20 Nisan Cumartesi 2024
2 yıl önce

Ümit Özdağ'dan HDP'li Garo Paylan'a çok sert 'Talat Paşa' yanıtı: Terbiyesiz tahrikçi adam

HDP Ekonomiden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, 1915 olaylarına ilişkin skandal bir paylaşımda bulundu. Yaşananları 'soykırım' olarak nitelendiren Garo Paylan, Talat Paşa'yı da 'soykırımın mimarı' şeklinde tanımladı. Paylan, tepki çeken açıklamasında "106 yıl sonra, Soykırımın mimarı Talat Paşa isimli caddelerde yürüyoruz. Talat Paşa isimli okullarda çocuklarımızı okutuyoruz. Almanya’da bugün Hitler isimli caddeler olsaydı, Hitler isimli okullarda çocuklar okusaydı nasıl bir Almanya olacaksa, öyle bir Türkiye’de yaşıyoruz. " ifadesini kullandı. "TALAT PAŞA DENEYİMİ YAŞAYACAKSIN" İYİ Parti'den istifa eden ve yoluna bağımsız olarak devam eden İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ ise Paylan'a sert sözlerle yanıt verdi. Özdağ, yanıtında şunları söyledi: "Terbiyesiz tahrikçi adam. Çok memnun değilsen çek git cehennemin dibine. Talat Paşa vatansever Ermenileri değil senin gibi arkadan vuranları sürdü. Sen de zamanı gelince bir Talat Paşa deneyimi yaşayacaksın ve yaşamalısın."

2 yıl önce

Yunanistan yine tahrik peşinde: Türk topraklarında tatbikat yapıp İzmir'i arkalarına alarak poz verdiler

Yunanistan, Ege Adaları üzerinden tahriklerine devam ediyor. Ülkede geçtiğimiz hafta, Türkiye'nin dibinde bulunan birkaç adada tatbikat yapıldı. Yunanistan Milli Savunma Bakan Yardımcısı Nikos Hardalias da bu tatbikatlarda yer aldı. Koyun Adası’nda da tatbikat yapılırken; tatbikatı adada izleyen Hardalias, arkada İzmir görünecek şekilde Yunan askerleri ile poz verdi. "HER ADA YUNAN YURDU" Fotoğrafları sosyal medya hesabından paylaşan Hardalias, "Her ada, her küçük ada, her kayalık adacık, bir Yunan yurdu! Her yerdeyiz!" ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

Ekşi Sözlük, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu eleştiren yorumu 'halkı kin ve düşmanlığa tahrik' iddiasıyla kaldırdı

Ekşi Sözlük'te bulunan 200 kişilik troll ağının sosyal medyada sistematik olarak kara propaganda faaliyetleri yürüttüğü ortaya çıkmıştı. Provokatif yayınları ve iftiraya kadar varan algı operasyonları yapılan portalda; Ekrem İmamoğlu'nu, İBB'yi, CHP'yi ve Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştiren hesaplar engellenirken başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere diğer bakan ve devlet görevlilerine hakaret seviyelerine ulaşan entry'lere ise göz yumuluyor. Ekşi Sözlük'ün kara propagandasını sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımlarla ifşa eden '@abese_irca' yeni bir skandalı daha kamuoyuyla paylaştı. İMAMOĞLU'NA ELEŞTİRİYE 'TAHRİK' DEDİLER 'İBB’nin kamuya açtığı lojmanlar' başlığına yaptığı ‘İBB iflas edince elde avuçta ne varsa ortaya sürmeye başladı. İmamoğlu kendisi için yaptırdığı şehitlik arazisindeki ultra lüks köşkü ne zaman kamuya açacak acaba? Yoksa tasarruf sadece başkalarına mı? Müflis bir belediye başkanı icraatı.’ yorumu ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ iddiasıyla kaldırıldı. "SOSYAL MEDYA ALGISI BU ŞEKİLDE YAPILIYOR" Kullanıcı gelişmeyi, "Ekşi sözlük İBB'nin iflas ettiğini yazdığım entry'i "halkı kin ve düşmanlığa tahrik" iddiası ile silmiş. Bu arada sözlükte 50'ye yakın Türkiye'nin iflas ettiğini iddia eden başlık var. Bakın işte sosyal medya algısı bu şekilde yapılıyor." diyerek duyurdu.

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: “Kılıçdaroğlu'nun sığınmacılar konusunda tahrik için olduğu apaçık ortada”

Suriyelilerin elbette ülkelerine döneceğini belirten Soylu, "Bununla ilgili çalışmalar devam ediyor. 2021 sonu itibarıyla geçici statü ile Türkiye'ye gelenlere verilen vatandaşlık sayısı 192 bindir" dedi. Suriyelilerin bayramda ülkelerine gidip tekrar Türkiye'ye giriş yapması hakkında ise Soylu, "Gidişlerine müsaade etmeme konusunda kısıtımız var." diyerek yanıt verdi. "MESELE PROVOKE EDİLMEYE ÇALIŞILIYOR" Soylu ayrıca "Bugüne kadar 500 bin gönüllü geri dönüş söz konusu. Bugün bu mesele provoke edilmeye çalışılmaktadır. Provokasyon demek en doğru tabirdir. Kılıçdaroğlu'nun sığınmacılar konusunda tahrik için olduğu apaçık ortada. Türkiye düşmanları ile hareket ediyor. Türkiye kaçak göçmenle mücadele ediyor. Türkiye'de 1 milyonu aşkın kaçak göçmen yakalanmıştır." ifadelerini kullandı.

1 yıl önce

Bakan Bozdağ'dan 'Pınar Gültekin' açıklaması: Haksız tahrik konusu tartışmaya açılmalı

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Yargıtay’ın Kurumsal Kapasitesinin Güçlendirilmesi Ortak Projesi Ulusal İçtihat Forumu’nda konuştu. Bakan Bozdağ’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar: "Haksız tahrik konusunun tartışılmaya açılmasında fayda görüyorum" Son olarak bir tartışmaya daha değinmek isterim. Son günlerde her evde, her iş yerinde, sokakta, televizyonda tartışılan bir başka hukuk müessesemiz var. Haksız tahrik müessesesi gerçekten büyük boyutlarıyla tartışılmaktadır. Daha önce de yine kadına karşı şiddet ve kadın cinayetleri konusunda da haksız tahrikle ilgili, takdiri indirim nedenleri tartışılmış, şimdi de diğer 29. maddedeki indirim nedenleri geniş bir boyutta tartışılmaktadır. Bu tartışmaları elbette faydalı görüyoruz. Doğru neticelerin ortaya çıkması hem Türkiye Büyük Millet Meclis’imize hem de içtihat oluşturan Yüksek Yargıtay'ımıza ve karar verici mahkemelerimize yol göstermesi bakımından elbette faydalı görüyoruz. Ama yüksek heyetinizin huzurunda ifade etmek isterim ki, haksız tahrikin uygulaması konusunda yaşanan tartışmalar, son Pınar Gültekin mahkemesinin kararıyla değil başkaca kararlarla da Türkiye'nin gündeminde çok yoğun yer aldı. Çünkü sonuçta haksız tahrik müessesesi, yüzyıllardır olan ve bütün hukuk sistemlerinde varlığını koruyan bir müessesedir. Bu müesseseye hayatiyet kazandıracak, adalet duygusunu güçlendirecek, uygulamalara vesile kılacak, adaletsizliği önleyecek uygulamalara fren olacak bir içtihat ve bir değerlendirme elbette Yüksek Mahkemenin ve yargının da son derece üzerinde durması gereken bir konu olduğuna yürekten inandığımı burada ifade etmek isterim. Bunun sınırı, hududu nedir? Belli. Pek çok içtihat da var. Ama belli ki bu içtihatları bir kez daha gözden geçirmekte ve bu konularda daha kapsamlı değerlendirmelere Türkiye'mizin, Yüksek Yargıtay’ımızın rehberliğine bu konuda ciddi bir şekilde ihtiyacı var. Pek çok konuda olduğu gibi ben Yüksek Yargıtay’ımızın bu anlamda da yol açıcı, ön açıcı kararlara imza atacağına yürekten inanıyorum. Olaylardan ve kararlardan bağımsız olarak bunları ifade ediyorum. Öyle değerlendirilmesini de herkesten ifade etmek istiyorum. Haksız tahrik konusunun Türkiye'de tartışılmaya açılmasında son derece fayda gördüğümü buradan ifade etmek istiyorum. Bir soru sorarak da bu tartışmayı Yüksek Yargıtay'ımızın huzurunda Türkiye kamuoyunun dikkatine sunmak istiyorum. Sadece soru. Bir kanaatimi ifade etmeden. Tasarlayarak ya da canavarca hisle veya eziyet çektirerek kasten öldürme suçunun işlenmesi halinde tahrik nasıl uygulanmalı? Ya da uygulanmamalı mı? Uygulanacaksa bunun diğer suç tipleriyle acaba tasarlayarak ya da canavarca hisle ve eziyet çektirerek kasten öldürme suçunun cezai yaptırımı uygulanırken hepsi eşit mi olacak? Aralarında bir skala, bir kademelendirme olacak mı, olmayacak mı? Bunları tartışmakta bunlarla ilgili değerlendirmeler yapmakta ben son derece fayda görüyorum. Ceza hukukçularımızı da hukukçularımızı da bu meselenin enine boyuna tartışılmasına davet ediyorum. Ve bu tartışmaların hem Türkiye Büyük Millet Meclis’imize hem de Yüksek Yargıtay'ımıza ve ilk derece mahkemelerimize büyük yararlar sağlayacağına yürekten inandığımı ifade etmek istiyorum. Haksız tahrik müessesesini doğru ve hakkı olan bir yere ve istikrarlı bir uygulamaya kavuşturmak, ne yaparsa yapsın Türkiye Büyük Millet Meclisi hangi maddeyi düzenlerse düzenlesin eninde sonunda Yüksek Yargıtay’ımızın çok saygın üyelerinin vereceği ya da verdiği istikrarlı içtihatlarla mümkün olacaktır. Yolu siz açacak, istikameti siz gösterecek, rehberliği siz yapacak, ilk derecede ve istinafta görev yapan herkesi sizin verdiğiniz kararlar elbette aydınlatacak, aydınlatıcı olacaktır. "Biz kadına karşı şiddetle mücadele konusunda kadından yana tarafız" Türkiye’de kadın hakları ve kadına karşı şiddet konusunda son derece önemli adımlar attık. Gerçekten hem Türk Ceza Kanunu'muzda hem de diğer mevzuatlarımızda önemli değerlendirmeler, önemli değişiklikler yapıldı. 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun kadınlara karşı işlenen bazı suçları siz daha çok iyi bileceksiniz. Kamuoyu bakımından ifade etmek istiyorum. Âdâbı umumiye ve nizâm-ı aile aleyhinde cürümler başlığı altında 8. babda düzenlendiğini görüyoruz. Cinsel saldırı suçu dahil pek çok cinsel nitelikli suçların kadına karşı değil de âdâb-ı umumiye ve nizâm-ı aile aleyhine işlenen cürümler olarak nitelendirildiğini hep beraber gördük. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu bütün suçlar bakımından kadını birey kabul eden her suçun bu cinsel içerikli suçlar dahil âdâb-ı umumiye değil nizâm-ı aile aleyhine cürüm değil bizzat doğrudan kadın aleyhine işlenen suç olarak kabul eden ciddi bir felsefe değişikliğini beraberinde getirdi. Kasten adam öldürme suçunun üst soy ya da alt soydan birine karşı işlenmesi halinde bildiğiniz gibi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası veriliyordu. Yapılan son düzenlemelerle 5237’nin ilk hali ve devam eden yıllarda yapılan değişikliklerle eş ve boşanmış eş, kardeşe karşı işlenmesi halinde de nitelikli hal kabul edildi ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yaptırımına bağlandı. Son yaptığımız düzenlemeyle de biliyorsunuz kadına karşı kasten öldürme suçunun işlenmesi halinde failin ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılacağı çok açık ve net bir şekilde yasaya kondu. Bu, kadınlarımızı kasten öldürme suçuna karşı korumak için cezaların önleyici fonksiyonunun ceza yasamıza ve uygulamamıza yerleşmesi son derece önemli olduğunu buradan ifade etmek isterim. Öte yandan kasten yaralama suçunun da yine aynı şekilde üst soya alt soya karşı işlenmesi nitelikli halde bunun içerisine eşe karşı, boşanmış eşe karşı işlenmesi nedenini yine nitelikli haller arasına koyduk ve aile içi şiddeti resen takip edilen suçlar arasına aldık. Takibi, şikayete bağlı olan suçların dışarısına çıkardık. Biz kadına karşı şiddetle mücadele konusunda kadından yana tarafız. Bu noktada netiz ve her zaman ifade ettik. Sonuna kadar da bu taraflılığımızı ifade edeceğiz. Onun için de Anayasa’mızın 10. maddesine, kadınla ilgili konuları pozitif ayrımcılık olarak düzenledik ve kadınlar lehine yapılan düzenlemelerin Anayasa’mızın eşitlik ilkesine aykırı değerlendirilemeyeceğini net bir şekilde ifade ettik. Bundan sonra da Türkiye'mizde kadınlar lehine düzenlemeleri yapmaya, adımları atmaya, eşitliği sağlamak için gerekirse pozitif ayrımcılığı yapmaya tereddütsüz devam edeceğimizi buradan bir kez daha ifade etmek isterim. "Eleştiriler yol gösterici olduğu takdirde yapıcı olur" Yargının kararları elbette eleştirilebilir. Bunda hiçbir şey yok. Eleştiriler yol gösterici olur, yapıcı olduğu takdirde. Ama şunu unutmamak lazımdır ki, ilk derece mahkemesi bir karar verdiğinde bu nihai bir karar değildir. Sonuçta adı üstünde ilk derece mahkemesi kararıdır. Bunun üzerinde istinaf yolu vardır. Onun üzerinde temiz yolu vardır, temyiz mahkemesinin verdiği karar nihai karardır. Kesin karardır. Ortaya çıkan kararla bir dava bitmiş, neticelenmiş, kesinleşmiş olmaz. O nedenle de yargılama süreçlerinin sonuna kadar her konuda, her kararda takip edilmesinde Yüksek Mahkememizin nihai kararıyla nokta konuluncaya kadar sürecin yürüdüğünün bilinmesinde fayda vardır. Elbette hepimizi rahatsız eden kararlar olabilir. Ama bu kararlar eğer doğruysa istinaf ve Yargıtay teyit edecektir. Yok eksiği varsa istinaf ve Yargıtay düzeltecektir. Yok yanlışsa istinaf ve Yargıtay o yanlışa Anayasa ve yasalar çerçevesinde müdahale edecek ve o kararların doğru zemine oturtulmasına elbette katkı sağlayacaktır. O yüzden de bu konuda süreçlerin sağlıklı takip edilmesi, tartışmaların ve eleştirilerin hukukun somutluklarının gözetilerek hukuk içinde ve hukuka uygun biçimde yapılmasında son derece fayda olduğunu buradan ifade etmek isterim. Türkiye'nin buna ihtiyacı var. Son tartışılan konuda benim de pek çok kimsenin de vicdanı sızladı" Son tartışılan konuda elbette insan olarak benim de eminim ki pek çok kimsenin de vicdanı sızlamıştır. Ama hukuk, hukuk uygulamaları, vicdanların Anayasa, kanun, hukuk ve dosya ile bağlı olduğunu da Anayasa’mızın 138. maddesi amirdir. Bizim vicdanlarımız, elbette Anayasa’mıza, kanunlarımıza, hukukumuza ve dosyaya bağlı olarak hareket etmek ve bu çerçevede vicdani kanaatlerimizle hareket etmek her hukuk görevi yapanın ayrılmaz bir vazifesi olduğunu buradan bir kez daha ifade etmek isterim.

1 yıl önce

Çin, ABD'yi Tayvan'daki krizi "tahrik eden ve oluşturan taraf" olmakla suçladı

Çin, ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin Tayvan'ı ziyaretinin sebep olduğu, Çin ordusunun ada çevresinde başlattığı tatbikatlarla tırmanan krizin sorumlusu olarak Washington yönetimini suçladı. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hua Çunying, dün Pekin'de düzenlediği basın toplantısında, "Tayvan Boğazı'ndaki gerilime yol açan olaylar ve sebep açıktır. ABD, krizi sebepsiz tahrik eden ve oluşturan taraftır." dedi. ABD'nin Çin'in adayı çevreleyen tatbikatlara ilişkin eleştirilerine yanıt veren Hua, "Mevcut durum, tamamen Meclis Başkanı Pelosi ve diğer ABD'li politikacıların davranışından kaynaklanmıştır. Bu tür söylemler, 'Kral'ın Yeni Giysileri' hikayesini akla getiriyor. ABD'nin kibirli, bencil, iki yüzlü ve buyurgan tavırlarına son vermesinin zamanı geldi." ifadelerini kullandı. Hua, meselenin Çin'in egemenliği ve toprak bütünlüğüyle ilgili olduğunu vurgulayarak, "Eğer bir eyalet ABD'den ayrılsa, bağımsız bir ülke olduğunu ilan etse ve yabancı bir ülke ona silah satıp siyasi destek verse, Amerikan hükümeti ve halkı buna izin verir miydi?" diye sordu. Tayvan sorunun Çin'in iç işi olduğunu ve yabancı müdahalesini kabul etmeyeceklerini dile getiren Hua, "Dünya, ABD'nin kendini 'dünya polisi' veya 'uluslararası yargıç' yerine koymasına ve diğer ülkelere, dilediğinde zapturapt altına alıp boğabileceği bir George Floyd muamelesi yapmasına izin vermemeli." diye konuştu. Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Departmanı Başkanı John Kirby, dün yaptığı açıklamada, tatbikatları "provokatif eylemler" olarak nitelerken, Pekin'in bölgedeki statükoyu değiştirmeye yönelik uzun süredir devam eden çabalarındaki tırmanışa işaret ederek, "Yeni bir statükoyu kabul etmeyeceğiz. Yalnızca ABD değil dünyada da bu girişimi reddedecek." ifadelerini kullanmıştı. ÇİN'E AİT 49 ASKERİ UÇAĞIN, TAYVAN BOĞAZI'NDAKİ "ORTA ÇİZGİ"Yİ GEÇTİĞİ BİLDİRİLDİ Tayvan Savunma Bakanlığı, Çin'in ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin ziyaretinin ardından başlattığı askeri tatbikatların ikinci gününde, Çin'e ait 49 askeri uçağın Tayvan Boğazı'nda taraflar arasında fiili deniz ve hava hattını belirleyen "orta çizgi"yi geçtiği ifade edildi. Bakanlıktan yapılan açıklamada, 5 Ağustos'ta, 24 "SU-30", 7 "J-10", 6 "J-11" ve 10 "J-16" savaş uçağı ile 1 "Y-8 EW" deniz nakliye ve 1 "Y-8ASW" deniz devriye uçağının hattın doğu tarafına geçtiğinin tespit edildiği bilgisi aktarıldı. Açıklamada, uçakların telsizle uyarıldığı, askeri devriye uçakları ile hava savunma füze sistemlerince takibe alındığı aktarıldı. Bakanlık, önceki açıklamasında, tatbikatların ikinci gününde, 68 savaş uçağı ve 13 savaş gemisinin Ada çevresinde görüldüğünü, bunlardan bazılarının tarafların etki alanlarını sınırladığı kabul edilen, itibari "orta çizgi"yi geçtiğini bildirmişti. Ayrıca Çin ana karasından ateşlenen 11 güdümlü füzenin Tayvan'ın "kara suları" olarak gördüğü bölgeye düştüğü ifade edilmişti. 7 Ağustos'a kadar sürmesi öngörülen tatbikatlar, Çin'in egemenlik ihtilafı içinde olduğu Ada'nın çevresinde fiili bir blokaj oluşturmuş durumda. Altı bölgede yürütülen tatbikatlar nedeniyle bazı bölgeler gemi ve uçak trafiğine kapatılırken boğazda güvenlik endişesi nedeniyle seferlerin aksadığı bildiriliyor. Taraflarca resmi olarak tanınmayan "orta çizgi", Çin'deki iç savaşın ardından boğaz ve çevresindeki çatışmaları önlemek için 1955'te ABD tarafından belirlenmişti. TAYVAN, ÇİN ORDUSUNUN "ADA'YA YÖNELİK SALDIRI SİMÜLASYONLARI" YAPTIĞINI BİLDİRDİ Tayvan Savunma Bakanlığı, Çin'in ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin ziyaretinin ardından başlattığı askeri tatbikatların üçüncü gününde "Ada'ya yönelik saldırı simülasyonları" yaptığını bildirdi. Bakanlıktan yapılan açıklamada, "Çin Halk Kurtuluş Ordusuna (PLA) ait çok sayıda savaş uçağı ve gemi, Tayvan Boğazı'nda görüldü, bunlardan bazıları 'orta çizgi'yi geçti. Ada'daki hedeflere saldırı simülasyonu olabilir." ifadelerine yer verildi. Açıklamada, araçların telsizle uyarıldığı, askeri devriye uçakları ile hava savunma füze sistemlerince takibe alındığı aktarıldı. Bu arada Bakanlık, Tayvan kontrolündeki Kinmen Adası (Quemoy) ve yakınındaki bazı ada ile adacıklar çevresinde dün gece Çin'e ait 4 insansız hava aracının uçtuğunun tespit edildiğini bildirdi. İnsansız hava araçlarının Kinmen Adası ve yakınındaki Lieyu Adası ve Beiding Adacığı çevresinde görüldüğü, Tayvan ordusunun uyarı için fişekler ateşlediği bilgisi aktarıldı. Kimen Adası, Çin kıyılarının yaklaşık 10 kilometre açığında yer alıyor.

1 yıl önce

Konya'da Suriyeli provokasyonu! Ümit Özdağ’ın ilçe başkanı hakkında halkı kin ve düşmanlığa tahrikten iddianame!

https://twitter.com/bilgiedinelim/status/1555447156756160512?s=46&t=HPecY6FlmMlp8BTTcQTagQ Ümit Özdağ, yine Konya ve Suriyeliler üzerinden provokasyona kalkıştı, ortaya attığı iddiaların asılsız olduğunun ortaya çıkması çok fazla zaman almamıştı. ÖZDAĞ VE ZAFER PARTİLİLER PAYLAŞTI 3 Ağustos Çarşamba günü Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ve Konya’daki partilileri, sosyal medya hesabından, “Konya’da Fatih Büyükziyanak, 31 Temmuz günü 3 Suriyeli tarafından gasp edilip öldüresiye dövüldü. Fatih ölümden döndü. Bu olayı halktan saklamaya devam edin çünkü siz Türk’ün gerçek düşmanısınız!” şeklinde paylaşımlar yaptı. AĞABEYİ ŞİKAYETÇİ OLDU, POLİS ÇALIŞMA BAŞLATTI Paylaşımın yapıldığı gün darp edilen Büyükziyanak’ın ağabeyi, polis merkezine giderek kardeşinin darp edildiğini ve hastanede yattığını söyledi, bunun üzerine polis ekipleri çalışma başlattı. GERÇEK BAMBAŞKA ÇIKTI Yapılan araştırmalar sonrası çok kısa sürede gerçeğin bambaşka olduğu ortaya çıktı, Özdağ ve ekibinin ağır ithamlar kullanarak olayı saptırdığı, provokasyona kalkıştığı gözler önüne serildi. 200 TL BORCU YÜZÜNDEN DARP EDİLMİŞ Darp edilen ve farklı suçlardan 15 kaydı olan Fatih Büyükziyanak, olayın Suriyelilerle ilgisi olmadığını, ailesinden çekindiği için o şekilde anlattığını, daha önceden tanıştığı bir kişiye 200 TL borcu olduğunu, Selçuklu İlçesi Adalhan Kavşağı civarında karşılaştıklarında borcu yüzünden darp edildiğini söyledi. GASP EDİLMEMİŞ Fatih Büyükziyanak, ayrıca gasp edilmediğini, arbede esnasında telefonunu düşürdüğünü belirtti. ŞÜPHELİ 2 TÜRK VATANDAŞI YAKALANDI Fatih Büyükziyanak’ın ifadesi doğrultusunda şüpheliler Muhammed İkbal G. (26) ve Özcan Y. (27) polis ekiplerince gözaltına alındı. 9’ar farklı suçtan kayıtları olduğu belirlenen iki şüpheli kasten yaralama; darp edilen Fatih Büyükziyanak ile ağabeyi ise suç uydurma suçlamasıyla adliyeye sevk edildi. TUTUKLANDILAR Muhammed İkbal G. ve Özcan Y. tutuklanarak cezaevine gönderildi. Fatih Büyükziyanak ise "Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik ve Suç Uydurmadan" suçlamasıyla ifade verdi ve adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı. İDDİANAME HAZIRLANDI Darp edilen Fatih Büyükziyanak’a yalan beyan ile video çektirip servis eden Zafer Partisi Konya-Selçuklu İlçe Başkanı Özkan ATAŞ hakkında hakkında; Halkı Kin ve Düşmanlığa Alanen Tahrik Etme suçunu işlediği gerekçesiyle iddianame hazırlandı.

1 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan CHP’li Tanju Özcan’a uyarı: “Tahriki bırakın”

“Memleket elden gidiyor” CHP’li Tanju Özcan sosyal medya hesabı Twitter’dan yaptığı paylaşımda “2 gündür Hataydayım. Gizlenen bir gerçeği Türkiye ile paylaşmak zorundayım. Hatay’dan Türk vatandaşlarının çok büyük göçü söz konusu. Gelinen noktada Suriyeli sayısı Türkleri geçmiş durumda. İlk konutların ivedi bir şekilde Hatay’a yapılması gerekir. MEMLEKET ELDEN GİDİYOR.” dedi. https://twitter.com/tanjuozcanchp/status/1628671526009446400?s=46&t=Z6jy7HsH2OJkfzJZyBrDIQ “Tahriki bırakın” Bakan Soylu Hatay hakkında manipülatif paylaşımda bulunan CHP’li Özcan’ın tweetini alıntılayarak, “Hatay’a gelenler kardeşlik duygularıyla yardım için seferber. Hepsinden Allah razı olsun. Bazıları da tahrik için seferber. Allah bunlardan korusun. Aziz Milletimizin birliği bu tahriklere asla müsaade etmeyecek. Hataylıların Hatay’a sahip çıktığına gözlerimle şahidim! Tahriki bırakın!” uyarısında bulundu. https://twitter.com/suleymansoylu/status/1628730677628731396?s=46&t=Z6jy7HsH2OJkfzJZyBrDIQ

1 2