29 Mart Cuma 2024
2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Putin'e ateşkes çağrısı: Barışın yolunu açalım

Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırı 11. gününde de sürüyor. Türkiye ise Ukrayna - Rusya savaşında barış için diplomatik çabalarını sürdürüyor. Bu kapsamda, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Görüşme yaklaşık bir saat sürdü.  'HEP BİRLİKTE BARIŞIN YOLUNU AÇALIM' Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmede, Ukrayna sorununun bir an evvel barışçı yöntemlerle çözümü konusunda her türlü katkıyı yapmaya hazır olduklarını belirtti. Acil bir genel ateşkesin bölgedeki insani endişeleri gidermenin yanında, siyasi çözüm arayışlarına da fırsat vereceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hep birlikte barışın yolunu açalım” çağrısını yineledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ateşkesin sağlanması, insani koridorların açılması ve bir barış anlaşmasının imzalanması için acilen adım atılmasının önemini vurguladı. Ukrayna tarafıyla ve diğer ülkelerle sürekli temas halinde olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kapsamlı müzakerelerin yapılması ve netice alınması için çabalarını sürdüreceğini dile getirdi. CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'DAN DİPLOMASİ TRAFİĞİ Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha önce dev Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Charles Michel, Litvanyalı mevkidaşı Nauseda, Sırbistan Cumhurbaşkanı Vucic ile bi dizi görüşme gerçekleştirmişti. Erdoğan, Kanada Başbakanı Justin Trudeau ile de bir görüşme yaptı. Görüşmede Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı dahil bölgesel meseleler ve son gelişmeler ele alındı. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, dün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın bugün Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşeceğini açıklamıştı. "Biz Türkiye olarak üzerimize düşeni yapmaya hazırız" diyen Kalın, "Somut adım atılması için daha fazla zaman kaybına tahammülümüz yok" diye konuşmuştu.

2 yıl önce

NYT: ABD heyeti, Ukrayna bağlamında Putin'i daha da yalnızlaştırmak için Venezuela'ya gitti

New York Times (NYT) gazetesinin diplomatik kaynaklara dayandırdığı haberinde, Washington'dan üst düzey yetkililerin, dün Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro hükümeti ile görüşmek üzere başkent Caracas'a gittiği belirtildi. Söz konusu ziyaretin ABD'nin Maduro hükümeti ile tüm diplomatik ilişkilerini kestiği 2019'dan bu yana en yüksek düzeyde temas olduğuna dikkati çekilen haberde, ziyaretin amacı (ABD Başkanı Joe) Biden yönetiminin Ukrayna savaşı bağlamında Rusya'yı geri kalan uluslararası müttefiklerinden ayırma çabası olarak değerlendirildi. Haberde, ABD'nin uyguladığı yaptırımlara karşılık Maduro hükümetinin ekonomik ve siyasi olarak Rusya, İran ve Çin ile ilişkilerini geliştirdiği vurgulanarak, Rus enerji şirketleri ve bankalarının, yaptırımlara rağmen Venezuela'nın ülkenin en büyük döviz kaynağı olan petrolü ihraç etmeye devam etmesine izin vermede etkili olduğu kaydedildi. Haberde, ABD ve müttefiklerinin, Ukrayna'ya saldırısı nedeniyle Rusya'yı cezalandırmak amacıyla Rus petrol ve gaz ihracatına yönelik yaptırımları düşünmeye başladığında, her iki büyük Amerikan siyasi partisine bağlı önde gelen bazı isimlerin potansiyel bir ikame olarak Venezuela'yı işaret ettiği belirtildi. Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısının, ABD'yi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Latin Amerika'daki müttefiklerine daha fazla dikkat etmeye sevk ettiğine vurgu yapılan haberde, Washington'ın, Rusya ile gerginliğin derinleşmesi halinde Rusya'nın Güney Amerika'daki müttefiklerinin güvenlik tehdidi haline gelebileceğine inandığı yorumu yapıldı. Haberde, ayrıca Venezuela ziyareti ile ABD'nin, Rusya ekonomisinin yaptırımlarla çökmesi durumunda, Putin'i daha zayıf müttefik olarak görmeye başlayacak Latin Amerika'daki otokrasilerle ilişkilerini ilerletme fırsatı olarak kullanabileceği değerlendirmesi de yer aldı. Dışişleri ve Beyaz Saray'dan kıdemli diplomatların yer aldığı ABD heyetinin Caracas'ta ne kadar kalacağının ise bilinmediği kaydedildi.

2 yıl önce

Rusya Devlet Başkanı Putin: Ukrayna ile müzakerelerde bazı olumlu değişimler var

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna'yla yürütülen müzakere sürecinde bazı olumlu değişimler olduğunu söyledi. Kremlin'de Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko'yla bir araya gelen Putin, görüşmesinin basına açık kısmında yaptığı açıklamada, "Ukrayna konusundaki durum hakkında ve her şeyden önce, neredeyse her gün yapılan müzakerelerin şu anda nasıl ilerlediği hakkında sizi mutlaka bilgilendireceğim. Bizim tarafımızdaki müzakerecilerin bana bildirdiğine göre bazı olumlu değişimler var. Tüm bunları size daha ayrıntılı olarak anlatacağım" dedi. "YAPTIRIMLARDAN KAYNAKLANAN ZORLUKLARI AŞACAĞIZ" Batı'nın Rusya ve Belarus'a yönelik yaptırımlarına değinen ve iki ülkenin gelişimini yaptırımlar yoluyla kısıtlama girişimleriyle ilgili tüm zorlukları aşacaklarını kaydeden Putin, "Günümüzdeki olaylarla, bilindik kısıtlamalarla, yaptırımlarla bağlantılı sorunlar elbette var. Ancak daha önce sizinle konuştuğumuz gibi, bizim gelişimimizi kısıtlama girişimleri her zaman her zaman uygulandı, şimdi de uygulanıyor. Elbette şu anda daha büyük bir kapsama sahip. Bu zorlukları aşacağımızı ve aksine kendimizi bağımsız hissetmek için daha fazla yetkinlik, fırsat elde edeceğiz" ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan diplomasi vurgusu: Zelenski ve Putin ile temaslarımı sürdürüyorum

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları: Görüşmelerimizde ikili ilişkilerimizi çeşitli yönlerini değerlendirdik. Türkiye AB ilişkileri ile birlikte küresel meselelerde fikri teatisinde bulunduk. Ukrayna'daki gelişmeleri ayrıntılı şekilde ele aldık. Sayın Başbakan ile Türkiye'nin Ukrayna ile Rusya arasında yürüttüğü diplomatik çabalarla ilgili bilgi verdim "PUTİN VE ZELENSKİ İLE TEMASLARIMI SÜRDÜRÜYORUM" Krizin başından beri sağduyu de diyalog çağrısı yaptık. Maalesef Ukrayna'daki insani dram artarak devam ediyor. Bu gidişata bir an evvel son verilmesi için yoğun bir diplomasi trafiği yürütüyoruz. Zelenski ve Putin ile temaslarımı sürdürüyorum. Şartların zorluğunun farkındayız. Diplomasiyi tek çıkış yolu olarak gören samimi girişimlerimizi bundan sonra da sürdüreceğiz. TİCARET HACMİNDE HEDEF 20 MİLYAR DOLAR NATO müttefikimiz Hollanda ile ilişkilerimiz ve bölgesel konulardaki diyaloğumuzu geliştirme konusunda ortak iradeye sahibiz. Ticaret hacmimiz yüzde 30'a yakın artışla 11 milyar dolara ulaştı. Bu şekilde 2016'da belirlediğimiz 10 milyar dolar hedefini aşmış oluyoruz. Şimdi ilk etapta 15, ardından 20 milyar dolar hedefini birlikte ortaya koyduk. Hollanda 27.5 milyar dolarla Türkiye'ye en çok yatırım yapan ülke konumundadır. "AB İLE MÜZAKERELERİN BAŞLAMASINI İSTİYORUZ" AB'nin çıkar hesaplarına teslim olmadan artık üyelik müzakere fasıllarını açmasını, gümrük birliğinin güncellenmesi müzakerelerinin süratle başlamasını istiyoruz. RUTTE: KİLİT EKONOMİK ORTAKLARIZ Sözlerine Cumhurbaşkanı Erdoğan'a teşekkür ederek başlayan Rutte'nin konuşmasından öne çıkan bölümler şöyle: Kilit ekonomik ortaklarız. 8'den 11 milyara artan bir ticaret hacmi gördük. Ara hedef olarak 15, nihai hedef olarak 20 milyar dolar belirledik. Bugünkü odağımız sadece ikili ilişkilerimiz değildi. Dünyada olanlara da odaklandık. Çünkü çok taraflı düzeyde de birlikte çalışıyoruz. İki ülke de NATO üyesi. Türkiye ittifak için çok büyük siyasi ve ekonomik önemi haizdir. İkimiz de Rusya'nın işgalini kınıyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da dediği gibi bölgesel barış ve istikrara büyük bir darbedir. Mariupol'da yapılan bombardıman ve bunun sivil nüfusu terörize etmekten başka bir amacı yoktur. Türkiye bu ihtilafta kilit rol oynuyor ve Sayın Erdoğan'ın bu rolü üstlenmesinden büyük bir memnuniyet duyuyor ve size bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Aynı zamanda Kabine üyelerinize de teşekkür ediyorum. MONTRÖ SÖZLEŞMESİ Türkiye Boğaz'dan gemilerin geçişi konusunda Montrö Sözleşmesi kapsamındaki gerekli yükümlülüklerin ide yerine getirmişti. Bu rol sebebiyle de tebrik ve teşekkür etmek istiyorum. "TÜRKİYE YAPABİLECEĞİ HER ŞEYİ YAPIYOR" Halihazırda dünyadaki diğer ülkelerde daha fazla mülteci barındırıyorsunuz ve bunun için de teşekkür etmek istiyorum. Bu akşamki görüşmelerimiz ilişkilerimizi daha fazla geliştirdi. Türkiye yapabileceği her şeyi zaten yapıyor. Çok kritik bir rol oynuyor. Hem Putin ve hem Zelenski ile teması olan ender ülkelerden. İki ülke ile de muteber bir rolü var. İki ülkeye açık hattı olan nadir ülkelerden. Türkiye'yi bu yolda desteklediğimizi söylemek isterim. Çavuşoğlu vesilesiyle de hem Rusya hem Ukrayna ile müzakereleri sürdürüyor. SORU CEVAP ERDOĞAN: NATO ÜLKELERİ OLARAK DAYANIŞMA İÇİNDE OLMAMIZ LAZIM
 Bunları görüşeceğim NATO üyesi ülkelere tekrar tabii açacağız. Kendilerine bu konuyu ısrarla söyleyeceğiz. Eğer NATO'da berabersek dayanışmamızı ortaya tam manasıyla koymamız lazım. Özellikle de savunma sanayiine yönelik atılacak adımlarda NATO ülkeleri olarak dayanışma içinde olmamız lazım. Artık dünyada savunma sanayiinde hiçbir ürünü tek başına yapmıyor. Nitekim şu anda Rusya-Ukrayna savaşında da bunu gördük. Bundan sonra da kim bilir nerelerde, neyi göreceğiz. Libya'da, Azerbaycan'da bunu gördük. Temennimiz o dur ki bunların olmadığı, barışın egemen olduğu dünyayı hep birlikte kuralım. KARADENİZ'DEKİ MAYIN TEHLİKESİ ERDOĞAN: Bu şu anda konuşuluyor. Ama bununla ilgili olarak birinci derecede Milli Savunma Bakanlığımız her tedbiri alıyor. Gereği neyse yapılacaktır. Yapılmaktadır.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Putin ve Zelenski ile görüşmeler olumlu

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları: "UKRAYNA-RUSYA KRİZİNDE ANLAŞMA İÇİN ÇABA GÖSTEREN TEK ÜLKEYİZ" Ukrayna-Rusya savaşında 2014'ten beri devam eden krizin anlaşma yoluyla devam etmesi için çaba gösteren tek ülkeyiz. Bugün de her iki tarafın samimiyetine, hakkaniyetine güvendiği ülke durumundayız. Savaşan ülkeler arasındaki Dışişleri Bakanları toplantısı Antalya'da yapıldı. Yarınki müzakereler öncesinde bizler de heyetlerle bir araya gelerek kısa bir görüşme yapacağız. Zelenski ve Putin ile sürdürdüğümüz telefon trafiğinin olumlu bir istikamette seyrettiğini söyleyebilirim. "Dünya 5'ten büyüktür" diyerek BMGK nezdinde küresel yönetim ve adalet sistemine olan itirazlarımızı dile getirirken de aynı hissiyata sahiptik. Türkiye, 40 yıla yaklaşan terörle mücadele tarihinde, ödediği onca bedele rağmen aynı çizgiden sapmamıştır. Bütün bu bölgede sınır ötesi siyasi, diplomatik ve güvenlik mücadelemizi de bu anlamda yürüttük. Yıllarca birileri bizim bu medeniyet ve tarih misyonumuzu, kimi zaman küçümseyerek itibarsızlaştırmaya kalkmıştır. Ülkemizin en haklı konularda haklı olmasına rağmen yalnız bırakılmasının gerisinde bu gerçekler vardır. "BÜYÜK VE GÜÇLÜ TÜRKİYE'Yİ ENGELLEMEYİ BAŞARAMAYACAKSINIZ" Salgının tetiklediği sağlık ve kriziler, Rusya-Ukrayna savaşıyla değişirken Türkiye büyüme stratejisinden ödün vermeden devam etmiştir. Terör örgütleriyle huzurumuza, 15 Temmuz'da istiklalimize saldıranlar, ülkemizdeki herkesi yıkıcı sonuçları altında bırakmayı planlıyordu. Salgında gelişmiş ülkeler çaresizce sağa sola savrulurken, Türkiye'nin sağlık hizmetlerini ayakta tutması birilerinin midelerine kramplar giriyordu. Aynı çevrelerin ülkemizin son 20 yılda ortaya koyduğu kalkınma hamlesinin son temsilcilerinden olan 1915 Çanakkale Köprüsü'nün görkemli gölgesinin altında ezildiğinin farkındayız. Orta açıklıkta, daha önce Japonya 1 numarayken şu anda bu köprümüz dünyada 1 numara olmuştur. Takdir etmeniz sizi küçültmez, aksine büyültür. Büyük ve güçlü Türkiye'yi engellemeyi başaramayacaksınız. Ülkemizin en büyük 10 ekonomi arasına girerek kendisi ve dostları için yeni dünya inşası gayretlerini baltalayamayacaksınız. "MİLLETİMİZLE ARAMIZDAKİ GÖNÜL KÖPRÜLERİNİ SAĞLAŞTIRACAĞIZ" Bugüne kadar ülkemize kazandırdığımız eser ve hizmetler elbette önemli. Zorluklarımız yok mu, sıkıntılarımız yok mu, önümüze döşenen mayınlar, işimizi zorlaştıran tuzaklar yok mu? Hepsi de var. Bunların tamamının ötesinde milletimizi güçlü, irademiz, imkanımız, birikimimiz kararlılığımız var. Herkesin bir planı olabilir fakat en büyük hesap ve plan sahibi Allah'tır. Herkesin içinden geçen niyetler, kalbinden geçen aslanlar olabilir. Fakat son söz milletindir. Milletimizden gelen her karar ram olduk, teslim olduk. 2023'e kadar çalışarak, milletimizle aramızdaki gönül köprülerini daha da sağlamlaştıracağız. Bu köprü 107 yıl önce, Çanakkale'de canıyla dişi tırnağıyla yürüttüğü savaşta, bütün kahramanlarımıza minnet, şükran ifadesidir. Temelinin atıldığı günden, açılışının yapıldığı ana kadar her aşamasını adım adım takip ettiğim bu eserin, milletimize bir kez daha hayırlı olmasını diliyorum. Boğaz'a yapılan ilk köprüyü inşa ederken birileri bu eserin İstanbul'a yapılmış en büyük kötülük olduğunu söyleyip, projeyi iptal etmek için elinden geleni yapmaya çalışmışlardır. 2. Köprü yapılırken de rahmetli Özal'a aynı şeyler yapılmıştı. Marmaray projesine başladığımızda aynı zehirli oklar bize yönelmişti. Mahkeme mahkeme dolaşarak 4 yıl bizi geciktirdiler. Sonunda tamamladık. KILIÇDAROĞLU'NA YAP-İŞLET-DEVRET TEPKİSİ Yine Avrasya'da 5'li çete diyorlar ya. Burada aynı siyasi görüşü paylaştıkları arkadaşları, Avrasya tünelinin yapanların içindeydi.  Boğaz'dan gelip, güçleri yetse inanın her türlü ihaneti yapabilirlerdi. Bir mahkeme kararını yanlış anlayarak, "3. köprü 2 beton kuleden ibaret" diye attıkları manşeti, sefilliklerini unutmadık. Bay Kemal, yap-işlet-devret ne demektir, bilmez, anlamaz. Bu öyle her yiğidin karı değildir. Bunun için bu alanda mürekkep yalamak lazım. İGA'yı yaptık, onunla ilgili de konuştu. İGA nedir diye konuşsan bilmez. Şu anda ilk 3 havalimanından bir tanesi İstanbul Havalimanı. Şimdi yüklenici firmalar buraya ilave bazı proje tadilatıyla güzellikler yapacaklar. 'Geçmediğimiz köprünün parasını ödüyoruz' çarpıklığı yaptılar. Bu yalanlar sebebiyle tereddüte düşen vatandaşlarımız varsa onlar için kısaca 'yap-işlet-devret'in ne anlama geldiğini anlatmak isterim. Dünyada 35,6 milyar dolarlık yatırım yapılmıştır. Türkiye bu modeli kullanan Avrupa'da 3. dünyada 13. durumdadır. Ülkemiz geçtiğimiz 20 yılda, ulaştırma ve haberleşme alanında 37,5 milyar dolarlık yatırıma kavuşmuştur. Bay Kemal bunları milli bütçeden yapmadık. Kendileri tedarikçi ve bir süre bunları işletiyorlar.  "HER YATIRIM ÜLKENİN ORTAK MALIDIR" Bu hesap sadece garanti rakamlarıyla ilgilidir. Kamu özel işbirliği modeliyle 2003-2021 yılları arasında hayata 395 milyar dolar, üretime 38 milyar dolar, istihdama 1 milyon kişi katkısı zaten olmuştur. Antalya Havalimanı'yla ilgili süreyi uzatma ihalesinde 2.38 milyar dolar olarak kasaya girdi. Neresinden bakarsanız bakın, ülkemizin için karlı, kazançlı verimli bir yatırım modelini Türkiye'de yaygın ve etkin bir şekilde kullanmaktan memnunuz. Kamu eliyle ülkemizin her ilinde, ilçesinde, her karış toprağında, yol, köprü, hastane okul, sulama tesisi yatırımı yapılmaktadır. Her yatırım, ülkenin ortak malıdır. Doğrudan bütçeden yapılan yatırımlarda ücret peşin, hizmet ise peyder peyder yapılmaktadır. Kamu işbirliğinde ise kamudan herhangi bir ücret tahsisi söz konusu değildir. İnşa edilen eser, randımanla şekilde çalışmaya başladığında üste gelir sağlanmakta, işletme bitimi süresi tamamlanınca işletme süresi devlete geçmektedir. İstanbul-İzmir otoyolu işletme süresinde devlete sağlayacağı sadece KDV geliri toplam 1,3 milyar Euro'dur. Çanakkale Köprüsü'nün akaryakıt tasarrufunun yıllık getirisi 415 milyon Euro olacağı hesaplanmaktadır. "DEVLETİN İMKANLARINI MİLLETİN EMRİNE VERİYORUZ" Bilindiği üzere Antalya Havalimanı'nın Aralık ayında yapılan inşa ve işletme ihalesi bedeli 8 milyar 55 milyon Euro, TAVFRAPORT işletme ortaklığı kazanmıştı. İhaleyi kazanan firmalar az önce ifade ettiğim rakamı ödediler. Garanti ödemelerinin önemli bir kısmı bu yüzden ortaya çıkmaktadır. Devletin imkanlarını biz milletin emrine veriyoruz. Bunlara verilen misyon, mesnetsiz tartışmalarla ülkemizin yönetim sisteminden her alanda eskiye götürerek tökezletmek ve yere sermektir. Varsın birileri, ellerine tutuşturulan modelleri kendilerinin diye okutmaya çalışsın. Varsın birileri kendi hırslarının, karanlık ajandalarının peşinde koşsun. Biz milletimize ve ülkemize aşığız. Eser kazandırmaya, 2023 hedefimizle 2050 misyonumuzla büyük ve güçlü Türkiye'yi inşa ve ihya etmeyi sürdüreceğiz. "ÜLKEMİZİ DÜNYANIN SÖZÜ DİNLENEN ÜLKELER SIRASINA ÇIKARDIK" Ülkemizin demokrasi ve kalkınma yolunda önüne çıkan her meseleyi çözdüğümüz gibi hayat pahalığı gibi bugün ki sorunların üzerinden gelecek olacak yine biziz. Bu hizmetleri getirirken karşılaştığımız engelleri, milletimizin gönlünden kopup gelen aldığımız güçle, engelleri aşarak bugünlere geldik. Siyasi, diplomatik, dış ticaret etkinlik alanımızı ülkemizin kalkınacağı şekilde güçlendirdik. Ülkemizi dünyanın sözü dinlenen ülkeler sırasına çıkardık. Ülkemizin vakti ve enerjisi, yıllarca vesayet güçlerinden, demokrasi kağıt üzerinde bırakılarak heba edilmiştir. Bir dönem bu ülkede terör örgütlerinin saldırılarıyla milletimizin huzuruna kastedilmişti. Biz kararlı mücadele ile bu sorunu sadece kendi sınırlarımız içinde çözmeyi bırakmadık, terör örgütlerinin başını ezdik, belini kırdık. Mücadelemizi sınır ötesine çıkardık. Türkiye'ye vesayetle, darbelerle, askeri tehditle, uluslararası dayatmayla diz çöktüremeyenler son olarak ekonomimizi hedef aldılar. Biz bu mücadelenin içindeyken dünya Koronavirüs salgının pençesine düştü. Salgın krizi giderek üretim, lojistik, finans alanlarına yayılan depreme dönüştü. Bizim bu dönemde önceliğimiz, insanımızın işini aşını garanti altına alacak bir ekonomik işleyişi sürdürmek olmuştur. Bununla kalmayıp ekonomik planımızı ülkemizin yatırım, istihdam, üretim ve cari fazlayla daha fazla büyütecek bir anlayışa geçtik. "TÜRKİYE'Yİ DÜNYANIN EN BÜYÜK 10 EKONOMİSİNE SOKACAK PLANLAMAYI YÜRÜTÜYORUZ" Elbette bu tarihi değişiminde bir bedeli oldu. Milletimiz bize sorumluluğu ülkeyi ve milleti en sert fırtınalardan sağ salim çıkartmak için tehvid etti. Son olarak Ukrayna topraklarının adım adım elinden alındığına bakın. Bu senaryoların hepsi, çok daha fazlasıyla ülkemiz üzerinde oynanmak istenmiştir. Biz insanımızın birliğine, devletimizin bekasına yönelik tehditleri teker teker bertaraf ettik. Eğer vesayetin ayak oyunlarıyla, çukur eylemleriyle, 15 Temmuz darbe girişimiyle ülkemiz aynı karanlık senaryonun güdümüne sokulabilseydi ülkemizin bugün ne durumda olacağını söylemek istemiyorum. Ülkemizi tüm mazlumların ve sığınağı haline getirdik. Toplam 5 milyon. Suriye'den Irak'tan Afganistan'dan gelenler. Bugün de geçtiğimiz 20 yılda, ülkemize kazandırdığımız eser ve altyapı gücüyle Türkiye'yi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sokacak planlamayı yürütüyoruz. Ne yaptığımızı, niçin yapacağımızı sonuçta ne elde edeceğimizi gayet iyi biliyoruz. Milletimizden sadece sabırlı olmasını istiyoruz. CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'DAN KDV İNDİRİMİ MÜJDESİ Küresel ve bölgesel krizler karşısında ülkemizi güçlü tutmanın mücadelesin verirken tüm kesimleri koruyacak idari refıormları da yapıyoruz. İlk etapta gıda ürünlerinde KDV tutarını %8'den %1'e düşürmüştük. Bu indirim 14 Şubat'tan itibaren et, süt yumurta tahıl gibi birçok üründe uygulanmaya başlanmıştır. Deterjan, sabun, tuvalet kağıdı ve bebek bezi gibi ürünlerin KDV'sini 18'den %8'e indirme kararı aldık. Ayrıca yeme içme hizmetlerinde KDV tutarını %8 olarak belirliyoruz. Satın alınan konut, nerede olursa olsun metre karesine göre değişen aynı kademeli KDV uygulanacaktır. Net alanı 150 metrekareyi aşmayan konutlarda KDV %8'dir. Aşan kısmı için %18 KDV uygulanacaktır. Arsa ve arazilerin KDV oranını da %18'e indirerek inşaat finansman yükünü azaltıyoruz. Yatırım teşvik belgesi kapsamındaki işlerin Turizm yatırımlarını da buna dahil ediyoruz. Tıbbi cihazların KDV'sini %18'den %8'e indiriyoruz. Süt toplama tankları gibi kimi ürünlerdeki KDV'yi %8'e indiriyoruz. Oto galericilerin araç-alım-satımdan elde ettiği gibi yat, tekne gibi %1 olan KDV oranını %18'e çıkartıyoruz.

1 yıl önce

Putin'le telefonda görüşen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin ile Zelenski’yi bir araya getirerek barış gayretlerini taçlandırmak istediklerini dile getirdi

Ukrayna-Rusya savaşının başladığı günden bu yana iki ülke arasında arabuluculuk konusunda kilit rol oynayan Türkiye'nin iki taraf ile de temasları sürüyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin telefon görüşmesi gerçekleştirdi. İLETİŞİM BAŞKANLIĞI'NDAN AÇIKLAMA Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, görüşmede, Rusya ve Ukrayna müzakere heyetlerinin salı günü İstanbul’da yaptıkları toplantı ele alındı. "BARIŞA DAİR ÜMİTLERİ YEŞERTTİ" Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmede, Rusya-Ukrayna heyetlerinin İstanbul’daki toplantısının olumlu ve yapıcı geçmesinin barışa dair ümitleri yeşerttiğini ifade etti. Tarafların sağduyulu hareket etmesinin ve diyaloğu sürdürmesinin önemli olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Putin ile Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’yi bir araya getirerek barış gayretlerini taçlandırmak istediklerini dile getirdi. PUTİN'DEN ERDOĞAN'A TEŞEKKÜR Rusya Devlet Başkanı Putin de Rusya-Ukrayna müzakere heyetlerinin görüşmesine İstanbul’da ev sahipliği yapmasından dolayı Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür etti. DÜN DE ZELENSKİ İLE GÖRÜŞTÜ Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dün akşam da Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski ile telefonda görüştü. Görüşmede Rusya ve Ukrayna heyetlerinin İstanbul’da yaptıkları müzakere toplantısı ele alındı. Görüşmede Erdoğan, Putin-Zelenski zirvesi için ev sahipliği yapma önerisini yineledi. Görüşmede, Zelenski'nin Ukrayna ve Rusya heyetlerinin görüşmesine ev sahipliği yaptığı için Cumhurbaşkanı Erdoğan'a teşekkür ettiği bildirildi. İSTANBUL'DA PUTİN VE ZELENSKİ ZİRVESİ OLUR MU? Cumhurbaşkanı Erdoğan, cuma namazı çıkışında yaptığı açıklamada "Dün sayın Zelenski ile görüşmemiz oldu. Bugün de saat 16:00 gibi sayın Putin'le görüşmemiz olacak. Her iki liderle de yapacağımız görüşmelerde ön görüşmeler neticesinde varılan mutabakat diyeyim, bunun getirisini artık liderler bazında özellikle Kırım ve Donbas noktasında bir adımın atılması için en üst düzeyde liderlerle görüşmenin ve bu konuya da ev sahipliği yapabileceğimizi ifade ettik. Sayın Zelenski'nin olumlu bakışı var. Sayın Putin'in de daha önce bir olumlu yaklaşımı söz konusuydu. Temenni ederim ki bugün yapacağımız bu görüşme ile yani tarih olarak ne zaman olabilir onu onlar belirleyecek. Buna göre de İstanbul'umuzda böyle bir liderler zirvesini gerçekleştirebilir ve bunun neticesinde inşallah bu olumsuz gidişi olumlu bir hale dönüştürmenin kararını iki liderle gerçekleştirebilirsek bizler de tabi Türkiye olarak bundan büyük bir mutluluk duyacağız." ifadelerini kullanmıştı.

1 yıl önce

Polonya Başbakanı Morawiecki'den Macron'a: Putin ile kaç kez görüştünüz neyi başardınız?

Rusya Devlet Başkanı Putin'in emri ile başlayan savaş Ukrayna'nın dört bir yanında can almaya devam ediyor. Ukrayna’nın Kiev bölgesindeki Bucha kentinin kontrolünü bir ay boyunca elinde tutan Rus güçleri geçtiğimiz gün kentten geri çekilmiş, kentte giren Ukrayna ordusu sokaklarda ve evlerde çok sayıda sivilin cansız bedeni ile karşılaşmıştı. Bucha’daki vahşetin ardından dünya ayağa kalkarken, Polonya'dan çok sert bir tepki geldi. Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki, sivillerin katledilmesine ilişkin uluslararası bir tepkinin ortasında Rus lider Putin ile telefon görüşmesi yapan Macron'u sert sözlerle eleştirdi. 'HANGİ EYLEMİ DURDURDUNUZ?' Düzenlediği basın toplantısında Fransa Cumhurbaşkanı Macron'a hitap eden Morawiecki, "Putin ile kaç kez görüştünüz, neyi başardınız? Gerçekleşen eylemlerden herhangi birini durdurdunuz mu?" ifadelerini kullandı. 'HİTLER İLE MÜZAKERE EDER MİSİN?' Başbakan sözlerini şöyle sürdürdü; "Suçlularla pazarlık yapılmamalı, onlarla savaşılmalı...Hiç kimse Hitler'le pazarlık yapmadı. Hitler, Stalin, Pol Pot ile müzakere eder misiniz?" FRANSA'DAN İLK YANIT Morawiecki'nin sözlerine yanıt Macron'dan değil Fransa Cumhurbaşkanlığı Ofisi'nden geldi. Yapılan yazılı açıklamada Putin'in batılı ülkelerin taleplerini anlaması için iletişim kanallarının açık olmasının önemine vurgu yapıldı.

1 yıl önce

Putin'den barış çağrısına cevap: 'Hayır, şimdi zamanı değil'

Rusya ile Ukrayna arasında barış sağlanması ümitleri son günlerde yerini hüsrana bıraktı. Buça'daki sivil katliamı ve Rusya'nın amiral gemisinin batırılması her iki tarafta da soru işaretlerine neden olurken Bloomberg Rus oligark Roman Abramovich'in iki ülke arasındaki müzakereleri yeniden alevlendirmeye çalıştığını yazdı. Ukrayna lideri Zelenski ise verdiği bir röportajda barışa kapısını kapatmayarak "Rusya ile en azından diyalog kurmalıyız" dedi. Ancak iddialara göre Rusya Devlet Başkanı Putin aynı fikirde değil. PUTİN BARIŞ ARAYIŞI İÇİNDE DEĞİL İngilizce yayın yapan Il Corriere della Sera'ya konuşan İtalya Başbakanı Mario Draghi Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı telefon görüşmesinin detaylarını anlattı. Draghi, Rus liderle ilişki kurma girişimlerinin 'zaman kaybı' gibi gelmeye başladığını söyleyerek Putin'e karşı hayal kırıklığını dile getirdi. Putin'in barış arayışı içinde olmadığının altını çizen Draghi,"Şimdiye kadar tek amacı Ukrayna direnişini yok etmek ve ülkeyi işgal etmek oldu" dedi. BARIŞ ÇAĞRISINA CEVAP: "ŞİMDİ ZAMANI DEĞİL" Yaptıkları telefon görüşmesinde Putin'e Zelenski'yi ne zaman görmeyi planladığını soran Draghi ona sorunların ancak ikisi arasında çözülebileceğini söyledi. Ancak Putin'in cevabı 'Şimdi zamanı değil' oldu. Draghi bu cevaptan sonra bile ısrarcı olduğunu ve 'Ateşkese karar verin' dediğini ancak Putin'in cevabının yine 'Hayır, şimdi zamanı değil' olduğunu belirtti. SİLAH GÖNDERME KARARINI SAVUNDU İtalyan Başbakan konuşmasında İtalya'nın Ukrayna'ya askeri teçhizat ve silah tedarik etme kararını savunarak "Saldırganı zayıflatmak için yaptırımlar şart ancak yaptırımlar kısa vadede askerleri durduramıyor. Bunu yapmak için Ukraynalılara doğrudan yardım etmemiz gerekiyor. Bizim yaptığımız da bu." dedi. AVRUPA'YA GAZ VE PETROL ÇAĞRISI Draghi şimdilerde Cezayir ile yaptığı anlaşmayla gaz ithalatını çeşitlendirerek İtalya'nın Rusya'ya olan bağımlılığını azaltmaya çalışıyor. Avrupa'yı alternatif gaz ve petrol kaynakları bulmaya çağıran başbakan "Avrupa petrol ve gaz satın alarak Rusya'yı finanse etmeye devam ediyor" dedi.

1 2 ... 5 6 7 8 9 10 11 ... 18 19