25 Nisan Perşembe 2024
1 yıl önce

İYİ Parti ve CHP arasında şimdi de 'Alevi aday' krizi patlak verdi

https://twitter.com/bilgiedinelim/status/1534583473784164353?s=21&t=xEoLVi3wJUerEHCLo14IGg İYİ Parti Ankara Milletvekili İbrahim Halil Oral, katıldığı yayında net bir dille CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığına karşı çıktı. Kılıçdaroğlu'nun Alevi olması nedeniyle Türkiye'de seçim kazanamayacağını söyleyen Oral, "Türkiye'nin yüzde 70'i muhafazakar profil çiziyorsa, ona hitap edebilen, farklı bir isimle çıkılır." ifadelerini kullandı. Oral'ın bu açıklamaları Alevilerden ve CHP'den tepki aldı. İLK ÖZÜR AKŞENER'DEN GELDİ Gelişmelerin ardından İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Ankara Milletvekili İbrahim Halil Oral'ın CHP lideri Kılıçdaroğlu hakkında "Alevi kimliği sünniler için endişe" ifadesi nedeniyle özür diledi. Akşener, "Ankara milletvekilimiz Halil İbrahim Oral bir YouTube kanalında bir konuşma yaptı. Ben başkalarının yaptığını, bizlerin yapmasını kesinlikle tasvip etmiyorum" dedi. Akşener şunları söyledi: "Alevilik üzerinden yapılan tarife kim için yapılırsa yapılsın şiddetle reddediyorum. Ve sayın Kılıçdaroğlu olmak üzere üzülen her bir kardeşimden İYİ Parti Genel Başkanı olarak özür diliyorum." ORAL: KONUŞMAM BAĞLAMINDAN KOPARILDI Akşener'in özür dilemesinin ardından sosyal medya hesabından açıklama yapan Oral da Kılıçdaroğlu'ndan ve Alevilerden özür diledi. Oral şu ifadeleri kullandı: "İlgili sorulara sosyolojik tespitler yaparak cevap vermiştim. Sunucunun "Kılıçdaroğlu'nun Alevi kimliği nedeniyle seçilemeyeceğini söyleyenler var" sorusu üzerine şahsımın ve partimin Kemal beyin kimliğine yönelik asla bir çekincesi olmadığını ısrarla vurgulamama rağmen konuşmanın bir kısmı ne yazık ki bağlamından koparılarak şahsım ve partimin aleyhine kullanılmaya çalışılmaktadır. "KILIÇDAROĞLU'NDAN RANDEVU TALEP ETTİM" Aleviler yüce dinimiz İslam'ın ve Türk milletinin özü ve bir parçasıdır. Onlara yönelik ayrımcılığı bir insan, bir ilahiyatçı ve bir milletvekili olarak asla kabul edemem. Söz konusu programdaki sözlerimin yanlış anlaşılmasından ötürü büyük üzüntü duyuyor başta Alevi kardeşlerimiz olmak üzere bütün milletimizden özür diliyorum. Ayrıca CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'ndan da konuyu izah etmek amacıyla bir randevu talep ettim. Talebim de olumlu karşılanmıştır." https://twitter.com/ihaliloral/status/1534867337035370496?s=21&t=xEoLVi3wJUerEHCLo14IGg İYİ PARTİ DİSİPLİNE SEVK ETTİ Öte yandan İYİ Parti TBMM Grup Başkanlığından yapılan açıklamada, Oral'ın yaptığı vatandaşların inançları ve değerlerine ilişkin açıklamaları sebebiyle parti tüzüğü ve TBMM Grup İç Yönetmeliği uyarınca Parti Grup Disiplin Kurulu'na sevk edilmesine oy birliğiyle karar verildiği bildirildi.

1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Kabul ettikleri birkaç yüz mülteciyi reklam malzemesi olarak kullananlar derinleşen insani krizler karşısında hiçbir sorumluluk üstlenmiyor”

Küresel Parlamenter Göç Konferansı’nda konuşan TBMM Başkanı Şentop, “Düzensiz ve zorunlu göç olgusu bugün ülkelerin veya bölgelerin sorunu olmaktan çıkmış; bütün dünyanın sorunu haline gelmiştir. Göç meselesi bize bütün insanlığın kaderinin, geleceğinin ortak olduğunu gösteren bir meseledir” dedi. Konferansa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan video mesaj ile katıldı. İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar... Sayın parlamento başkanları, kıymetli milletvekilleri, değerli misafirler sizlere en kalbi duygularımla, muhabbetle, hürmetle selamlıyorum. Siz kıymetli parlamenterleri medeniyetlerin ve kıtaların kavşak noktası güzel İstanbul'umuzda ağırlamaktan büyük bir bahtiyarlık duyuyorum. Konferansın icrasına destek veren, katkı sunan tüm kurum ve kuruluşlara teşekkür ediyor, kendilerini tebrik ediyorum. Gerek burada yapacağınız istişarelerin gerekse gerçekleştireceğiniz görüşme ve temasların başarılı geçmesini diliyorum. Parlamentolar arası birlik, farklı siyasi sistem ve düşüncelere sahip parlamenterler için önemli bir diyalog zemini işlevi görüyor. Halklarımızın temsilcileri olan parlamenterlerin görüşlerini ve tecrübelerini birbirlerine aktarmalarına imkân veren birlik küresel sorunlara çözümler geliştirilmesine de katkı sağlıyor. EKONOMİK SIKINTILAR TÜM DÜNYADA YABANCI KARŞITLIĞINI KÖRÜKLÜYOR Parlamentolar Göç ve Mültecilere İlişkin Küresel Mutabakatlar' temasıyla düzenlenen küresel Parlamenter Konferansı'nın bu bağlamda önemli bir ihtiyacı gidereceğine inanıyorum. Son iki buçuk yılımıza damga vuran Koronavirüs salgınıyla beraber nefret söylemlerinin küresel ölçekte ürkütücü boyutlara vardığını görüyoruz. Ekonomik sıkıntıların başta batılı ülkeler olmak üzere tüm dünyada yabancı karşıtlığını ve Mülteci düşmanlığını körüklediğini gözlemliyoruz. Bununla eş zamanlı olarak salgının tetiklediği ekonomik krizle birlikte daha fazla insan yurt ve evlerini terk etmek zorunda kalıyor. Şu an dünya genelinde göçmenlerin sayısı 275 milyona, yerlerinden edilen kişilerin sayısı 85 milyona, mültecilerin sayısı ise 30 milyona yaklaştı. Rusya, Ukrayna arasında devam eden çatışmalarla beraber mevcut mülteci sayısına 5 milyon kişi daha eklendi. Bu insan hareketliliğinde maalesef içimizi acıtan pek çok manzarayla da karşılaşıyoruz. GÖÇ VE MÜLTECİLER MESELESİNDE YÜKÜ BİZİM GİBİ ÜLKELER ÇEKMEKTEDİR Zulümden, baskıdan, açlıktan kaçarak, güvenli bir gelecek kurma ümidiyle çıkılan yolculuklar, kimi zaman felaketle neticeleniyor. Geride bıraktığımız dönemde çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 30 bine yakın göçmen Akdeniz'de hayatını kaybetti. Avrupa'ya sığınan on binlerce Suriyeli çocuğun ise nerede olduğu, kimler tarafından kaçırıldığı, akıbetlerinin ne olduğu bilinmiyor. Hemen her gün Yunan güvenlik güçleri tarafından zulmedilen, soyulan, darp edilen hatta katledilen mültecilerin dramlarına şahit oluyoruz. Esasen göç ve mülteciler meselesinde yükü; sesi çok çıkan gelişmiş toplumlar değil, kriz bölgelerine komşu bizim gibi ülkeler çekmektedir. İNSANİ KRİZLER KARŞISINDA HİÇBİR SORUMLULUK ÜSTLENMİYORLAR Birleşmiş Milletler rakamlarına göre yüksek gelirli ülkeler 1000 kişi başına ortalama 2,7, mülteci barındırırken, orta ve düşük gelirli ülkeler ise. 5,8 mülteciye ev sahipliği yapıyor. Kabul ettikleri birkaç yüz mülteciyi reklam malzemesi olarak kullananlar derinleşen insani krizler karşısında hiçbir sorumluluk üstlenmiyor. Kıtaların ve kültürlerin kavşağında yer alan bir ülke olarak göç olgusu tarih boyunca beşeri ve sosyal hayatımızın bir parçası olmuştur. Engizisyondan kaçan Museviler başta olmak üzere son 500 yılda zulme uğrayan milyonlarca insana kapılarımızı açtık. Kafkasya'daki kardeşlerimiz de Balkanlar'daki soydaşlarımız da başları dara düşünce güvenli liman olarak hep Türkiye'ye sığındı. TARİHİMİZİN BİZE YÜKLEDİĞİ BU GÖREVİ YERİNE GETİRMEYE DEVAM EDECEĞİZ Birinci Körfez Savaşı'nda, Irak'tan kaçan yüz binlerce Kürt kardeşimize sahip çıktığımız gibi, Suriye'deki çatışmalardan kaçan 3,6 milyon Suriyeli sığınmacıyı da topraklarımızda kabul ettik. Kapımıza gelen hiç kimseyi etnik kimliği, dini, kültürü, meşrep ve mezhebi sebebiyle geri çevirmedik. Son 7 yıldır dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülkeyiz. Tarihimizin, kültürümüzün ve inancımızın bize yüklediği bu görevi inşallah bundan sonra da yerine getirmeye devam edeceğiz. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonraki en büyük insan hareketliliğinin yaşandığı günümüzde hiç kimse sorumluluklarından kaçamaz. Uluslararası toplum göç olgusunun temelinde yatan sorunlarla yüzleşme cesareti göstermedikçe bu meselenin önüne geçilemez. Konferans çerçevesinde yapacağınız tartışmaların ortaya koyacağınız fikirlerin sorunun çözümüne katkı sağlamasını temenni ediyorum.

1 yıl önce

NATO toplantısının yansımaları! Yunanistan’da erken seçim krizi… Miçotakis’e tepki büyüyor

Türkiye ile Ege ve Doğu Akdeniz'de gerilimi tırmandıracak adımlar atmaya devam eden Yunanistan, bu kez siyasi çalkantılarla boğuşuyor. Son dönemde Türkiye'ye yönelik Ege Denizi'nde attığı provokatif adımlarla eleştiri oklarını üzerine çeken Miçotakis, NATO Zirvesi'nde de hezimete uğramasının ardından desteğini giderek kaybediyor. Türkiye'nin, geçtiğimiz günlerde sona eren NATO Zirvesi'nde elde ettiği diplomatik başarı, Yunanistan'da büyük rahatsızlığa neden oldu. NATO Zirvesi'nde Türkiye'nin masada istediğini almasını sağlayan, Finlandiya ve İsveç'le imzaladığı "Üçlü Muhtıra", Türkiye'nin kuvvetli pozisyonunu pekiştirdi. NATO HEZİMETİ SONRASI TEPKİ YAĞIYOR ABD Başkanı Joe Biden'ın Türkiye'ye F-16 satma konusunda verdiği olumlu mesajların ardından Yunan basını, Başbakan Kiryakos Miçotakis'in başarısız dış politikasının üzerine gitmeye başladı. Eski Başbakan ve ana muhalefet lideri Aleksis Çipras, Miçotakis hükümetinin Madrid'den büyük bir hezimet ile döndüğünü söylemişti. Çipras, Miçotakis'i zehir zemberek sözlerle eleştirerek, "Acı bir diplomatik yenilgi yaşadık. Eğer ben Madrid'de başbakan olsaydım ve bu yaşansaydı ve aynı zamanda 'TurkAegean' tanımı Türkiye tarafından reklam markası olarak tescil edilmiş olsaydı Madrid'den yaya dönerdim." ifadelerini kullanmıştı. "EYLÜL'DE ERKEN SEÇİM VAR" Çipras'ın bu çıkışıyla birlikte Yunan basını da zirvede Türkiye'ye tam destek verildiğini söylemiş, Yunanistan'ın diplomaside hezimete uğradığı eleştirileri yağmıştı. Zirvenin yankıları sürerken Miçotakis hükümetiyle ilgili bu kez erken seçim söylentileri gündeme geldi. Haber ajansı AFP tarafından derlenen bir analize göre siyasi analistler, Miçotakis'in Ağustos ayı ortasında bir duyuru yaparak sonbaharda erken seçime gitmesinin beklendiğini açıkladı. Analizde, anket şirketi GPO'nun araştırma direktörü Antonis Papargiris'in değerlendirmelerine yer verildi. Buna göre Papargiris, Yunanistan'daki tüm partilerin şu anda seçim hazırlıkları yaptığını belirtti. Çipras'ın da yapmış olduğu, "erken seçimler Eylül ayında gerçekleşecek" çıkışının ardından gelen anket sonuçları, Miçotakis'in koltuğunun sallantıda olduğu söylentilerini kuvvetlendirdi. MİÇOTAKİS'E YOL GÖRÜNDÜ Analizde ayrıca, ülkenin içinde olduğu krize de değinildi. Ülkenin son 30 yılın en yüksek enflasyonuyla karşı karşıya olduğu belirtilirken buna ek olarak Türkiye ile yaşanan gerilimin Miçotakis'in oy oranında düşüşe neden olduğu ifade edildi. Yaşanan enerji krizinin de Miçotakis hükümeti üzerinde baskıya neden olduğu belirtildi. Ülkenin mali destek için ayırdığı bütçenin eridiği söylenirken analizde, Maliye Bakanı Christos Staikouras'in hafta sonu Mega TV'ye verdiği demeçte "Mali yardımlar için tek bir euro bile kalmadı" ifadelerini kullanmasına da yer verildi. Ülkenin en çok okunan gazetesi Kathimerini'nin kıdemli köşe yazarı Nikos Konstandaras da, ülkedeki son durumu ele aldığı yazısında "Bu kış zor geçecek" ifadelerini kullandı.

1 yıl önce

İngiltere’de gıda krizi büyüyor! Peynirlere takılan kilitlerden sonra bu kez tereyağı kampanyası başladı

Koronavirüs pandemisi ve Rusya Ukrayna savaşının da etkisiyle büyüyen küresel krizin etkileri devam ediyor. Artan enflasyon tüm dünyayı etkilerken son haftalarda İngiltere‘de yaşanan gıda krizine tepkiler de sürüyor. İNGİLİZ MEDYASINDA “EV YAPIMI YAĞ” MANŞETLERİ Geçtiğimiz günlerde ülkenin ünlü süpermarket zincirlerinde peynir, et ve tereyağı gibi ürünlere elektronik kilit koyulduğu görülmüştü. Kaşar peynirlere elektronik kilit takılırken, tepki çeken uygulamanın ‘günlük temel ihtiyaçların çalınmasından’ sonra geldiği ifade edilmişti. Ülkenin önemli süpermarket zincirlerinden Aldi, Tesco, Co-op’ta benzer uygulamalar bulunurken en çok konuşulan ürünse tereyağı olmuştu. En çok satan yağ markalarından Lurpak’ın kutusunun fiyatının 9 sterline kadar yükselmesi ülke medyasında infial yarattı. Çok satan gazeteler, artan tereyağı fiyatına karşı “kendi tereyağınızı kendiniz yapın” manşetleri atmaya başladı. Başta Daily Mail, Mirror, Daily Express ve Independent olmak üzere birçok gazete, “Evde düşük bütçeyle, günlük süt veya kremayla kendi tereyağınızı yapabilirsiniz” paylaşımlarına yer verdi. Ev yapımı tereyağı tarifleri paylaşılırken konuyla ilgili üretici firmalardan yanıt gecikmedi. The Independent’a konuşan bir yetkili, fahiş fiyatların “süt üreticilerinin haklarını korumak için” olduğunu savundu.

1 yıl önce

Devlet Bahçeli’nin kriz yaratan fotoğrafı

Türkiye ile Yunanistan arasında ipler bir kez daha gerildi. Bu kez sebebi bir fotoğraf... MHP lideri Devlet Bahçeli, hafta sonu Ülkü Ocakları’nı ziyaret etti. Yunan ayağa kalktı Ziyarette Bahçeli’ye çerçeve içerisinde bir fotoğraf hediye edildi. Üzerinde harita bulunan fotoğraf, Twitter üzerinden paylaşılınca da Yunanistan ayağa kalktı. “Denizlerdeki misakımillimiz” Haritada, “Denizlerdeki misakımillimiz” ibaresi yer alırken, birçok Yunan adası ve Girit’in de Türkiye’ye ait olduğu görüldü. Fotoğrafa, Yunan kamuoyundan tepki geldi. “Bu hamle saldırgan ve provokatif” Ayrıca ülkenin çok okunan gazetelerinden Kathimerini, Yunan yetkililerin de bu kareye tepki gösterdiğini yazdı. Kathimerini, “Yunan diplomatik kaynakları bu hamlenin saldırgan ve provokatif olduğunu söyledi.” yorumunu yaptı. “Bu kabul edilemez olayı düzeltin” Gazeteye konuşan diplomatik kaynaklar da, “Maalesef bu görüntü, bizim Türkiye ile her gün yaşadığımız ve gerilimi tırmandıran aşırı uçtaki açıklamaların bir kısmı.” ifadesini kullandı. Yunan yetkililer, “Bir an önce ülkemizin toprak bütünlüğünü şüphede bırakan bu kabul edilemez olayın düzeltilmesini bekliyoruz.” dedi.

1 yıl önce

Zafer Partisi'nde "Alevilik" krizi! Ayhan Türk, Ümit Özdağ'ın Cemevi çıkışına kızıp istifa etti

Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Türk, Partideki görevlerinden istifa ettiğini duyurdu. Türk, Zafer Partisi’nden ayrıldığı haberini şu ifadelerle verdi: “Bize bin yıldır Türkmen derler. Biz kanunla Türk olmadık. Türküm, Türkçüyüm. Hünkar Hacı Bektaşı Velinin yolunda Kızıl Elmanın neferiyim. Cemevleri Alevilerin ibadethanesidir. Zafer Partisindeki görevlerimden istifa ediyorum” ''CEMEVLERİNE İBADETHANE STATÜSÜ VERMEYECEĞİZ''   Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, dün Aydın’da bir cemevini ziyaret ettiği sırada söylediği sözler gündeme oturmuştu. Özdağ buradaki konuşmasında “Cemevlerine ibadethane statüsü vermeyeceğiz. Olursa tarikatlar da aynı şeyi isteyecek” demişti. Özdağ’ın bu açıklamasının ardından ülke çapında büyük tepki yükseldi. O tepkilere katılan bir diğer isim ise Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Türk oldu. Ayhan Türk, sosyal medya hesabından, bir cemevine ait olduğunu iddia ettiği bir fotoğraf paylaşarak “Cemevleri Türkmenlerin/Alevilerin ibadethanesidir. Değildir demek; kimsenin haddi değildir” notunu düştü. ''ALEVİLER TÜRKLERİN KARDEŞİ DEĞİLDİR, TÜRK'ÜN HASIDIR'' Bununla birlikte Ayhan Türk, 9 Haziran tarihinde Alevilerle ilgili şu paylaşımı yapmıştı: “Aleviler Türklerin kardeşi değildir. Türk’ün hasıdır. Türk’ün ta kendisidir. Türk dilinin töresinin yaşatıcısıdır. Öğrenin artık bunları!” Bununla birlikte Ayhan Türk, 18 Temmuz günü “Sayın Özdağ ve Zafer Partisinin Alevi toplumuna bakışı bundan başka bir şey değildir. Gerisi hikayedir” notuyla bir paylaşım yapmıştı. Söz konusu paylaşımda şu ifadeler yer aldı: “Ümit Özdağ: Alevilerin Diyanet İşleri Başkanlığı’nda neden temsil edilmediği sorgulanması gereken bir husus. Bugün Alevi insanlarımıza yönelik bürokraside, devlet kademelerinde inanılmaz bir dışlanma var. Bu kabul edilebilir değil.” Türk’ün bu paylaşımı yapmasına rağmen Özdağ, Aydın’daki bir cemevinde, cemevlerine ibadethane statüsü verilmeyeceğini söyleyerek Türk’ün yaptığı açıklamanın tersi hareket etmiş oldu. Ayhan Türk'ün o paylaşımları: https://twitter.com/ayhanturkz/status/1549436346531561473?s=21&t=gef5bvBLcnYk_J7LR-N0jw https://twitter.com/ayhanturkz/status/1547683291993477121?s=21&t=J6CWe8ayaffsuaDcc5hbCQ https://twitter.com/ayhanturkz/status/1549068456770904064?s=21&t=8UGb9fr5t9FBoO5TCRcFMQ

1 yıl önce

Millet İttifakı'nda İstanbul Sözleşmesi krizi!

Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz günlerde İstanbul Sözleşmesi ile ilgili yaptığı açıklamada, "Bu millete sözüm var. İktidar olduğumuzda, ilk 1 hafta içinde, hatta 24 saat içerisinde İstanbul Sözleşmesi'ni yürürlüğe koyacağız" ifadelerini kullandı. Millet İttifakı'nın bir diğer ortağı İYİ Parti'nin Genel Başkanı Meral Akşener'den de Kılıçdaroğlu'nun sözlerini destekler nitelikte bir açıklama geldi. Akşener, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Biz geleceğiz ve İstanbul Sözleşmesi yeniden yaşatacak!" dedi. İTTİFAKTA "İSTANBUL SÖZLEŞMESİ" KRİZİ Saadet Partisi'nden ise tam tersi yönde bir açıklama geldi. Saadet Partisi Konya Milletvekili Abdulkadir Karaduman, "İktidara gelirsek İstanbul Sözleşmesi nasıl kaldırıldıysa İstanbul Sözleşmesi'ne bağlı bütün uygulamaları da Allah'ın izniyle kaldırmış olacağız. Kadını ve aileyi koruyacak düzenlemeleri hayata geçireceğiz." ifadelerini kullandı.

1 yıl önce

Çin, ABD'yi Tayvan'daki krizi "tahrik eden ve oluşturan taraf" olmakla suçladı

Çin, ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin Tayvan'ı ziyaretinin sebep olduğu, Çin ordusunun ada çevresinde başlattığı tatbikatlarla tırmanan krizin sorumlusu olarak Washington yönetimini suçladı. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hua Çunying, dün Pekin'de düzenlediği basın toplantısında, "Tayvan Boğazı'ndaki gerilime yol açan olaylar ve sebep açıktır. ABD, krizi sebepsiz tahrik eden ve oluşturan taraftır." dedi. ABD'nin Çin'in adayı çevreleyen tatbikatlara ilişkin eleştirilerine yanıt veren Hua, "Mevcut durum, tamamen Meclis Başkanı Pelosi ve diğer ABD'li politikacıların davranışından kaynaklanmıştır. Bu tür söylemler, 'Kral'ın Yeni Giysileri' hikayesini akla getiriyor. ABD'nin kibirli, bencil, iki yüzlü ve buyurgan tavırlarına son vermesinin zamanı geldi." ifadelerini kullandı. Hua, meselenin Çin'in egemenliği ve toprak bütünlüğüyle ilgili olduğunu vurgulayarak, "Eğer bir eyalet ABD'den ayrılsa, bağımsız bir ülke olduğunu ilan etse ve yabancı bir ülke ona silah satıp siyasi destek verse, Amerikan hükümeti ve halkı buna izin verir miydi?" diye sordu. Tayvan sorunun Çin'in iç işi olduğunu ve yabancı müdahalesini kabul etmeyeceklerini dile getiren Hua, "Dünya, ABD'nin kendini 'dünya polisi' veya 'uluslararası yargıç' yerine koymasına ve diğer ülkelere, dilediğinde zapturapt altına alıp boğabileceği bir George Floyd muamelesi yapmasına izin vermemeli." diye konuştu. Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Departmanı Başkanı John Kirby, dün yaptığı açıklamada, tatbikatları "provokatif eylemler" olarak nitelerken, Pekin'in bölgedeki statükoyu değiştirmeye yönelik uzun süredir devam eden çabalarındaki tırmanışa işaret ederek, "Yeni bir statükoyu kabul etmeyeceğiz. Yalnızca ABD değil dünyada da bu girişimi reddedecek." ifadelerini kullanmıştı. ÇİN'E AİT 49 ASKERİ UÇAĞIN, TAYVAN BOĞAZI'NDAKİ "ORTA ÇİZGİ"Yİ GEÇTİĞİ BİLDİRİLDİ Tayvan Savunma Bakanlığı, Çin'in ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin ziyaretinin ardından başlattığı askeri tatbikatların ikinci gününde, Çin'e ait 49 askeri uçağın Tayvan Boğazı'nda taraflar arasında fiili deniz ve hava hattını belirleyen "orta çizgi"yi geçtiği ifade edildi. Bakanlıktan yapılan açıklamada, 5 Ağustos'ta, 24 "SU-30", 7 "J-10", 6 "J-11" ve 10 "J-16" savaş uçağı ile 1 "Y-8 EW" deniz nakliye ve 1 "Y-8ASW" deniz devriye uçağının hattın doğu tarafına geçtiğinin tespit edildiği bilgisi aktarıldı. Açıklamada, uçakların telsizle uyarıldığı, askeri devriye uçakları ile hava savunma füze sistemlerince takibe alındığı aktarıldı. Bakanlık, önceki açıklamasında, tatbikatların ikinci gününde, 68 savaş uçağı ve 13 savaş gemisinin Ada çevresinde görüldüğünü, bunlardan bazılarının tarafların etki alanlarını sınırladığı kabul edilen, itibari "orta çizgi"yi geçtiğini bildirmişti. Ayrıca Çin ana karasından ateşlenen 11 güdümlü füzenin Tayvan'ın "kara suları" olarak gördüğü bölgeye düştüğü ifade edilmişti. 7 Ağustos'a kadar sürmesi öngörülen tatbikatlar, Çin'in egemenlik ihtilafı içinde olduğu Ada'nın çevresinde fiili bir blokaj oluşturmuş durumda. Altı bölgede yürütülen tatbikatlar nedeniyle bazı bölgeler gemi ve uçak trafiğine kapatılırken boğazda güvenlik endişesi nedeniyle seferlerin aksadığı bildiriliyor. Taraflarca resmi olarak tanınmayan "orta çizgi", Çin'deki iç savaşın ardından boğaz ve çevresindeki çatışmaları önlemek için 1955'te ABD tarafından belirlenmişti. TAYVAN, ÇİN ORDUSUNUN "ADA'YA YÖNELİK SALDIRI SİMÜLASYONLARI" YAPTIĞINI BİLDİRDİ Tayvan Savunma Bakanlığı, Çin'in ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin ziyaretinin ardından başlattığı askeri tatbikatların üçüncü gününde "Ada'ya yönelik saldırı simülasyonları" yaptığını bildirdi. Bakanlıktan yapılan açıklamada, "Çin Halk Kurtuluş Ordusuna (PLA) ait çok sayıda savaş uçağı ve gemi, Tayvan Boğazı'nda görüldü, bunlardan bazıları 'orta çizgi'yi geçti. Ada'daki hedeflere saldırı simülasyonu olabilir." ifadelerine yer verildi. Açıklamada, araçların telsizle uyarıldığı, askeri devriye uçakları ile hava savunma füze sistemlerince takibe alındığı aktarıldı. Bu arada Bakanlık, Tayvan kontrolündeki Kinmen Adası (Quemoy) ve yakınındaki bazı ada ile adacıklar çevresinde dün gece Çin'e ait 4 insansız hava aracının uçtuğunun tespit edildiğini bildirdi. İnsansız hava araçlarının Kinmen Adası ve yakınındaki Lieyu Adası ve Beiding Adacığı çevresinde görüldüğü, Tayvan ordusunun uyarı için fişekler ateşlediği bilgisi aktarıldı. Kimen Adası, Çin kıyılarının yaklaşık 10 kilometre açığında yer alıyor.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 22 23