25 Nisan Perşembe 2024
4 yıl önce

Sağlık Bakanı: 2-3 hafta evden çıkmamak gerekiyor, herkes kendi OHAL'ini ilan etsin

sağlık bakanı, fahrettin koca, ohal, koronavirüs

3 yıl önce

Avrupa salgında ikinci dalga tedbirlerini arttırıyor... OHAL, Sokağa çıkma yasağı seçenekler arasında

avrupa, salgın, covid-19, kovid-19, koronavirüs, ikinci dalga, tedbirler, artıyor, ohal, sokağa çıkma yasağı, ingiltere, fransa, almanya, italya, ispanya, portekiz, belçika

2 yıl önce

BBP Genel Başkanı Destici: OHAL'in uzatılmasının, Türkiye açısından gerekli olduğunu düşünüyoruz

Yeni anayasa çalışmalarına değinen Destici, "Sistemimizin hatalarını, eksiklerini gidererek daha güçlü hale getirmeliyiz. Bunun için seçim kanunumuzu, siyasi partiler yasamızı demokratikleştirmeliyiz. Türkiye'yi darbe anayasasından kurtarıp yeni, sivil ve demokratik bir anayasaya kavuşturmalıyız" ifadesini kullandı. FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Türkiye'de olağanüstü hal ilan edildiğini anımsatan Destici, "Bu bir zorunluluktu, mecburiyetti. Çünkü devlet darbecilere ve teröristlere karşı kendi varlığını korumalı, gardını almak zorundaydı. Şimdi TBMM'nin gündeminde, süresi dolan olağanüstü halin tekrar uzatılması için bir kanun teklifi görüşülüyor." diye konuştu. Kanun teklifine HDP ile CHP'nin komisyonda ret oyu verdiklerini anlatan Destici, şöyle devam etti: Köy korucuların aldığı ücret HDP'yi rahatsız eder. Çünkü HDP, PKK belli bir dönem direkt köy korucularını hedef aldı. Onların ailelerine saldırdı, onları şehit etti. Direklere astıkları günleri unutmayalım köy korucularımızı. HDP bundan rahatsız olur, çünkü PKK'nın partisi. Peki CHP niye rahatsız oluyor? 2020 yılında depremde zarar gören bölgelere ve vatandaşlara destek. Buna neden 'hayır' deniliyor? Bir torba yasa olduğu, toptan sadece OHAL uzatıldığı için hepsine karşı çıkılıyorsa, bu pekala komisyonda ayrışabilir. 'Şu maddeye karşıyız, bu maddenin yanındayız' denebilir. Genel kurulda da aynı şekilde bir tavır gösterilebilir. BBP olarak korucuların asgari ücret altında maaş almasını doğru bulmuyoruz ve yasanın bu bölümünü destekliyoruz. Depremden ve doğal afetlerden etkilenen vatandaşlarımızın desteklenmesinin de sonuna kadar yanındayız. OHAL kanunlarının uzatılması meselesine gelince. Bunun da Türkiye açısından gerekli olduğunu düşünüyoruz.

2 yıl önce

AK Parti’den ekonomik OHAL iddialarına yanıt: Saçma sapan bir iddia

AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, CNN Türk canlı yayınında Dicle Canova'ın gündeme dair sorularını yanıtlıyor. Kurtulmuş'un açıklamalarından satır başlıkları şöyle: ASGARİ ÜCRET NE KADAR OLACAK VE NE ZAMAN AÇIKLANACAK? Çalışma Bakanlığımız beklentileri tespit etti. Nihayetinde müzakere sonucudur. Herkesi tatmin edecek, hakkaniyetli bir Asgari Ücret tespiti olacaktır. 4 BİN TL ÜSTÜ MÜ? Bunu tam olarak söylemek mümkün olmaz. Beklentiler çerçevesinde bunu belirleyeceğiz. İnşallah herkesin tatmin olduğu bir rakam olacak. Benim de gönlüm geçen senekinin üstü ama reel rakamları konuşmak lazım. İşçi kesiminin de taleplerini karşılayacak bir asgari ücret ortaya çıkacaktır. EKONOMİK OHAL İLAN EDİLEBİLİR İDDİASI Saçma sapan iddiadır, böyle bir şey söz konusu olamaz. Serbest pazarın koşullarından taviz verilmeden devam eder. Ancak bugün de bir operasyondan bahsediliyor, stokçuluğa karşı ortada dolaşanlara karşı da hükümet her türlü tedbiri alır. Kimsenin aklından OHAL geçmesin.

2 yıl önce

MHP lideri Bahçeli'den 'ekonomik OHAL' tepkisi: Gafilliktir, şuursuzluktur

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi’nin TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmesi esnasında özellikle zillet ittifakı partileri vasıtasıyla sahnelenen ilkesiz, iradesiz ve itibarsız görüntüler milletimizi derinden yaralamıştır. Bu süreçte CHP, HDP, İP ve diğer marjinal partiler arasındaki ilişki, irtibat ve ittifak ziyadesiyle billurlaşmış ve bilenmiştir. TBMM’ni terörize etmek, olay çıkarmak, kavga ve dövüş ringi haline getirmek maksadıyla arkası önü hesaplanmış planlı bir tahrik kampanyası devamlı surette tırmandırılmıştır. Bilhassa CHP ile HDP sözde Kürdistan ortak paydasında buluşmuşlar, Türkiye karşıtlığında birleşmişler, milli irade karşısında tecessüm eden husumet cephesine girmişlerdir. Nitekim TBMM Genel Kurulu’nda demokrasi ayıpları, ahlak kayıpları, akıl tutulmaları, devlete ve millete meydan okuyan küstahlıklar zincirleme şekilde cereyan etmiştir. Birbiri ardına tetikledikleri skandallarla Gazi Meclisi’mizi sabote eden muhalefet partileri ülkemizin demokratik imajına ve hukuk prestijine zarar vermekle kalmamışlar, bütçe müzakerelerinin saygınlığına da gölge düşürmüşlerdir. TBMM’nin bir asrı aşan şerefli mazisinde böylesi bir karanlık tablo hiç görülmemiş, hiç yaşanmamış, hiç var olmamıştır. Türkiye sahip olduğu beşeri cevher, ekonomik kapasite, diplomatik kabiliyet, tarih ve kültür hazinesi, potansiyel güç ve jeopolitik müktesebatla büyüklüğünü her saha ve zeminde göstermiş bir ülkedir. Hiçbir sorunumuz çaresiz ve çözümsüz değildir. Ancak zillet ittifakının yegane propaganda retoriği yıkım edebiyatıdır. Hayatın olağan akışına, hadiselerin Film şeridi gibi geçişine ne bir yorum, ne bir teklif, ne de sağduyulu ve sorumlu bir fikir getiremeyen bu çürümüş siyaset ittifakı Türkiye’nin en ciddi talihsizliği ve rahatsızlığıdır. KILIÇDAROĞLU'NUN ADAYLIK AÇIKLAMASI Maalesef Türkiye aylardır, zillet ittifakının meçhul ve müphem “Cumhurbaşkanı adayı” üzerinde devam edegelen fuzuli tartışmalarla meşgul edilmektedir. Sivriltilmeye çalışılan sipariş isimler etrafında yoğunlaşan adaylık karmaşasının esasen taktik bir siyaset kurnazlığı olduğu da gözümüzden kaçmamaktır. Buna rağmen zillet ittifakının cumhurbaşkanı adayını belirlemeye, CHP Genel Başkanı’nın iddia ve ifade ettiğinin aksine, ittifakı oluşturan partilerin genel başkanlarının mezun olmadığı açıktır. Hala ve henüz zillet partilerinin sırtını yasladıkları efendilerinden bir aday işareti alamadıkları ortadadır. CHP Genel Başkanı ne kadar heveslense de, ne ölçüde heyecanlanıp iki de bir “İttifak kabul ederse cumhurbaşkanı adayı olmaktan gurur duyarım” dese de çabaları beyhudedir; çünkü bu sakil zihniyet karar ve irade haysiyetini çoktan yabancı güçlere devretmiştir. Zillet ittifakının ruhu ve ruhsatı Türkiye düşmanlarının eline geçmiştir. Anlaşılan odur ki, cumhurbaşkanı adayının hüviyeti çerçevesinde bilinçli ve sistematik bir arayış canlı tutulmaktadır. İsimleri kamuoyunda parlatılan genel başkanlar ve belediye başkanları ise alttan alta polemikleri kaşıyıp kamçılamaktadır. Türk milleti böyle bir gergin atmosfere mahkum ve müstahak görülemeyecektir. Türkiye’nin geleceğine dair en küçük hazırlıkları, dişe dokunur bir tane projeleri bulunmayanların cumhurbaşkanı adayının kimliği ve kişiliğiyle ilgili gündem oluşturma, bunu da sürekli sıcak tutma gayeleri milletimize karşı saygısızlık, aynı zamanda ağır bir kusurdur. CHP Genel Başkanı’nın İP Başkanı’na Başbakanlığı layık görmesi, İP Başkanı’nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nı ikinci Fatih’e benzetip yüzünde Rabbi Yesir gördüğünü ileri sürmesi birbirine kumpas hazırlayan, birbirinin kuyusunu kazan zillet partilerinin traji komik hallerine ve hezeyana batmış siyasi tükenişlerine bariz delildir. "CHP VE YEDEKLERİ KRİZ İÇİNDEDİR" Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde fiilen ve hukuken bulunmayan Başbakanlık makamına ittifak ortağını yakıştıran ve uygun bulan Kılıçdaroğlu hem muhatabıyla alay etmekte, hem de dipsiz bir uçuruma itmektedir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde işe alınan terör örgütleriyle irtibat ve iltisakı olan militanlar hakkında İP Başkanı’nın sessiz kalması ise bir başka rezalet, işlenen suça bir diğer ortaklıktır. CHP ile İP’in yabancı büyükelçilerle veda ziyareti bahanesiyle seriye bağlanan kuşkulu görüşme trafiği Türkiye’nin aleyhine tezahür eden dış tahkim ve desteğin bir bakıma tescili şeklinde ele alınmalıdır. Milli iradeden umudunu kesen bu partilerin yabancı ülkelerin himayesine özlem duymaları gayri milliliğin ulaştığı hazin boyutları göstermesi bakımından ibretliktir. İP’in yöneticileri tarafından Kılıçdaroğlu’na yönelik “kazanamaz, o halde aday olmamalı” mesajları da misilleme siyaset hamleleri şeklinde okunmalıdır. CHP ve yedekleri kriz içindedir. Türkiye’ye verecekleri hiçbir şey de yoktur. Aklıselim iflası yaşayan zillet ittifakının dağınıklığı ve terör örgütleriyle yakınlığı kabul edilemeyecek bir güvenlik sorunu olarak karşımızdadır. Terörist Demirtaş’ın kardeşi tarafından tezkere kararı nedeniyle övülen, PKK’nın takdirini kazandığı itiraf edilen CHP’nin siyasi rant uğruna her değeri ayaklar altına alması, bu çerçevede şeytanla bile görüşmeye ve uzlaşmaya hazır olması tek kelimeyle utanç vesikasıdır. Diğer yandan Türkiye ekonomisiyle ilgili asılsız ve mesnetsiz açıklamaların, muhalefet saflarına döviz fiyatlarını dahil etme izansızlıklarının tarihi bir hata olduğunu yakında herkes görecektir. İşgal girişimiyle yapılamayan, darbe teşebbüsüyle başarılamayan, terör saldırılarıyla ulaşılamayan hain süreç ekonomik saldırılarla, toplumsal hareketlenmelerle tamamlanmak istenmektedir. Türkiye’nin ekonomik ve siyasi çöküş senaryosunu kaleme alanların, erken seçim dayatmasının gerekçelerini imal ve ikmal etmeyi amaçlayan iç ve dış çıkar gruplarının milli hassasiyetlerimize ve milletimizin hürriyet haklarına vahim bir cephe açtıkları vicdanı olan her insanımızın malumudur. Bu cephe fitneyle bezenmiş, anti demokratik ve faşizan eğilimlerle temellendirilmiştir. Türk milletinin bu oyuna düşmesi, dış bağlantılı bu anafora batması hayal mahsulü bir beklentidir. Yönetilemeyen bir Türkiye algısının yerleştirilmesinin köşe taşlarını döşemek için geceli gündüzlü nifak nöbetine girenler, Biden lobisinin ivmesiyle hedeflenen iktidar değişiminin bir an evvel sağlanacağına sabitlenmişlerdir. Bu vahim bir kumardır, bedeli de çok ağırdır. Joe Biden’in seçilmeden önce demokratik kanallardan Türkiye’de yönetimin el değiştirilmesi gerektiğini ifşa etmesi nihayetinde alçak bir siyasi ihale olarak zillet partileri tarafından benimsenmiştir. Ne var ki, son günlerde ABD’de silahlı isyan çıkacağına dair uyarılar, bu ülkede demokrasinin 2024 yılında rafa kalkacağı yönündeki değerlendirmeler, yanlış hesap içine girenlerin başına nelerin gelme ihtimalini de gözler önüne sermiştir. ABD yönetimi, Türkiye’den önce kendi siyasi birliğine kafa yormalı, zayıflayan toplumsal huzur ve barış iklimini muhafaza etmek için emek ve mesai harcamalıdır. Türkiye’de iktidarı belirleme hak ve yetkisi sadece ve sadece büyük Türk milletidir. Bunun dışında her yol gayri meşrudur, darbeciliktir, kanunsuzluktur, sonuna kadar mücadele edeceğimiz şerefsiz bir kalkışma sayılacaktır. Mutlaka da başı ezilecektir. Hiçbir ahlaki ve ekonomik temeli olmayan fiyat ve döviz kuru artışlarıyla ülkemizi teslim almaya, siyasi ve sosyal çalkantıların fitilini tutuşturmaya çalışan mihraklara bedeli ne kadar ağır olsa da taviz vermek tarihi haklarımızdan vazgeçmek manasına gelecektir. FETÖ, PKK, DEAŞ’la mücadele kararlılıkla ve kesintisiz devam ettirilmeli, bunların ve destekçilerinin ekonomimize karşı menfur komplolarına elbirliğiyle, aynı şekilde milli seferberlik anlayışıyla karşı koyulmalıdır. İsveç hükümetinin YPG’ye 376 milyon dolar para yardımı sözü vermesi da uluslararası hukukun ihlali, iki ülke arasındaki diyalogların inkarı, insan haklarının imhası, terörizmin kanlı emellerine iğrenç bir ikramdır. 'EKONOMİK OHAL' TEPKİSİ Ayrıca ekonomideki konjoktürel gelişmeleri ve isabetli politika tercihlerini çarpıtıp OHAL’den bahsetmek gafilliktir, şuursuzluktur. Yükselen, toparlanan ve dengeye gelen Türkiye ekonomisinde olağanüstü hiçbir şey yoktur. Geleceğe güvenle bakmak varken, makroekonomik parametrelerle ilgili cahilce polemikler yapmak yalnızca krizseverlere hizmet, yalnızca Türkiye’nin düşmesini gözleyenlere himmettir. Türkiye büyüyen, güçlenen ve zenginleşen bir ülkedir. Dönemsel sorunlar geçicidir, kısa süre sonra her şey eskisinden daha iyi olacaktır. Dünyanın dört bir tarafı kaynarken, çevremiz kuşatma altındayken, Türkiye’nin iç cephesini düşürmeye, kaleyi yıkmaya azmetmek vatana ve millete ihanetle eşdeğer bir aymazlıktır. Rusya-Ukrayna arasındaki gerilimler, Kıbrıs sorunu, Balkanlar’daki anlaşmazlıklar, güney sınırlarımıza mücavir alanlardaki stratejik hesaplar ve düşmanca hedefler devamlı tetikte ve teyakkuzda olmamızı gerektirmektedir. Bu kapsamda istiklal onurumuza, istikbal haklarımıza adam gibi destek veremeyenlerin cumhurbaşkanı adayı falı açmaları, yeniden parlamenter sistem istekleri ve üstelik ekonomik meseleleri provoke etme sinsilikleri ters tepecek, aziz Türk milleti bu hesabı zillet faillerinden tek tek soracaktır. Seçimlerin yapılacağı 2023 yılı Haziran ayı milli diriliş ve milli birliğin zaferini müjdelemektedir. Türkiye’nin geleceğini dış güçler, zillete düşmüş siyasi zihniyetler değil, Türk milleti tayin ve temin edecektir. Bunun dışında her şey felakettir ki, buna seyirci kalmamız, vahim gelişmeleri ağırdan almamız mümkün olmayacaktır.

1 yıl önce

AYM Başkanı Zühtü Arslan: OHAL KHK'larının denetlenmediği iddiası doğru değildir

Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, "OHAL KHK'larının denetlenmediği iddiası doğru değildir. Aynı şekilde bireysel başvuru da Anayasa Mahkemesi baştan itibaren OHAL tedbirlerini denetlemektedir." ifadelerini kullandı.

1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Depremde yaşanan 10 ilde 3 ay sürecek OHAL kararı aldık

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları şu şekilde; Hali hazırda 53 bin 317 arama kurtarma görevlimiz ile destek personelimiz enkaz bölgesinde çalışıyor ve yurt dışından gelen ilave ekiplerle bu sayı her geçen saat daha da artıyor. Depremden kurtulan felaketzedelerin tüm ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik tedbirleri de adım adım hayata geçiriyoruz. 54 bin çadır, 102 bin yatak ve diğer malzemeler afetzedelere ulaştırılmak üzere bölgeye gönderildi. Uzmanlar bu deprem için 'Dünyada örneği yok' diyor. Cumhurbaşkanı Yardımcımız AFAD merkezinde çalışmaları yürütüyor, biz de sahadaki arkadaşlarımız ile sürekli irtibat içerisinde gelişmeleri takip ederek gereken müdahaleleri yapıyoruz. Acil yardım ve destek faaliyetleri için ilk etapta hemen 100 milyar liralık bir kaynağı kurumlarımızın emrine tahsis ettik. Ulaşım ve iletişim hatlarının açık tutulması hayati öneme sahiptir, çetin kış şartları sebebi ile deprem bölgesine arama kurtarma ekip ve ekipmanları ile yardım malzemelerinin ulaştırılmasında halen zorluklar yaşanıyor. Bunun için zorunlu olmadıkça kimsenin deprem bölgesinde yolları kullanmamasının gerektiğini tekrar hatırlatıyorum. Sağlıkta bölgeye bine yakın ambulans, 241 UMKE timi ve 2 ambulans uçakla görevli toplamda 5 bin sağlık personeli aktarılmıştır. Ülkemizin her yerindeki vatandaşlarımız, ihtiyaç halinde kullanılması için kan bağışı yapıyor. TSK kara unsurlarındaki binlerce personelinin yanı sıra, deniz kuvvetlerimizin 10 gemisi ile hava kuvvetlerimizin kargo uçakları tahliye ve nakliye çalışmalarında yer almaktadır. Emniyet ve jandarmamız afet bölgesinin her yerinde görev başındadır. Güvenlik korucularımız da bu çalışmalara aktif olarak katılmaktadır. İnsansız hava araçlarımızı da devreye aldık. STK'larımızın gösterdiği samimi gayretin de yakın şahidiyiz. CAN KAYBI 3 BİN 549 Ölü ve yaralı sayımız maalesef giderek artıyor. Şu anda 3 bin 549 vefatımız, 22 bin 168 yaralımız vardır. En büyük tesellimiz şu ana kadar 8 binin üzerinde vatandaşımızın enkaz altından sağ olarak kurtarılmış olmasıdır. 10 İLDE 3 AYLIK OHAL Anayasanın 119. maddesinin bize verdiği yetkiye dayanarak OHAL ilan etme kararı aldık''

1 yıl önce

Can kaybı 14 bin 14'e çıktı! Cumhurbaşkanı Erdoğan: OHAL bugün yürürlüğe girecek!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kahramanmaraş merkezli meydana gelen 7.7 büyüklüğündeki depremin derin etki yarattığı Gaziantep’te açıklamalarda bulundu.  Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: "Tarihimizin en büyük Deprem felaketinde ilçeleriyle beraber büyük yıkıma uğradı. Dün depremin merkezi Kahramanmaraş, Hatay ve Adana olmak üzere bazı ilçelerle beraber ziyaret gerçekleştirdim. Hayatını kaybeden vatandaşlarımızın sayısı 14 bin 14'e ulaştı, yaralılarımızın sayısı 63 bin 794'tür. Son tespitlere göre yıkılan bina sayısı 6 bin 444. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak hedefimiz 1 yıl içerisinde yıkılan binalara konutlarımızı zemin +3-4 olmak üzere inşa etmek. Bunun yanında yapılacak olan hasar tespit ile şu anda geçiş süreci için vatandaşlarımıza 10'ar bin lira nakdi yardım yapacağız. Bugün Meclis'te 3 aylık OHAL ilanını yapacağız. Yağmalama olaylarına OHAL yetkileri ile müdahale edilecek."

1 2