20 Nisan Cumartesi 2024
2 yıl önce

CHP Söke İlçe Başkan Yardımcısı Halil Yıldırım kokain ve esrarla yakalandı

CHP Söke İlçe Başkan Yardımcısı Halil Yıldırım'ın; Aydın Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetlere ait araçta kokain ve esrarla yakalandığı ortaya çıktı. Halil Yıldırım'ın, Aydın Büyükşehir Belediyesi'nde sözleşmeli personel olarak çalıştığı öğrenildi. Cumhuriyet Halk Partisi Söke İlçe Başkan yardımcısı, aynı zamanda Büyükşehir Belediyesi personeli olan Halil Yıldırım, çalıştığı kuruma ait 34 DPM 687 plakalı resmi araçta yapılan aramada üzerinde kokain ve esrar maddesiyle yakalandı. Polisin teknik takibi sonucu durdurulan araçta CHP’li Söke İlçe Başkan yardımcısı Halil Yıldırım’ın yanı sıra M.E. isimli kadın ile A.M.Ö isimli şahıs gözaltına alındı. Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’na yakınlığıyla bilinen Halil Yıldırım’ın üst aramasında 0,07 gram kokain ile 0.08 gram esrar maddesine rastlandı. CHP’li Başkan Yardımcısı ve beraberindeki 2 kişi, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye çıkarıldı. Halil Yıldırım, M.E. ve A.M.Ö., uyuşturucu madde kullanmak suçundan adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

2 yıl önce

Mersin Valiliği: 1 ton kokain ele geçirildi

Valilikten yapılan açıklama şöyle; Ekvador ülkesinden Mersin Limanı'na gelen bir gemide Muz yüklü konteyner içerisinde uyuşturucu madde bulunduğu ihbarı alınması üzerine; İl Emniyet Müdürlüğü ve Gümrük Muhafaza Müdürlüğü ile koordineli yapılan operasyonel çalışmada, bahse konu konteyner içerisinde (1000 paket) halinde 1 Ton Kokain maddesi ele geçirilmiş, sayım ve aramalar devam etmektedir.   Tahkikat çok yönlü devam etmektedir.   Kamuoyuna saygıyla duyurulur

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: Ne sentetik uyuşturucunun, ne esrarın, eroinin, kokainin ana vatanı Türkiye değildir

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kırıkkale'de, Huzur Köy Bağımlılıkla Mücadele Merkezi'nde düzenlenen "En İyi Narkotik Polisi Anne ve STK Buluşmaları"nda yaptığı konuşmada, büyük ve zengin bir medeniyetin evlatları olduklarını söyledi. Bazılarının, Türkiye'yi musibetlerle karşı karşıya bırakmak isteyebileceklerini belirten Soylu, şöyle konuştu: "Elbette ayağa kalkmayalım, dünyaya sözümüzü söylemeyelim, medeniyetimizi anlatmayalım, iyilikleri önermeyelim, kötülüklerden sakındırmayalım, etrafımızdaki coğrafyada kavgaya, husumete, kadınlara, çocuklara ve yaşlılara yapılanlara 'dur, ne yapıyorsunuz' demeyelim diye, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde bütün dünyaya bu ülkenin, Anadolu'nun medeniyetini, güçlülüğümüzü anlatmayalım diye elbette ki hep bizi ayağımızın önüne baktırmak isteyebilirler. Biz bu tuzağa düşmeyelim, düşmeyeceğiz. Onun için biz 9-5'çi değiliz." Bakan Soylu, bu neslin çok sıkıntılar çektiğini, darbeleri, ekonomik saldırıları, ABD'den parmak sallamaları, Avrupa'dan tehditleri görüldüğünü aktardı. Türkiye'nin her tarafının teröre bulaştırılmak istenildiği ve birçok meseleyle karşı karşıya kaldıklarını anlatan Soylu, şöyle devam etti: "İnançlarımızla, değerlerimizle, kültürümüzle, örfümüzle ve adetimizle bizi sınamak istediler. Biz bunun hepsini yaşadık. Ne yapalım? Bizden sonraki nesiller bu sıkıntıları yaşasın diye bırakalım mı? Eğer biz şu neslin yaşadıklarını yeniden onlara tecrübe ettirmek istiyorsak, elbette ki bırakalım, istediklerini yapsınlar. Ama Türkiye'den 21. asırdan önce elde ettiğimiz tüm tecrübe ve kazanımlarla birlikte bambaşka bir yolculuğa başladık. İşte onlardan, oralardan daha farklı yapmalıyız. Eğer daha farklı yapmaz ve rutine ayak uydurursak, aynı musibet, bela, tezgah ve oyunlarla hep beraber karşı karşıya kalırız. Son eyvah para etmez." "Ne sentetik uyuşturucunun, ne esrarın, eroinin, kokainin ana vatanı Türkiye değildir" Soylu, uyuşturucu ile mücadeleye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olarak değil, bir baba yüreğiyle sahip çıktığını vurguladı. Uyuşturucu ile mücadeleyi bırakmayacaklarını çünkü tehlike altındakilerin çocuklar ve gelecekleri olduğunu dile getiren Soylu, "Onlardan vazgeçemeyiz. Çünkü biz bu meseleyi sadece narkotik raporlarından takip ediyor değiliz. Arkadaşlarımız şahittirler, Bana gelen bir mesaj, karşılaşacağım birisi olacak da ben sırtımı döneceğim... O annenin veya babanın söylediği 'evladımı bu illetten kurtarın' dediğini başarana kadar inatla bu işi takip ediyoruz. Çünkü onların bir duası bizim doğru yolda gitmemizi sağlar, bir ahı da bizi tepe taklak eder. Biz bunun bilinci içerisindeyiz." diye konuştu. Bakan Soylu, bu işin önünü arkasını boş bırakamayacaklarını ve kenardan seyredemeyeceklerini belirtti. Bazı batılı ülkelerin baktığı gibi farklı pencerelerden de bakamayacaklarını vurgulayan Soylu, şöyle devam etti: "Bakın, uyuşturucu meselesi, Türkiye'ye iki farklı kanaldan zarar vermektedir. Birincisi gençlerimizi zehirliyor, ikincisi PKK terör örgütü başta olmak üzere tüm suç örgütlerini besliyor. Göçmen kaçakçılığının uyuşturucuyla ilgisi var. Terör örgütlerinin ilgisi var. Mafyatik yapıların, suç örgütlerinin bu işle ilgisi var. Dolayısıyla biz uyuşturucu mücadelesini sağlıklı vermeden, ne ülkemizde huzuru ve sükunu tam olarak sağlayabiliriz ne de evlatlarımızı koruyabiliriz. Türkiye olarak bu meselede, küresel bir baskı ve sorumluluk altındayız. Bu problem, ithal bir problemdir. Dünyaca bilinen önemli hiçbir uyuşturucu maddenin ana üreticisi Türkiye değildir. Hiçbir uluslararası raporda böyle bir kayda rastlayamazsınız. Ne sentetik uyuşturucunun, ne esrarın, eroinin, kokainin ana vatanı Türkiye değildir. Ama bütün bunlar birtakım karanlık yapılarla bizim kapımıza dayanan zehirlerdir." "Sadece geçen yıl yakaladığımız uyuşturucunun piyasa değeri 165 milyar lira" Soylu, "Orta Doğu'dan Avrupa'ya doğal uyuşturucu gider, Avrupa'dan Orta Doğu'ya sentetik uyuşturucu gider. PKK bunun en büyük sevkiyatçısıdır ve ne yazık ki bu zehirlerin bir kısmı da bizim ülkemizde bizim gençlerimize sunulmaya çalışır. İşte onun için biz bu işi oluruna bırakamayız. Bu işin hem arzıyla hem bağımlılık tarafıyla mücadele etmek zorundayız. Bizim bir tarzımız var. Yaptıklarımızı anlatırız, başarımızı ortaya koyarız ama 'sıfır kayıp' rakamına ulaşana kadar da işimiz bitti demeyiz." dedi. Türkiye'nin, uyuşturucu meselesinde coğrafi konumu dolayısıyla riski yüksek ülke olduğuna dikkati çeken Soylu, şunları kaydetti: "Sadece geçen yıl yakaladığımız uyuşturucunun piyasa değeri 165 milyar liradır. Bunun 2011'deki piyasa değeri yaklaşık 2 milyar liraydı. 2017 ve 2018'de bu rakam 20 milyar lira seviyesindeydi. Bunu yapmasaydık ne olacaktı? Bu, birilerinin kazancı haline gelecekti. Bu sadece bizim ülkemizde değil, dünyada da birçok genci zehirleyecekti. Bunun kazananı bizler ve insanlık. Kaybedeni de uyuşturucu tacirleri, baronları, sevkİyatçıları ve uyuşturucu üretenler. Biz her hafta 4 bin uyuşturucu satıcısını gözaltına alıyoruz. Çünkü bunun da oluşturduğu öyle veya böyle ekonomisi var. Alıyorsun, içeri atıyorsun. Uyuşturucu baronları, yerine yeni satıcılar bulmaya çalışıyor. 2016'da 7 bin 600 kişi tutuklanmış, 2017'de 21 bin, 2018'de 23 bin, 2019'da 25 bin kişi, geçen yıl salgın olmasına rağmen tüm yıl boşunca yine aynı rakam 23 bin 693. Bir taraftan uyuşturucu yakalıyoruz, bir taraftan satıcıları yakalıyoruz. Rakam belli, 92 bin 665 kişi var şu anda uyuşturucu satıcısı. Bunların yüzde 97-98'i uyuşturucu satıcısı ve baronudur. Bu rakam az bir rakam değil." "Kamu kaynaklarını yüzde 35,3 oranında arttırdık" Soylu, Kırıkkale'de, Huzur Köy Bağımlılıkla Mücadele Merkezi'nde düzenlenen "En İyi Narkotik Polisi Anne ve STK Buluşmaları"nda yaptığı konuşmada, şu anda meydanlarda, camilerde, sokak başlarında "zombi" gibi durup, kendini kaybetmiş, ne olacağını bilmeyen ve çaresiz durumda olanlarla ilgili tablolarla karşı karşıya kalmadıklarını söyledi. Uyuşturucuya karşı büyük bir mücadele ortaya koyduklarına dikkati çeken Soylu, şöyle devam etti: "Peki sonuç ne olmuş. 920 kişiymiş, 941 kişiymiş uyuşturucuya bağlı ölen. Bunu biz belirlemiyoruz, adli tıp belirliyor. 657'ymiş, 342'ymiş, şimdi de 314. Bu rakamı gittikçe aşağı indirmeye çalışıyoruz. 15-64 yaş aralığında ömründe 1 kez uyuşturucu kullananların yüzde olarak oranı, Fransa'da 5,6, Almanya'da 4,1, İtalya'da 6,9 ve Türkiye'de ise 1,2'dir. Sentetik hap için Fransa ve Almanya'da 3,9, Hollanda'da 10,8, Türkiye'de 1,4'tür. Ben rakamlarla ve uluslararası ölçeklerle konuşuyorum. Esrarda Fransa'da 44,8, Almanya'da 28,2, Türkiye'de ise 2,7'dir. 15-64 yaş aralığında madde bağlantılı ölümlerde milyon kişi başına ölüm oranı Fransa'da 9, Hollanda'da 20, İsveç ve Norveç'te 77, İngiltere'de 76, Türkiye'de ise 5,55'tir ki bu 2018'in rakamı. Yani bunun yarısına inmiş durumdayız. Uyuşturucuya bağlı ölümlerdeki sayı, 2017'de 941'di, 2020 sonu itibarıyla 314'e düştü." Bakan Soylu, 2021 atık su analizi raporuna göre, 37 Avrupa şehri karşılaştırmasında günlük ortalama esrar tüketiminde Amsterdam'ın birinci, Paris'in dördüncü, Zürih'in sekizinci sırada olduğunu belirterek, Türkiye'de sadece İstanbul'un 29, Adana'nın 35. sırada olduğunu bildirdi. Bu rakamların, 2021 Avrupa Uyuşturucu Raporu'nda ve Avrupa Uyuşturucu Madde Bağımlılığı İzleme Merkezi Raporu'ndaki rakamlar olduğunu anlatan Soylu, şöyle devam etti: "Yani uluslararası verilerdir, bizim verilerimiz değildir. Bizden de veriler vereyim. 2016'da uyuşturucu suçundan tutuklamaların sayısı 7 bin 601'di. 2020'de bu sayı 23 bin 693 oldu. 2016'da 81 bin olan operasyon sayımız, 2020'de 158 bin 960'a ulaştı. Daha önce paylaşmadığım bir detay daha vereyim. Sadece 2018-2020 arasında uyuşturucu ile mücadeleye ayırdığımız kamu kaynaklarını yüzde 35,3 oranında arttırdık. Yine bir uluslararası veri, Birleşmiş Milletler verilerine göre, 2019 yılında dünyada küresel düzeyde en fazla eroin yakalaması gerçekleştiren ülke Türkiye'dir. Dünyanın tamamında yakalanan miktar 96 tondur. Bunun 20 tonu, Türkiye tarafından ele geçirilmiştir. Anlatmak istediğim şudur, Türkiye bir yandan ciddi bir arz baskısı altındadır, AB ülkelerinin uyuşturucu madde yakalamalarının toplamından fazlasını, hatta bazı başlıklarda iki, üç katını tek başına yakalamaktadır. Bir yandan da küresel bir terör örgütünün kurduğu küresel bir uyuşturucu ticareti ağıyla mücadele etmektedir. Bir yandan terörle ve düzensiz göçle mücadele etmektedir." Soylu, 2020'nin sonunda "En İyi Narkotik Anne" projesine başladıklarını belirterek, şu ana kadar 90 bin anneye ulaştıklarını ve eğitim verdiklerini söyledi. Şimdi gaza bastıklarını ve yıl sonuna kadar hedeflerinin 500 bin anneye ulaşmak olduğunu vurgulayan Soylu, "500 bin anneye 'En İyi Narkotik Polisi Anne' projesini anlatacağız. İnşallah seneye hedefimizi daha çok yükseltme gayretinde olacağız. Biz bu işi sadece kolluk çalışması olarak ele alıyor değiliz. Bir yandan kolluk çalışması yapıyoruz, diğer yandan tedavi süreçlerinde bağımlılıkla mücadelede Sağlık Bakanlığımız, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız, Yeşilay, tüm kurumlarımız ve sivil toplum örgütlerimizle koordinasyon içerisinde olmaya çalışıyoruz." diye konuştu. Bakan Soylu ve beraberindekiler, Huzur Köy Bağımlılıkla Mücadele Merkezi'ni gezerek, bilardo bulunan salonda gençlerle oyun oynadı. Tedavi amaçlı serayı da gezen Soylu, Huzur Köy Sanat Atölyesi'nde "Merdo" türküsünü söyleyen gençlere eşlik etti. Daha sonra merkezdeki halı sahada penaltı atışı yaparak, gençlerle bir süre zaman geçiren Soylu, basına kapalı gerçekleştirilen toplantıda, anneler ve sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle bir araya geldi.

2 yıl önce

CHP'li Engin Özkoç'un kokain iddiaları yalan çıktı

Kolombiya’nın Buenaventura Limanı’nda Türkiye’ye gönderileceği iddia edilen 4 ton 900 kilogram kokainin ele geçirilmesiyle ilgili, İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü resmi internet sitesinden yazılı açıklama yapıldı. "KOLOMBİYA MAKAMLARINDAN YARDIMLAŞMA TALEBİ GELMEDİ" Açıklamada, Adalet Bakanlığı üzerinden Kolombiya'ya iletilen adli istinabe talebine, bu ülkenin adli makamları tarafından bugüne kadar herhangi bir cevap verilmediği belirtildi. "Kolombiya adli makamlarının, Adalet Bakanlığımızdan herhangi bir adli yardımlaşma talebi olmamıştır" bilgisi paylaşılan açıklamada, şunlar kaydedildi: "SUÇ DUYURUSUNDA BULUNULACAK" "Kolombiya narkotik biriminden alındığı söylenen İspanyolca belgede, 22 Eylül 2021 tarihinde Türkiye'ye adli istinabe talebinde bulunulduğuna ilişkin bir ifade yer almamaktadır. Sosyal medya üzerinden atılan iftiralarla, devletimizi küçük düşürmeye çalışan, itibarına zarar veren, organize suçlar ve uyuşturucu ticaretine yönelik mücadelesini zafiyete uğratmaya çalışan başta CHP Grup Başkanvekili Sayın Engin Özkoç olmak üzere bazı isimler hakkında suç duyurusunda bulunulacaktır." Açıklamayla birlikte, İspanyolca belgelerin Türkçe tercümesi de yayımlandı.

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: "2021 yılında Cumhuriyet tarihi rekorlarını kırarak 22 ton 234 kilogram eroin, 2 ton 841 kilogram kokain ele geçirdik."

İşte Bakan Soylu'nun açıklamalarından satır başları: Artık hiçbir sorun ülkelere ait değildir. Her ülkede yaşanan sorun dünyaya temas eden bir süreçtir. Kaynağı kendi coğrafyası sanılan meselenin aslında çok farklı yerlere uzandığını görebiliyoruz.  Uyuşturucu küresel bir meseledir. Durum ne kadar ciddidir. Sizler bu işin vahametini herkesten fazla biliyorsunuz. Öyle durumlarla karşılaşıyorsunuz ki insanlığın düştüğü bu durumu lanetleyerek şahit oluyorsunuz. Dünyada iki sahada da kullanım ve üretim alanında ciddi yükseliş var.  Uyuşturucuyla mücadelede zafer kazandıkça terör zayıflıyor. 15 Temmuz sonrası Türkiye'de yakalanan uyuşturucu miktarının yüzde 70'inin üzerinde olan bölüm Hakkari, Van illerinde yakalanıyordu. Uyuşturucunun doğudan batıya sevkini engelleyebiliyoruz. Bu tarihi bir başarıdır. Uyuşturucuyla mücadelede en kritik nokta, sınır illerinde bloklanması, dağıtımın engellenmesidir.  "BAZI BATI ÜLKELERİ NARKO SHOPLAR AÇIYOR" Bazı Avrupa ülkeleri uyuşturucuyu sağlık sorunu olarak görüyorlar. Kimisi narko shoplar açıyor. Hiç kusura bakmasınlar bizim gençlerimiz kıymetlidir. Dünyada bir pandemiden geçiyoruz. Onlar yaşlılarını bilerek ve isteyerek ölüme terk ettiler. Biz başka bir medeniyetin çocuklarıyız. Biz 18'ine gelince çocuğunu terk eden bir millet değiliz. Yaşlılarını huzur evine terk eden bir millet değiliz. Hiçbir gencimizin uyuşturucu komasına izin verecek bir millet değiliz. Uyuşturucu operasyonları yüksek maliyetli yüksek riskli işlerdir. Hani bir söz vardır 'Depresyona gireceğim ama vaktim yok' diye. Biz de kimsenin lafına bakacak vaktimiz yok. Uyuşturucu, PKK terörünün en önemli finans kaynağıdır.  Her şeyi Batı'ya sevk ediyorsunuz diyenler vardı. Bu 3. dünya ülkelerinin tavrıdır, diyenler vardı. Klasik solcular hep aynı tavrı ortaya koyarlardı. Kendi yönetim eksikliğinizi kapatıyorsunuz diye. Şimdi görüyor musunuz Batı'nın Afganistan'ı nasıl uyuşturucu tarlasına çevirdiğini. Uçağı kaldırırken aşağıda kim var diye bakmadı Amerika, kim düşecek diye bakmadı. İnsanlıktan paylarını almış değiller. Kişi başı gelirin yükselmesiyle dünyaya hakim olabileceklerini düşünebilirler. Ama insanlar umurlarında değil. Ama bizim umurumuzda. Coğrafi olarak uyuşturucu açısından geçiş noktasıyız. Tüm bu olumsuz duruma rağmen uyuşturucuyla mücadelede  Dünyada toplam yakalanan uyuşturucunun yüzde 21'ini biz yakaladık. 2021'in sonunda uyuşturucudan tüm zamanların yıllık tutuklama sayısına ulaştık. Hala cezaevlerinde uyuşturucu suçundan 100 binin üzerinde kişi bulunmaktadır.  Bu meselenin her yerine müdahale ettik. Rekor operasyonlara imza attık. Şimdi dünyanın bu umursamazlığıyla mücadele ediyoruz. Bir yandan yakalama yaptık, bir yandan sorunun nereden başladığını belirlemeye başladık. 2021 yılında Cumhuriyet tarihi rekorlarını kırarak 22 ton 234 kilogram eroin, 2 ton 841 kilogram kokain ele geçirdik Bu yıl 70 milyon kök kenevir yakaladık, 2021'den bahsediyorum. Terör örgütü de dahil olmak üzere nefes aldırmamaya çalıştık. İlk kez Türkiye'de uyuşturucudan suç gelirleri operasyonları gerçekleştirdik, gerçekleştirmeye devam ediyoruz. "EN İYİ NARKOTİK POLİSİ; ANNE" Uyuşturucunun kullanıldığı alanlar yüzde 48 kendi evi, yüzde 27 metruk binalar, ondan sonra da araçlar, parklar... Eve ulaşmalıyız, anneye ulaşmalıyız dedik. "En İyi Narkotik Polisi; Anne" projesini başlattık. Metruk binaları yıkmaya başladık. Anketler yaptık, uyuşturucu kullananlara... Nerede kullanıyorsunuz vs. sorularını sorduk. Tüm ilçelerimizi takip ediyoruz. Tamamen verilere dayalı uyuşturucu risk analizi yapıp projeler gerçekleştiriyoruz. Tüm illerimizi izliyoruz. "Uyuma" projesi ve "En İyi Narkotik Polisi; Anne" projesinde mücadelemizi ortaya koyacağız. Cenab-ı Allah'da bizim işimizi kolaylaştıracaktır. Bu yıl, terör örgütüne nasıl darbe yılı olacaksa uyuşturucu satıcılarına da darbe yılı olacaktır. Sahada hareketsiz bırakmalıyız. "BUNU YAPANLARI BİÇMEK ZORUNDAYIZ" 'Uyuşturucu satıcılarının ayaklarını kırdık' dedik, eleştirildik. Onlar bizim çocuklarımızı zehirlesin biz de öküzün trene baktığı gibi bakalım... Peki ne oldu? Uyuşturucudan ölüm oranları azaldı. Çocuklarımızı zehirlemeye çalışıyorlar. Bunu yapanları biçmek zorundayız, bu kadar basit. Hem organizatörlerini, hem suçlularını nerede buluyorsak gereğini yerine getirmeliyiz. Karşı karıya kaldığımız en önemli risklerden biri de eroindir ve ardından esrar, ardından da sentetikler. Bütün bunlarla mücadele etmek bizim sorumluluğumuzdur. "BU OPERASYONLARI GÜNDÜZ YAPALIM" Uyuşturucu operasyonlarını sabaha karşı yapmayalım artık. Gündüz yapalım, insanların gözü önünde. Aleni şekilde yapalım. Size ekstra bir görev daha vermek istiyorum, aileler inanın bu illetten zor durumda. Böyle aileleri tespit ettiğiniz anda valiliklere Haber vermeliyiz ve adım adım bunu takip etmekte sorumluyuz. Operasyonlar ortada, bunu yapıyorsunuz hem de iyi yapıyorsunuz. Ama sizden daha fazlasını istemek durumundayız.  Bilim dünyasına da teşekkür ediyorum. Atık sularda uyuşturucu analizi yapıp sahadaki kullanımını tespit ediyorlar. "SAHADAN BUNLARI SİLMEK BİZİM NAMUS BORCUMUZDUR" Sahadan uyuşturucu satıcılarını silmek bizim namus borcumuzdur. Biliyorum zor bir görev yapıyorsunuz. Biz bununla yetinemeyiz. Daha iyisini gerçekleştirmeliyiz. Annelerin duasındasınız. Mücadeleye devam. Sizlerle onur duyuyoruz. Hepinizi tebrik ediyorum. 

2 yıl önce

ODA TV yazarı Atilla, Kolombiya-Türkiye uyuşturucu hattında 4.9 ton kokainin öyküsünü yazı! İşte FETÖ ve Sedat Peker’in üstünü örtmeye çalıştığı gerçekler…

Kolombiya Savunma Bakanı'nın 9 Haziran 2020'de attığı tweet ile gün yüzüne çıkan 4.9 ton kokain vakası 11 Ocak 2022'de İstanbul Narkotik Şube Müdürlüğü'nün 15 kişiyi gözaltına alması, bunların da tutuklanması ile sonuçlandı.  Geride, 16 ay boyunca yapılan yorumlar, yazılar, iddialar kaldı.  Gerçek ise her zamanki gibi sahipsizdi.  O halde,  Bugüne kadar tüm yazılıp çizilenleri unutun. Kolombiya-Türkiye uyuşturucu hattını ve 16 ay boyunca yaşanan film gibi bir öykünün gerçek hikayesi ile baş başa kalın.  2020 NİSAN KOLOMBİYA BUENAVENTURA LİMANI 2020 Nisan'ının ilk günleri... Kolombiya polisine gelen ihbar, Buenaventura Limanı'nda bir gemiye yüklenecek olan konteynırların içinde kokain bulunduğu söylüyordu.  Kolombiya anti-narkotik timleri dakikalar içinde hazırdı.  Liman kuşatıldı, uzun namlulu silahları ile bir grup polis güvenlik çemberi oluşturdu. Bu sırada Narkotik timleri konteynerin içinde aramaya başlamıştı.  Konteyner didik didik edildi. Ortada kauçuktan başka bir şey yoktu. Arama yapanlar umutsuzluk içindeydi.  Tam o sırada... Narkotik köpeği Dora ısrarla tepki veriyor, havlıyordu. Patileri ile kauçukları yırtarcasına adeta kazıyordu.  Görünürde bir şey yoktu ama Narkotik köpeği Dora'nın bu tepkisi boşa olamazdı.  KAUÇUK İÇİNE KARIŞTIRILAN KOKAİN Kolombiya polisi, konteyner içinden 3-5 numune kauçuk aldı. Cali şehrindeki Adli Tıp Enstitüsü'ne gönderdi.  Sonuç pozitifti.  Kokainler, konteyner içindeki 30'ar kiloluk 1733 kanvas içine paketlenmiş granül kauçukların içine karıştırılmıştı.   Kolombiya polisi, 3-5 numune kauçuk üzerinden alınan numunelerden yola çıkarak orantısal bir hesaplama ile kokain miktarının 4,9 ton olabileceğini raporladı.  Bu şu demekti, tüm malzemelerden numune alınmadan, sadece numunelerdeki kokain miktarından yola çıkarak yakalanan malın miktarının 4.9 ton kokain olduğu sonucuna varıldı.  Adli Tıp Enstitüsü'nün raporundan günler sonra da Kolombiya Savunma Bakanı'nın yakalanan uyuşturucuya dair attığı tweet geldi.  Artık dünya bu olayı konuşuyordu.  O SIRADA ANKARA'DA NARKOTİK DAİRE BAŞKANLIĞI Aynı anda Türkiye'de...  Ankara'daki Narkotik Daire Başkanlığı hareketlenmişti. Kolombiyalı Bakan, 4.9 ton uyuşturucu yakalandığını 9 Haziran 2020'de Twitter üzerinden duyurmuş, adresin de Türkiye olduğunu söylemişti.  Ancak o saate kadar kendileri ile resmi bir temas kurulmamış, böyle bir bilgi verilmemişti.  Derhal, Kolombiya polis timleri ile temasa geçildi. Görüntülü bir telekonferans düzenlendi.  İlk alınan bilgiler şu şekildeydi: *Uyuşturucu ihbar üzerine 1 Nisan'da yakalandı.  *Konteyner içinde kauçukların içine karıştırılmış kokain bulundu. *Tüm kauçuklar incelenmedi. İncelenen 3-5 kauçuk üzerinden uyuşturucu miktarı hesaplanmıştı. *Uyuşturucu yüklü konteynerlerin adresi İstanbul Ambarlı limanıydı.  *Yasal yükün sahibi Türk firmaydı.    *Kolombiya'da yakalanan uyuşturucu ile ilgili gözaltına alınan kimse yoktu. Sadece ortada bir uyuşturucu ve onun gideceği yer olan İstanbul Ambarlı limanı adresi vardı.  Birkaç gün sonra Türk Dışişleri Bakanlığı da devredeydi. Kolombiyalı meslektaşları ile temasa geçti.  Ancak Kolombiya makamları resmi bir bilgi paylaşımı içine girmiyordu.  UYUŞTURUCU HATTI FETÖ'CÜLER VE SEDAT PEKER'İN DİLİNDE Tam da o günlerde Kolombiya-Türkiye uyuşturucu hattı gündem oldu. Uyuşturucunun Türkiye'deki alıcısı ve nakliyecisi hakkında yorumlar yapıldı, isimler ortaya atıldı.  Bunların arasında eski bakanlar, bakan çocukları bile vardı. FETÖ'nün yurt dışındaki firari mensupları yayınlar yapıp "Narcos Türkiye" imajını vurguluyordu. Onlara Sedat Peker de eklenmişti.  İSİM BELİRLENDİ Narkotik Daire Başkanlığı ve İstanbul Narkotik Şube Müdürlüğü ise Ambarlı limanına getirileceği öne sürülen uyuşturucunun sahibinin peşindeydi.  Ağustos 2020'da ilk kez Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı'nın izni ile soruşturmaya başlandı.  Hedef isim: Murat Karabaş'tı.  Kolombiya'dan yüklenen legal malın yani kauçuğun sahibi Murat Karabaş gözüküyordu.  Arşivlerde Murat Karabaş ile ilgili bir suç kaydı yoktu. Bir süre gümrük müşavirliği yapmış, sonrasında ticarete atılmış gözüküyordu.  Ancak araştırmalar derinleştirildikçe ilginç ipuçları belirmeye başladı.  İstanbul Narkotik Şube Müdürlüğü adeta iğne ile kuyu kazıyordu.  2018 yılında Murat Karabaş ile ilgili uyuşturucu kaçakçılığı yaptığına dair bir ihbar yapılmıştı. İhbar değerlendirilmiş ancak herhangi bir sonuç alınamamıştı.  Araştırma derinleştirildikçe daha da somut bilgiler ortaya çıkmaya başladı.  İLK İPUCU BAHÇELİEVLER'DEKİ YARALAMA Mayıs 2020'da Murat Karabaş, Bahçelievler'de bacağından vurulmuştu. Polis kayıtlarına bu trafik tartışması sonucu çıkan basit bir kavga sonucu meydana gelen yaralama olayı olarak geçmişti.  İstanbul Narkotik polisi, Murat Karabaş'ı yaralayan kişinin uyuşturucu kaçakçılığından sabıkalı meşhur Gün Ailesi'nin bir ferdi olduğunu tespit etti.  Bu basit bir trafik tartışması sonucu meydana gelen bir olay olamazdı.  HAYVAN DERİSİ GETİRDİLER Olayın meydana geldiği tarihte Kolombiya'da uyuşturucunun yakalanmasından 1 ay sonraya denk geliyordu. Bu, Kolombiya'da yakalanan kokainden dolayı bir hesaplaşmayı işaret ediyordu.  İstanbul polisi, Murat Karabaş dahil olmak üzere tüm hedef isimleri mahkeme kararı ile takibe aldı. Artık süreç başlamıştı.  Murat Karabaş'ın Kolombiya'dan bir sonraki ithalatı "hayvan derisi" oldu.  Bu deyim yerindeyse "hayatın olağan akışına aykırıydı". Çünkü Kolombiya'dan getirilen hayvan derilerinin kalitesi düşüktü ve ticari olarak kar getirmiyordu. Bu bir uyuşturucu sevkiyatı olabileceği anlamına geliyordu.  Hayvan derileri Ambarlı Limanı'na getirildi.  Narkotik timleri henüz deriler konteynırlardayken gizlice inceleme yaptı. Sonuç negatifti. Uyuşturucu yoktu.  Yine de takip devam ettirildi.  Hayvan derileri Avcılar'da bir otoparkın boş bir bölümüne istiflendi. Narkotik dedektifleri izlemeyi sürdürüyordu.  Günlerce burada kalan deriler önce İstanbul'da bir gecekonduya ardından da başka bir ile götürüldü. Takip tam 2,5 ay sürdü. Çürümüş haldeki deriler hurda fiyatına satıldı.  KOLOMBİYA-İSTANBUL SEVKİYATINDA KOPTU Narkotik timlerinin değerlendirmesi, Kolombiya-İstanbul hattında bir kopukluk olduğu yönündeydi. Nisan 2020'deki yakalamadan sonra sevkiyat konusunda kaçakçıların tedbirli davrandığı yönündeydi.  Uyuşturucunun buradaki ismi Murat Karabaş'ı gözaltına almak için İstanbul Narkotik polisi sağlam deliller aramaya devam etmeli, ilişkileri ortaya çıkartmalıydı. Yoksa şüpheliler ellerini kollarını sallayarak serbest kalabilirdi.  Bu da uyuşturucu organizasyonunun aklanması anlamına gelirdi.  DELİLLENDİRİLDİ OPERASYON YAPILDI Günlerce süren çalışmalar sonunda Murat Karabaş'ın bir başka uyuşturucu kaçakçısı A.A. ile bağlantısı tespit edildi. Bu kişi, Ankara Narkotik polisinin yaptığı operasyonda, Kolombiya'dan çiçekler arasına koyularak getirilen 24 kilo kokainin, İstanbul Atatürk Havalimanı'nda yakalanan 2,5 kilo kokainin de sahibiydi.  A.A ile Murat Karabaş arasındaki ilişki de tespit edildi. Uyuşturucu organizasyonun tüm bağlantıları delillendirilmiş, ilişki ağları ortaya konmuştu.  11 Ocak 2022'de operasyon için düğmeye basıldı. İstanbul Narkotik Şube Müdürlüğü ekipleri Murat Karabaş'ın da aralarında bulunduğu 14 kişiyi gözaltına aldı. Sonradan bir kişinin de yakalanmasıyla bu sayı 15'e çıktı.  Hepsi tutuklandı.  Aradan geçen 16 aya rağmen Kolombiya halen Türk makamlarının adli yardımlaşma taleplerine cevap vermedi. 

2 yıl önce

EGM: Gine açıklarında 528 kilogram kokain ele geçirildi

Emniyet Genel Müdürlüğü’nden yapılan açıklama şöyle; Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığımız koordinesinde; İstihbarat Başkanlığı, Hatay Emniyet Müdürlüğü, Mersin Emniyet Müdürlüğü ve İstanbul Emniyet Müdürlüğünün yaptığı çalışmalarda, uluslararası uyuşturucu madde ticaretine yönelik elde edilen bilgiler İspanya makamlarıyla paylaşılmış, 06.02.2022 tarihinde İspanya ve Gine kolluk kuvvetleri tarafından Gine açıklarında Türk bayraklı bir balıkçı teknesinde yapılan aramada, 528 kilogram kokain ele geçirilmiştir. Olayla ilgili teknedeki 5 şüphelinin yanı sıra ülkemizde uluslararası uyuşturucu madde ticaretine karıştığı tespit edilen ve aralarında organizasyon elebaşının da bulunduğu 5 şüpheli daha yakalanmış, operasyon kapsamında toplam 10 şüpheli gözaltına alınmıştır. Şüpheliler hakkında adli işlemler devam etmektedir. https://twitter.com/emniyetgm/status/1490668848411987968?s=21

2 yıl önce

Ahmet Davutoğlu, CHP’li Muammer Keskin ve Can Ataklı’nın kokainden tutuklanan Akat’la fotoğrafı çıktı

Eski Türk-Amerikan İşadamları Derneği Başkanı ve L’ACTONE Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Osman Akat, kokain kaçakçılığından tutuklandı. Sabah Gazetesi’nin haberinin ardından Akat ile pek çok ismin fotoğrafı çıktı. Fakat CHP’ye yakın medya, CHP’li isimlerin fotoğraflarını ise görmezden geldi. Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Gazeteci Can Ataklı ve CHP’li Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin, sosyal medya hesabından Akat’ın kendisini ziyaret ettiğini belirterek fotoğraflarını gururla paylaşmış. Uyuşturucudan yakalanan Akat’ın, AK Partili isimlerle havaalanı, dernek faaliyeti ve organizasyonlarda ayak üstü çekilmiş fotoğrafları kendi sosyal medya hesabından paylaştığı görülürken; CHP’li Şişli Belediye Başkanı Keskin ise Akat’ın kendisini ziyaretini Şişli Belediyesi’nin hesabından paylaşarak kendisinden övgüyle söz etmiş.

1 2