29 Mart Cuma 2024
1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri töreninde konuştu: Türkiye yüzyılı sanatın yüzyılı olacak

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri Töreni'nde konuştu. Açıklamadan öne çıkan başlıklar şöyle: Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne, bu gazi mekana, milletin evine hoşgeldiniz. 2022 yılı Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri tevdi töreni vesilesiyle sizlerle beraber olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Biraz sonra ödüllerini vereceğimiz kıymetli sanatçılarımızı, fikir ve edebiyat erbabımızı, ustalarımızı ve onların temsilcilerini ayrı ayrı tebrik ediyor, her birine şahsım, ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Titiz bir çalışma ile bu anlamlı ödüle layık görülen kültür sanat insanlarımızı tespit eden seçici kurula da ayrıca teşekkür ediyorum. Bu yılki Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri'nin sahiplerine baktığımızda ülkemizin eşi benzeri bulunmayan kültürel zenginliğine bir kez daha şahit oluyoruz. Müzik alanında ödüle layık görülen Sayın Ajda Pekkan sanat dünyamızın çınarlarından biridir. Kendisi yıllara meydan okuyan duruşu ve sanat icrası ile müzikseverlerin hafızalarında müstesna bir yer edinmiştir. Sayın Pekkan, kimler geldi kimler geçti, petrol, her yaşın bir güzelliği var gibi şarkılarıyla sanat tarihimizin altın sayfalarına adını yazdırmıştır. Türk müziğinin son yarım asrına damga vuran yanında, yeni sanatçıların yetişmesine de ilham kaynağı olan Sayın Ajda Pekkan'ı tebrik ediyoruz. Hayrettin Karaman hocamız vesayete karşı dik duruşuyla temayüz etmiş bir kişiliktir. Maruz kaldığı baskıya, haksızlığa ve hadsizliğe rağmen halen gazete yazıları, makaleleri, hikmet dolu sohbetleriyle gönül dünyamızı aydınlatan muhterem hocamız Hayrettin Karaman hocamızı tebrik ediyoruz, özellikle şahsen benim de hocam olması hasebiyle saygılarımı sunuyorum. Hatıra, seyahatname, biyografi, mektup tarzında kaleme aldığı pekçok eseri hayatımıza hediye eden sayın Yavuz Bülent Bakiler, 86 yıllık bereketli ömrüne siyaset, hukuk, basın gibi pekçok şeyi sığdırdı. Onun sohbetine aşina olanlar kalemi kadar kelamının kuvvetli olduğunu bilirler. Edebiyat alanında bu seneki ödülü Türkçenin büyük savunucusu Yavuz Bülent Bakiler'e veriyor, kendisine hayırlı ömürler temenni ediyoruz. Karikatür ve animasyonda Varol Yaşaroğlu yeni bir soluk kazandırmıştır. İçindeki çocuk ruhunu kaybetmeden çalışan, üreten, Kral Şakir gibi çocuklarımızın sevdiği karakteri kazandıran Yaşaroğlu'nu kutluyorum. Gastronomi alanında Ömür ve Emre Akkor Türk mutfağına ve milli kültürümüze emsalsiz hizmette bulunuyorlar. Türkiye'nin lezzet haritasını çıkaran Ömür ve Emre Akkor kardeşlerini tebrik ediyor, ellerine ve emeklerine sağlık diliyoruz. Dans ve balede Tan Sağtürk akla gelen ilk isimlerdir. Diyarbakır'da açtığı dans ve bale okuluyla önemli sosyal sorumluluk projesini hayata geçiren Tan Sağtürk'ü tebrik ediyoruz. Selçuklu zarafetini Osmanlı ustalığı ile birleştiren, Tokyo Camii, Aşkabat gibi ülkemizi yurt dışında temsil eden mimar Hilmi Şenalp'in fikir ve yürek teri vardır. Sayın Hilmi Şenalp'i kutluyor, çalışmalarında muvafakiyetler diliyoruz. Sayın Sevan Bıçakçı'ya zanaat alanında ödül vermekten bahtiyarlık duyuyorum. Bu toprakların kadim zenginliğini yaşatan herkes gibi sayın Bıçakçı'ya şükran borçluyuz. Sayın Gülbün Mesara tezhib, minyatür ve katı ustası kıymetli sanatçımızdır. Sabırla, sebatla bütün ömrünü klasik sanatlarımıza vakfetmiş olan Gülbün hanımefendiye şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum. Asırlardır sözlü kültürümüzü yansıtan, gönüllerimizi ilim, hikmet ve sevdayla dokuyan aşıklarımızdır. Her bir türküde Anadolu insanının çığlığı, umudu, acısı ve irfanı vardır. 1973 yılında ebedi aleme irtihal eden Aşık Veysel Şatıroğlu, Anadolu halk ozanlarının yakın tarihimizin en önemli temsilcilerindendir. Aşık Veysel, milletimizin gönül yollarını en iyi bilen, o yolda yürüyen, o yolda ömrünü tamamlayan özünden geçeni büyük maharetle söze ve saza döken hakiki bir halk ozanıdır. Bu toprakların sevinci, kederi, hasret ve sevda duygularını dile getiren Aşık Veysel'in Sivas ellerinde söylediği türküler bütün coğrafyamızda yankılanmıştır. Hakkı ve değişmez hakikati söyleyen böyle bir devrin yaşadığı dönemde kılık kıyafeti sebebiyle Ankara'nın Ulus semtinden dışarı atılması milletimizin hafızasında onulmaz yaralar açmıştır. Gazi'yi görmek için Sivas'tan Ankara'ya 3 ay yol yürüyen Aşık Veysel'e yapılan bu kötülük insanımıza bakış açısının çarpıklığı ortaya koymuştur. Millete ait ne varsa hepsini birden gerilik emaresi olarak yaftalayan faşizm heveslilerin kültür sanat hayatımızda yol açtığı tahribatın izlerini ortadan kaldırmak elbette kolay olmadı. Bu yılki Vefa Ödülümüzü büyük usta Aşık Veysel'e vererek bir ayıbı temizliyor devlet olarak kendisine şükran borcumuzu da ifa ediyoruz. Vatandaşlıktan çıkarıldıktan 58 yıl sonra Bakanlar Kurulu kararıyla Nazım Hikmet'e Türk vatandaşlığı veren biz olduk. Yaşadığı dtönemde sırf Kürçe şarkı söyledi diye linç edilen Ahmet Kaya'nın mezarını Türkiye'ye getirme teklifini biz yaptık. İstanbul'a Atatürk Kültür Merkezi'ni Ankara'ya Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nı kazandırarak önemli görevi üstlendik. Son düzenlemeyle kamu ve sanat kurumlarımızda görev yapan sözleşmeli sanatçılarımızın kadroya geçişleriyle ilgili gerekli adımları attık. Eğlence vergisi oranlarının sıfırlanmasını sağladık. Türkiye Yüzyılı sanatın ve sanatçılarımızın yüzyılı olacak.