20 Nisan Cumartesi 2024
3 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan müjde: 8 tanesi daha hizmete alınacak

cumhurbaşkanı erdoğan, başakşehir, şehir hastanesi, açılış

3 yıl önce

CHP’yi zorda bırakacak rakamlar! ‘CHP’li Belediyelerin kusurunun faturasını hükümete kesmeye çalışıyorlar’

CHP, onca vatandaşımızın hayatını kaybettiği felaketin faturasını hükümete kesmeye çalışırken ortaya çıkan rakamlar ise her şeyi gün yüzüne çıkarıyor

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "AK Parti kalesinde gedik açma gayretlerinin akamete uğraması, 2023'le ilgili siyasi mühendisliklerin çöpe atılması, ilkelerimiz etrafında vereceğimiz mücadeleye bağlıdır"

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar: İstikbalimizin teminatı sevgili gençler sizleri en kalbi duygularımla saygıyla selamlıyorum. Bugün çok çok mutluyum, sizlerle hasret gidermekten özellikle memnuniyet duyuyorum. Sizlerin vasıtasıyla tüm Erzurum'a sevgilerimi gönderiyorum. Cağ kebaplarıyla önümü kestiler, sizi daha fazla bekletmeyelim diye dönüşte yeriz dedik. Sevgili gençler Erzurum'a en son 31 Mart seçimlerinden 1 ay önce 28 Şubat'ta gelmiştim. O gün soğuğa ve kara rağmen meydanı dolduran Erzurumlu kardeşlerimizden iradelerine sahip çıkma sözü almıştık. Biz o meydanda aramızdaki dayanışmayı daha da perçinlemiştik. Bizi yarı yolda bırakmayan Erzurum, 31 Mart'ta da adeta sandıkları patlatmıştı. Rabbim bu sevdanızı eksik kılmasın. Erzurum hep olduğu gibi AK Parti'nin kardeşlik siyasetini destekledi. Yüzde 63 gibi Türkiye ortalamasının çok üstünde rekor bir oyla Dadaşlar bize verdikleri sözü yerine getirdi. Erzurum'la olan muhabbetimize montaj diyerek çamur atanlar seçimlerde bir kez daha hezimete uğradı. İşte Erzurum'un anaları dağ taş demedi neticeyi aldı. Bizim Erzurum'da ülkesi davası için gerektiğinde baş verecek ama asla baş eğmeyecek yoldaşlarımız var, neferlerimiz var. 31 Mart'ta iradelerine sahip çıkan, geleceğine sahip çıkan Erzurum halkına şükranlarımı sunuyorum. Erzurum'daki zaferin mimarı olarak gördüğüm herkese teşekkür ediyorum. Aynı şekilde AK Parti çatısı altında davamıza hizmet etmiş, emek vermiş ancak şimdi aramızda olmayan kardeşlerimize de Rabbimden rahmet niyaz ediyorum. Teşkilat mensuplarımızla bir araya geldikçe şu hakikate tekrar tekrar damga vuruyoruz. En büyük pay sahibi, gece gündüz demeden çalışan AK Parti'nin neferleridir. Gençler kimi zaman ailesinden kimi zaman işinden kimi zaman da sağlığından fedakarlık ederek şevkle davamıza hizmet edenler AK Parti'nin gizli neferleridir. O gizli kahramanların hakkının ne yapsak ödeyemeyeceğimizi de biliyoruz. "KKTC'DE ÇOK SAYIDA ESERİ HİZMETE ALACAĞIZ" AK Parti'ye ve Cumhur İttifakı'na verilen güçlü destek güvenin bir tezahürüdür. Bizler de milletimizin bu güveni için çalışıyoruz. Terör örgütlerine nefes aldırmıyoruz. Önceki hafta Hatay'daydık geçen hafta Diyarbakır'ın misafiri olduk. Bugün Erzurumlu kardeşlerimle kucaklaşıyoruz. Pazartesi günü KKTC'ye giderek mübarek Kurban Bayramı'nı Kıbrıs Türk halkıyla geçireceğiz. Kardeşlerim Kuzey Kıbrıs'ta baş başa ve heyetler arası görüşmelerin yanı sıra çok sayıda eseri hizmete alacağız. Erzurum'a yine elimiz boş gelmedik. Toplu açılış töreni ile toplam değeri 9.5 milyarı bulan hizmet ve projeyi Erzurum'a sunacağız. Yapımı tamamlanan yatırımların açılış heyecanını hep birlikte yaşayacağız. Özellikle istikbalimizin teminatı olarak gördüğümüz sizlerle buluştuğumuz gibi KKTC'deki kardeşlerimizle de buluşarak değerli fikirlerini alacağız. Milletimizle hasret gidermenin yanına teşkilatlarımız da bir araya geliyoruz.  AK PARTİ GENÇLİK KOLLARINA KRİTİK MESAJLAR Hepimiz bir vücudun azaları gibiyiz. Biz, 13 milyon 500 bini aşan üye sayısıyla Türkiye'nin en büyük ailesiyiz. Genel Başkanı'nın sorumluluğu ne kadar büyükse milletvekilin sorumluluğu da aynı derecede büyüktür. Siz teşkilat mensuplarımızın görüşlerine büyük önem veriyoruz. Nasıl 20 sene önce yola sizlerle istişare ederek çıktıysak yine sizin görüşlerinizi almak istiyorum. Bu toplantılar vasıtasıyla teşkilatımızın fotoğrafını çekiyor, geleceğe dair yol haritamızı belirliyoruz. AK Parti'nin alameti farikası ortak akla önem vermesidir. Bu özelliğinden dolayı AK Parti kendini sürekli yenilemiştir. AK Parti'nin hızını kesmek için medya kampanyalarıyla kurulan pek çok parti tarihin tozlu sayfaların şimdiden unutulmaya yüz tutmuştur. AK Parti iktidar gücünden bağımsız olarak Türk siyasetine halen yön veriyorsa 84 milyonun umudu olmaya devam ediyorsa sebebi istişareye açık olmasıdır. AK Parti kuruluş felsefesinden ve prensiplerinden ödün vermeden kendini yenilemiş yegane partidir. Özünde tevazu, samimiyet ve gayretin olduğu siyaseti hakim kılmamız şarttır. Bu yolda hep beraber yürüdük. Kar kış demeden yürüdük. Önce kendi aramızdaki dayanışmayı, kardeşliği, muhabbeti tahkim etmemiz gerekiyor. Milletle bağımızı sağlam tuttuğumuz ölçüde operasyonları boşa çıkarabiliriz. Kibir, böbürlenme, bize asla yakışmaz. Bizim siyasetimizde milletle inatlaşmak gibi bir anlayış kesinlikle söz konusu değildir.  Şimdiye kadar hep milletimizle beraber yürüdük. Bundan sonra da milletimizin gösterdiği istikamette yürümeye kararlıyız. Davamızda karamsarlığa yer olmadığı gibi gevşemeye de yer yoktur. Elbette eleştirilerimizi yapacak, yanlışlarımızı birbirimizin yüzüne cesaretle söylemekten çekinmeyeceğiz. Birbirimize kenetlenmeyi de ihmal etmeyeceğiz. Gönlü kazanılmayacak insan bırakmayacak şekilde mücadelemizi sürdüreceğiz. Şunu hiçbir zaman unutmayacağız: Gayret bizden, tevfik Allah'tandır. Hepimiz ondan geldik ve yine ona döndürüleceğiz. Onun rızası için koşacağız.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Ayasofya mesajı: Ezan sesleri kıyamete kadar eksik olmayacak

Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethinden sonra ilk cuma namazını kıldığı "fethin sembolü" Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nin yeniden ibadete açılmasının üzerinden bir yıl geçti. Açıldığı günden beri yoğun ilgi gören camide Müslümanlar sabah namazını eda etti. Farklı ülkelerden Müslümanların akınına uğrayan camiye namaz vaktinden önce gelenler, Kur'an-ı Kerim okuyarak ve dua ederek vakit geçirdi. "Medeniyet güneşimizin yeniden yükselişinin sembolü" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da bu kutlu günün birinci yılı dolayısıyla sosyal medya hesabından paylaşımda bulundu. Erdoğan paylaşımında şu ifadeleri kullandı: "Medeniyet güneşimizin yeniden yükselişinin sembolü olan #AyasofyanınDirilişi bir kez daha hayırlı olsun. Bizlere bu günleri gösteren Rabbimize hamdolsun… İnşallah bu ulu mabedin kubbelerinden ezanların, salavatların, hatmi şeriflerin sesleri kıyamete kadar eksik olmayacak…"

2 yıl önce

Dev tesis hizmete açıldı! Cumhurbaşkanı Erdoğan açıkladı: Yılda 3 milyar TL'lik katkı

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde: Ilısu Prof. Dr. Veysel Eroğlu Barajı 19 yıldır halka hizmet amacımızın eser ve hizmet siyasetimizin en somut örneklerinden biridir. Su depolama kapasitesi yaklaşık 11 milyar metreküpü bulan Ilısu, 1200 megavatlık gücüyle ülkemize yıllık 3 milyar liralık katkı sağlayacaktır. Bizim medeniyetimizde su hayattır. Enerji de günümüzün bir diğer vazgeçilmez hayat kaynağıdır. *Bu barajın ülkemize kazandırılmasında emeği geçen bakanlarımıza, kurumlarımıza, mühendisinden işçisine herkese teşekkür ediyorum. "SU BU YÜZYILIN EN ÖNEMLİ STRATEJİK KAYNAĞIDIR" Değerli kardeşlerim dünyanın ve ülkemizin giderek artan kuraklık tehdidi ile karşı karşıya bulunduğu şu günde böyle bir eseri hizmete almamızın çok daha anlamlı olduğuna inanıyorum. Ülkemizi korumak için tüm potansiyelimizi korumak durumundayız. Su kaynaklarımızın tek bir damlasının israfına tahammülüz yoktur. Su bu yüzyılın en önemli, en stratejik kaynağıdır. İklim değişikliği kuraklık ve artan nüfus ile birlikte su kaynakları üzerindeki baskı giderek artmaktadır. Üstelik iklim değişikliği ile bağlantılı kuraklık, sel, orman yangını gibi afetler giderek sıklaşmaktadır. Mevcut su kaynaklarının yüzde 70’ten fazlası tarımda yani gıda üretiminde kullanılıyor. Bu durum su konusundaki her olumsuzluğun gıda üretimine de yansıması anlamına geliyor. Bilindiği gibi Türkiye su zengini bir ülke değildir. Su stresi çeken ülkeler grubundayız. 284 MİLYAR LİRALIK YATIRIM Su kaynaklarımızı doğru yönetmek mecburiyet haline gelmiştir. Bu anlayışla hükümete geldiğimiz günden beri her alanda olduğu gibi tarım, su ve enerji konusunda da ülkemizi geleceğe hazırlamanın gayreti içerisinde olduk. 284 milyar liralık yatırım yaparak 8817 tesisi hizmete açtık. Son 19 yılda inşa edilen 61 barajımızla 46 milyar metreküp suyumuzu depoladık. Depolanan su miktarımızı 179 milyar metreküpe çıkardık. Ülkemiz ve üreticilerimiz yılda 60 milyar lira zirai gelir artışı sağladı. 271 içme suyu ve 21 atık su tesisi hizmete açtık. Bu yatırımlar sayesinde 41 milyon vatandaşımıza yaklaşık 3 milyar metreküp içme ve kullanma suyu tahsis ettik. Bunları yapmasaydık 44 ilimiz kısmen ya da tamamen susuzluk tehlikesi ile karşı karşıya gelebilecekti. Amacımız her bir vatandaşımızın temiz suya erişimini sağlamak, bereketli topraklarımızı suyla buluşturmak ve kaynaklarımızı verimli kullanmaktır. Yol haritamızı oluşturduk. Önümüzdeki dönemde de su alanında yeni yatırımlar yapamaya devam edeceğiz. 875 KONUT HAK SAHİPLERİNE VERİLDİ Ilısu’nun kültürel ve sosyal gelişimi sağlayacak tarafı da bulunmaktadır. Tüm tarihi ve kültürel varlıkları özenle koruyarak gelecek nesillere miras bıraktık. Bay Kemal bunlar lafla olmuyor. Lafla peynir gemisi yürümüyor. Ayrıca kısmen taşınan ve yerinde koruma altına alınan eserler de mevcut.  Ey PKK’nın yan kolu HDP sizler böyle şeyler yapabilir misiniz? Biz sizlere aşığız aşık. Bu kapsamda 875 konutu tamamlayarak hak sahiplerine verdik. Burada benim Kürt kardeşlerim var. Bu Kürt kardeşlerimizi biz ihmal edemezdik ve etmedik. Onlara da bu eserleri kazandırdık. Bölgedeki yolları da daha yüksek standartlı bir şekilde yeniden yaptık. Projenin maliye toplamda 20 milyar lirayı bulmuştur. Biz kez daha bu muhteşem görkemli tesisin bölgemize, ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Emeği geçenleri tebrik ediyorum. Siz değerli kardeşlerime sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum. Biz AK Parti'yiz. Türkü ile kürdü ile Arabı ile bu ülkede yaşayan vatandaşlarımıza ayrım yapmadan, sizleri Allah için seviyoruz. 2023’ün 14 Haziran’na bir olarak, diri olarak, kardeş olarak girecek ve inşallah bu bölgelerde zaferle çıkacağız.

2 yıl önce

550 milyon liralık dev yatırımda sona gelindi: Cumhurbaşkanı Erdoğan hizmete açacak

Tokat’ta mevcut havalimanının büyük gövdeli uçakların inişine elverişli olmaması nedeniyle 3 yıl önce yeni havalimanı inşaatı çalışmaları başlatıldı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na bağlı Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü’nce ihale edilen havalimanı 550 milyon TL’ye mal edildi. 45 metre genişliğinde 2 bin 700 metre uzunluğunda yapılan pist tamamlandı. Son teknoloji ile donatılacak olan havalimanının terminal binası ve kule inşaatında hummalı çalışma devam ediyor Yeni Tokat Havalimanının Mart ayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımı ile açılışının yapılması planlanıyor. "Yıllardır beklediğimiz hayalimiz gerçekleşiyor" Tokat Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ali Çelik, havalimanın geçici kabulünün aralık ayı sonu itibariyle yapılmasını beklediklerini söyledi. Başkan Çelik, Mart ayında Tokatlıların özlemle bekledikleri uçak seferlerine kavuştağını belirterek, “Türk Hava Yolları mart ayında Devlet Hava Meydanları yıllık uçuş planlarını açıklıyor. Bize en son söylenen havalimanın Mart ayı içerisinde resmen açılacağı ve uçuş seferlerinin başlayacağı noktasında. Bunlar tabii tatlı bir bekleyiş... Çok bir zaman kalmadı. Yıllardır beklediğimiz hayalimiz gerçekleşiyor. 2-3 ay çok önemli değil. Kış aylarında seferlerin zaman zaman aksadığı oluyor. Yani bu iki aylık gecikmenin ben çok sıkıntı olacağını düşünüyorum. İnşallah Mart ayı içerisinde Tokatlılar havaalanıyla buluşacak. Bir rüya, bir özlem daha sona erecek” dedi. Havalimanı yaş sebze ve meyve ihracatında önemli rol oynayacak Tarım şehri olan Tokat’ta kargo taşımacılığının ekonomik ticarete değer katacağını belirten Başkan Çelik, “Yani biz insanların konforlu seyahat etmesinden öteye meyve-sebze biliyorsunuz son derece hassas yol, son derece narin ürünler. Çok iyi şartlarda, çok hızlı bir şekilde pazara, tüketiciye ulaştırılması lazım. Özellikle de yurt dışı pazarlarında hızlı bir şekilde göndermesi lazım. Raf ömrünün kısalığından dolayı biz bununla ilgili de her türlü altyapıyı hazırladık. Eski havalimanında Gıda İhtisas Organize Sanayi Bölgemizi kuracağız. Hemen gıda ihtisaslı havaalanının birleşim noktasında antrepomuzu işte terminal binası hepsinin planları falan yapıldı. İşte bunlar da ayrıca inşaatları devam ediyor, yapılıyor. Yani kargo uçaklarının hızlı bir şekilde Tokat’ın yöresel gıda ürünlerini alıp uluslararası pazara taşıyabilmesi için her türlü teknik altyapı oluşturuldu. İnşallah bu oluşumdan sonra da Tokat’ın hem ihracat rakamlarının hem de ekonomisini çok hızlı bir şekilde gelişeceğini ümit ediyoruz” diye konuştu. 550 milyon liralık dev yatırımda sona gelindi.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan TÜSİAD'a çok sert tepki: Hükümete saldırmanın değişik yollarını aramayın bizimle mücadele edemezsiniz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İlim Yayma Vakfınca Dolmabahçe Sarayı'nda düzenlenen 2021 İlim Yayma Ödülleri Töreni'nde, ödül sahiplerini tebrik etti. Kendisinin de İlim Yayma Cemiyeti'nden hizmet aldığını ve o hizmetle yetiştiğini anlatan Erdoğan, şöyle konuştu: "Rahmetli Menderes'in hakim kıldığı demokrasi ve özgürlük ikliminde, cemiyetimizin öncülüğünde ülkemizin ilk imam hatip okulu açılmıştır. Vakfımızın kurucularından birinin de rahmetli Turgut Özal olduğunu hatırlatmak isterim. Nesiller boyunca elden ele taşınan bu hizmet bayrağı inşallah bizden sonra da aynı şekilde dalgalanmaya devam edecektir. Bugün de cemiyetimiz öğrenci yurtlarıyla eğitim merkezleriyle burslarıyla ödülleriyle yerli ve milli duruşuyla ülkemiz sivil toplum kuruluşları arasında öncü bir role sahip. Mutluyum, özellikle de büyük ödülü, herhangi bir torpil söz konusu değil, Prof. Dr. Zekai Şen hocamızın almış olmasından dolayı da mutluyum. Zira İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken Zekai Şen hocamızdan İSKİ'de çok istifade ettik. Zira Veysel Eroğlu hocamızla birlikte onlar da o zaman İSKİ'yi gerçekten tırmandırdılar ve susuz İstanbul'u suya kavuşturdular. Kendilerinden Allah razı olsun." İki gün önce Türkiye Afrika Liderleri Zirvesinin kapanışının yapıldığını anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti: "İstiyorduk ki bu buluşma, bu birliktelik, bu dayanışma nasıl ki buradan farklı bir şekilde hitama erdi yine buradan ayağa kaldırdı. İnsanlığın asırlardır türlü şekilde karşısına çıkan vahşetle, zulümle, sömürüyle, riyakarlıkla, adaletsizlikle yüzleştiği bir dönemde bu elbette çok büyük sorumluluktur. Nitekim attığımız her adımda bu ağır yükün kimi zaman gönül ferahlatan, kimi zaman can acıtan tezahürleriyle karşılaşıyoruz. Mazlum ve mağdurların gözlerinde beliren umut ışığı bizi ne kadar ferahlatıyorsa çarpık düzenden nemalanan zalimlerin pervasız saldırıları da o derece canımızı yakıyor." "Ekonomik sancılar salgınla birlikte hızlandı" Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ziya Paşa'nın şiirindeki "Bir abd-i Habeş dehre olur baht ile sultan/Dahhakın eden mülkünü bir Gave perişan/İkbaline idbarına bel bağlama dehrin/Bir dairede devredemez çenber-i devran/Zalim yine bir zulme giriftar olur ahir/Elbette olur ev yıkanın hanesi viran" dizelerini seslendirerek, insanlara zulmedenlerin o çok güvendikleri evlerinin bir gün viran olmasının kaçınılmaz olduğunu dile getirdi. Tarihin kendini dünyanın ve insanlığın hakimi sanan nice kudret budalasının hüsranına şahitlik ettiğini belirten Erdoğan, bugün o kifayetsiz muhterislerin isimlerini kimsenin hatırlamadığını söyledi. Erdoğan, günümüzün zalimlerin sonunun da farklı olmayacağını dile getirerek, şöyle konuştu: "Küresel yönetim ve ekonomi düzeninde bir süredir zaten yaşanmakta olan sancılar salgınla birlikte hızlanmıştır. Bizim de tek gayemiz işte bu süreci yani dünyanın devranının dönüşündeki değişimi mazlumlar ve mağdurlar lehine yönlendirebilmektir. Elbette bu mücadelenin çok derin ve geniş bir arka planı bulunuyor. Coğrafyamızda Anadolu'nun kapılarının ecdada önce güneyden sonra doğudan açılmasıyla başlayan çok çarpıcı bir hikayemiz var. İstanbul'un fethiyle çağ açıp çağ kapatacak mahiyet kazanan bu hikaye Yavuz'un hilafeti devralmasıyla birlikte oldukça farklı bir seviyeye ulaştı. Anadolu'daki varlığımızı Haçlı seferleriyle başlayıp Çanakkale Savaşlarına, Milli Mücadelemize ve nihayet günümüze kadar uzanan nice badirelere rağmen sürdürmeyi başardık. Çok çile çektik, çok fedakarlık yaptık, çok bedel ödedik ama hamdolsun mücadele sancağını asla yere düşürmedik. Bilhassa son iki asrımız sürekli bir uçtan diğerine savrulduğumuz arayışlarla geçti." Erdoğan, İlim Yayla Cemiyetini kuranların ve onlardan bayrağı devralanların yüreklerini yakan ne kadar mesele varsa hepsinin de yaşanılan bu savrulmaların eseri olduğunu kaydetti. Kudüs davasından, geçtiğimiz yılın temmuz ayında nihayete erdirilen -Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nin müzeye çevrilmesi konusuna kadar bunun pek çok örneğin sayılabileceğini anlatan Erdoğan, şunları söyledi: "Bizim düşmana karşı verdiğimiz mücadele vatan topraklarıyla birlikte tüm kutsallarımızı koruma mücadelesiydi. Bizim vesayete karşı verdiğimiz mücadele tarihimize, kültürümüze, değerlerimize sahip çıkma mücadelesiydi. Bizim darbecilere karşı verdiğimiz mücadele varlığımızın gayesi olan özgürlüğümüze, geleceğimize, haysiyetimize sahip çıkma mücadelesiydi. Bizim emperyalizme karşı verdiğimiz mücadele hakkı, adaleti, hukuku, hakkaniyeti üstün tutma, insanlığımızı koruma mücadelesiydi. Hangi unvanı taşırsak taşıyalım, hangi görevde bulunursak bulunalım amacımız buydu. Bugün de aynı mücadeleyi veriyoruz. Yarın da inşallah aynı yolda yürümeyi sürdüreceğiz." "Türkiye'nin son 19 yılı yeni bir safhaya geçişin sembolü" Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin son 19 yılının Cumhuriyet tarihinin de ötesine geçen kadim bir mücadelede yeni bir safhaya geçişin sembolü olduğunu vurgulayarak, ülkede sadece demokrasiyi güçlendirmekle, sadece hak ve özgürlükleri genişletmekle kalmadıklarını aynı zamanda asırlık özlemleri de dindirdiklerini söyledi. Attıkları her adımla bu ülkenin insanlarının inançlarıyla değerleriyle kültürleriyle vatan topraklarında var olma azminin asla bitmeyeceğini gösterdiklerini belirten Erdoğan, ülkede eğitimden sağlığa, güvenlikten adalete, ulaşımdan enerjiye, şehircilikten spora kadar her alanda kurulan güçlü altyapıyla milleti hak ettiği hayat standartlarına kavuşturduklarını anlattı. "Aynı mücadeleyi ekonomide veriyoruz" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Eğer artık Türkiye küresel krizlere karşı bu derece dayanıklıysa krizleri fırsata çevirme konusunda bu derece özgüven sahibiyse gerisinde işte bu güçlü altyapı vardır. Şimdi aynı mücadeleyi ekonomide veriyoruz. Aslında son 8 yıldır yaşadığımız her hadisenin bir tarafında ekonomi hep vardı. Gezi olayları sırasında ağaç bahanesiyle hedef alınan projelerimizi tüketmeyin, ekonomiyi çökertin kampanyalarını ekranları başında bizi izleyenlere söylüyorum, hatırlayın. O gün yine ekonomi demiyorlar mıydı? FETÖ ihanet çetesinin 17/25 Aralık'tan 15 Temmuz'a kadar başlattığı tüm darbe girişimlerinde ekonomimizi sinsice kıskaca alma çabalarını hatırlayın. Terör örgütlerine karşı yürüttüğümüz sınır ötesi harekatları engellemek için uluslararası alanda ekonomimize kur ve faiz üzerinden kurulan kumpasları hatırlayın. Ülkemizin diplomatik ve güvenlik hassasiyetlerini savunduğumuz için ekonomimize mahvetmek amacıyla alenen savrulan tehditleri hatırlayın. Büyüme rakamlarımızla üretimimizle istihdamımızla ihracatımızla bütçe dengelerimizle tüm göstergeler ülkemiz bakımından küresel çapta bir başarıyı işaret ederken kurda yaşanan dalgalanmaları da bu çerçevede değerlendirmemiz gerekiyor. Neymiş efendim faizleri düşürüyormuşuz. Benden başka bir şey beklemeyin. Bir Müslüman olarak naslar neyi gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğim. Hüküm bu." Erdoğan, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin faiz rakamları ile enflasyon rakamları arasındaki fark 10 katı bulmuşken, yaptıkları sınırlı faiz indirimlerinin bu tablonun gerekçesi olamayacağını vurgulayarak, "Amerika'ya bakın, Avrupa'ya bakın. Hepsinde durum bir felaket. Coğrafyamızdaki iki asırlık kavganın gerisinde ne varsa, bugünkü gelişmelerin gerisinde de o vardır. Cumhuriyetimizin bir asra yaklaşan tarihindeki kalkınma hamlelerimizin önünün kesilmesinin sebebi neyse, bu gelişmelerin sebebi de aynıdır." ifadelerini kullandı. "19 yıl önce göreve geldiğimizde faiz, enflasyon bu durumda değil miydi? Buydu" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Biz, aldığımız kararlarla attığımız adımlarla faizi de enflasyonu da ve hatırlayın 6 sıfırı attığımız zaman bana karşı çıkanlar 'Taksim Meydanı'nda anırırım' diyen köşe yazarları şimdi yine aynı şeyleri söylüyorlar. Anırdılar mı? Hayır. Ama bunlar şu anda hala köşe yazarı. Aynı şeyleri bunlar yine yazıyorlar. Anırsalar da anırmasalar da elhamdülillah biz doğru yoldayız. Çünkü faiz, zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapar hükmü bize öyle sıradan gelen bir hüküm değil. Diğer ülkeler hayata geçirdiğinde alkışlanan her adım, Türkiye teşebbüs ettiğinde akıl dışı bir saldırıyla karşılaşıyor. Ülkemizin yatırımla, istihdamla, üretimle, ihracatla büyümesi yerine, sanayisiyle, teknolojisiyle, finansıyla, alt yapısıyla dışarıya bağımlı kalmasını isteyenler, var güçleriyle direniyor." Bu kadar altyapı, üstyapı çalışmalarıyla 19 yıldır bir mücadele verildiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Eğitimde, sağlıkta, ulaşımda attığımız adımları bir yere koymak mümkün mü? Havalimanları, 26 havalimanından 56'ya çıkarken artık Anadolu'dan evine yarım saat mesafede gidebilme imkanını yakalama lüksüne ulaşmış bir Türkiye varken, kimse bunu konuşmuyor. Türkiye büyüyor, kimse bu büyümeyi konuşmuyor. Sıkıntılar var ama unutmayın ki Allah'ın yardımı ve milletimizin ferasetiyle bu mücadeleden de alnımızın akıyla çıkacağımızdan ben şüphe duymuyorum." dedi. "Ey TÜSİAD ve yavruları, size sesleniyorum..." Erdoğan, daha önce vesayetin kirli oyunlarına, dün sınırlara dayanan terör örgütleri üzerinden gerçekleştirilmeye çalışılan karanlık senaryolara hangi inanç ve iradeyle direnildilerse bugün de ekonomide aynı mücadeleyi verdiklerini dile getirdi. Fiyat artışlarının, insanların günlük hayatları üzerinde yol açtığı sıkıntıyı elbette bildiklerini ifade eden Erdoğan, "Kurdaki dalgalanmanın, fiyatlar üzerinde oluşturduğu istikrarsızlığın ve bunun yol açtığı belirsizliklerin elbette farkındayız ama vesayete, terör örgütlerine, darbecilere, küresel güç baronlarına nasıl direndiysek, bunlara karşı da direneceğiz. Şimdi buradan sesleniyorum, çekinme yok. Ey TÜSİAD ve yavruları, size sesleniyorum, tek göreviniz var; yatırım, üretim, istihdam, büyüme. Siz bunda ne yapıyorsunuz? Önce onu ortaya koyun. Kalkıp da hükümete saldırmanın değişik yollarını, versiyonlarını aramayın, bizimle mücadele edemezsiniz. Sizin cinsinizi de cibilliyetinizi de gayet iyi biliyorum. Sizin derdiniz başka ama bizim derdimiz bambaşka. Biz, vatan sevgisiyle, millet sevgisiyle yürüyoruz. Siz ise 'Acaba biz bu hükümeti nasıl çökertir de isteyeceğimiz, sömüreceğimiz bir yönetimi iş başına getirtiriz.' bunun için gayret ediyorsunuz. Bu millet size bu fırsatı vermeyecek." diye konuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Dün millet olarak kendi canımız ve kanımız pahasına, ülkemizin istiklalini ve istikbalini korumuştuk. Bugün de malımızla, paramızla aynı fedakarlığı yapacağız. Koronavirüs salgını esnasında bu söylediğim kurum, kuruluşlar acaba ne kadar milletin yanında yer aldılar? Acaba kaç tane hastane kurup da devlete yardım ettiler? Biz, en zor anda bile şehir hastanelerimizi kurduk. Anadolu'nun en ücra köşelerine kadar bunları yaygınlaştırdık, acaba bunlar ne yaptı? Hiç." Türkiye'nin ekonomide olağanüstü hale ihtiyacı olabileceği değerlendirmesinin akıl karışıklığının ötesinde bir durum olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Bu ülkeyi, emperyalistlerin çizdiği haritaların cazibesine kapılıp bölmeye çalışanların silahlarından çıkan kurşunlara terk etmedik ve terk etmeyeceğiz. Bu ülkeyi 1 dolar karşılığında vatanlarını satanların ellerine de bırakmadık bırakmayacağız. İnşallah bu ülkeyi döviz kuru üzerinden yeniden şekillendirmek isteyenlere de teslim etmeyeceğiz. Bu vesileyle, sorunsuz açıklamalarla, milletimizi karamsarlığa sürüklemek, yalan yanlış haberler yayarak piyasaları korkutmak isteyenlere itibar edilmemesi gerektiğinin altını bir kez daha çizmek istiyorum." ifadelerini kullandı. Hükümetin uyguladığı ekonomi politikasının, kur tarafındaki konjonktürel dalgalanmalar dışında tamamen belirledikleri doğrultuda ilerlediğinin altını çizen Erdoğan, Türk ekonomisinin bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da serbest piyasa ekonomisi kurallarına uygun şekilde yoluna devam edeceğini kaydetti. "Döviz kurundaki istikrarı, piyasanın kendi işleyişi içinde sağlayacağız" Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: "Aynı şekilde kontrollü 'Kambiyo rejimi' gibi zırvalıkları gündeme getirenleri de asla masum görmüyoruz. Döviz kurundaki istikrarı, bu tür zırva yöntemlerle değil, piyasanın kendi işleyişi içinde sağlayacağız. Ekonomide bir kural vardır, dere yatağında akar ve bizim de şu anda takip ettiğimiz yol budur. Buradan tüm vatandaşlarıma, ekonomide verdiğimiz mücadelede devletlerinin ve hükümetlerinin yanında daha güçlü şekilde yer almaları çağrısında bulunuyorum. Geldiğimiz noktada sırf daha çok kazanç hırsıyla, fiyatları şişirmekle, stokçuluk yapmakla, dün ülkemizi darbe ile esir almaya çalışanlara destek çıkmak arasında bir fark kalmamıştır. Cuma gününden beri bir dedikodudur almış başını gidiyor. Pazartesi gününden itibaren, ciddi manada finans dünyasında sıkıntılar yaşanacakmış. Ya bunu ancak ihanet içinde olanlar söyler. 'Biz nasıl ayakta dimdik duracağız' demiyor, pazartesiden itibaren bu tür sıkıntıların olacağından bahsediyor. Bunlar aynı zamanda keramet ehli galiba. Merak etmeyin, böyle bir durum söz konusu değil, biz dimdik ayaktayız." Göreve geldiklerinde, Türkiye'nin IMF'ye 23,5 milyar dolar borcu olduğunu hatırlatan Erdoğan, o dönem Merkez Bankası'nın döviz rezervinin 27,5 milyar dolar olduğunu anlatan Erdoğan, şunları kaydetti: "Başbakanlığım döneminde bu döviz rezervini 135 milyar dolara kadar çıkardık. Daha sonra bir düşüş yaşandı, yoktum. Cumhurbaşkanıydım. Daha sonra bir düşüş yaşandı, yoktum, Cumhurbaşkanıydım. Şimdi yeniden 100 milyar doların üzerine döviz rezervimiz çıkmış vaziyette. Toparlayacağız, daha yukarılara bu rakam çıkacak. Herhalde George, Hans bunlar gelip de bizim Merkez Bankamızın döviz rezervini yükseltmeyecek. Biz yükselteceğiz, bundan hiç endişeniz olmasın. Nasıl 27,5 milyar dolardan döviz rezervini alıp buralara getirdiysek şimdi yine aynı şekilde daha yukarılara bunu çıkaracağız ve çıkarıyoruz. Bizim kasamız boş değil, kasa mevcudumuz gayet iyi. Türkiye'ye karşı oynanan oyunun en etkili silahı haline gelen döviz kurunu dengeye oturtmak da fiyatları makul seviyede tutmak da bizim elimizdedir. Şayet bugün, her birimiz üzerimize düşeni yaparsak emin olun birkaç ay içerisinde çok daha güçlü, büyük, müreffeh Türkiye'nin kapılarının önümüze açıldığını göreceğiz. Biz buna yürekten inanıyoruz. Bize inanan, bize güvenen her vatandaşımızı da seferberlik ruhuyla ülkemizin gelecek yarım asrının, bir asrının belirleyicisi bu vizyona sahip çıkmaya davet ediyoruz."

1 2 3 4