17 Nisan Çarşamba 2024
2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Gerektiği zaman operasyon yapacağız

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İtalya ziyareti dönüşünde gazetecilerin sorularını cevapladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, İtalya ziyaretine ilişkin değerlendirmesi şöyle: G20 Roma Zirvesini hamdolsun başarıyla tamamladık. Roma’da iki gün boyunca “İnsanlar, Gezegen ve Refah” ana teması etrafında verimli toplantılar yaptık. Yıl boyunca yapılan çalışmaları gözden geçirdik. Zirve kapsamında, küresel ekonomik gelişmeleri ele aldık. Sağlık boyutuyla mücadelede önemli mesafe aldığımız salgının olumsuz ekonomik etkileri halen devam ediyor. Özellikle emtia fiyatları ve borçluluk oranlarının ciddi oranda yükseldiğini görüyoruz. Küresel enflasyon baskısı da aynı şekilde giderek artıyor. Bu çerçevede ekonomilerimizin dayanıklılığını artırmak amacıyla ne gibi önlemler alabileceğimizi değerlendirdik. Küresel enflasyonla mücadelede iş birliğinin önemine değindik. Ayrıca, koronavirüs salgınının küresel sağlık sistemine olan etkileri üzerinde fikir alışverişinde bulunduk. Aşı meselesinde süregiden adaletsizliğin ve ayrımcılığın önlenmesi gerektiğini vurguladık. Şu an klinik deneyleri yapılan TURKOVAC aşımızı, onaylanınca, milletimizle birlikte insanlığın da istifadesine sunacağımızı ifade ettik. G20 Zirvesinin ana başlıklarından biri de “İklim ve Çevre” idi. İklim değişikliğiyle mücadelede üzerimize düşeni yaparak Paris Anlaşmasını onayladığımızın bizzat altını çizdim. Bu konuda öncü ve proaktif bir rol üstlenmeye hazır olduğumuzu muhataplarımızın dikkatine getirdim. Zirve vesilesiyle, ev sahibi İtalya Başbakanı Sayın Draghi, Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Sayın Von Der Leyen, Hollanda Başbakanı Sayın Rutte, önümüzdeki G20’nin ev sahibi Endonezya Cumhurbaşkanı Sayın Widodo, Amerikan Başkanı Sayın Biden, Fransa Cumhurbaşkanı Sayın Macron, Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Sayın Michel, Almanya Şansölyesi Sayın Merkel ile bir araya geldik. Tabi aday Şansölye ile de görüştük, hatta ikisi beraber geldiler. Yine zirve sırasında farklı ülkelerden katılımcılarla görüşmelerimiz oldu. Ziyaretim boyunca gerçekleştirdiğimiz istişarelerin ve ortaya koyduğumuz görüşlerin hayırlı sonuçlar doğurmasını temenni ediyorum. Soru-Cevap ABD Başkanı Sayın Biden ile görüşmenizin genel hatlarını neler oluşturdu? Görüşmelerden önce Amerikan tarafının Reuters kanalıyla bir mesajı vardı, Biden cenahlarından Türkiye’ye bir şekilde tansiyonun düşürülmesi konusunda telkinlerde bulunulacağı şeklinde. Ancak daha sonra her iki taraftan da görüşmenin çok olumlu geçtiği yönünde açıklamalar oldu. Türk-Amerikan ilişkilerinin geleceğine dair değerlendirmeleriniz nelerdir? Sayın Biden ile samimi ve yapıcı havada bir toplantı yaptık. Toplantıda Mevlüt Bey, İbrahim Bey ve Hakan Bey benimle birlikteydiler. Kendisinin yanında da Dışişleri Bakanı ile güvenlik ve istihbarattan sorumlu isimler vardı. Toplantıyı gayet olumlu bir havada devam ettirdik. Afganistan, Suriye, Libya ve Doğu Akdeniz konularında iş birliğimizi güçlendirmenin yanı sıra özellikle de ekonomik ilişkilerimizi çok daha yoğun bir şekilde devam ettirme kararı aldık. Bunun için de arkadaşlarımıza gerekli talimatları verdik. Hemen Hazine ve Maliye Bakanlarımıza muhataplarıyla çok daha sık görüşmelerini söyledik. Böylece inşallah ekonomide ikili ticaret hacminde 100 milyar dolar hedefimize ulaşırız ve bu yolda yürürüz. Tabi NATO ittifakı ve stratejik ortaklık bağlamında atılacak adımları da istişare etme fırsatını bulduk. Hepsinden öte tabi bizim bu F-35 konumuz var. Malum bizim 1 milyar 400 milyon dolarlık yaptığımız bir ödeme var. Bununla ilgili olarak da F-16 tedarikini müzakere ettik.Bu konuda da kendilerinden olumsuz bir yaklaşım görmedim. Tam aksine yine bununla ilgili de Savunma Bakanlarımız birbiriyle görüşecekleri gibi Dışişleri Bakanlarımız da muhataplarıyla görüşerek inşallah iki ülke ilişkilerini ilgilendiren bu hassas konuyu da neticelendirmeyi umuyoruz. Biden “Çok kısa zamanda netice alamayabiliriz. Biliyorsunuz iki farklı bölümden, Temsilciler Meclisi ve Senato’dan geçiyor. Malum, durum 50-50 ama ben elimden geleni yapacağım” dedi. Ben de kendisine “Bunu başarabileceğinize inanıyorum ve bu konuda şu anda ağırlığın sizde olduğunu görüyorum” dedim. İnşallah Savunma Bakanlarımız da birbirleriyle görüşmeleri devam ettirecekler. Bugünkü toplantıya katılan arkadaşlarımızın bu işi yakın markajda tutmasıyla inşallah bunu nihayetlendirirsek, burada iki tane önemli başlığımız olacak; biri tedarik, biri de elimizdeki F-16’ların modernizasyonu. Bunların da o arada inşallah yapılma durumu söz konusu olacak. Bir de kendisine Daha Adil Bir Dünya Mümkün kitabınızı takdim ettiniz bildiğimiz kadarıyla. Türkiye’nin Yeşil Kalkınma Devrimi çalışması da vardı. Bu ikisiyle ilgili geri dönüşleri neler oldu? Gerek benim "Daha Adil Bir Dünya Mümkün” kitabımı gerekse "Türkiye’nin Yeşil Kalkınma Devrimi” kitabını Sayın Biden’a hediye ettim. “Türkiye’nin Yeşil Kalkınma Devrimi” kitabında benim bir takdim yazım bulunuyor. Biden’a "Biliyorsun ben de çevreciyim" dedim. Biz bu kitapları verince o da "Ben de size kendi kitabımı takdim edeceğim” dedi. Onun da vefat eden oğlu hakkında yazdığı bir kitabı var. BM Zirvesi sonrası selefleriyle mukayese edip Biden için “Kendisiyle iyi başladık diyemem” demiştiniz. Bu sefer bu görüşmeden sonra bu kanaatiniz değişti mi? Tabi şartlar atmosfere göre değişiyor. BM sırasında farklı beklentilerimiz vardı. O farklı beklentiler olmayınca olay biraz daha farklı bir duruma doğru gitti. O gelişme farklıydı. Bu görüşme için medya da “20 dakikalık bir görüşme olacak” diyordu. Bizim görüşme 1 saat 10 dakika sürdü. Medyanın bizimle nasıl uğraştığını anlayın. Yani kendilerince “kabul etmeyecek, görüşmeyecek” de derler, 20 dakikaya da indirirler! Ama bizim görüşme 1 saat 10 dakika sürdü. O sürede de protokol sürekli geldi gitti, geldi gitti, onlara bir iki kez kaş göz yaptı. En sonunda da bir yerde artık görüşmeler vardı, bir taraftan da toplantı başlamıştı, hemen onlara gitmek zorunda olduğumuz için diğer programlara geçmek durumunda kaldık. Onun için BM Genel Kurulunun olduğu dönemden bu yana farklı bir sürecimiz oldu. Şimdi tabi bizim Türkevi tam BM’nin çapraz karşısında. İnşallah gün ola harman ola. Misafir ederiz, orada da görüşmemizi yapabiliriz, o da olur. Niye olmasın. Ayrıca güvenlik, savunma, ticaret, terörle mücadele ve bölgesel konular başta olmak üzere aramızdaki bütün konularla ilgili ortak bir mekanizma kurulması konusunda mutabık kaldık, anlaştık. İnşallah bu konuları da ilgili arkadaşlarımız bizzat yürütecekler. "Operasyonun yapılması gerektiği zamanda tabi ki operasyon yapılır" Anladığımız kadarıyla son derece sıcak ve samimi bir görüşme olmuş ama öte yandan bir de Amerika’nın bugüne kadar açıkça PKK/YPG’ye verdiği destek var. Silah eğitimi devam ederken Türkiye’nin onca uyarısına rağmen tatbikat yapmaya kadar gitti işler. Sizin bu konuda aslında çok açık ve net bir mesajınız vardı. Sorumluluklar karşılanmadığı sürece her an bir operasyon sinyali verdiniz, “Gerekirse operasyon yaparız bu bölgede” dediniz. Biden ile bu görüşmede de, buradaki basın toplantısında üzüntünüzü dile getirdiğinizi belirttiniz ve yeni bir sürecin bundan sonra başlayacağını söylediniz. Bu yeni süreçten ne bekliyoruz ve bundan sonraki süreç Türkiye’nin operasyon ihtimalini nasıl etkiler? Operasyonun yapılması gerektiği zamanda tabi ki operasyon yapılır. Ondan geri adım atılmaz. Bir defa terör örgütleriyle olan mücadelemizden bizim asla sarfınazar etmemiz mümkün değildir. Eğer karşımızda bir terör örgütü olan PKK/PYD/YPG varsa, ne gerekiyorsa biz bunu yaparız. Bundan da taviz vermeyiz. Bunu zaten biz kendilerine her zaman söyledik ve söylüyoruz. Bundan sonraki süreçte de NATO’da müttefiksek, NATO müttefiki olarak bizim ittifak halinde olduğumuz ortağımızın böyle bir şeye tevessül etmemesi gerekir. Yine aynı şekilde bundan sonraki süreçte de Türkiye’nin temel önceliklerinden olan bu meselede beraber çalışmamız gerektiği hususunda bugün de mutabakata vardık. Orada da kendilerinin olumsuz bir yaklaşımı olmadı. İtalya Başbakanı Draghi’yi kabul edişinizi sormak istiyorum. Özellikle Nisan ayında Draghi’nin atanmış bir başbakan olarak, defalarca seçilmiş bir Cumhurbaşkanına karşı kullandığı bir ifade vardı. Bu Türkiye’de haliyle büyük bir tepki gördü. İtalya medyasında da sizin İtalya’ya gelmiş olmanızın ve bu kabulün bir telafi beklentisi oluştuğuna yönelik haberler çıktı. Draghi’nin şahsen bu hasarlı durumu telafi edebilmek için nasıl bir yaklaşımı oldu, bu konu hiç geçti mi, aranızda nasıl bir ilişki oluştu? Biz İtalya ile Berlusconi döneminden itibaren çok güzel, başarılı işler yaptık. Savunma sanayiinde de o dönemde çok ciddi bir adım atarak bu Atak helikopterlerimizi biz İtalya ile anlaşarak aldık. Onlarla buna başladık. Özellikle Atak helikopterlerinde müşteri çok ama bizim tek sıkıntımız, bu Rolls-Royce noktasında gerekli olan motoru istediğimiz miktarda temin edemediğimiz için ihracatında maalesef çok çok başarılı olamıyoruz. Atak helikopterlerinde elimizde bol miktarda Rolls-Royce motor olsa biz ciddi manada ihracat yaparız. Bu dönemde inşallah burayla adımları yeniden başlatıp atarken, onların motor teminini sağlamalarıyla biz Atak helikopter talebini karşıladığımız zaman savunma sanayiinde ciddi manada bir sıçrama daha yapmış oluruz. Olay sadece İHA, SİHA, Akıncı’da kalmaz. Aynı zamanda Atak helikopterleriyle de dünyada farklı bir yere geliriz. Bunun dışında da ben Biden’ın buraya farklı yaklaşım göstermediğini, onun da olumlu bir yaklaşım veya beklenti içerisinde olduğunu görüyorum. Temennim odur ki inşallah en kısa zamanda bu süreci başarılı bir şekilde sürdürürüz. Fransa Cumhurbaşkanı Macron’la görüşmenizin detaylarını da merak ediyoruz. Nasıl bir atmosferde geçti, hangi konular üzerinde duruldu? Görüşmenizin ikili ilişkilere etkisiyle ilgili değerlendirmeleriniz neler olur? Macron ile olan görüşmemizde 5-6 ana başlık vardı. Bunların merkezinde tabi Libya vardı. Libya ile ilgili Berlin Konferansının bir benzerini Paris’te yapmak istiyor. Bu bir yerde durumdan vazife çıkarmak gibi oluyor. Bizim oraya ısrarla eş başkan olarak gelmemizi istiyor. Dedim ki “Berlin’de zaten biz bu konferansı yaptık. Kaldı ki buraya bazı davetleriniz var; mesela Yunanistan, mesela İsrail, mesela Kıbrıs Rum kesimi… Bunların katılacağı bir Paris Konferansına biz katılamayız.” Durdu ve “Bir çalışma yaptırsak bunun üzerinde, özel temsilciler belirlesek” dedi. Ben de “Şartımız bu, bir defa bunlar olmayacak. Eğer Yunanistan buraya gelecekse özel temsilci falan da göndermeye gerek yok. Burada çok ısrarcı durumundaysanız özel temsilcileriniz kim, bunları da görelim ama burada Yunanistan, İsrail ve Kıbrıs Rum kesimi olacak olursa bunu zaten yapamayız” dedim. Birincisi bu. Şimdi o da isimler verecek, biz de isimler vereceğiz, arkadaşlar aralarında görüşme yapacaklar. Fakat tabi bu şartlarımız yerine gelmedikten sonra olmaz. Bir diğer konu Afganistan meselesi. Afganistan ile ilgili de malum, askerimizi çektik, askerimiz artık orada yok. Tabi bunların sıkıntıları var; orada zaman zaman Fransızlar olabilir, bunların oradan alınması gibi… Dedik ki biz şu anda Katar’la çalışıyoruz, bir gayretimiz var ve bizim Afganistan’da Afganistan halkını yalnız bırakmak gibi bir düşüncemiz yok. Ondan sonra güney Kafkasları gündeme getirdi. Dedik ki biz geçen hafta oradaydık ve güney Kafkaslar'da da şu anda atılan olumlu adımlar var ve bu olumlu adımları da Sayın İlham Aliyev kardeşimiz kararlı bir şekilde sürdürmek istiyor. Hatta Paşinyan'la da görüşmesi oldu. Bu görüşmede de bölgede 6’lı bir platform oluşturalım konusu gündeme geldi. Rusya, Azerbaycan, Türkiye, İran, Gürcistan ve bunun yanında bir de Ermenistan, eğer hepsi de kabul ederse burada bir barış platformu oluşturmuş oluruz. Bizim derdimiz, bu da olursa isabetli olur. Macron’la görüşmemizde Libya ile ilgili konuda bizim askerlerimizin eğitmen olarak ve Libya’nın milli hükümeti ile anlaşmalı şekilde orada bulunduğunu da bir kez daha ifade ettim. "Macron'a 'bak seni aldatıyorlar' dedim" Yunanistan ve Fransa arasında yapılan anlaşma uyarınca Yunanistan Fransa’dan Rafale uçak alıyor, fırkateynler alıyor. Diğer taraftan olası çatışma durumunda belli açılardan Yunanistan ile beraber etme yönünde bir anlaşma gerçekleştirdiler. Bu tablo Doğu Akdeniz ve Ege’deki jeostratejik dengeyi ne yönde etkileyebilir? Sayın Biden’a da Macron’a da bu konuyu söyledik. Dedik ki bu Dedeağaç olayı nedir? Burada böyle bir üssün kurulması bizi, halkımızı ciddi manada rahatsız ediyor. Bununla ilgili olarak da Macron sahiplenemedi ve Rafale ile ilgili de "Onların parası var" dedi. Dedim ki "Bak seni aldatıyorlar. Bunların parası falan yok. Sadece Batı’ya 400 milyar avro borcu olduğunu biliyorum." "Paraları var" dedi. Her şey para! Tabi bir de üs meselesi var. Ama bu gelişmelerle ilgili bizim bütün derdimiz Türkiye olarak biz güçlü olacağız. Dünyada tek S-400’ü olan ülke biz değiliz. Hindistan da aldı. Aralık ayında da teslim alacaklar. Fakat Amerika’nın bütün etkili dergileri, Amerikan senatosundan üyeler, “Aman Hindistan’a S-400 yaptırımı uygulamayalım” diyorlar. ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı da “Dışişleri ile Başkan Biden karar verir, yaptırım uygulanmayabilir Hindistan’a” diyor. Bir de F-16’nın en üst modelinin bir benzeri F-21 diye bir fabrika kurdu Lockheed Martin Hindistan’da. S-400 yüzünden Türkiye’ye F-16’yı verip vermemeyi kongrede tartışırken, Hindistan’a yaklaşımları bu şekilde. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Ben Roma’daki görüşmemizden sonra böyle bir şeyin olmadığını görüyorum. Şu anda gerek Dışişleri Bakanımız gerek Savunma Bakanımız muhataplarıyla yapacakları görüşmelerle bu işi neticelendirirler ve biz de kendisiyle ayrıca yapacağımız görüşmelerle işi yakın takibe alırız. Tabi Hindistan meselesi önemli. Çünkü Hindistan NATO’da değil ama Türkiye NATO’da, senin ortağın. Dolayısıyla NATO’daki ortağınla böyle bir şeye girmiyorsun, NATO’da olmayan Hindistan’la böyle bir adım atmaya kalkıyorsun. Bu tabi bizi üzer. "TURKOVAC seri üretime girdikten sonra biz inşallah dünyada dengeleri biraz değiştiririz" G-20 sonuçlarıyla ilgili sormak istiyorum. Aşı milliyetçiliği konusunu basın toplantısında dile getirdiniz. Putin de bu nedenle Batı’yı suçladı. Batı’yı uluslararası aşı kampanyalarını etkilemekle, engellemekle ve Rus aşısını gündeme almayarak rekabeti engellemekle suçlayan bir açıklama yaptı. Bu konu, bazı aşıların kabul edilip bazı aşıların reddedilmesi konusu zirvede nasıl ele alındı? Bir diğeri İtalya Başbakanı Draghi’nin açılış konuşmasında söylediği yoksul ülkelerin aşıya erişmesi yüzde 3 gibi çok düşük bir oranda ve bir yıl içinde yüzde 70 aşama kaydedilmesi gerekiyor ki pandemiyle savaşılabilsin. Bu konuda gündem ne oldu? Sizin görüşlerinizi almak istiyorum. “Bir grup kurulmasını önereceğim” demiştiniz. Bunu kapsıyor mu? Avrupa’nın, G-20 ülkelerinin taahhüt ettikleri küresel iklim değişikliğiyle mücadele için bir para var. 100 milyar dolar gibi bir parayı emisyon hacmini, sera gazı etkisini azaltmak için vermeyi taahhüt ettiler. 2025’e kadar bu taahhütlerini yerine getirmeleri gerekiyor. Bu konu ne çerçevede dile geldi? Bir de dijital küresel uluslararası şirketlere vergi meselesi raporda vardı, bu konularla ilgili fikirlerinizi almak isteriz? Aşı konusunda biz şu anda bir iddiayla ortadayız. Bizim iddiamız TURKOVAC ve biz TURKOVAC’ta inşallah bu yıl sonuna kadar üretime tam manasıyla geçtiğimizde burada herhangi bir kıskançlık yapmadan bunu dünya ile paylaşacağız. Dünya ile bunu paylaşırken de adeta “Siz yapmadınız ama biz yapıyoruz” mesajı vereceğiz. Bu yaklaşımımızı çok kısa zamanda ürettiğimiz elektronik solunum cihazlarında da gösterdik. O solunum cihazlarını üretmeye başladığımız andan itibaren buna sahip olmayan Afrika ülkeleri başta olmak üzere birçok ülkeye gönderdik. Bunu da yaparken hasbi yaptık, hesabi yapmadık. Aynı şekilde biz yurt dışına ciddi manada oksijen tüpü de gönderdik. Bütün bunlar gerçekten o anlarda çok çok büyük önem arz etti. Tabi TURKOVAC seri üretime girdikten sonra biz inşallah dünyada dengeleri biraz değiştiririz. Küresel iklim değişikliğiyle mücadele için mali taahhüt konusuna gelince, verilen sözler hakikaten büyük. Mali noktada olmaktan öte özellikle Afrika ülkelerine yönelik çok ciddi bir destek olmadı. Merkel’in Afrika ülkelerine yönelik olumlu bir çıkışı vardı, “Oralara belli destekler verilmelidir” diye. Afrika ülkeleriyle ilgili en can alıcı destek ve hedef bizden oluyor. Türkiye olarak biz bu süreç içerisinde de her türlü desteğimizi Afrika ülkelerine verdik. Onları kendi başlarına bırakmadık. Aşı da verdik. Biz kendimiz henüz üretmedik ama kendimize aldığımız aşılardan Afrika ülkelerine ciddi manada gönderdik. Özellikle solunum cihazları da gönderdik. Müstakbel Almanya Başbakanı'nı nasıl buldunuz? Türkiye’nin önemi konusunda bilgilendirilmiş mi? SPD Yeşiller’le ortak olması söz konusu, oradan Türkiye’ye yönelik bazen garip mesajlar gelebiliyordu. Nasıl buldunuz Başbakan adayını? Sayın Scholz, bana göre sempatik biri. Şunu da unutmayalım ki Alman yönetiminde bakanlık yaptı. Yani dışarıdan gelen birisi değil. Aslında bize de yabancı değil. Yani SPD’nin içinde olan birisi ve ortak dostlarımız var. Zannediyorum biz çok fazla yabancılık çekmeyeceğiz. O da yabancılık çekmeyecek. İnşallah Kasım-Aralık gibi de hükümeti kuracaklarını söylüyor. Ben güveniyorum. Son zamanlarda Balkanlar’da endişe verici bir gerilim tırmanıyor. Özellikle Sırp lider Dodik’in açıklamaları korkutucu. Bu hususta değerlendirmeleriniz nelerdir? Balkanlarda, Bosna-Hersek’te zorluklarla tesis edilen barış ve huzur ortamını muhafaza etmek çok önemli. Türk halkının gönlünde de ikili ilişkilerimizde de burasının ayrı bir yeri vardır. Biz her zaman buradaki kardeş ülkelerin yanındayız. Temenni ederiz ki bundan sonra da barış, huzur ve güven ortamının devamı istikametinde hareket edilir. Biz bundan sonra da bu sürece destek olmayı sürdüreceğiz. İskoçya’ya neden gitmediniz? Glasgow’da düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği konulu Liderler Zirvesi için talep ettiğimiz güvenlik protokolü standartları vardı. Bunlar uluslararası bütün ziyaretlerimizde bize ve diğer bütün liderlere her zaman uygulanan protokoldeki standartlardı. Ancak bize bunların son anda karşılanamayacağı söylendi. Daha sonra bizim geri çevrilen talebimizdeki standartların başka bir ülke için istisnai olarak sağlanabildiğini öğrendik. Bu diplomatik teamüllere de uymuyordu. Bunu kabul edemezdik. İlgili birimlerimiz net bir duruşla görüşmelerini sürdürdü. Sağ olsun Boris Johnson da süreçle ilgilendi. İlk başta sorununun çözüldüğünü ifade etti. Fakat son anda bize geri dönüp İskoçya tarafının zorluk çıkardığını söyledi Taleplerimiz yerine getirilmeyince biz de Glasgow’a gitmekten vazgeçtik. Nihayetinde bu sadece kendi güvenliğimizle ilgili değil, ülkemizin itibarıyla da ilgili bir meseleydi. Biz milletimizin itibarını korumakla mükellefiz. Hiçbir yerde ülkemizin saygınlığına, izzetine halel gelmesine müsaade etmeyiz. Daha adil bir dünyayı ancak eşitlikçi bir yaklaşımla kurabileceğimizi de böylece bir kez daha göstermiş olduk.

2 yıl önce

76 ilde 'Sinyal' operasyonu! 341 adreste 88 gözaltı kararı

İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığının (KOM) tespitleri doğrultusunda ve koordinesinde Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanlığı (BTK) ile ortak yürütülen çalışmalar kapsamında; yurt dışından temin ettikleri cep telefonlarını yasa dışı yollar ile ülkemize getirerek haksız kazanç elde eden, devletimizi vergi kaybına uğratan ve vatandaşlarımızın mağdur olmasına neden olan kaçakçılık suçunu işledikleri belirlenen şahıs ve suç grupları ile kaçak cep telefonlarını piyasaya süren işyerlerine yönelik olarak ülke genelinde eş zamanlı olarak “SİNYAL” kod isimli operasyon gerçekleştirilmiştir" denildi. Gizli bölmeler içerisinde gümrüğe beyan etmeden ülkeye sokulan kaçak cep telefonlarının gizli depolarda topladıktan sonra kuryeler vasıtasıyla kaçak cep telefonu satan işyerlerine dağıttıkları belirlendi. Kaçak cep telefonlarına, kayıtlı eski model cep telefonlarının IMEI bilgilerinin klonlanarak, kullanıma hazır hale getirerek piyasaya sürdükleri tespit edildi. Bakanlık açıklamasında şu ifadeler kullanıldı: "Bu kapsamda kaçak yollarla getirilerek satılan cep telefonları ilerleyen tarihlerde vatandaşlarımızı mağdur etmektedir. Mağduriyet yaşanmaması adına vatandaşlarımızın e-Devlet hesaplarını kontrol ederek bilgileri dışında cep telefonu kaydına rastlamaları halinde durumu yetkililere bildirmesi önem arz etmektedir." 88 GÖZALTI KARARI Kaçak cep telefonlarını piyasaya süren İstanbul merkezli bir gruba yönelik İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının talimatları doğrultusunda KOM Daire Başkanlığı koordinesinde 36 ilde toplam 88 şüpheli gözaltı kararı verilirken, 54 ilde 387 şüphelinin ise ikmalen ifadeleri alınacak. Bununla işyerlerine yönelik ilgili Cumhuriyet Başsavcılıklarının talimatları doğrultusunda 40 ilde 238 adreste aramalar yapıldı. "Sinyal" operasyonu kapsamında; 76 ilde toplam 341 adreste arama yapılarak 88 şüphelinin gözaltına alınması için işlemler başlatıldı.

2 yıl önce

The National Interest: Türkiye operasyon yaparsa YPG'yi koruyamayız

ABD'nin en etkin politik yayınları arasında bulunan The National Interest, ABD'nin Suriye'deki misyonunu konu alan bir haber yayımladı. The National Interest, ABD'nin Suriye'deki misyonunu tamamladığını ve Türkiye'nin olası operasyonu karşısında YPG/PKK'nın korunmaması gerektiğini belirtti. Michael Hall imzalı haberde YPG/PKK'nın Suriye hükümetinden korunma aldığı gerekçesiyle çekilmesi gerektiğine vurgu yapılarak "ABD'nin çekileceğini açıklamasından sonra PKK/YPG, kendisini korumak için Suriye hükümetiyle anlaştı. Sonuçta Kürtler kimin koruma sağladığına değil, korumayı verene bakıyor" denildi. Türkiye'nin muhtemel bir operasyonu karşısında ABD'nin PKK/YPG'yi korumasının mümkün olmadığının ifade edildiği yazıda "Suriye'de küçük bir ABD birliği bile bırakmak Amerikalıların hayatını tehlikeye atar" denilerek şunlar kaydedildi: ABD'nin bir NATO üyesi olan Türkiye'ye karşı Kürtleri savunmak için harekete geçmesi mevzu bahis bile olamaz. Suriye'deki Kürtleri koruma çok ciddi bir tedarik akışı, kaynak akışı ve insan gücü istiyor. Suriye ABD'nin hedefleyeceği bir ödül değil. DEAŞ'ın kalıntıları artık ABD için bir tehdit oluşturmadığı gibi örgütün bölgede hali hazırda İran, Rusya, Suriye hükümeti gibi çok sayıda düşmanı da var.

2 yıl önce

Alkol operasyonu! 20 bin polis ve jandarma katıldı...

İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklama şöyle; Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlıkları koordinesinde 05.11.2021 tarihinde ülke genelinde halk sağlığının korunması, kaçak sahte alkollü içkinin ulaşılabilirliğinin engellenmesi amacıyla alkollü içki satışı yapan ve sahte içki sattığı/bulundurduğu şüphesi bulunan işyerleri ile depolarına yönelik olarak eş zamanlı “Alkol Operasyonu” gerçekleştirildi. 20.278 personelden oluşan 6.227 ekibin katıldığı operasyonda; 21.922 iş yerinde/depoda arama ve denetleme yapıldı. Bu aramalarda; 402 şüpheli hakkında adli ve idari işlem yapıldı, 39 şüpheli gözaltına alındı, 448 aranan şahıs yakalandı. 1’i çocuk olmak üzere 6 kayıp şahıs bulundu. Uygulamada, 19.367 litre kaçak/sahte alkollü içki, 11.657 şişe kaçak/sahte alkollü içki, 660 şişe içki aroması, 2.731 adet boş alkollü içki şişesi, 204.000 adet etiket, 18.257 adet sahte bandrol, 10.440 paket kaçak sigara, 67.507 adet doldurulmuş ve 110.000 adet boş makaron, 4.441 adet puro, 16.959 adet cinsel içerikli ürün, 9,8 kg esrar, 7 gr eroin, 249 adet ve 181 gr sentetik uyuşturucu, 33 adet ruhsatsız tabanca, 25 adet ruhsatsız tüfek, 1 adet uzun namlulu silah ve bunlara ait 738 adet fişek ele geçirildi. Ayrıca 10 adet yasadışı alkollü içki imalathanesi deşifre edildi.

2 yıl önce

Eren Kış-1 Bestler-Dereler operasyonu başladı

İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklama şöyle; PKK Terör örgütünü ülke gündeminden çıkarmak ve bölgede barındığı değerlendirilen teröristleri etkisiz hale getirmek maksadıyla, Şırnak İlinde “EREN KIŞ-1 (BESTLER-DERELER)” Operasyonu başlatıldı. Operasyonda Şırnak Jandarma Bölge Komutanlığı sevk ve idaresinde; Jandarma Komando, Jandarma Özel Harekat (JÖH), PÖH ve Güvenlik Korucu timlerinden oluşan (1.550) personel [(121) operasyonel tim] görev alıyor. Yurt içinde terörün tamamen ortadan kaldırılmasına yönelik yürütülen EREN KIŞ OPERASYONLARI, halkımızın desteği ile İNANÇLI ve KARARLI bir şekilde başarıyla devam ediyor.

2 yıl önce

CHP’li Kemalpaşa belediyesine rüşvet operasyonu! 6’sı belediye çalışanı 11 kişi gözaltına alındı

Yeni şafak’ın haberine göre; Çok sayıda ekibin katıldığı operasyonda, gözaltına alınan şüphelilerin ev ve iş yerlerinde arama yapıldığı, gözaltı sayısının artabileceği bildirildi.

2 yıl önce

Bakan Soylu açıkladı! Eren Kış-1 Operasyonu'nda 2 terörist etkisiz hale getirildi

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun açıklaması şu şekilde: Eren'e verdiğimiz sözü tutuyoruz. Eren Kış-1 Bestler-Dereler Operasyonu'nda 2 terörist, ölü olarak ele geçirildi. Kahraman Jandarmamızı tebrik ediyorum. İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklama şöyle; İç Güvenlik Eren Kış-1 Bestler Dereler Operasyonu kapsamında; Şırnak Bestler -Dereler kırsalında, Şırnak Jandarma Bölge Komutanlığı koordinesinde, Çakırsöğüt Jandarma Komando Tugay Komutanlığınca icra edilen operasyonda çıkan çatışmada, 2 bölücü örgüt mensubu silahlarıyla birlikte etkisiz hale getirilmiştir. Bölgede operasyonlara devam edilmektedir.

2 yıl önce

Yüksekova’da terör örgütü PKK’ya yönelik operasyonda mühimmat ve 180 kilo eroin ele geçirildi

Hakkari Valiliği’nden yapılan açıklama şöyle; İl Jandarma Komutanlığı görevlilerimiz tarafından 3. Piyade Tümen Komutanlığı’nın desteği ile Yüksekova ilçesinde yapılan operasyonda 180 kilogram eroin maddesi ve 7.100 gram afyon sakızı maddesi ele geçirilimiştir. İl Jandarma Komutanlığı görevlilerimiz tarafından Şemdinli ilçesinde yapılan operasyonda 16 adet havan mühimmatı, 600 gram kara barut ve teleferik sistemi ele geçirilmiştir.

1 2 ... 14 15 16 17 18 19 20 ... 73 74