29 Mart Cuma 2024
1 yıl önce

Almanya Başbakanı Scholz'dan vatandaşlarına enerji krizini birlikte aşma çağrısı

Scholz, Almanya İşverenler Federasyonunun Berlin Tempelhof Havalimanı'nda düzenlediği "İşverenler günü" etkinliğinde yaptığı konuşmada, enerji krizine rağmen Almanya'daki elektrik tedarikinin güvence altına alındığını savundu. Enerji krizinde Almanya'nın güneyindeki iki nükleer enerji santralinin kışın çalışmaya devam etmesinin mümkün olmasını sağladıklarını anlatan Schoz, "Böylece Alman elektrik piyasasında herhangi bir darboğaz olmayacak." dedi. Ülkesinin 2023'ün sonuna kadar ihtiyacı olan tüm gazı ithal etmek için gerekli altyapıya sahip olacağını anlatan Scholz, bunun için kuzey Almanya kıyılarında LNG terminallerinin inşa edildiğini belirtti. Almanya Başbakanı Olaf Scholz, ülkede gaz depolama tesislerin de doluluk oranının yüzde 85'e ulaştığını ve Alman hükümetinin gazda fiyatları aşağı çekmek için daha fazla önlem alacağını belirterek, "Yaptığımız hazırlıklarla bu kışı çıkaracağımıza inanıyorum." diye konuştu. Almanya'nın enerji kaynaklarını çeşitlendirmek ve Rus gazından bağımsız olmak hedefiyle hidrojen sanayisinde büyük bir atılım yapmak istediklerini belirten Scholz, hidrojeni "geleceğin gazı" olarak nitelendirdi. “EĞER ENERJİ FİYATLARINI DÜŞÜRÜR VE TÜKETİCİ TALEBİNİ GÜÇLENDİRİRSEK RESESYONDAN KAÇINABİLİRİZ" Almanya Ekonomi ve İklimi Koruma Bakanı Robert Habeck da aynı etkinlikte yaptığı konuşmada, işverenlerden gelen eleştirilerden sonra Alman hükümetinin enerji krizini hafifletmek için 2 nükleer santrali yedekte tutma kararını savunarak, "Bakan olduğumda, popüler kararlar değil, uygun ve doğru kararlar alacağıma kendi kendime yemin ettim." ifadesini kullandı. Habeck, şirketler ve tüketiciler üzerinde yük olan yüksek enerji fiyatlarına atıfta bulunarak, Alman ekonomisinin gelecek yıl resesyon tehdidiyle karşı karşıya olduğunu belirtti. Robert Habaeck, "Eğer enerji fiyatlarını düşürür ve tüketici talebini güçlendirirsek resesyondan kaçınabiliriz." diye konuştu. ALMANYA'DA İŞVERENLER BİRLİĞİ'NDEN ALMAN HÜKÜMETİNE ENERJİ ARZINI TEHLİKEYE ATMA SUÇLAMASI Almanya'da İşverenler Birliği Başkanı Rainer Dulger da Alman şirketlerin ciddi bir resesyon endişesi taşıdığını belirterek, Alman hükümetinin başarısız sosyal politikalar uyguladığını savundu. Dulger, Rusya-Ukrayna savaşının ve arz boğazlarının ekonomi üzerindeki olumsuz etkisine değinerek, federal hükümeti nükleer enerji planıyla enerji arzını tehlikeye atmakla suçladı. Alman hükümeti, bu kış elektrik üretimindeki bir açığı kapatmaları gerekmesi durumunda ülkede kalan 3 nükleer santralden 2'sinin (Bavyera'daki Isar 2 ve Baden-Württemberg'deki Neckarwestheim 2) Nisan 2023'ün ortasına kadar acil durum rezervi olarak beklemede tutulmasını kararlaştırmıştı. ENERJİ KRİZİ Avrupa'nın en büyük ekonomisine sahip Almanya, Moskova'nın Kuzey Akım 1 doğal gaz boru hattı üzerinden gaz akışını durdurma kararının tetiklediği sarmal bir enerji kriziyle karşı karşıya bulunuyor. Rusya-Ukrayna savaşına ilişkin endişeler, enerji kaynakları üzerinde baskı oluşturmaya devam ederken, Alman hükümeti de bu kış sanayi çarklarının dönmesini, ışıkların açık kalmasını ve evlerin sıcak kalmasını sağlamak için çabalıyor. Ülkede enerji maliyetlerindeki artış, enflasyonu yukarı yönlü körüklerken, hane halkı ve şirketler üzerinde de baskıyı artırıyor. Pahalı enerji ve gıda, Almanya'da enflasyonu ağustosta yeniden yaklaşık 50 yılın en yüksek seviyesine ulaştırdı. Temmuzda yüzde 7,5 olan yıllık enflasyon, ağustosta 2 ay sonra yeniden yüzde 7,9'a çıkarak, ilk petrol krizinin yaşandığı 1973-1974 kışından bu yana en yüksek orana geri döndü. Rusya ve Avrupa ülkeleri arasında süren gaz kriz sonucu tarafların birbirine karşı aldığı yaptırım kararlarından en olumsuz etkilenen ülkelerden biri olan Almanya, enerji krizini atlatabilmek için çeşitli önlemler alıyor. Bunun için, 24 Ağustos'ta Kanada ile Almanya arasında yeşil hidrojen yatırımına ve tedarikine yönelik iş birliği anlaşması imzalanmıştı. Anlaşma, Kanada'dan Almanya'ya yeşil hidrojen ihracatının 2025'te başlamasını öngörürken, yeşil hidrojenin kullanımına ilişkin daha fazla araştırma için de iş birliği yapılması, limanlarda gerekli altyapının inşası ve Alman hükümetinin hidrojen ithalatçılarını desteklemesi de anlaşma şartları arasında yer almıştı. ALMANYA'NIN HİDROJEN STRATEJİSİ Detaylı bir hidrojenden enerji üretimi stratejisine sahip olan Almanya, bunun uygulanması için ülke içinde ve uluslararası çerçevede çeşitli çalışmalar gerçekleştiriyor. Alman hükümeti, çeşitli yollardan ve kaynaklardan elde edilebilen hidrojenin yalnızca yenilenebilir süreçlerle üretilmesinin sürdürülebilir olduğu görüşü nedeniyle, yeşil hidrojeni önceliyor. Hidrojen araştırmalarını yoğunlaştıran ülke, yeşil hidrojen teknolojilerinin lideri ve ihracatçısı olmayı da hedefliyor. Almanya'nın hidrojen üretiminde iş birliği yapmak istediği diğer ülkeler olarak İrlanda, Suudi Arabistan, Umman, Şili, Namibya ve Avustralya öne çıkıyor. Öte yandan, Scholz'un daveti üzerine, işveren ve sendikaların üst düzey temsilcilerinin, enflasyonla mücadele tedbirlerini görüşmek üzere perşembe günü tekrar bir araya gelmesi bekleniyor.

1 yıl önce

Barış Yarkadaş'tan çok tartışılacak iddia! Adaylık krizinde sular durulmuyor: İmamoğlu ve Mansur Yavaş itiraz etti

2023 seçimleri yaklaşırken, 6'lı masa/Millet İttifakı halen 'Cumhurbaşkanlığı Adaylığı' krizini aşamadı. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti lideri Meral Akşener arasında yaşanan kavga da iyiden iyiye kendini belli ederken, son dönemdeki çıkışlarıyla dikkat çeken CHP'li Barış Yarkadaş yine çok tartışılacak bir açıklamada bulundu. KILIÇDAROĞLU'NUN ADAYLIĞI İÇİN BİLDİRİ Mİ YAYINLANACAK? CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun adaylığının tartışılmasının önemli nedenlerinden biri olarak Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu'nu işaret eden Yarkadaş, "CHP Genel Merkezi, 11 büyükşehir belediye başkanının Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda net bir tutum takınmasını acaba bu belediye başkanları bir bildiri yayınlayarak 'Bizim adayımız Kemal Kılıçdaroğlu'dur, bu konuda hiçbir tereddütümüz yoktur. Kılıçdaroğlu'nun arkasında duracağımızı deklare ediyoruz' diye bir bildiri yayınlanmasını tartışıyor." ifadelerini kullandı. 'DOĞRU BULMAYIZ' Katıldığı canlı yayın programında, Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu'nun bu bildirinin yazılmasına sıcak bakmadığını kaydeden Barış Yarkadaş, "Mansur Bey'e yakın bir arkadaşımızla sohbet ederken arkadaşımız kişisel görüşünü ifade etti 'Biz böyle bir bildiriyi doğru bulmayız' dedi. Bu Mansur Bey'in İYİ Parti'nin kendisini aday yapmak istiyormuş düşüncesine kaptırdığını gösteriyor." sözlerini kullandı. 'İMAMOĞLU MACRON GİBİ BİR ÇIKIŞ YAPMAK İSTİYOR' Barış Yarkadaş, Ekrem İmamoğlu'yla ilgili "Kılıçdaroğlu'nun adaylığı konusunda hiçbir yorum yapmayan İmamoğlu, "Genel başkanımıza yaptığımız çalışmalarla destek olmalıyız" diye yuvarlak bir ifade kullanıyor. İmamoğlu, Macron modeli üzerine çalışıp 'Acaba ben de Macron gibi bir çıkış yapıp Cumhurbaşkanı adayı olabilir miyim?' arayışını sürdürüyor. Bununla ilgili 3 kişilik ekibi çalışmalara devam ediyor. Çünkü Akşener'in kendisini desteklediğini düşünüyor." dedi. 'İYİ PARTİ YAVAŞ'I DESTEKLİYOR' Yavaş'ın adaylığına değinen Yarkadaş "İYİ Parti'nin bugün itibariyle Mansur Yavaş'ı çatı aday olarak çıkarmak istediği net. Ortak aday dediğinizde 6'lı masanın ortak adayı olacak. Mansur Yavaş'ı Kemal Bey'in adaylığını deklare etmiş olmasına rağmen karşısına çıkarmayı hazırlanıyorlar." diye konuştu.

1 yıl önce

The Guardian İngiltere'deki gıda krizini yazdı: "Okullarda silgi yiyen çocuklar var"

İngiltere genelindeki okul müdürlerinin raporlarına göre, gıda krizinin yaşandığı ülkede çocuklar acıkınca silgi yiyor ya da öğle yemeğine paraları yetmediği için oyun alanlarında saklanıyor. The Guardian'ın haberine göre, İngiltere'deki yaşanan gıda ve enerji krizi sebebiyle kıştan önce bile okullardaki aç çocuk sayısında "yürek buran" bir artış görüldü. Artan enerji faturalarının aileleri ısınma ve çocuklarının yiyecek harçlığı arasında seçim yapmaya zorladığı belirtildi. Haberde, okula boş beslenme kutusuyla gelen öğrencilerin 'yemek yiyormuş gibi' davrandıkları, okulda ücretsiz yemek alamadıklarının arkadaşlarının evde yemek olmadığını bilmemesini istediği aktarıldı. Gıda yardım kuruluşları ailelerden gelen gıda yardımı isteklerini karşılamakta zorlandıklarını belirtti. "YÜREK BURKAN BİR DURUM" Chefs in Schools'un Genel Müdürü Naomi Duncan "Okullarda çok aç oldukları için silgi yiyen öğrenciler olduğunu duyuyoruz. Çocuklar önceki gün yedikleri öğle yemeğinden sonra hiçbir şey yemeden okula geliyorlar. Hükümet bir şey yapmalı. Kesinlikle yürek burkan bir durum. Dışarı çıkıyorlar ve yemek yiyemedikleri için oyun alanında saklanan çocukları bulup yemek yediriyorlar" dedi. İngiltere'de, tüm ana okulu öğrencileri iki yıla kadar ücretsiz okul yemekleri alma hakkına sahip. Ancak, Çocuk Yoksulluğu Eylem Grubu'na göre, yalnızca ebeveynleri yılda 7.400 sterlinden daha az kazanan çocuklar bu haklardan yararlanabiliyor ve yoksulluk içinde yaşayan 800 bin çocuk bu haklardan mahrum kalıyor.

1 yıl önce

Mehmet Ali Çelebi: Bu kriz ortamında zaman kaybetmemek ve güçlü liderlik için Cumhur İttifakı dedim

Çelebi, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Cumhur İttifakı, milli konularda daha net ve tutarlıyken, aynı durumun Millet İttifakı için geçerli olmadığını söyledi. Şu anda Cumhur İttifakı'nın, net ve tutarlı gözüktüğünü belirten Çelebi, "6+2 masanın orada Abdullah Gül de var. Çıkmaz sokak olduğunu çok önceden söyledim. '6+1 masa çıkmaz sokaktır. Buradan Türkiye'ye hayır gelmez' dedim. Aynı düşüncem devam ediyor. Bir partide olup olmamam çok önemli değil. Şu anki tutumum, Cumhur İttifakı'nın ülkeyi milli istikamette daha net ve tutarlı götüreceğine dönük görüşüm devam etmektedir." diye konuştu. Mehmet Ali Çelebi, şunları kaydetti: "İl başkanlıklarını PKK'nın askerlik şubesi gibi kullananların bakanlık alacağı denklemlere 'hayır' dediğim için 'Cumhur İttifakı' dedim. FETÖ-PKK devlete çökmesin diye 'Cumhur İttifakı' dedim. İçinde bölücü, yıkıcı unsurlar ve marjinal fikirler barındıran 6+2'li Gül+ HDP, bu denklem kaos ve istikrarsızlık getirir. Dünya büyük kriz ortamlarını beklemektedir. Bu kriz ortamında zaman kaybetmemek, güçlü liderlik için 'Cumhur İttifakı' dedim."

1 yıl önce

New York'ta göçmen krizi nedeniyle olağanüstü hal ilan edildi

New York Belediye Başkanı Eric Adams, basın toplantısında, 'yasa dışı göçmen akınıyla baş edebilmek için' şehirde mevcut arazi kullanım şartlarını askıya aldıklarını ve olağanüstü hal ilan ettiklerini duyurdu. Adams, 'kızgın' olduğunu belirttiği konuşmasında, Texas ve Florida gibi Cumhuriyetçi valileri hedef alarak, "New York'un merhametinin başkaları tarafından sömürüldüğünü ve insani krizin Amerikan siyasi dinamikleri tarafından hızlandırıldığını" ifade etti. Belediye Başkanı, New York'ta geçici kiralanan 42 otelin dışında, barınaklarda kalan insan sayısının 61 bine ulaştığını, bunlardan 20 bininin çocuklardan oluştuğunu ve son dönemde 17 binden fazla göçmenin haber verilmeden şehre otobüslerle getirilip bırakıldığını söyledi. Göçmen akınının altından kalkılamayacak bir yük getirdiğini ve mali yılın sonunda bu insanların, barınma, sağlık, gıda benzeri giderler için bir milyar dolar harcanmış olacağını belirten Adams, kiliseler ve sivil toplum kuruluşlarına bu yükün paylaşımı için yardım çağrısında bulundu. Evsizlerin kaldığı barınaklar sığınmacılarla dolmuştu New York'ta 50 bin civarında evsizin yaşadığı barınaklar, son birkaç aydır sınır bölgelerinden gönderilen göçmenlerle tamamen dolmuş, bazı sığınmacılar boş oteller ve kamplara yerleştirilmişti. Adams, daha önce sığınmacılar için 23 acil durum barınağı açtığını ve bunlara 38 adet daha eklenmesini düşündüğünü bildirmişti. ABD'ye giren göçmenler, sınır polisi tarafından kayıtları yapılarak otobüslerle barınaklara götürülüyor. İşlemleri tamamlanan göçmenler, kendilerine bildirilen mahkeme tarihine kadar ABD içinde istediği yere gitmekte serbest bırakılıyor. Texas ve Florida gibi Cumhuriyetçi eyaletler, göçmen yükünü tek başlarına kaldıramayacakları şikayetiyle göçmenlerin bir kısmını başkent Washington, New York, Massachusetts gibi Demokratların çoğunlukta olduğu eyaletlere gönderiyor.

1 yıl önce

Merkel’den Türkiye’ye övgü dolu sözler: Mülteci krizinde Almanya’dan daha büyük bir yükü üstlendiler

Eski Almanya Başbakanı Angela Merkel’e Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiserliği tarafından Nansen Mülteci Ödülü verildi. Merkel, 2015 ve 2016 yıllarında mülteci krizinin yaşandığı dönemde, şiddet ve zulüm tehdidi altındaki 1,2 milyondan fazla mülteci ve sığınmacıyı ülkeye kabul ettiği için Nansen Mülteci Ödülüne layık görüldü. İsviçre’nin Cenevre kentinde yapılan ödül töreninde konuşan Merkel, "Benim görüşüme göre, bu onur öncelikle o zamanlar işe başlayan ve durumu yönettiğimiz, başardığımız için teşekkür etmemiz gereken sayısız insana borçluyuz" dedi. Ödülü yardımsever insanlara adadığını söyleyen Merkel, görevliler ve sivil toplum kuruluşlarına da teşekkür etti. "Türkiye çok sayıda mülteciyi ağırladı" Ülkelerinden uzağa gitmek istemeyen çok sayıda mülteciye Türkiye’nin ev sahipliği yaptığını söyleyen Merkel, "Türkiye, Orta Doğu’dan 3,8 milyon mülteciyi ağırladı" dedi. Türkiye’nin mülteci krizinde Almanya’dan daha büyük bir yükü üstlendiğini söyleyen Merkel, mültecilerin ülkelerine güvenli bir şekilde dönebilmeleri için sürdürülebilir çözümler bulunması gerektiğine değindi. Merkel’e ödülünü taktim eden BM Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi, "Merkel’in en zayıflara yardım etme politikası cesur ve örnek alınacak cinstendi" dedi. Nansen Mülteci ödülü Adını Norveçli kaşif, bilim adamı, diplomat ve hümanist Fridtjof Nansen’den alan ödül, 1954’ten beri her yıl UNHCR tarafından mültecilerin, ülke içinde yerinden edilmiş kişilerin veya vatansız kişilerin korunmasına olağanüstü katkılarda bulunan bir kişi, grup veya kuruluşa verilmektedir.

1 yıl önce

Alman siyasetçiden enerji krizine çözüm: "Üşüyorsanız kazak giyersiniz olur biter"

Almanların şımarık olduğuna vurgu yapan Wolfgang Schäuble, “Üşüyorsanız kazak giyersiniz olur biter. Veya üzerine bir kazak daha giyersiniz. Bu sızlanıp duracak bir şey değil.” yorumunda bulundu. Eski Alman İçişleri ve Ekonomi Bakanı, Hristiyan Demokrat (CDU) siyasetçi Wolfgang Schäuble'nin Almanları kızdıracak açıklamaları: ▪️ “Sadece ihtiyaç duyanlara yardım edilir.” ▪️ “Diğerlerine de 'Bu seferlik tatile gitmeyiver' demeliyiz.” ▪️ “Tehlike şu ki, devletin vatandaşlarına sürekli daha fazla şey sunması gereken bir kurum olduğunu sanıyoruz.” ▪️ “Her şeyin sınırsız olduğu imajını verirsek talan yapmış oluruz.” ▪️ “O zaman insanlarda 'Devlet her şeye kadir' düşüncesi oluşur. Bu sürdürülebilir değil.” ▪️ “Almanlar şımarık, ben de öyleyim. Daha fazla gayret etmeliler.” ▪️ “Birçok Almanın şu an daha az çalışmak istemesi beni endişelendiriyor, mesela yarı zamanlı çalışmak, haftasonları da hiç çalışmamak istiyorlar. Bu olmaz. Sürekli eğlenmek iyi bir hayat değil.” ▪️ “Üşüyorsanız kazak giyersiniz olur biter. Veya üzerine bir kazak daha giyersiniz. Bu sızlanıp duracak bir şey değil.” ▪️ “Elektrikler gidebilir de. Evde mum, kibrit ve el feneri bulundurun.”

1 yıl önce

Fransa'da benzin krizi büyüdü: Hükümet harekete geçti! Karşı çıkana hapis cezası!

Fransa'da petrol şirketleri çalışanlarının iş bırakma eylemleri sonrasında ülkede kaos yaşanıyor.  HÜKÜMET HAREKETE GEÇTİ Ulusal Mecliste konuşan Başbakan Elisabeth Borne, Esso-Exxonmobil ile iki işçi sendikasının arasında dün imzalanan anlaşmaya atıfta bulunarak, buna rağmen sendikaların bir kısmının greve devam etmek istediğini belirtti. Borne, ilgili yerlerdeki valilere Esso-Exxonmobil'in depolarının işletilmesi için gerekli personelin zorla çalıştırılmasını kapsayan prosedürü başlatması talimatı verdiğini ifade etti. AKARYAKIT GREVİNDE "ZORLA ÇALIŞTIRMA" TALİMATI: KARŞI ÇIKANA HAPİS CEZASI! Söz konusu prosedür kapsamında, "kamu hizmetinin devamlılığını veya toplumun ihtiyaçlarını ciddi şekilde baltalayan bir grev durumunda", çalışanlar işe dönmeye zorlanabilir. Buna karşı çıkan işçilere ise, 6 aya kadar hapis ve 10 bin avro para cezası uygulanabilir. Fransa’da TotalEnergies'e ait 6 rafinerinin 3’ünde, ülkenin en büyük işçi sendikası CGT'nin geçen ay sonunda, işe alımların durdurulmasını protesto etmek ve maaşlarda yüzde 10 artış talebiyle gittiği greve, Amerikan petrol şirketi Esso-ExxonMobil’in iki rafinerisinin çalışanları da katılmıştı. Grevlerin yayılması üzerine ülkede benzin istasyonlarının önemli bir kısmında akaryakıt sıkıntısı başladı. Birçok yerde uzun benzin kuyrukları görüldü. Hükümet sendikalara, şirketlerle uzlaşma yoluna gitmesi konusunda çağrı yapmış aksi durumda yaptırıma gitme tehdidinde bulunmuştu.

1 2 ... 5 6 7 8 9 10 11 ... 22 23