25 Nisan Perşembe 2024
3 yıl önce

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'dan Dr. Şuayıp Birinci'nin ilk vaka makalesiyle ilgili açıklama: Sehven yazılmıştır

sağlık bakanı fahrettin koca, sağlık bakan yardımcısı şuayıp birinci, ilk vaka makalesi, sehven yazılmıştır, istanbul, mersin, tarsus, mart - nisan, şubat - mart, dergi

1 yıl önce

Bakan Çavuşoğlu, kaleme aldığı makaleyle FETÖ tehdidini uluslararası medyada anlattı

Bakan Çavuşoğlu'nun 15 Temmuz darbe girişiminin 6. yıl dönümü dolasıyla kaleme aldığı "FETÖ tüm insanlığı tehdit ediyor" başlıklı makale çeşitli ülkelerde toplamda 100'den fazla basın yayın organında yayımlandı. Fethullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'da Türk milletine ve hükümetine karşı kanlı darbe girişimi başlattığını anımsatan Çavuşoğlu, bu darbe girişimiyle yalnızca FETÖ elebaşı Fethullah Gülen'e sadık, radikal ve köktenci bir rejim kurmanın amaçlandığını belirtti. Çavuşoğlu, 15 Temmuz'da FETÖ iltisaklı ordu birliklerinin İstanbul'daki Boğaziçi Köprüsü gibi önemli noktaları ele geçirmek için kışlalarından çıktıklarına, savaş uçakları ve taarruz helikopterlerinin Türkiye Büyük Millet Meclisi, Cumhurbaşkanlığı yerleşkesi, Genelkurmay Başkanlığı ve Emniyet Müdürlüğü gibi stratejik hedefleri bombaladığına dikkati çekti. "O GECE TÜRK HALKI DEMOKRASİYİ CANI PAHASINA SAVUNDU" Binlerce sivilin o gece darbe girişimine önlemek için sokaklara döküldüğünü ifade eden Çavuşoğlu, "Darbeciler 251 masum sivili öldürdü ve binlerce kişiyi yaraladı. O gece Türk halkı demokrasiyi canı pahasına savundu. Bu kahramanca tepki, darbecilerin öngörmediği bir şeydi." değerlendirmesinde bulundu. Yaşananların idrak edilmesi için FETÖ'nün gerçek yüzünün anlaşılması gerektiğini dile getiren Çavuşoğlu, örgütün 1960'ların sonlarında sözde "dini hareket" olarak kurulduğunu, eğitimi ve dinler arası diyalogu teşvik etme kisvesi altında, kötü niyetlerini örtbas etmeyi başardığını kaydetti. Çavuşoğlu, FETÖ mensuplarının orduya, kolluk kuvvetlerine, yargının yanı sıra Dışişleri Bakanlığının da aralarında bulunduğu birçok devlet kurumuna onlarca yıl boyunca iyi hesaplı ve geniş çaplı biçimde sızmalarının, son aşaması 15 Temmuz 2016'da yapılan kapsayıcı bir plan dahilinde gerçekleştiğini ifade etti. "DARBE GİRİŞİMİ BAŞARILI OLSAYDI TÜRKİYE'DE DEMOKRASİ VAR OLMAZDI" FETÖ darbe girişimine değinen Çavuşoğlu, "Eğer darbe girişimi başarılı olsaydı, bugün çok farklı bir Türkiye olurdu. Demokrasi var olmazdı ve temel hak ve özgürlükler süresiz olarak askıya alınırdı. Halk, aşırılık yanlısı bir hükümetin tahakkümü altına girerdi." ifadesini kullandı. "NE YAZIK Kİ, BU İSTEKLER HENÜZ KARŞILANMADI" FETÖ'nün eğitim kurumlarının önemli bölümünü kontrol etmenin yanı sıra çok sayıda finans kurumuna da sahip olduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, şöyle devam etti: "Banka hesapları, FETÖ'nün sanayi ve ticaret alanlarındaki önde gelen isimlerinin yanı sıra kamu ve halkın içindeki mensupları tarafından da beslendi. Dini duyguları istismar edilen birçok masum sivil de FETÖ'nün mali kaynaklarına katkıda bulunmak için tuzağa düşürüldü. Nihai hamlelerini gizlice beklerken dünyanın dört bir yanındaki okullarından elde edilen muazzam gelir bu hesaplara kanalize edildi." Çavuşoğlu, 15 Temmuz'daki kanlı darbe girişiminin ardından devlet kurumlarının ve ordunun yanı sıra özel sektörden de FETÖ iltisaklı tüm kişi ve şirketlerin kararlı şekilde temizlenmeye başlandığına dile getirdi. Darbe girişimini planlayan bazı önde gelen isimlerin yakalandığını, bir kısmının adaletten kaçarak yabancı ülkelere sığındığını aktaran Çavuşoğlu, "FETÖ terör örgütünün elebaşı Fethullah Gülen halen ABD'de yaşıyor. Hükümetimiz yıllardır ABD'den Gülen'in Türkiye'ye iadesini ve Avrupa ülkelerinden de FETÖ mensuplarının iadesini talep ediyor. Ne yazık ki, bu istekler henüz karşılanmadı." ifadesini kullandı. "BİRÇOK ÜLKEDE FETÖ MENSUPLARI KAMU VE ÖZEL SEKTÖRDEN TEMİZLENİYOR" Çavuşoğlu, öte yandan dünyanın başka yerlerinde giderek artan sayıda hükümetin bu terör örgütünün kendileri için de oluşturduğu tehlikeyi anladığını ve gerekli adımları attığını kaydetti. FETÖ'nün vize dolandırıcılığı, kara para aklama ve silah kaçakçılığı gibi yasa dışı faaliyetlerde de bulunduğunu aktaran Çavuşoğlu makalesinde, "Sonuç olarak birçok ülkede FETÖ mensupları kamu ve özel sektörden temizleniyor. Yurt dışında bu terör örgütüne bağlı birçok okul 2016 yılından sonra Türkiye Maarif Vakfı'na devredilmiştir. Bugün Maarif Okulları birçok ülkede faaliyet göstermekte ve dünya çapında mükemmel bir eğitim sunmaktadır." ifadesine yer verdi. Çavuşoğlu, Türkiye'nin FETÖ ile mücadelesine ilişkin değerlendirmesinde şunları kaydetti: "Türkiye'nin FETÖ'ye karşı yürüttüğü mücadelenin niteliği ve kapsamı, diğer ülkelerin yetkilileri ve sivilleri terörize eden, demokratik değerleri, temel hak ve özgürlükleri tehlikeye atan örgütlere karşı yürüttüğü mücadeleden farksızdır. Türkiye, terörle mücadelede ilgili ülkelerin geçmişte yaptıklarını yapıyor. Yapılan tüm işlemler yasalara uygundur." "ULUSLARARASI TOPLUMDAN TERÖRLE MÜCADELEDE TÜRKİYE İLE DAYANIŞMA İÇİNDE OLMASINI BEKLİYORUZ" Terör tehdidine dikkati çeken Çavuşoğlu, "Terörün milliyeti, etnik kökeni veya dini yoktur. Bu tehdit insanlığın tamamını tehdit etmektedir. Bu nedenle, bu tehdide yanıt da müşterek ve kararlı olmalıdır. Hiçbir devletin teröristler arasında ayrım yapma lüksü yoktur ve hiçbir terör örgütü tercihe göre 'faydalı' olarak sınıflandırılamaz." değerlendirmesinde bulundu. FETÖ'nün yüzlerce can kaybından ve Türk halkına karşı işlenen diğer ağır suçlardan sorumlu olduğunun altını çizen Çavuşoğlu, "15 Temmuz 2016'dan altı yıl sonra bugün, Türkiye FETÖ'ye karşı kararlı mücadelesini sürdürdüğü gibi, PKK, PYD/YPG, DHKP-C ve DEAŞ gibi diğer terör örgütleriyle mücadele etmeye de devam ediyor. Uluslararası toplumdan terörle mücadelede Türkiye ile dayanışma içinde olmasını bekliyoruz." ifadesini kullandı.

1 yıl önce

Fransız L'Opinion'dan dikkat çeken Türkiye makalesi: Güç dengesini alt üst etti

Gazetede analizde, Türkiye'nin savunma sanayisinde bir üretim devi olmak için basamakları emin adımlarla tırmandığını belirterek "Düşük maliyetli Türk İHA'ları Ukrayna'nın Rus işgaline karşı verdiği savaşta ve genel olarak dünya çapındaki şiddetli çatışmalarda güç dengesini alt üst etti." dedi. Gazete ayrıca "Yeni nesil şirketler Filipinler'e helikopter, Pakistan'a korvet ve Kenya'ya zırhlı araçlar satıyor. Türkiye'nin artık Yunanistan'a rakip olabilecek bir donanması ve on ülkede bulunan devriye botları var." ifadelerini kullandı. Türkiye'nin askeri teçhizatta yabancı tedarikçilere olan bağımlılığını azaltmak için yaptığı çalışmalarla sektöre 20 yılda 11 kat değer kazandırdığını belirten L'Opinion, Türkiye'nin savunma sanayisindeki bu adımları uluslararası nüfuzunu genişletmek için de bir araç olarak kullandığını yazdı. Fransız gazete L'Opinion: Ülke şuan ordusunun askeri ihtiyaçlarının yaklaşık yüzde 70'ini üretirken, bu oran 2000'li yılların başında yüzde 30'du. Ankara, en çok satan ihracatı olan Bayraktar TB-2 SİHA'larının başarısı üzerine kara, deniz ve denizaltılar da dahil olmak üzere diğer araçların tedarikçisi olmayı hedefliyor. Silah satışları, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın en sevdiği dış politika araçlarından biri haline geldi. "KENDİMİZİ SINIRLANDIRMAMAMIZ GEREKİYOR" Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, "Açıkçası klasik ürünlerin sınırları var, yeni ve satılabilir bir şeyler bulmamız gerekiyor. Bu nedenle kendimizi havayla sınırlamamamız gerekiyor, karada, denizde ve denizaltında çalışmamız gerekiyor." dedi. Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü'ne göre, 2017 ve 2021 yılları arasında Türkiye, dünya silah ihracatçıları arasında İsrail ve İsviçre'nin arkasında, Ukrayna ve İsveç'in önünde 12. sırada yer aldı. Türk silah sektörü, ABD, Rusya veya Fransa gibi devlerle karşılaştırıldığında küçük kalıyor ancak çok hızlı bir şekilde yükseliyor. Türkiye'nin ürünleri başlıca alıcılar, Türkmenistan, Umman ve Katar. "Ankara, ABD'nin F-35 kararı sonrası kendi uçağını üretmeye başladı" diyen L'Opinion, Ukrayna'nın Ruslara karşı TB-2'lerle yaptığı savunma sonrası SİHA'ya şarkılar yazıldığını belirtti. Fransız gazete, TB2'lerin özellikle Ukrayna, Suriye, Azerbaycan ve Libya'da büyük etki yaptığını ABD malı MQ-9 Reaper'dan hem teknik hem de mali açıdan daha etkili olduğunu yazdı. "TB-2 SİHA'ları çalıştırmak için gereken ekipman 10 20 milyon dolara mal olurken, American Reaper MQ-9 yüz milyonlarca dolara mal ediliyor" Rusya'nın Ukrayna'yı işgali, Türkiye'nin savunma sektörünün gelişmesini sağladı. The Wall Street Journal'a konuşan Emirlik yetkilileri, Türkiye'de yapılan İnsansız Teknelere ilgi duyduklarını ve potansiyel bir satın alma için bir özellik listesi gönderdiklerini söyledi. Analistler, bu teknelerin Hürmüz Boğazı gibi gergin bölgelerden geçen filoları korumak için kullanılabileceğini söylüyor.

10 ay önce

Yunan Kathimerini gazetesinden dikkat çekici makale: Atina, Türk-Yunan ilişkilerini düzeltmek için somut diplomatik adımlar atmayı arzuluyor

Yunan Kathimerini gazetesindeki makalede "Atina, Türk-Yunan ilişkilerini düzeltmek için somut diplomatik adımlar atmayı arzuluyor" ifadeleri yer aldı. Yazıda, iki ülkedeki seçimlerin ardından liderlerin NATO toplantısında bir görüşme gerçekleştireceği öne sürüldü.