26 Nisan Cuma 2024
2 yıl önce

Suç örgütü lideri Sedat Peker’in yalanlarına İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan cevap

“Aylardır bu senaryonun bu noktaya geleceğini bekliyordum.. Birilerinin elinde operasyon elemanı olan mafya pisliği, yıllarca bu ülkede tehdit ve şantajla pekçok insanın canını acıttı. Devlet ve millet gibi kutsal kavramların ardına sığınarak kan emici oldu, her türlü pisliğe bulaştı. Türkiye, tam da bunlar gibi pespayelerle mücadele ederek temizleniyor ve yükseliyor. Kullandığı uyuşturucunun beynini yok ettiği, müptezel operasyon elemanına sesleniyorum: İddianı, iftiranı, her şeyin açığa çıkması için yargıya taşıyorum. Ben adalete teslimim. Sen de operasyon faresi gibi kaçma, ülkene gel adalete teslim ol. Elbette ki cesaret aldığın bir yerler vardır. Tüm iftira ve ithamlarına mal bulmuş mağribi gibi sarılan ve “şereflice”siyaset malzemesi haline getiren Nasıl olsa Kemal Kılıçdaroğlu gibi ağabeyin var. Nasıl olsa Meral Akşener gibi ablan var Nasıl olsa Ali Babacan gibi kardeşin var. Nasıl olsa Ahmet Davutoğlu gibi hocan var. Nasıl olsa Birgün gibi gazeten var. Nasıl olsa Cumhuriyet gibi gazeten var. Nasıl olsa Sözcü gibi yayın organın var. Nasıl olsa Fetö’nün sosyal medya ağı var Nasıl olsa Hdpkk’nın tam desteği var. Nasıl olsa bu tiyatroya günlerdir aval aval bakan, her şeye konuşup laf söyleyen ama hala Türkiye’nin eski Türkiye olmadığını anlamayan, şimdi susan ödlekler var. Hükümetlerimiz ve partimiz terörden uyuşturucuya kadar pek çok suç kaynağında Cumhuriyet tarihimizin en başarılı sonuçlarını üretti. Ancak, başından itibaren en en başarılı olduğu alan, mafyadan bu ülkeyi ve milleti kurtarmaktır. Onun için Liderimiz Recep Tayyip Erdoğan’a minnettarım. Mafya pisliklerine ve onların pis oyunlarına müsaade etmediği için. İddiana, iftirana gelince... Senin gibi kalleşlerle ve müptezellerle yüzleşe yüzleşe Türkiye bu noktaya geldi. Üzerime düşeni alıyor ve yüzleşiyorum. İstanbul ve Bursa mahkemelerinde iki dosyan var. İstanbul’daki dosyanın başlangıcını bilmiyorum. Ancak dosyanın yeniden hareketlenmesi ve operasyona dönmesinde bizatihi katkım var. Bursa’daki dosya ise bir kişinin şahsıma şikayeti ile baştan sona benim takibim. Hayatının bir noktasında benimle temasın var ve bu ispatlanırsa Aziz milletimizin gözü önünde idam dahil her türlü cezaya, aşağılanmaya razıyım. Bayram günü bu müptezellikle kendilerini meşgul ettiğim için Aziz Milletim beni bağışlasın. Çünkü beni tanıyanlar ve birlikte çalışanlar bilir ki mafyadan nefret ederim. Beş yıla yakın İçişleri Bakanlığı dönemimde mesai arkadaşlarıma bu konuda hangi talimatları verdiğim, nasıl tavizsiz olduğum, yerel, bölgesel ve ulusal yüzlerce çetenin çökertilmesi sonucu ile açıktır. Allah’a hamdolsun olsun mafyaya hayat hakkı tanımadık. Böyle bir ihmali, devletime ve milletime ihanet sayarım. Bedeli ne olursa olsun terörle uyuşturucu ile organize suç çeteleri ile ve tüm suç unsurları ile mücadelemiz kökünü kazıyana kadar devam edecektir. Aziz milletimize saygılarımla. Not: Bu süreçte “belki dil sürçmesidir” diye hala tekzibini beklediğim cümle. Biz olmasa idik oraya mafya çökecekti cümlesidir. İnşallah saygısız gazetecinin çarpıtmasıdır. Benim devletim Libya’ya ve Karabağ’a çökülmesine fırsat vermedi. Kıytırık bir marinaya mafya bozuntularının çökmesine fırsat vermez. Türkiye eski Türkiye değil.”

2 yıl önce

Kimin reytingi yüksek? Ajdar’ın mı Sedat Peker’in mi?

Son günlerde YouTube videoları ile gündemden düşmeyen organize suç örgütü elebaşı Sedat Peker’in reyting uğruna düştüğü durumlar Popstar Ajdar’a benzetildi. Popstar Ajdar da bir dönem çektiği videolarda reyting rekorları kırıyordu. İşte Popstar Ajdar’ın 10 milyon izlenen videosu:

2 yıl önce

BBP lideri Mustafa Destici’den organize suç örgütü elebaşı Sedat Peker’in iddialarına sert tepki

İşte o açıklamalardan satır başları; Destici, “Biz her zaman devletin ülkenin bütünlüğünün birliğinin milletin ve milli iradenin yanındayız. Seçilmişlerin yanındayız. Özellikle ülkemizin içinden geçtiği bu kritik süreçte yeni sistemle birlikte Türkiye Cumhuriyeti devleti çok güçlü adımlar arttı. Libya'dan Azerbaycan'a, Suriye'den Kıbrıs'a, Doğu Akdeniz'e… Daha farklı noktalar da var. Bütün bunlar dünyada kendisini büyük devlet olarak ifade eden ama 100 yıldan fazla bir sürede hatta 200 yıldan fazla bir sürede özellikle masum coğrafyalara ve İslam coğrafyasını sömüren emperyalistlere karşı siyonistlere karşı bir başkaldırı var. Emperyalistlerin kuyruğuna basmış oluyorsunuz. Türkiye etki alanını arttırdı. Bunlar ellerine geçirdikleri tüm fırsatları değerlendiriyorlar. Kim Türkiye Cumhuriyeti devletiyle, Türk milletiyle ya da seçilmiş hükümetle karşı karşıya gelirse bunlar burada kendileri açısından avantaja çevirmek için çok rahat bir şekilde pozisyon alabiliyorlar. 15 Temmuz hain FETÖ darbesinden sonra terörün tüm unsurlarına karşı topyekün bir mücadele var. Bu mücadelede de başta ABD ve Avrupa Birliği ve İsrail olmak üzere bölgede Türkiye'ye karşı mevzilenmiş olan güçleri ciddi anlamda rahatsız ediyor. Bu mücadelenin başında elbette ki Sayın Cumhurbaşkanımız var onunla birlikte hükümet üyesi olan arkadaşlarımız var. Bugün bu mücadele topyekün yapılıyor. Bu birliği de beraberliği de ortak ruhu da yok etmeye yönelik bir süreç. Bunlar her şeyi değerlendirme noktasında asla hiçbir fırsatı kaçırmıyorlar. İçişleri Bakanımız temiz, dürüst gerçekten çalışkan vatanını milletini seven bir arkadaşımız. Ve gerçekten bakanlık vazifesine başladığı andan bugüne kadar yükselerek devam eden özellikle terörle mücadele suç ve suçluyla mücadele, asayişin sağlanması noktasında gerçekten büyük mesafeler katedildi Türkiye'de.” dedi. Öte yandan, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, “Süleyman Soylu'yu hedef aldığınız zaman Türkiye'yi hedef alıyorsunuz. Hedef Süleyman Soylu üzerinden bütün Türk Milleti.” değerlendirmesinde bulundu.

2 yıl önce

Hanefi Avcı’nın dizginleri Sedat Peker’in elinde

Nedim Şener, “Vallahiii...iş git gide eğlenceli bir hal alacak vallahi, gülmekten yıkılacaksınız :)))))))) FETÖ’nün paçavrası Aksiyon’un kapağı 2011 yılına aittir.” yorumunda bulundu.

2 yıl önce

CHP’li Akif Hamzaçebi’nin eniştesi Nezih Gürevin, Sedat Peker’in kardeşi Vedat Peker ile buluştu

Akşam saatlerinde sosyal medyada yayılan bir fotoğraf organize suç örgütü elebaşı Sedat Peker ile CHP arasındaki dayanışmayı ortaya koydu. CHP’li Akif Hamzaçebi’nin eniştesi Nezih Gürevin’in, Sedat Peker’in kardeşi Vedat Peker’le birlikte 28 Mayıs günü Ayvalık’ta, Sedat Peker suç örgütüne yönelik düzenlenen “Karakutu Operasyonu” şüphelileriyle görüştüğü ortaya çıktı. Nezih Gürevin ve Vedat Peker’in, “Karakutu Operasyonu” şüphelilerinin savunmasını yapan, Belgin Sütçüoğlu Eden isimli bir avukat ile de görüştüğü öğrenildi.

2 yıl önce

Suç örgütü elebaşı Sedat Peker’in bir yalanı daha elinde patladı! İstanbul Valiliği Cihan Ekşioğlu'na ekip koruma verildiğini yalanladı

İstanbul Valiliği’nden yapılan açıklama şöyle; “Bazı basın yayın organlarında C.E. isimli şahsa ekip koruması verildiği yönündeki iddialar üzerine kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi ihtiyacı duyulmuştur. Arşiv kayıtlarının incelenmesi neticesinde; C.E. isimli şahsın 07.11.2016 tarihinde koruma talebiyle Valiliğimize müracaatta bulunduğu, 14.12.2016 tarihinde (1) personel ile yakın koruma verildiği, 14.02.2017 tarihli İl Koruma Komisyonunda koruma kararının devamının uygun görüldüğü tespit edilmiştir. 22.02.2018 tarihinde alınan İl Koruma Komisyonu kararı ile yakın koruma tedbirinin kaldırıldığı, şahsın tedbir kararının kaldırılmasına yönelik 26.03.2018 tarihli itirazı üzerine yakın koruma tedbirine bir süre daha devam edilmiş, ancak bahse konu tedbir 31.01.2019 tarihinde İl Koruma Komisyonunda alınan karar gereği kaldırılmıştır. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere; söz konusu haberlerde geçen ekiple koruma ve kendine koruma aracı tahsis edildiği iddiaları gerçeği yansıtmamaktadır.”

2 yıl önce

Silahlı saldırıya uğrayan Emre Erciş organize suç örgütü elebaşı Sedat Peker’in bağlantılarını deşifre etmişti

Gazeteci Emre Erciş silahlı saldırıya uğradı. Bacaklarına isabet eden kurşunlar sonrası kaldırıma yığılan ve kanlar içinde kalan Erciş'e, ilk müdahaleyi çevredekiler gerçekleştirdi. Erciş'in saldırıya uğraması bir süre önce organize suç örgütü elebaşı Sedat Peker’in bağlantılarını deşifre eden paylaşımlarda bulunmasını akıllara getirdi. "KENDİMİ İHANET ETMİŞ SAYARIM" "Birileri rahatsız olup, sosyal medya üzerinden saldırıya geçeceklerini de biliyorum. Ama ortada çok büyük ve kapsamlı bir komplo var. Yazmazsam kendimi bu topraklara ihanet etmiş sayarım" diyen Erciş, ucu 15 Temmuz hain darbe girişimine kadar uzanan ilişkiler ağı ile ilgili şunları aktarmıştı: Firari Sedat Peker tarafından gündeme gelen daha doğrusu Sedat Peker’in tetikçi olarak kullanılarak gündeme getirilen Sezgin Baran Korkmaz’ın ABD Merkezli yürütülen kara para aklama ve Kingston Kardeşler ilişkisi madalyonun sadece bir yüzü. Sezgin Baran Korkmaz ve Kingston Kardeşler ilişkisi zaten yazılıp çiziliyor ve ipteki cambaz olarak servis ediliyor. Sezgin Baran Korkmaz’ı önemli yapan ve asıl operasyon amacı olarak kullanılması planlanan madalyonun diğer yüzüyse tam bir küresel operasyon! Aralık 2018’de Başkan Donald Trump’ın eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Flynn’le Türkiye lehine lobicilik faaliyetlerinde birlikte çalışan Türk-Hollanda vatandaşı Ekim Alptekin hakkında ABD’de hazırlanan iddianame, hem Türkiye’de hem de ABD’de gündemi değiştirmişti. Alptekin ve ortağı Bijan Rafiekian hakkında “Gizli lobi faaliyeti yürütmek, FETÖ lideri Fetullah Gülen hakkında karalama çalışmaları yapmak ve Türkiye’ye kaçırılması için çalışmak” suçlamalarının yer aldığı iddianamenin hedefinde Türk hükümet yetkilileri de yer aldı. Suçlamaların temelini Alptekin'in Flynn'in şirketini lobicilik için tuttuğu,faaliyetlerin finans ve kontrolünü de Türk hükümetinin sağladığı yönündeki iddialar oluşturdu.Kanıt olarak da Flynn, Rafiekian ve Alptekin'in 19 Eylül 2016'da 2 Türk bakanla yaptığı görüşme gösterildi. ABD’de hazırlanan bu iddianame, buz dağının görünen yüzü, arka planda Türk devletine yönelik hazırlanan komplonun habercisi niteliğindeydi. İddianamede yer alan isimler özellikle seçilmiş, profesyonel bir üst akıl eliyle ustaca yan yana getirilmeye çalışılmıştı. İddianamenin 1 Numaralı ismi Kamil Ekim Alptekin, 1977 yılında dünyaya geliyor. Anne ve babası Türkçe Öğretmeni. Baba Mustafa Sevinç Alptekin, 12 Eylül Askeri Darbesinde yaşadığı bir olay yüzünden öfkeleniyor ve 1981 yılında Türkiye’yi terk ederek Hollanda’ya gidiyor. Türkiye İşçi Partisi üyesi olan Baba Sevinç Alptekin, Ankara Siyasal Bilgiler’den mezun olduktan sonra Çalışma Bakanlığında personel müdürü olarak işe başlıyor. 12 Eylül darbesinde ilan edilen sokağa çıkma yasağı yüzünden annesini ameliyat ettiremediği için öfkeleniyor. Öfkelenen Sevinç Alptekin, kendisi gibi öğretmen olan eşi Zehra Alptekin ve oğlu Kamil Ekim ile kızı Çiler’i de alarak Hollanda Hükümeti tarafından ülkedeki Türk işçilerin çocuklarına Türkçe eğitimi vermek için 16 öğretmenle birlikte Türkiye’yi terk ediyor. Alptekin ailesi Hollanda’ya gittiklerinde Kamil Ekim Alptekin 4, ablası Çiler Alptekin ise 6 yaşında. Ekim Alptekin, eğitimini Hollanda’da tamamlıyor. Utrecht University College’den Hukuk dalında Yüksek Lisansını yapıyor. Ekim Alptekin’in hayatı 2002 yılında aldığı Amsterdam Bursuyla gittiği ABD’de değişiyor. Ekim Alptekin, ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesine giriyor ve ABD’nin Irak işgaline onay veren kanunu hazırlayan Tom Lantos’un ekibine katılıyor. Alptekin, neden ve nasıl olduğu bilinmeksizin önce Tom Lantos’un gözdesi oluyor ardından dönemin ABD Başkanı George W. Bush ile samimiyetini geliştiriyor. Öyle ki; amiri Lantos, Bush ile toplantı yaparken Bush’un köpeği Barney’e Alptekin göz kulak oluyor. Ekim Alptekin ile Başkan Bush ilişkisi sadece Beyaz Saray ile sınırlı kalmıyor ABD’den ayrılıp geri döndüğü Hollanda’ya kadar uzanıyor. Bush, 8 Mayıs 2005’te gerçekleştirdiği Hollanda ziyaretinde bile özellikle Ekim Alptekin’i ziyaret ediyor. Koskoca ABD Başkanı bir Türkçe öğretmeninin oğlunu özel olarak ziyaret ediyor ve daha sonra yazdığı mektubunda övgüyle bahsediyor. Alptekin, 2002’de geldiği ABD’de çalışmalarını ve ‘Eğitimini’ tamamladıktan sonra yeniden Hollanda’ya dönen Alptekin, Hollanda parlamentosunda çalışmaya başladı. Ardından Fransa’ya gitti ve 1 yıl İnterpol’de çalıştıktan sonra Türkiye’ye döndü. Memur bir ailenin oğlu olarak önce Beyaz Saray sonra Hollanda Parlamentosu ve ardından İnterpol’de çalıştıktan sonra Türkiye’ye gelen Ekim Alptekin, önce ARI Hareketi ardından ABD Derin Devleti Neoconların think-tankı WINEP ile ilişki kurdu. Ekim Alptekin,Türkiye’ye geldiği ve ilişki networkünü genişletmeye başladığı 2005 yılında Hollanda’da 2018 yılında Türkiye’ye kurulan komploda baş rolü oynayacak olan Inova BV Şirketini Utrecht’da kurdu. Fakat burada da bir tuhaflık var. Hollanda’da kurulan şirketin adres bilgilerinde şirketle alakasız iki konut var. İlki Utrecht Adriaan Caddesinde 2 katlı ev, diğeri de 10 mil uzaklıkta bulunan Ridderhof Lane’da bir ailenin ikamet ettiği bir ev. Inova BV’nin adresleri hakkında Ekim Alptekin’e sorulan sorulara Alptekin’in verdiği cevap ise düşündürücü. Ortada bir şirkete yönelik adresler var ama o adreslerde şirket yok. CHP ABD Temsilcisi Yurter Özcan ve WINEP Türkiye Araştırma Programı kurucusu Alan Makovsky ve ondan sonra programın direktörlüğüne gelen Soner Cagaptay ile ilişkiler geliştirdi. O dönem WINEP uzmanlarından Gazetesi Aslı Aydıntaşbaş ile tanıştı. Aslında süreç Ekim Alptekin’in 23.3.2012 tarihinde Patronlar Dünyası isimli haber sitesinde anlattıkları gibi gelişmiyor. Ekim Alptekin, Cihan Kamer ile ortak olarak şirket kurduğunda zaten hedef alınıp ele geçirilmek istenen Eclipse şirketinin yönetim kurulunda yer alıyor. Ekim Alptekin, 2006-2009 yılları arasında yaşananları manipüle ederken Türkiye’de de önemli bir projenin adımları atılıyor. Projenin amacı Kemal Kılıçdaroğlu’nu CHP’nin başına getirmek. Bu yüzden de Kılıçdaroğlu’nun parlatılma süreci başlıyor. Kılıçdaroğlu’nu parlatma operasyonunun medya ayağında, geçtiğimiz günlerde firari suç örgütü lideri Sedat Peker’e anlattıkları için teşekkür eden ve 90’lı yıllarda mafya ile mücadele ederken Peker hakkında 1 tane haber yapmayan Uğur Dündar var. Dönemin CHP Grup Başkan vekili Kılıçdaroğlu, yine dönemin AK Parti Genel Başkan yardımcıları Şaban Dişli ve Dengir Mir Mehmet Fırat ile yine dönemin Ankara B.B. Başkanı Melih Gökçek’i düelloya davet ediyor, moderatürlüğü de Uğur Dündar yapıyordu. Kemal Kılıçdaroğlu’nun yayınladığı belgeler doğrultusunda görevinden istifa edenlerden ilki dönemin AK Parti Genel Başkan yardımcılarından Şaban Dişli oldu. Kılıçdaroğlu’nun dile getirdiği iddia ise ‘İş takibi için alınan 1 Milyon Dolarlık’ rüşvet olmuştu. Şaban Dişli, 8 Ağustos 2008’de mahkeme tarafından aklanmıştı. 11 Ağustos 2008’de Kemal Kılıçdaroğlu elinde belgeyle çıktı ve Şaban Dişli’nin iş takibi için ‘1 Milyon Dolar’ rüşvet karşılığında Akademi Ofset A.Ş ile anlaşma yaptığını iddia etti. İddialara konu olan belge 31 Ağustos 2006 tarihliydi. Belgenin altında Akademi Ofset A.Ş. adına Mehmet Karasu ile Şaban Dişli’nin imzası vardı. Şimdi burada virgül koyarak bu iki ismin twit zincirimin konusu olan Kamil Ekim Alptekin ile ilişkisine bakalım. Belgenin altında imzası olan isimlerden dönemin AK Parti Genel Başkan yardımcısı olan Şaban Dişli, 7 Ağustos 2007’de Aslı Aydıntaşbaş ile evlenen Ekim Alptekin’in 2 nikah şahidinden birisiydi. Belgede imzası olan 2. isim Mehmet Karasu ise Ekim Alptekin’in çalışanıydı. Mehmet Karasu, Kamil Ekim Alptekin’in ortakları arasında yer alan EA İnşaatın Kartal Kule ve Beykonak Evlerinin proje danışmanıydı. Bununla birlikte Mehmet Karasu’nun bir diğer adresiyse SİMTEL Uluslararası Pazarlama Anonim Şirketiydi. Çok kısa bir şekilde ARTI 1 TV’nin kuruluşundan kapanışına bir özet geçeyim ki ilişki ağı daha iyi kavransın. Uğur Dündar, Tuncay Mollaveisoğlu, Banu Güven gibi isimler, bir şeyler yapalım, sesimizi duyuralım diyerek bir TV kanalı kurma kararı alıyorlar. İmece usulü boyayı yapan oluyor, cihaz getiren oluyor, ekip kuruluyor, stüdyo oluşturuluyor ve ARTI 1 TV 23 Nisan 2013’te yani gezi olaylarının başlamasından yaklaşık 1 ay önce test yayınları yapmaya başlıyor. ARTI 1 TV, Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkanı yapılması sürecinde basın ayağında pr çalışmalarını yapan Uğur Dündar tarafından test yayınına başlıyor başlamasına ama masraflar arttıkça işin içinden çıkılamıyor. Bir finansör arayışı başlıyor. Bu finansör arayışında dönemin CHP Genel Başkan yardımcısı Erdoğan Toprak’ın kapısı çalınıyor. Toprak, finansörlük konusuna hem sıcak bakıyor hem de kanalı kendisi almak istiyor fakat siyasetçi olduğu için bu teklif uygun görülmüyor. Bunun üzerine Erdoğan Toprak, gerekli olan finansmanı sağlayacağı yönünde teminat vererek çalışmalara başlıyor. Kılıçdaroğlu liderliğinde dönemin CHP İstanbul ilçe belediye başkanlarıyla bir araya gelinerek toplantılar yapılıyor. Yapılan tüm bu görüşme trafiğinin ardından Erdoğan Toprak’ın talimatıyla dönemin CHP MYK Üyesi Burhan Şenatalar görevlendiriliyor. Toprak tarafından görevlendirilen Şenatalar da finans konusunda Altan Ertürk’ü görevlendiriyor. Altan Ertürk’ün görevlendirilmesiyle birlikte ARTI 1 TV 29 Nisan 2013’te düzenli yayına, Gezi Olaylarının başlamasından 14 gün önce de TÜRKSAT 3A ve D-Smart Platformunda yayına başlıyor. Erdoğan Toprak’ın talimatıyla ARTI 1 TV’nin finansörlüğüne başlayan Altan Ertürk’ü önceki twitlerinde Ekim Alptekin, Mehmet Karasu, Davut Dişli ilişkisini yazmıştım. Bu ilişki ağını aklınızdan çıkarmadan okumaya devam edin. Çünkü birazdan daha da derinleşeceğiz. Altan Ertürk, Uğur Dündar, Haluk Şahin ve Tuncay Mollaveisoğlu birlikte bir yemek yiyor. Ertürk sözler veriyor, “Ben Kamil Ekim Alptekin’in patronuyum” diyor. Gezi olaylarında yapılan yayınlar vs derken kanalda ilk ayrılık gerçekleşiyor. Gezi olaylarının sona ermesinden yaklaşık 15 gün sonra kanaldan ilk olarak Tuncay Mollaveisoğlu ayrıldı. Mollaveisoğlu’nun ayrılmasıyla birlikte önce Uğur Dündar ardından da Banu Güven, Ece Temelkuran, Gökmen Ulu, Özlem Gürses gibi isimler ayrıldı. ARTI 1 TV’de yaşanan bu istifanın ardından Erdoğan Toprak ve Altan Ertürk kanalın başına Can Dündar’ı getirmeyi kararlaştırıyorlar. Can Dündar ile Akmerkez’de gerçekleştirdikleri görüşmenin akabinde Can Dündar kanalın başına geçmeyi kabul ediyor. Uğur Dündar sonrası Can Dündar'da kanaldan ayrılıyor Gezi Olayları sürecini Uğur Dündar ile tamamlayan kanal 17-25 Aralık ve MİT Tırları sürecini de firari Can Dündar ile tamamlıyor. Operasyonel görevini başarıyla yapan Can Dündar ve ekibi de 3 Mart 2014’te Altan Ertürk’e teşekkür ederek kanaldan istifa ediyor. ARTI 1 TV’nin finans arayışında çaldığı kapı ve Kamil Ekim Alptekin’in ortakları Altan Ertürk ile Mustafa Karasu’yu görevlendiren kimdi? Dönemin CHP Genel Başkan yardımcısı Erdoğan Toprak. Peki Erdoğan Toprak kimin damadı? Engin Güner!!! Peki Engin Güner kim? Avukat Ece Toprak Güner’in babası ve uzun bir dönem FOX TV’nin hissedarı. Kiminle birlikte hissedar? News Corporation’ın sahibi, Yahudi Sermayesinin en önemli isimlerinden birisi olan Rupert Keith Murdoch. Diğer isimler gibi Murdoch isminide hafızanızda tutun, yeniden döneceğiz. CHP’li Erdoğan Toprak’ın eşi, Murdoch’ın ortağı Engin Güner’in kızı Ece Toprak Güner, Kamil Ekim Alptekin ile birlikte nerede karşımıza çıkıyor? European Council on Foreign Relations da. ABD Derin Devleti Neoconların Avrupa Ayağı olan ECFR’de kimler yok ki? George Soros, Ahmet Davutoğlu, Hanzade Doğan Boyner, Kemal Derviş ve tabiki Kamil Ekim Alptekin ile Erdoğan Toprak’ın eşi Ece Güner Toprak. Kamil Ekim Alptekin ile Ece Güner Toprak ECFR’de mesai arkadaşı. Fakat daha önemli ve daha derin bir ilişki var. O da FOX TV’de Engin Güner ile hissedar olan Murdoch ilişkisi. Alptekin ile Murdoch ilişkisinde köprü vazifesi gören isim ise Bijan R. Kian. İlişki ağının kök saldığı kuruluş ise kurucuları arasında Kamil Ekim Alptekin’in ortağı olan ve FBI Muhbiri RIza Sarraf ile Kamil Ekim Alptekin’i tanıştıran hatta FETÖ lideri Gülen’in kaçırılması komplosunda birlikte yargılandığı Bijan Kian yer aldığı Nowruz Komisyonu.

2 yıl önce

Sedat Peker’in ipini çektiler

Ekim 2013- Temmuz 2016 arası FETÖ’nün dillendirdiği tüm yalan ve iftiraları dillendiren Sedat Peker, artık yazdıklarıyla ne merak uyandırıyor ne de ciddiye alınıyor. Peker’e sadece sınırlı olarak FETÖ medyası destek oluyor. Bunun farkına kendisi de varmış olacak ki attık mesnetsiz iddialarını her fırsatta Türkiye’yi kötüleyen Türkiye’nin DEAŞ’a destek verdiği yalanıyla gündeme gelen Birgün yazarı Erk Acarer paslamış durumda. Geçmişte kendisine destek olan Birleşik Arap Emirlikleri yetkililerininde gözden çıkardığı yeteneksiz Peker’in bundan sonra ki akıbeti merak konusu.

1 2 3 4