29 Mart Cuma 2024
1 yıl önce

Skandal manşet! NATO zirvesi sonrası Yunan medyası yine Türkiye'yi hedef aldı

İspanya'nın başkenti Madrid'de düzenlenen kritik NATO zirvesinin yankıları sürüyor. Dünya basının 'Türkiye eve zaferle döndü' manşeti ile gördüğü zirve Türkiye'nin önemi bir kez daha görüldü. Zirvedeki bu gelişmeler Yunanistan basınında da geniş yankı buldu. Bugün ülkenin Ta Nea gazetesi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Madrid'deki zirvenin son gününde yaptığı açıklamaları manşetine taşıdı. 'Erdoğan yine kışkırttı' başlıklı haberde skandal ifadeler yer aldı. Haberde 'Türkiye Cumhurbaşkanı Yunanistan'a yönelik provokasyonlara geri döndü ve önümüzde Yunan-Türkiye ilişkilerinde gergin bir yaz olduğunu gösterdi' denildi. Gazete zirvenin ilk gününde adalar konusun gündeme gelmediğini belirtti ve 'sakinlik bir gün sürdü' yorumunda bulundu. ERDOĞAN'DAN NET MESAJ: MİÇOTAKİS ANLAŞMAYA SADIK KALMADI Erdoğan dün yaptığı açıklamada Yunanistan Başbakanı Miçotakis'in tutumu ile ilgili, 'Yunanistan’ın malum son dönemlerdeki tutumu, bizim siyaset anlayışımıza asla uymuyor. Son dönemde özellikle kendisine İstanbul’da verdiğim yemekten sonra bir teklifte bulundum. Bundan böyle biz aramızdaki ilişkileri ikili yapalım, üçüncü kişileri aramıza sokmayalım dedim. Fakat buna rağmen Amerika’da Cumhuriyet Senatosu’nda yaptığı konuşmayla bizim bu anlaşmamızı iki hafta, üç hafta sonra tamamen tersine dönüştürdü' demişti. 'Sadece onunla da kalmadı, Davos’ta da aynısını yaptı. Onunla da kalmadı ve bir taraftan adalar, adacıklar, buralara özel ziyaretler yapıp, bu özel ziyaretlerle de silahlandırmalara gitmek gibi bir gayretin içine girdi' diyen Erdoğan sözlerine şöyle devam etmişti; 'Bu adalar, adacıklar, gerek Lozan gerek Paris Anlaşmasına göre ters bir olaydır. Oraları silahlandıramazsınız. Ama Yunanistan böyle bir adımın içine girdi. Bir de bu 5+4, Amerika’nın burada üs kurma olayları ki bu sorulduğu zaman alınan cevap, Rusya’ya karşı… Benim halkım bunları pek yutmuyor. Niye? Neden? Adama sorarlar niçin? Çünkü biz barışın egemen olduğu bir dünyayı tesis edeceksek, o zaman bu adımlar ne için atılıyor? Ona tabii olumlu bakmıyoruz bunu da yaptığımız ikili görüşmelerde liderlere söyledik.' Yunanistan'ın 147 defa Türk hava sahasını ihlal ettiğinin altını çizen Erdoğan 'Yunanistan germedikten sonra biz germeye meraklı değiliz ama 147 kez hava sahamızı ihlal eden Yunanistan bunun hesabını vermek durumundadır' demişti. Öte yandan dün ABD Başkanı Biden'ın 'Türkiye'ye F-16 satmalıyız' açıklaması Amerikan basınında geniş yer buldu. Wall Street Journal (WSJ) bu gelişmeyi 'Biden, NATO'nun genişlemesi sırasında Türkiye'ye F-16 satışının arkasında durdu' başlığı ile okurlarına duyurdu. WSJ haberinde Biden'ın bu açıklamayı Türkiye'nin NATO vetosunu çekmesinden sonra yaptığı vurgulandı. Biden'ın Kongre'nin bu yönde karar vermesi gerektiğini belirttiğine dikkat çeken Politico haberinde şu değerlendirmeye yer verdi; 'Biden yönetimi, Türkiye'ye F-16 satışı konusunda Senato Dış İlişkiler Komitesi ile bir çatışma rotasına girdi.' MİÇOTAKİS NE DEMİŞTİ? Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkiler Yunan Başbakanı Miçotakis'in ABD'deki açıklaması sonrası gerilmişti. Miçotakis, adını vermeden Türkiye’yi kastederek 'Yunanistan komşularına dostluk elini uzatıyor. Ancak egemenliğimize, egemenlik haklarımıza yönelik ihlallere ve derhal son bulmaları gereken Yunan adaları üzerindeki üst uçuşlara müsamaha göstermeyeceğiz. Siz Kongre üyelerinden, bölgede silah satışları ile ilgili kararları verirken, NATO’nun güneydoğu kanadında yeni bir istikrarsızlık tehlikesini göz önünde bulundurmanızı istiyorum' demişti. Miçotakis, bu sözleriyle dolaylı olarak Türkiye’ye F-16 uçağı satışına onay verilmemesini talep etmiş oldu. Yunan Başbakanın 'Siz Kongre üyelerinden, Helenizmin 48 yıldır büyük acı çektiği ve hâlâ kapanmayan bir yarasını unutmamanızı istiyorum. Kıbrıs’taki saldırı ve adanın şiddetle ikiye bölünmesini kastediyorum. Kıbrıs’ta iki ayrı devleti, kimse hiçbir zaman kabul etmeyecektir' sözleri ise ayakta alkışlandı. 'GERGİNLİK DÖNEMİ YAŞIYORUZ' Miçotakis, Avrupa Halk Partisi 27’nci Kongresi çerçevesinde Rotterdam’da düzenlenen bir panelde de Türkiye karşıtı açıklamalar yapmıştı. Yunan medyasına göre, Miçotakis, Türkiye’ye değinirken 'Gerginlik dönemi yaşıyoruz, tarihteki revizyonizmin yeni bir versiyonuna, kaybedilmiş imparatorluklar ile ilgili fantezilere ve uluslararası hukuk ile uyumlu olmayan güç gösterilerine müsamaha gösteremeyiz. Egemenlik haklarımızın ihlal edilmelerine razı olmayacağız” dedi. Miçotakis ayrıca “Bu dönemde, NATO’nun güneydoğu kanadında en son ihtiyacımız olan şey gerginliktir. Rusya’da birileri, böyle bir şeye çok sevinecek' ifadesini kullanmıştı.

1 yıl önce

NATO toplantısının yansımaları! Yunanistan’da erken seçim krizi… Miçotakis’e tepki büyüyor

Türkiye ile Ege ve Doğu Akdeniz'de gerilimi tırmandıracak adımlar atmaya devam eden Yunanistan, bu kez siyasi çalkantılarla boğuşuyor. Son dönemde Türkiye'ye yönelik Ege Denizi'nde attığı provokatif adımlarla eleştiri oklarını üzerine çeken Miçotakis, NATO Zirvesi'nde de hezimete uğramasının ardından desteğini giderek kaybediyor. Türkiye'nin, geçtiğimiz günlerde sona eren NATO Zirvesi'nde elde ettiği diplomatik başarı, Yunanistan'da büyük rahatsızlığa neden oldu. NATO Zirvesi'nde Türkiye'nin masada istediğini almasını sağlayan, Finlandiya ve İsveç'le imzaladığı "Üçlü Muhtıra", Türkiye'nin kuvvetli pozisyonunu pekiştirdi. NATO HEZİMETİ SONRASI TEPKİ YAĞIYOR ABD Başkanı Joe Biden'ın Türkiye'ye F-16 satma konusunda verdiği olumlu mesajların ardından Yunan basını, Başbakan Kiryakos Miçotakis'in başarısız dış politikasının üzerine gitmeye başladı. Eski Başbakan ve ana muhalefet lideri Aleksis Çipras, Miçotakis hükümetinin Madrid'den büyük bir hezimet ile döndüğünü söylemişti. Çipras, Miçotakis'i zehir zemberek sözlerle eleştirerek, "Acı bir diplomatik yenilgi yaşadık. Eğer ben Madrid'de başbakan olsaydım ve bu yaşansaydı ve aynı zamanda 'TurkAegean' tanımı Türkiye tarafından reklam markası olarak tescil edilmiş olsaydı Madrid'den yaya dönerdim." ifadelerini kullanmıştı. "EYLÜL'DE ERKEN SEÇİM VAR" Çipras'ın bu çıkışıyla birlikte Yunan basını da zirvede Türkiye'ye tam destek verildiğini söylemiş, Yunanistan'ın diplomaside hezimete uğradığı eleştirileri yağmıştı. Zirvenin yankıları sürerken Miçotakis hükümetiyle ilgili bu kez erken seçim söylentileri gündeme geldi. Haber ajansı AFP tarafından derlenen bir analize göre siyasi analistler, Miçotakis'in Ağustos ayı ortasında bir duyuru yaparak sonbaharda erken seçime gitmesinin beklendiğini açıkladı. Analizde, anket şirketi GPO'nun araştırma direktörü Antonis Papargiris'in değerlendirmelerine yer verildi. Buna göre Papargiris, Yunanistan'daki tüm partilerin şu anda seçim hazırlıkları yaptığını belirtti. Çipras'ın da yapmış olduğu, "erken seçimler Eylül ayında gerçekleşecek" çıkışının ardından gelen anket sonuçları, Miçotakis'in koltuğunun sallantıda olduğu söylentilerini kuvvetlendirdi. MİÇOTAKİS'E YOL GÖRÜNDÜ Analizde ayrıca, ülkenin içinde olduğu krize de değinildi. Ülkenin son 30 yılın en yüksek enflasyonuyla karşı karşıya olduğu belirtilirken buna ek olarak Türkiye ile yaşanan gerilimin Miçotakis'in oy oranında düşüşe neden olduğu ifade edildi. Yaşanan enerji krizinin de Miçotakis hükümeti üzerinde baskıya neden olduğu belirtildi. Ülkenin mali destek için ayırdığı bütçenin eridiği söylenirken analizde, Maliye Bakanı Christos Staikouras'in hafta sonu Mega TV'ye verdiği demeçte "Mali yardımlar için tek bir euro bile kalmadı" ifadelerini kullanmasına da yer verildi. Ülkenin en çok okunan gazetesi Kathimerini'nin kıdemli köşe yazarı Nikos Konstandaras da, ülkedeki son durumu ele aldığı yazısında "Bu kış zor geçecek" ifadelerini kullandı.

1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözleri NATO Zirvesi'ne damga vurdu, Rum lider itiraf etti: KKTC'ye gel orada görüşürüz

Madrid'de düzenlenen NATO Liderler Zirvesi'nin yankıları sürüyor. Rum lider Anastasiadis, zirvede Cumhurbaşkanı Erdoğan ile 2 kez yan yana geldiklerini belirterek sosyal medya hesabından paylaşım yaptı. CNN Türk Lefkoşa Temsilcisi Ömer Bilge CNN Türk canlı yayınında konuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Bilge'nin değerlendirmeleri şöyle; Madrid'deki zirvede Avrupa Birliği heyeti içinde yer alan Rum lider Nikos Anastasiadis zirve boyunca Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın peşini bırakmadı ve sürekli takip etti, yan yana gelme girişimlerinde bulundu. Hatta yemek öncesinde tesadüfen yan yana gelmesini kendi sosyal medya hesabından yayınladı. ANASTASIADIS'E SORU: ERDOĞAN İLE NE GÖRÜŞTÜNÜZ? "İşte bakın Erdoğan ile yan yana geldim" diye ilan etti. Tabi Ada'ya dönünce de buradaki gazeteciler sordular: Erdoğan ile ne görüştünüz? Anastasiadis de cevap verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile 2 defa yan yana geldiğini söyledi. Birincisinde Fransa Cumhurbaşkanı Macron'u elinden tutarak getirdiğini ve ayak üstü konuştuğunu, ikinci görüşmenin ise yemeğe başlarken yine yan yana olduğunu söyledi. Kendisine ön ayak olan Macron olduğundan dolayı Paris'te buluşma teklifi bulunduğunu söyledi. ERDOĞAN'DAN YANIT: KKTC'YE GEL ORADA GÖRÜŞÜRÜZ Gazetecilerin, 'Sayın Erdoğan ne cevap verdi?' sorusuna ise Anastasiadis, Erdoğan'ın 'KKTC'ye gel orada görüşürüz' cevabını verdiğini söyledi. Kendisinin ise bunun imkansız olduğunu söyledi ve konuyu kapatmaya çalıştı. Rum siyasetçilerin tümü müzakere tarihinde ya da Kıbrıs sorunu tarihi boyunca Kıbrıslı Türkleri ve KKTC'yi yok sayarak Türkiye ile doğrudan görüşme talebinde bulunuyor. Anastasiadis bunun için zaten böyle bir teklifte bulundu. Geçmişte de Anastasiadis'in Türkiye ile doğrudan görüşmek için benzer teklifleri olmuştu ve sürekli aynı yanıtı almıştı. KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ya da daha önceki Kıbrıs Türklerinin liderleriyle görüşme talebine 'Kıbrıs'ta olabilir. Onun dışında tanımadığımız bir Rum yönetimiyle görüşmeyiz' cevabını almıştı. Tabi Rum lider kendi ağzında da itiraf etmiş oldu. "Evet. Ben Erdoğan'dan yine böyle bir cevap aldım." RUM LİDER NE İSTİYOR? NATO Liderler Zirvesi'nin akşam yemeğinde Avrupa Birliği'nin liderlerinin katıldığı yemekte Anastasiadis kısa bir konuşma da yaptı. Federasyon temelinde müzakerelere 2017'de bıraktı. İsviçre'deki müzakereler de kaldığı yerden devam etmek istediğini söyledi. Tabi bunu altından çok sular geçti. Çünkü, Türkiye ve KKTC artık federasyon temelli görüşmelerin olmayacağını ve iki devletli çözüm olacağını defalarca tekrarlamış oldu. Rum liderin talepleri tabi bunlarla da sınırlı değil. Bir de Maraş'ı istiyor ve Türkiye ile görüşmek istiyor. Ancak Erdoğan'dan da cevabını almış oldu. KKTC'ye geçerse ve yanında Cumhurbaşkanı Ersin Tatar olursa buluşur cevabını vermiş oldu Cumhurbaşkanı Erdoğan.

1 yıl önce

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, ABD'li Senatör Graham ile görüştü

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Büyükelçi İbrahim Kalın, ABD’li senatör Lindsay Graham'ı İstanbul'da ağırladı. Mabeyn Köşkü’nde gerçekleştirilen görüşmeye ilişkin basın açıklaması yapıldı. Açıklamaya göre görüşmede Kalın ve Graham, Madrid’teki NATO Zirvesi'nde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Joe Biden'ın olumlu bir havada gerçekleştirdikleri görüşmeden duyulan memnuniyeti dile getirdi. İkili siyasi ve ekonomik ilişkiler, terörle mücadele, savunma sanayii alanındaki iş birliği konuları, Ukrayna-Rusya Savaşı, Karadeniz tahıl sevkiyatı, Suriye, Ege-Akdeniz ve diğer bölgesel konular ele alındı. F-16'ların modernizasyonu Türkiye-ABD ilişkilerinin karşılıklı saygı ve anlayış temelinde, ortak ve stratejik çıkarların esas alındığı bir zeminde ilerlemesi gerektiği kaydedildi. Savunma sanayii alanında iş birliğinin ve F-16 konusunda ilerleme sağlanmasının iki ülkenin çıkarlarına hizmet edeceği belirtildi. Karadeniz üzerinden tahıl sevkiyatı için güvenli bir koridorun oluşturulması hususunda Türkiye’nin çabalarının takdirle karşılandığı belirtilen görüşmede, bu sevkiyatın başarıyla gerçekleşmesinin küresel gıda güvenliği açısından stratejik önem taşıdığına vurgu yapıldı. Türkiye'nin Ege'deki meşru hakları Ege ve Akdeniz konularında uluslararası toplumun Türkiye'nin meşru haklarına saygı göstermesi gerektiğinin altı çizilirken, Türkiye'nin ulusal güvenliğini, Suriye’nin toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini tehdit eden PKK/YPG ve DEAŞ dahil tüm terör örgütlerine karşı ayrım yapmaksızın kararlılıkla mücadele edilmesi gerektiği dile getirildi.

1 yıl önce

Eski belediye başkanlarıyla buluşma... Erdoğan: PKK, YPG ve FETÖ NATO kayıtlarına terör örgütü olarak girdi

Geçmiş Dönem Belediye Başkanları İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'na katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, önemli mesajlar paylaştı. Ekonomi, İsveç-Finlandiya mutabakatı, 2023 seçimleri gibi önemli konulara değinen Erdoğan'ın konuşması şöyle: Sizlerle burada bir arada gelmekten duyduğum memnuniyeti ifade etmek istiyorum. Sizler belediye başkanlığı dönemindeki eserlerle adlarını tarihe yazdırmış kadrosunuz. İnşallah birlikteliğimizi son nefesimize kadar sürdüreceğiz. Şu anda karşımızdaki muhteşem tablo kolayca oluşmadı. Kardeşlerimin kimileriyle çeyrek asrı geçen en yenisiyle 10 15 yılı geride bırakan mücadelemiz var. Ülkemize kazandırdığımız nice yatırımın mutluluğunu yaşadık. Nice badireleri aştık. Nice saldırılara birlikte göğüs gerdik. Sıfatlar makamlar gelir geçer, gurur verici yaşanmış hakikatler bizimle kalır. Dünyada pek az lidere böylesine köklü kaliteli kadroyla yol yürümek nasip olmuştur. Şahsıma sizler gibi çalışma arkadaşları nasip ettiği için Rabbime hamdediyorum. İSTANBUL VE ANKARA VURGUSU Önce şehirlerimizi geliştirdik ardından 81 vilayeti ile tüm ülkede tarihi dönüşümü yaşattık. AK Parti'yi kuranda iktidara getiren de girdiği her mücadelede yanında duran milletimizdir. Yerel kalkınma başlıyor sloganıyla girdiğimiz seçimden 1750 belediye başkanlığını kazanmıştır. En son 2019 seçimlerinde gücümüzü bir kez daha gösterdik. İstanbul, Ankara başkanlık nezdinde kaybedilmesinden üzüntü duyuyorum. Meclislerini biz kazandık. Meclisle beraber güçlüyseniz o belediyede gücünüz farklı olur. Bu şehirlerdeki seçimleri rakiplerimiz birleştiğimiz için kaybedildiği gerçektir. DODURGA SEÇİMLERİ Buna rağmen kayıplarımızı ilk fırsatta telafi etmekte kararlıyız. Milletimiz bunları görüyor. Dodurga seçimleri anadolu irfanının göstergesi olarak siyasi tarihimizde yerini aldı. Muhalefet partileri 146 oyda kalırken Dodurga yüzde 87'lik oranla kazanılmıştır. Sınırlı seçim sonucu ölçü değildir. Fikir verecek tablo olduğu açıktır. Bu seçimde farklı sonuç çıksa ortalığı birbirine katacak olanların başını nasıl kuma gömdüğünü görüyorsunuz. Ülkemizde siyasi değerlendirmeler konusunda akıl ve vicdan bir kenara bırakılmıştır. Ülkenin kazanımlarından bize fayda getireceğinden üzüntü duyan bir güruh peydah oldu. Bu güruhu manda ve himaye taraftarlığı diye ifade edilenlerden tanıyoruz. Ülkeyi bu emperyalist uşaklarına bırakmayacağız. Ülkemizin belediyelerle başlatırsak son 30 yılına damga vuran hareket olarak bu seçimin anlamını biz biliriz. Darbeciler tetikçilerle boğuşarak geldiğimiz yer, mühimdir. Belediyeden hükümete kadar sorumluluk üstlendiğimiz her yerde gece gündüz çalıştık. "KİMSEYİ İŞSİZ AÇ AÇIKTA BIRAKMADIK" Kendi vizyonunu belirleyen bir Türkiye var. Eğitimden sağlığa ulaşımdan enerjiye kadar sahip olduğu güçlü alt yapıyla güçlü bir Türkiye var. Ülkemiz dünyanın en gelişmiş 10 ülkesi arasında yer almaya her zamankinden yakındır. Sıkıntılarımız mevcuttur. Özellikle ekonomide ortaya çıkan hayat pahalılığını iyi biliyoruz. Asgari ücretten memur ve emekli maaşlarına kadar gelir seviyelerini artırarak sıkıntıları hafifletmeye çalışıyoruz. Dünyanın resesyon eşiğinde bulunması ülkemizin büyütme esasına dayalı programı ne kadar isabetli olduğunu gösteriyor. Kimseyi işsiz aç açıkta bırakmadık. Şubat martta enflasyonu kontrol altına alarak yolumuza devam edeceğiz. Ekonomi tek belirleyici değildir. Ülkemizi nereye ulaştırmak istediğimizi anlatacağız. Türkiye'yi hak ettiği konuma ancak biz getirdik biz getirebiliriz. Karşımızdaki güruhun insanların geleceğine nasıl zarar vereceğini biz anlatacağız. "PKK/YPG, FETÖ NATO KAYITLARINA TERÖR ÖRGÜTÜ OLARAK GİRMİŞTİR" En son NATO zirvesini izlediniz. NATO zirvesinde kimlerle neyi nasıl konuştuğumuzu takip ettiniz. Eğitilip donatılan PKK'lı YPG'li FETO teröristlerin sınırlarımızda beklediğini, saldırmak için hazırlık yaptığı çok kritik bir dönemden geçiyoruz. Yavru muhalefet size sesleniyorum. NATO'nun kayıtlarına PKK YPG girmiştir hepsinden öte FETO terör örgütü olarak girmiştir. AB kayıtlarında olan PKK artık YPG FETÖ NATO kayıtlarına girmiştir. Biz gerek NATO genel sekreterine bizim kırmızı çizgimizdir dedik. Bu kayıtlara girecek girmediği takdirde biz imza atmayız dedik. Kabul etmek zorunda kaldılar. Öyle Türkiye'de ileri geri konuşmanın anlamı yoktur. NATO'nun şu anda kayıtlarını açarsanız bunları görürsünüz. Gizli bir şey kalmadı. NATO zirvesinde 3 dakikada Türkiye’deki teröristlerin İsveç Finlandiya Almanya'da nasıl cirit attığını ekranda gösterdik. 2023 MESAJI 2023 seçimleri bir anlama hassasiyete sahiptir. Bu seçim kırgınlıkla hareket edilecek bir seçim değildir. Artık kaybedecek çok şeyimiz var. Eskiden tek bedel sahip olmadığımız özgürlüktü. Şimdi ise yanlış bir tercih durumunda yerimizi ve bu fırsatı tehlikeye atmış olacağız. Bizim hakikati dile getirdiğimiz her yerde muhalefetin yalanlarıyla insanları zehirlemeye çalışacağını unutmamalıyız.

1 yıl önce

İsveç'teki PKK/YPG yandaşları panikte! NATO üyeliği için verilen 'tavizlere' tepki gösterdiler

İsveç, Finlandiya ve Türkiye ile imzaladığı memorandumla NATO üyeliği için terör örgütlerine taviz vermeyeceğini beyan etmişti. Paniğe kapılan İsveç'teki PKK/YPG yandaşları başkent Stokholm'de gösteriler düzenledi. Norra Bantorget Meydanı'nda toplanan terör örgütü yandaşları, İsveç Parlamentosu önüne kadar yürüdü. Terör örgütü PKK/YPG'yı simgeleyen paçavraları açan örgüt yandaşları, İsveç'in NATO'ya girmemesini talep etti. Terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın fotoğrafını da taşıyan göstericiler İsveç'ten Türkiye'ye verdiği tavizleri geri çekmesini istedi. Terör örgütüne destek sloganları atan göstericiler İsveç Başbakanı ve Dışişleri Bakanına da tepki gösterdi.

1 yıl önce

Slovenya Cumhurbaşkanı Pahor: Şükürler olsun ki Türkiye bir NATO ülkesi

Slovenya Cumhurbaşkanı Borut Pahor, Batı dünyasının Kırım'ın ilhakına tepki göstermeyerek hata yaptığını belirterek "Bence Kırım'ın ilhakından sonra bir hata yaptık. Ortada birtakım yaptırımlar vardı, doğru ama o kadar. Radikal bir yaptırım paketi değildi. Bu, (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin için istediğini yaptığında önemsiz sonuçlar alabileceğini gösteren yanlış bir sinyal oldu." dedi. Resmi ziyaret kapsamında Ankara'ya gelen Pahor, ikili ilişkiler, bölgesel konular ve küresel gelişmelerle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Pahor, 13. Büyükelçiler Konferansı'nda yaptığı konuşmada kullandığı, "AB ve Batı, Ukrayna'daki savaşın yükünü taşımalı ve bu problemleri çözmek için adım atmalı." ifadelerine açıklık getirdi. Batı'nın savaş karşısında gösterdiği birlik ruhunun kendisini mutlu ettiğini ifade eden Pahor, "Bence Kırım'ın ilhakından sonra bir hata yaptık. Ortada birtakım yaptırımlar vardı, doğru ama o kadar. Radikal bir yaptırım paketi değildi. Bu, (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin için istediğini yaptığında önemsiz sonuçlar alabileceğini gösteren yanlış bir sinyal oldu. Bu nedenle 24 Şubat'ta bu yanlışı tekrarlamamak istedik." diye konuştu. Pahor, Ukrayna savaşının başlamasıyla Rusya'ya karşı daha sert yaptırım paketlerinin uygulamaya konduğuna işaret ederek "Daha sert yaptırım paketi ortaya koyduk ve birliğimizi koruduk. Doğru, bu ifadeleri (Konferanstaki ifadeleri) kullandım. Burada omuzlarımızda büyük bir yük var ama dayanışma içindeyiz." değerlendirmesinde bulundu. Ukrayna'nın Batı tarafından yalnız bırakılmadığını da söyleyen Pahor, "Başkan Putin bizim böyle olacağımızı beklemiyordu." dedi. Pahor, kendisinin de Putin'den savaş kararı beklemediğini belirterek "Şaşırdım ve hayal kırıklığına uğradım çünkü bir Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak Putin'le daha iyi ilişkilere sahip olmak için çok çalıştım." diye konuştu. Ukrayna'nın Rusya karşısında yalnız bırakılmaması için Batı'nın elinden gelen her şeyi yapması gerektiğini de kaydeden Pahor, şunları söyledi: "Yardım etmeli ve adil barışın sağlanması için gözü açık olmalıyız. Şu noktada böyle bir barışın olacağını sanmıyorum ama olacak. Umarım yakın zamanda olur. Şu an sadece Ukrayna'nın, Ukrayna hükümeti ve Cumhurbaşkanının siyasi iradesini takip etmeliyiz. Ancak fırsat ortaya çıktığında da adil bir barış imkanını kaçırmamalıyız." "BAZI ÜLKELER RUSYA'NIN DİREKT BASKISI ALTINDA" Pahor, savaş karşısında birlik olduklarını vurgulayarak "Bu, şu an yapabileceğimiz tek şey. Elimizde çok fazla seçenek yok. Ukrayna hükümetine, Cumhurbaşkanına ve halkına nihai hedefimiz olması gereken adil barış yolunda bu saldırganlık karşısında egemenliklerini korumaları için destek vermeliyiz. Daha sonrasında da iki tarafı da çabalarını barışçıl bir şekilde bu sorunu çözme konusunda ikna etmeliyiz." değerlendirmesinde bulundu. Balkanlar'ın da benzeri çatışmalardan çok çektiğini ifade eden Pahor, NATO ve AB'deki muhataplarının dikkatini uzun zamandır Batı Balkanlar'da yaşananlara çekmeye çalıştığını söyledi. Pahor, "Bazı ülkeler Rusya'nın direkt baskısı altında." diye konuştu. Sırbistan'ın, Batı Bloku'nun ve AB'nin yaptırımlarını uygulayıp uygulamama konusunda büyük baskı altında olduğunu vurgulayan Pahor, Sırbistan'ın AB üyelik sürecinin sürdüğünü hatırlatarak Batı Balkan ülkelerinin AB'ye katılım sürecinin hızlandırılması gerektiğini savundu. Pahor, Sırbistan da dahil, tüm ülkelerin hangi tarafta durduğunu göstermesi açısından da AB üyeliğini önemsediğini belirterek "Eğer Sırbistan diğer tarafta durmayı seçerse Bosna Hersek'teki Sırp Cumhuriyeti'nin geleceği de farklı bir ivme kazanabilir." dedi. Tüm Batı Balkan ülkelerini en kısa zamanda AB'de görmek istediğini belirten Pahor, "Tek çözüm, AB üyelik sürecini hızlandırmaktır. Bence AB daha fazlasını yapmalı. Benzeri bir süreci Kosova ile Sırbistan ilişkilerinde de görüyoruz, seçimlerin endişeyle beklendiği Bosna Hersek'teki bazı etnik gruplar arasındaki gerilimde de. Uzun vadede bu sorunların çözümü için tek yol AB üyeliği sürecini hızlandırmaktır." ifadelerini kullandı. "NATO BEKLEMEYE DEVAM EDERSE BATI BALKANLAR DAHA FAZLA RUSYA'YA MARUZ KALIR" Pahor, Bosna Hersek'in NATO'ya katılımında da benzeri bir hızlandırmanın olması gerektiğini belirterek şöyle devam etti: "Bosna Hersek'in bir sonraki NATO üyesi olmasını arzu ediyorum. Bosna'nın NATO üyeliği Batı Balkanlardaki gelişmelerdeki değişikliğin yaşanması için önemli." Bosna Hersek'e yıl sonuna kadar AB'ye aday ülke statüsü verilmesi için de çalıştığını kaydeden Pahor, Kuzey Makedonya ve Arnavutluk'un müzakerelere başlamasının ise Batı Balkanlar için önemine vurgu yaptı. Pahor, Batı Balkanlar'da problemler kadar fırsatlar olduğuna da dikkati çekerek "Bölge ya bir tarafa ya da diğer tarafa gidecek. Bu noktada NATO'nun yapacakları büyük önem taşıyor. Eğer beklemeye devam ederse Batı Balkanlar daha fazla Rusya'ya maruz kalır ve problemler ortaya çıkabilir." diye konuştu. "ŞÜKÜRLER OLSUN Kİ TÜRKİYE BİR NATO ÜLKESİ" Türkiye'nin stratejik önemine de değinen Pahor, 2011 yılında Türkiye ile Slovenya arasında imzalanan Stratejik Ortaklık Belgesinin iki ülkenin birbirine verdiği öneme işaret ettiğini söyledi. Pahor, Türkiye ile AB arasında müzakerelerin sürdüğünü hatırlatarak "Şu an biraz yavaş ilerlediğini biliyorum. Yine de Türkiye'yi bize olabildiğince yakın tutmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Şu an Türkiye ile Brüksel arasında çok iyi ilişkiler var. Cumhurbaşkanınız ve hükümet, Ukrayna ve Rusya arasında arabuluculuk konusunda mükemmel bir iş çıkarıyor ve bence burada sadece Avrupa için değil aynı zamanda üçüncü ülkeler için de bazı sonuçları elde ettikleri için hükümetinize ve Cumhurbaşkanına müteşekkir olmalıyız." ifadelerini kullandı. AB-Türkiye ilişkilerinin iyi düzeyde olmasını desteklediğinin de altını çizen Pahor, "Türkiye çok önemli. Jeopolitik olarak da çok önemli. Şükürler olsun ki Türkiye bir NATO ülkesi. Türkiye, İsveç ve Finlandiya'nın iki ülkenin üyeliği konusunda bir mutabakata imza atmış olmasını da NATO'nun geleceği açısından önemsiyorum." değerlendirmesini yaptı. Pahor, tarafların farklı görüşlere sahip olsa da iyi ilişkileri sürdürmesi gerektiğini kaydederek,"Türkiye'nin rolünü küçümsemiyorum. Kimse Türkiye'nin rolünü küçümsemiyor. Demokrasi, hukuk ve özgür medyayla ilgili bir tartışma var ancak bu sadece Türkiye ile AB arasında bir tartışma değil aynı zamanda AB içinde de bir tartışma konusu." dedi. Huzur içindeki bir Avrupa için adil paylaşımın önemli olduğuna da dikkati çeken Pahor, Türkiye'nin de bu paylaşımı hak ettiğini vurguladı. "BELGRAD İLE PRİŞTİNE ARASINDA YAPILACAK BİR BARIŞ ANLAŞMASI SADECE İKİ ÜLKEYİ DEĞİL TÜM BÖLGE İÇİN ÖNEMLİ" Pahor, Kosova ve Sırbistan arasında yaşanan gerilim gibi bazı ülkeler arasında çözülmemiş sorunların tüm tarafları memnun edecek şekilde çözme konusunda ise şunları söyledi: "Kosova ve Sırbistan arasında diyaloğu en başından beri destekliyorum. Zor bir konu ancak şu an taraflar arasında çok büyük bir güven sorunu var. İki tarafla da temas halindeyim ve bu güven eksikliğiyle ne kadar zor olduğunu görüyorum. Yakın zamanda daha da büyümesinden korktuğumuz bir olay yaşandı. Güçlü bir diyalog yoksa bu tarz tansiyonu yükseltebilecek olayların yaşanma riski de her zaman olur. Şu an güçlü bir diyalog yok. Ben tarafları ellerinden gelenin en iyisini yapmak için teşvik etmeye çalışıyorum çünkü Belgrad ile Priştine arasında yapılacak bir barış anlaşması sadece iki ülkeyi değil tüm bölgenin barış ve istikrarı için de önemli." Pahor, Batı Balkanlarda diyaloğu artırmak için Brdo-Brijuni sürecini başlattıklarını anımsatarak, şunları söyledi: "Eylül ortasında Slovenya, Hırvatistan, Sırbistan, Kosova, Bosna Hersek, Kuzey Makedonya, Karadağ ve Arnavutluk liderleri buluşacak. Şu ana kadar hepsi katılımını bildirdi. Burada bir uzlaşma ve Batı Balkanlar'ın barış ve güvenliğini sağlamak için elimden gelenin en iyisini, AB ile müzakereleri en hızlı şekilde sürdürme arzusuyla yapacağım."

1 yıl önce

İsveç’ten Türkiye açıklaması: Türkiye ile NATO anlaşmasının şartları yerine getirilecektir

İsveç, Türkiye'nin İsveç'in NATO üyeliğine yönelik itirazlarının üstesinden gelmek için Ankara ile üzerinde anlaşılan mutabakat zaptı koşullarına uyacak. Başbakan Magdalena Andersson, düzenlediği basın toplantısında ülkesinin Türkiye ile anlaştığı mutabakat zaptı maddelerine uyacağını açıkladı. Andersson ayrıca geçen hafta yapılan dolandırıcılık nedeniyle aranan bir kişinin Türkiye'ye iade edilmesi adımının öneminin altını çizerek kararın İsveç ve uluslararası hukuka göre verildiğini ve bu şekilde çalışmaya devam edeceklerini söyledi.

1 2 ... 7 8 9 10 11 12 13 ... 17 18