20 Nisan Cumartesi 2024
2 yıl önce

Rusya-Ukrayna Savaşı! Cumhurbaşkanı Erdoğan: Sıradan bir kınama cümbüşüne dönmemeli

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar... Sıradan bir kınama cümbüşüne dönmemeli. Daha kararlı bir adımı NATO'nun atması gerekirdi. Bu konuyla ilgili olarak sayın genel sekreter ile yaptığımız net görüşmelerimiz var. Ve bu görüşmelerde de NATO'nun tavrı konusunda belirlediğimiz tavrımızı da onlara iletmiştik. Bugünkü toplantıda da tüm liderlerin duruşunu görerek biz de duruşumuzu açıklayacağız. UKRAYNA'DAKİ TÜRKLER... Bu konuyla ilgili Dışişleri Bakanlığımız açıklamayı yaptı. Gerek büyükelçilik, gerek konsolosluklar her türlü adımı atmaya hazırlar. Hava taşıması noktasında durum pek güvenli değil. Onun için karadan güvenli bölgelerden taşıma işlemlerini; gerek büyükelçiliklerimiz gerek başkonsolosluklar yardımcı olmak suretiyle yapıyorlar. AB'NİN TUTUMU Parti sözcümüzün yapmış olduğu açıklama çok açık net. Şu anda AB ve bunun yanında Batıcı bütün zihniyetler maalesef ciddi kararlı bir duruş sergilemediler. Hepsi Ukrayna'ya bol bol nasihat çekiyorlar. Bu nasihatle bir yere varmak mümkün değil. Yoksa bol bol nasihat çekmek, bol bol kınamak, böyle bir Karagöz-Hacivat cümbüşüne bu işi döndürmemek gerekir. Bugüne kadar bol bol nasihat çeken Batı şu anda halen bu nasihatlerine devam ediyor. 

2 yıl önce

Rusya-Ukrayna Savaşı! İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: Dünyaya beylik taslayanlar anca laf üretiyor

Bakan Soylu'nun açıklamalarından satır başları: Yeni bir savaşla karşı karşıyayız. Savaş, büyük bedeller ödetmiştir. Savaşta kazanan insan değildir, kaybeden insandır. Bugün karşı karşıya kalınan hadiseyi kabul etmek mümkün değildir. Dünyaya beylik taslayanların ne yaptığını hep beraber görüyoruz.  Sorumluluk birlik içinde olmak ve kendi göbeğimizi kendimiz kesebileceğimiz bir durum oluşturmak. Sırtımıza kendimize ve milletimize yaslamaktan başka çaremiz yoktur. Bugünün bize anlattığı budur. Sayın Cumhurbaşkanımızın yıllardır beri söylediği cümlenin aslında neyi kastettiğini şimdi daha iyi görüyoruz. 'Dünya beşten büyüktür' sözünü anlamayanlar bugünkü durumunu gördükten sonra ellerini başının arasına alıp düşünürler.  Bundan 20 yıl önce dünyaya beylik taslayan ABD'nin Afganistan'dan kaçarken uçağın o garabet fotoğrafı hiç kimsenin aklına gelmezdi.  Şimdi daha iyi görünüyor ki bu coğrafyada birlik bizim en büyük gücümüzdür, kendi göbeğimizi kendimiz kesebilmemiz en büyük gücümüzdür.  Çocuklarıyla savaştan kaçanları görüyoruz ama bu bizim gördüğümüz ilk fotoğraf değil.  Afganistan'da yoksulluk insan üzerine çökmüş, oraya insani yardım yapıyoruz. Şimdi 3. trenimiz yola çıktı.  "BATI, UKRAYNA İÇİN ANCA LAF ÜRETİYOR" Cumhurbaşkanımızla Kongo'ya kadar gezi gerçekleştirdik. Buraları o hale kim getirdi? Laf ebeliği yapan Batı getirdi. Güzel bir lafı var büyüklerimizin 'lafla peynir gemisi yürümüyor.' Senden aylardan beri yardım bekleyen Ukrayna için anca laf üretirsin. "ERDOĞAN, ZİHNİYET DEVRİMİ GERÇEKLEŞTİRDİ" Bu ülkede insanlar "ben Kürdüm" demeye çekiniyorlardı. Cümleler "ben Kürdüm ama" diye başlardı. Tayyip Erdoğan sadece havalimanları yapmadı, yollar, köprüler yapmadı; zihin duvarı örmek isteyenlerin duvarlarını kırdı. Sadece bugün adına değil gelecek adına da zihniyet devrimi gerçekleştirdi. Bugün Kürt "Kürdüm" diyebiliyor. Aleviler "Aleviyim" diyebiliyor. Peki bu zihin duvarları nasıl yıkıldı? Biz bu ülkede 28 Şubat'ı yaşadık. İnsanlar "ben dindarım" demeye çekinirlerdi. Biz ilk kez 28 Şubat ittifakıyla karşılaşmıyoruz ki. İlk kez pazartesi günü karşılaşmayacağız. Bu anlayış bugün Suriye'de yaşananlara sebep olanlardır. Bu anlayış dün Ukrayna'ya gaz verip bugün sessiz kalan anlayıştır. Bir iddiamız var iddiamız şu, bize biçilen gömleği biz giymeyeceğiz artık. Biz zengin olacağız, güçlü olacağız kendi değerlerimize sadık olacağız.  Etrafımızdaki coğrafyaya ve dünyaya sorumluluğumuz var. Biz büyük bir medeniyetin çocuklarıyız.  Bugün Beytüşşebap'ta gençlerimiz "ben tıp fakültesi kazanabilirim" diye düşünebiliyorlar artık.  Bu ülkede ret ve inkar politikaları tamamen ortadan kalktı. Biz sadece terörle değil, terörizmle de mücadele ettik.  Bu yıl Mardin'de bin km yol yapacağız. Dünyada zengin ülkeler var, orta ülkeler var ve daha alt ülkeler var. Türkiye, o ülkeler için rol model oldu, ABD değil Türkiye oldu. Çünkü bizim anlayışımızda sömürü yok.  15 Temmuz'dan sonra Doğu ve Güneydoğu'daki sadece lisanlı sporcu sayısı yüzde 140 arttı. Tıp fakültesinin kazanan öğrenci sayısı iki kat arttı. Ticaret hayatı, eğitim hayatı, sosyal hayat gelişiyor. Bu sürede terör eylemlerinin sayısı yüzde 95 azaldı. Terör örgütün etkinliği azaldıkça bunlar daha da artacak. Görmediğimiz kalmadı. Darbe gördünüz, emekli kuyruklarında can veren insanlar gördünüz, ABD'den bize parmak sallayanları gördünüz, Başbakanımız gittiği zaman nasıl ayak ayağa atalım diye uğraşanlar gördünüz. Gecelik yüzde 8 faizler gördünüz.  Son 3 yılda istihdamımız arttı. Dünya bu pandeminin etkilerinden kolay kolay kurtulamaz. En az 5 yıl bize muhtaçlar. Bizim üretimimize muhtaçlar. Şimdi bizi tezgaha düşürmek istemiyorlar. Bizim sıkı durup bu tezgaha düşmememiz lazım.

2 yıl önce

Rusya-Ukrayna savaşı öncesinden itibaren diplomatik çabalarıyla öne çıkan Ankara, olası bütün senaryolara Montrö dahil 'milli çıkarlar' öncelikli hazırlık yaptı

Geçen ay dünya gündeminin ilk sıralarına çıkan Rusya-Ukrayna krizi, son 6 günde yaşanan gelişmelerle birlikte artık Ankara'da da 'savaş' olarak tanımlanıyor. Geçtiğimiz günlerde Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu tarafından da kullanılan bu tanım, Ankara'nın üstlendiği diplomatik çabalarına ve geleceğe dair olası senaryolara karşı alacağı tedbirler ve atacağı adımlara yönelik işaretler de veriyor. Savaşın üzerinden bugün itibariyle geçen bir haftada yaşanan gelişmeler ile diplomasi ve güvenlik kaynaklarından edinilen bilgiler, Türkiye'nin diplomatik çabaları yoğunlaştırmakla birlikte, olası senaryolara karşı da 'milli çıkarlar'ı esas alarak, Montrö Boğazlar Sözleşmesi dahil uluslararası hukuktan doğan hak ve yetkilerini kullanacağı; yine uluslararası anlaşmalarla sahip olduğu NATO dahil tüm uluslararası kurumlar nezdinde çözüm odaklı çabalarını sürdüreceği yönünde. Ankara bu kapsamda, yıllardır dünyaya uyarıda bulunduğu 'mevcut uluslararası sistemin sorunlara çözüm üretemediği' gerçeğinin de artık anlaşılması gerektiğini, BM Güvenlik Konseyi başta olmak üzere tüm uluslararası kurumların reformdan geçirilmesi talebini de muhataplarına iletiyor. 5 BAŞLIKTA ANKARA'NIN TUTUMU Akşam Gazetesi'nin haberine göre, Türkiye'nin savaşın öncesinde ve son bir haftada ortaya koyduğu çabalar ile Ukrayna'da yaşanan gelişmeler ve ABD ile Avrupa tarafında atılan adımlar izlendiğinde, Ankara'nın tutumu 5 başlıkta özetlenebilir. 'SAVAŞ' NİTELEMESİ: Ankara, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırısını 'uluslararası hukukun ihlali ve kabul edilemez' diye değerlendirdi, 'savaş' diye niteledi. Özellikle de, bu girişimin bölgenin huzur ve güvenliğine hizmet etmeyeceğini vurguladı. UKRAYNA'NIN BÜTÜNLÜĞÜ: Rusya ve Ukrayna dahil tüm muhataplara, Kırım'ın Rusya tarafından ilhak edildiği 2014'ten bu yana "Ukrayna'nın siyasi egemenliğini ve toprak bütünlüğünü savunduğunu" bildirdi. Ankara, bu tavrını Ukrayna'da süren savaş için de koruyor. DİPLOMASİDEN UMUT KESİLMEDİ: Türkiye, aynı şekilde 2014'ten bu yana barışçıl çözüm için yürüttüğü çok yönlü diplomasiyi, savaş sırasında da sürdürüyor. Bu kapsamda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, hem Rusya ve Ukraynalı hem de Avrupalı mevkidaşlarıyla görüşme trafiği yürütmeye devam ediyor. Bu kapsamda Türkiye, Rusya ve Ukrayna arasında önkoşulsuz olarak başlatılan görüşmelerden memnun ve en kısa sürede ateşkesle sonuçlanması için gereken desteği vermeye hazır olduğunu taraflara iletti. TÜM SENARYOLAR MASADA: Ankara, bütün süreç boyunca 'işbirliğine dayalı iyi ilişkiler' ve 'savaşın çözüm olmadığı, aksine insani dramlar ürettiği'ne vurgu yaparak çözüm arayacak. Ancak savaşın uzaması veya şiddetlenmesi ya da genişlemesi durumu da dahil, bütün olası senaryolar değerlendirilerek, ülkenin çıkarı ve vatandaşların refahını koruma adına alıncak tedbirler ve atılacak adımlar belirlendi. Kaynaklar, ayrıntı vermeden, bu kapsamda birçok tedbirin alındığını, hazırlıkların tamamlandığını da belirtiyorlar. ÖNCELİK MİLLİ ÇIKARLAR: Ankara'nın bütün senaryolarda önceliği ise Türkiye'nin milli çıkarlarını korumak. Bu temelde bölgenin dengeli ve istikrarlı bir barışa kavuşması için uluslararası hukuktan doğan hak ve yetkiler kullanılacak. Buna, Montrö Sözleşmesi de dahil. Ankara bu bağlamda kendisini denge ve istikrar unsuru olarak görüyor. YALAN HABERLER ENERJİ TÜKETİYOR Ankara'da üzerinde çalışılan bir başka konu da savaştan etkilenme riski taşıyan Türk vatandaşları, akraba topluluklar ve sığınmacıların güvenliği ile Türkiye aleyhine kampanyaların Ukrayna konusunda bile sürüyor olması. Türkiye, Kovid salgınının başında dünyanın dört bir yanından vatandaşlarını tahliye ederek büyük bir başarıya imza atmıştı. Aynı başarıyı, Ukrayna'dan tahliyelerde de gösterdi. Verilen bilgilere göre Ukrayna'daki 25 bin vatandaşa tek tek ulaşıldı, onlardan 6 bin 600'ü tahliye talebinde bulundu ve 5 bini ilk 6 gün içinde sağ salim tahliye edildi. Kalan vatandaşların güvenliği ve olası tahliye taleplerine karşı da hazırlıklar tamamlandı. Ayrıca, savaşın ilk gününden başlatılan Ukrayna'ya ve sınırdaki Batı ülkelerine göç eden sığınmacılara yönelik insani yardımlar, AFAD ve Kızılay tarafından arttırılarak devam ettirilecek. Bu başarıya rağmen, Türkiye'ye karşı tahliyelerde yetersiz kalındığı, enerji ve gıda arz güvenliğine dair yalan haberler de 'karalama kampanyası' olarak nitelendiriliyor. Ankara, başta Ukrayna ve Rusya'dakiler olmak üzere tüm vatandaşlarına 'resmi kanallardan gelen bilgileri takip etmeleri' uyarısında bulunuyor.

2 yıl önce

IMF: Rusya-Ukrayna savaşının küresel ekonomiye ağır etkileri olacak!

Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırıları 10. gününde sürüyor. Uluslararası Para Fonu (IMF), savaşın küresel ekonomiye ağır etkileri olacağı görüşünde.  Rusya'ya yaptırımların küresel ekonomi üzerinde önemli etkisi olacağı belirtilen açıklamada, bu durumun diğer ülkeleri de önemli derecede etkileyeceği ifade edildi.

2 yıl önce

Scholz görüşmesi sonrası kritik mesajlar! Cumhurbaşkanı Erdoğan: "(Rusya-Ukrayna savaşı) Kalıcı ateşkesin tesisi konusundaki çabalarımızı yılmadan sürdürmeye devam edeceğiz."

Almanya ile yakın işbirliği ve diyaloğun sürdürülmesinde kararlı olunduğunu vurgulayan Erdoğan, Scholz ile gerçekleştirdiği görüşmede sadece bölgesel konuları değil dünya gündemini işgal eden Rusya-Ukrayna konusunun da ağırlıklı olarak değerlendirildiğini kaydetti. İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları: Dost ve müttefik Almanya'nın Şansölyesi ülkemize ilk ziyaretini gerçekleştiriyor. Son derece dinamik ve güçlü olan Türk Alman ilişkilerinin boyutları ve yoğunluğu emsalsizdir. İkili görüşmemizin gerek, siyasi, ticari kültürel her yönde ele alma fırsatı bulduk. Bunun yanında da şu anda sadece bölgesel değil, dünya gündemini teşkil eden, Rusya-Ukrayna konusunu da ağırlıklı olarak değerlendirme fırsatı bulduk. Gelişmeler tabi ki dikkat çekici. NATO müttefiki 2 ülke olarak endişelere sahip olduğumuzu teyit ettik. "KALICI ATEŞKES İÇİN ÇABALARIMIZA DEVAM EDECEĞİZ" Gayretlerimiz sonucu, Rus ve Ukrayna Dışişleri Bakanları, Dışişleri Bakanımla Antalya'da bir araya geldiler. Savaşın ortasında bu toplantı, diplomasi zaferi olarak görülebilir. Antalya zirvesi önemli bir başarı. Kalıcı ateşkesin tesisi konusunda çabalarımızı yılmadan sürdürmeye devam edeceğiz. Bugün yaptığımız görüşmelerde ikili ve diğer birçok meseleyi de değerlendirdik. Almanya ile Yüksek düzeyle istişare mekanizmamızın canlandırılması gerektiğine inanıyorum. Dışişleri Bakanlarımız birbirleriyle görüşerek, Yüksek Düzey Toplantımızı Türkiye'de gerçekleştireceğiz. Almanya Türkiye'nin ihracatta ilk, ithalatta ikinci sıradaki ortağıdır. Ticaret hacmimiz 2021 yılında 41 milyar doları aşmış vaziyette, bu rakamı inşallah 50 milyar dolara taşımakta kararlıyız. TİCARETTE HEDEF 50 MİLYAR DOLAR Almanya ile Yüksek düzeyle istişare mekanizmamızın canlandırılması gerektiğine inanıyorum. Dışişleri Bakanlarımız birbirleriyle görüşerek, Yüksek Düzey Toplantımızı Türkiye'de gerçekleştireceğiz. Almanya Türkiye'nin ihracatta ilk, ithalatta ikinci sıradaki ortağıdır. Ticaret hacmimiz 2021 yılında 41 milyar doları aşmış vaziyette, bu rakamı inşallah 50 milyar dolara taşımakta kararlıyız. "AVRUPALI TÜRKLERİ TEŞVİK ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ" İlişkilerimizin önemli bir reçetesini de insani boyut teşkil ediyor. Bizim turizmdeki etkin iki ülkemiz birincisi Rusya, ikincisi Almanya ikinciydi. Almanya'daki bu ilişkimizi yine devam ettireceğimize inanıyorum. Geçen sene Ekim ayında Türkiye-Almanya işgücünün 60. yılını yad ettik. Salgınla mücadelede Özlem Türeci ve Uğur Şahin, hem Almanya'nın hem de Türkiye'nin gururu oldular. Bundan sonra da Avrupalı Türkleri her alanda teşvik etmeyi sürdüreceğiz.  Almanya ile bölgesel konularda yakın ilişkilerde çalışmayı önemsiyoruz. Almanya'nın AB içinde lider konumdaki ülkelerden biri olduğu tartışılmasızdır. Türkiye-AB ilişkilerinin ilerletilmesinde Alman temsilcilerinin tutumunun devam edeceğine inanıyorum. İstanbul'daki Türk-Alman üniversitesi bizim için ciddi sıçrama tahtasıdır. Bunu da Şansölye ile görüştük. Bir an önce Almanya ayağında da Türk-Alman üniversitesini kurmamız, özellikle ilahiyat açığı konusunda da önemli bir fayda sağlayacaktır. Özel temsilcilerimiz İbrahim Kalın Bey ile Çağatay Bey bu çalışmayı yürütecekler. Almanya Şansölyesi Olaf Scholz'un açıklamalarından satır başları: "ATEŞKES KONUSUNDA HEMFİKİRİZ" Şansölye olarak Türkiye'de ilk defa bulunmaktan mutluyum. Çok uzun süre bir aradaydık ve konuştuk. Bu iyi bir ilişkimizin olduğunun göstergesi. Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı devam ediyor. Yaşanan büyük acıların haberlerini alıyoruz. İki ülkenin de vatandaşları TV önünde haberleri izliyoruz, orada hayatlarını kaybeden insanları ve yıkılan şehirleri görünce endişeleniyoruz. En kısa zamanda ateşkese ulaşılması konusunda da hemfikiriz. Siviller için güvenli koridorun sağlanması gerekir. Şunu da her gün her füzeyle Rusya'nın dünya toplumunun birliğinden ayrıldığını göz önünde bulundurmalıyız. Rus liderine çağrıda bulunuyoruz; artık durun. MONTRÖ TEŞEKKÜRÜ İki ülkenin Cumhurbaşkanlarıyla yaptığımız görüşmelerle ilgili fikir alışverişinde bulunduk. Artık sonuçların elde edilmesi ve silahların susması önemli. Türk müttefikimizin de diplomatik çabasını olumlu karşılıyoruz. Ve Rusya-Ukrayna Dışişleri Bakanları'nın Türkiye'de görüşmesini önemli buluyoruz. Biz bunun dışında Ukrayna'nın kendisini savunmasını sağlamasını istiyoruz. Silah, insani yardımla yapıyoruz hem Türkiye, hem Almanya olarak. Montrö'ye göre Boğaz'ın savaş gemilerine kapatılmasını önemli buluyoruz ve teşekkür ediyoruz. "TÜRKİYE VE AB ARASINDAKİ ENERJİ İŞBİRLİĞİ ÇOK ÖNEMLİ" Bizim NATO nezdinde işbirliği içinde olmamız son derece önemli. Güvenlik durumu ile karşı karşıyayız. NATO'nun Doğu sınırı ülkelerinde güçlerinin yoğunlaştırılacağı bilgisini verdik. Burada anlamamız gereken şu; hukukun ihlal edilmesi, bizim de güçlü olmamız gerektiğini gözler önüne serdi. Bu nedenle federal ordumuz için 100 milyar euroluk fon ilave verdik. Aynı zaman da ekonomik işbirliği anlamında görüştük. Somut olarak bazı Görüşme formatları konusunda vardık. Aynı zamanda AB ile Türkiye arasındaki enerji işbirliği çok önemli. Biz artık elektriğimizi yenilenebilir enerjiden sağlamak istiyoruz. Bu konuda da diğer ülkelerle uzun süreli işbirliği istiyoruz. Gelecekte bazı ülkelerden ithalatımız olacak. Aynı enerjinin farklı kaynaklardan sağlanması, çeşitli olması ve farklı ülkelerden sağlamamız gerekli ki Rusya'ya bağımlı olmayalım. MİÇOTAKİS VE HERZOG GÖRÜŞMELERİ Burada Afrika kıtası veya Avrupa kıtası arasında enerji terminallerini kurmalıyız. Bu konuda hızlı hareket etmeliyiz, kaynaklarımızı çeşitlendirmek için. Kuzey Amerika'nın ve Batı ülkeleri, burada çok yakın işbirliği içindedir ve güvenliğimizi savunmak zorundayız. Bölgesel konularda da işbirliğimizi geliştirmeliyiz, sizin İsrail Cumhurbaşkanıyla görüşmeniz ve Miçotakis görüşmeleriniz önemliydi. Göç ve mülteciler konusundaki işbirliğimiz çok önemli. Ukrayna konusunda da görüyoruz. Şiddet yaşandığı sürece maalesef insanlar göç edecek ve güvenli yer arayacak. Bunu korumamız bizim sorumluluğumuz. Almanya'da çok sayıda Türk kökenli hemşerimiz var. Artık onlar bizim toplumumuzun canlı birer unsurudur. Federal hükümet ve Meclis'te de çok sayıda milletvekili bakanlarımız var. Onların etkin bir şekilde Almanya'ya katkılarından çok memnunum. İlişkilerimizdeki büyük potansiyeli daha çok değerlendirmek istiyoruz. Tekrar sayın Cumhurbaşkanı beni kabul ettiğiniz için çok teşekkür ediyoruz. SORU-CEVAP RUSYA'YA UYGULANAN YAPTIRIMLARA KATILACAK MISINIZ? Cumhurbaşkanı Erdoğan: Askeri derken NATO'daki işbirliği ne demektir. NATO'daki işbirliği askeri dayanışmanın teşekkül ettiği bir kurumdur. Burada ağır silahlardan tutunuz da diğer silahlara varana kadar NATO'da bunları kullanırsınız. Almanya ile biz iki ortağız ve dostuz. İki NATO ülkesi olarak birlikte neler yapabiliriz, ne gibi eksikleri gideririz bunun değerlendirmesini yaptık. Rusya'dan aldığımız silahlar noktasında bunun cevabını merak ettiğinizi görüyorum. Şu andaki şartlar içerisinde gelecek ne gösterir onu şu an konuşmak erken olur. Şartlar ne getirir ne götürür bunu görmek lazım. Biz sayın Zelenski'yle de Putin ile de dostluğumuzu korumak durumundayız. Yaptırımlara gelirsek; BM içerisinde ne gerekiyorsa biz onu yaptık. NATO ülkelerinin yapmadıklarını biz Rusya'ya rağmen yaptık, Ukrayna'ya desteklerimizi sürdürdük. Biz şu anda 50 TIR'ı Ukrayna'ya gönderdik, göndermeye de devam ediyoruz. Almanya Şansölyesi Olaf Scholz: Almanya'nın ABD'nin çok keskin yaptırımlara karar verdiği hususudur. Durumun aslında beklendiğinden çok daha dramatik sonuçlar getirdi bu yaptırımlar ve Rusya'nın her yanında gösteriyor. Bir anlaşma Ukrayna'nın kabul edeceği bir anlaşma olmalı. Biz Putin'le konuşurken, Ukrayna'ya yardım için konuşuyoruz. Ukrayna kendi adına doğru olana karar vermeli. Biz bunu yapamayız. Artık şöyle bir söylenti kalkmalı. Ukrayna bir millet, hangi dili konuşurlarsa konuşsunlar vatanlarını savunuyorlar. ASKERİ ÜRÜNLER KONUSUNDA TÜRKİYE'YE UYGULADIĞINIZ AMBARGO KALDIRACAK MISINIZ? Almanya Şansölyesi Olaf Scholz: Biz NATO'da çok yakın bir işbirliği halindeyiz. Bu işbirliği gittikçe önem kazanıyor. Örneğin ileri güç konusunda NATO'nun batı cephesindeki güçlerini geliştirmek istiyoruz. Burada bir federal ordu için ve NATO bütçesine 50 milyar euroluk katkı sağlıyoruz. Ek bir fon da ayırdık bütçemizden. Almanya'da keskin bir savunma ihracatı politikamız var. Yasayla tespit edilen bir çerçeve içinde hareket etmek zorundayız. ALMANYA'NIN UKRAYNA'YA SİLAH YARDIMI YAPMADIĞI VE ENGELLEDİĞİ İDDİASI Almanya Şansölyesi Olaf Scholz: Müttefiklerimiz ve Almanya, Ukrayna'ya yardımda bulundu. Ukrayna'ya 2014 yılından beri savunma konusunda mali yardım yaptık. Bunu gelecekteki sorumluluğumuz olarak görüyoruz. Örneğin savunma silahları gibi silahlarda destekte bulunduk.

1 yıl önce

AK Parti'li Hamza Dağ: Rusya-Ukrayna Savaşı'nı dünyada bitirecek bir tane lider var

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, muhalefetin yapılan güzel işlere bahane bulmak için çalışmaması, ülkenin kazanımı olan bu güzelliklerle mutlu olması gerektiğini belirtti. Buca Işılay Saygın Lisesi Konferans Salonu'nda düzenlenen partiye katılım töreninde konuşan Dağ, Nazilli'de bir restorandaki patlama ve Bornova'da vinç kazasında vefat eden vatandaşlara Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifa diledi. 2023 seçimlerine gidilen süreçte hemen her ilçede partiye katılım törenleri düzenlediklerini ifade eden Dağ, "Türkiye Yüzyılı başlıyor" sloganı ile başladıkları bu süreçte Gemlik'te Togg fabrikasını, Artvin'de Yusufeli Barajı'nı açtıklarını, ocak ayında da Bandırma'da bor karbür fabrikasının açılışını yapacaklarını aktardı. EYT ve 3600 ek gösterge sorunlarının da çözüldüğünü, vatandaşları enflasyon altında ezdirmeme kararlılığının görüldüğünü anlatan Dağ, Karadeniz doğalgazı, Gabar petrolü ve Mersin'deki nükleer tesisle enerji sorununun çözüleceğini söyledi. Rusya-Ukrayna Savaşı'nda yürüttükleri denge politikası sayesinde hem Rusya hem Ukrayna ile konuşabilen, bu sayede arabulucu rolünün yanı sıra kendi vatandaşının menfaatini koruyan bir Türkiye'nin var olduğunu dile getiren Dağ, şöyle konuştu: "Denge politikası yaptığımızda 'Siz de yaptırımlara katılın, siz de Avrupa gibi olmalısınız.' diyen o CHP ve İYİ Parti genel başkanlarını dinleseydik, ne olurdu? Bu yaz turizmde efsane bir yaz geçiremezdik. Savaş başladığında çok bilmiş ekonomistler, CHP'nin IMF özentili ekonomistleri, 'Bu sene turizm de olmaz.' diyordu. Allah'a şükür o dediklerinin hiçbiri gerçekleşmedi. Ve gerçekten çok hareketli geçen turizm sezonu devam ediyor. Rusya, Ukrayna, Almanya, İngiltere vatandaşlarının tercih ettiği ülke Türkiye oldu. Sene sonu itibarıyla 50 milyar dolara yakın turizm geliri elde edeceğiz. Tahıl sorunu konusu eğer Cumhurbaşkanı'mız bu arabuluculuğu yapmasaydı çözülebilir miydi? Böyle bir ihtimal var mıydı? Rusya-Ukrayna Savaşı'nı dünyada bitirecek bir tane lider var. Siz söyleyin kimdir bu diye. Bunu Recep Tayyip Erdoğan mı, Biden mi, Putin mi, yoksa Kemal Kılıçdaroğlu mu bitirir?" AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan'ın dünya çapında bir marka olduğunu vurgulayan Dağ, partililer olarak bununla gurur duyduklarını söyledi. Ülkesini seven herkesi hizmet kervanına beklediklerini anlatan Dağ, şunları kaydetti: "Muhalefete ve muhalefete bugüne kadar oy verenlere seslenmek istiyorum. İki mesajım var. Birincisi, gelin güzel işe bahane bulmak için uğraşmayın; gelin Togg'dan, doğal gazdan, barajlardan, şehir hastanelerinden mutlu olun, bunların hepsi sizin mutlu olacağınız, bu ülkenin kazanmış olacağı güzellikler. Bunlara bahane bulmayın. Siz de bu mutluluğa katılın. İkincisi, gönülden bugüne kadar CHP'ye, İYİ Parti'ye, HDP'ye destek vermiş, ülkeyi seven, büyümesinden mutlu olan hemşehrilerim, gelin bu hizmet kervanına, bu güzelliğe, bu eser siyasetine siz de dahil olun." Törende farklı partilerden, ilk defa oy kullanacak gençlerden ve ilk kez bir partiye üye olanlardan oluşan toplam 70 kişiye parti rozetleri takıldı. Törene AK Parti İzmir Milletvekilleri Ceyda Bölünmez Çankırı ve Mahmut Atilla Kaya ile İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli de katıldı.