklerini vurgulayan Ersin Tatar, "Kıbrıs'ta iki ayrı halk vardır, bunu bütün dünya böyle bilmeli. Kıbrıslı diye bir millet yoktur. Kıbrıs'ta ya Türk'sünüz ya Rum'sunuz. Asırlardan beri Kıbrıs Türk halkı Osmanlı döneminde Kıbrıs'ın yöneticileri olarak hep oralarda varlığını sürdürdü. İngiliz yönetimi döneminde birtakım sıkıntılar yaşadık ama hiçbir zaman Rumların boyunduruğu altına girmedik. Bu çok önemli, şimdi dolayısıyla artık bu federasyon entrikaları, federasyonun bizi sürükleyeceği, hatta 1974 öncesine götüreceği tehlikeyi artık geride bırakmış durumdayız." dedi. KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye Cumhuriyeti'nin de tam desteğiyle artık federasyonu görüşmediklerini vurgulayarak şunları kaydetti: "Artık yan yana yaşayan iki ayrı egemen devlet olduğunda o zaman biz bir anlaşma olsa dahi Türkiye Cumhuriyeti'yle her türlü iş birliğini yapabiliriz. Tabii Kıbrıs Türk halkının gönlünde her zaman olduğu gibi Türkiye Cumhuriyeti'nin garantörlüğünün devamı, aynı zamanda Türk Silahlı Kuvvetlerinin aradaki varlığının devamı... Çünkü bizim güvenliğimiz ve geleceğimiz bütün bu güvencelere bağlıdır. Dolayısıyla Doğu Akdeniz'in daha da kritik, daha da statüsü yükselmiş bu hidrokarbon zenginlikleri ve diğer birtakım stratejik boyutuyla öneminin arttığı bir çağda, bizlerin bu siyaseti daha da savunmamız, geliştirmemiz ve ona göre millet, ulus olarak birlikte güç birliğimizin daha da artması için bu çalışmaları bu anlayışla yürütmek durumundayız." Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgın sürecinin yaşattığı sıkıntılara da değinen Tatar, aşılanmanın önemini anlattı. Hatay ile akraba olduklarını vurgulayan Ersin Tatar, bu bağın sürmesini temenni etti. Vali Doğan da Tatar'ı ağırlamaktan büyük memnuniyet duyduğunu dile getirdi.

2 yıl önce

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar'dan muhalefetin sert eleştirilerine tepki: Benim yolum Türk’ün yoludur

Hasan Kalyoncu Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi’nde 2021-2022 Akademik Yılı Açılış ve Ödül Töreni gerçekleştirildi. Programa, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın yanı sıra, Gaziantep Valisi Davut Gül, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Hasan Kalyoncu Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Cemal Kalyoncu, Hasan Kalyoncu Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkan Vekili Haluk Kalyoncu, Rektör Prof. Dr. Türkay Dereli, akademisyenler ve öğrenciler katıldı TATAR’A FAHRİ DOKTORA VERİLDİ Programda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a, Hasan Kalyoncu Üniversitesi Senatosu kararı ile ‘Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler alanında 'Fahri Bilim Doktoru' unvanı tevcih edildi. Fahri doktora tevcih töreninin ardından Cumhurbaşkanı Tatar, HKÜ öğrencileri ile ‘Geçmişten Günümüze Kıbrıs Türklerinin Ada’da Varoluş Mücadelesi’konulu ilk açılış dersini gerçekleştirdi. 'YOLUMUZ TÜRK'ÜN YOLUDUR' Programda konuşan KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs’taki Türk halkının varlığının ancak Türkiye Cumhuriyeti’nin desteği ile kalıcı olabileceğini söyledi. Karşısında acımasız bir muhalefet olduğunu ve kendisini Türkiye’nin adamı olmakla suçladıklarını anlatan Tatar, çok haksız ve yersiz ithamlara maruz kaldığını yolunun Türkiye ile birlikte yürüme yolu olduğunu vurguladı. KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, "Kıbrıs Türk halkının varlığı ancak Türkiye’nin desteği ile sürdürülebilir. Çünkü bu büyük coğrafyada Avrupa Birliği içerisinde Rum-Yunan ikilisi hala daha bu yayılmacı ve çatışmacı kültürdeler. Kıbrıs’ta maalesef hala daha bazı muhalifler biz Rum halkı ile çok iyi iç içe yaşayabiliriz iyi bir anlaşma olabilir safsatası ile bizi itham ediyorlar. Bu durumu buradan üzüntü ile paylaşıyorum. Bu Kıbrıs’ta devam eden bir gerçektir. Karşımda acımasız bir muhalefet vardır. Bana zaman zaman 'sen Türkiye’nin adamısın' diyorlar. 'Türkiye’nin menfaatlerini savunuyorsun' diyorlar. 'Türkiye’nin papağanısın' diyorlar. Çok haksız ve yersiz ithamlar yapan muhalefet vardır. Netice itibariyle benim yolum doğru yoldur. Benim yolum Türk’ün yoludur. Benim yolum Türkiye ile birlikte yürüme yoludur. Çünkü doğrusu budur. Sizlerde bilirsiniz ki Kıbrıs’ta adil, kalıcı, sürdürülebilir ve gerçekten bizleri de tatmin edecek oradaki halkımızın güvenliği ve geleceği 1974 öncesine dönmeyecekse Kıbrıs’ta iki devletin iş birliği yapabileceğini biz anlamış durumdayız. İyi bir anlaşma için iki tarafın buna onay vermesi lazım.

2 yıl önce

KKTC'de yeni hükümet kuruldu

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı ve Başbakan Ersin Saner, Demokrat Parti (DP) ve Yeniden Doğuş Partisi (YDP) ile kurdukları koalisyon hükümetinin istifasını 13 Ekim'de Cumhurbaşkanı Tatar’a sunmuştu. YENİ HÜKÜMET KURULDU KKTC'de Ulusal Birlik Partisi Genel Başkanı Faiz Sucuoğlu başkanlığında yeni hükümet kuruldu.

2 yıl önce

GKRY'nin Yunanistan hayali! KKTC Cumhurbaşkanı Tatar: Bu oyuna asla izin vermeyeceğiz

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç ve beraberindekileri kabul etti. Cumhurbaşkanı Tatar, heyeti kabulünde İTO'nun Türkiye ekonomisinin önemli bir oranını temsil ettiğini belirterek, Kıbrıs Türk Ticaret Odası'yla istişare halinde olmasının ve iş birliği yapmasının önemine dikkat çekti. Ana vatan Türkiye ile tam bir fikir ve eylem birlikteliği içerisinde Kıbrıs Türk halkının egemenliğinin kabul edilmesi mücadelesi verdiklerini ifade eden Tatar, egemen bir devlete sahip olan Kıbrıs Türkü'nün Türkiye ile her zaman bağlarını güçlendireceğini vurguladı. Cumhurbaşkanı olarak göreve gelmesinin ardından ortaya konan yeni siyasetle Kıbrıs'ta artık egemen eşitliğe dayalı iki devletli bir çözümün savunulduğunu kaydeden Tatar, Kıbrıs'ta 60 yıldır iki ayrı devlet gerçeği olduğunu, yarım asırdır görüşülen federasyon tezinin artık rafa kalktığını ifade etti. Tatar, Rum tarafının hayalinin halen Kıbrıs'ı Yunanistan'a bağlamak olduğunu ve bu oyuna asla izin verilmeyeceğini vurgulayarak, Kıbrıs Türkü'nün devletine ve egemenliğine her daim sahip çıkacağını söyledi. KKTC'nin her alanda gelişiminin süreceğini dile getiren Tatar, bu bağlamda İTO yönetimi ve üyelerinin KKTC'yi ziyaret etmesinin ve yatırım olanaklarının masaya yatırılmasının oldukça değerli olduğunu ifade etti. "İSTANBUL İŞ DÜNYASI OLARAK HER ZAMAN KKTC'NİN YANINDAYIZ" İTO Başkanı Avdagiç de KKTC'nin 38. kuruluş yıl dönümü sebebiyle İTO olarak bu sevince, kutlamaya iştirak için KKTC'de olduklarını bildirdi. Avdagiç, Cumhuriyetin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı merhum Rauf Denktaş'ın kararlılığını bugüne taşıyan Cumhurbaşkanı Tatar ve KKTC'ye olan destek ve inancı ifade için burada olduklarını aktardı. Cumhurbaşkanı Tatar'ın ağustos ayında İTO'yu ziyaret ettiğini hatırlatan Avdagiç, "Biz de şimdi iade-i ziyaretle birlikte, Sayın Cumhurbaşkanımızın Kıbrıs politikasını desteklediğimizi vurguluyor, İstanbul iş dünyası olarak her zaman KKTC'nin yanında olduğumuzu gösteriyoruz." dedi. Avdagiç, "İstanbullu iş adamları olarak, KKTC iş dünyasıyla köklü ve kalıcı iş birlikleri oluşturmak kararlılığındayız. Bu ortamı sağlamak, KKTC'nin hak ettiği ekonomik güce kavuşmasına katkıda bulunmak, bizim en büyük arzumuz." diye konuştu. İTO heyeti, Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri ve Kıbrıs Türk Ticaret Odası (KTTO) Başkanı Turgay Deniz'i de ziyaret etti.

2 yıl önce

KKTC'de yeni Kovid-19 önlemleri: İki doz aşı yaptırmayanlar kapalı alanlara alınmayacak

Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesince belirlenen ilave Kovid-19 tedbirlerinin, Sağlık Bakanlığı tarafından uygulanmasına karar verildi. Buna göre, KKTC'ye Ada dışından gelerek kara sınır kapılarından giriş yapacak kişilerin, yolculuk öncesi Dijital Seyahat Belgelerini doldurması gerekecek. KKTC'ye girişlerde ülkeler renk kodlarına göre ayrılarak yeni kriterler belirlendi. Buna göre, son 14 günde koyu kırmızı renkteki ülkelerde bulunanlardan yolculuk öncesi son 72 saatte yapılmış negatif sonuçlu PCR test sonucu istenecek ve yolculara 10 gün karantina uygulanacak. Kırmızı renkteki ülkelerden gelenler, Kovid-19 aşısını yaptırıp yaptırmadığına bakılmaksızın yolculuk öncesi son 72 saatte yapılmış negatif PCR sonucu istenecek. Aşılı veya hastalığı geçirmiş kişiler karantinasız giriş yapabilecek ancak ülkeye giriş tarihinden 72 saat sonra yeniden Kovid-19 testi yaptıracak, aşısız kişiler ise 7 gün karantinada kalacak. Turuncu renkteki ülkelerden gelen aşılı ve hastalığı geçirmiş kişiler, Ada'ya son 72 saatteki negatif PCR sonucu ile karantinasız giriş yapabilecek, aşısız olanlardan negatif olduklarını gösterir PCR sonucu istenecek ve bu kişiler, 5 gün karantinaya tabi tutulacak. TÜRKİYE TURUNCU KATEGORİDE YER ALIYOR. Yeşil renkteki ülkelerden gelen, aşılı olan veya daha önce Kovid-19 hastalığını geçirmiş olan kişilere herhangi bir kısıtlama olmayacak, aşısız olanlardan ise sadece son 72 saatteki negatif PCR test sonucu talep edilecek. ADAPASS SORGULAMASI KİMLİK KARTI İLE YAPILACAK Karantinaya girecek kişiler, sürelerini geçirmek amacıyla taahhüt ettikleri ikamet adreslerine ya kendi araçları ile yalnız veya bir şoför eşliğinde gidecek. En az çift doz aşı yaptırmamış kişilerin ülke içerisindeki kapalı alanlara girmeleri yasak olacak. Bu kişiler sadece süpermarket, devlet daireleri ve banka gibi yerlere son 72 saatte yapılmış negatif sonuçlu PCR testi ile giriş yapabilecek. Ülke içerisinde Adapass sorgulaması 12 yaş ve üzeri için kişiler için zorunlu olacak ve Adapass kontrolü kimlik kartı ile yapılacak. Özel eğitim, okul öncesi, ilk ve orta eğitim kurumlarında eğitim süreci, belirlenen kurallar çerçevesinde tam zamanlı olarak devam edecek. Her okul "Okul Pandemi Kurulu" oluşturmakla yükümlü olacak. Bu kurul, Sağlık Bakanlığı ile eş güdümlü çalışacak ve en az 2 kişiden oluşacak. Nişan, nikah, düğün ve sünnet törenlerinin açık alanlarda yapılması halinde her 2 metrekareye bir kişi, kapalı alanlarda yapılması halinde ise her 3 metrekareye bir kişi düşecek şekilde misafir kabul edilecek.

2 yıl önce

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar: Bizim en büyük gücümüz Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte hareket etmemizdir

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Ahi Evran Külliyesinde 'Gençlerle Söyleş' programına konuşmacı olarak katıldı. Maraş meselesine değinen Cumhurbaşkanı Tatar, "Kıbrıs Barış Harekatından sonra Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sınırları içinde olan Maraş'ı biz her zaman açmak istedik ama uluslararası baskılar, işte bir anlaşma olacaksa toprak tavizi vermeniz lazım. Toprak tavizi verilmesi de Maraş'ın verilmesiydi. Biz hiç bir zaman Maraş'ın verilmesine kanaat getirmedik. Neden verelim? Burada şehitler verdik, savaşı onlar başlattı, Kıbrıs'ta Türklere saldıranlar onlar, Türkiye'nin uluslararası haklarını görmezden gelip Kıbrıs'ta her türlü vahşete göz yumup taarruzu yapan Rumlar. Ancak Kıbrıs Barış Harekatında kazanan biz olduk. Onlar kaybetti. 'Kazandığımız toprağı neden verelim?' dedik. Bir anlaşma için bazı sınır ayarlamaları yapılabilir şeklinde bir pozisyon var. Bizler iyi niyetimize rağmen 'evet' dedik. Onlar 'hayır' dedi. Bize yapılan o kadar haksızlıktan sonra Maraş'ın iade edilmesi gündeme gelmeyecekti. Onun için 'açma zamanı geldi' dedik. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın desteğiyle Maraş'ı açtık. Çok iyi ettik. O günden bugüne pandemi koşullarına rağmen 300 binden fazla insan Maraş'ı ziyaret etmiştir" diye konuştu. 'ONLARIN İSTEĞİ TÜRKİYE'Yİ KIBRIS'TAN ÇIKARMAK' Kıbrıs'ta iki devletin bulunduğunu kaydeden Tatar, "Kıbrıs'ta 60 yıldır iki devlet vardır. Güney'deki Rum Cumhuriyeti Rumlara aittir. Kuzey'deki Türk Cumhuriyeti Türklere aittir. Bizim buradaki hak ve hukukumuz Türkiye ile yürütülen bir siyasettir. Biz Osmanlı döneminden bu yana bu topraklarda varız. Uluslararası anlaşmalara göre Kıbrıs'ta iki ayrı halk vardır. Biri Rum biri de Türk halkıdır. Rum halkı ile Türk halkını boyunduruğu altına almak gibi hakları yoktur. Bizim ayrı bir egemenliğimiz vardır. Türkiye ile anlaşmalarımız vardır. Madem ki bizi Kıbrıs Cumhuriyetinden silah zoruyla atılar, bizde 1974'ten sonra Kuzey'e yerleştik. Bundan sonra buı iki devletin birleştirilmesi diye bir şey söz konusu olamaz. Kıbrıs Türküne diz çöktürtemezsiniz. Kıbrıs Türkü yalnız değildir. Onların isteği bizi üniter bir yapı içine çekmek, Avrupa Birliğinde bizi yok etmek ve Türkiye'yi Kıbrıs'tan çıkarmak. Böyle bir oyuna gelmeyeceğimiz için biz bunu söylemeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. 'YILDA 2 MİLYON TURİST KIBRIS'A GELİYOR' Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs'ın tanınması ile ilgili sorulan soruya, "Biz kendi kendimizi kabul ettirdik. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde 144 ülkeden öğrenci vardır. Yılda 2 milyon turist Kıbrıs'a gelip, gidiyor. Kıbrıs'ta farklı ülkelerden yatırımcılar var. Kıbrıs'ta her türlü iletişim vardır. Kıbrıs'ta benim vatanım, bayrağım ve milletim vardır. Ben bu saatten sonra başkalarının hatırı için gidip de onların boyunduruğu altına girecek değiliz. Tabi bazı yanlış algılar olabilir. Farklı unsurların etkisi altında kalan insanlarda olabilir. Onları da zaman içinde doğru yola getirmek, doğru yolu göstermek bizim görevimizdir. Onun için çalışıyoruz. Kıbrıs meselesi büyük bir milletin ulusal davasıdır" yanıtını verdi. 'BUNLARIN BASKILARINA "HAYIR" DEME HAKKINA SAHİBİZ' Sözlerini sürdüren Tatar, şöyle konuştu: "Avrupa Birliği Güney Kıbrıs'ı kendi içine aldığı için Avrupa Birliği taraf olduğu için Yunanistan ile birlikte onlar bizim tanınmamızı istemediler. Bizi tanıyacak olan dost ülkelere de baskı yapıyorlar. Kıbrıs Türk halkının haklı beklentileri, egemenlik hakkımız ayrı bir devlet olarak varlığımızı kimse inkar edemez. Devletler hukukuna göre eğer kendi ayrı bir halkınız varsa, o halkın kimliği varsa, o halkın ayrı bir tarihi varsa, o halkın dili ve dini farklıysa o zaman kendi geleceğini tayin etme hakkına sahiptir. Biz bunların bütün baskılarına hayır deme hakkına sahibiz. Şu an onu yapıyoruz. Bizim en büyük gücümüz Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte hareket etmemizdir. Çünkü Türkiye Cumhuriyetinin de geçmişten gelen hakları vardır. Kıbrıs'ı güçlendirerek geleceğe taşımak bizim en büyük görevimizdir. Tanınma illaki gelecek ama ne zaman gelecek onu söyleyemem. Ancak tanınma olmayacakmış diye biz gidip Rumlara teslim olmayız." 'SAMİMİYET BEKLİYORUM' Azerbaycan'ı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini tanıması ile ilgili sorulan soruyu da yanıtlayan Tatar, "Bu konuda benim Azerbaycan ile temaslarım var. Kıbrıs Barış Harekatının yıl dönümünde Azerbaycan'dan çok sayıda milletvekili ülkemize geldi. Bize her türlü yakınlıklarını ve samimiyetlerini ifade ediyorlar. Tabi ki uluslararası bir takım sıkıntılar olabilir. Kendi ekonomik ve siyasi ilişkilerinin belki zarar görmemesi için şuan bu şekilde bir pozisyon var. Fakat bizim gönül ve kardeş birliğimizin hepsi var. İnanıyorum ki yakın bir gelecekte temasımız olacak. Bir takım gelişmeler olacak. Türkiye ile Azerbaycan arasındaki yoğun ilişkiyi biliyoruz. Türkiye Cumhuriyeti bu konuda zaten bizi destekliyor. Benimde kendilerine söylediğim evet biz gardaşız. Azerbaycan ile Türkiye'nin münasebetleri bu şekilde gelişmiştir. Şimdi Doğu Akdeniz'de Türkiye Cumhuriyetinin de bu kadar önem verdiği bir adada Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin varlığı ve Türkiye'nin bize olan desteği, dolayısıyla Türkiye ile Azerbaycan'ın gardaşlığı aynı şekilde bir millet 3 devlete kadar giden bir yol, ben hep bunu söylüyorum. Ben bekliyorum. Ne bekliyorum? Samimiyet bekliyorum " dedi.

2 yıl önce

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar: Doğu Akdeniz'de söz sahibi ülke Türkiye

Beypazarı Belediyesi'nce düzenlenen '7'nci Geleneksel Kızak Şenliği'ne katılmak için Ankara'ya gelen KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, ABD'nin, İsrail, Güney Kıbrıs ve Yunanistan'ın üzerinde çalıştığı Doğu Akdeniz Doğalgaz Boru Hattı Projesi'nden (EastMed) desteğini çekmesiyle ilgili açıklamada bulundu. Tatar, Rumlar ve Yunanların, kendilerini tehdit olarak gördüğünü belirterek, "Kıbrıs'ın etrafındaki doğal zenginliklerin paylaşımında bizi ve Türkiye Cumhuriyeti'ni işin dışına itmek için kendilerine göre bir projeydi. O projenin mümkün olmadığı ortaya çıktı dolayısıyla bizim bildiğimiz bir şeydi. Amerika ve diğer ülkeler de bu konuda kanaat oluşturmuşlar" diye konuştu. 'BU HESAP DOĞRU VE ADİL DEĞİL' Kıbrıs ve çevresindeki barışın devamı için mutlaka eşitlik temelli bir anlaşma olması gerektiğini vurgulayan Tatar, "Eşitlik temelli bir anlaşmaya da KKTC'nin dahil olması lazım. Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da her vesilede vurguladığı gibi Kıbrıs'taki hidrokarbon zenginliklerinin paylaşımında mutlaka geniş bir toplantının olması lazım. Bu toplantıya hem Türkiye Cumhuriyeti müdahil olacak hem Kıbrıslı Türkler müdahil olacak ve eşitlik temelinde nasıl bir anlaşma olabileceğinin değerlendirilmesi yapılacak. Maalesef Rumlar, Yunanlar ve bazı Avrupa ülkeleri Kıbrıs'ta Türkler yokmuş gibi hesaplar yaparak, bizi işin dışına itmek suretiyle kendilerine çekmeye çalışıyorlar fakat bu hesap tutmuyor. Bu hesap doğru ve adil değildir. Herkes de bunu görüyor. Biz bu mücadelede Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte hareket etmenin mutluluğu içerisindeyiz. Türkiye her fırsatta, 'Doğu Akdeniz'de ne hakkımızı ne de KKTC'nin hakkını yedirmeyiz' diyor. Bu da bize güç vermektedir çünkü ileride bu zenginliklerin paylaşımında Kıbrıs Türklerinin de hakkı ve payı vardır" dedi. 'TÜRKİYE'NİN MÜDAHİL OLMADIĞI DENKLEMDE BARIŞIN SÜRMESİ MÜMKÜN DEĞİL' KKTC'nin geçmişten gelen ve uluslararası hukuktan doğan haklarının korunması için bu mücadelenin Türkiye Cumhuriyeti tarafından sahiplenilmesinin kendilerine güç verdiğini dile getiren Tatar, "Biz halkımıza diyoruz ki 'Kıbrıs'ta 2 eşit halk vardır, 2 ayrı devlet vardır. Onların ne kadar egemenliği olursa bizim de o kadar egemenliğimiz var'. Kıbrıs'a baktığımızda Rodos'tan, Girit'ten sonra Kıbrıs'ın önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Bir kez daha Kıbrıs'ın ne kadar değerli ve statüsünün fevkalade stratejik, fevkalade jeopolitik olduğunu zaten hepimiz biliyoruz. Kıbrıs çok önemlidir, çok değerlidir. Coğrafya bakımından, tarih bakımından, ticaret yollarının kesiştiği bir nokta olarak da önemlidir. Türkiye'nin sadece 40 mil uzaklığındadır. Türkiye İskenderun Körfezi'nden Ege adalarına kadar 2 bin kilometre sahil şeridiyle Akdeniz'de en fazla söz sahibi olması gereken, bugün 85 milyon, yarın 100 milyonluk büyük bir ülkedir. Doğu Akdeniz'de en güçlü ve en büyük potansiyel olarak gelecekte söz sahibi olacak ülke Türkiye'dir. Türkiye Cumhuriyeti'nin müdahil olmadığı herhangi bir denklemde barışın sürmesi mümkün değildir. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti her zaman orada olacak. O zaman adil bir çözüm şekli ortaya çıkabilir. Maalesef şu an bu duruma yakın değiliz. Karşı taraf bizi hep dışlamaya çalışıyor" diye konuştu. 'SİLAHLANMALAR BEYHUDE' Ersin Tatar, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin sınır hattına asker ve silah konuşlandırmasıyla ilgili de "Rum kesimi sürekli sınırlara asker ve silah konuşlandırıyor. 1974 Barış Harekatı'yla Kıbrıs'ta Türk halkının hakkı kazanılarak iki devlet oluşturulmuştur. O zamandan beri güney tarafında epey silahlanma olduğunu biliyoruz. Ancak 40 mil uzaklıkta 85 milyonluk bir Türk milleti vardır. Türkiye Cumhuriyeti'nin gücünü bütün dünya biliyor dolayısıyla biz Türkiye'ye bakıyoruz. Hiçbir zaman meydanı boş bırakmayız. Kimse çatışma istemez; ama güney tarafının da dikkat etmesi lazım. Bu silahlanma kime yöneliktir? Bunun hesabını kitabını bir kez daha gözden geçirmeliler çünkü karşılarında büyük bir millet var. Daha fazla konuşmaya bile gerek yok, silahlanmalar beyhudedir" dedi.

1 2 3 4 5 6 7