16 Nisan Salı 2024
3 yıl önce

Fransız milletvekilinden Macron yönetimine tokat gibi yanıt! "Laiklik, Müslümanlara nefretini kusmak için bahane değil"

ap, avrupa parlamentosu, fransa, milletvekili, manon aubry, fransa cumhurbaşkanı emmanuel macron, islam karşıtı, laiklik, nefret, kin, mide bulandırıcı

3 yıl önce

Can Ataklı’dan Erdoğan’a nefret dolu sözler: “Tayyip Erdoğan’ın gitmesi için çok büyük bir halk öfkesinin olması lazım”

Gazetesi Can Ataklı'dan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında nefret dolu sözler sarfetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın görevi bırakması için büyük afetlerin yaşanması gerektiğini savunan Ataklı, “Tayyip Erdoğan’ın gitmesi için çok büyük bir halk öfkesinin olması lazım” dedi

2 yıl önce

Dışişleri Bakanlığı'ndan 'nefret söylemiyle birlikte mücadele' çağrısı

Dışişleri Bakanlığı'nın Twitter hesabından 10 yıl önce Norveç'te gerçekleşen ve 77 kişinin hayatını kaybettiği saldırıyla ilgili bir açıklama paylaşıldı.  Açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "10 yıl önce bugün Norveç'in başkenti Oslo'nun merkezinde ve Utoya adasında, yabancı düşmanlığı, ırkçılık ve İslam karşıtlığı adına bir terörist, 77 insanı hunharca katletti. Bu caninin nefret söylemine ve her türlü ayrımcılığa karşı hep birlikte mücadele etmeliyiz." Ne olmuştu? Norveç'te 2011 yılında Oslo'daki başbakanlık binası önünde bir bombalı saldırı gerçekleşmiş, kısa süre sonra ise Utoya adasında bir siyasi partinin yaz kampına silahlı saldırı düzenlenmişti. Düzenlenen iki saldırıda 77 kişi hayatını kaybetmiş 242 kişi ise yaralanmıştı. Saldırıları düzenleyen Anders Behring Breivik, Norveç'i Müslümanlardan korumak için saldırıların gerekli olduğunu savunmuştu.

2 yıl önce

Göçmenlere karışı nefret söylemin geldiği son nokta! İnsanlığımızdan utandık

Göçmenlere karışı nefret söylemin geldiği son nokta! Türk milletinin örf, adet, anane ve kültürüne uymayan görüntüler… Günlerdir sosyal medya üzerinden CHP, İyi Parti ve bir takım haber sitelerinin (aykırı, ajansmuhbir, t24, onedio vb) göçmenlere karşı yürüttüğü linç kampanyasının geldiği noktada insanlıktan utandıran görüntüler ortaya çıktı. Bir otomobil sürücüsü yolda durdurduğu Suriyeli iki gence durup dururken ağza alınmayacak küfürler etti. O anları kameraya kaydedip sosyal medyadan takdir almak için yayınladı.

2 yıl önce

Yunanistan yine manipülasyon peşine düştü: Bu kez devlet desteğiyle nefret kokan film çektiler

Tarihi gerçekleri saptırarak dünya kamuoyunu manipüle etmeyi âdet haline getiren Yunanistan'da skandal bir film vizyona sokuldu. Yunan ordusunun 1919'da yakıp yıkarak, kan dökerek işgal ettiği Türk topraklarında yaşattığı mezalimi yok sayan ve Mustafa Kemal Atatürk komutasındaki Türk ordusunun 9 Eylül 1922'de Yunan ordusunu topraklarından atması nedeniyle Türk milletini kötüleyen Yunan filmi tepkilerin odağı oldu. TARİHİ GERÇEKLİKTEN UZAK Devlet destekli "Sevgili İzmir" filmi Batı Trakya Türkleri başta olmak üzere birçok kesimden eleştiri topladı. Sabah'ın haberine göre, Rodos, İstanköy ve Onikiada Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Prof. Mustafa Kaymakçı, filmin iki ülke arasında dostluğa değil, düşmanlığa hizmet ettiğini ve Yunan halkını da gerçeklikten uzaklaştırmak amacıyla çekildiğini söyledi. Filmdeki tarihi gerçekleri saptırma çabasının bir kanıtı olarak Yunan araştırmacı- gazeteci yazar Tasos Kostopulos'un "1912-1922 Savaş ve Etnik Temizlik" adlı kitabını anımsatan Kaymakçı, "Kitapta Yunan askerinin Anadolu'da işlediği cinayetler, gerçekleştirdiği barbarlıklar, tanıkların ifadeleri ve belgelerle kaleme alınmış. Yunan ordusunun işgal sırasında yaptığı her türlü mezalimi örtmek için suçu Türklere atmak ve tarihi saptırmak doğru değil" dedi. Yunanlıların yaşattıkları acıların hâlâ unutulmadığını ifade eden Kaymakçı, "Türkiye'nin işgal süresince ödediği bedel, bugün dahi izleri silinmeyecek ağırlıkta olmuştur" ifadelerini kullandı. BEYHUDE BİR GAYRET Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, beraberindeki komutanlarla bakanlığın Madalya, Başarılı Birlik ve Personelin Ödüllendirilmesi Töreni'ne katıldı. Akar, Yunanistan'ın son dönemdeki silahlanma çalışmalarına ilişkin, "Türkiye'ye üstünlük sağlamaya çalışıyorlar. Bu beyhude bir gayrettir" dedi.

2 yıl önce

İBB İnanç Masası çalışanı Fatma Yavuz’dan inciler: “Atatürk’ten nefret ediyorum, ülkücüler hırsızdır, Türkler soykırım yapmıştır”..

İBB’de skandalların ardı arkası kesilmiyor. Ekrem İmamoğlu tarafından işe alınan kişilerin terör bağlantıları geçtiğimiz hafta Türkiye gündemini sarsmıştı. PKK elebaşı Öcalan’ın talimatıyla kurulan DİAYDER üyelerinin İBB Mezarlıklar Müdürlüğü’nde işe başladığı ortaya çıkmış ve İmamoğlu’nun da DİAYDER’i ziyaret ettiği görüntüler ifşa olmuştu. PKK dışında DHKP-C ve diğer sol örgüt mensuplarının da İBB’de işe alındığı iddiaları üzerine İçişleri Bakanlığı özel teftiş başlatmıştı. İBB’de çalıştığı ortaya çıkan yeni bir isim ise İmamoğlu yönetimini, hem partisi hem de Millet İttifakı içinde oldukça zor duruma düşürecek gibi görünüyor. FATMA YAVUZ KİMDİR? 14 yıl boyunca Diyanet’te Kur’an eğitmeni olarak çalıştıktan sonra İslamiyet’e aykırı söylemleri gerekçesiyle Diyanet’ten ihraç edilen Ermeni kökenli Türk vatandaşı Fatma Yavuz’un, İBB’de işe başlatıldığı ortaya çıktı. Yavuz’un Ekrem İmamoğlu ile Cuma namazı kıldığı ve ‘türbanlı çalışan’ olarak İmamoğlu’nun dini organizasyonlarına katıldığı biliniyor. İBB İnanç Masası çalışanı olan Fatma Yavuz, belediyeye yönetici asistanı kadrosundan alınmış. TÜRK MİLLETİNE SOYKIRIM SUÇLAMASI Türk milletini sözde Ermeni ve Dersim soykırımlarını yapmakla suçlayan İBB çalışanı Fatma Yavuz’un, Türk milleti için söyledikleri ise hayrete düşürdü. Sosyal medya paylaşımlarında bir yandan Türk olduğunu ve Türkiye’yi çok sevdiğini vurgulayan Ermeni kökenli Fatma Yavuz, bir yandan da Türk milletinin tarihiyle ilgili kin dolu ifadeler kullanıyor. “ATATÜRK’TEN NEFRET EDİYORUM” Sosyal medya paylaşımlarında Atatürk’ün Dersim’de Kürtleri katlettiğini iddia eden Fatma Yavuz, Atatürk’ü sevmediğini ve hatta nefret ettiğini de sosyal medya paylaşımlarında sıkça dile getirmiş. Atatürk’ün partisi olduğunu iddia eden CHP’nin yönettiği İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde Atatürk düşmanlarının İmamoğlu tarafından işe alındığı sıkça dile getirilmişti. ÜLKÜCÜLERİ KIZDIRACAK İFADELER İBB İnanç Masası çalışanı Fatma Yavuz, ülkücülerden ve milliyetçilerden de nefret ettiğini sıkça dile getirmiş. Ermeni kökenli Yavuz’un Türklükle olan mücadelesi, milliyetçileri hırsızlıkla suçlamaya kadar gitmiş. Milliyetçileri “Bu kafa Kürtlerin türküsünü çalıp “ölürüm Türkiyem”e çevirip, hiç utanmadan onunla Kürtlere milliyetçilik satacak kadar hastalıklıdır. Yahu bari benden çaldığını geri bana satma, nasıl bir ahlaksızlıktır bu?” sözleriyle hedef alan Yavuz, ülkücü camiayı da ‘hırsız’ olarak niteliyor. İMAMOĞLU İLE CUMA NAMAZI KILMIŞ İBB İnanç Masası çalışanı Fatma Yavuz’u İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, dini PR çalışmalarında yanından hiç ayırmıyor. “İBB’de türbanlı çalışanlarımız da var” algısını Fatma Yavuz ile oluşturan İmamoğlu, Cuma namazlarını mesai arkadaşı ile birlikte kılıyor. İmamoğlu’nun İstanbul için çılgın projelerinden olan İBB İnanç Masası, dinler arası diyalog ve hoşgörü fikrine ‘hizmet’ için 2019 seçimlerinden hemen sonra kurulmuştu. Diyanet’ten ihraç edildikten hemen sonra İBB’de İnanç Masası’nda işe başlatılan Fatma Yavuz, diyalog ve hoşgörü adına pek çok ziyaret gerçekleştirmiş. PKK’LI AİLELERE YARDIM İNANÇ MASASI ÜZERİNDEN GİTMİŞ DİAYDER iddianamesinde ortaya çıkan PKK’lı teröristlerin ailelerine gıda yardımı skandalında da İBB İnanç Masası’nın adı sıkça geçiyor. Fatma Yavuz’un mesai arkadaşı Nilüfer Taşkın’ın DİAYDER Başkanı Ekrem Baran ile yaptığı konuşmalar iddianamede yer almıştı.

2 yıl önce

İnsanlıktan çıktılar! CHP’li Çetin Arık’tan göçmen doktorlarla ilgili nefret paylaşımı…

Arık yaptığı paylaşımda, “ABD ve AB ülkelerinin vatandaşları nitelikli Türk Hekimlerinin elinde şifa bulurken, Türk halkı Irak’tan Suriye’den gelenlere emanet. Yazık, gerçekten çok yazık…  ” cümlelerine yer verdi ve Türkiye’de, geçerli diplomaları ile tamamen usüle, kanuna uygun şekilde bir Aile Hekimliği Merkezinde hekimlik vazifesini yerine getiren yabancı uyruklu doktorların ismini verdi. Sosyal medya kullanıcılarından bu ırkçı yaklaşıma tepkiler büyüyor. https://twitter.com/drcetinarik/status/1492036389248057347?s=21 Tepkiler: https://twitter.com/endokardit_/status/1492060054937378827?s=21 https://twitter.com/omervesamil/status/1492126724728967170?s=21 https://twitter.com/fut9125/status/1492047995822555139?s=21

2 yıl önce

CHP’nin ırkçıları nefret kusuyor: Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş’tan skandal sözler…

Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, geçtiğimizde Suriyelilerle ilgili yapmış olduğu bir açıklamada “Hatay’daki doğumların yüzde 75’ini Suriyeli kadınlar yapıyor. Yeni doğan her 4 çocuktan 3’ü Suriyeli. Savaş psikolojisi hormonları bozmuş. 11 ayda doğum yapan, 6 yılda 6 çocuk yapan Suriyeli kadınlar var. Çoğunun 3-4 eşi var ve hepsi de çok çocuk yapıyor. Demografik yapı bizim aleyhimize gelişiyor. 12 yıl sonra belediye başkanının Suriyeli olması hiçbirimizin hoşuna gitmez” ifadelerini kullanmıştı. Bu sözler tartışma yaratmıştı. Hatta Valilik, avukat aracılığıyla Hatay başsavcılığına suç duyurusu dilekçesini iletmişti. NEFRET KUSMAYA DEVAM ETTİ Habertürkte yayınlanan Fatih Altaylı’nın sunduğu Teke Tek programına katılan Lütfü Savaş, tartışma yaratan sözlerinin gerekçelerini anlattı. Savaş’ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde: “Elimde 1 yıl önce veriler var. Son seçimde 13 bin Suriyeli oy kullandı. 2019 seçimlerinde. 2020 verilerinde oy kullanacak insan sayısı 18 bine çıkmış. Son verilere göre Yayladağ’da üçte bir Suriyeli oy kullanacağını söyledi. Suriyeliler bazı yerleşim yerlerinde isterlerse muhtarlığı kazanabilirler. Son seçimde Reyhanlı’da vatandaş olup seçime girseler rahat rahat kazanırlar. Mesele o değil, bundan sonra insanların gelecek adına plan program yapabilmesi için önünü görebilmesi lazım. Sosyolojik, psikolojik sıkıntıların bertaraf edilmesi lazım. Bunu belediye başkanı yapamaz. Hükümetle işbirliğinde yapmak lazım. Biz bizim insanımıza nasıl destek veriyorsak, onlara da destek veriyoruz. Günde 800 ton daha fazla çöp oluyor. Yeni arıtma tesisi projelendiriyoruz. İçme suyu Kırıkhan, Antakya’da değiştirdik. Trafikte beraberiz. Bunların hepsini biz çözüyoruz. “BİZ ONLARDAN 35-40 YIL İLERİDEYİZ” Bizim insanımızın istihkakı ile Suriyeli kardeşlerimizin ihtiyacına bakıyoruz. Biz Osmanlı’da tebaaydık orada sıkıntı yok. Biz onlardan 35-40 yıl ilerideyiz. Öyle olunca beklentiler, hayat tarzı, eğitim, sosyal anlayış, farklı kültürlerden geldikleri için anlaşmak zor oluyor. Onlar da gettolaşıyor, zaten kaynaşılmıyor. Bizim sayın valimiz ‘sayım yapıldı’ dedi. Muhtarların bazıları ‘bizim mahalleye Suriyeli kaydetmiyorlar’ dedi. Nüfus ileriye doğru gidiyor. Nüfusun artış şekli çok önemli. Nüfus artarken bir, iki, üç diye artmıyor, dramatik artıyor. Doğurganlık hızıyla artıyor. İdlib’ten dedikleri gibi 3 milyon göçmen gelirse işimiz çok zor. Yazın su yetiştiremiyoruz. Belediye başkanlarının kâbusu bu iş. Ben günde 20 kez hava durumuna bakıyorum. Allah’tan bu sene yağmur iyi. “ONLARDAN DOĞAN ÇOCUKLAR DA İŞSİZ KALACAK” Sosyo kültürel ve ekonomik yapısı en düşük olanlar bizde, Kilis, Gaziantep’de. Bizden iyileri İstanbul’da, İzmir’de bulunuyor. İletişimde de sıkıntı yaşıyorsunuz. Bunu çözmek, sorunları derinleştirmekten daha iyidir. Bizde bütün çocuklar okuyor. Herkes çocuğunu okuttuğu için bilgisayar ve masa istiyor. Çoğu işsiz kalıyor. Biz milli eğitim politikalarını geliştirmemiz lazım. 50 yıllık plan yapmak lazım. Şimdi her kişi devletten üç aşağı, beş yukarı yarım, çeyrek, bir maaş para alıyor. Engelli, yaşlı, hasta, bakıcı parası alıyor. Böyle olunca çalışan insan sayısı azalıyor. O ufak parayla yetiniyor. Genç de olsa kahvehaneye gidiyor. Bizim çalışmanın bir ibadet olduğunu anlatmamız lazım. Bu açığı Suriyeliler kapatıyor ama yarın onlara da yetmeyecek. Onlardan doğan çocuklar da işsiz kalacaklar. Tarım, ticaret, iş hayatında çalışacak insanları tasnif edip ona göre davranmamız lazım.”

1 2 3