25 Nisan Perşembe 2024
3 yıl önce

DHKP-C’li Ebru Timtik'in terör faaliyetleriyle ilgili çarpıcı detaylar: Örgütün cezaevi kuryesi olduğu ortaya çıktı

dhkp-c’li ebru timtik, kurye, ölüm orucu, şehit cumhuriyet savcısı mehmet selim kiraz

3 yıl önce

İşçilerin cenazesine katılmayan HDP'den uyuşturucu kuryesinin ailesine destek ziyareti!

PKK/KCK terör örgütünün katlettiği 3 işçinin cenaze törenine katılmayan HDP milletvekillerinin, o sırada uyuşturucu taciri Şerali Dereli'nin ailesine destek ziyareti için taziyesine gitmesi vatandaşlar büyük tepki gösterdi

2 yıl önce

Devlet Bahçeli: Kavala, Soros'un kuryesi, Gezi'nin kışkırtıcısıdır

Devlet Bahçeli’nin açıklamalarından satır başları şöyle: Zamanın çarkı kesintisiz döndükçe, ya güvenli sahillere çıkarız ya da hamlığın ve çiğliğin dehlizlerinde kaybolur gideriz. Ya huzurlu bir hayatı kendi irademizle seçeriz, ya da huzursuzluğun girdabında ömrün tükenmesini hüzünle seyrederiz. Esasen tercihlerimiz kim olduğumuzun işareti, nasıl bir hayat istediğimizin de ifadesidir. Türk milleti her şeyin en güzeline layık olmasının yanında bu zorlu ve zahmetli hedefe pek çok kördüğümü çözme mahareti göstererek kendi tercihleriyle vasıl olmuştur. Dayatmayı, esareti reddetmiş, köleliğe hayır demiştir. Cumhuriyet milli bir tercihtir. Dönemin şartları gereği en doğru, en münasiptir. Tarih bize gösteriyor ki değişim rüzgarı esmeye andan itibaren nice çatılar uçmuş, nice statükolar sarsılmıştır. Cumhuriyet'in ilanı ile tetiklenen güçlü değişim ne milleti ne de devleti değiştirmiştir. Değişen yalnızca siyasal rejim olmuştur. Asırlarca birbirlerine eklemlenerek vücuda gelen Türk devlet zinciri halkalarına 29 Ekim 1923 tarihinde sonuncusunu eklemiş bize göre konu bir daha açılmamak üzere kapanmıştır. Bazı maksatlı cahiller Türkiye Cumhuriyeti'nin Osmanlının reddi mirası ile kurulduğunu söylese de bu iddia tamamen uydurma ve tarihsel gerçekliklere tamamen terstir. Türkiye Cumhuriyeti'ni Osmanlı İmparatorluğu'nun devlet, asker, bürokrat ve vatansever yürekleri milletimizin soylu iradesine dayanarak kurmuştur. 1913'te fes takıp imparatorluk coğrafyasında düşman kovalayan vatan evlatları 1923'te bu defa kalpak giyip vatan topraklarından düşmanları atarak cumhuriyeti fiile geçirmişlerdir. Tarihte kurulan her Türk devleti bir öncekinin eseridir. Bu bilinçle önümüzdeki cuma günü Cumhuriyet'in kuruluşunu gururla kutlayacağız. Cumhuriyet kutlu bir emanettir. Anadolu topraklarındaki varlığımızın son 98 yılı Cumhuriyet yönetimi altında geçmiştir ve 100. yıla 2 yıl kalmıştır. Cumhuriyetin vasfı millet egemenliğine dayanması, demokrasiyi sistem olarak benimsemedir. Rejim ile hükümet sistemi arasındaki farkı çarpıtmak için kara propaganda yapanlar özellikle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini hedef tahtasına koymuşlardır. Rejim değişti diyerek yaygara koparanlar iflah olmaz bir yalancılığa yakalanan gafillerdir. Türkiye'de rejimin adı Cumhuriyet'tir, sistemin adı ise Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'dir. Bu ikisini birbirlerine karıştıranların zihniyeti fukura olduğu için akılları da ukaladır. Cumhuriyetin ardında Çanakkale Zaferi'nin heybeti, Milli Mücadele'nin haşmeti varken, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ardında 15 Temmuz ihanet ve işgal hevesine karşı milletin kahramanca direnişi bulunmaktadır. Cumhuriyet tarihin dar patikasında zalimlerin hunhar baskıları altında, Türkiye artık yoktur diyen emperyalistlerin saldırıları karşısında milletin varoluş onuru olarak ortaya çıkmıştır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ise parlamenter sistemin duvara tosladığı, başkentimizin bombalandığı, 251 millet evladının şehit olduğu bir dönemin hemen sonrasında milli diriliş ve yükseliş ruhu olarak doğmuş ve serpilmiştir. Bugün ise Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne itiraz edip ne dediği muamma olan Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem peşinde koşanlar 15 Temmuz'un rövanşını almak için hazırda bekleyen FETÖ'nün ve PKK'nın dümen soyuna giren siyasi partilerdir. Bunların sadece siyasetleri değil vicdanları da emperyalistlerin kurşun askeri haline gelmiştir. 29 Ekim 1923'ün mihmandarı büyük Türk Milleti'dir. Cumhurbaşkanlığı sistemi halk oylaması ile gerçekleşmiş, Milletimiz Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini tasdik etmiştir. 4 yıl önce Cumhurbaşkanlığı sistemine dünya üzerinde çok az şekilde karşılaşılan şekilde kansız ve kavgasız geçilmiştir. Cumhurbaşkanlığı sistemi yönetim sisteminde muazzam bir reformdur. Sonumuzu hazırlamak isteyen çevrelere milli bir cevaptır. KILIÇDAROĞLU'NU HEDEF ALDI Sistem krizine oynayan suyu bulandırarak devleti ve milleti aciz düşürmek için fırsat kollayanlar yabancı muhbirleridir. Kılıçdaroğlu, Türkiye'de demokrasi olmadığını, gerçek demokrasiyi getireceklerini söylüyor. Kılıçdaroğlu'na kim ne söylüyorsa yanlış söylüyor, komik durumlara düşürüyor. Akıl hocalarını gözden geçirmesinde bize göre yarar vardır. Bu gidişle dost gördükleri postuna samanı dolduracaklardır. Türkiye'de demokrasi yok demek egemenliğin yegane sahibi Türk milletine en ağır hakaret, en soysuz suçlamadır. Kılıçdaroğlu ya bilerek ya da cehaletinin oyununa gelerek hem devlete hem millete adeta kazan kaldırmıştır. Böylesi bir şahsın CHP Genel Başkanı olması inanılmayacak bir talihsizdir. Kılıçdaroğlu'nun gözü ile bakınca her yer zillet, her şey rezalettir. Bu şahıs aziz Atatürk ile çelişmektedir. 100. yıl dönümünde Cumhuriyet'in hakkını ve hukukunu müdafaa edecek zillet değil millettir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün CHP ile yalnızca kuruluş yılları bazında bir ilgisi kalmıştır. Ne CHP eski CHP'dir ne de Türkiye zillete müsaade edecektir. Türkiye Cumhuriyeti'ni hak ettiği gelişmişlik düzeyine biz çıkaracağız. Türkiye'yi lider ülke seviyesine biz taşıyacağız, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile kilitleri ya açacağız, ya kıracağız. Herkesin iş ve aş sorunlarını çözmüş bir milli ekonomiyi, terörün kökünü kazımış ve felç etmiş bir bünyeyi, dünyaya Türkçe bakan bir dış politika mimarisini el birliği ile, Cumhur İttifakı ile sağlayacağız. İrademiz ve gücümüz Büyük Türk Milleti'dir. Türkiye Cumhuriyet toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet içinde, Atatürk Milliyetçiliğine bağlı, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Laikliğin tahribatı ve tenkisatı imkansızdır. Bu milletin devletin varlığı ile kimin sorunu var ise bizim de onlarla sorunumuz sonuna kadar olacaktır. Alayını her cephede karşılayacağımız iyi bilinmelidir. Cumhuriyet bedava kazanılmamıştır, işbirlikçi kalpazanlara asla bırakılmayacaktır. Cumhuriyet'e düşmanlık Cumhur'a düşmanlıktır. Demokrasi İttifakı'ndan bahsedenler Milli Mücadeleden intikam almak isteyen bölünme ve yıkım sevdalılarıdır. Bizim böyle bir sevdayı içinde taşıyanlarla iki dünyada da hesabımız vardır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Türk milletinin tercihidir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk milletimizin ortak değeridir. Türkiye Cumhuriyeti yaşayacaktır, devletimiz ve milletimiz baki kalacaktır. Bir kere yükselen bayrak bir daha düşmeyecektir. Bizim mutabakat zeminimiz Türkiye'dir. BÜYÜKELÇİLERİNİN KAVALA ÇAĞRISI 18 Ekim 2021 Pazartesi akşamı ABD'nin Ankara Büyükelçiliğinin resmi twitter hesabından seviyesiz bir açıklama yapılmış, ilaveten 9 devletin büyükelçisi de bu açıklamaya iştirak ederek devam eden bir davanın faili ile ilgili Türkiye'ye hukuksuz bir çağrıda bulunmuşlardır. Uluslararası hukuk ile demokratik teamüller çiğnendiği gibi Türkiye'nin iç hukuk düzeni ve egemen eşitliği onlu büyükelçi grubu tarafından hedef alınmıştır. ABD, Almanya, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İsveç, Kanada, Norveç ve Yeni Zelanda ülkelerinin Ankara büyükelçileri muhtemel devlet ve hükümet başkanlarının teşviki hatta talimatı ile Mehmet Osman Kavala'nın avukatlığına soyunmuşlardır. Yürüyen bir yargısal sürece müdahale olmaya teşebbüs etmek gibi bir skandala imza atmakla kalmamışlar, görevlerinin sınırlarını tamamen aşmışlardır. Kısaca söylersek bu 10 büyükelçi Osman Kavala'nın serbest bırakılması için açıklama yapmıştır. Kılıçdaroğlu da aynısını seslendirmiş, İP Başkanı da yeşil ışık yakmıştır. Zalim bir üst akıl hem büyükelçileri ve Millet İttifakı'nı dürte dürte harekete geçirmiştir. Şirret bir oyun ve tehlikeli bir rol paylaşımı söz konusudur. Türkiye'yi sıkıştırmak, bir sonraki tehditvari adımları tetiklemek için yapılmıştır. Emeller ortaya çıkmıştır. Bu harcın içinde CHP'den İP'ine kadar siyasi partilerin varlığı utanç kaynağıdır. Kavala Soros'un kuryesi, Gezi Parkı olaylarının azmettiricisidir. Gezi olaylarına bir park ötesinde anlam ve misyon yüklenmesinde aktif pozisyon üstlenen, dünyadaki birçok kalkışmayı renkli demokrasi devrimi olarak lanse eden ve bu amaçla sivil toplum kuruluşlarına para, lojistik, kaynak, insan sağlayan Açık Toplum Vakfı'nın Türkiye piyonu bu şahıstır. Soros uşağı olan Kavala 4 Ağustos 2015 tarihinde kendisi ile yapılan bir röportajda PKK'yı rasyonel politikalar yürüten bir örgüt olarak değerlendirecek kadar gözünü karartmış, teröre çanak tutmuştur. AYM'Yİ HEDEF ALDI Kavala, 18 Ekim 2017'de İstanbul'da yakalanmıştır. 29 Aralık 2017'de Anayasa Mahkemesi'ne 8 Haziran 2018'de ise AİHM'e başvuru yapmıştır. AYM, 22 Mayıs 2019 tarihinde aralarında mahkeme başkanı Zühtü Arslan'ın da bulunduğu 5 üyenin karşı oyu ve oy çokluğu ile Anayasa'nın 19. maddesinin 3. fıkrası bağlamında kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edilmediğine ayrıca tutuklamanın hukuki olmadığından bahisle kişi hürriyetinin ve güvenliğinin ihlal edildiğine dair iddianın kabul edilebilir olduğuna ise oy çokluğu ile karar vermiştir. AYM öyle bir hale gelmiştir ki nerede bir hain, nerede Türkiye'nin kuyusunu kazmak için faal halde bulunan bir çapulcu varsa onlarla yan yanadır. Terörist Demirtaş'ın yanında duran bu mahkemedir, Soroscu fitnenin yanında konuşlanan bu mahkemedir. Osman Baydemir ile ilgili hak ihlali kararı veren, 30 bin TL tazminat ödenmesi kararını da AYM vermiştir. Şu adaletsizliğe bakın ki hem canımızı alıyorlar hem paramızı alıyorlar. Çünkü failin, katilin, teröristin hak ihlaline kaldığını iddia eden bir mahkemenin şehitlerimize, gazilerimize, yetimlerimize söyleyecek tek bir sözü olamaz. Sorarım sizlere AYM kapanmasın da hak ve hukukun itibarı mı yok olsun. AYM kapanmasın da terörle mücadeleye sünger mi çekilsin. Demirtaş ve Kavala davasında hak ihlali kararı veren sözde hakimler gelsin bunu külahıma anlatsınlar. Haydi buyursunlar, FETÖ'cüler ile bölücüler ile ilgili süren mahkemeler kısa süre içinde sonuçlandırılmalıdır. Teröre yardım ve yataklık yapan vekillerin dokunulmazlıklarının süratle görüşülmesi gerekmektedir. 'AHLAKSIZLIKTIR, EGEMENLİK HAKLARIMIZA SUİKASTIR' Kavala'nın avukatı arayıcılığıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne yaptığı başvuru Türkiye aleyhinde sonuçlanmıştır. Farklı bir karar alınsa şaşırırdık, bu mahkeme kararı Avrupa'nın elinde koza dönüşmüştür. Yunanistan'a kimseden en ufak bir itiraz gelmemektedir. 10 büyükelçi Soroscu Kavala ile aynı mevziye girerek Türkiye'ye bir nevi muhtıra vermiştir. Bu muhtıra ahlaksızlıktır, egemenlik haklarımıza suikasttır, bağımsızlığımıza kumpastır. Bunlardan dolayı gayri meşrudur. 10 büyükelçi hem Viyana Sözleşmesine hem anayasaya aykırı hareket etmişlerdir. Türkiye bir hukuk devletidir. Büyükelçiler hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı ve demokrasi onuruna sabotaj yapmışlardır. 10 ülkenin büyükelçisi bahse konu sözleşme ve anayasa kapsamında zaten istenmeyen adam haline çoktan gelmiştir. BÜYÜKELÇİLERİN 'KAVALA' AÇIKLAMASI Dün ABD Büyükelçiliği'nden yapılan açıklamada, Viyana sözleşmesinin 41.maddesine teyit ettiklerine yer verilmiştir. Diğer büyükelçilerde aynı açıklamayı yapmıştır. Cumhurbaşkanımızın cesur ve kararlı duruşu tarihi bir yanlışın düzeltilmesinde önemlidir. Türkiye kum torbası değildir. ABD'nin 18 Ekim bildirisinden geri adım atması önemlidir. Kavala ile ilgili hüküm verilirse önce cezasını burada çekmesi, daha sonra da vatandaşlıktan çıkarılarak 10 büyükelçiden birisinin ülkesine gönderilmesi artık zarurettir. Herkes haddini bilsin, saygısızlığa tahammülümüz yok. Batılı ülkelerin Türkiye yaklaşımları dostane değildir. TEZKERE MESAJI TSK'nın gerektiği taktirde sınır dışına operasyona gönderilmesi ile ilgili tezkereye ön şartsız evet diyeceğimizi belirtiyorum. Herkes tavrını belirlemelidir. Terörle mücadelenin aması, fakatı, eğeri olamaz. CHP duyarlı olmalıdır. İP ise hem nalına hem mıhına vurmaktan vazgeçmelidir. ABD, PKK'ya silah verirken F-35'in parasını iade etmeye henüz yanaşmamıştır. Haydut devlet statüsüne düşmek istemiyorsa paramızı vermelidir. AB'NİN TÜRKİYE RAPORU Raporda yanlı değerlendirmeler hakimdir. Türkiye'nin üyelik hususundaki tercihi açıktır. Hem doğu hem batı diyoruz, iki yöne de bakıyoruz. Onurlu, egemenlik haklarına saygı esasına dayanan üyelik olursa ne ala... ABD'YE S-400 VE F-35 TEPKİSİ Türkiye'nin istediği F-16'ların maliyeti 7 milyar dolardır. ABD, S-400 konusunu Türkiye ile ilişkilerin ağırlık konusu yapmıştır. Biden yönetimi S-400'ler ile ilgili kararını tescil etmiştir, bu sorun çözülmeden diğer konuları ele almayacağını belgelemiştir. Rusya'dan S-400 almayın, alsanız da kullanmayın dayatması yapan ABD güvenlik konseyinde ortaktır. Madem Rusya'dan rahatsızlar, Güvenlik Konseyi üyeliğinden neden ayrılmıyorlar? Türkiye, ABD'nin PKK'ya verdiği silahlardan rahatsızdır. Bu her defasında iletilmiştir. Roma'da düzenlenecek G-20 zirvesinde Erdoğan-Biden görüşmesinde anlaşmazlıkların çözülmesi başlıca temennimdir. TÜSİAD'A TEPKİ TÜSİAD'ın açıklamasını esefle kınadığımı belirtiyorum. TÜSİAD kendi işine bakmalıdır. milletin vermediği yetkiyi kullanma gayretkeşliğine bakmamalıdır.

2 yıl önce

İstanbul Valisi: Yarın saat 08.00’den itibaren motosiklet, elektrikli scooter ve motokuryelerin trafiğe çıkış yasağı sona erecektir

İstanbul Valisi Ali Yerlikaya sosyal medya hesabı Twitter’dan yaptığı açıklamada, “Yarın saat 08.00’den itibaren motosiklet, elektrikli scooter ve motokuryelerin trafiğe çıkış yasağı sona erecektir” dedi.

1 yıl önce

HDP'li vekillerin PKK'ya kuryelik yaptığı ortaya çıktı!

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından PKK'nın mali alan yapılanmasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında yapılanmadan sorumlu olduğu belirlenen Murat Yılmaz'ın 'Silahlı terör örgütü kurma ve yönetme' suçundan 22.5 yıla kadar hapsi istendi. Sabah'ın haberine göre; Yılmaz hakkında ifade veren Ulaş kod adlı gizli tanık, Yılmaz'ın Irak'ta olduğu süreçte Mazlum Doğan İdeolojik Eğitim Akademisi'nde eğitim aldığını, ardından Duran Kalkan ve Murat Karayılan'ın talimatıyla KCK Türkiye Maliyesi Genel Sorumlusu olarak görevlendirilerek Türkiye'ye gönderildiğini söyledi. Gizli tanık, çatışmalar sırasında yaralanan PKK'lıların tedavilerini yaptırmak amacıyla KCK Türkiye Sağlık Komitesi çalışmalarında yer alan 'kadro' örgüt mensuplarına yüksek miktarlarda para aktaran kişinin de Yılmaz olduğunu belirtti. PKK mali alan yapılanması sorumlusu Murat Yılmaz'ın, Duran Kalkan ve Murat Karayılan'ın talimatıyla KCK Türkiye Maliyesi Genel Sorumlusu görevine getirildiği, bu süreçte örgütün molotof ve el yapımı patlayıcı gibi kanlı eylemlere para sağlayan kişi olduğu ortaya çıktı. Yılmaz'ın Türkiye'de örgüt adına toplanan trilyonlarca lirayı HDP milletvekilleri Nadir Yıldırım, Özdal Üçer ve Nursel Aydoğan aracılığıyla Kandil'e teslim ettiği ifade edildi.

1 yıl önce

PKK'lı terörist itiraf etti! HDP'li vekilin bomba kuryeliği yaptığı ortaya çıktı

Yunanistan'daki Lavrion kampında eğitim alıp stratejik hedeflere saldırmak için geldiği İstanbul'da yakalanan teröristin iddianamesinden HDP Diyarbakır Milletvekili Remziye Tosun ile çarpıcı bir detay çıktı. İddianamede ifadesine yer verilen bir terörist, Remziye Tosun'un örgüt tarafından hazırlanan bombaların kuryeliğini yaptığını, bu bombaların karakola saldırıda kullanıldığını söyledi. YUNANİSTAN'A GİTTİ Yeni Şafak'ın haberine göre; 3 Eylül'de İstanbul'da yakalanarak tutuklanan PKK'lı Hüseyin Tanrıkulu hakkında 'terör örgütü üyeliğinden' iddianame hazırladı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianameye göre, terörist Tanrıkulu, Diyarbakır'da HDP'nin sözde Gençlik Meclisi'nde aktif olarak görev yaptıktan sonra örgütün kırsal yapılanmasına katıldı. Meriç Nehri üzerinden Yunanistan'a gidip silah ve bomba eğitimi alan Tanrıkulu, yasa dışı yollardan Türkiye'ye girdi. HEDEF KÖPRÜLER VE AK PARTİ Tanrıkulu'nun hedefinde, İstanbul'daki köprüler. AK Parti milletvekilleri, AK Partili şahıslar, AK Parti ilçe binaları ve mahalle bekçileri vardı. Ancak Lavrion kampından gelerek yakalanan başka bir terörist ifadesinde Tanrıkulu'nu ifşa etti. Terörist, Tanrıkulu'nu sağ ve sol kolunda bulunan dövmesine kadar tarif etti. Bu bilginin ardından harekete geçen güvenlik güçleri teröristi 3 Eylül'de İstanbul Esenyurt'ta gözaltına alındı. Lavrion'da eğitim alıp Türkiye'de yakalanan diğer teröristler de Tanrıkulu'nun kampta bulunduğunu doğruladı. İDDİANAMEDE TOSUN DETAYI İddianamede HDP Diyarbakır Milletvekili Remziye Tosun'a ilişkin çarpıcı bir de detay ortaya çıktı. Batman'da ifadesi alınan bir Ş.A. adlı teröristin ifadesine iddianamede yer verildi. Ş.A ifadesinde PKK'lı Tanrıkulu ile Tosun'un yakın irtibatta olduğunu ortaya koyarak, Tosun'un örgüt adına nasıl bomba kuryeliği yaptığını anlattı. Ş.A ifadesinde şunları kaydetti: HDP'LİLER DESTEK VERDİ "...Benim HDP içerisinde faaliyet yürüttüğüm dönemde bu milletvekillerinin gençlik yapılanmasına finans sağladığını gördüm. Bir gün HDP binasında iken Hüsamettin Tanrıkulu da binadaydı. Oturduğumuz sırada Hüsamettin beni çağırarak biraz sonra bir şahsın geleceğini, kendisinin alt katta biraz işi olduğunu, kapıyı kendisinin üzerine kilitlememi, kimseyi içeri almamamı tembihledi, binaya HDP Milletvekili Remziye Tosun geldi." BOMBALARI ALIP GİTTİ "Remziye Tosun çantasından bir poşet çıkardı. Poşet içerisinde kutular vardı. Bu poşetleri Hüsamettin'e teslim etti. Hüsamettin alt kata bu poşetlerle indi. Ben üzerine kapıyı kilitledim. Hüsamettin uzun süre alt katta kaldıktan sonra tekrar yukarı çıkarak beklememi söyledi. Remziye tekrar mutfağa gelince Hüsamettin alt kattan poşeti getirerek Remziye'ye teslim etti. Bundan birkaç gün sonra Hüsamettin'e Remziye'ye ne verdiğini sorduğumda içerisine ses bombası olduğunu, Remziye'nin bu ses bombasını Sur ilçesinde birisine teslim ettiğini, Ümit Akgün ve Kamuran (Mustafa) isimli şahısların ses bombasını Ben-u Sen Mahallesi'ndeki polis karakolunun bulunduğu yere attıklarını söyledi." İlerleyen günlerde bombalı karakola attığı söylenen Ümit Akgün'le yeniden görüştüğünü belirten Ş.A. "Ümit bu olayı kendisi de bana anlattı. Olay sonrasında polisten kaçarak Metin isimli şahsın evine giderek sakladıklarını anlattı" ifadelerini kullandı.

1 ay önce

ABB Başkan adayı Altınok: Motokurye durakları yapacağız

Cumhur İttifakı'nın Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkan adayı ve Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok, Ankara'da motokuryeler için taksi durakları gibi motokurye durakları ve dinlenme alanları yapacaklarını söyledi.