17 Nisan Çarşamba 2024
3 yıl önce

Diyarbakır annesi Nazlı Sancar: HDP kızımı PKK'ya nasıl götürdüyse, öyle getirsin

Çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan Diyarbakır annelerinin, 3 Eylül 2019'da başlattığı evlat nöbeti 534. gününde devam ediyor. Evlat nöbetini sürdüren Diyarbakır annelerinden Nazlı Sancar, Van'dan 9 yıl önce 15 yaşında dağa kaçırılan kızı Şerima'yı "HDP kızımı nasıl PKK'ya götürdüyse aynen o şekilde getirsin." diyerek geri istedi. Gara'da 13 Türk vatandaşını şehit eden terör örgütü PKK'ya tepki gösteren Sancar, evlat nöbetini sürdürmekte kararlı olduklarını dile getirdi. Ayrıca, yıllardır haber alamadığı kızının kokusuna hasret kaldığını ifade etti. "KIZIMI İSTİYORUM" Sancar, "Kızımı HDP ve PKK'dan istiyorum. HDP olmazsa PKK olmaz. Evladımın hayalleri vardı. Okumak, savcı, hakim olmak istiyordu. HDP kızımı nasıl PKK'ya götürdüyse aynen o şekilde getirsin. Kızım gelsin, o zalimlerin elinde kalmasın." diye konuştu.

3 yıl önce

CHP’li İzmir Büyükşehir Belediyesi PKK’ya teslim: Tunç Soyer’in makam odasının dibinde Abdullah Öcalan ve terör örgütü PKK propagandası yapıldı

HDP'ye yakın çok sayıda kişiyi işe yerleştiren ve terör örgütü PKK'nın katlettiği 13 şehidimizle ilgili mesajında "PKK" ve "terör örgütü" ifadesini bile kullanmayan CHP'li İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, HDP ile ittifakın diyetini ödemeye devam ediyor. Bu kez Soyer'in makam odalarından birinin bulunduğu İzmir Sanat'ta, HDP İzmir Kadın Meclisi tarafından teröristbaşı Abdullah Öcalan ve terör örgütü propagandasına dönüşen bir panel düzenlendi. 13 şehidimizin toprağa verilme işlemlerinin sürdüğü geçen salı günü yapılan "Tecrit, açlık grevleri ve hak ihlalleri" konulu panelde teröristbaşı Abdullah Öcalan'ın tecrit altında tutulduğu öne sürülürken skandal ifadeler kullanıldı. Terör örgütüne yakın bazı site ve ajansların haberlerine göre panelde konuşan HDP Kadın Meclisi Sözcüsü ve Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, "Sayın Öcalan dünyada örneği olmayan benzersiz bir rejimle tecrit altında tutuluyor" dedi. Başaran, Türkiye'de cezaevlerinin toplama kampına dönüştüğü yalanını da söyleyerek, "Mesele bir kişinin tecridi, bir kişinin toplumdan izole edilmesi değil. Son süreçte Güney Kürdistan'da yaşananları da bu tecritten bağımsız ele alamayız" ifadelerini kullandı. Şehit cenazelerinin olduğu bir günde, Soyer'in makam odasının hemen alt katındaki konferans salonunda yapılan panel büyük tepki topladı. KILIÇDAROĞLU DA MİSAFİR OLMUŞTU Soyer, Öcalan'a özgürlük seslerinin yükseldiği panelin düzenlendiği konferans salonunun hemen üst katındaki makam odasında geçtiğimiz aralık ayında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu da ağırlamıştı. İzmir Büyükşehir Belediyesi, Ekim 2020'de de yine kendisine ait Kültürpark'taki İsmet İnönü Kültür Merkezi'ni HDP'lilere vermişti. O günkü etkinlikte 'devrim şehitlerini anma' adı altında teröristler için zafer işaretli saygı duruşunda bulunulduğu ortaya çıkmıştı. 'PKK' BİLE DİYEMEDİ Yeni Asır'ın haberine göre; Türkiye'nin Gara'da 13 şehit verdiğinin ortaya çıktığı 14 Şubat'ta sosyal medyadan bir mesaj paylaşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, sadece başsağlığı ve sabır dilemiş, "PKK" demek bir yana "terör örgütü" ifadesini bile kullanmamıştı. Daha önce katıldığı bir TV programında da "PKK'yı neden kınamadınız?" sorusuna "Bu neye yarayacak?" şeklindeki cevap veren Soyer'in 13 şehidimizin ardından yine PKK'ya laf söyleyememesi sosyal medyada büyük tepki toplamıştı.

3 yıl önce

Eskişehirli Gara şehidinin annesi PKK'nın iftirasını yalanladı

Irak’ın Gara bölgesinde şehit edilen 13 kişiden biri olan Eskişehirli Jandarma Uzman Çavuş Mevlüt Kahveci’nin annesi Ayşe Güler, PKK terör örgütünün şehitlerin Türk Hava Kuvvetleri bombardımanıyla öldürüldüğü iftiralarını yalanlayarak cenazelerini gördüğünü anlattı ve "Naaşında sadece kurşun yarası vardı. Bu karalamaları Kılıçdaroğlu ve HDP yapıyor. Ben onları Allah’a bıraktım, devlete bıraktım. Devlet onlardan intikamımızı alacak" dedi.

3 yıl önce

Terör örgütü PKK'nın elebaşı Murat Karayılan: "Bazı gruplarla irtibat koptu, öldüklerini düşünüyoruz"

Kuzey Irak'ın Duhok kenti yakınlarındaki Gara Dağına düzenlenen Pençe Kartal-2 harekâtıyla ilgili PKK'nın elebaşı Murat Karayılan saklandığı inden verdikleri kayıplarla ilişkin itiraf gibi açıklamalarda bulundu. Terörist elebaşı, "15'i ölü, 2'si sağ 17 kayıp verdik. Ancak bazı gruplarımızla da irtibat koptuğundan onların da öldüklerini düşünüyoruz" sözleri ile verdikleri kayıpları gizlemeye çalışsa da Türkiye'nin açıkladığı 53 terörist etkisiz hale getirildiği ifadesini de zımnen doğrulamış oldu. ALDIKLARI DARBEYİ GİZLEYEMEDİLER Gara Dağına 10 Şubat'ta gerçekleştirilen Pençe Kartal-2 harekâtıyla ilgili terörist elebaşı Murat Karayılan yaşadıkları hezimeti gizlemeye çalışsa da harekâtın ne denli kapsamlı olduğunu itiraf ederek yedikleri büyük darbeyi ortaya koydu. Terörist elebaşı Karayılan, "Bu harekâtın ciddi bir takım askeri hedeflerinin olduğu açıktır. Kapsam ve içerik bakımından da bazı yenilikleri barındırıyor." dedi. PKK elebaşı itiraflarına şöyle devam etti: "ÜST DÜZEY PLANLI BİR OPERASYON YAPILDI" Çok yüksek teknolojiye dayalı bu operasyon planlı yürütüldü. Gara alanının tümüne yönelik 4 gün boyunca yoğun bombardıman eşliğinde, Türk ordusu alana yayılarak kalıcı biçimde yerleşmeyi hedefledi. Bu harekât stratejik önemde en üst düzeyde aylarca planlanmış, hazırlıklı özel bir saldırıdır. Alan üzerinde onlarca İHA ve SİHA desteğinde 40'ın üzerinde savaş uçağıyla bütün bölge bombalanmıştır. İstihbarata ve tekniğe dayalı bir harekât yürütüldü. Siyani'de askerlerin tutulduğu kampa karadan girmeye çalışılmıştır. Kampın içinde fiziki çatışmalar yaşanmıştır. Hiç kimse günlerce ve saatlerce süren bu çatışma ortamında, rehinelerin sağlam muhafaza edilebileceğini iddia edemez. "YAKALADIKLARI 2 KİŞİ BİZİ SATTI!" Zaten 13 rehinenin olduğu yerde Şorej kod adlı Kamuran Ataman ile birlikte 6 kişi daha ölmüştür. Özellikle dördüncü günde henüz nasıl gerçekleştiğini tespit edemediğimiz şekilde iki kişinin askerlerin eline geçmesinden sonra mağaraya yoğun gaz ve teknik kullanılarak girilmeye çalışılmıştır. Yakalanan iki kişinin verdiği bilgilerle operasyona yön verilmiştir. 15'i ölü, 2'si sağ 17 kaybımız vardır. Ancak bazı gruplarımızla da irtibat koptuğundan onların da öldüklerini düşünüyoruz"

3 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan Kılıçdaroğlu’na Gara tepkisi: Sorumluluğu Cumhurbaşkanımızın üzerine yıkmaya çalışmak PKK'yı aklamak, hep birlikte bir cephe olma fırsatını kaçırmaktır"

HDP'den bu katliamların hiçbiri için kınama hatırlayan var mı? Ödleri patladı. PKK'nın insanlık, namus yoksunuz vahşi katli elebaşlarından sadece bir söz işiteceklerdi. Kalpleri mini minmnacıktır onların. Ürkerler ve korkarlar. Bu milletin ayakta kalmasının bir nedeni var, ürkmemek, korkmamak. Geçen yıl 28 sivil insanımızı katlettiler, aralarında işçiler, köylüler, esnaf vardı. Hangisi tepki verdi, hangisi utandı, hangisi üzüldü. Gündemlerine bile almadılar. Kızılay'da bir polis kimlik sorduğunda en ufak eksikliği, kötü niyeti olmasa bile kötü niyetliler tarafından TBMM dahil oralara iletilen meseleler karşısında bu kadar oluyor, bu kadar olay oluyor birinin kılı kıpırdamıyor. Soruşturma yapalım, komisyon kuralım demiyorlar. Daha doğrusu diyemiyorlar. Kimisi ortaklıklarından korkuyor, 2023 seçiminde acaba bir tane oy kaybederim, Kandil'i küstürürüm de... "DEDİKLERİ GİBİ MİSAFİR ETMEDİLER, DOĞRUDAN İŞKENCE ETTİLER" Hesabı herkes açık açık konuşsun. Bize karşı farklı bir davranışları olur ölçüsüyle hareket ediyor. Herkesi yakar. bu dünyada da öteki dünyada da. Geçen hafta Gara'da 13 masum insanın kafasına kurşun sıktılar. 6 yıldır ellerinde işkence ettiler. Birilerinin dediği gibi misafir etmediler. doğrudan işkence ettiler, sonunda da öldürdüler. Üniversitelerde slogan atan devrim devrim diye kafa ütüleyen bayatlamış sol örgütlerden bir tane kınama var mı? yoktur. Olmaz da olamayacak da. Teröriste terörist diyoruz. Dediğimiz zaman bizi eleştiriyorlar. Öcalan için özgürlük yapan, eylem yapan insana biz ne diyelim. Geçenlerde sırf yalakalık olsun diye yine vekiller sözde tecrit kalksın özgürlük gelsin diye açıklama yapmaya kalktılar. Yapabilirler mi? Yaptırır mıyız? Buna müsaade eder miyiz? O siyasi partiye tepki verdiğimizde bunu diyemezsiniz, 6 milyon insanı temsil ediyor diyorlar. O temsil ettiğin insandan bazıları 537 gündür kapında bekliyor. Hakaret edeceğinize ilgilenseydiniz" "KILIÇDAROĞLU MESELEYİ SİYASİ TARTIŞMAYA DÖNÜŞTÜRDÜ" Lafa geldi mi dil pabuç, bizim itiraz ettiğimiz konu şudur. Terör örgütü olduğu açık, suç açık.. Terörist olmak suçtur. Ama kabahatli biziz. -Mış gibi yapılacak, söylenmeyecek, siyasi nezaketi beklenecek, yok efendim devlet adabı beklenecek. Kimse kusura bakmasın enayilik bir devlet adabı değildir. hele bu devletin adabı hiç değildir. Biz olayın hemen ardından sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla iki sayın genel başkana gittik. Olayı tüm çerçevesiyle kendimize ait hususları tüm samimiyetimizle, tüm olan bitenin ayrıntısıyla kaçırıldıkları andan katledildikleri ana kadar olan süreci namusumuzla, onurumuzla, devlet adabıyla ifade ettik. Ortak kaderde, tasada, kıvançta birlikte olduğunu düşündüğümüz insanlara karşı ortaya koyduğumuz bir sorumluluktur. Bu sorunluluk hakikaten olayların çerçevesi içerisinde. Ne kadar nezaket ortaya koymuşsak beklediğimiz de odur. biz bu dönemin gereklerini yerine getiriyor değiliz, geleceğimize miras bırakıyoruz. Doğru alışkanlıklar, doğru gelenekler. Bu tip dönemlerde polemikleri bir tarafa bırakıp yarına ait bizden sonra geleceklere doğru davranış anlayışını emanet etmek. Hepimiz insanız. Sözümüzde, lafımızda muhakkak eksiğimiz vardır. Sayın Kılıçdaroğlu'nun bizim ardımızdan sanki bu detayları anlatmamışız gibi görüşmeden çıkar çıkmaz grup toplantısında meseleyi siyasi tartışmaya dönüştürüvermesi, sorumlunun sayın Cumhurbaşkanımızı olduğunu söylemesi PKK'yı aklamaktan, üstünden yük almaktan, bu acı olayı bir siyaset malzemesi haline dönüştürmekten başka bir şey değildir. Çok üzüldüğümüzü, yaralandığımızı, anlattıktan sonra metnin bir parçasının bile değişmemiş olduğunu dinlerken üzülerek müşahade ettik. Yaşın büyük olması hata yapılmayacağı anlamını taşımaz. Gelmişiz, anlatmışız, ne kadar sorunuz varsa buyurun cevaplamaya hazırız demişiz. Ondan sonra sayın Cumhurbaşkanımızın üzerine yıkmaya çalışmak PKK'yı aklamaktır. "EN BÜYÜK HAYAL KIRIKLIKLARIMDAN BİRİYDİ" PKK'nın karşısında hep birlikte bir cephe olabilmek fırsatını kaçırdık. Bu tarihi bir fırsattı. Bu kalleşliğe hep birlikte fatura ödettirebilmek fırsatını kaçırdık. Böyle yapılmamalıydı. O grup toplantısını dinlediğim an yaşadığım hayal kırıklığı hayatımda yaşadığım en büyük hayal kırıklıklarımdan biriydi. Üzüntülüyüm, sadece söyleyeceğim bu. Terör örgütünün yapmak istediği açıktır. 6021 sivil insanı niçin katletti. Bunun cevabı var mı? Var. 'Ya benimsin ya kara toprağın.' 'Ya bana tabi olursun ya sana canınla bedelini ödetirim.' Burada yıllarca bu politikayı güttüler. Korkutma, ürkütme, hayatıyla korkutma ve kendine tabi etme. Dönem dönem yaptıkları katlin sebebi de budur. Kendi içine kapanmış, meseleyi kendi sınırları içinde karşılayan bir Türkiye yoktur. Eskiden ilgi alanlarımız vardı. Bugün bu ilgi alanlarını ta Libya'ya kadar etki alanı haline getirdik. Oyunu bozacak kudrete, liderliğe sahip bir Türkiye tablosu vardır. Terör, uyuşturucu, göç artı Batı'nın da sorunu. Bizi yıllardır bir alana hapsetmeye çalıştılar. Biz 21. yüzyılda sayın Erdoğan'ın liderliğinde yeniden ayağa kalkarak bu zinciri kırdık. Virüs salgını herkese karnesini vermiştir. Koskoca ülkelerin nasıl maske korsanlığı yaptıklarını, AB ülkelerinin birbirlerini nasıl suçladıklarını gördük. Kasada paraları var ama hiçbir işe yaramıyor. Vizyoner olmaktan hiç uzaklaşmadık. Sizi eleştirebilirler, acımazsız biçimde ayağınıza çelme takabilirler. Stratejik birikimlerinizi ortaya koyarak vizyoner olun. İçerden dışardan şehir hastanelerini yapmayalım korosuna uysaydı sayın Cumhurbaşkanımız salgında karşı karşıya olduğumuz durum nice olurdu?

3 yıl önce

Almanya'da PKK’lı teröristte hapis cezası

Mahkeme, "Rojhat" kod adını kullanan G. Ç.'nin önce Saarbrücken, Nisan 2018'den Haziran 2019'a kadar da Frankfurt ve Hessen bölgelerinde PKK'nın üst düzey yöneticisi olark görev yaptığını belirtti. Bölgedeki aktivistlere talimatlar verdiği ve bunların uygulanmasının görevleri arasında olduğu, ayrıca örgütün Avrupa'daki yöneticilerini düzenli olarak bilgilendirdiği ve bağış toplama faaliyetlerinde bulunduğu kaydedildi. G. Ç.'nin Nisan 2018 ile Haziran 2019 tarihleri arasında arasında PKK'ya 500 bin euro göndermekten sorumlu olduğu belirtildi.

3 yıl önce

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu: PKK'nın 13 masum vatandaşı şehit etmesine dünya yine sessiz kaldı

"İslam ve Müslümanlar aleyhindeki saldırgan yayınlar ve nefret söylemleri dünya çapındaki yaklaşık 2 milyar inananı tahkir ediyor. Evet, ifade özgürlüğü demokrasilerin temel taşıdır, ancak bu özgürlük başkalarının kutsal değerlerini tahkir etme hakkı vermez. Bir arada yaşama kültürünü ilerletmedikçe, ortak demokratik değerlerimizi ve sosyal bütünlüğümüze zarar verme riski taşırız." "PKK'nın 13 vatandaşı şehit etmesine dünya yine sessiz kaldı" Çavuşoğlu, terörizmin, insan hayatını hedef alan önde gelen küresel tehditlerden biri olmaya devam ettiğini belirtti. Terör örgütü PKK'nın çok kısa süre önce Irak'ın kuzeyinde 13 masum vatandaşı şehit ettiğini hatırlatan Çavuşoğlu, "Ve dünya yine sessiz kaldı. Uluslararası dayanışma olmadan ve mevcut çifte standartlarla bu tehdidi ortadan kaldıramayız. PKK, YPG, DEAŞ ve FETÖ dahil çeşitli terör gruplarına masum insanlarını kurban veren bir ülke olarak, terörün belirli bir ideolojisi olmadığını çok iyi biliyoruz." diye konuştu. "Ev sahipliği yaptığımız insanların insan hakları ve haysiyetini destekliyoruz" Suriye'de insanların, rejim güçlerinin devam eden askeri saldırılarından ve terörist saldırılarından zarar görmeye devam ettiğini belirten Çavuşoğlu, Türkiye'de geçici koruma altındaki 3,7 milyon Suriyelinin yanı sıra, Suriye'nin kuzeyindeki 5 milyon sivilin güvenliğine ve refahına da doğrudan katkı sunulduğunu kaydetti. Çavuşoğlu, şöyle devam etti: "BM'nin Suriye'ye yaptığı sınır ötesi insani yardımın yegane koridoru Türkiye'den geçmektedir. Ve bu koridor bile saldırı altında. Bu yardımı sürdürmek esastır. Dünyanın en çok mülteciye ev sahipliği yapan ülkesi olarak, uluslararası yükümlülüklerimize riayet ediyoruz ve ev sahipliği yaptığımız kişilerin insan haklarına ve onuruna saygı duyuyoruz. Ancak, AB ve FRONTEX'in (Avrupa Birliği Sınır ve Sahil Güvenlik Ajansı) gözü önünde meydana gelen sürekli geri itme uygulamasından derin endişe duyuyoruz." Filistin, Libya, Kıbrıs, Dağlık Karabağ'daki gelişmeler İsrail'in, işgal altındaki Filistin topraklarında mutlak cezasızlık içinde eylemlerine devam ettiğini belirten Çavuşoğlu, "Gazze'deki insanlık dışı abluka ve İsrail tarafından yasa dışı yerleşimlerin genişletilmesi, insan hakları ihlali teşkil etmeye devam ediyor. Türkiye, Filistinlilerin, başkenti Doğu Kudüs olan, 1967 sınırlarına dayanan bağımsız ve egemen bir Filistin Devleti kurmaya yönelik meşru arayışını desteklemeye devam edecek." ifadelerini kullandı. Çavuşoğlu, Libya'nın başkenti Trablus'ta, Terhune kentinde her gün yeni toplu mezarların bulunduğunu işaret ederek, "İnsan Hakları Konseyi, faillerin adalete teslim edilmesine katkıda bulunmalıdır." dedi. Çözüm için her türlü çabayı göstermelerine rağmen, Kıbrıs Türk halkının insanlık dışı ambargolara ve haksız izolasyona maruz kalmaya devam ettiğini vurgulayan Çavuşoğlu, "Bu baskılara rağmen, Kıbrıslı Türklerin yaşayan bir demokrasi şeklinde işleyen kendi devletleri var." diye konuştu. Dağlık Karabağ'da da sürdürülebilir bir barış için artık tarihi bir fırsat olduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, Türkiye'nin, Güney Kafkasya'da bölgesel sahiplenmeye dayalı barış ve refah girişimlerini desteklemeye devam edeceğini ifade etti. Çavuşoğlu, "Ermenistan'ın da barışın ortağı olmayı seçmesini umuyoruz. Türkiye, Ermenistan'ın attığı her olumlu adıma olumlu karşılık verecektir." değerlendirmesinde bulundu. Gürcistan'ın toprak bütünlüğü ve egemenliği temelinde Abhazya ve Güney Osetya ihtilaflarının barışçıl çözümünü desteklemeye devam edeceklerini belirten Çavuşoğlu, Türkiye'nin, Kırım dahil Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü de desteklediğini kaydetti. Çavuşoğlu, "Kırım Tatarlarının tarihi ana vatanlarında özgür ve güven içinde yaşama arzularını desteklemeye devam edeceğiz." ifadesini kullandı. "Uygur Türklerinin ve diğer Müslümanların insan haklarının korunması önemli" Çavuşoğlu, Türkiye'nin Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki insan hakları durumunu yakından takip ettiğini belirterek, şöyle devam etti: "BM ve diğer uluslararası raporlardaki bulgulardan endişe duyuyoruz. Konuyla ilgili kaygı ve beklentilerimizi Çinli yetkililerle paylaşıyoruz. Bu konuda şeffaflık bekliyoruz. Türkiye, Çin'in egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı gösterirken, Uygur Türklerinin ve diğer Müslümanların insan haklarının korunmasının öneminin de altını çiziyor. Yüksek Komiserlik heyetinin bölgeye olası ziyaretlerine ilişkin gelişmeleri takip etmeye devam ediyoruz. Çin'in daveti üzerine, kendi milli heyetimizi de bölgeyi ziyaret etmesi için göndereceğiz." Cammu Keşmir'deki mevcut kısıtlamaların hafifletilmesi için Türkiye'nin Hindistan'a yaptığı çağrıyı yineleyen Çavuşoğlu, sorunun barışçıl yollarla, ilgili BM kararları ve Cammu Keşmir halkının meşru beklentileri temelinde çözülmesi temennisinde bulundu. Çavuşoğlu ayrıca, Myanmar'daki insan hakları ihlalleri ve özellikle Rohingya'lara (Arakanlı Müslümanlar) karşı işlenen suçların endişe kaynağı olmaya devam ettiğini belirterek, Türkiye'nin, Myanmar'da hükümetin askeri darbeyle ele geçirilmesini kınadığını da hatırlattı. Bakan Çavuşoğlu sözlerini, "Türkiye, herkes için insan haklarının korunması ve geliştirilmesi için Konsey'le çalışmaya devam edecek." diye sonlandırdı.

3 yıl önce

PKK'nın sözde yöneticisi Mustafa Karasu: Süleyman Soylu bizi muhatap almıyor

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun örgütü muhatap almadığını belirten Karasu, 'PKK'yla görüşür mü hiç? Bizi muhatap alır mı? Önceki hükümetler bunu sorun etmiyordu milletvekili gönderip görüşüyorlardı. Burada muhalefet de fırsatı değerlendiremedi. Hükümeti yıkabilirlerdi' ifadelerini kullandı.

1 2 ... 11 12 13 14 15 16 17 ... 133 134