18 Nisan Perşembe 2024
1 yıl önce

Türkiye'de birçok mağazası bulunan giyim markası H&M, internet sayfasında LGBT propagandası yapmaya başladı

Türkiye'de bazı kesimlerin de destekleriyle ve de yapılan skandal eylemlerle gündeme getirilmeye çalışılan LGBT sapkınlığına bir destek de Türkiye'de birçok mağazası bulunan İsveçli giyim markasından geldi. İNTERNET SİTESİNDE 'LGBT' PROPAGANDASI İsveç giyim markası H&M, Türk vatandaşlarının kullanımı için açtığı internet sayfasında "LGBT" propagandası yapmaya başladı.  SAPKINLIĞI NORMALLEŞTİRME ÇABASI H&M Türkiye'nin internet sayfasındaki paylaşımda görülen "LGBT" sapkınlığını normalleştirme çabası sosyal medyada vatandaşlardan büyük tepki çekti. https://twitter.com/bugunguncel/status/1538557947898478593?s=21&t=kr7DUqBbNinVbgKgDBAT-g İŞTE O SKANDAL PAYLAŞIMLAR H&M Türkiye'nin internet sayfasındaki paylaşımlarda şu ifadelere yer verildi;  Seçilmiş bir aile, birbirini desteklemeyi ve sevmeyi özellikle seçen insanlardan oluşuyor. Kimi seviyor olursanız olun, her ne olursa olsun orada olmaya ve kim olduğunuzu kutlamaya odaklanıyor. Birbirlerini seçen LGBTQIA+ aileleri ile tanışın. Javier C: LGBTQ topluluğu olarak büyüyoruz ve hayatımızın geri kalanında hep yalnız kalacağımızı düşünüyoruz ancak bir noktadan sonra bunun doğru olmadığını fark ediyorsunuz. Seninle aynı olan insanları keşfediyorsun, onlar seni anlıyorlar ve onların etrafında kendini güvende hissediyorsun. Seçilmiş ailelerin önemi işte bu çünkü seçilmiş ailemizin içinde kendimiz olabiliyoruz, büyüyebiliyoruz, gülebiliyoruz, sevebiliyoruz, yaşayabiliyoruz. VATANDAŞLAR TEPKİ GÖSTERİP BOYKOT ÇAĞRISI YAPTI Türkiye'de birçok şubesi bulunan H&M Türkiye'nin internet sitesinden yapılan bu paylaşımlar vatandaşın büyük tepkisini çekti. Türkiye'deki aile kurumuna saldırmak için büyük firmalar tarafından da yapılmaya başlanan bu tarz paylaşımlar vatandaşı endişelendirirken boykot çağrıları da peş peşe geldi. İşi giysi ürünleri satmak olan bir firmanın "LGBT" sapkınlığıyla ilgili sayfalarca normalleştirme ve özendirme paylaşımı yapıyor olması dikkat edilmesi gereken bir tehlike olarak vatandaşın gözünden kaçmıyor. ÇORAP SKANDALI İsveç giyim markası H&M'in daha önce de satışa sunduğu çocuk çoraplarında Arapça "Allah" yazısına benzer figürler bulunması tepkilere neden olmuştu.

1 yıl önce

İsveçli giyim markası H&M'e tepkiler çığ gibi: LGBT propagandası yapan firmaya boykot çağrısı geldi

Türkiye'de de mağazaları bulunan İsveçli giyim markası H&M, Türk vatandaşlarının kullanımı için açtığı internet sayfasında "LGBT" propagandası yapmaya başladı. H&M tarafından hazırlanan “Seçtiğim Ailem” başlıklı son ilanda, “Seçilmiş bir aile, birbirini desteklemeyi ve sevmeyi özellikle seçen insanlardan oluşuyor. Kimi seviyor olursanız olun, her ne olursa olsun orada olmaya ve kim olduğunuzu kutlamaya odaklanıyor. Birbirlerini seçen LGBTQIA+ aileleri ile tanışın” ifadeleri yer aldı. BOYKOT PAYLAŞIMLARI PEŞ PEŞE GELDİ Türkiye'deki aile kurumuna saldırmak için büyük firmalar tarafından da yapılmaya başlanan bu tarz paylaşımlar vatandaşı endişelendirirken boykot çağrıları da peş peşe geldi. Söz konusu ilanlara tepki gösteren vatandaşlar “Terör sevici İsveç’in sapkın HM markası ülkemizden kovulsun”, “Sapkın HM defol!” şeklinde paylaşımlar yaptı. ÇORAP SKANDALI İsveç giyim markası H&M'in daha önce de satışa sunduğu çocuk çoraplarında Arapça "Allah" yazısına benzer figürler bulunması tepkilere neden olmuştu.

1 yıl önce

İktidarsız! Mehmet Y. Yılmaz’ın polis düşmanlığı ve LGBT desteği

Yılmaz yazısında, Ankara Kızılay’da TSE standartlarına uymayan işletmenin tabelasının güvenlik güçlerince beyaza boyanmasını saptırarak, “Rejimin polis devleti karakterini bir kez daha somut olarak ortaya koyan son olay, Somali kökenli bir TC vatandaşının lokantasının tabelasının beyaza boyanmasıyla başladı. Polis tabelanın kaldırılmasını istedi, kaldırılmayınca da gidip beyaza boyadı. Polisin bu isteğinin nedeni Afrika renklerinin, Kürtlerin ulusal renkleri olarak kabul ettikleri renklerle aynı olması: Sarı, kırmızı, yeşil!” diye skandal ifadeler kullandı. Oysaki TSE’nin tabela yönetmeliği sabit. https://twitter.com/bilgiedinelim/status/1538482823484538881?s=21&t=zu6yx8o8pu-5ZxU8MbA2Lg Yılmaz yazısından polisin iktidar yanlısını bir tutum izlediğini iddia ederek görevini yapan polis amiri engelleyen ve hakaretler eden Deva Partli’li Yeneroğlu’nu savundu. Ayrıca Yılmaz, İçişleri Bakanlığı’nın sapık LGBT’lilerle olan mücadelesinden duyduğu rahatsızlığı şu satırlarla ifade etti: “Geçen gün "ABD ve AB'nin Türkleri LGBT yapma planından" da söz etmişti. Bu konuşmasında da seksle ilgili bir palavra daha sallıyor.”

1 yıl önce

CHP muhafazakarlardan umudu kesti! CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, açık açık LGBT'yi savundu

CHP tarafından sahip çıkılan LGBT yapılanması, yine ana muhalefet partisinin gündemine geldi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, LGBT'lilere yönelik açıklamalarda bulunduç LGBT derneklerinin yapmak istediği yürüyüşlere müdahale edilmemesi gerektiğini savunan Gökçen, yasaklarla ilgili eleştiride bulundu. "Söylemekten çekinecek değiliz" LGBT'ye karşı çıkmayı saldırganlık olarak gördüğünü ifade eden Gökçen, "Bir grup nefret dolu saldırgandan korkacak, doğruları söylemekten çekinecek değiliz. Onur Haftası kutlu olsun!" açıklamasını yaptı. Nefret söylemi iddiası Gökçen'in açıklamalarının devamında şu ifadeler yer aldı: "Dünyada ve Türkiye’de cinsel yönelim ve cinsiyet kimlikleri sebebiyle ayrımcılığa uğrayan, temel insan haklarına ve kamu hizmetine erişemeyen LGBTİ’ler, ülkemizde aynı zamanda gün geçtikçe artan fiziksel şiddet vakalarıyla da karşı karşıya. Türkiye’de iktidar, zaten ayrımcılığa uğramakta olan ve nefret suçlarıyla mücadele eden LGBTİ’lerin yanında olmak yerine bu nefret söylemlerine aktif bir şekilde katılıyor. Bütün yurttaşlarımızın sağlık ve eğitim hakkını, çalışma hakkını, ifade ve örgütlenme özgürlüğünü, protesto hakkını korumak devletin temel yükümlülüğüdür. "Onur yürüyüşlerine müdahale edilmemeli" Buna karşılık sorunlarını ve taleplerini dile getirmek isteyen, eşitlik ve saygınlık mücadelesini, yani insan hakkını korumak isteyen LGBTİ’lerin Onur Yürüyüşü ve tüm etkinlikleri sistematik olarak yasaklanmaktadır. Onur Yürüyüşü etkinliklerini tehdit edenlerin korunduğu, hakkını kullananların gözaltıyla, darpla ve tehditle karşı karşıya kaldığı bu nefret dolu siyasi tercihi kınıyorum. Onur yürüyüşlerine müdahale edilmemeli, aksine, yurttaşlarımızın taleplerine -partisi ne olursa olsun- tüm siyasetçiler tarafından kulak verilmelidir. Bir kez daha ifade etmek isterim ki: LGBTİ+ hakları insan haklarıdır. "

1 yıl önce

Gülşen’e LGBT tepkisi! Konseri terk ettiler

Giydiği sahne kıyafetleri ve yaptığı açıklamalarla tepkilerin odağı haline gelen şarkıcı Gülşen, şimdi de konser verdiği sırada LGBT bayrağı açtı. Herkesin cinsel kimliğinin ve hayatının kendine ait olduğunu söyleyen Gülşen, "Herkesin rengi kendine ve renkler çok güzel. Herkesin cinsel kimliği, hayatı kendine ait. Buna bir başkası karar veremez." dedi. Dinleyicilerin bazıları konseri terk etti Gülşen'in sahnede LGBT bayrağı açması sonrası bazı izleyicilerin destek verdiği görülürken, seyircilerin büyük bir bölümünün de konseri terk ettiği öğrenildi.

1 yıl önce

Yeni Şafak yazarı LGBT örgütlerini hedef aldı: Siviller sesini yükseltirse, devlet de gerekeni yapacaktır

Dizi ve sinema sektörünün ‘Amerikan Kültür Emperyalizmi’nin kontrolünden ‘LGBT Emperyalizmi’nin eline geçtiğini yazan Çelik, “Yapımlardaki eşcinselleri dünyanın en iyi, en merhametli, en sevgi dolu ve en fedakâr karakterleri olarak yansıtmayan hiçbir dizi ve film artık sektörde yer alamıyor. Çünkü sektör tamamen LGBT propagandasının kontrolüne girmiş durumda. Dizi ve film yapımcıları kendi projelerini değil; Netflix, Amazon ve Disney gibi platformların dayattığı senaryoları çekmek zorundalar. Artık sadece başarılı yönetmen, yetenekli oyuncu olmak yetmiyor. LGBT yanlısı değilsen hiçsin, sıfırsın! Sektörde var olmak isteyen birçok insan, referans olarak o renkli bayrağı ya sallamak ya da sosyal medya hesabında paylaşmak zorunda. Tahmin ediyorum; bu baskı bir süre sonra futbol takımlarını da esir alacak. LGBT yanlısı olmayan futbolcular kendilerine yeşil sahalarda yer bulamayacaklar. Çünkü gidişat bu yönde” düşüncesini dile getirdi. LGBT etkinliklerine sivil tepkinin önemli olduğunu savunan Çelik, "Toplum bilimciler, doktorlar, psikologlar, sosyologlar, STK’lar bir an önce harekete geçmeli. LGBT lobisi, gücünü ürettiği argümanlardan alıyor. Sevgiyi ve aşkı ortaya atarak sapkınlığı olağanlaştırıyorlar. Savundukları ve dayattıkları tezleri güçlü içeriklerle çürütmemiz gerekiyor. Bilinçli ebeveynler, bilinçli öğretmenler hareketleri başlatılmalı. Son zamanlarda yüzlerce anneden mesajlar aldım. Ne yapacaklarını bilemiyorlar. ‘Çocuğumu nasıl eşcinsel olmadan yetiştiririm’ diye çırpınan anneler var. Anneler özelinde, eğitici ve yönlendirici çalışmalar gerekiyor. Yapılacaklar listesi uzayıp gider. Ancak konuşmak ve yazmaktan ziyade bir şeyler yapmalıyız” diye yazdı. Sosyal medyada “Devlet, LGBT’ye karşı bir şeyler yapsın, önlemler alsın” çağrılarının yapıldığını  yazan Çelik, şöyle devam etti: Ben aksine sivillerin bir şeyler yapması gerektiğini düşünüyorum. LGBT örgütlerine karşı halk sesini yükseltirse, anneler-babalar ayağa kalkarsa, öğretmenler durumun vahametini raporlarlarsa devlet de gerekenleri yapacaktır. Devlet bir şeyler yapacaksa da gençlere ulaşacak bir dil inşa edilmeli. Yollar, köprüler, teknolojik yatırımlar, uzay çalışmaları, savunma sanayiinde atılan dev adımlar… Eyvallah. Alt ve üstyapıya yapılan yatırımlara bakınca, Türkiye’nin gelecek yüzyılı teknik olarak inşa edildi diyebiliriz. Peki ya nesillerin inşası? Bundan sonraki büyük yatırımlar gençlere, 20 yıl sonra doğacak çocukların zihin dünyalarına yapılmalı. LGBT lobisinin elindeki iletişim gücünü ezecek filmler, diziler mesela. Şu dönemde içerik üretmek ve yayınlayacak dijital platformlar oluşturmak, Marmara Denizi’nin dibine tüp geçit yapmak kadar önemli. Sizce de öyle değil mi?"

1 yıl önce

HDP'li LGBT üyesi avukat önce saldırdı sonra hedef gösterdi

Levent Pişkin, LGBT aktivizmi ve eşcinsellik hakkında bilimsel açıklamalar yapan alanında uzman isimleri hakaret ederek hedef gösterdi. Pişkin Twitter'daki paylaşımında, hocaların sosyal medya hesaplarını etiketleyerek şu ifadeleri kullandı: “Şu homofobiklere hep beraber siz kimsiniz köpekler çekelim” dedi. GERÇEKLER PİŞKİN'İ ÇILDIRTTI ‘Onur’ adı verdikleri yürüyüşleriyle meşruiyet kazanmaya çalışan, kendilerine saygı duyulması iddiasıyla her alanda propagandalarını yaparak çocuklara dahi cinsiyetsizliği dayatan LGBT aktivizminin iddialarını, alanında uzman ve cesur 6 isim Yenisafak.com'a verdiği röportajlarında bilimsel açıklamalarıyla yalanladı. Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Prof. Dr. Zeki Bayraktar, Dr. Mustafa Merter, Prof. Dr. Sefa Saygılı, Prof. Dr. Ahmet Akın ve Dr. Şöhret Karaduman, eşcinselliğin toplumların ikna edilmeye çalışıldığı gibi doğuştan olduğunu değil, sonradan meydana geldiğini ve eşcinsellik geninin olmadığını söyledi. HDP İstanbul İl Yöneticisi olmakla birlikte, terörden ceza alan HDP’nin tutuklu eski Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın da avukatlığını yapan Levent Pişkin’in daha önce de Başbakanlığı döneminde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret suçundan ceza aldığı öğrenildi. Röportajda yer alan Ürolog Prof. Dr. Zeki Bayraktar, ‘Eşcinsellik genetiktir’ iddialarının doğru olmadığını ve kanıtlanamayacağını Twitter hesabından, kendisine 'yalancı' diyen Levent Pişkin’e cevap vererek ifade etti. “KİMMİŞ YALANCI?” Pişkin’in, “Herkesin erişip okuyabileceği bir makale hakkında açıkça yalan söylüyorsun, utanmıyor musun?” twitine, Prof. Dr. Bayraktar, “Hadi göster bu makalede bu ifade nerede imiş? Gösteremezsin çünkü yok, kimmiş yalancı?” şeklinde yanıt verdi. Levent Pişkin ayrıca, Yeni Şafak’ın ‘LGBT Dosyası’ haberini paylaştığı içeriği alıntılayarak, Türk Tabipleri Birliği’ni de paylaşımına dahil etti. Pişkin, TTB’ye Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Prof. Dr. Zeki Bayraktar, Dr. Mustafa Merter, Prof. Dr. Sefa Saygılı, Prof. Dr. Ahmet Akın ve Dr. Şöhret Karaduman’a disiplin süreci başlatılmasını talep ederek kariyerlerini hedef aldı.

1 yıl önce

6’lıda LGBT çatlağı: Sessiz kaldılar

LGBT hakları ve İstanbul Sözleşmesi, CHP’nin başını çektiği 6’lı masayı böldü. SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği, önceki gün 6’lı masada bulunan partilerin hukuk başkanlarının katıldığı “Altılı Masa Kadınlarla Buluşuyor” etkinliği düzenledi. Çevrimiçi buluşmaya, CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Bülent Şahinalp, DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Sefer Üstün, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Bahadır Erdem ve Saadet Partisi (SP) Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kaya katıldı. SESSİZ KALDILAR Kadın haklarının değerlendirildiği toplantıya, partilerin LGBT’ye olan yaklaşımı damga vurdu. CHP’li Erkek ve İYİ Parti’li Erdem’in LGBT haklarını savunduğu toplantıda, Deva, Gelecek ve Demokrat Parti genel başkan yardımcılarının sessiz kalması dikkatlerden kaçmadı. SP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kaya da İstanbul Sözleşmesi’nin Türk aile yapısını bozduğunu belirterek LGBT konusunu geçiştirdi. SP: SÖZLEŞMEYE KARŞIYIZ SP’li Kaya, “İstanbul Sözleşmesi yeterince tartışılmadı. Sözleşmenin sorun yaratmaya müsait yanlarını konuşmamız lazım. Bazı ülkeler hala imzalanmadı, çekince koyan bazı ülkeler de çekincelerini hala kaldırmadı. Bu sözleşmede ailenin bütün olarak değerlendirilmediğini, sadece kadını önceleyerek kadına şiddetin önlenemeyeceğini düşünüyoruz. Uluslararası sözleşmelerle de çalışan yönleri var" ifadelerini kullandı. CİNSİYET EŞİTLİĞİ DERSİ 6’lı masayı temsilen konuştuğunu söyleyen İYİ Parti’li Erdem, “Önümüzde çok zor şeyler var. Sistemi değiştirmek zorundayız. Kadın erkek eşitliği ve cinsiyet eşitliğini birinci sınıflara ders olarak koyduk” dedi. “LGBT hakları ve İstanbul Sözleşmesi taraftarı bir derneğin programına katılıyorsunuz” denilerek eleştirildiklerini söyleyen Erdem, "Bu kadar cahil, bu kadar eğitimsiz, bu kadar cinsiyetçi bir toplumda mücadele ediyoruz" diye konuştu. CHP’li Erkek de şunları söyledi: “LGBT konusunda şuna inanıyoruz. Demokrasinin birinci kanunu insan hakkıdır. Cumhuriyet tarihinde Türk-Kürt dememiş, Alevi -Sünni dememiş, zengin yoksul dememişizdir. Her bireyin dilediği cinsiyeti yaşama, tercih etme hakkı vardır. Herkes saygı göstermek zorundadır. Hukuken de güvence altına alınmalıdır.” CHP’de kadının hakkı yok! CHP’nin kadın hakları hassasiyetinin olmadığını iddia eden eski CHP Milletvekili Prof. Dr. Binnaz Toprak, “Ben, 24. dönem milletvekili iken, CHP tüzüğünde her kademede yüzde 33 kadın kotası Kurultayca onaylandı. Ne var ki , bunu cinsiyet kotası altında parti meclisi için daha fazla oy almış kadın arkadaşlarımızı eleyip erkekler lehine kullanıldığı gibi milletvekilliği seçimlerinde listelerin en alt sıralarına konan kadın adaylarla yüzde 33’ü yerine getirdiklerimi iddia ediyorlar” dedi.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 20 21