24 Nisan Çarşamba 2024
4 yıl önce

Sağlık Bakanı: 2-3 hafta evden çıkmamak gerekiyor, herkes kendi OHAL'ini ilan etsin

sağlık bakanı, fahrettin koca, ohal, koronavirüs

4 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Geçim sıkıntısı yaşayan vatandaşlarımızı asla yalnız bırakmamalıyız

cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan, geçim sıkıntısı, yardım, belediye başkanları

3 yıl önce

Terör örgütü ETA’nın son lideri kurbanlardan özür diledi, benzer örgütlere şiddete başvurmamalarını tavsiye etti

ispanya, fransa, terör örgütü eta, terörist josu urrutikoetxea, polis kayıtları, josu ternera, özür diledi

3 yıl önce

İtalya'da hastanelerde yer kalmaması nedeniyle kiliseler kullanılmaya başlandı

Koronavirüsün etkisini artırdığı ülkelerden İtalya'da sağlık sistemi alarm veriyor

3 yıl önce

Gazeteci Emre Erciş: "Hesabım Boğaziçi gerçeklerini açıklamamam için kapatıldı"

Gazeteci Emre Erçiş’in iddiasına göre, Boğaziçi Üniversitesi’nde meydana gelen olayların perde arkasında, özellikle Almanya’da bulunan çeşitli vakıflar ile dernekler bulunuyor. Türkiye’de görev yapan bazı öğretim üyeleri ise bu vakıf ve derneklerle bağlantılı olarak öğrencileri örgütleyip yönlendiriyor. İşte Emre Erciş'in tespit ettiğini ileri sürdüğü o akademisyenler ve bağlık oldukları vakıf ve dernekler: - Prof. Dr. Fikret Adaman: Alman Mercator Derneği tarafından finanse edilen İstanbul Politikalar Merkezi Kıdemli Araştırmacısı.. 2017 yılına kadar Alman Heinrich Böll Stiftung’ta faaliyet yürütüyordu. Osman Kavala’nın kurucularından olduğu İletişim Yayınları’nın yazarı.. -Doç. Dr. Zeynep Kadirbeyoğlu: Hendek Operasyonları sürecinde TSK’ya “Katil!”diyen,”Bu suça ortak olmayacağız.”adı altındaki “Sözde Barış Bildirisi”ne imza atan isimler arasında..  Alman Friedrich Friedrich Ebert Stiftung’a raporlar hazırlıyor.. Osman Kavala’nın kurucularından olduğu İletişim Yayınları’nın yazarı.. - Doç. Dr. Bülent Küçük: ”Bu suça ortak olmayacağız” ve ”Sözde Barış Bildirisi”ne imza attı.. Osman Kavala’nın kurucularından olduğu İletişim Yayınları’nın yazarı.. PKK’nın siyasi uzantısı HDP bileşenlerinde,”Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’ne düzenli söyleşiler veriyor. - Prof. Dr. Sumru Özsoy: Boğaziçi Üniversitesi eylemlerini akademisyer ayağında başı çeken isimerden ilki. Devlete meydan okuyan bildiriyi okudu. Osman Kavala’nın kurucularından olduğu İletişim Yayınları’nın yazarı.. Gezi olayları hakkında görülen ve kamuoyunda “Gezi Davası” adı ile kamuoyu oluşturulan süreçte, “Ben de oradaydım” başlıklı imza kampanyasına destek verdi. - Dr. Can Candan: Boğaziçi Üniversitesi eylemlerinde LGBTİ+ ayağını örgütlüyor. ”Bu suça ortak olmayacağız” bildirisine imza attı. Emre Erçiş, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki öğrencileri, Rektör Melih Bulu’nun atamasını bahane ederek, kışkırtan ya da eylemlere destek veren öğretim üyelerinin diğerlerinin ise şunlar olduğunu iddia etti: Koray Çalışkan -Yurt dışında Cem Ersoy Biray Kolluoğlu Zeynep Uysal Paolo Girardelli Ersan Demiralp Esra Mungan - İmzacı Zafer Yenal Burçay Erus Hande Sart  Murat Gülsoy Nuri Ersoy Cem Say Mine Eder Betül Tanbay Erol Köroğlu  Ayşe Mumcu Zeynep Gambetti Hale Saybaşılı Alp Eden Serra Müderresioğlu Bilge Ataca Lale Akarun Deniz Albayrak Kaymak Nuri Bülent Ersoy Nazan Üstündağ Dilek Çalgan Tolga Sütlü Ayberk Korugan

3 yıl önce

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan ‘yeni parti’ açıklaması: Demokrasiden yanalarsa ayrı parti kurmamaları gerekir

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, KRT TV'de yayınlanan "Stüdyo Ankara" programında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Son dönemde kendisiyle siyaset yapmış isimlerin partiden ayrılıp kendi partilerini kurma yolunda ilerlediğinin, İYİ Parti'de de aynı durumun söz konusu olduğunun hatırlatılması ve bunu nasıl yorumladığının sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, hem demokrasiden söz edip hem de yeni partiler kurulduğunda onlara karşı çıkmanın samimi olmadığını söyledi. "Türkiye'nin bölünmeye değil güç birliğine ihtiyacı var" Kılıçdaroğlu, bir insanın bir parti içinde beklediğini bulamayınca ayrılarak kendi partisini kurmasında herhangi bir sorun olmadığını belirterek şunları kaydetti: "Bizden de ayrılıp ayrı parti kuran arkadaşlar var, İYİ Parti'den de ayrılıp parti kuran arkadaşlar var. Kurabilirler ama tabii ülkenin geleceği konusunda sorumluluk hisseden herkesin oturup bir düşünmesi gerekiyor. Türkiye'nin demokratikleşmeye ve güç birliğine ihtiyacı var, ayrışmaya, bölünmeye, ayrı partiler kurmaya değil. Demokrasiden yanaysa, demokrasiyi savunuyorsa o çerçevede hareket etmesi gerektiğine inanan birisiyim."

3 yıl önce

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: "Türkiye Montrö Anlaşmasını harfiyen uyguluyor. Bundan ne Rusya'nın ne başkasının bir endişesinin olmaması lazım"

Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias bugün Ankara'da temaslarda bulunacak. Yunanistan Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre Dendias, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile TSİ 15.00'te bir araya gelecek. Dendias ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, TSİ 18.30'da ortak basın toplantısı düzenleyecek. Mevlüt Çavuşoğlu NTV'de yer alan röportajında bugün gerçekleşecek bu önemli görüşme ve Doğu Akdeniz, Kıbrıs konusu, Libya ve Yunanistan anlaşması, Karadeniz ve Mısır'la diplomatik ilişkilerin durumu hakkında önemli açıklamalarda bulundu. MISIR'LA 8 YIL SONRA BAŞLAYAN TEMAS Mevlüt Çavuşoğlu Mısır'la devam eden diplomatik ilişkilerin durumu konusunda şunları söyledi: "Süveyş Kanalı kazasından sonra onları arayıp kurtarma gemimiz olduğunu söyleyip teklifte bulunduk. kendisi ihtiyaç olunca döneceğini söyledi ve Ramazan'dan sonra arayıp teşekkür etti ve Ramazanımızı kutladı. Şartlar olgunlaştı, görüşmeler sürebilir. İnşallah ilişkilerimizi istediğimiz düzeye getirebiliriz. Her zaman Mısır halkının bizim kardeşimiz olduğunu söyledik. Umarım ilişkiler daha iyi noktaya gelir. Mayıs ayında bir heyet Türkiye'den Mısır'a gidecek." DENDİAS GÖRÜŞMESİ Çavuşoğlu bugün gerçekleşecek kritik Dendias görüşmesiyle ilgili olarak da şu ifadeler kullandı: “Yunanistan ile 5 yıldır var olan mekanizmaları işletemedik. Siyasi istişareleri gerçekleştiremedik. Bunları Yunanistan’ın olumsuz yaklaşımı sebebiyle gerçekleştiremedik. İstikşafi görüşmelere ara verilmişti. Daha sonra Doğu Akdeniz’de Türkiye’yi dışlayan politika sonrası ilişkiler gerildi. Devreye AB ve farklı ülkeler girdi. Biz Yunanistan ile masaya oturmaya hazırız. Yunanistan'la görüşmeye hazırız ancak görüşülecek konuların tek seferde hallolmayabileceğini de biliyoruz. Amacımız bir politik zemin oluşturmak ve süreç içinde sorunlarımızı çözmek için adımlar atmak. Şimdi Dendias Türkiye'ye geliyor, bu görüşme dün gerçekleşecekti ancak kendisinden bugün gelmesini bizzat rica ettim; devam eden NATO toplantıları yüzünden Brüksel'e gitmek zorunda kalmıştım. Kendisini Ankara'da ağırlayacak olmaktan mutluluk duyuyoruz. İki ülke arasında yaşanan Ege, Kıbrıs, Doğu Akdeniz gibi meseleleri samimi bir ortamda konuşacağız. Bu diyaloğu devam ettirmek önemli. Bizim Yunanistan ile sorunlarımız çözmek için ne AB'ye ne de herhangi bir üçüncü bir ülkeye ihtiyacımız var. Biz meseleleri kendi aramızda halledebiliriz. Doğu Akdeniz konferans teklifimiz de bu amaçla yapılmış bir tekliftir. Bizim iki komşu olarak diyaloğu devam ettirmemiz çok önemli. Ege'de ve Doğu Akdeniz'de çözemediğimiz konuları diyalog yoluyla halletmemiz önemli. Libya'yla deniz yetki anlaşması: Her ülke birbiriyle görüşebilir, bizim konferans çağrımızın amacı da buydu zaten. Libya Türkiye'yle anlaşmalara sadık olduğunu açıkladı son ziyarette. Bu durum zaten Türkiye'nin yararına ve Libya'nın çıkarınadır. Elbette sadece Doğu Akdeniz'de değil Malta ve Libya arasında da anlaşmalar var. Libya elbette herkesle bu konuları görüşebilir ancak bizim anlaşmamız yürürlüğe girmiş bir anlaşma. Bu konuda risk görmüyoruz. Tatbikatlar konusu: Türkiye'de tatbikatlar farklı yorumlanabiliyor. Herkes tatbikat yapabilir. ABD aynı anda hem bizimle hem de Yunanistan'la tatbikat yapıyor. Her tatbikatın amacı farklıdır. Rusya ve Mısır da tatbikat yapıyor. bunlardan rahatsız olmamak lazım, bu sembolik bir iş birliğidir. Ancak silahlanma farklı. ABD dengeli bir ilişki gözetti bu güne kadar, ABD'ye bu tutumunu sürdürmesi gerektiğini Blinken'e söyledik. Bazen oradaki Rum lobisi farklı açıklamalara sebep olabiliyor ama tutarlılık önemli." ABD İLE İLİŞKİLER "Türkiye o Türkiye değil" Biden-Erdoğan görüşmesi olacak mı sorusu üzerine Çavuşoğlu "Planladıklarını söylediler. Biz de ne zaman diye her gün sormuyoruz. Bizi neden aramadınız diye komplekse girecek bir ülke değil. Türkiye artık öyle bir ülke değil. Hele hele liderimiz Cumhurbaşkanı Erdoğan öyle bir lider değil." dedi. ABD-Rusya-Ukrayna üçgeninde yaşanan kriz ve Karadeniz'de yaşananlarla ilgili olarak da Çavuşoğlu: "Karadeniz ile ilgili anlaşmazlıklar var. Karadeniz bir barış denizine dönüştürülebilir. Hem Rusya hem Ukrayna ile çok iyi ilişkilerimiz var. Biz samimi bir politika yönetiyoruz. Burada diplomasi yoluyla adımlar atılırsa katkı sağlamaya hazırız. Sayın Cumhurbaşkanımız Putin ve Zelenski ile görüştü. Samimi düşüncelerimizi aktardı. Eğer gemiler bugün geçmişse bildirim süreci tekrar başlar. Kıyıdaş olmayan ülkeler 15 kıyıdaş ülkeler 8 gün önce haber vermesi gerekiyor. ABD bize ulaşarak geçişlerin iptal edildiğini bildirdi." ifadesini kullandı. Çavuşoğlu "Elbette Karadeniz'in bir barış denizi olmasını istiyoruz. Tüm kıyıdaş ülkelerin bir araya gelerek deniz yetki alanlarını belirlenmesi konusunda vardığı bir mutabakat var. İstenilirse Karadeniz barış denizine dönüştürülebilir. Biz bunu savunuyoruz. Halihazırda Ukrayna - Rusya gerginliği buna engel oluyor" dedi. Dışişleri Bakanı "Bizim Türkiye olarak hem Rusya hem de Ukrayna ile ilişkilerimiz gayet iyi. Biz sorunların barışçıl yoldan çözülmesi için iki ülkeye de aynı telkinlerde bulunuyoruz. Türkiye'nin tavrı bellidir. Biz yumuşamadan memnunuz. Eğer diplomasi olarak adımlar atılırsa memnun oluruz" diyen Çavuşoğlu, "ABD gemileri bugün boğazdan geçmezse 15 günlük bildirim süresi yeniden başlar. Kıyıdaş olmayan ülkeler 15 gün önceden bildirmesi gerekiyor. ABD bize dün sözlü olarak geçişleri iptal ettiğini söyledi. Henüz yazılı bir nota gelmedi." şeklinde konuştu. ABD Dışişleri Bakanı Blinken ile yaptığı telefon ve yüzyüze görüşmeler üzerine de Çavuşoğlu "S-400, FETÖ, ABD'nin terör örgütlerine verdiği destekleri konuştuk. Yol haritası üzerinden ilerlenmesi konusunda mutabıkız. Türkiye'nin görüşlerini belirten bir belgeyi ABD'ye verdik" diyen Çavuşoğlu, "ABD bu belge üzerine çalışıyor. İkili ilişkilerde bu diyalogların devam etmesi için Afganistan, Suriye ve bölgesel konularda ne düşünüyoruz ve neler yapabilir konularını konuştuk" ifadelerini kullandı. ABD'NİN MUHTEMEL 1915 KARARI Çavuşoğlu'nun gündeminde yaklaşan 24 Nisan öncesi ABD'den 1915 olaylarına ilişkin gelecek muhtemel bir açıklama da vardı. Dışişleri Bakanı, "ABD uluslararası hukuku dikkate alırsa (sözde Ermeni soykırımına dair) böyle bir karar vermez" diye konuştu. MONTRÖ TARTIŞMASI Çavuşoğlu Montrö Anlaşması konusunda son günlerde ortaya atılan tartışmalar konusunda da "Montrö harfiyen uygulanıyor. Hiçbir ülkenin bu durumdan rahatsız olmaması gerek." diyerek durumu özetledi. ABD'NİN AFGANİSTAN'DAN ÇEKİLMESİ Bakan Çavuşoğlu, ABD güçlerinin Afganistan'dan çekilme süreci ile ilgili, "Afganistan'da kalıcı barışı ve istikrarı destekliyoruz" dedi. KIBRIS SORUNU Bakan Çavuşoğlu Cenevre'de gerçekleştirilen Kıbrıs toplantıları ile ilgili, "Sayın Akıncı ile birlikte hem BM'ye hem AB'ye sabah akşam federasyon meselesini söyledik. Daha önce mutabakata vardığımız konularda geri adım atıldı. Ancak Güney Kıbrıs Rum yönetimi lideri Nikos Anastasiadis 'Ben bir şey paylaşmak istemiyorum' dedi" şeklinde konuşurken, "Rum tarafı sürekli geri adım atıyor. Artık görüşme yapmayacağız. Bu zaman kaybıdır. 20-30 sene daha müzakere etsek sonuç çıkmayacak. 53 sene müzakere ettik, sonuç çıkmadı. İmkansızı zorlamanın hiçbir anlamı yok" dedi.   İSRAİL İLE İLİŞKİLER Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, İsrail ile ilişkiler ile ilgili olarak da "Bizim İsrail ile iyi olabilmemiz için, bizimle işbirliği yapması gerekiyor ve işgale son vermesi gerekiyor. Biz önceden Golan Tepeleri ile ilgili İsrail ile çalışıyorduk, sonra İsrail vazgeçti. İsrail politikalarını gözden geçirmezse ilişkilerimizde istikrar zor olur. Özel şirketlerimiz ticaretlerine devam ediyor, biz bunu engellemeyi doğru bulmuyoruz" ifadesini kullandı.

2 yıl önce

Genel Başkanı Devlet Bahçeli: HDP hiçbir ad altında açılmamak üzere kapatılmalıdır

Devlet Bahçeli’nin açıklamalarından satır başları şöyle: "İçinde yaşadığımız toplumda farklı çıkarları, şartları paylaşmaktan çıkan görüşler, çözüm önerileri vardır. Muhkem bir demokrasi kültürü bu yolla vasat bulacaktır. Demokrasinin var olabilmesi, işlevsellik kazanabilmesi sözle değil, öz ve içerik açısından benimsenmesiyle mümkündür. Sosyal ve siyasal yapıda farklılıklara saygı duyularak serbestçe ifade edilmesidir. Türk demokrasisine bu zaviyeden baktığımızda sağlıklı iktidar-muhalefet ilişkilerinin kurumsallaşmaması yatmaktadır. Partimiz yıllardan beri uzlaşma kültürünün eksikliğine vurgu yapmış, yeni bir siyaset anlayışının yerleşmesine önayak olmuştur. "MİLLİ İRADE GASPIDIR" Cumhur İttifakı'nın gayesi yeni sistemin kökleşmesini temin etmek, siyasetteki katılıkları yumuşatarak kutuplaşmaları törpülemektir. MHP uzlaşma kültürüne sahip olmayan siyasi partilerin toplumsal huzursuzluğu derinleştirdiğine inanmaktadır. Türkiye'nin çok partili demokrasi tecrübesinde 75 yıl geride kalmıştır. 1946'dan 2021'e uzanan zor ve sancılı süreçte demokrasi ve siyasi etik tartışmaları sıcaklığını korumuştur. İtiraf ile ifade edelim ki, Türk demokrasisinin 75 yıllık yolculuğunda güçlü temellere kavuşmasında önemli mesafe kat edilmiştir. Amacı ülkeye ve millete hizmet olan siyasetin ahlaki değerlerle bezenmesi bizim için mecburiyettir. Seçimlerin menfaat ve ihtiras yarışına dönüşmesi namuslu siyaset anlayışına dönüşmeyecektir. Vatandaşlarımızın aldatılması, umut tacirliğinin kamçılanması, halk dalkavukluğunun öne çıkması açıkça millet iradesine fesat karıştırmaktır. Bu milli irade gaspıdır. "BELEDİYELER ÖZERK YÖNETİM DEĞİLDİR" Gerçekte dürüstlük pahalı bir mülktür. Zillete düşmüş ucuz insanlarda asla bulunmayacaktır. CHP'nin 18-20 Haziran tarihinde düzenlenen belediye başkanları çalıştayı açılışında konuşan Kılıçdaroğlu yine baltayı taşa vurmuştur. Siyasi hıncına yenilen bu zatın ne sözü sözdür, ne siyaset anlayışı ülke ve millet yararınadır. Türkiye Cumhuriyeti egemenlik yetkilerini aracısız, doğrudan kullanmaktadır. CHP'li belediyeler özerk yönetim değildir. Nüfusun yüzde 54'ünün CHP'li belediyeler tarafından yönetildiğini vurgulamak potansiyel bir ayrımcılığın, devlet içinde devlet varmış gibi değerlendirme yapmanın şeklidir. Kılıçdaroğlu'nun ağzındaki bakla zehirlidir. Kılıçdaroğlu 4 milyon 550 bin haneye ayni yardım, 1,5 milyon haneye nakdi yardım yaptıklarını, borcu olanların suyunu kesmediklerini, 150 milyondan fazla maske dağıttıklarını duyurmuştur. Kılıçdaroğlu, bildiğimiz kadarıyla hazine bulmadı, mirasa konmadı, darphane kurmadı. Faturayı da cebinden ödemedi. İhtiyaç sahiplerine ne verildiyse helali hoş olsun. Ortada övülecek bir şey yoktur, her belediye başkanı gereğini yapmıştır. Bu ayıplı bir siyasettir. Biz hangi Kılıçdaroğlu'nun sözüne itibar edelim? Covid-19 boyunca yatağa aç girenlerden şikayet eden, yardım yapılmadığından bahseden Kılıçdaroğlu'na mı kulak verelim, yoksa 5 milyon haneye yardım yaptıklarını anlatan Kılıçdaroğlu'nu mu ciddiye alalım? Bu Kılıçdaroğlu'nun kaç yüzü vardır? Merkezi hükümetin ve diğer belediye yönetimlerinin desteklerini hesaba kattığınızda ekonomik zorlukların bütçe imkanınca göğüslendiği anlaşılacaktır. CHP yönetiminin sosyo-ekonomik iddiaları çürümüş olacaktır. "DOST KATALOĞUNDA KİMLER VAR" Biz demiyoruz ki her şey güllük gülistanlıktır. CHP yönetiminin söylediği gibi kötümser bir Türkiye tablosu söz konusu değildir. Bizim askıda ekmek kampanyamızı tenkit edenler, askıda fatura uygulamasına geçtiler. Yapanı alkışlarız. Millet için varız, millete hizmet aşkıyla doluyuz. Devletin kasası milletin kesesi üzerinde hiç kimsenin istismar düzeneği kurmasına göz yummayız. Sanatçılara yardım yapıldığı söylenmiştir, bunlar kimlerdir? Kılıçdaroğlu'nun dost kataloğunda isimleri yazılı mıdır? Bu dost edebiyatının da suyu çıkmıştır. PKK'nın, FETÖ'nün, DHKP-C'nin, dış güçlerin sıralamadaki yeri neresidir. İktidara dostlarla değil, milletle ulaşılır. Terörist Demirtaş Kılıçdaroğlu'nun dostu mudur, Karayılan dost kategorisinde midir? Muharrem İnce dostlardan mıdır? Tavsiyem, akşamları video çekip paylaşmak yerine, Zeki Müren'in Eski Dostlar şarkısını dinleyerek kendisini avutmasıdır. Kılıçdaroğlu dost desin kıvransın, biz millet diyeceğiz, Türkiye diyeceğiz. Onlar dostlarıyla iktidar olacağız ezberine takılsalar ne yazar, biz cumhur ile Türkiye'yi geleceğin süper gücü yapacağız. TERÖRLE MÜCADELE Adalet bir sonuç değil, kutlu bir yolculuktur. Kuvvetsiz adalet, adaletsiz kuvvet iki büyük felakettir. Tarihin her döneminde Türk milleti adaletiyle sivrilmiş, adından, şanından gururla bahsettirmiştir. Terörle mücadelede başarının önündeki en önemli engellerden birisi bölücülüğü masum talepler olarak görmek isteyenlerin varlığıdır. Çağımızda terörizmin karanlık oyunların etkili vasıtası olduğu açıktır. Terör eylemlerinin de hedef alınan ülkeleri istenilen düzeye getirmek için stratejik senaryoların kirli yüzü olduğu bilinmektedir. Millet varlığına kast eden PKK terörüyle, teröristlerin imhası en üst seviyede büyük bir fedakarlıkla yürütülmüştür. Ülkemiz başka sahalara ayrılması gereken maddi imkanlarını terörle mücadeleye aktarmış, bu konuda da kayıplar yaşamıştır. Yıllardır süren bu eylemlerin arkasındaki stratejik nedenleri, küresel aktörleri, yerli işbirlikçileri dikkate almadan yapılacak yorumların asla doğru olmayacağını düşünüyorum. PKK terörünü silahsız bölücülükten bağımsız düşünmek, tek tek ele almak hepimizi yanlış sonuçlara götürecektir. Aslında kökleri Osmanlı İmparatorluğu'na dayanmasına rağmen 1984 yılında ortaya çıkan bölücülüğün PKK terör örgütünün yıllar içinde aldığı boyut, bir projenin parçası haline getirmiştir. "HDP PARTİ, MARTİ DEĞİLDİR" Türkiye PKK'nın ve bölücülüğün arkasındaki küresel aktörleri, muhataplarının yüzüne vurmuştur. NATO liderler zirvesinde, Sayın Cumhurbaşkanı'nın ABD Başkanı'na yaptığı budur. ABD'nin müttefik olarak PKK/YPG'yi mi Türkiye'yi mi gördüğü sormuştur. Küresel aktörler tarafından bölücülük ve silahlı uzantıları yıkım enstrümanı olarak görmek mümkün olmayacaktır. ABD'nin son 30 yılda Irak'a yönelik iki ayrı savaşının siyasi sonuçlarını sebepleriyle birlikte değerlendirdiğimizde Türkiye'yi kıvama getirmek için kullanılan bölücülük oyunu ortaya çıkacaktır. Parti görünümlü bölücü odağının kumanda odası zalimlerin kontrolündedir. HDP silahsız bölücülüğün maşası olarak görevlendirilmiştir. HDP'nin PKK'dan, PKK'nın HDP'den hiçbir farkı olmadığı gerçeği ortaya çıkacaktır. AYM'nin HDP'nin kapatılması istemiyle açılan davayı kabul etmesi hayırlı bir gelişmedir. Kılıçdaroğlu kimin yanındadır, kimin tarafındadır? Bölücülüğü, terörü mü destekliyor? HDP parti marti değildir. HDP kapatılmalıdır, yöneticileri üzerinde hukuk ve adalet etkisini göstermelidir. Bu vatanı korumak yalnızca Anadolu'nun kavruk yüzlü delikanlılarının mıdır? Ne yapıyor bohem hayatın müdavimleri? Bodrum'da, Nişantaşı'nda nasıl caka satıyorlarsa bir zahmet bu külfete de dayanmayı denesinler. Ailelerinden biri teröre kurban gitseydi, böyle konuşmaya yürekleri el verecek miydi? İzmir HDP İl Binası'na yapılan saldırı alçak bir komplo olarak değerlendirilmelidir. TÜSİAD'A TEPKİ NATO'nun 2030 vizyon belgesine yapılan atıfta, ittifakın siyasi boyutunun güçlendirileceği, demokrasinin destekleneceği kayıt altına alınmıştır. Hiç kimse ne var bunlarda demesin, zarfa değil, mazrufa bakmak; maskeli küresel senaryonun devreye alınmaya çalışıldığını görmek sorumlu bir siyasettir. TÜSİAD Başkanı hemen pozisyon almış, hükümeti, ekonomiyi, hukuk ve demokrasi konusundaki eleştirilerini sıralamıştır. TÜSİAD hukuk devletiyle hiçbir şekilde bağdaşmayacak ilişki ağlarından şikayet etmiştir. TÜSİAD'ın dış telkinlere değil, milletimizin gerçeklerine saygı ve riayeti paradan daha önemli bir şeref meselesidir. "BU KATİL GERÇEKTE KİM?" Öyle bir gün seçilmiştir ki planlı toplantı iptal edilmiş, tek bir yönetici yoktur. HDP'liler araziye uymuşlar, kayıplara karışmışlardır. Olayın vuku bulduğu gün, asıl şahsın yerine kızı binaya gelmiştir. Deniz Poyraz'ın çay ile domates Türkiye aleyhtarlarının propaganda görseli olarak kullanılmıştır. Katilin bozkurt işareti yapan fotoğrafı anında servis edilmiştir. Bir taşla daldaki birden fazlaki kuşun vurulması hedeflenmiştir. Bu katil gerçekte kimdir? HTS kayıtları çıkarılmış mıdır? Bağlantıları kimleri işaret etmektedir? HDP'yi masumlaştırıp, partimizi, Cumhur İttifakı'nı suçlamak üzere bina edilen bu olayın altı üstü araştırılmalıdır. Kimin elinde ne bilgi, belge varsa adli makamlara teslim etmek durumundadır. Kılıçdaroğlu, 'Deniz'i öldürdüler, istiyorlar ki hiçbir genç mutlu olmasın' sözlerini neye dayanarak söyleyebilmiştir? Kılıçdaroğlu ne dediğinin şuurunda mıdır, 'haydut devlet' nedir? Son yıllarda uluslararası literatüre giren kavramlar genellikle hedef ülkeleri yalnızlaştırmak için kullanılmaktadır. "DENİZ POYRAZ KİM, BEN SÖYLEYİM" "ÖLDÜRÜLEN DENİZ POYRAZ, MİLİS İŞBİRLİKÇİSİDİR" İzmir'deki cinayetin ardından Türkiye'ye pusu kurmak isteyen haydut devletler yok mudur? Kılıçdaroğlu kime hizmet etmektedir? Dış politikayı 180 derece değiştereceklerini söyleyenler, bunları duymuş mudur? HDP eş başkanları 'katil devlet' sloganları atan alçakları kimler doldurmuştur? Kılıçdaroğlu'na 'haydut devlet' kavramını yerleştiren bu işin neresindedir? Katil ithamları soysuzluktur. Deniz Poyraz'ın kim olduğunu ben söyleyim, PKK'nın kırsal katılım sorumlusu, PKK sempatizanlarını terör kamplarına sevk eden milis işbirlikçisidir. Köy, kasaba ve şehirlerde yalnız görülen kişileri örgüte devşirmeye çalışan terörist demektir. Bu milis işbirlikçinin babası ise, herkesi şok eden açıklamalarda bulunmıştıur. 'Deniz benim değil, Kürdistan'ın denizidir.' İzmir'in göbeğinde bir PKK'lıyı arayıp bulamayacağı propaganda imkanı bulmuştur. Bu milis işbirlikçinin babası ise bir nevi canlı bomba gibi patlamıştır. Dağda bir aslan biliriz, o da şerefli Türk askerimiz, şerefli Türk polisimizdir. Eli silahlı vaziyette dağlarda gezenler görüldüğü yerde indirilecek açık hedeflerdir ve çakalın asıl suretleridir. Suçsuz, günahsız Aybüke öğretmenimiz şehit edilirken nerelerdeydiniz? Hiç sesiniz çıkmış mıydı? Ya Eren Bülbül, ya Necmettin Öğretmeniniz, emzikli bebekleri hatırlayanız kaldı mı? Alayınıza millet adına soruyorum, Deniz Poyraz'a sahip çıktınız, bu milletin çocuklarına sahip çıkabildiniz mi? Kan içen vampirlere sırtınızı dönün, teröristlere şamarı indirin. Birileri Türk-Kürt çatışmasının düşünü kuruyorsa, bu düşten kabusla uyandırmak bizim için hayat memat meselesi olacaktır. Kılıçdaroğlu'na diyorum, yabancı dostlarının tuzağına düşme. HDP'ye diyorum, emparyalistlerin ağına düşmeyin. Set olacağız, bariyer olacağız, baraj olacağız, kale olacağız, sur olacağız, Plevne'deki direniş, Kocatepe'deki dirayet olacağız. Zilletin önünü keseceğiz, oyunlarını bozacağız.

1 2 3 4 5 6 7 8 9