20 Nisan Cumartesi 2024
2 yıl önce

Hande Fırat ve eşinden 'Suriye' açıklaması

Fırat’ın açıklaması şöyle; “Bir meslektaşımın “Bir kadın Ankara temsilcisinin eşi, Suriye'nin yağmalanmasındaki şirketin sahibi adam ya...” iddiası ile sosyal medyada hakaret, yeni iddialar, değişik suçlamalarla karşı karşıya kaldım. Bir de haklı olarak açıklama isteyen bir kesim var. Söz konusu meslektaşımın bu iddiayı dile getirmesinden sonra adım Emre Uslu tarafından dolaşıma sokuldu. “Hande Fırat 15 Temmuz ödülünü Suriye’de almış” ifadesiyle. Üzülerek takip ettiğim bu gelişmeler ışığında; *1997 yılından beri gazetecilik yapmaktayım. Başka herhangi bir işim olmadı. *İş insanı bir babanın kızıyım. Fransız kolejinde okudum. Maddi sıkıntı çekmedim. *Beni bilen bilir. Akçeli işlerle, tuhaf ilişkilerle beni yan yana getirme çabaları sonuç vermez. *Eşim bir iş insanıdır. Ailesinden beri gelen kapsamlı iş birikimiyle benimle evlenmeden önce de iş insanıydı, şimdi de iş insanı. *Benimle evlenene kadar yaklaşık 35 yıl yürüttüğü işlerinde nasıl bana ihtiyaç duymadıysa, evlendikten sonra da ihtiyaç duymadı. *Bu meslekte nasıl davranılması gerektiğini bilecek kadar uzun zaman geçirdiğimi düşünmekteyim. *Her seferinde bir iddia ya da suçlamayı getirip 15 Temmuz’a bağlayan çevrelere gelince… Kızgınlığınızı anlıyorum. Ama oradan da bir şey çıkmaz. * 15 Temmuz bir terör örgütünün darbe girişimiydi. Ben de bir gazeteci olarak mesleğimin gereği gibi hareket ettim. Bugün olsa yine aynı şekilde hareket ederim. *Buradan prim yapmaya kalkanlara da, bunu bir senaryo gibi yansıtmaya çalışan yarası olanlara da sadece şunu söylüyorum; “Gerçekleri değiştiremezsiniz. Benim hiçbir şeyden korkum yok.” HANDE FIRAT” Özvardar: Eşimin sosyal medyada hedef gösterilmesi nedeniyle iddialara cevap verme gereği duydum Özvardar ise şu ifadeleri kullandı: Serdar Akinan isimli şahıs katıldığı TV programında Suriye’nin Türkiye tarafından yağmalandığını, fabrikaların sökülüp getirildiğini, insanlığa karşı suç işlendiğini, yağmalamadaki şirket sahibinin ise Ankara temsilcisi bir kadın gazetecinin eşi olduğunu iddia etmiştir. Değerli kamuoyu, Eşim Hande Fırat’ın Hürriyet Ankara Temsilcisi olması ve sosyal medyada hedef gösterilmesi nedeni ile bu mesnetsiz iddialara cevap verme gereği duydum. Gönül rahatlığı ile söylemek isterim ki; bu güne kadar Suriye’den ya da başka bir ülkeden bir fabrika ya da başka bir bina tesis vb söküp Türkiye’ye ya da herhangi bir ülkeye taşımadım. Bu deli saçması iddia kendini dezenformasyonun şehvetine kaptırmış bir gazetecinin hezeyanından ibarettir. Serdar Akinan’ın hayal ürünü iddialarına bölgedeki Türkiye düşmanı çevrelerin kaynaklık ettiği kesindir. Bu saçma iddiaları dile getirirken hangi iş adamından bahsettiğini mertçe söylemek yerine “eş” üzerinden tanımlama yapmış olması da hem ahlaksızlık hem de operasyon gazeteciliğidir. Türkiye düşmanlarının Hande Fırat’a olan kin ve nefreti kamuoyunun malumudur. 10 Yıldır dünya Suriye’deki katliamlara seyirci kalırken, bölgedeki hastaneler okullar bile bombalanmışken, Suriyeli mazlumlara elini uzatan ve orada güvenli yaşam alanları oluşturan tek ülke olan Türkiye’yi yağmacılıkla suçlayan ve absürt iddiasını renklendirmek için iftira atmaktan çekinmeyen bu şahısla yargı önünde hesaplaşacak olmakla birlikte müfteriyi öncelikle siz değerli kamuoyunun vicdanına havale ediyorum. Saygılarımla

2 yıl önce

Suriyeliler barınma merkezinde bayrama hazırlanıyor

Suriye'de 10 yılı aşkın süredir iç savaş nedeniyle binlerce insan hayatını kaybederken milyonlarca kişi de ülkelerini terk ederek başta Türkiye olmak üzere komşu ülkelere sığındı. Ülkelerindeki iç savaştan kaçarak Türkiye'ye gelen ve Kahramanmaraş'taki konteyner kente yerleştirilen Suriyeli aileler, bir bayramı daha geçirecek olmanın buruk sevincini yaşıyor. Suriyelilerden çocuk, kadın, yaşlı, öksüz ve yetimlerin de bulunduğu yaklaşık 10 bini kişi, yaşamlarını sürdürdükleri alanlarda bayram temizliği yapıp gıda ve temel ihtiyaç malzemelerini de kamptaki marketlerden temin etti. Ülkelerine dönebilmenin umuduyla yaşayan Suriyeliler, Kurban Bayramı için hazırlıkları tamamlarken kamp yönetimi de STK'lerin katkılarıyla misafirlerine destek veriyor. Suriyeli Celili Şagri, savaşın şiddetini artırması sonucu yaklaşık 10 yıl önce ailesiyle Türkiye'ye sığındığını söyledi. Şagri, uzun zamandır akrabalarının birçoğundan haber alamadığını ve bayramı birlikte geçiremediklerini ifade ederek bundan sonraki bayramları ülkesinde geçirmek istediklerini dile getirdi. Türkiye Cumhuriyeti'nin kendilerine her türlü desteği verdiğini anlatan Şagri, "Türkiye'den çok memnunuz ama vatan gibisi yok. 20 bayramdır buradayız. Dileğimiz gelecek bayramları inşallah kendi memleketimizde geçirebilmek. Tüm kalbimle Türkiye'ye teşekkür ediyorum. Burada da bayram güzel geçiyor ama memleketimi çok özledim." diye konuştu. Yasin el-Ali de iç savaşın ardından sığındıkları Türkiye'de yaşamlarını sürdürdüklerini söyledi. Ali, 9'u kurban olmak üzere toplam 18 bayramı ülkesinden ve yakınlarından ayrı geçirmenin üzüntüsünü yaşadıklarını dile getirerek şunları kaydetti: "Yıllardır buradayız bize şu anda tek destek çıkan ve koruyan Türkiye Cumhuriyeti devleti olmuştur. İnşallah en kısa zamanda bulunduğumuz durumdan kurtuluruz da kendi memleketimize evimize döneriz. Allah Türkiye'yi her türlü kötülükten, kazadan beladan korusun. Allah Türkiye'yi korusun çünkü o her zaman için mazlumlarla beraberdir. Bize tek destek çıkan ülke odur." Hatice Neccar da yaklaşık 8 yıl önce geldiği Türkiye'de bir bayramı daha sevdiklerinden uzakta geçirmenin üzüntüsünü yaşadığını belirtti. Çocuklarının geleceği için ülkesini terk etmek zorunda kaldığını anlatan Neccar, savaşın sadece ülkesini değil gelenek ve göreneklerini de ellerinden aldığını söyledi.

2 yıl önce

Yeni Şafak: “Suriyelileri evlerine göndereceğiz” diyen Kemal Kılıçdaroğlu, mülteci düşmanlığını partisinin temel hedefi haline getirdi

Periyodik aralıklarla ısıtılan “Suriyeliler” konusu yine gündemde. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 1945 yılında Türkiye’ye sığınan Azerbaycan Türklerini kurşuna dizmesi için Sovyetler Birliği’ne teslim eden partisinin tarihi kodlarıyla tartışmaya katıldı. “Avrupalılar bana söz verdi. Suriyelileri ülkelerine göndereceğiz” diyen Kılıçdaroğlu, 3,5 milyon Suriyeliyi Esed rejmine teslim etse de milli güvenlik sorunu olarak gördüğü muhacirleri söküp atması imkansız. Çünkü Anadolu Suriyelilerden önce de milyonlarca mazlumun sığınağı oldu. KIRIM’IN YARISI ANADOLU’DA Arap’ından Çerkes’ine, Boşnak’ından Rus’una kadan birçok milletten milyonlarca insan Anadolu’yu vatan bildi. Anadolu’ya ilk büyük göç 1783’te Kırım’ın Rusya’nın eline geçmesiyle başladı. 1770’lerden itibaren Kırım’dan Osmanlı topraklarına doğru dalgalar halinde başlayan Kırım Tatar göçü 1920’lere kadar devam etti. 1783-1922 arasında Anadolu’nun da içinde olduğu Osmanlı topraklarına göç eden Kırım Tatarlarının sayısı 1 milyon 800 bine ulaştı. Hatta Osmanlı topraklarına sığınan Tatarların sayısının Kırım’da kalanlardan fazla olduğu belirtiliyor. 2,5 MİLYON ÇERKES GELDİ Aynı tarihlerde ikinci büyük göç dalgasına Çerkesler imza attı. Osmanlı’nın Çerkes bölgelerini kaybetmesinin ardından Anadolu’ya 1. Dünya Savaşı’na kadar 2,5 milyon Çerkes göçtü. Gemilerle, sandallarla çıktıkları Karadeniz’de en az 500 bin kayıp vererek Anadolu’ya ulaşan Çerkesler, bugün hala yaşadıkları Ordu, Samsun, Tokat, Balıkesir, Amasya, Sinop, Yozgat, Düzce, Sakarya ve Kocaeli’ye yerleştirilmişti. Anadolu’yu yurt tutanlar arasında Gürcüler de var. Osmanlı-Rus Savaşı’ndan sonra başlayıp 1930’lara kadar süren göçle gelen 1 milyon Gürcü 14 ayrı şehre yerleşti. RUSLAR BİLE TÜRKİYE’YE GÖÇ ETTİ Bugün sadece işin uzmanları ve meraklıları tarafından bilinse de bu topraklar kitlesel Rus göçlerine de sahne oldu. 1917 yılında Bolşeviklerin darbe yapmasının ardından Çarlık yandaşları soluğu İstanbul’da aldı. 2 yılda 150-200 bin civarında Rus göç etti. Bu Rusların önemli bir bölümü daha sonra Balkan ülkelerine göçse de hala Türkiye’de yaşayan aileler var. Anadolu’ya Arap göçü ise İslam’ın yayılışı ve Osmanlı devrindeki savaşlardan sonra geri dönmeyip burada kalanlarla başladı. Baskı gören Araplardan bir kısmı Tarsus ve Adana çevresine yerleşmişti. Şerif Hüseyin’in 1916’da başlattığı Arap isyanı neticesinde Irak, Hicaz ve Suriye çevresinden 5 bin aile Batı ve iç Anadolu’ya yerleştirildi. Boraltan’ın utancı CHP’ye yeter İkinci Dünya Savaşı’nın sonunda yaşanan Boraltan Köprüsü faciası, detayları fazla bilinmeyen bir olay. 1945’te Sovyetler Birliği’nin başındaki Josef Stalin, Ankara’daki büyükelçisi aracılığıyla Türkiye’ye sığınan 145 Azerbaycan Türkü’nün iadesini istedi. Dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, CHP hükümetinin de kararıyla Türkiye’ye sığınan 145 kişinin teslim edilmesi için Aras Nehri kenarındaki sınır karakoluna telgraf çekip iadenin gerçekleştirilmesini istedi. Buna inanamayan karakol komutanı gelen emri defalarca teyit ettirdi. Durumu anlayan Azerbaycan Türkleri, “Bizi teslim etmeyin, bizi burada siz kurşuna dizin, kendi toprağımızda, bayrağımızın altında bizi öldürün” dese de karakol komutanı çaresizce bu insanları teslim etti. Boraltan Köprüsü’nü geçen Azerbaycan Türkleri, sınırın hemen karşısında Türk askerlerinin gözleri önünde, elleri bağlı vaziyette infaz edildi. Türkiye, CHP’nin neden olduğu Boraltan katliamının utancını uzun süre üstünden atamadı. Selanik göçüyle 384 bin kişi geldi Anadolu’ya göç hareketleri Cumhuriyet’in ilanından sonra da sürdü. 1923’ten 1997’ye kadar Türkiye’ye 1,6 milyondan fazla göçmen geldi. Cumhuriyet’ten sonra ilk göç hareketi Yunanistan’dan oldu. Lozan Antlaşması’nın mübadele maddelerine dayalı olarak 1922-38 arası 384 bin kişi Türkiye’ye göçtü. Bu kitlesel hareket halk arasında “Selanik göçü” olarak adlandırıldı. Makedonya’dan ilk göç 1924’te ülkedeki Türklerin Anadolu’ya göçü ile başladı. İkinci dalga 1936’da, üçüncü ise Türkiye-Yugoslavya arasında serbest göç anlaşması imzalandıktan sonra 1953’te gerçekleşti. Yugoslavya’dan da 305 bin kişi Cumhuriyet devrinde Türkiye’ye göç etti. Bulgaristan’dan Türkiye’ye büyük kitlesel göç dalgaları yaşandı. 1989’a kadar 800 bin kişi dört dalga halinde Anadolu’ya geldi. Romanya’dan Türkiye’ye 1923-1949 arasında 79 bin kişi iskanlı göçmen, 43 bin kişi serbest göçmen olarak geldi. Balkanlardan 1923-45 arasında toplam 800 bin kişi Türkiye’ye göç ettirildi. SAVAŞ KİTLELERİ TETİKLEDİ 1979’da yaşanan devrim sonrası İran’dan Türkiye’ye 1 milyona yakın insan göç etti. 1980’li yılların başında gerçekleşen Afgan göçünün oluşumunda Sovyet-Afgan savaşı önemli role sahip. 1982’de Sovyetler’in Afganistan’ı işgal etmesiyle başlayan savaş nedeniyle, o bölgedeki birçok Türk kökenli insan Türkiye’ye geldi. Bunların arasında Özbekler kadar Uygurlar, Kazaklar ve Kırgızlar da bulunmaktadır. 1950’de bağımsız devlet olan Doğu Türkistan Cumhuriyeti vatandaşları Çin işgaline uğradığında Türkiye’ye geldi. 2. Dünya Savaşı’nda Nazi birlikleri ile savaşa katılan Doğu lejyonlarından bazıları da Türkiye’ye yerleşti. Kazak, Kırgız, Özbek, Türkmen, Balkar, Karakalpak, Karaçay, Azeri, Çeçen, İnguş, Dağıstan gibi Müslümanlardan bir kısmı Anadolu’yu yeni yurt olarak seçti. Irak’ta 1988’deki Halepçe katliamı sonrası 51 bin, 1991’deki Körfez savaşında 467 bin kişi Türkiye’ye göç etti. Suriye’den 1945, 1951, 1953 ve 1967 yıllarında toplu göçler oldu. İskenderun, Kırıkhan ve Adana’ya yerleştirildiler. 2011’de başlayan Suriye iç savaşı sonucunda Ocak 2021 itibariyle Türkiye’ye gelen Suriyelilerin sayısı da 3,6 milyona ulaştı. Türkiye’de ikamet eden göçmen ve mültecilerin sayısı şu an 3,9 milyon. Semtlere adları verildi Avusturya-Macaristan İmparatorluğu Bosna’yı işgal ettikten sonra 1918’e kadar Bosna’dan Türkiye’ye 4 büyük göç dalgası oldu. İlki 1878’de işgalden hemen sonra, ikincisi 1882 yılında, üçüncü göç dalgası ise “Dzabic hareketiyle” 1900 yılında yaşandı. 1992-1998 yılları arasında Bosna’dan 20 bin, 1999 yılında Kosova’da meydana gelen olaylar sonrasında 17 bin, 2001 yılında Makedonya’dan 10 bin kişi Türkiye’ye sığındı. Arnavutlar ise ilk olarak Fatih Sultan Mehmet devrinde İstanbul’a getirilip Arnavutköy’e yerleştirildi. Balkanların kaybından sonra gelenlerle beraber günümüz Türkiye’sinde yüzbinlerce Arnavut’un yaşadığı tahmin ediliyor. Polonya’nın Rus topraklarına katıldığı 1830 yılından sonra göç eden 10 bin kişiden bir kısmı Osmanlı Devleti’ne geldi ve bu muhacirler İstanbul Polonezköy’de yerleşim birimini kurdu.

2 yıl önce

“Florya’daki Menekşe Plajı’nda yüzlerce Suriyeli 'Allahu Ekber' sloganlarıyla denize girip eğlendi” yalanı

Sık sık yalan haber yapan bu sitelerin, Menekşe Plajı’nda çekildiğini iddia ettiği görüntülerin Suriye-Lazkiye’den olduğu öğrenildi.

2 yıl önce

Suriyeliler yangınla mücadele için gönüllü olarak Türkiye’ye geldi: Türk halkına borcumuzu ödüyoruz

Suriye'deki iç savaşın ardından Türkiye'ye sığınan; ardından da ülkelerine geri dönen Suriyeliler, orman yangınlarıyla mücadele için Antalya'ya gönüllü olarak geldi. 40 Suriyeli, Antalya'nın Manavgat ilçesinde orman yangınlarıyla mücadelede gönüllü olarak görev aldı.

2 yıl önce

“Süleyman Soylu ile Vatandaşın Suriyeli Tartışması” yalanı

CHP milletvekili Mehmet Göker’in “Vatandaş sormaya sorgulamaya başladıysa Kurduğunuz korku düzeninin sonu yakın demektir!” İfadeleriyle paylaştığı video’nun devamı ortaya çıktı. Video’da İçişleri Bakanı Soylu’nun meseleyi gerekçeleriyle anlattığı görüldü.

2 yıl önce

“Şırnak’ta Suriyeli şahıs Devlet Hastanesi’den ambulans kaçırdı” yalanı

Şırnak’ta ambulansı kaçıran kişinin Siirt nüfusuna kayıtlı Türk vatandaşı olduğu ve Şahsın yakalanmasının ardından akli dengesinin yerinde olmadığı ortaya çıktı.

2 yıl önce

Sosyal medya üzerinden provokasyon yapan Suriyeli gözaltında

Suriyeli olduğunu söyleyen ve sosyal medya üzerinden provokasyon yapan, M.M. isimli şahıs gözaltına alındı. M.M., "Ben Suriyeliyim" diyerek başladığı videoda Türkiye'ye küfür etti. Videonun yayılması üzerine, güvenlik güçleri şahsı yakalamak için harekete geçti. M.M. isimli şahıs, Kahramnmaraş'ta yakalanarak gözaltına alındı. Gaziantep'te yaşayan ve Suriyeli olduğunu söyleyen M.M. isimli bir şahıs, sosyal medya üzerinden bir video yayınladı. Şahsın yayınladığı videoda, Ankara'da yaşanan olaylar ve yangınlarla ilgili açıklama yaptığı görüldü. M.M. isimli kişi videonun devamında ise küfür ederek, videosunu sonlandırdı. Videonun yayılması üzerine, güvenlik güçleri şahsı yakalamak için harekete geçti. TEHDİT VE KÜFÜR Şahsın yayınladığı videoda, "Ben Suriyeliyim. Türkçe tam bilmiyorum. Ben sizi anlıyorum. Konuştuklarınızı duyuyorum. Ankara, İstanbul nereyi yakmışlar.. 'Hemen Suriyeli yakıyor.' Suriyeli evde oturuyor, çocukları var. Saldırmışlar. Hadi gelin, Gaziantep'te yapın." diyerek küfür ettiği görülüyor. VALİLİKTEN AÇIKLAMA M.M. isimli şahıs, Kahramnmaraş'ta yakalanarak gözaltına alındı. Gaziantep Valiliğinden yapılan açıklamada, "Bir sosyal medya platformunda yayımladığı provokatif video ile halkı kin ve düşmanlığa sevk ettiği anlaşılan kişi ile ilgili olarak yapılan çalışmada, şahsın ilimizde geçici koruma statüsünde bulunan M.M. isimli şahıs olduğu anlaşılmış olup, bulunduğu Kahramanmaraş ilindeki adreste yakalanarak ilimizde gözaltına alınmıştır." denildi. Açıklamada, gözaltına alınan şahıs hakkında adli ve idari işlemler başlatıldığı ifade edildi.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 34 35