25 Nisan Perşembe 2024
2 yıl önce

Silahlı saldırıya uğrayan Emre Erciş organize suç örgütü elebaşı Sedat Peker’in bağlantılarını deşifre etmişti

Gazeteci Emre Erciş silahlı saldırıya uğradı. Bacaklarına isabet eden kurşunlar sonrası kaldırıma yığılan ve kanlar içinde kalan Erciş'e, ilk müdahaleyi çevredekiler gerçekleştirdi. Erciş'in saldırıya uğraması bir süre önce organize suç örgütü elebaşı Sedat Peker’in bağlantılarını deşifre eden paylaşımlarda bulunmasını akıllara getirdi. "KENDİMİ İHANET ETMİŞ SAYARIM" "Birileri rahatsız olup, sosyal medya üzerinden saldırıya geçeceklerini de biliyorum. Ama ortada çok büyük ve kapsamlı bir komplo var. Yazmazsam kendimi bu topraklara ihanet etmiş sayarım" diyen Erciş, ucu 15 Temmuz hain darbe girişimine kadar uzanan ilişkiler ağı ile ilgili şunları aktarmıştı: Firari Sedat Peker tarafından gündeme gelen daha doğrusu Sedat Peker’in tetikçi olarak kullanılarak gündeme getirilen Sezgin Baran Korkmaz’ın ABD Merkezli yürütülen kara para aklama ve Kingston Kardeşler ilişkisi madalyonun sadece bir yüzü. Sezgin Baran Korkmaz ve Kingston Kardeşler ilişkisi zaten yazılıp çiziliyor ve ipteki cambaz olarak servis ediliyor. Sezgin Baran Korkmaz’ı önemli yapan ve asıl operasyon amacı olarak kullanılması planlanan madalyonun diğer yüzüyse tam bir küresel operasyon! Aralık 2018’de Başkan Donald Trump’ın eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Flynn’le Türkiye lehine lobicilik faaliyetlerinde birlikte çalışan Türk-Hollanda vatandaşı Ekim Alptekin hakkında ABD’de hazırlanan iddianame, hem Türkiye’de hem de ABD’de gündemi değiştirmişti. Alptekin ve ortağı Bijan Rafiekian hakkında “Gizli lobi faaliyeti yürütmek, FETÖ lideri Fetullah Gülen hakkında karalama çalışmaları yapmak ve Türkiye’ye kaçırılması için çalışmak” suçlamalarının yer aldığı iddianamenin hedefinde Türk hükümet yetkilileri de yer aldı. Suçlamaların temelini Alptekin'in Flynn'in şirketini lobicilik için tuttuğu,faaliyetlerin finans ve kontrolünü de Türk hükümetinin sağladığı yönündeki iddialar oluşturdu.Kanıt olarak da Flynn, Rafiekian ve Alptekin'in 19 Eylül 2016'da 2 Türk bakanla yaptığı görüşme gösterildi. ABD’de hazırlanan bu iddianame, buz dağının görünen yüzü, arka planda Türk devletine yönelik hazırlanan komplonun habercisi niteliğindeydi. İddianamede yer alan isimler özellikle seçilmiş, profesyonel bir üst akıl eliyle ustaca yan yana getirilmeye çalışılmıştı. İddianamenin 1 Numaralı ismi Kamil Ekim Alptekin, 1977 yılında dünyaya geliyor. Anne ve babası Türkçe Öğretmeni. Baba Mustafa Sevinç Alptekin, 12 Eylül Askeri Darbesinde yaşadığı bir olay yüzünden öfkeleniyor ve 1981 yılında Türkiye’yi terk ederek Hollanda’ya gidiyor. Türkiye İşçi Partisi üyesi olan Baba Sevinç Alptekin, Ankara Siyasal Bilgiler’den mezun olduktan sonra Çalışma Bakanlığında personel müdürü olarak işe başlıyor. 12 Eylül darbesinde ilan edilen sokağa çıkma yasağı yüzünden annesini ameliyat ettiremediği için öfkeleniyor. Öfkelenen Sevinç Alptekin, kendisi gibi öğretmen olan eşi Zehra Alptekin ve oğlu Kamil Ekim ile kızı Çiler’i de alarak Hollanda Hükümeti tarafından ülkedeki Türk işçilerin çocuklarına Türkçe eğitimi vermek için 16 öğretmenle birlikte Türkiye’yi terk ediyor. Alptekin ailesi Hollanda’ya gittiklerinde Kamil Ekim Alptekin 4, ablası Çiler Alptekin ise 6 yaşında. Ekim Alptekin, eğitimini Hollanda’da tamamlıyor. Utrecht University College’den Hukuk dalında Yüksek Lisansını yapıyor. Ekim Alptekin’in hayatı 2002 yılında aldığı Amsterdam Bursuyla gittiği ABD’de değişiyor. Ekim Alptekin, ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesine giriyor ve ABD’nin Irak işgaline onay veren kanunu hazırlayan Tom Lantos’un ekibine katılıyor. Alptekin, neden ve nasıl olduğu bilinmeksizin önce Tom Lantos’un gözdesi oluyor ardından dönemin ABD Başkanı George W. Bush ile samimiyetini geliştiriyor. Öyle ki; amiri Lantos, Bush ile toplantı yaparken Bush’un köpeği Barney’e Alptekin göz kulak oluyor. Ekim Alptekin ile Başkan Bush ilişkisi sadece Beyaz Saray ile sınırlı kalmıyor ABD’den ayrılıp geri döndüğü Hollanda’ya kadar uzanıyor. Bush, 8 Mayıs 2005’te gerçekleştirdiği Hollanda ziyaretinde bile özellikle Ekim Alptekin’i ziyaret ediyor. Koskoca ABD Başkanı bir Türkçe öğretmeninin oğlunu özel olarak ziyaret ediyor ve daha sonra yazdığı mektubunda övgüyle bahsediyor. Alptekin, 2002’de geldiği ABD’de çalışmalarını ve ‘Eğitimini’ tamamladıktan sonra yeniden Hollanda’ya dönen Alptekin, Hollanda parlamentosunda çalışmaya başladı. Ardından Fransa’ya gitti ve 1 yıl İnterpol’de çalıştıktan sonra Türkiye’ye döndü. Memur bir ailenin oğlu olarak önce Beyaz Saray sonra Hollanda Parlamentosu ve ardından İnterpol’de çalıştıktan sonra Türkiye’ye gelen Ekim Alptekin, önce ARI Hareketi ardından ABD Derin Devleti Neoconların think-tankı WINEP ile ilişki kurdu. Ekim Alptekin,Türkiye’ye geldiği ve ilişki networkünü genişletmeye başladığı 2005 yılında Hollanda’da 2018 yılında Türkiye’ye kurulan komploda baş rolü oynayacak olan Inova BV Şirketini Utrecht’da kurdu. Fakat burada da bir tuhaflık var. Hollanda’da kurulan şirketin adres bilgilerinde şirketle alakasız iki konut var. İlki Utrecht Adriaan Caddesinde 2 katlı ev, diğeri de 10 mil uzaklıkta bulunan Ridderhof Lane’da bir ailenin ikamet ettiği bir ev. Inova BV’nin adresleri hakkında Ekim Alptekin’e sorulan sorulara Alptekin’in verdiği cevap ise düşündürücü. Ortada bir şirkete yönelik adresler var ama o adreslerde şirket yok. CHP ABD Temsilcisi Yurter Özcan ve WINEP Türkiye Araştırma Programı kurucusu Alan Makovsky ve ondan sonra programın direktörlüğüne gelen Soner Cagaptay ile ilişkiler geliştirdi. O dönem WINEP uzmanlarından Gazetesi Aslı Aydıntaşbaş ile tanıştı. Aslında süreç Ekim Alptekin’in 23.3.2012 tarihinde Patronlar Dünyası isimli haber sitesinde anlattıkları gibi gelişmiyor. Ekim Alptekin, Cihan Kamer ile ortak olarak şirket kurduğunda zaten hedef alınıp ele geçirilmek istenen Eclipse şirketinin yönetim kurulunda yer alıyor. Ekim Alptekin, 2006-2009 yılları arasında yaşananları manipüle ederken Türkiye’de de önemli bir projenin adımları atılıyor. Projenin amacı Kemal Kılıçdaroğlu’nu CHP’nin başına getirmek. Bu yüzden de Kılıçdaroğlu’nun parlatılma süreci başlıyor. Kılıçdaroğlu’nu parlatma operasyonunun medya ayağında, geçtiğimiz günlerde firari suç örgütü lideri Sedat Peker’e anlattıkları için teşekkür eden ve 90’lı yıllarda mafya ile mücadele ederken Peker hakkında 1 tane haber yapmayan Uğur Dündar var. Dönemin CHP Grup Başkan vekili Kılıçdaroğlu, yine dönemin AK Parti Genel Başkan yardımcıları Şaban Dişli ve Dengir Mir Mehmet Fırat ile yine dönemin Ankara B.B. Başkanı Melih Gökçek’i düelloya davet ediyor, moderatürlüğü de Uğur Dündar yapıyordu. Kemal Kılıçdaroğlu’nun yayınladığı belgeler doğrultusunda görevinden istifa edenlerden ilki dönemin AK Parti Genel Başkan yardımcılarından Şaban Dişli oldu. Kılıçdaroğlu’nun dile getirdiği iddia ise ‘İş takibi için alınan 1 Milyon Dolarlık’ rüşvet olmuştu. Şaban Dişli, 8 Ağustos 2008’de mahkeme tarafından aklanmıştı. 11 Ağustos 2008’de Kemal Kılıçdaroğlu elinde belgeyle çıktı ve Şaban Dişli’nin iş takibi için ‘1 Milyon Dolar’ rüşvet karşılığında Akademi Ofset A.Ş ile anlaşma yaptığını iddia etti. İddialara konu olan belge 31 Ağustos 2006 tarihliydi. Belgenin altında Akademi Ofset A.Ş. adına Mehmet Karasu ile Şaban Dişli’nin imzası vardı. Şimdi burada virgül koyarak bu iki ismin twit zincirimin konusu olan Kamil Ekim Alptekin ile ilişkisine bakalım. Belgenin altında imzası olan isimlerden dönemin AK Parti Genel Başkan yardımcısı olan Şaban Dişli, 7 Ağustos 2007’de Aslı Aydıntaşbaş ile evlenen Ekim Alptekin’in 2 nikah şahidinden birisiydi. Belgede imzası olan 2. isim Mehmet Karasu ise Ekim Alptekin’in çalışanıydı. Mehmet Karasu, Kamil Ekim Alptekin’in ortakları arasında yer alan EA İnşaatın Kartal Kule ve Beykonak Evlerinin proje danışmanıydı. Bununla birlikte Mehmet Karasu’nun bir diğer adresiyse SİMTEL Uluslararası Pazarlama Anonim Şirketiydi. Çok kısa bir şekilde ARTI 1 TV’nin kuruluşundan kapanışına bir özet geçeyim ki ilişki ağı daha iyi kavransın. Uğur Dündar, Tuncay Mollaveisoğlu, Banu Güven gibi isimler, bir şeyler yapalım, sesimizi duyuralım diyerek bir TV kanalı kurma kararı alıyorlar. İmece usulü boyayı yapan oluyor, cihaz getiren oluyor, ekip kuruluyor, stüdyo oluşturuluyor ve ARTI 1 TV 23 Nisan 2013’te yani gezi olaylarının başlamasından yaklaşık 1 ay önce test yayınları yapmaya başlıyor. ARTI 1 TV, Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkanı yapılması sürecinde basın ayağında pr çalışmalarını yapan Uğur Dündar tarafından test yayınına başlıyor başlamasına ama masraflar arttıkça işin içinden çıkılamıyor. Bir finansör arayışı başlıyor. Bu finansör arayışında dönemin CHP Genel Başkan yardımcısı Erdoğan Toprak’ın kapısı çalınıyor. Toprak, finansörlük konusuna hem sıcak bakıyor hem de kanalı kendisi almak istiyor fakat siyasetçi olduğu için bu teklif uygun görülmüyor. Bunun üzerine Erdoğan Toprak, gerekli olan finansmanı sağlayacağı yönünde teminat vererek çalışmalara başlıyor. Kılıçdaroğlu liderliğinde dönemin CHP İstanbul ilçe belediye başkanlarıyla bir araya gelinerek toplantılar yapılıyor. Yapılan tüm bu görüşme trafiğinin ardından Erdoğan Toprak’ın talimatıyla dönemin CHP MYK Üyesi Burhan Şenatalar görevlendiriliyor. Toprak tarafından görevlendirilen Şenatalar da finans konusunda Altan Ertürk’ü görevlendiriyor. Altan Ertürk’ün görevlendirilmesiyle birlikte ARTI 1 TV 29 Nisan 2013’te düzenli yayına, Gezi Olaylarının başlamasından 14 gün önce de TÜRKSAT 3A ve D-Smart Platformunda yayına başlıyor. Erdoğan Toprak’ın talimatıyla ARTI 1 TV’nin finansörlüğüne başlayan Altan Ertürk’ü önceki twitlerinde Ekim Alptekin, Mehmet Karasu, Davut Dişli ilişkisini yazmıştım. Bu ilişki ağını aklınızdan çıkarmadan okumaya devam edin. Çünkü birazdan daha da derinleşeceğiz. Altan Ertürk, Uğur Dündar, Haluk Şahin ve Tuncay Mollaveisoğlu birlikte bir yemek yiyor. Ertürk sözler veriyor, “Ben Kamil Ekim Alptekin’in patronuyum” diyor. Gezi olaylarında yapılan yayınlar vs derken kanalda ilk ayrılık gerçekleşiyor. Gezi olaylarının sona ermesinden yaklaşık 15 gün sonra kanaldan ilk olarak Tuncay Mollaveisoğlu ayrıldı. Mollaveisoğlu’nun ayrılmasıyla birlikte önce Uğur Dündar ardından da Banu Güven, Ece Temelkuran, Gökmen Ulu, Özlem Gürses gibi isimler ayrıldı. ARTI 1 TV’de yaşanan bu istifanın ardından Erdoğan Toprak ve Altan Ertürk kanalın başına Can Dündar’ı getirmeyi kararlaştırıyorlar. Can Dündar ile Akmerkez’de gerçekleştirdikleri görüşmenin akabinde Can Dündar kanalın başına geçmeyi kabul ediyor. Uğur Dündar sonrası Can Dündar'da kanaldan ayrılıyor Gezi Olayları sürecini Uğur Dündar ile tamamlayan kanal 17-25 Aralık ve MİT Tırları sürecini de firari Can Dündar ile tamamlıyor. Operasyonel görevini başarıyla yapan Can Dündar ve ekibi de 3 Mart 2014’te Altan Ertürk’e teşekkür ederek kanaldan istifa ediyor. ARTI 1 TV’nin finans arayışında çaldığı kapı ve Kamil Ekim Alptekin’in ortakları Altan Ertürk ile Mustafa Karasu’yu görevlendiren kimdi? Dönemin CHP Genel Başkan yardımcısı Erdoğan Toprak. Peki Erdoğan Toprak kimin damadı? Engin Güner!!! Peki Engin Güner kim? Avukat Ece Toprak Güner’in babası ve uzun bir dönem FOX TV’nin hissedarı. Kiminle birlikte hissedar? News Corporation’ın sahibi, Yahudi Sermayesinin en önemli isimlerinden birisi olan Rupert Keith Murdoch. Diğer isimler gibi Murdoch isminide hafızanızda tutun, yeniden döneceğiz. CHP’li Erdoğan Toprak’ın eşi, Murdoch’ın ortağı Engin Güner’in kızı Ece Toprak Güner, Kamil Ekim Alptekin ile birlikte nerede karşımıza çıkıyor? European Council on Foreign Relations da. ABD Derin Devleti Neoconların Avrupa Ayağı olan ECFR’de kimler yok ki? George Soros, Ahmet Davutoğlu, Hanzade Doğan Boyner, Kemal Derviş ve tabiki Kamil Ekim Alptekin ile Erdoğan Toprak’ın eşi Ece Güner Toprak. Kamil Ekim Alptekin ile Ece Güner Toprak ECFR’de mesai arkadaşı. Fakat daha önemli ve daha derin bir ilişki var. O da FOX TV’de Engin Güner ile hissedar olan Murdoch ilişkisi. Alptekin ile Murdoch ilişkisinde köprü vazifesi gören isim ise Bijan R. Kian. İlişki ağının kök saldığı kuruluş ise kurucuları arasında Kamil Ekim Alptekin’in ortağı olan ve FBI Muhbiri RIza Sarraf ile Kamil Ekim Alptekin’i tanıştıran hatta FETÖ lideri Gülen’in kaçırılması komplosunda birlikte yargılandığı Bijan Kian yer aldığı Nowruz Komisyonu.

2 yıl önce

Peker'in bağlantılarını deşifre etmişti! Gazeteci Emre Erciş'e yönelik silahlı saldırıya AK Parti'den tepki

Alınan bilgiye göre, Erciş'e, Silivrikapı'daki evinin yakınında kendisine yaklaşan motosikletteki kişi ya da kişilerce silahla ateş açıldı. Açılan ateş sonucu bacağından yaralanan Erciş, olay yerindeki ilk müdahalesinin ardından Samatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Olay yerinde inceleme yapan polisin, şüpheli veya şüphelilerin yakalanması için başlattığı çalışma sürüyor. Ameliyata alınacak Emre Erciş'in arkadaşı Akif Şükür, hastanede bekleyen basın mensuplarına yaptığı açıklamada, saldırının, Erciş'in 9 yaşındaki kızını annesinin yanına bırakmaya giderken yaşandığını söyledi. Şükür, "Sanırım birisi arkadan motorla yaklaşmış, arkadan mermiyi silahın ağzına verme sesini duymuş. Erciş geri döndüğünde önce sol ayağına ateş edilmiş, sonra sağ ayağına ateş edilmiş. Sol ayağındaki sıyırıp çıkmış, bir yaralanması yok. Sağ bacak diz kapağı altından kaval kemiğinde kırık var. İçeride mermi yok. Doktorlar gerekli hazırlığı yaptı, ameliyata alınacak. Büyük bir şeyi yok, hayati tehlikesi bulunmuyor." bilgisini verdi. Erciş avukatı: Hukuki sürecin takipçisi olacağız Sosyal medyadan yaptığı açıklamada gazeteci Emre Erciş'in avukatı Harun Akdere, "Müvekkil Emre Erciş ile yaptığım görüşmede ikametine yakın bölgede silahlı saldırıya uğradığı, kendisinin iki kez bacak bölgesine ateş edildiği; ayaklarından yaralandığı ve genel sağlık durumunun iyi olduğun öğrenmiş bulunmaktayım. Hukuki sürecin takipçisi olacağız." dedi. Peker'in bağlantılarını deşifre etti Erciş'in saldırıya uğramadan önce organize suç örgütü lideri Sedat Peker'in bağlantılarını deşifre eden paylaşımlarda bulunduğu öğrenildi. Erciş'e yönelik saldırıya tepki Saldırıyı gerçekleştirenlerin en kısa zamanda yakalanarak yargı önünde bu caniliğin hesabını vereceklerine inandığını belirten AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, "Bir babanın kızının yanında saldırıya uğraması caniliktir. Silahlı saldırıya uğrayan gazeteci Emre Erçiş'e acil şifalar diliyorum. Geçmiş olsun" dedi. Erciş'e geçmiş olsun dileğinde bulunan İBB AK Parti Grup Başkanvekili Tevfik Göksu, "Gazeteci Emre Erciş kardeşimize yapılan alçak saldırıyı lanetliyor, kendisine rabbimden acil şifalar diliyorum" dedi.

2 yıl önce

Gazeteci Emre Erciş'e silahlı saldırıda bulunan 2 kişi tutuklandı

Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, 12 Ağustos'ta Erciş'in, Fatih'teki evinin önünde motosikletli iki kişinin silahlı saldırısıyla bacağından yaralanmasına ilişkin çalışma başlattı. Uzun süreli güvenlik kamerası ve KGYS görüntülerini inceleyen ekipler, motosikletle olay yerinden kaçan 2 şüphelinin, Okmeydanı'nda lüks bir araca bindiğini tespit etti. Polis ekipleri, 14 Ağustos'ta Avcılar ve Eyüp'te düzenlediği eş zamanlı operasyonda şüpheliler E.K. ve B.P.'yi gözaltına aldı. Emniyetteki işlemleri tamamlanan 2 zanlı, adliyeye sevk edildi. Savcılık sorgularının ardından tutuklanmaları talebiyle hakimliğe çıkarılan 2 zanlı, nöbetçi hakimliğin kararıyla tutuklandı. Öte yandan saldırıyla ilgili aranan üçüncü şüpheli B.Y.'nin yakalanması için ise çalışmaların sürdüğü öğrenildi.

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Soylu, silahlı saldırıda öldürülen Tahir Güven'in ailesini ziyaret etti

Bakan Soylu, beraberinde Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş, Şırnak Valisi Ali Hamza Pehlivan, Belediye Başkanı Mehmet Yarka, Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Tekin Aktemur, AK Parti İl Başkanı İbrahim Halil Erkan ile eski AK Parti İlçe Başkanı Cihan Güven'in 4 Aralık'ta otomobiline düzenlenen silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden kardeşi Tahir Güven için Şırnak'ın Cizre ilçesine bağlı Ulaş köyünü ziyaret ederek, taziye dileklerini iletti. Ziyarette, Kur'an-ı Kerim okundu, dua edildi. Güven'in yakınlarına başsağlığı dileyen Soylu, Güven'i tanıdıklarını ve sevdiklerini söyledi. Güven'e Allah'tan rahmet dileyen Soylu, "Ülkemizin birçok vilayetinde bulunan, bizim de çok dostlarımız olan Meman aşiretinin kıymetli bir mensubuydu. Kalleş bir tuzakla katledildi." dedi. Sabırlı olmak gerektiğini aktaran Soylu, Allah'ın sabredenlerle beraber olduğunu anlattı. Soylu, şöyle konuştu: "Siz buralarda güçlü bir duruşun sahiplerisiniz. Her zaman size itimat ediyoruz. Hem Müslümanlığa hem milletimizin birliğine sarılan hem bu kadim coğrafyanın etrafındaki her yere huzur ve barış getirmesini temin etmeye çalışan, buradaki birçok dostumuzun varlığıyla bugün huzurun ve birliğin olduğu bir coğrafyadasınız. Diğerini Allah'ın izniyle biz çözeriz, çözüyoruz da. Kanı yerde kalmayacak, bunu da bilmenizi isteriz. Bu kalleşliği, bu büyük tuzağı kim yaptıysa devletimiz güçlüdür, bunun hesabını sormaya muktedirdir." Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da menfur saldırı için büyük üzüntü duyduğunu dile getiren Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Cumhurbaşkanımızın taziye ve başsağlığı dileklerini iletmek istiyorum. Allah birliğimizi, beraberliğimizi daim etsin. Allah sabrı hiçbir zaman bizden eksik etmesin. Ne kadar birlik ve beraberlik içerisinde olursak bu zor süreci hep birlikte atlatabilme anlayışına sahip oluruz. Ve yapacağımız iş, sabırlı olmak, Kur'an-ı Kerim'e ve Allah'ın emirlerine sarılmaktır. Talimat net ve açıktır bize Cenab-ı Allah'tan. Geri kalan devletin işidir ve bu devlet bugüne kadar hiçbir şeyi eksik ve açıkta bırakmamıştır. Bu evin önüne böyle gelmek istemezdim, ama siz de ben de biliyoruz ki bu coğrafya çok zor süreçlerden geçti. Allah'a hamdolsun önemli zorluklar atlattık devletimizin, sizlerin kadim duruşu sayesinde. Şimdi bambaşka noktalardayız." Tahir Güven'in oğlu Ferzan Güven de ziyaret için teşekkür ederek, şöyle dedi: "Babam aşiretimizin onuruydu, gururumuzdu ama acımız büyük. Sayın Bakanım, siz TBMM bütçe komisyon toplantısından sonra failleri söylediniz. Orada birçok kişi huzursuz oldu. Bunu biliyoruz. Ben de onlara şunu söylüyorum, Sayın Bakanımız Türkiye'nin demir yumruğudur. Biz Meman aşireti olarak Bakanımızı ite, sırtlana yedirmeyiz." Her zaman devletin yanında olduklarını, devletin yanında yol almaya devam edeceklerini dile getiren Güven, "Evet acımız büyük ama yıkılmadık, yıkılmayacağız. Bir Tahir ağa gider bin Tahir ağa gelir." ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

ABD'nin başkenti Washington DC'de silahlı saldırı: Yaralılar var!

Washington DC polisi, Cuma öğleden sonra en az üç kişinin vurulduğu silahlı saldırıdan sonra Cleveland Park ve Van Ness bölgelerindeki insanlara evlerine sığınmalarını söyledi. Aktif bir tehdit soruşturması hala devam ediyor. Bir erkek, bir kadın ve bir kız çocuğu, Kuzeybatı DC'deki Connecticut Bulvarı ve Van Ness Caddesi bölgesinde vuruldu. Kızın hafif yaraları var; Polis Şefi Yardımcısı Stuart Emerman Cuma öğleden sonra düzenlediği basın toplantısında yetişkinlerin durumunun kritik ancak stabil olduğunu söyledi. Bir polis sözcüsü, kurbanlardan birinin şu anda kilitli olan Edmund Burke Okulu'nun dışında bulunduğunu söyledi. Gözaltında ise kimse yok. Emerman, bölgeden kaçan bazı kişileri durdurduklarını ve tanık olarak görüştüklerini, ancak şüpheli olarak tanımlanmadıklarını söyledi. Bir adam polis tarafından kelepçeli olarak alandan çıkarıldı; statüsünün veya olayla ilgisinin ne olduğu bilinmiyor, ancak polis varlığı o zamandan beri daha da arttı. Polis, olayın yerel saat ile 15:20 sıralarında meydana geldiğini söyledi. Yer ise Van Ness Caddesi'nin 2900 bloğu olarak verildi. Polis şu anda bölgede çok sayıda apartmanı kontrol ediyor. İnsanlardan bazıları giderken çevredeki binalara silah doğrultan polis tarafından -koşarak- bölgeden uzaklaştırılıyor. Emerman, soruşturmanın detaylarını paylaşmak için henüz çok erken olduğunu söyledi. Vurulan üç kişinin birbirini tanıyıp tanımadığı bilinmiyor; gerçekten de, "Hala bir motivasyon bulmaya ve tam olarak burada ne olduğunu anlamaya çalışıyoruz" dedi. FBI ve Alkol, Tütün, Ateşli Silahlar ve Patlayıcılar Bürosu da dahil olmak üzere bölgede çok büyük bir kolluk kuvveti var. Kapatılan sokaklar arasında Porter ve Yuma caddeleri arasındaki Connecticut Avenue Northwest; Reno Yolu ile Kuzeybatı 29. Cadde arasındaki Tilden Caddesi ve Connecticut Caddesi Kuzeybatıdaki Van Ness Caddesi bulunuyor.

1 yıl önce

Washington Post: ABD'de kitlesel silahlı saldırıların failleri bazı ortak özelliklere sahip

WP'de yer alan yazıda, daha önceki akademik araştırmalar ve istatistikler ışığında kitlesel silahlı saldırıları gerçekleştirenlerin büyük çoğunluğunun 20'li yaşlarda veya ergenlik çağının sonundaki erkeklerden oluştuğu tespiti paylaşılarak, bunun genç erkeklerde ön beyin lobunun (frontal korteks) tam gelişmemiş olmasıyla bağlantılı bulunduğu belirtildi. Yazıda, "Genç erkekler, dürtüsel davranışları nedeniyle diğer yaş gruplarındaki emsallerine göre çok daha pervasız ve şiddete eğilimlidirler ve başlıca ölüm nedenleri arasında kavgalar, kazalar, çok hızlı araba kullanmak gibi davranışlar yer alır." ifadesi kullanıldı. Araştırma verileri, okul raporları ve tıbbi notlar gibi datalar ışığında kitlesel silahlı saldırı gerçekleştirenlere bakıldığında öfkeli genç erkekler, silahlara kolay erişim ve sosyal medya aracılığıyla şiddeti pekiştirme arasında "rahatsız edici bir birleşme" olduğuna işaret edildi. Araştırma için görüşü alınan sosyolog Jonathan Metzl, kitlesel silahlı saldırılara yönelik incelemelerini, "Yaş, tüm bu şeylerin anlatılmamış hikayesidir. 18 ile 21 yaş arası silahlı insanlara sahip olmamamız gerektiğini çok güçlü hissediyorum." sözleriyle özetledi. "ABD, kitlesel silahlı saldırıların düzenli gerçekleştiği tek ülke" "ABD, halka açık kitlesel silahlı saldırıların düzenli gerçekleştiği dünyadaki tek ülkedir." ifadesine yer verilen yazıda, Hamline Üniversitesi Öğretim Görevlisi Jillian Peterson, iş yerlerindeki saldırıların daha çok orta yaştaki, okullara yönelik silahlı saldırıların ise çoğunlukla ergenlik çağının sonlarındaki veya 20'li yaşların başındaki erkekler tarafından gerçekleştirildiğine dikkati çekti. WP, 1966'dan bu yana dört veya daha fazla kişinin öldürüldüğü halka açık 196 kitlesel silahlı saldırının analizine dayanarak faillerin yaklaşık yüzde 98'inin erkek olduğu ve yine saldırganların yüzde 40'ının 18 ile 29 yaşları arasında bulunduğu bilgisine yer verdi. Yazıda görüşüne başvurulan uzman isimler, bu yaş grubundaki erkeklerin ön beyin yapısına dikkati çekerek, faillerde görülen "düşük öz güven, aşırı kaygı, kasvetli yaşam perspektifleri" ve hepsinden önemlisi insanlarla sosyal bağlarının zayıf olmasının işledikleri saldırılarda büyük rol oynadığını belirtti. Ayrıca geçen ay Texas'ın Uvalde kasabasında 19'u çocuk 21 kişiyi öldüren Salvador Ramos'un (18) peltek ve kekeme olduğu, Florida'da 2018'de 19 yaşındayken 17 öğrenciyi öldüren Nikolas Cruz'un davranış bozukluğu sergilediği, 2012'de Connecticut'taki Sandy Hook İlköğretim Okulu'nda 20 yaşındayken 28 kişiyi öldüren Adam Lanza'nın son zamanlarını yatak odasında toplumdan soyutlanmış geçirdiğinin altı çizildi.

1 yıl önce

Konya Şehir Hastanesi'nde silahlı saldırı! Bakan Koca ve AK Parti Sözcüsü Çelik’ten açıklama

Doktoru silahla vuran Akçay, aynı silahla intihar girişiminde bulundu. Durumu ağır olan Karakaya ile Akçay, ameliyata alındı. Konya Valisi Vahdettin Özkan, konuyu takip ettiklerini belirterek "Saldırıya uğrayan doktor ve saldırgan yapılan müdahaleye rağmen kurtarılamadı." dedi. SALDIRGAN BAŞKA BİR HASTANEDE GÜVENLİK GÖREVLİSİYMİŞ Saldırganın Yunak Hacı İzzet Baysal Devlet Hastanesinde güvenlik görevlisi olarak çalıştığı öğrenildi. Saldırganın 57 yaşındaki annesinin yaklaşık 1 ay önce doktor Karakaya tarafından ameliyat edildiği ancak anjiyonun ardından kadının hayatını kaybettiği öğrenildi. Saldırganın da annesinin yaşamını yitirmesinden doktoru sorumlu tuttuğu için saldırıyı gerçekleştirdiği iddia edildi. Vali Özkan ile İl Sağlık Müdürü Mehmet Koç, hastaneye giderek yetkililerden bilgi aldı. Görgü tanığı bir hasta, olaya ilişkin "Başka bir doktora muayene olacaktım. Yandaki kapının oradan bir ses çıktı, 10-15 el silah sesi duydum. Hastalar kaçtı, biz de biraz geri çıktık. Oraya gidip baktılar yere düşmüş iki yaralı gördüler." ifadesini kullandı. Hastane önünde toplanan doktorlar ve sağlık çalışanları olaya tepki gösterdi. BAKAN KOCA: MİLLETİMİZİN BAŞI SAĞ OLSUN Sağlık Bakanı Fahrettin Koca saldırıya ilişkin yaptığı açıklamada "Konya Yunak İlçe Devlet Hastanesinden bir güvenlik görevlisi, Konya Şehir Hastanemizde bir hekim arkadaşımıza silahıyla ateş ederek onu hayattan kopardı. Olayda kendisi de öldü. Adli makamlar dehşet saçan canilik konusunda araştırmalarını sürdürüyor. Milletimizin başı sağ olsun." dedi. AK PARTİ SÖZCÜSÜ ÇELİK: LANETLİYORUZ Olayla ilgili sosyal medya Twitter hesabı üzerinden bir paylaşımda bulunan AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Konya Şehir Hastanesi'nde Doktor Ekrem Karakaya'nın silahlı saldırı sonucu öldürülmesini, vatandaşlarımızın sağlığı için mücadele veren hekim kardeşimizin alçakça katledilmesini lanetliyoruz." ifadelerini kullandı. BAKAN KURUM: AİLESİNİN, TIP DÜNYAMIZIN, KONYA'MIZIN BAŞI SAĞOLSUN Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, sosyal medya hesabından, "Konya Şehir Hastanesi'nde görevli doktorumuz Ekrem Karakaya silahlı saldırıda katledildi. Hekim kardeşimize Allah'tan rahmet diliyorum. Ailesinin, tıp dünyamızın, Konya'mızın başı sağolsun." açıklamasında bulundu.

1 yıl önce

TFF binasına silahlı saldırı şüphelisi tutuklandı

TFF'nin Riva'da bulunan binasında 1 Eylül günü saat 17.50 sıralarında gerçekleşen olayda binaya 5 adet mermi isabet etmişti. Olayda silahı kullandığı belirlenen Cüneyd Uslu hakkında ev hapsi verilerek serbest bırakılmıştı. Başsavcılık itiraz etti Cüneyd Uslu'nun serbest bırakılması kararına Beykoz Cumhuriyet Başsavcılığı itiraz etti. İtirazın kabul edilmesinin ardından Cüneyd Uslu hakkında yeniden yakalama kararı çıkarıldı. Evinde yeniden gözaltına alınan Cüneyd Uslu mahkemeye çıkarıldı. Tutuklandı Mahkeme Cüneyd Uslu'nun tutuklanarak cezaevine gönderilmesine karar verdi. Kararın gerekçesi olarak olay yerinde bulunan yöneticilerin şikayetleri ve merminin yorgun mermi olamayacağı hedef alınarak ateş edilmiş olabileceği değerlendirildi.

1 2 3