25 Nisan Perşembe 2024
2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Ayasofya mesajı: Ezan sesleri kıyamete kadar eksik olmayacak

Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethinden sonra ilk cuma namazını kıldığı "fethin sembolü" Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nin yeniden ibadete açılmasının üzerinden bir yıl geçti. Açıldığı günden beri yoğun ilgi gören camide Müslümanlar sabah namazını eda etti. Farklı ülkelerden Müslümanların akınına uğrayan camiye namaz vaktinden önce gelenler, Kur'an-ı Kerim okuyarak ve dua ederek vakit geçirdi. "Medeniyet güneşimizin yeniden yükselişinin sembolü" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da bu kutlu günün birinci yılı dolayısıyla sosyal medya hesabından paylaşımda bulundu. Erdoğan paylaşımında şu ifadeleri kullandı: "Medeniyet güneşimizin yeniden yükselişinin sembolü olan #AyasofyanınDirilişi bir kez daha hayırlı olsun. Bizlere bu günleri gösteren Rabbimize hamdolsun… İnşallah bu ulu mabedin kubbelerinden ezanların, salavatların, hatmi şeriflerin sesleri kıyamete kadar eksik olmayacak…"

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Lozan mesajı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Lozan Barış Antlaşması'nın imzalanmasının 98'inci yıl dönümü nedeniyle yazılı açıklamada bulundu. Erdoğan, "Bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş belgelerinden olan Lozan Barış Antlaşması’nın 98'inci yıl dönümüdür. Kahraman milletimizin her türlü imkansızlığa, ihanete ve zorluğa rağmen zaferle taçlandırdığı istiklal mücadelesi, Lozan Barış Antlaşması ile uluslararası alanda da tasdik edilmiştir. Türkiye, tarihinden aldığı cesaret ve ilhamla aydınlık geleceğini inşa etme yolunda 98 yıldır büyük bir istikrarla ilerlemektedir" dedi. 'EN NET GÖSTERGE' Erdoğan, Türkiye'nin birliğine, bütünlüğüne, milletin huzur, barış ve esenliğine yönelik hain emelleri boşa çıkarmaya devam ettiklerini belirterek, şunları kaydetti: "Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını kutlayacağımız 2023’e ekonomik, askeri, siyasi ve diplomatik bakımdan daha güçlü, daha bağımsız, daha müreffeh bir ülke olarak girmekte kararlıyız. Suriye’den Libya’ya, Doğu Akdeniz’den terörle mücadeleye kadar farklı sahalarda elde ettiğimiz kritik başarılar, ülkemizin hak ve menfaatlerini koruma konusundaki irademizin en net göstergesidir. Türkiye, bu mücadele alanlarının hiçbirinde belli çevrelerin tehdit, yıldırma ve şantaj diline boyun eğmeyecek, uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarını savunmayı sürdürecektir. Bu düşüncelerle Lozan Barış Antlaşması’nın 98’inci yıl dönümünde, Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarını tazimle anıyor; aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet, tüm gazilerimize sağlık ve afiyet temenni ediyorum."

2 yıl önce

Süleyman Soylu'dan şehit askerler için başsağlığı mesajı

Bakan Soylu, sosyal medya hesabından paylaştığı mesajında şu ifadelere yer verdi: "Fırat Kalkanı Bölgesi'nde Şehit düşen 2 kahraman askerimize Allah'tan rahmet; yaralı askerlerimize acil şifalar diliyorum. Şehitlerimizin aileleri, Türk Silahlı Kuvvetlerimiz ve milletimizin başı sağ olsun. Rabbim makamlarını ali eylesin inşallah."

2 yıl önce

ABD Başkanı Joe Biden’dan Taliban’a mesaj: Saldırı olursa hızlı ve kuvvetli bir cevap görürler

İşte Biden'ın açıklamalarından satır başları: Dünyanın bu kadar uzak bir noktasında bu kadar net bir şekilde yalnızca ABD böylesine başarılı bir operasyon gerçekleştirebilir. Yaklaşık 8 bin kişiyi tahliye ettik şu ana dek. ABD sözlerinin arkasında duruyor. Kadın liderler ve gazetecilere de yardımcı olacağız. Şu anda kaç Amerikalı'nın ülkede olduğunu bilmiyoruz. Sağlıklı bir sayıya ulaşmak için çalışıyoruz. Daha dün tahliye edilen Amerikalılar arasında havalimanına askeri imkanlarla getirdiğimiz siviller de oldu. 'OPERASYONLAR ÇEKİLMEYİ TAMAMLAYANA KADAR SÜRECEK' NATO'yla bu konuda yakın işbirliği içindeyiz. Bu operasyonlar önümüzdeki günlerde de sürecek, ta ki çekilmeyi tamamlayana dek. Eve gelmek isteyen tüm Amerikalıları eve getireceğiz. Bu tahliye operasyonu tehlikeli bir operasyon, riskler var. Zor şartlar altında sürdürüyoruz bu operasyonu. Can kaybı riski de var. Taliban'la sürekli iletişim halindeyiz. Sivillerin güvenli geçişini sağladıklarından emin oluyoruz. Taliban'a şunu çok net söyledik: Bizim askerlerimize herhangi bir saldırı, operasyonlarımıza bir müdahale olursa çok hızlı ve kuvvetli bir cevap görürler. G-7'DEN ACİL TOPLANTI KARARI Bu bölgede istikrarı getirmek isteyen herkesle birlikte çalışacağız. Boris Johnson, Şansölye Merkel, Emmanuel Macron ile görüştüm son birkaç günde. Hepimiz G-7'nin önümüzdeki hafta acilen toparlanmasına karar verdik. Ortak bir yaklaşım belirleyeceğiz Afganistan konusunda. Uluslararası kamuoyuyla çalışmak için nasıl bir yol izleyebileceğimizi de konuştuk. Taliban üzerinde uluslararası baskıyı nasıl kurarız, bunu da konuştuk. Geçtiğimiz hafta içimizi acıtan görüntülere şahit olduk. Burada korkmaları çok normal, üzgünler, gelecekle ilgili fikirleri yok. Askerimizin yürüttüğü çok zor ve tehlikeli bir operasyon. Diğer Amerikalıları, Afgan müttefiklerimizi, ortak müttefiklerimizi kurtarmak için çabalıyorlar. 'VATANDAŞLARIMIZI VE MÜTTEFİKLERİMİZİ KURTARMAK İÇİN HER ŞEYİ YAPACAĞIZ' Eleştiri yapmak için bu operasyondan sonra çok vaktimiz olacak. Ama şu anda tek odağım bu işi bitirmek. Amerikan vatandaşlarını ve Afgan müttefiklerimizi kurtarmak için her şeyi yapacağız, buna konsantre olmuş durumdayız. Bu iş bittiği zaman Afganistan'daki 20 yıllık askeri varlığımız sona ermiş olacak. Kimse bizim kredibilitemizi sorgulamadı. NATO müttefiklerimizden böyle bir şey duymadım. Hatta herkesten tam tersini duyuyorum. Herkes bizim çok hızlı ve sözümüzü tutacak biçimde hareket ettiğimizi düşünüyor. Biz Afganistan'a El-Kaide'den kurtulmak ve Bin Ladin'i yakalamak için gittik, bunları başardık. Bu savaşı bitirmenin vakti geldi çattı. Son 20 yılda bize bedeli 1 trilyon dolardan başlıyor. Terörizm tehdidi artık değişti. Şu anda DAEŞ daha büyük bir tehdit. El-Kaide ve diğer terör örgütlerinden de tehditler var, Afganistan dışındaki ülkelerde de. 'BÖYLE BİR ÇÖKÜŞÜN OLACAĞINA İHTİMAL VERİLMEDİ' Bakan Blinken ve müttefiklerimizle de çalışacağız ki Taliban üzerinde uluslararası baskı kurabilelim. Burada bir meşruiyet kazanma çabası var. Çok sert önkoşullar dayatacağız. Kadınlara, vatandaşlara nasıl davranacakları belirleyici olacak. 11 günde böyle bir çöküşün olacağı hiç ihtimal verilmeyen bir olanaktı. Orta Doğu'da, Afrika'da ve diğer bölgelerde terör örgütlerinin yükselişi söz konusu. Terör örgütleriyle dünyanın diğer bölgelerinde de mücadele ediyoruz. Bize her türlü nota, tavsiye geliyor. Bu grup '11 günde düşer' demedi. Ben bir karar verdim. Dedim ki fikir birliğine uyayım. Fikir birliği de şuydu: Bu olay yılın sonuna doğru olur dendi. Taliban'la bir anlaşmamız var. Şimdilik havalimanına girmelerine izin veriyorlar Amerikan vatandaşlarının. 'VATANDAŞLARIMIZ İÇİN HER TÜRLÜ OPERASYONU YAPABİLİRİZ' Şu anda her seçenek masada. Amerikalıları havalimanına getirmek için ülke genelinde her türlü operasyonu yapabiliriz. Taliban'ın lider kadrosuyla hep iletişim halindeyiz. Yaptığımız işleri onlarla koordine ediyoruz. Bu sayede büyükelçilik çalışanlarımızı dışarı çıkarabildik. İnsanlar diyor ki 'Neden ayrıldık Amerikalılara saldırılmamasına rağmen?' Daha önce de söylediğimiz gibi saldırı olmamasının sebebi bir anlaşma olmasıydı. Trump, 'Kimse bize saldırmazsa 1 Mayıs'ta çıkacağız' dedi. Ayrıca Taliban ülkenin her yerinde kırsal bölgeleri ele geçiriyordu. Eğer ben 2-3 Mayıs'ta 'Gitmiyoruz, kalıyoruz' deseydim o zaman daha fazla Amerikan askeri gitmek zorunda kalmaz mıydı? Ne için öleceklerdi? Afganistan'dan tamamen çekilip şu anda gördüğünüz şeylerin yaşanmaması mümkün değil. ABD'ye gelmek isteyen çok fazla Afgan var. Bir anlaşmamız var Taliban'la. Taliban kontrol noktalarından Amerikan pasaportu olanların geçmesine müsaade ediyor. Bu süreçte Taliban'la irtibat halinde olmamıza rağmen ülkenin güvenlik güçlerinin tamamen çökmesini beklemiyorduk.

2 yıl önce

Deniz ve Harp Okulu'nda mezuniyet.. Cumhurbaşkanı Erdoğan: 15 Temmuz'u anlamayanlara nihai mesajı 2023'te vereceğiz

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle; Malazgirt'ten bugüne bu toprakların vatan kılınması için mücadele eden, gerektiğinde canını ortaya koyan tüm kahramanlarımızı rahmet ve şükranla yad ediyorum. Ordusu işgal edilmeyen, devşirilmeyen, çökertilmeyen bir ülkenin toprakları da işgal edilemez. "İÇTEN İÇE ÇÜRÜTMEK İÇİN ÇOK OYUNLAR SERGİLENDİ" Bizim karasıyla, deniziyle, havasıyla, tüm unsurlarıyla yüreği Allah, vatan ve millet sevgisiyle dolu bir ordumuz var. Bu mübarek orduyu yozlaştırmak, tarihi misyonundan uzaklaştırmak, içten içe çürütmek için çok oyunlar sergilendi. Sınırlarımızda, denizlerimizde ve semalarımızda sizlerin sesi, nefesi, yüreği hakim olduğu müddetçe bu millete yan gözle bakmak, istiklaline ve istikbaline el uzatmak kimsenin haddine değildir. Milli Savunma Üniversite'mizin yeni yapısı ve kadrosuyla faaliyete geçmesinin ardından 4 yıllık eğitimlerini tamamlayarak mezun olan teğmenlerimizle TSK'mız artık daha güçlüdür, daha kabiliyetlidir, daha özgüvenlidir. Deniz Harp Okulumuzdan mezun olan 298 ve Hava Harp Okulumuzdan mezun 251 teğmenimizi tebrik ediyorum. Asırlar boyunca adalet, hakkaniyet, vicdan ve ahlakla yönettiğimiz topraklarda hep huzur hâkim oldu. Milli Mücadelemizi zaferle neticelendirip Cumhuriyetimizi kurduğumuzda uzunca süre kendi meselelerimizle uğraşmak mecburiyetinde kaldık, belki de özellikle bırakıldık. Ülkemiz yeniden güçlenmeye başladığında kendisiyle birlikte tüm mazlumların ve mağdurların umudu haline geldi. PKK'dan FETÖ'ye kadar Türkiye'nin önüne dizilen nice tuzakları birer birer aşarak yeniden asli gündemimize odaklandık. Büyük ve güçlü Türkiye'yi her alanda kökleştirecek adımları kararlılıkla atarak aydınlık geleceğimize doğru adım adım ilerliyoruz. BU sürecin en kritik safhalarından biri de egemenliğimizin en önemli unsuru olan askeri gücümüzü her alanda çağın gereklerine ve hatta ötesine taşıyacak altyapıyı kurmuş olmamızdır. İHA VE SİHA VURGUSU Artık İHA'larımız, SİHA'larımız, AKINCI'larımız var. Artık kapılarda dilenci değiliz, tam aksine şimdi herkes bizden talep ediyor. Azerbaycan'da SİHA'larımızla vardık, Libya'da SİHA'larımızla vardık. Bundan sonra da kimsenin kapısında dilenci olmayacağız. Ne zaman ki bu iradeyi deklare ettik, o zaman savunma sanayii konusunda eşi benzeri görülmemiş bir ambargoyla karşılaştık. Daha yeni başbakan olmuştum, Amerika'dan İHA istemeye gittiğimde bize o zaman burun kıvırdılar. Dedim ki 'Biz NATO'da beraber değil miyiz? Biz terörle mücadele ederken bize destek vermeyecek misiniz?' O zaman oğul Bush 2 günlüğüne dönüşümlü şekilde İHA'ları verdi. İHA'lar sadece koordinat tespitine yarayan uçaklardır. Bize İHA değil, SİHA lazımdı. Ama artık biz İHA'mızı da yaptık, SİHA'mızı da yaptık ve sonunda Akıncı'yı da yaptık. Bunlar bize yetmez. Şimdi Hürkuş'umuzu da yapacağız. TSK'mızın buradaki komutanları en basitinden en yüksek teknolojiye sahip olanına kadar neredeyse A'dan Z'ye her ürünün tedarikinde nasıl zorlandığımızı gayet iyi biliyor onlar. Bulduğumuz alternatif tedarik kanallarının kısa sürede nasıl kapatıldığını, verilen sözlerin nasıl tutulmadığını, imzalanan sözleşmelerin uyduruk sebeplerle nasıl yerine getirilmediğini asla unutmayacağız. Biz bunu Kıbrıs'ta yaşadık, bize telsiz bile vermediler. Ama biz ASELSAN'la telsizimizi de yapar hale geldik. Kötü komşular bizi ev sahibi yaptı. Ellerinden gelse tanklarımızı yürüyemez, uçaklarımızı havalanamaz hale getireceklerdi. NATO ÇELİŞKİSİ Bu sıkıntıları en acillerinden başlayarak birer birer aştık. Bize parasıyla verilmeyen ürünlerin gözlerimizin önünde terör örgütlerine, eli kanlı rejimlere nasıl aktarıldığına şahit olduk. NATO'da beraberiz ama terör örgütlerine bilabedel tırlarla yüklü mühimmat, araç gereç gönderiyorlar. Yaptığımız operasyonlarda bunların bir kısmını ele geçirip kendi envanterimize kaydettik. Tüm bunlar bize meselenin bu silahların teknolojisi veya kağıt üzerinde önümüze konan bahaneler olmadığını, meselenin doğrudan Türkiye ve Türk milleti olduğunu tekrar tekrar gösterdi. Biz de kendi gücümüze ve imkanlarımıza daha çok yüklendik. İşte önceki gün Çorlu'da dünyada sadece 3 ülkenin üretebildiği TİHA'nın teslimat törenindeydik. Tankından topuna, füzesinden radarına, bombasından tüfeğine kadar nice savunma sanayii ürününü dünyadaki muadillerinden çok daha iyisini üretebilen hale geldik. "HER YOLU DENEDİLER AMA NETİCE ALAMADILAR" 7-8 yıldır sürekli ülkemizin huzuruna, devletimizin gücüne ve itibarına saldırılmasının sebebi Türkiye'yi bu son düzlükte oyun dışına itme hesabıdır. Bugüne kadar vesayetinden darbesine kadar her yolu denediler ama netice alamadılar. Malazgirt'i, fethi, Çanakkale'yi ve İstiklal Harbi'ni, 15 Temmuz'u anlamayanlara nihai mesajı inşallah 2023'le vereceğiz. Cumhurbaşkanlığı forsunda temsil edilen o bayraklar herhalde moda fuarından çıkmadı. Oradaki her bir yıldızın temsil ettiği bayrağın bir geçmişi, tarihi, hikayesi, anlamı var. İşte bunun için aslını, neslini, tarihini, medeniyetini bilen gençler yetiştirerek maziden atiye sağlam köprüler kurmanın gayretindeyiz. 2 gün önce Ankara'da ay yıldız formatında devasa Milli Savunma'nın, silahlı kuvvetlerimizin dev karargahının temelini attık. İnşallah 19 Mayıs 2023'te açılışını yapacağız.

2 yıl önce

3 gün üst üste FETÖ ile mücadele mesajı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin Sırbistan Yeni Pazar Başkonsolosluğu'nun açılış törenine gönderdiği video mesajda, Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic'e başkonsolosluğun açılış sürecinde verdiği destek için teşekkür etti. Erdoğan, "Yeni Pazar Başkonsolosluğumuzun açılışı, Türkiye-Sırbistan ilişkilerinin daha da gelişmesine katkıda bulunacaktır. Başkonsolosluğumuz yalnızca vatandaşlarımızın değil, siz Sancaklı kardeşlerimizin de hizmetinde olacaktır. Sancaklı kardeşlerimizi Türkiye ile Sırbistan arasında bir dostluk köprüsü olarak görüyoruz. Aramızdaki güçlü gönül bağının ikili ilişkilerimiz üzerindeki olumlu etkilerini hep birlikte müşahede ediyoruz. Başkonsolosluğumuz gerçekleştireceği faaliyetlerle bu bağın daha da pekiştirilmesini sağlayacaktır. Sırbistan ile iş birliğimiz kazan-kazan temelinde her alanda günden güne gelişiyor. İş adamlarımız Sırbistan'ın her bölgesinde istihdam oluşturan, ülkeye katma değer sağlayan yatırımları hayata geçiriyor. Sancak'ın altyapısının geliştirilmesine yönelik çalışmalar da tüm hızıyla sürüyor. Yeni Pazar-Tutin yolu inşallah önümüzdeki yıl hizmete girecek. Belgrad-Saraybosna otoyolu ve hayata geçirilecek diğer ulaştırma projeleri de Sancak'ın bölgeyle bütünleşmesini sağlayacak. Biz müteşebbislerimizi Sırbistan ve Sancak bölgesinde yatırım yapmaları konusunda teşvik etmeye devam edeceğiz. TİKA'mızda kalkınma projeleri gerçekleştiriyor. Tüm bu konularda verdiği destekten dolayı değerli dostum Sayın Vucic'e teşekkür ediyorum" diye konuştu. 'İLK DESTEK VEREN LİDERLERDEN BİRİ DE SAYIN VUCİC OLDU' Erdoğan, Sancaklı vatandaşlara 15 Temmuz darbe girişiminde sergiledikleri dayanışmanın aralarındaki kardeşlik hislerini bir kez daha gösterdiğini belirterek, şöyle konuştu: "15 Temmuz gecesi bize ilk destek veren liderlerden biri de Sayın Vucic oldu. Sayın Vucic'in ülkemiz için kritik bir zamanda sergilediği bu cesur duruşu asla unutamayız. El birliği içerisinde çalışarak FETÖ ihanet çetesini Balkanlardan da söküp atacağız. Balkan coğrafyasındaki Sırp, Hırvat, Boşnak, Arnavut ve diğer tüm kesimleri asırlarca birlikte yaşadığımız, gelecekte de yine her alanda iş birliği içinde olacağımız dostlarımız olarak biliyoruz. Balkan haklarının dostluk, dayanışma ve iş birliği ruhuyla hareket ettikleri takdirde müreffeh bir geleceğin onları beklediğine inanıyorum. Bu düşüncelerle Başkonsolosluğumuzun ülkelerimiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum." 3 gün üst üste FETÖ ile mücadele mesajı

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adli Yıl Açılış Töreni'nde yargı bağımsızlığına vurgu yaptı ve reform mesajı verdi

Cumhurbaşkanı Erdoğan 2021-2022 Adli yıl Açılış töreninde önemli açıklamalarda bulunurken, Yargıtay Yeni hizmet Binası'nın da açılışını yaptı. Açılış öncesi konuşma gerçekleştiren Erdoğan, reform mesajı vererek yeni yargı paketi için Cumhur ittifakıyla çalıştıklarını belirtti. İşte Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar: Ülkemiz milletimiz, hakim ve savcılarımız, avukatlarımız ve tüm yargı camiası için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Yeni adli yılı karşılıyor olmamızı ayrıca önemli görüyorum. Son 20 yılda adalet teşkilatımızın fiziksel çevresini değiştiren yapısını gösteren yeni bir örneğini daha sizlerle şahit oluyoruz. Temeli 2018 Mart'ın da atılan ve 191 dönümlük arazi üzerinde kurulan bu bina.. Toplam 10 bloktan oluşan Yargıtay binamız çalışanların, ve ilgili tüm kesimlerin ihtiyaçlarını karşılayacak teknolojiye donanıma sahiptir. Biz de merdiven altında yargının ne halde olduğunu bildiğimiz için, adalet camiasının buralardan kurtulması için bu adımın atılması gerektiğini söyledik. Önce Danıştay'ı, ardından Anayasa mahkemesini bitirdik. Şimdi de Yargıtay'ın bu muhteşem binasını da bitirmiş olmanın bahtiyarlığı içerisindeyiz. İnanıyorum ki bugün aramızda bulunan misafirlerimiz de bunun gerekliliğini buradan yukarıda kendileriyle muhabbete geçeceğiz. Orada kendilerinden dinleyeceğiz. Türkiye inşallah bu eserleriyle dünyaya ayrı bir mesaj verecek. Şimdi Ankara'da 6 ayrı binaya bölünmüş Yargıtay'ı tek bina altında toplayarak vakit ve kalite kaybının önüne geçtik. Yargıtay'ımızın yeni binasının ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Yargıtay binasının da şehrimize hayırlı olmasını diliyorum. Müteahhit firmanın çok kısa sürede bitirmesi ayrı bir tat katmıştır. Kısa bir zaman sonra şöyle 1,5 yıl içerisinde yolun karşı tarafında da bir ibadet hane yapılacak. Ankara'ya bir de Adliye binası kazandırmak da kararlıyız. Adalet Bakanlığımız ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız projelerini bitirmek üzere. İnşallah yeni yıl bitmeden temeli atılacak. Oldukça dağılmış olan Adliyemiz tüm birimlerini de tek bir yerde toplayacağız. Elbette sadece büyük binalarla, güçlü teknolojik altyapılarla adalet sağlanamaz. Bunlar sadece daha hızlı tesisine katkıda bulunur. Kiminin Hz. Ömer'e ; Devletin dini adalettir. Eğer bir devlette adalet yoksa onun hangi sistemle yönetildiğini, vatandaşlarının hangi inanca sahip olduğunun bir önemi kalmaz. Orada sadece zulüm sürer. Ecdadımız yüreğinin ve bileğinin gücüyle ele geçirdiği coğrafyayı adaleti sayesinde huzurla güvenle yönetmeyi başarabilmiştir. 'SÖZÜM ONA YARGI MENSUPLARINA DA RASTLADIK' Adalet aynı zamanda toplumun huzur ve barışının teminatıdır. Adalet sistemini geliştirme için atılan her adım bizim için değerlidir. Bunun için bizim kadim kültürümüzde... Bu açıdan bakıldığında adalet dağıtanların sorumluluğu büyük, yükü fazla vebali ağırdır. Yakın tarihimizde millet için çalışmaktan bir haber sözüm ona yargı mensuplarına da rastladık. Asıl görevini bırakıp darbecilere, cuntacılara selam duranların... Yine bir sağdan bir soldan diyerek emirle gençleri dar ağacına gönderenler hafızamızdadır. Sözde yargı mensuplarının sergiledikleri rezillik daha dün gibi gözümüzün önündedir. Son halkasını FETÖ'cü hainler sergilemiştir. Bu alçak örgütün hakim görünümlü mensupları adaleti en rezil şekilde temsil etmeye kalktılar. Ne yaparlarsa yapsınlar, hangi oyunları denerlerse denesinler başaramadılar. Çünkü zulüm ile aba olunmaz. 15 Temmuz darbe girişimi sırasında dimdik ayakta duran, ne kendi içlerinde hainlerin pusularına görevlerini hakkı ile yerine getiren tüm hakim ve savcılarımıza şükranlarımı sunuyorum. Gerçekten de 15 Temmuz demokrasi tarihimizde yargı kültürü bakımında dönüm noktası niteliğindedir. Hakkın milletin devletin ve adaletin yanında saf tutan yargı mensuplarımız Cumhuriyet tarihimizde ilk defa darbe girişimine karşı hukuku işlettiler. Bu onurlu duruş Türk yargısı önünde beyaz sayfa açmıştır. Bir kez daha bu kutlu mücadele emeği geçen herkesi tebrik ediyor. Şehitlerimiz Allah'tan rahmet diliyorum. Önce darbecileri sonra vesayetçilerin, FETÖ mensuplarının demokrasimize vurdukları izlerini tamamen silene kadar çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Haktan hukuktan, asla vazgeçmeyeceğiz. Amaca giden her yolu mübah gören anlayışı reddediyoruz. Adaleti sadece adliye binalarına tahsisli bir kavram olarak görmeyeceğiz. Adalet hayatın her alanında, toplumun her kesiminde devletin tüm görevlerinde aranmalıdır ve yerine getirilmelidir. Yargının bağımsızlık ve tarafsızlığı kararlarının hiçbir koşulda eleştirilmeyeceği anlamına gelmez. Mahkeme kararları herkes için elbette bağlayıcıdır. Ancak bir kararın bağlayıcılığı başkadır, eleştirilmesi başkadır. Hatta yargı kararlarına getirilecek ilmi, mantıklı yapıcı eleştiriler yargının geliştirilmesine destek olur. Yargının kamusal tartışmaya yol açacak her türlü eleştiriye açık olmalıdır. Kamuoyu hassasiyetinde devletin diğer ilgili kurumları da payına düşeni almalı, kendi sorumluluk alanındaki adımları süratle atmalıdır. 'YENİ YARGI PAKETİ İÇİN KOLLARI SIVADIK' Yeni adli yılda hem adalet teşkilatımızı hem de yargı reformu çalışmalarımızı hızlandıracağız. Hükümetlerimiz döneminde adalet alanında reform irademizi sürekli canlı tuttuk. 2019'da açıkladığımız yargı reformu stratejimizle geçtiğimiz ay açıkladığımız insan hakları eylem planı olmuştur. Hak hukuk ve insan haklarını hiçbir zaman ucuz politikaya teslim etmedik, etmeyeceğiz. Adli tatilden hemen önce çıkan 4. yargı paketimizde kadına yönelik şiddetle mücadeleyi yaptığımız değişikle güçlendirdik. Adli kontrol tedbirini de süre sınırı ve gözden geçirme şartı ilave ederek yeniden düzenledik. Yeni düzenleme ile sırf ifade almak üzere gece yarısı gözaltına alma, otelde, havalimanında yakalama gibi işlemlere son verdik. Son yargı paketiyle vatandaşlarımızın idari makamlara yaptıkları başvuruları cevap süresini 60 günden 30 güne indirdik. Bugüne kadar yaptıklarımızla yetinmiyor asıl bundan sonra yapacaklarımıza bakıyoruz. Yeni bir yargı paketi için kolları sıvadık. Arkadaşlarımız bu paketi Meclis'in gündemine getirecekler. Cumhur İttifakındaki ortağımızla kendi hazırlığımız yavaş yavaş planlıyoruz. Gönül ister ki muhalefet de bu süreç de yer alsın. Diğer partilerin de anayasa metinlerini önümüzdeki aylarda sunmasını bekliyoruz. Her ne şekilde olursa olsun önümüzdeki yılın ilk aylarında kendi hazırlığımızı milletin takdirine sunmakta kararlıyız. Hukuk devletinin, yasamanın, idarinin daha iyi işlemesini sağlayacak tüm reformların takipçisiyiz.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan sığınmacı mesajı! 'Batı dünyası Aylan bebekten ders çıkarmadı'

Erdoğan, Dokuz Eylül Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi tarafından düzenlenen Adalar Denizi ve Yunanistan ile Komşuluk İlişkileri Sorunları Sempozyumu'na video mesaj gönderdi. Sempozyumun başarılı geçmesi temennisinde bulunan Erdoğan, sempozyumun düzenlenmesine öncülük eden Dokuz Eylül ve Başkent üniversitelerinin yetkililerini tebrik etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Atalarımızın 'adalar denizi' olarak adlandırdığı Ege Denizi, tarih boyunca medeniyetlerin kavşak noktasında yer almış, insanlığın ortak kültür havzalarından birisidir. Üzerine şiirler yazılan, şarkılar söylenen bu güzel deniz, iş birliği ve barışın sembolü olması gerekirken maalesef son yıllarda insani trajedilerle gündeme gelmektedir. Suriye'de yaklaşık 11 yıldır süren iç savaş ve katliamlardan kaçan binlerce göçmen, Ege Denizi'nde hayatını kaybetmiştir. Bundan 6 yıl önce minik bedeni sahile vuran Aylan bebek, modern dünyanın utanç vesikası olarak hafızalara kazınmıştır. Başta Avrupa olmak üzere, Batılı ülkeler Aylan bebeğin dramından gerekli dersleri çıkarmamıştır. Mültecileri kendi topraklarında güven ve huzur içinde yaşatacak adımların hiçbiri atılmamıştır. Türkiye, Suriye kaynaklı düzensiz göçün engellenmesine yönelik verdiği olağanüstü mücadelede tek başına bırakılmıştır. Suriyeli mazlumlara kapanan kapıların, ülkemizde darbe girişiminde bulunmuş, 251 vatandaşımızın kanını dökmüş FETÖ'cü canilere sonuna kadar açılması insanlık adına hicap kaynağıdır." Bu tablo karşısında komşu Yunanistan'ın, Türkiye'nin iyi niyetli çabalarına anlamlı katkı sunmak yerine, maksimalist politikalarına hız verdiğine dikkati çeken Erdoğan, "Mülteci krizi, iki ülke arasındaki iş birliğinin güçlendirilmesine vesile olabilecekken, bu tarihi fırsat Yunanistan'ın uzlaşmaz tutumu sebebiyle heba edilmiştir." dedi. Türkiye'nin tarihte olduğu gibi bugün de Ege Denizi'nin gerilim ve çekişmeden ziyade dostlukla anılmasını arzu ettiğinin altını çizen Erdoğan, bu anlayışla şimdiye kadar gerilimi artıran taraf olmamaya özen gösterdiklerini belirtti. "DAİMA SUHULETLE DAVRANDIK" Cumhurbaşkanı Erdoğan, deniz yetki alanları, adaların gayriaskeri statüsünün ihlali ve Navtex ilanları başta olmak üzere komşu Yunanistan'ın tansiyonu yükselten adımları karşısında daima suhuletle davrandıklarını, meseleleri diyalog ve müzakere ile çözmeye öncelik verdiklerini hatırlattı. Türkiye'nin tarihten ve uluslararası hukuktan doğan meşru haklarını sonuna kadar savunurken, diplomasiye alan açmayı asla ihmal etmediklerini aktaran Erdoğan, bugün de bu müspet tavrı koruduklarına dikkati çekti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Komşumuz Yunanistan'dan hak ve menfaatlerimize saygı göstermesini, oldubittilerden ve tek taraflı eylemlerden kaçınmasını bekliyoruz. Yunanistan ile hakkaniyete, adalete ve iş birliğine dayalı, komşuluk hukukunu gözeten çözüm yolları bulacağımıza inanıyorum. Evlatlarımıza sorunlar yumağı yerine daha istikrarlı, daha huzurlu, daha güvenli bir gelecek bırakmak istiyoruz. Kendi alanında uzman isimlerin katılımıyla gerçekleştirilen bu sempozyumun bizlere bu arayışımızda yol göstereceğini düşünüyorum." Sempozyumun düzenlenmesinde emeği geçenleri tebrik eden Erdoğan, değerli fikirleriyle programa katkı sunan tüm katılımcılara teşekkür etti.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 38 39