18 Nisan Perşembe 2024
2 yıl önce

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ hakkında soruşturma başlatıldı

Gelecek Partisi'nin kurucusu ve Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, "Yüksek Seçim Kurulu (YSK) zamanında seçim için Erdoğan'ın başvurusunu kabul eder mi?" sorusuna "Kabul ederlerse onları afişe ederiz, gazetelere ve televizyonlara ilanlar veririz, sokağa çıkamazlar. Dünyayı başlarına yıkarız" ifadelerini kullanmıştı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, "Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ'ın Yeniçağ Gazetesine verdiği mülakatta; YSK üyeleri hakkında sarf ettiği bir kısım sözleri sebebiyle Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından 'heyet halinde çalışan kamu görevlilerini alenen tehdit' ve 'halkı kin ve düşmanlığa tahrik' suçlarından re'sen Soruşturma başlatılmıştır" denildi.

2 yıl önce

ABD ölümleri durduramıyor! Koronavirüse verilen kayıp 850 bini aştı…

Johns Hopkins Üniversitesinin derlediği verilere göre, virüs tespit edilenlerin sayısı son 24 saatte 439 bin 764 artarak 65 milyon 404 bin 580 olarak kayıtlara geçti. CAN KAYBI 850 BİNİ AŞTI Ülkede 998 kişinin daha yaşamını yitirmesiyle Kovid-19 kaynaklı can kaybı sayısı 850 bin 247'ye çıktı. California, 6 milyon 871 bini aşkın vakayla ülkede ilk sırada yer alırken, bu eyaleti yaklaşık 5 milyon 505 bin vakayla Texas ve 5 milyon 41 bini aşkın vakayla Florida izledi. EN FAZLA CAN KAYBI CALIFORNIA'DA California can kaybında da 77 bin 723 ile ilk sırada bulunurken, bu rakam Texas'ta 77 bin 84, Florida'da ise 62 bin 504 oldu. Ülkede Kovid-19 aşılama istatistiklerini takip eden Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) verilerine göre, 5 yaş ve üstü nüfusun yüzde 79,6'sına en az bir doz, yüzde 66,9'una iki doz aşı uygulandı. Aşısı tamamlananların yüzde 41,3'üne ise hatırlatma dozu yapıldı. Ülkede 248 milyondan fazla yakın kişiye ilk doz, 209 milyona yakın kişiye ikinci doz, 79 milyonun üstünde kişiye ise hatırlatma dozu uygulandı.

2 yıl önce

Almanya'da cami avlusundaki yangında kundaklama şüphesi… Soruşturma başlatıldı

Chemnitz polisinden yapılan açıklamada, gece 23.00 sıralarında çıkan yangın nedeniyle kundaklama şüphesi dahil olmak üzere çok yönlü soruşturma başlatıldığı ifade edildi. Cami derneği başkanı Enis Sezgi, AA muhabirine, polisin kendisini araması sonucunda yangından haberdar olduklarını söyledi. Sezgi, avludaki inşaat malzemesi dolu konteyner ile çöp bidonlarının yanması sonucu is ve koku oluştuğunu, itfaiyenin bina içinde ne kadar kapı varsa kırdığını, bu nedenle caminin ibadete kapatıldığını vurguladı. Yangının nasıl çıktığı konusunda henüz net bir bilgilerinin olmadığını dile getiren Sezgi, caminin posta kutusuna zaman zaman İslam karşıtı ve domuz karikatürleri atılarak tehditler aldıklarına dikkati çekti. Sezgi, olayın kundaklama, normal yangın ya da aşırı sağcı bir saldırı olup olmadığının yapılan soruşturma sonrası belli olacağını sözlerine ekledi. Berlin Din Hizmetleri Ataşesi Emre Şimşek de yangın nedeniyle caminin kullanılamaz halde olmasından üzüntü duyduklarını ancak can kaybı ve yaralı olmamasının sevindirici olduğunu belirtti. Şimşek, camiye yeni atanan din görevlisinin henüz göreve başlamadığını vurguladı. Berlin Başkonsolosu Olgun Yücekök ise yangına ilişkin Saksonya Emniyeti ile temasa geçildiğini, soruşturmanın yakından takip edildiğini aktardı. Yücekök, olayın bir an önce aydınlığa kavuşturulmasını istediklerini kaydetti.

2 yıl önce

Seçim barajı, HDP'li Güzel, Rusya-Ukrayna krizi... Cumhurbaşkanı Erdoğan: 2022 bizim en parlak yılımız olacak

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ABD’nin İsrail gazını Güney Kıbrıs ve Yunanistan iş birliğiyle Avrupa'ya ulaştıracak EastMed Projesinden desteğini çekmesi kararını “Bu proje esasında olacak bir iş değil. Bu iş, Türkiyesiz olmaz. Çünkü eğer buradan Avrupa’ya gaz gidecekse bu ancak Türkiye üzerinden olur” sözleriyle değerlendirdi. Arnavutluk temaslarının ardından gazetecilerin gündemdeki gelişmelerle ilgili sorularını yanıtlayan Erdoğan, şu değerlendirmeleri verdi: FETÖ İLE MÜCADELE “Değerli Dostum Başbakan Sayın Edi Rama’yla başbaşa ve heyetlerarası olmak üzere verimli görüşmeler gerçekleştirdik. İkili ilişkilerimizde son yıllarda kaydedilen mesafeden duyduğumuz memnuniyeti özellikle dile getirdik. Stratejik Ortaklık seviyesindeki ilişkilerimizin geliştirilerek yeni alanlara teşmil ettirilmesi hususunda karşılıklı siyasi irademizi teyit ettik. Geçtiğimiz sene imzaladığımız Ortak Siyasi Bildiri’yle tesis ettiğimiz Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’nin ilk toplantısını da en kısa zamanda gerçekleştirmek konusunda mutabık kaldık. Dışişleri Bakanlarımız kendi aralarında görüşmeleri yapacaklar ve daha sonra da biz bu yıl içinde büyük ihtimalle bu toplantımızı gerçekleştireceğiz. Ortak gündemimizde yer alan bölgesel meseleler hakkında fikir teatisinde bulunduk. İki NATO müttefiki olarak güvenlik boyutlu gelişmeleri aramızda değerlendirdik. Arnavutluk’un savunma sanayii alanındaki ihtiyaçlarının karşılanması noktasında atabileceğimiz adımları ele aldık. Başbakan Edi Rama ile özellikle de FETÖ’nün Arnavutluk’taki yapılanmasıyla müşterek mücadelemizi gözden geçirdik. Ayrıca iş birliğimizi daha da güçlendirecek çeşitli anlaşmaları akdettik. Bu kapsamda 7 anlaşmanın imzaları atıldı. Heyetimizde yer alan Bakanlarımız ve ilgili kurum temsilcilerimiz de Arnavut muhataplarıyla görüşmeler gerçekleştirdiler. Ziyaretim vesilesiyle Arnavutluk Meclisi’ne de bir hitapta bulunduk. REPLİKA HATIRASI Arnavutluk’ta 2019 Kasım ayında meydana gelen depremde, evsiz kalan Arnavut kardeşlerimiz için talimatımla Laç şehrinde TOKİ tarafından yaptırılan 522 adet deprem konutunun teslim törenini de icra ettik. Bunun yanında model daireleri gördük. Arnavut kardeşlerimizin evlerine misafir olduk. Ayrıca, Tiran şehir meydanının en güzel noktasında bulunan ecdat yadigarı tarihi Ethem Bey Camii’nin TİKA tarafından gerçekleştirilen restorasyon sonrasında yeniden ibadete açılışına hep birlikte şahitlik ettik. Ethem Bey Camii, Başkent Tiran’da Osmanlı Dönemi’nde inşa edilen sekiz büyük camiden günümüze ulaşan tek tarihi cami olması hasebiyle ayrı bir önem taşıyor. TİKA tarafından 2018 yılında başlatılan bakım, onarım ve restorasyon çalışmaları, geçtiğimiz yıl tamamlandı. Namazgah Camii’mizin yanında bu da tarihi bir eser olarak güzel bir model teşkil ediyor. Sayın Edi Rama ile Ethem Bey Camii’ne birlikte girdik. Karahisari’nin Topkapı Sarayı’ndaki Kur’an-ı Kerim’inin bir replikasını buraya hatıra olarak bıraktık. İnşallah tüm Arnavutluk’taki Müslüman kardeşlerimiz için bu caminin anlamı da büyük olacaktır. Şimdi Namazgah Camii’ni de ramazan sonuna kadar yetiştirmeyi hedefliyoruz. O da 3 bin 250 kişilik bir cami. İnşallah güzel bir eser meydana geliyor. Onu da Diyanet teşkilatımızın KOMAŞ firması yürütüyor. Burada FETÖ meselesinden dolayı bazı sıkıntılar yaşandı. Bu sıkıntılar sebebiyle gecikti. Daha doğrusu işi durdurma noktasına da geldik. Ama bugün Sayın Edi Rama’nın bize verdiği bazı sözler sebebiyle “tamam” dedik. Hayırlısıyla biz işi yükleneceğiz, başlayacağız. Yeter ki diğer sorunları halledelim. Temenni ederiz ki şubat sonuna kadar bunlar bu planı gerçekleştirirlerse ondan sonra da zaten bizler adımlarımızı yoğun bir şekilde atacağız. BALKANLAR TÜRKİYESİZ OLMAZ (Türkiye, Balkan coğrafyasında pek çok eseri ihya ediyor. Bunun yanı sıra Maarif Vakfı yine FETÖ’nün etkisinde olan okullara sahip çıkıyor, yeni okullar içiyor. Bütün bu faaliyetlerin, kültür, sanat, eğitim alandaki faaliyetlerin üstüne bir adım daha koyma noktasında yeni projeler, yeni anlaşmalar olacak mı? Sözgelimi kasım, aralık ayında Korkut Ata Türk Dünyası Film Festivali yapılmıştı. Bunun bir benzeri Balkan coğrafyasındaki ülkelerle olacak mı?) Biz istiyoruz ki Balkanlar’da, her Balkan ülkesinde bir adım atalım; buralarda özellikle de TİKA ile tarihimize sahip çıkalım; kültür ve sanata yönelik de ne gerekiyorsa bunları biz TİKA ile yürütelim. TİKA, hemen hemen Balkan ülkelerinin tamamında şu anda aktif. Yoğun bir şekilde çalışmalarını sürdürüyor. İşte camiler, köprüler ve buna benzer bütün eserlere yönelik çalışmaları TİKA yoğun şekilde yürütüyor. Sadece Arnavutluk’ta bugüne kadar 568 adet eser yapıldı. Bunun haricinde yine Bosna-Hersek olsun, Kosova olsun, Makedonya olsun, buraların hepsinde de, Alevi Bektaşi Tekkelerine varıncaya kadar, bunları oralarda yoğun bir şekilde yapıyoruz. Hani bazıları konuşuyor “mezhep meşrep ayrımı vesaire” diye. Böyle bir şey yok. Böyle bir şey olmuş olsa bizim bunlara elimiz değmez. Ama hepsinde de varız, hepsine de elimizden gelen desteği veriyoruz ve oralarda da bunları inşa ve ihya ediyoruz. Balkanlar, Türkiyesiz olmaz. Balkanlar’da Türkiye olarak varız. Nitekim Sayın Edi Rama geçenlerde Bosna Hersek’te son gelişmeler üzerine katıldığı toplantıda “Tamam burada hepimiz varız da Türkiye nerede?” diye sormuş. Diğerlerine “Türkiye’nin olmadığı böyle bir toplantıdan hayırlı bir karar çıkmaz.” demiş. Aynı kanaati orada Bosna-Hersek Devlet Başkanlığı Konseyinin Sırp Üyesi Dodik de sergilemiş. “Türkiye’nin olmadığı böyle bir toplantıda Birleşmiş Milletler, Amerika, İngiltere’den gelenlerle bu iş çözülmez” demiş. Bu ilginç bir şey. Bunu tabi daha önceki ziyaretimde, Bosna-Hersek’te hepsinin yanında yine söyledi. “Niçin biz şuradan şuradan arabulucu arıyoruz. Bunu Erdoğan yapsın, Türkiye yapsın.” dedi. Bugün Sırbistan Cumhurbaşkanı Sayın Vucic bize geliyor. Sayın Vucic ile Balkanlar’da atılabilecek adımları, Bosna-Hersek konusunu da ele alacağız. Ona da Bosna-Hersek’teki barış ve istikrarın bölge için taşıdığı önemi vurgulayacağım. Biz sorunların çözümünün taraflar arasında daha fazla diyalogdan geçtiğine inanıyoruz. İlerleyen süreçte diplomasi trafiğini yoğunlaştıracağız. Türkiye, bugüne kadar sergilediği kucaklayıcı ve objektif tutumuyla Bosna-Hersek’teki tüm tarafların ve bölgedeki aktörlerin mevcut sorun bağlamında katkısını aradığı bir ülke olarak, saygın konumunu krizin aşılması için devrede tutmaya devam edecektir. BÖLGE SAVAŞI KABULLENEMEZ (Ukrayna’da çatışma ihtimali hala devam ediyor maalesef. Türkiye, krizin her iki tarafıyla da iyi ilişkilere sahip bir ülke. Sizin, adı arabuluculuk olmasa da bu krizin çözümü konusunda taraflarla görüşmeniz söz konusu mu? Eğer korkulan olur da Rusya’nın Ukrayna’yı işgali söz konusu olursa bir NATO üyesi ülke olarak Türkiye’nin tavrı ne olur?) Rusya’nın Ukrayna’yı işgalini gerçekçi bir yaklaşım olarak görmüyorum. Çünkü Ukrayna, sıradan bir ülke değil. Ukrayna güçlü bir ülke. Ayrıca Rusya’nın bu adımı atabilmesi için tüm dünyadaki durumu ve kendi durumunu gözden geçirmesi lazım. Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev Ukrayna’daydı. Şimdi ben de İlham Bey ile bir konuşacağım. Tabi Sayın Putin’le de bu konuları masaya yatırıp konuşmamız lazım. Çünkü bu bölgeler artık savaşı kabullenemez. Bunlar doğru da olmaz. Artık savaşı siyaset tarihinden silip atmamız lazım. “Ben bir yerin topraklarını işgal edeyim, alayım” mantığıyla bu işler yürümez. İşte örneğin Ukrayna’da ne yaptı Rusya? Kırım’a çöktü. Kırım ile ilgili biz her zaman, Kırım’ın işgaline karşı olduğumuzu Sayın Putin’le yaptığımız her görüşmede kendisine söylüyorum. Dışişleri Bakanlığımız aynı şekilde muhataplarına bunları söylüyor. Yani bu konuda bizim politikamız belli. Güneyimize bakıyoruz. Suriye’nin ciddi bir kısmında Amerika’nın üsleri var. Rusya’nın da üsleri var. Öbür tarafta terör örgütleri, Amerika’dan ciddi destekler aldı, hala almaya devam ediyor. Şimdi bunları yok farz etmek mümkün mü? Değil. Bunları biz Biden’la yaptığımız görüşmelerde devamlı kendisine söyledik. Trump ile yaptığımız görüşmelerde söyledik. Obama ile yaptığımız görüşmelerde söyledik. Hepsine de “Siz terör örgütlerini destekliyorsunuz” diye hep söyledim. Bizim güneyimizde, Suriye’nin kuzeydoğusunda terör örgütlerine binlerce tır silah, mühimmat, her türlü ciddi desteği bunlar verdiler. Nitekim Irak’taki Koalisyon Güçleri olarak, Suriye’deki Koalisyon Güçleri olarak bu işleri yaptılar, hala da yapmaya devam ediyorlar. “Çekildik, çekiliyoruz. Biz burada terör örgütlerine destek vermiyoruz.” diyorlar. Doğru konuşmuyorlar tabi. Aynı şekilde Rusya, oradan çekilmiyor. Şu anda Rusya, Suriye’ye desteği çekmiş olsa Esed’in ayakta duracak hali yok. Esed, şu anda Rusya’dan aldığı destekle ayakta duruyor. Malum İran’ın desteği var. Böyle bir durum söz konusu. Temennimiz odur ki bir an önce bölgeye sulh ve sükun hakim olur ve bunlardan da böylece kurtulmuş oluruz. TÜRKİYE ÜZERİNDEN OLUR (ABD’nin, Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’de İsrail ve Güney Kıbrıs Rum kesimiyle birlikteki boru hattı projesinden desteğini çekmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?) Bu proje esasında olacak bir iş değil. Bunun bütün analizlerini yaptılar, baktılar ki bu işin pozitif olabilecek bir yanı yok. Yani maliyet hesapları tutmuyor. Amerika bütün adımını zaten kapital üzerinde yürüten bir ülke. Bunun maliyet analizleri tutmadığı için de “Bu olacak bir iş değil” diyerek desteğini çekti. Zaten, burada hep konuşulan nedir? Bu iş, Türkiyesiz olmaz. Çünkü eğer buradan Avrupa’ya gaz gidecekse bu ancak Türkiye üzerinden olur. Berat Bey, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olduğu dönemde bile İsrailli muhatabı, o zaman o teklifle gelmişti. İş bir yere doğru da gidiyordu. Belki biz o zaman İsrail’le o işi bağlayabilirdik. Peki şimdi bağlama umudu yok mu? Şartlar oturup konuşulur. Çünkü bu işin menfaat analizleri çok önemli. Belli bir yere de geldik. İsrail Cumhurbaşkanı Herzog ile görüşmelerimiz oluyor. İsrail Başbakanı Bennett daha değişik düzeyde Haberler gönderiyor. Bütün bunlarla beraber biliyorsunuz, geçenlerde İslam Ülkeleri Hahamlar İttifakı Üyelerini Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde kabul ettim, onlarla görüşmelerimiz oldu. Eğer biz siyaset yapacaksak siyaset, kavga dövüşle olmaz. Siyaseti barış çizgisinde götürmeye mecburuz. Bizim Doğu Akdeniz’deki yaklaşımımız malum. Libya ile yaptığımız anlaşmamız var. Libya ile yaptığımız anlaşmayla birlikte işi biz resmi bir metne oturttuk. Bu resmi metin üzerinden de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bir taraftan dört tane sondaj gemisi, iki tane sismik araştırma gemisi aldık. Bunları biz boşuna mı aldık? Bunlar Karadeniz’de de çalışacak, Akdeniz’de de çalışacak. Bu konudaki en güçlü altyapıya biz sahip olacağız. Onun için de Amerika’nın olayı, tamamen ekonomik analizdir. Bu analizler neticesinde gördüler ki buradan bir şey çıkmaz. 2023’E YETİŞTİRECEĞİZ (Karadeniz gazıyla ilgili ilgili önemli bir gelişme oldu. O gazı Türkiye’ye taşıyacak olan borular Filyos Limanı’na geldi. Bu süreç nasıl ilerliyor?) Boru hattı yapımında kullanılacak borular gelmeye başladı. Boruların tamamının yaklaşık 10 ayrı seferde limana gelmesi planlanıyor. Her bir boru yaklaşık 12 metre uzunluğunda. Boru hattını deniz tabanına yerleştirme işlemi yaklaşık 5 ay sürecek. 2022 yılı içerisinde tüm kuyularda üretim öncesi tamamlama operasyonları yapılacak. (2023’e gaz yetişecek mi?) İnşallah 2023’e biz bu işi yetiştireceğiz. (Yeni bir müjde daha gelir mi?) Bekliyoruz. İnşallah. Bütün hayalimiz, Bakanlığın yaptığı çalışmalar, arkadaşların verdikleri bilgiler, özellikle sismik araştırma gemilerimizin bize verdiği raporlar, hep bu istikamette. Zaten bu işi şöyle başarıyla neticelendirdiğimiz zaman, ekonomik performans nedir ne değildir diye soranlara inşallah biz oradan gereken cevabı verme imkanını yakalamış olacağız. İSTİKLAL MÜCADELESİ VERMELİYİZ (CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu, Milli Eğitim Bakanlığının önüne giderek “tarafsız olun, torpil yapmayın” gibi birtakım açıklamalarda bulunmuştu. Ankara Büyükşehir Belediyesine ise 5 bine yakın CHP ve İYİ Parti kökenli isim alındı. Bir de mülakat oldu, 150 kişi girdi, 70 kişi yazılıda 90 almıştı, mülakatta 40 verildi. Yazılıda 40 alanların mülakat puanı da 90’a çıkarıldı. Burada da bir torpil ve iltimas ortaya çıktı. Bu konularla ilgili görüşünüz nedir?) Bu ülkede kadrolaşmanın kitabını CHP yazmıştır. Biliyorsunuz Mehmet Moğultay bu işin en mahir hareket edenlerindendir. Onun “CHP’lileri almayacağım da ülkücüleri mi alacağım” gibi bir ifadesi de vardır. Sadece onunla kalmadı tabi. CHP’nin o dönemlerdeki bakanlarının hepsinde aynı uygulama olmuştur. Seyfi Oktay’ına git, aynı şeyi görürsün. Bunların yönettiği belediyelerde de hep aynı şeyi görürsün. Şimdi burada da bunlar aynı bu uygulamayı yürütüyorlar. Bu yaptıklarını milletimiz görüyor. Bize bu noktada çamur atamazlar. Bunların kadrolaşma yanında beceriksizliklerine de milletimiz hep şahit oldu. Kılıçdaroğlu’nun SSK’nın başında olduğu dönemde bu millet hastanelerde kan revan içinde kalıyordu, serum şişesi bulamıyordu. Savaş Ay’ın o programında kolu kangren olan o yavrunun halini ben unutamıyorum mesela. Bu adam bir SSK’yı yönetemedi. Şu anda gelmiş ülkenin yönetimine talip oluyor. Her şeyi A’dan Z’ye yalan. Bozuk zemberek gibi dönüyor dönüyor aynı yalanı söylüyor. Burada hakikaten bir istiklal mücadelesini hep beraber vermemiz lazım. 2023 bu ülkenin adeta istiklal mücadelesinin verileceği yıl olacaktır. Elhamdülillah, milletimiz her şeyin farkında. İşte bu hafta Aydın’daydık. Aydın’da halkımızın teveccühünü gördük hamdolsun. Aldığım resmi rakama göre meydanda 30 bin vatandaşımız vardı. Ondan sonra Danışma Meclisindeki heyecan, coşku da bambaşkaydı. Bunun yanında Adnan Menderes Müzesi’nin açılışını yaptık. Sağ olsun Süleyman Bey’in riyasetinde orada güzel ve zengin bir müze yapıldı. Bütün bunlarla beraber bir coşku, bir heyecan artık arazide kendini gösteriyor. İnşallah 2023’te çıkacak netice, birçoğunun herhalde siyaset sahnesinden silinmesine de vesile olacaktır. DAR BÖLGEYE GİRMİYORUZ (Siyasi Partiler ve Seçim Kanununda yapılacak bir değişiklik gündeme gelmişti. Özellikle seçim barajının yüzde 7’ye indirilmesiyle ilgili AK Parti ve MHP arasında bir mutabakata varıldığına dair yorumlar da yapılmıştı. Bu konu çok merak ediliyordu. Öngörünüz var mı, ne zaman Meclis gündemine gelir?) Artık kronolojide gelme süreci başladı. Biliyorsunuz, bizden Hayati Bey’in başkanlığında bir ekip, Milliyetçi Hareket Partisi’nden Feti Bey’in başkanlığında bir ekip çalıştı. Bunun yanında Büyük Birlik Partisi kendi teklifini arkadaşlarımıza göndermişti. Ben, Hayati Bey’in Feti Bey’lerle yaptığı çalışmanın taslak metnini aldım. Bu taslak metni, Devlet Bey’le de paylaştım. Devlet Bey de gerçekten bir nezaket göstermek suretiyle “Bu çalışma bizim için geçerlidir” dedi. Orada bizim yaklaşımımız barajın yüzde 7 olması yönünde. Onun dışında dar bölge, daraltılmış bölge vesaire bu tür şeylere girmiyoruz. Hazırlanan, üzerinde çalışılmış taslak metin konusunda bu hafta veya önümüzdeki hafta arkadaşlar tekrar bir araya gelecekler. Nihai şeklini verip ondan sonra işi bitireceğiz. DOKUNULMAZLIĞI KALDIRILMALI (HDP’li milletvekili Semra Güzel'in terörist kıyafetiyle terör bataklığında çektirdiği fotoğraflar gündemin sıcak konusu. Konuya dair sizin son açıklamanız, dokunulmazlığın kaldırılması yönündeydi. HDP’li vekilin terör geçmişi tartışılırken muhalefetin pozisyonunun ne olacağı merak konusu. CHP’den, terör ve terörist CHP’nin kırmızı çizgisidir açıklaması geldi. Fakat CHP’li Adana İl Başkanı, PKK yöneticiliğinden hüküm giymiş bir kişi olan HDP’li Aysel Tuğluk’un sağlık nedenlerinden dolayı tahliyesi gerekir şeklinde bir konuşma yaptı ki, bu da çok eleştirildi ve bu bir çelişki olarak görülüyor. Muhalefetin Semra Güzel konusunda aldığı ve alacağı pozisyona dair yorumunuz ne olur?) Biz kendimizi muhalefete göre dizayn etmiyoruz. Bizim şu anda Cumhur İttifakı olarak tavrımız belli. Sözde milletvekili bu kadınla alakalı ben açıklamamı yaptım. Devlet Bey de aynı şekilde yaptı. İYİ Parti de bununla ilgili galiba “Gelirse bizim kanaatimiz budur” dedi. Bir defa böyle bir sözde milletvekilinin parlamentomuzda olması bizim için bir kara lekedir. Kesinlikle dokunulmazlığının süratle kaldırılması gerekiyor. Çünkü orada bitmiyor. Dokunulmazlığı kaldırıldıktan sonra yargı yolu açılmış oluyor. Biz bu konunun özellikle takipçisi olacağız. Bunların dışında da şu anda hazır olan yaklaşık 15 fezleke var. Bunların da takibinde olacağız. Bunların da dokunulmazlıklarının kaldırılmasının ve yargı yolunun açılmasının takipçisi olmaya mecburuz. Şu anda Cumhur İttifakı olarak biz bunların peşindeyiz. Bu konuda vatandaşımızın hassasiyetlerini biliyoruz. Parlamentomuzun terörle anılmasını kesinlikle istemiyoruz. KUR DA FAİZ DE DÜŞECEK (Yakın ekonomi tarihinin en kritik günü 20 Aralık 2021 idi. Kur korumalı mevduatta gelinen noktayı tatmin edici buluyor musunuz? Özellikle TL’nin dövize dönüşünü durdurdu ama dövizden TL’ye geçişin teşvik etmek adına yeni adımlar söz konusu mu? Bir de enflasyonla ilgili çok önemli bir hamle yaptınız. Geldiği seviyede dar ve sabit gelirlilerin enflasyona ezdirilmemesi için hakikaten ezber bozan hamleler var. Ama aynı zamanda enflasyonun bir düşüş trendine ilişkin de bir beklenti yönetmek gerekiyor. Sizce enflasyon ne zaman gerçek anlamda toplumun günlük hayatında hayat pahalılığının azaldığı hissini uyandıracak şekilde bir düşüş eğilimine girer. O konuda ne yapacaksınız?) Öncelikle kur korumalı mevduata vatandaşlarımızın teveccühü bizleri memnun ediyor. Döviz kurlarındaki oynaklığın azalmasından ve istikrarın devamından gayet memnunuz. Finansal piyasalardaki istikrarın devamına ve TL’ye olan ilginin artmasına yönelik ilave çalışmalarımız sürüyor. Diğer taraftan biliyorsunuz benim bir iddiam var; “faiz sebep, enflasyon neticedir.” Nitekim de neticesi, kendini gösteriyor. Enflasyon, düşüşe girmiştir, girecektir. Bu bir defa kesin. 20 Aralık burada bir dönüm noktası oldu. Enflasyonun gerilemesini beklemek, milletimin hakkıdır, bizim de hedefimizdir ve bunu zaten başaracağız. Ama faizde de artık düşüşler başladı. Bir ara biliyorsunuz 12’ye falan geldi, hatta daha aşağıya da geldi. Sonra tekrar bir çıkış yaşandı. Fakat bunu da aşağıya çekeceğiz. Bu da ekonomideki şartlara göre şekillenecek. Çünkü bu öyle bir durum ki, hep söylediğim gibi, dere yatağında akar. Burada da aynen bu durumu yakalayacağız. Yavaş yavaş, kademeli bir şekilde, aceleci olmadan kur da düşecek, faiz de aynı şekilde düşecek ve 2022 bizim en parlak yılımız olacak inşallah. 2023’e de zaten böyle gireceğiz. Bu enflasyonun da düşüşünü getirir, enflasyon düşecek.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Büyükelçi İbrahim Kalın: Türkiye Rusya-Ukrayna gerginliğinin çözümünde her türlü rolü oynamaya hazır

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Büyükelçi İbrahim Kalın, Rusya-Ukrayna gerginliğine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Ukrayna'yı ziyaret edeceğini duyuran Kalın, Türkiye'nin sorunun çözümü için her türlü rolü oynamaya hazır olduğunu söyledi. Kalın, düşünce kuruluşu Circle Foundation tarafından düzenlenen Rusya ve Ukrayna arasındaki gerginliğin Avrupa ve NATO'ya olası etkileri konusunda yapılan bir online panelde konuştu. Konunun bir süredir gündemde olduğuna ve gerilimin tırmandığına işaret eden Kalın, Türkiye'nin de gelişmeleri büyük bir endişeyle takip ettiğini, bu gerginliğin beraberinde riskler getirdiğini söyledi. Türkiye'nin Ukrayna'da veya Rusya ile Ukrayna arasında herhangi bir askeri harekat, çatışma veya savaş istemediğini vurgulayan Kalın, "Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü, siyasi egemenliğini ve sosyal bütünlüğünü tam olarak destekliyoruz." dedi. Ankara'nın yeni bir savaş görmek istemediğini; Suriye'de, Irak'ta ve dünyanın diğer yerlerinde yeterince bunu gördüklerini dile getiren Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü, iki tarafa da itidal çağrısı yaptı. Ancak mevcut sorunun, Rusya-Ukrayna arasındaki gerginliğin ötesinde bir boyutu olduğunu söyleyen Kalın, Soğuk Savaşı'n ardından geçen 30 yılda jeopolitik gerçeklerin geldiği noktaya işaret etti. "GERÇEK VE KAPSAMLI BİR DİYALOG HER ZAMANKİNDEN DAHA ACİL" Kalın, Rusya'nın jeopolitik parametreleri yeniden tanımlama yönünde talepleri olduğunu vurgulayarak, mevcut kriz çözülse bile ileride yeni gerilimler, geleneksel savaş şeklinde olmasa bile sahada hareketlilikler, hamleler veya değişik tehdit değerlendirmeleri olacağı konusunda uyardı. Rusya ile Batı ittifakı arasındaki diyaloğun henüz başladığı, oysa bunun daha önce yapılması gerektiğini ancak Rusya'nın Kırım'ı işgali nedeniyle sekteye uğradığını belirten Kalın, nihai çözüm için jeopolitik sorunların giderilmesinin önemine dikkati çekti. İki tarafın da güvenlik tehdidi algıları olduğunu, Rusya'nın Batı'yı "arka bahçesinde bir şeyler planlamakla", Batı'nın da Rusya'yı "istikrarı bozan bir güç olmakla" suçladığına işaret eden Kalın, "Bu nedenle ciddi, gerçek ve kapsamlı bir diyaloğun her zamankinden daha acil olduğunu anlamamız gerektiğini düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu. Bunu yaparken, Ukrayna'nın toprak bütünlüğü, siyasi istikrarı ve bunların korunmasının neden Rusya'nın da çıkarına olacağı hakkında Ruslarla çok açık bir şekilde konuşulması gerektiğini vurgulayan Kalın, "Bu bakımdan, maksimalist yayılmacı yaklaşımlardan ve taleplerden kaçınmanın öneminin altını çizmenin; samimi ve kapsamlı görüşmelerle bir tür modus vivendi (çatışan taraflar arasında nihai çözüme kadar geçici anlaşma) bulmaya çalışmanın, bunu akıl ve sabırla yapmanın önemli olduğunu düşünüyorum." şeklinde konuştu. "TÜRKİYE GERİLİMİ AZALTMAK İÇİN OYNAYABİLECEĞİ HER TÜRLÜ ROLÜ OYNAMAYA HAZIR" Kalın, hızlı sonuç beklenmesinin başarısızlık getireceğini vurgulayarak, "Bu tür büyük, uzun vadeli jeopolitik sorunlar için hızlı çözümler yok." değerlendirmesini yaptı. Soruna çözüm bulunması konusundaki Türkiye'nin çabalarına değinen Kalın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hem Rusya Devlet Başkan Vladimir Putin hem de Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenski ile konuştuğunu belirterek, şunları söyledi: "(Erdoğan) Hatta isterlerse her ikisini de Türkiye'ye gelmeye, aralarındaki sorunları ve farklılıkları çözmek için bir toplantı yapmaya davet etti. Türkiye, Rusya ile Ukrayna arasındaki gerilimi azaltmak için oynayabileceği her türlü rolü oynamaya hazır. Bunu hem Rusya hem de Ukrayna'nın dostu hem de bir NATO müttefiki olarak yapıyoruz." Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir kaç hafta içinde Ukrayna'ya bir ziyaret gerçekleştirerek Devlet Başkanı Zelenski ile görüşeceğini duyuran Kalın, "Aynı zamanda sonuçları büyük ve geri döndürülemez olacak her türlü askeri harekattan kaçınmak için Ruslarla yakın temas halinde olacağız." dedi. "GİDEREK ARTAN BİR KARAMSARLIĞA KAPILIYORUZ" Aynı panelde konuşan ABD'nin eski Kiev Büyükelçisi Steven Pifer ise Rusya'nın yapılan görüşmelerde bazı talepler ilettiğini hatırlattı. Bunların gerçekten sorunların çözümü amacıyla mı yoksa reddedilmesini sağlayarak Ukrayna'ya karşı bir harekat için bahane olması için mi sunulduğu konusunda sorular bulunduğunu belirten Pifer, "Kremlin'in diyaloğu seçmesini umuyorum. Ancak bir dizi analist, ben kendimi bu gruba dahil ediyorum, aslında Rusların niyetinin Ukrayna'ya karşı askeri harekata zemin hazırlamak olduğu yönünde giderek artan bir karamsarlığa kapılıyoruz." şeklinde konuştu.

2 yıl önce

“Türkiye-Ermenistan arasındaki görüşmeler devam ederken, bu gelişme sonrasında karşılıklı uçuşların başlamasına karar verildi”

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Irak'ın Erbil kentine 24 Ocak'ta, Ermenistan'a 2 Şubat'ta karşılıklı uçuşların başlayacağını duyurdu. Bakanlıktan yapılan açıklamada, salgından en çok havacılık sektörünün etkilendiğini ancak alınan önlemlerle bu etkinin en aza indirildiği belirtildi. Alınan tedbirler ve salgınla mücadelede elde edilen başarılar sonrasında havacılık sektörünün toparlanmaya başladığı bildirilen açıklamada, uçuş ağının da genişlediği ifade edildi. Türkiye-Ermenistan arasındaki görüşmelerde karşılıklı uçuşların başlamasına karar verildiği belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi: "Anadolujet'in, Gaziantep-Erbil uçuşları 24 Ocak'ta başlayacak. Karşılıklı yapılacak uçuşlar, haftada 2 gün olmak üzere pazartesi ve perşembe günleri gerçekleştirilecek. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından Pegasus Havayolları'na Sabiha Gökçen-Erivan hattında haftada 3 uçuş izin verildi. Ermenistan tarafında Fly One Armenia hava yolu şirketine de Erivan-İstanbul hattında haftada 3 uçuş izin verildi. Varılan mutabakata göre ilk uçuşlar, 2 Şubat'ta karşılıklı olarak başlayacak. Fly One Armenia uçağı saat 19.50'de İstanbul Havalimanına iniş yapacak. Pegasus uçağı ise aynı akşam 23.35'te Sabiha Gökçen Havalimanından kalkacak."

2 yıl önce

CHP'li Bilecik Belediyesinde skandal! 200 bin dolar rüşvet alırken suçüstü yakalandı

Bilecik Belediyesinde Belediye Başkanı Danışmanı olarak kendisini tanıtan gerçekte Belediye iştiraklarından Kayı A.Ş isimli firmanın Yönetim Kurulu başkanı olan Selçuk Erdağı, bina ruhsatı almak isteyen bir kişiden ruhsat bedeli için 400 bin lira, yapımı devam eden ve tahmini 42 milyon lira bedel belirlenecek olan Alışveriş Merkezinin işlemlerini takip etmek için başka bir kişiden ise 5 milyon lira istedi. 330 BİN DOLARA ANLAŞTI Erdağı'nın kendisinden AVM'nin işlemlerini takip etme maksatlı 200 bin dolar nakit, 130 bin dolarda senet olmak üzere anlaşmaya varıldığı belirten mağdur, polise ihbarda bulundu. Bilecik KOM Şubesi ekipleri harekete geçti. Para alışverişinin şüphelinin Bilecik Belediyesindeki ofisinde gerçekleşeceğini öğrenen polis yaptığı çalışmanın ardından operasyon için düğmeye bastı. BELEDİYEDE RÜŞVETE SUÇÜSTÜ Yapılan operasyonda Selçuk Erdağı, Belediyede bulunan odasında rüşveti alırken yakalandı. Erdağı gözaltına alınırken, daha önceden seri numarası alınmış 200 bin dolara da belediyedeki operasyonda el konuldu.

2 yıl önce

200 bin dolarlık rüşvet alırken suçüstü yakalanmıştı! CHP'li Bilecik Belediye Başkanı Danışmanı görevden alındı

Bilecik'te bir müteahhit, Bilecik Belediyesi iştiraklerinden Kayı A.Ş isimli firmanın Genel Müdürü ve Başkan Semih Şahin'in danışmanı olan Selçuk Erdağı'nın kendisinden rüşvet istediğini öne sürerek polise başvurdu. Müteahhit, Erdağı'nın kendisinden işlemlerini takip etme karşılığında 130 bin dolar senet ile 200 bin dolar nakit istediğini söyledi. Bilecik Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, soruşturma kapsamında para alışverişinin yapılacağı Bilecik Belediyesi çevresinde güvenlik tedbiri aldı. Dün akşam saat 19.30 sıralarında belediye binasındaki odayı basan polis ekipleri, Erdağı'nı rüşvet alırken suçüstü yakaladı. Erdağı'ın odasında önceden seri numarası alınmış 200 bin dolar ele geçirildi. Yaklaşık 3 saat süren işlemlerin ardından Erdağı, belediye binasından elleri önden kelepçeli çıkarıldı. Sağlık kontrolünden geçirilen Erdağı, gözaltına alınarak emniyete götürüldü. Olayla ilgili bazı belediye encümen ve meclis üyelerinin de ifadelerine başvurulduğu belirtildi. BİLECİK BELEDİYE BAŞKANI SEMİH ŞAHİN'DEN AÇIKLAMA Bilecik Belediye Başkanı Semih Şahin de Selçuk Erdağı'nın görevden alındığını açıkladı. Şahin, yazılı açıklamasında "19 Ocak 2022 Çarşamba akşamı, belediyemiz iştiraki olan Kayı A.Ş.'nin yönetim kurulu başkanlığını yürüten Selçuk Erdağı, belediye binasına gelen emniyet mensuplarınca gözaltına alınarak, halen ifadesi alınmak üzere bekletildiği Bilecik Emniyet Müdürlüğü'ne götürülmüştür. Bu soruşturmayı siyasi bir hamleye dönüştürüp belediyemize ve hizmetlerine yönelik saldırıya çevirmek isteyenlerin ellerini ovuşturduğunu görüyor, duyuyoruz. Bilecik Belediyesi olarak elde edilen kazanımlarımızın, güvenin ve siyasi istikrarımızın zedelenmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Suç varsa, suçu işleyen kim olursa olsun gereğini yapacağımızdan ve hiçbir yasa dışı faaliyetin arkasında durmayacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Kayı A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Erdağı tarafımca görevinden alınmıştır. Soruşturmayı yürüten yetkili kurumlara gereken desteği verdiğimizi, süreci yakından takip ettiğimizi kamuoyunun bilgisine sunarız" ifadelerini kullandı. SORUŞTURMADAN SONRA AÇIKLAMA YAPILACAK CHP Bilecik İl Başkanı Metin Yaşar ise rüşvet iddialarına ilişkin soruşturmanın sürdüğü ve netleşmesinin ardından parti olarak açıklama yapacaklarını söyledi. CHP Bilecik milletvekili Yaşar Tüzün de soruşturmanın sürdüğünü hatırlatarak "Bilecik Belediyesi'nde düzenlenen operasyon sonrasında açılan soruşturma devam etmektedir. Devam eden soruşturma çerçevesinde bilgi kirliliği olmaması adına gerekli açıklamalarımızı yapabilmemiz için soruşturmanın bitmesi gerekmektedir. Soruşturma bittiği zaman Bilecik halkına en doğru bilgiyi vereceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın" dedi.

1 2 ... 46 47 48 49 50 51 52 ... 138 139