19 Nisan Cuma 2024
2 yıl önce

NATO'dan Rusya’ya Ukrayna uyarısı: ‘Saldırırsa büyük bedel öder'

Ukrayna-Rusya hattındaki gerilimi düşürmek için Rusya ve NATO, Brüksel'deki NATO karargahında görüşme gerçekleşti. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, NATO-Rusya Konseyi Toplantısı'nın ardından düzenlediği basın toplantısında, "Bu kolay bir görüşme değildi. Ama tam da bu yüzden bu toplantı çok önemliydi" dedi. Düzenlediği basın toplantısında NATO-Rusya Konseyi Toplantısı'nı değerlendiren NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, "Bu kolay bir görüşme değildi. Ama tam da bu yüzden bu toplantı çok önemliydi. Ukrayna ve çevresindeki durum, Avrupa'nın güvenliği üzerindeki etkileri hakkında çok ciddi ve doğrudan bir fikir alışverişimiz oldu. Bu konularda NATO Müttefikleri ile Rusya arasında önemli farklılıklar bulunmaktadır. Farklılıklarımızı aşmak kolay olmayacak ama bu, tüm NATO Müttefikleri ve Rusya'nın aynı masanın etrafında oturup diyalog kurduğunun olumlu bir işareti" dedi. 'AÇIK KAPI POLİTİKASINA' VURGU Stoltenberg, Rusya'nın NATO'dan yeni üyeler almayı durdurması ve Avrupa'nın doğusundaki birliklerini geri çekme talebinde bulunduğunu ifade ederek, NATO'nun 'Açık Kapı Politikası' uyguladığını vurguladı. "Müttefikler, NATO'nun 'Açık Kapı Politikasını' ve her ulusun kendi güvenlik anlaşmalarını seçme hakkını yeniden ifade etti" diyen Stoltenberg şöyle devam etti: "Müttefikler, ittifakın doğusundaki birliklerin varlığı da dahil olmak üzere, birbirlerini koruma ve savunmaktan vazgeçmeyeceğini açıkça belirttiler. Aynı zamanda, hem Rusya hem de Müttefikler diyaloğu sürdürme ve gelecek toplantıların ihtiyacını dile getirdiler. NATO müttefikleri, daha detaylı görüşmeler yapmak için Rusya ile tekrar görüşmeye hazır."

2 yıl önce

Seçim barajı, HDP'li Güzel, Rusya-Ukrayna krizi... Cumhurbaşkanı Erdoğan: 2022 bizim en parlak yılımız olacak

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ABD’nin İsrail gazını Güney Kıbrıs ve Yunanistan iş birliğiyle Avrupa'ya ulaştıracak EastMed Projesinden desteğini çekmesi kararını “Bu proje esasında olacak bir iş değil. Bu iş, Türkiyesiz olmaz. Çünkü eğer buradan Avrupa’ya gaz gidecekse bu ancak Türkiye üzerinden olur” sözleriyle değerlendirdi. Arnavutluk temaslarının ardından gazetecilerin gündemdeki gelişmelerle ilgili sorularını yanıtlayan Erdoğan, şu değerlendirmeleri verdi: FETÖ İLE MÜCADELE “Değerli Dostum Başbakan Sayın Edi Rama’yla başbaşa ve heyetlerarası olmak üzere verimli görüşmeler gerçekleştirdik. İkili ilişkilerimizde son yıllarda kaydedilen mesafeden duyduğumuz memnuniyeti özellikle dile getirdik. Stratejik Ortaklık seviyesindeki ilişkilerimizin geliştirilerek yeni alanlara teşmil ettirilmesi hususunda karşılıklı siyasi irademizi teyit ettik. Geçtiğimiz sene imzaladığımız Ortak Siyasi Bildiri’yle tesis ettiğimiz Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’nin ilk toplantısını da en kısa zamanda gerçekleştirmek konusunda mutabık kaldık. Dışişleri Bakanlarımız kendi aralarında görüşmeleri yapacaklar ve daha sonra da biz bu yıl içinde büyük ihtimalle bu toplantımızı gerçekleştireceğiz. Ortak gündemimizde yer alan bölgesel meseleler hakkında fikir teatisinde bulunduk. İki NATO müttefiki olarak güvenlik boyutlu gelişmeleri aramızda değerlendirdik. Arnavutluk’un savunma sanayii alanındaki ihtiyaçlarının karşılanması noktasında atabileceğimiz adımları ele aldık. Başbakan Edi Rama ile özellikle de FETÖ’nün Arnavutluk’taki yapılanmasıyla müşterek mücadelemizi gözden geçirdik. Ayrıca iş birliğimizi daha da güçlendirecek çeşitli anlaşmaları akdettik. Bu kapsamda 7 anlaşmanın imzaları atıldı. Heyetimizde yer alan Bakanlarımız ve ilgili kurum temsilcilerimiz de Arnavut muhataplarıyla görüşmeler gerçekleştirdiler. Ziyaretim vesilesiyle Arnavutluk Meclisi’ne de bir hitapta bulunduk. REPLİKA HATIRASI Arnavutluk’ta 2019 Kasım ayında meydana gelen depremde, evsiz kalan Arnavut kardeşlerimiz için talimatımla Laç şehrinde TOKİ tarafından yaptırılan 522 adet deprem konutunun teslim törenini de icra ettik. Bunun yanında model daireleri gördük. Arnavut kardeşlerimizin evlerine misafir olduk. Ayrıca, Tiran şehir meydanının en güzel noktasında bulunan ecdat yadigarı tarihi Ethem Bey Camii’nin TİKA tarafından gerçekleştirilen restorasyon sonrasında yeniden ibadete açılışına hep birlikte şahitlik ettik. Ethem Bey Camii, Başkent Tiran’da Osmanlı Dönemi’nde inşa edilen sekiz büyük camiden günümüze ulaşan tek tarihi cami olması hasebiyle ayrı bir önem taşıyor. TİKA tarafından 2018 yılında başlatılan bakım, onarım ve restorasyon çalışmaları, geçtiğimiz yıl tamamlandı. Namazgah Camii’mizin yanında bu da tarihi bir eser olarak güzel bir model teşkil ediyor. Sayın Edi Rama ile Ethem Bey Camii’ne birlikte girdik. Karahisari’nin Topkapı Sarayı’ndaki Kur’an-ı Kerim’inin bir replikasını buraya hatıra olarak bıraktık. İnşallah tüm Arnavutluk’taki Müslüman kardeşlerimiz için bu caminin anlamı da büyük olacaktır. Şimdi Namazgah Camii’ni de ramazan sonuna kadar yetiştirmeyi hedefliyoruz. O da 3 bin 250 kişilik bir cami. İnşallah güzel bir eser meydana geliyor. Onu da Diyanet teşkilatımızın KOMAŞ firması yürütüyor. Burada FETÖ meselesinden dolayı bazı sıkıntılar yaşandı. Bu sıkıntılar sebebiyle gecikti. Daha doğrusu işi durdurma noktasına da geldik. Ama bugün Sayın Edi Rama’nın bize verdiği bazı sözler sebebiyle “tamam” dedik. Hayırlısıyla biz işi yükleneceğiz, başlayacağız. Yeter ki diğer sorunları halledelim. Temenni ederiz ki şubat sonuna kadar bunlar bu planı gerçekleştirirlerse ondan sonra da zaten bizler adımlarımızı yoğun bir şekilde atacağız. BALKANLAR TÜRKİYESİZ OLMAZ (Türkiye, Balkan coğrafyasında pek çok eseri ihya ediyor. Bunun yanı sıra Maarif Vakfı yine FETÖ’nün etkisinde olan okullara sahip çıkıyor, yeni okullar içiyor. Bütün bu faaliyetlerin, kültür, sanat, eğitim alandaki faaliyetlerin üstüne bir adım daha koyma noktasında yeni projeler, yeni anlaşmalar olacak mı? Sözgelimi kasım, aralık ayında Korkut Ata Türk Dünyası Film Festivali yapılmıştı. Bunun bir benzeri Balkan coğrafyasındaki ülkelerle olacak mı?) Biz istiyoruz ki Balkanlar’da, her Balkan ülkesinde bir adım atalım; buralarda özellikle de TİKA ile tarihimize sahip çıkalım; kültür ve sanata yönelik de ne gerekiyorsa bunları biz TİKA ile yürütelim. TİKA, hemen hemen Balkan ülkelerinin tamamında şu anda aktif. Yoğun bir şekilde çalışmalarını sürdürüyor. İşte camiler, köprüler ve buna benzer bütün eserlere yönelik çalışmaları TİKA yoğun şekilde yürütüyor. Sadece Arnavutluk’ta bugüne kadar 568 adet eser yapıldı. Bunun haricinde yine Bosna-Hersek olsun, Kosova olsun, Makedonya olsun, buraların hepsinde de, Alevi Bektaşi Tekkelerine varıncaya kadar, bunları oralarda yoğun bir şekilde yapıyoruz. Hani bazıları konuşuyor “mezhep meşrep ayrımı vesaire” diye. Böyle bir şey yok. Böyle bir şey olmuş olsa bizim bunlara elimiz değmez. Ama hepsinde de varız, hepsine de elimizden gelen desteği veriyoruz ve oralarda da bunları inşa ve ihya ediyoruz. Balkanlar, Türkiyesiz olmaz. Balkanlar’da Türkiye olarak varız. Nitekim Sayın Edi Rama geçenlerde Bosna Hersek’te son gelişmeler üzerine katıldığı toplantıda “Tamam burada hepimiz varız da Türkiye nerede?” diye sormuş. Diğerlerine “Türkiye’nin olmadığı böyle bir toplantıdan hayırlı bir karar çıkmaz.” demiş. Aynı kanaati orada Bosna-Hersek Devlet Başkanlığı Konseyinin Sırp Üyesi Dodik de sergilemiş. “Türkiye’nin olmadığı böyle bir toplantıda Birleşmiş Milletler, Amerika, İngiltere’den gelenlerle bu iş çözülmez” demiş. Bu ilginç bir şey. Bunu tabi daha önceki ziyaretimde, Bosna-Hersek’te hepsinin yanında yine söyledi. “Niçin biz şuradan şuradan arabulucu arıyoruz. Bunu Erdoğan yapsın, Türkiye yapsın.” dedi. Bugün Sırbistan Cumhurbaşkanı Sayın Vucic bize geliyor. Sayın Vucic ile Balkanlar’da atılabilecek adımları, Bosna-Hersek konusunu da ele alacağız. Ona da Bosna-Hersek’teki barış ve istikrarın bölge için taşıdığı önemi vurgulayacağım. Biz sorunların çözümünün taraflar arasında daha fazla diyalogdan geçtiğine inanıyoruz. İlerleyen süreçte diplomasi trafiğini yoğunlaştıracağız. Türkiye, bugüne kadar sergilediği kucaklayıcı ve objektif tutumuyla Bosna-Hersek’teki tüm tarafların ve bölgedeki aktörlerin mevcut sorun bağlamında katkısını aradığı bir ülke olarak, saygın konumunu krizin aşılması için devrede tutmaya devam edecektir. BÖLGE SAVAŞI KABULLENEMEZ (Ukrayna’da çatışma ihtimali hala devam ediyor maalesef. Türkiye, krizin her iki tarafıyla da iyi ilişkilere sahip bir ülke. Sizin, adı arabuluculuk olmasa da bu krizin çözümü konusunda taraflarla görüşmeniz söz konusu mu? Eğer korkulan olur da Rusya’nın Ukrayna’yı işgali söz konusu olursa bir NATO üyesi ülke olarak Türkiye’nin tavrı ne olur?) Rusya’nın Ukrayna’yı işgalini gerçekçi bir yaklaşım olarak görmüyorum. Çünkü Ukrayna, sıradan bir ülke değil. Ukrayna güçlü bir ülke. Ayrıca Rusya’nın bu adımı atabilmesi için tüm dünyadaki durumu ve kendi durumunu gözden geçirmesi lazım. Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev Ukrayna’daydı. Şimdi ben de İlham Bey ile bir konuşacağım. Tabi Sayın Putin’le de bu konuları masaya yatırıp konuşmamız lazım. Çünkü bu bölgeler artık savaşı kabullenemez. Bunlar doğru da olmaz. Artık savaşı siyaset tarihinden silip atmamız lazım. “Ben bir yerin topraklarını işgal edeyim, alayım” mantığıyla bu işler yürümez. İşte örneğin Ukrayna’da ne yaptı Rusya? Kırım’a çöktü. Kırım ile ilgili biz her zaman, Kırım’ın işgaline karşı olduğumuzu Sayın Putin’le yaptığımız her görüşmede kendisine söylüyorum. Dışişleri Bakanlığımız aynı şekilde muhataplarına bunları söylüyor. Yani bu konuda bizim politikamız belli. Güneyimize bakıyoruz. Suriye’nin ciddi bir kısmında Amerika’nın üsleri var. Rusya’nın da üsleri var. Öbür tarafta terör örgütleri, Amerika’dan ciddi destekler aldı, hala almaya devam ediyor. Şimdi bunları yok farz etmek mümkün mü? Değil. Bunları biz Biden’la yaptığımız görüşmelerde devamlı kendisine söyledik. Trump ile yaptığımız görüşmelerde söyledik. Obama ile yaptığımız görüşmelerde söyledik. Hepsine de “Siz terör örgütlerini destekliyorsunuz” diye hep söyledim. Bizim güneyimizde, Suriye’nin kuzeydoğusunda terör örgütlerine binlerce tır silah, mühimmat, her türlü ciddi desteği bunlar verdiler. Nitekim Irak’taki Koalisyon Güçleri olarak, Suriye’deki Koalisyon Güçleri olarak bu işleri yaptılar, hala da yapmaya devam ediyorlar. “Çekildik, çekiliyoruz. Biz burada terör örgütlerine destek vermiyoruz.” diyorlar. Doğru konuşmuyorlar tabi. Aynı şekilde Rusya, oradan çekilmiyor. Şu anda Rusya, Suriye’ye desteği çekmiş olsa Esed’in ayakta duracak hali yok. Esed, şu anda Rusya’dan aldığı destekle ayakta duruyor. Malum İran’ın desteği var. Böyle bir durum söz konusu. Temennimiz odur ki bir an önce bölgeye sulh ve sükun hakim olur ve bunlardan da böylece kurtulmuş oluruz. TÜRKİYE ÜZERİNDEN OLUR (ABD’nin, Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’de İsrail ve Güney Kıbrıs Rum kesimiyle birlikteki boru hattı projesinden desteğini çekmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?) Bu proje esasında olacak bir iş değil. Bunun bütün analizlerini yaptılar, baktılar ki bu işin pozitif olabilecek bir yanı yok. Yani maliyet hesapları tutmuyor. Amerika bütün adımını zaten kapital üzerinde yürüten bir ülke. Bunun maliyet analizleri tutmadığı için de “Bu olacak bir iş değil” diyerek desteğini çekti. Zaten, burada hep konuşulan nedir? Bu iş, Türkiyesiz olmaz. Çünkü eğer buradan Avrupa’ya gaz gidecekse bu ancak Türkiye üzerinden olur. Berat Bey, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olduğu dönemde bile İsrailli muhatabı, o zaman o teklifle gelmişti. İş bir yere doğru da gidiyordu. Belki biz o zaman İsrail’le o işi bağlayabilirdik. Peki şimdi bağlama umudu yok mu? Şartlar oturup konuşulur. Çünkü bu işin menfaat analizleri çok önemli. Belli bir yere de geldik. İsrail Cumhurbaşkanı Herzog ile görüşmelerimiz oluyor. İsrail Başbakanı Bennett daha değişik düzeyde Haberler gönderiyor. Bütün bunlarla beraber biliyorsunuz, geçenlerde İslam Ülkeleri Hahamlar İttifakı Üyelerini Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde kabul ettim, onlarla görüşmelerimiz oldu. Eğer biz siyaset yapacaksak siyaset, kavga dövüşle olmaz. Siyaseti barış çizgisinde götürmeye mecburuz. Bizim Doğu Akdeniz’deki yaklaşımımız malum. Libya ile yaptığımız anlaşmamız var. Libya ile yaptığımız anlaşmayla birlikte işi biz resmi bir metne oturttuk. Bu resmi metin üzerinden de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bir taraftan dört tane sondaj gemisi, iki tane sismik araştırma gemisi aldık. Bunları biz boşuna mı aldık? Bunlar Karadeniz’de de çalışacak, Akdeniz’de de çalışacak. Bu konudaki en güçlü altyapıya biz sahip olacağız. Onun için de Amerika’nın olayı, tamamen ekonomik analizdir. Bu analizler neticesinde gördüler ki buradan bir şey çıkmaz. 2023’E YETİŞTİRECEĞİZ (Karadeniz gazıyla ilgili ilgili önemli bir gelişme oldu. O gazı Türkiye’ye taşıyacak olan borular Filyos Limanı’na geldi. Bu süreç nasıl ilerliyor?) Boru hattı yapımında kullanılacak borular gelmeye başladı. Boruların tamamının yaklaşık 10 ayrı seferde limana gelmesi planlanıyor. Her bir boru yaklaşık 12 metre uzunluğunda. Boru hattını deniz tabanına yerleştirme işlemi yaklaşık 5 ay sürecek. 2022 yılı içerisinde tüm kuyularda üretim öncesi tamamlama operasyonları yapılacak. (2023’e gaz yetişecek mi?) İnşallah 2023’e biz bu işi yetiştireceğiz. (Yeni bir müjde daha gelir mi?) Bekliyoruz. İnşallah. Bütün hayalimiz, Bakanlığın yaptığı çalışmalar, arkadaşların verdikleri bilgiler, özellikle sismik araştırma gemilerimizin bize verdiği raporlar, hep bu istikamette. Zaten bu işi şöyle başarıyla neticelendirdiğimiz zaman, ekonomik performans nedir ne değildir diye soranlara inşallah biz oradan gereken cevabı verme imkanını yakalamış olacağız. İSTİKLAL MÜCADELESİ VERMELİYİZ (CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu, Milli Eğitim Bakanlığının önüne giderek “tarafsız olun, torpil yapmayın” gibi birtakım açıklamalarda bulunmuştu. Ankara Büyükşehir Belediyesine ise 5 bine yakın CHP ve İYİ Parti kökenli isim alındı. Bir de mülakat oldu, 150 kişi girdi, 70 kişi yazılıda 90 almıştı, mülakatta 40 verildi. Yazılıda 40 alanların mülakat puanı da 90’a çıkarıldı. Burada da bir torpil ve iltimas ortaya çıktı. Bu konularla ilgili görüşünüz nedir?) Bu ülkede kadrolaşmanın kitabını CHP yazmıştır. Biliyorsunuz Mehmet Moğultay bu işin en mahir hareket edenlerindendir. Onun “CHP’lileri almayacağım da ülkücüleri mi alacağım” gibi bir ifadesi de vardır. Sadece onunla kalmadı tabi. CHP’nin o dönemlerdeki bakanlarının hepsinde aynı uygulama olmuştur. Seyfi Oktay’ına git, aynı şeyi görürsün. Bunların yönettiği belediyelerde de hep aynı şeyi görürsün. Şimdi burada da bunlar aynı bu uygulamayı yürütüyorlar. Bu yaptıklarını milletimiz görüyor. Bize bu noktada çamur atamazlar. Bunların kadrolaşma yanında beceriksizliklerine de milletimiz hep şahit oldu. Kılıçdaroğlu’nun SSK’nın başında olduğu dönemde bu millet hastanelerde kan revan içinde kalıyordu, serum şişesi bulamıyordu. Savaş Ay’ın o programında kolu kangren olan o yavrunun halini ben unutamıyorum mesela. Bu adam bir SSK’yı yönetemedi. Şu anda gelmiş ülkenin yönetimine talip oluyor. Her şeyi A’dan Z’ye yalan. Bozuk zemberek gibi dönüyor dönüyor aynı yalanı söylüyor. Burada hakikaten bir istiklal mücadelesini hep beraber vermemiz lazım. 2023 bu ülkenin adeta istiklal mücadelesinin verileceği yıl olacaktır. Elhamdülillah, milletimiz her şeyin farkında. İşte bu hafta Aydın’daydık. Aydın’da halkımızın teveccühünü gördük hamdolsun. Aldığım resmi rakama göre meydanda 30 bin vatandaşımız vardı. Ondan sonra Danışma Meclisindeki heyecan, coşku da bambaşkaydı. Bunun yanında Adnan Menderes Müzesi’nin açılışını yaptık. Sağ olsun Süleyman Bey’in riyasetinde orada güzel ve zengin bir müze yapıldı. Bütün bunlarla beraber bir coşku, bir heyecan artık arazide kendini gösteriyor. İnşallah 2023’te çıkacak netice, birçoğunun herhalde siyaset sahnesinden silinmesine de vesile olacaktır. DAR BÖLGEYE GİRMİYORUZ (Siyasi Partiler ve Seçim Kanununda yapılacak bir değişiklik gündeme gelmişti. Özellikle seçim barajının yüzde 7’ye indirilmesiyle ilgili AK Parti ve MHP arasında bir mutabakata varıldığına dair yorumlar da yapılmıştı. Bu konu çok merak ediliyordu. Öngörünüz var mı, ne zaman Meclis gündemine gelir?) Artık kronolojide gelme süreci başladı. Biliyorsunuz, bizden Hayati Bey’in başkanlığında bir ekip, Milliyetçi Hareket Partisi’nden Feti Bey’in başkanlığında bir ekip çalıştı. Bunun yanında Büyük Birlik Partisi kendi teklifini arkadaşlarımıza göndermişti. Ben, Hayati Bey’in Feti Bey’lerle yaptığı çalışmanın taslak metnini aldım. Bu taslak metni, Devlet Bey’le de paylaştım. Devlet Bey de gerçekten bir nezaket göstermek suretiyle “Bu çalışma bizim için geçerlidir” dedi. Orada bizim yaklaşımımız barajın yüzde 7 olması yönünde. Onun dışında dar bölge, daraltılmış bölge vesaire bu tür şeylere girmiyoruz. Hazırlanan, üzerinde çalışılmış taslak metin konusunda bu hafta veya önümüzdeki hafta arkadaşlar tekrar bir araya gelecekler. Nihai şeklini verip ondan sonra işi bitireceğiz. DOKUNULMAZLIĞI KALDIRILMALI (HDP’li milletvekili Semra Güzel'in terörist kıyafetiyle terör bataklığında çektirdiği fotoğraflar gündemin sıcak konusu. Konuya dair sizin son açıklamanız, dokunulmazlığın kaldırılması yönündeydi. HDP’li vekilin terör geçmişi tartışılırken muhalefetin pozisyonunun ne olacağı merak konusu. CHP’den, terör ve terörist CHP’nin kırmızı çizgisidir açıklaması geldi. Fakat CHP’li Adana İl Başkanı, PKK yöneticiliğinden hüküm giymiş bir kişi olan HDP’li Aysel Tuğluk’un sağlık nedenlerinden dolayı tahliyesi gerekir şeklinde bir konuşma yaptı ki, bu da çok eleştirildi ve bu bir çelişki olarak görülüyor. Muhalefetin Semra Güzel konusunda aldığı ve alacağı pozisyona dair yorumunuz ne olur?) Biz kendimizi muhalefete göre dizayn etmiyoruz. Bizim şu anda Cumhur İttifakı olarak tavrımız belli. Sözde milletvekili bu kadınla alakalı ben açıklamamı yaptım. Devlet Bey de aynı şekilde yaptı. İYİ Parti de bununla ilgili galiba “Gelirse bizim kanaatimiz budur” dedi. Bir defa böyle bir sözde milletvekilinin parlamentomuzda olması bizim için bir kara lekedir. Kesinlikle dokunulmazlığının süratle kaldırılması gerekiyor. Çünkü orada bitmiyor. Dokunulmazlığı kaldırıldıktan sonra yargı yolu açılmış oluyor. Biz bu konunun özellikle takipçisi olacağız. Bunların dışında da şu anda hazır olan yaklaşık 15 fezleke var. Bunların da takibinde olacağız. Bunların da dokunulmazlıklarının kaldırılmasının ve yargı yolunun açılmasının takipçisi olmaya mecburuz. Şu anda Cumhur İttifakı olarak biz bunların peşindeyiz. Bu konuda vatandaşımızın hassasiyetlerini biliyoruz. Parlamentomuzun terörle anılmasını kesinlikle istemiyoruz. KUR DA FAİZ DE DÜŞECEK (Yakın ekonomi tarihinin en kritik günü 20 Aralık 2021 idi. Kur korumalı mevduatta gelinen noktayı tatmin edici buluyor musunuz? Özellikle TL’nin dövize dönüşünü durdurdu ama dövizden TL’ye geçişin teşvik etmek adına yeni adımlar söz konusu mu? Bir de enflasyonla ilgili çok önemli bir hamle yaptınız. Geldiği seviyede dar ve sabit gelirlilerin enflasyona ezdirilmemesi için hakikaten ezber bozan hamleler var. Ama aynı zamanda enflasyonun bir düşüş trendine ilişkin de bir beklenti yönetmek gerekiyor. Sizce enflasyon ne zaman gerçek anlamda toplumun günlük hayatında hayat pahalılığının azaldığı hissini uyandıracak şekilde bir düşüş eğilimine girer. O konuda ne yapacaksınız?) Öncelikle kur korumalı mevduata vatandaşlarımızın teveccühü bizleri memnun ediyor. Döviz kurlarındaki oynaklığın azalmasından ve istikrarın devamından gayet memnunuz. Finansal piyasalardaki istikrarın devamına ve TL’ye olan ilginin artmasına yönelik ilave çalışmalarımız sürüyor. Diğer taraftan biliyorsunuz benim bir iddiam var; “faiz sebep, enflasyon neticedir.” Nitekim de neticesi, kendini gösteriyor. Enflasyon, düşüşe girmiştir, girecektir. Bu bir defa kesin. 20 Aralık burada bir dönüm noktası oldu. Enflasyonun gerilemesini beklemek, milletimin hakkıdır, bizim de hedefimizdir ve bunu zaten başaracağız. Ama faizde de artık düşüşler başladı. Bir ara biliyorsunuz 12’ye falan geldi, hatta daha aşağıya da geldi. Sonra tekrar bir çıkış yaşandı. Fakat bunu da aşağıya çekeceğiz. Bu da ekonomideki şartlara göre şekillenecek. Çünkü bu öyle bir durum ki, hep söylediğim gibi, dere yatağında akar. Burada da aynen bu durumu yakalayacağız. Yavaş yavaş, kademeli bir şekilde, aceleci olmadan kur da düşecek, faiz de aynı şekilde düşecek ve 2022 bizim en parlak yılımız olacak inşallah. 2023’e de zaten böyle gireceğiz. Bu enflasyonun da düşüşünü getirir, enflasyon düşecek.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Büyükelçi İbrahim Kalın: Türkiye Rusya-Ukrayna gerginliğinin çözümünde her türlü rolü oynamaya hazır

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Büyükelçi İbrahim Kalın, Rusya-Ukrayna gerginliğine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Ukrayna'yı ziyaret edeceğini duyuran Kalın, Türkiye'nin sorunun çözümü için her türlü rolü oynamaya hazır olduğunu söyledi. Kalın, düşünce kuruluşu Circle Foundation tarafından düzenlenen Rusya ve Ukrayna arasındaki gerginliğin Avrupa ve NATO'ya olası etkileri konusunda yapılan bir online panelde konuştu. Konunun bir süredir gündemde olduğuna ve gerilimin tırmandığına işaret eden Kalın, Türkiye'nin de gelişmeleri büyük bir endişeyle takip ettiğini, bu gerginliğin beraberinde riskler getirdiğini söyledi. Türkiye'nin Ukrayna'da veya Rusya ile Ukrayna arasında herhangi bir askeri harekat, çatışma veya savaş istemediğini vurgulayan Kalın, "Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü, siyasi egemenliğini ve sosyal bütünlüğünü tam olarak destekliyoruz." dedi. Ankara'nın yeni bir savaş görmek istemediğini; Suriye'de, Irak'ta ve dünyanın diğer yerlerinde yeterince bunu gördüklerini dile getiren Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü, iki tarafa da itidal çağrısı yaptı. Ancak mevcut sorunun, Rusya-Ukrayna arasındaki gerginliğin ötesinde bir boyutu olduğunu söyleyen Kalın, Soğuk Savaşı'n ardından geçen 30 yılda jeopolitik gerçeklerin geldiği noktaya işaret etti. "GERÇEK VE KAPSAMLI BİR DİYALOG HER ZAMANKİNDEN DAHA ACİL" Kalın, Rusya'nın jeopolitik parametreleri yeniden tanımlama yönünde talepleri olduğunu vurgulayarak, mevcut kriz çözülse bile ileride yeni gerilimler, geleneksel savaş şeklinde olmasa bile sahada hareketlilikler, hamleler veya değişik tehdit değerlendirmeleri olacağı konusunda uyardı. Rusya ile Batı ittifakı arasındaki diyaloğun henüz başladığı, oysa bunun daha önce yapılması gerektiğini ancak Rusya'nın Kırım'ı işgali nedeniyle sekteye uğradığını belirten Kalın, nihai çözüm için jeopolitik sorunların giderilmesinin önemine dikkati çekti. İki tarafın da güvenlik tehdidi algıları olduğunu, Rusya'nın Batı'yı "arka bahçesinde bir şeyler planlamakla", Batı'nın da Rusya'yı "istikrarı bozan bir güç olmakla" suçladığına işaret eden Kalın, "Bu nedenle ciddi, gerçek ve kapsamlı bir diyaloğun her zamankinden daha acil olduğunu anlamamız gerektiğini düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu. Bunu yaparken, Ukrayna'nın toprak bütünlüğü, siyasi istikrarı ve bunların korunmasının neden Rusya'nın da çıkarına olacağı hakkında Ruslarla çok açık bir şekilde konuşulması gerektiğini vurgulayan Kalın, "Bu bakımdan, maksimalist yayılmacı yaklaşımlardan ve taleplerden kaçınmanın öneminin altını çizmenin; samimi ve kapsamlı görüşmelerle bir tür modus vivendi (çatışan taraflar arasında nihai çözüme kadar geçici anlaşma) bulmaya çalışmanın, bunu akıl ve sabırla yapmanın önemli olduğunu düşünüyorum." şeklinde konuştu. "TÜRKİYE GERİLİMİ AZALTMAK İÇİN OYNAYABİLECEĞİ HER TÜRLÜ ROLÜ OYNAMAYA HAZIR" Kalın, hızlı sonuç beklenmesinin başarısızlık getireceğini vurgulayarak, "Bu tür büyük, uzun vadeli jeopolitik sorunlar için hızlı çözümler yok." değerlendirmesini yaptı. Soruna çözüm bulunması konusundaki Türkiye'nin çabalarına değinen Kalın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hem Rusya Devlet Başkan Vladimir Putin hem de Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenski ile konuştuğunu belirterek, şunları söyledi: "(Erdoğan) Hatta isterlerse her ikisini de Türkiye'ye gelmeye, aralarındaki sorunları ve farklılıkları çözmek için bir toplantı yapmaya davet etti. Türkiye, Rusya ile Ukrayna arasındaki gerilimi azaltmak için oynayabileceği her türlü rolü oynamaya hazır. Bunu hem Rusya hem de Ukrayna'nın dostu hem de bir NATO müttefiki olarak yapıyoruz." Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir kaç hafta içinde Ukrayna'ya bir ziyaret gerçekleştirerek Devlet Başkanı Zelenski ile görüşeceğini duyuran Kalın, "Aynı zamanda sonuçları büyük ve geri döndürülemez olacak her türlü askeri harekattan kaçınmak için Ruslarla yakın temas halinde olacağız." dedi. "GİDEREK ARTAN BİR KARAMSARLIĞA KAPILIYORUZ" Aynı panelde konuşan ABD'nin eski Kiev Büyükelçisi Steven Pifer ise Rusya'nın yapılan görüşmelerde bazı talepler ilettiğini hatırlattı. Bunların gerçekten sorunların çözümü amacıyla mı yoksa reddedilmesini sağlayarak Ukrayna'ya karşı bir harekat için bahane olması için mi sunulduğu konusunda sorular bulunduğunu belirten Pifer, "Kremlin'in diyaloğu seçmesini umuyorum. Ancak bir dizi analist, ben kendimi bu gruba dahil ediyorum, aslında Rusların niyetinin Ukrayna'ya karşı askeri harekata zemin hazırlamak olduğu yönünde giderek artan bir karamsarlığa kapılıyoruz." şeklinde konuştu.

2 yıl önce

Rusya-Ukrayna hattında yüksek tansiyon... Erdoğan: Temennimiz Putin ile Zelenski'yi bir araya getirmek

Ankara'da El Salvador ile kritik imzaların atıldığı törenin ardından açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şu şekilde; Bu tarihi ziyaretin Türkiye - El Salvador ilişkilerinde yeni bir dönüm noktası olacağına inanıyorum. Değerli dostumun bugünkü ziyaretini ezber bozan nitelikteki bu politikalarının bir yansıması olarak görüyorum. Aile kökleri Filistin'e dayanan ve ülkesinde El Turco olarak tanınan sayın Bukelele'nin ülkemizi ziyareti bizler için ayrı bir anlam taşıyor. "BÜYÜKELÇİLİĞİMİZİ AÇACAĞIZ" Geçtiğimiz yıl faaliyete geçen El Salvador'un Ankara Büyükelçiliği'nin resmi açılışı bugün dışişleri bakanlarımızca yapıldı. Bugün dışişleri bakanıma gerekli talimatı verdim ve süratle sayın başkan da bize en uygun yerde büyükçe bir yer hazırlayacaklar ve orayı kiralamak suretiyle biz de büyükelçiliğimizi açacağız ve bu sebeple de iade-i ziyaretimizi gerçekleştireceğiz. 2020'de 27 milyon doları aşan ticaret hacmimiz geçtiğimiz sene 50 milyon dolara yaklaştı. Bu rakamı ilk etapta 100 milyon dolara, önümüzdeki 5 yıllık sürede de 500 milyon dolara çıkaralım istiyoruz. Çifte vergilendirmenin önlenmesiyle yatırımların karşılıklı teşviki ve korunması anlaşmalarının müzakerelerini de en kısa sürede tamamlayacağız. EL SALVADOR'A DESTEK MESAJI Sayın başkanın El Salvador'u bölgesinin lojistik merkezi haline getirme vizyonunu biz de destekliyoruz. Hayata geçirmeyi planladığı tüm yatırımlarda Türk firmalarının her türlü desteği vermeye hazır olduğunu ifade ettim. TİKA geçen yıl salgın döneminde El Salvador'daki bir çocuk hastanesine teknik ekipman yardımında bulunmuştu. Kurumumuz birçok alanda desteğini sürdürecektir. Görüşmelerimizde Orta Amerika üzerinde bölgesel meselelerde de fikir alışverişinde bulunduk. Latin Amerika ve Karayipler bölgesiyle ilişkilerimiz çok boyutlu dış politikamızın temel sütunlarından birini teşkil ediyor. 15 sene önce bölgede yalnızca 6 olan diplomatik misyon sayımız bugün 17'ye yükselmiş durumdadır. Yarın İstanbul'da El Salvador dahil bölge ülkeleriyle ilişkilerimize tarih tutacak önemli bir sergiyi açacağız. SORU-CEVAP El Salvador'la Ankara Üniversitemizin yapacağı bir anlaşmayla, bunu gençlerimiz için de ciddi bir sıçrama olarak görebiliriz. Yarın sayın başkan TUSAŞ'ı ziyaret edecek. TUSAŞ'ı ziyaret etmek suretiyle de bizim savunma alanındaki attığımız adımların adeta orada, yerinde görmek suretiyle ne gibi müşterek adımlar atabiliriz, bizler ne gibi destek verebiliriz, bunu görme fırsatı yakalayacaklar. El Salvador'a en yakın zamanda iade-i ziyareti gerçekleştireceğiz ve böylece iş adamlarımızın da orada çok daha aktif duruma gelmesini temin edeceğiz. RUSYA-UKRAYNA KRİZİ
 Rusya ile Ukrayna arasındaki gelişmeleri doğru bulmuyoruz. Bölgede bir savaş atmosferinin olması, böyle bir psikolojinin doğması, bunlar bizi de her iki tarafla münasebetleri olan bir ülke olarak üzmektedir. Temennimiz odur ki sayın Putin'le Zelenskiy'i bir araya getirebilmek ve yüz yüze bir görüşme yapmalarını temin etmek. Bunun için gerek sayın Putin'in Türkiye ziyareti gerekse benim Ukrayna ziyaretim, bunları çok önemsiyoruz. Önümüzdeki ayın başlarında Ukrayna ziyaretim var. Sayın Putin'le olan görüşmeleri de devam ettireceğiz. Ama bölgede istiyoruz ki barış egemen olsun, hakim olsun, bölgede bunun dışında farklı, olumsuz gelişmeler gerçekleşmesin. "TÜRKİYE TEKRAR BÜYÜYOR" El Salvador lideri Bukele'nin konuşmasından satır başları şöyle; Biz Türk insanının bir gün dünyayı fethettiğini biliyoruz bir süre boyunca. O ruh her bir Türk vatandaşında mevcut ve bu ruh tekrar büyüyor. 20 yıl önceki Türkiye bugünkü Türkiye değil, Türkiye tekrar büyüyor, bu büyüme hızlı. Biz Türkiye'nin ürünlerini, TV ürünlerini, kültürünü ülkemizde görüyoruz. Bunun sebebi de Türkiye'nin çok hızlı büyümesi ve büyük bir sistem olması. Bu da sayın Erdoğan sayesinde gerçekleşti. Çok verimli bir toplantı gerçekleştirdik; savunma sanayii, liman inşaatı, ithalat-ihracat, ticaret, altyapı konularından bahsettik. Neredeyse imzalanan, El Salvador'da Türk firmalarının imzalamakta olduğu limanlar var, savunma sanayii anlaşmalarımız var. Bunlar başlangıç, yarın başka şirketlerle de görüşeceğiz. Belki El Salvador'un ilk uydusu bir Türk teknolojisi sayesinde olacak. Bu El Salvador gibi küçük bir ülke için büyük bir başlangıç. Türkiye bizim için çok önemli bir ülke. Yatırım projelerini görüştük Türk firmalarıyla. Hidrotermal bir tesis projesi de var. İHA ve başka ekipmanlar var bunun yanında. Türkiye'de gerçekten çok büyük bir potansiyel görüyoruz. Ticaret bir yılda yüzde 80 büyüdü iki ülke arasında. Türkiye çok büyüyor, bunu görüyoruz. Şu anda güçlü ama ileride daha da büyük bir güç olacak ve dünya için çok önemli olacak. O yüzden biz de onların yanında olmak istiyoruz. Türkiye'nin büyümesinin bir parçası olmak ve ona eşlik etmek istiyoruz.

2 yıl önce

MGK'dan Rusya ve Ukrayna'ya 'tansiyonu düşürün' çağrısı

Milli Güvenlik Kurulu (MGK), Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirilen yılın ilk MGK toplantısı saat 15.20'de başladı ve 4 saat 45 dakika sürdü. MGK toplantısında, Rusya Federasyonu ve Ukrayna arasındaki artan gerginlik ele alındı. Gerilimin artmasının hiç kimsenin menfaatine neticeler doğurmayacağına dikkat çekildi. Tüm taraflara sağduyu içinde tansiyonun düşürülmesi çağrısında bulunuldu.

2 yıl önce

Rusya: Ukrayna ile savaş olmayacak ancak çıkarlarımızın görmezden gelinmesine izin veremeyiz

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'dan Ukrayna krizine ilişkin yeni açıklama geldi. Lavrov, "Moskova savaş istemiyor" dedi. Lavrov, savaşın olup olmayacağının Rusya'ya bağlı olduğunu belirtti. Rusya'nın Ukrayna ile savaş istemediğini ancak çıkarlarının görmezden gelinmesine de izin vermediğini vurguladı. Rus Bakan, Amerika Birleşik Devletleri ve NATO'nun Moskova'nın güvenlik önerilerine yanıtlarını da değerlendirdi. Bakanlıkların önerileri incelediğini belirtti. ABD'nin önerilerinin NATO'nunkinden daha iyi olduğunu söyledi. Batı'nın güvenlik önerilerilerinden "bir şeyler" olduğunu belirten Lavrov, önerilere nasıl yanıt verileceğine Devlet Başkanı Vladimir Putin'in karar vereceğini yineledi. Rus Bakan Amerikalı mevkidaşı Anthony Blinken ile önümüzdeki haftalarda görüşmeyi beklediğini söyledi.

2 yıl önce

Belarus Cumhurbaşkanı Lukaşenko, Rusya'ya doğrudan saldırı olursa Rusya’nın yanında savaşa katılacaklarını açıkladı

Lukaşenko, Belarus Parlamentosunda yaptığı konuşmada, bölgede Rusya ile ABD ve NATO arasında artan askeri gerginliğe dair değerlendirmelerde bulundu. Belarus'un güneyinde, Ukrayna sınırında gerginliğin artığını belirten Lukaşenko, "Ukrayna perde arkası pazarlığa konu oluyor, Ukraynalılar çatışmanın alevlerine itiliyor, kasıtlı olarak saldırganlığa hazırlanıyorlar. Belaruslular da dahil olmak üzere kardeş halklara karşı düşmanca bir tavır oluşturuyorlar." şeklinde konuştu. Bölgede askeri bir çatışma ihtimalinin yalnızca iki durumda gerçekleşeceğine işaret eden Lukaşenko, "Savaş olacak mı olmayacak mı? Evet, olacak ancak sadece iki durumda: Belarus'a doğrudan saldırı yapılırsa, Belarus'a karşı sıcak bir savaş başlatılırsa. İkinci durum, müttefikimiz Rusya doğrudan saldırıya uğrarsa. Belarus da buna katılır ve bunun temeli bizim müttefiklik anlaşmalarımızdır." dedi. Ülkesine bir saldırı gerçekleştirilmesi halinde "yüz binlerce" Rus askerinin Belarus'a geleceğini ifade eden Lukaşenko, "Batı, Belarus'ta Rus askerinin olup olmayacağı sorusuyla oldukça ilgili. Buna cevap vermek istiyorum. Eğer ülkemize yönelik bir saldırganlık olursa, yüz binlerce Rus askeri vatanımızı yüz binlerce Belaruslu ile birlikte korumak için burada olur." diye konuştu.

2 yıl önce

Rusya, Birlik Kararlılığı-2022 tatbikatlarına Belarus'ta devam ediyor

Kasım 2021'in başlarında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko arasında imzalanan, iki ülkenin ekonomi ve askeri alanlarda üzere işbirliğinin derinleştirilmesini öngören anlaşma sonrası başlatılan Birlik Kararlılığı-2022 tatbikatları devam ediyor. Rusya Savunma Bakanlığı, tatbikatlara ilişkin son bilgileri paylaştığı açıklamasında, "Tatbikatta yer alan Rusya Federasyonu Silahlı Kuvvetleri birimleri, Belarus Cumhuriyeti'ne yeniden konuşlandırmaya devam ediyor. İşlemlerin tamamlanmasının ardından personel, standart teçhizatla bir dizi görevi yerine getirecek ve teçhizatların bakımını yapacak. Hava savunma eğitimi muharebe görevini üstlenecekleri belirtilen alanlara ilerleyecek" denildi. Birlik Kararlılığı-2022 tatbikatının ilk ayağı 9 Şubat'ta, ikinci ayağı ise 10-20 Şubat'ta yapılacak.

1 2 ... 6 7 8 9 10 11 12 ... 27 28