25 Nisan Perşembe 2024
3 yıl önce

Millet İttifakı: Terörizmin finansmanını önleyecek teklife CHP, HDP ve İYİ Parti'den ret

Teröre finansı önleyecek teklif AK Parti ve MHP oylarıyla Meclis'te kabul edildi. HP, İİYİ Parti ve HDP teklife ret oyu kullandı

2 yıl önce

MHP'li Yalçın'dan CHP'li Öztrak'a tepki: Bölücü terörizm, bekamız için göç ve mülteci meselesinden daha mı az tehlikeli?

MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın şu ifadeleri kullandı: CHP'li Faik Öztrak, "Göç ve sığınmacı sorunu Türkiye'nin beka sorunu hâline gelmiştir." demiş. Hani Türkiye'de beka sorunu yoktu Faik Efendi? Pes doğrusu! Bu ne ikiyüzlülük! MHP'nin öteden beri üzerine titrediği beka kavramında siyasi çıkar cevheri mi keşfettiniz yoksa? Ya da kalın kafanıza Afgan saksısı mı düştü? 40 yılda binlerce masum insanımızın ölümüne, yüzlerce asker ve polisimizin şehadetine yol açan bölücü terörizm, bekamız için göç ve mülteci meselesinden daha mı az tehlikeli? Göç ve sığınmacı meselesinin içinde barındırdığı tehditlerden en büyüğü yeni bir terörizm dalgası ihtimali değil mi? Yahu CHP'nin eli zilli sözcüleri; bu trajikomik kıvırmalarınız yüzünden milletin midesini bulandırdığınızı görmüyor musunuz? MHP’li Semih Yalçın İP Genel Başkanı Akşener’de tepki göstererek, “Müdire Meral Akşener şimdi de Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun altını oyuyor” ifadelerini kullandı. Zillet ittifakı'nın küçük ortağı İP'in fitne müstahsili Müdiresi, koronavirüsten daha ölümcül bir fısk ve fücur bakterisini CHP’ye bulaştırdı. Müdire Meral Akşener şimdi de Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun altını oyuyor. CHP'de büyük bir liderlik mücadelesi başlamış durumda. Bunun arkasından şiddetli bir iç kavga ve tefrika gelecek. Akşener, İmamoğlu'ndan yana tavır alarak İP'i Meclise taşıyan Kılıçdaroğlu'na alenen nankörlük ediyor. İkinci İP fitnesi CHP'nin içini karıştırmakla kalmayacak, zamanla bir yangın misali bütün zillet cephesini saracak.

2 yıl önce

İngiliz hükümeti, terörizmi meşrulaştırmakla itham ettiği Müslüman'dan özür diledi

The Guardian'da yer alan habere göre, "islam21c.com" internet sitesinin editörlüğünü yapan Butt, 2015'te bir başbakanlık basın duyurusunda isminin "şiddete başvurmayan aşırılar" arasında yer alması ve "terörizmi meşrulaştıran birisi" olarak lanse edilmesinin ardından başlattığı hukuk mücadelesini kazandı. İngiliz hükümeti, ilk başlarda bu iddiasını savunsa da Butt'un açtığı davayı kazanmasının ardından ismini basın açıklamasından silmeyi, tazminat ve yasal masraflarını ödemeyi kabul etti. İngiltere İçişleri Bakanı Priti Patel, İngiliz hükümeti adına, Salman'ın "aşırılıkçı nefret vaizi" olarak yanlış şekilde tanımlanması nedeniyle Butt'tan özür diledi. Patel'in hukuk danışmanı Aidan Eardley, bugün halka açık yapılan duruşmada okuduğu bildiride şu ifadeleri kullandı: "Hükümet, Dr. Butt'ın terörizmi meşrulaştıran aşırılık yanlısı bir nefret vaizi olduğunu ve dolayısıyla onun bu etki altında olan biri olduğunu iddia etmenin tamamen yanlış olduğunu kabul ediyor. Kendisine verilen zarar ve özellikle iddianın bu kadar uzun süre devam etmesi ve devam ettirilmesi nedeniyle üzgünüz." Hukuki sürecin ardından üniversitelerin ve diğer Müslüman konuşmacıların isimleri de basın açıklamasından kaldırıldı. "Aşırıcılık söylemi öldü" Dr. Salman Butt da İngiliz hükümeti adına nazik özrü için Bakan Patel'e teşekkür etti ve bu özrü kabul ettiğini dile getirdi. Butt, bunun Patel'in değil, dönemin İçişleri Bakanı Theresa May'ın hatası olduğunu belirterek, "Bu davadan özellikle alınacak en net derslerden biri, 'aşırıcılık' ve dolayısıyla 'aşırıcılıkla mücadele' kavramının aslında ne kadar temelsiz olduğudur." dedi. Aşırıcılık söyleminin öldüğüne inandığını söyleyen Butt, "Gittikçe daha fazla insan, bu söylemin güçlüler tarafından hoşlanmadıkları veya zorlamadan meydan okuyamadıkları herhangi bir düşünce, fikir veya konuşmayı susturmak için kullandığı belirsiz bir terim olduğunu fark ediyor. Bu, günümüzün sapkınlığıdır." ifadelerini kullandı. Butt'ın avukatı Tamsin Allen da müvekkiline önemli miktarda tazminat ödeneceğini, Butt'ın artık tamamen aklanmasından memnuniyet duyduklarını dile getirdi. İngiltere merkezli sivil toplum kuruluşu CAGE'in Direktörü Muhammed Rabbani de söz konusu dava neticesinde, Müslüman toplulukları gözetlemek için bir kılıf olduğunu öne sürdüğü radikalleşmeyi önleme programı için ölüm çanlarının çalması gerektiğini söyledi. Rabbani, "Özür, yalnızca 'aşırıcılık' etiketlerinin siyasallaştırılması temelini boşaltmakla kalmıyor, aynı zamanda bu mantığa bağlı başarısız radikalleşmeyi önleme stratejisini de kritik şekilde sakat bırakıyor." değerlendirmesinde bulundu. İngiltere'nin aşırılıkla mücadele programı mahkemelik olmuştu 2015'te Theresa May'in içişleri bakanlığı döneminde hazırlanan ve yürürlüğe giren "Prevent" (Önle) adlı programın mağdurlarından Dr. Salman Butt, bu programa karşı hukuk mücadelesi başlatmıştı. Başvurusu Yüksek Mahkeme tarafından kabul edilen Butt'ın davası 6 Aralık 2016'da Londra'da görülmeye başlanmış ve İçişleri Bakanlığına karşı açılan bu dava, "Prevent" uygulamasını hedef alması bakımından bir ilk olmuştu. Prevent programıyla ilgili 2015'te yayımlanan bir başbakanlık basın duyurusunda ismi "şiddete başvurmayan aşırılar" arasında anılan Butt'ın, üniversitelerde konuşma yapmasının engellenmesi çağrısı yapılmıştı. Prevent programı, hükümetin en çok tepki çeken uygulamaları arasında yer almış ve programın, üniversiteler dahil bütün eğitim kurumlarının yöneticilerini ve öğretmenlerini öğrencileri ihbar etmeye zorladığı savunulmuştu. Butt hakkındaki ihbarın da Henry Jackson Society adlı aşırı sağcı bir sivil toplum kuruluşu tarafından yapıldığı ortaya çıkmıştı. Söz konusu kuruluş, Butt'ın yayımladığı yazılardan ve sosyal medya hesaplarındaki görüşlerinden oluşturduğu dosyayı başbakanlık bünyesindeki Aşırılık Analiz Birimine ulaştırmıştı.

2 yıl önce

Devlet Bahçeli'den Kılıçdaroğlu'na: Terörizmin ambargo koyduğu şahıs

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: Her şehit gönüle düşen nar, toprağa düşen nurdur. Aziz şehitlerimiz vatanımızın semalarında dolaşan ebedi muhafızlarımızdır. Şehide öldü diyemeyiz, çünkü onlar ölmez, ölmemiştir. Yalnızca bizler göremeyiz. Biliriz ki, her şehit Allah’ın gufranıyla mükâfatlandırılmıştır. Gazilerimiz, şehitlerimiz beka serverimiz, birlik ve dirlik servetimizdir. Şehit helal ve haysiyetli mücadelelerin şeniyeti, gazilerimiz de şahididir. Türk milleti yerin üstünde yaşayanlar kadar yerin altında sere serpe uzanıp sıradağlar gibi duranların kutlu mecmudur. Dün şehitler kervanına dört kahramanımız daha eklendi. Irak’ın kuzeyindeki Pençe-Yıldırım Operasyon Bölgesi’nde Uzman Çavuşlarımız Doğanay Çelik, Ali Sarı, İdris Aksöz ile İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi’nde Emre Ceylan şehit düştüler. Dilerim ki, şehadetleri mübarek olsun. Şehitlerimiz vatan ve millet uğrunda gözlerini daldan budaktan esirgeyemeyerek makamların en yücesine ulaştılar. Rabbim rahmetiyle muamele etsin. Geride bıraktıkları muhterem ailelerinin, silah arkadaşlarının, aziz milletimizin ve ezcümle hepimizin başı sağ olsun. Bayraklaşıp devleşen şehitlerimiz bugün dualar eşliğinde vatan topraklarına emanet edildiler. Al bayrağımız örtüleri, hatıraları övünçleri olarak aramızdan (fiziken) ayrıldılar. Ancak dökülen kanları yerde kalmayacak, sorulacak hesapları mahşere bırakılmayacaktır. İnanıyorum ki, terörün çürüyen kökü kazınacak, teröristlerin de gömülecek kuyuları kazılacaktır. Bundan taviz yoktur, geri adım yoktur, vazgeçme yoktur. Nerede bir hain varsa bir kahraman karşısına çıkacaktır. Hangi bataklıkta bir haşarat üremişse orası tertemiz yapılacaktır. Şehitlerimizin acısına maruz kaldığımız şu günlerde, TBMM Genel Kurulu’nda 2022 yılı Merkezi Yönetim Bütçesi’nin görüşülmesi esnasında tezahür eden ağır provokasyonlar, şiddet ve derinlik kazanan tahrik provaları yürek yaramıza adeta tuz basmaktadır. İhanet her yerdedir. "NEFRET DİLİNE KAPILANMALARI ALENİ ZİLLETTİR" İçişleri Bakanlığımızın bütçesi görüşülürken, CHP’li ve HDP’li milletvekillerinin beka mücadelemizden intikam alır gibi, şehitlerimize hakaret edercesine, kahraman güvenlik görevlilerimize saldırırcasına öfke nöbetine kapılmaları, nefret diline kapılanmaları aleni zillettir. Terörle mücadelede tarihi başarılara imza atan bakanlıklarımızın bütçeleri müzakere edilirken mayası bozuk, meşrebi bulanık, mensubiyeti hasarlı isimlerin alçalmış üsluplarıyla Genel Kurulu terörize etmeleri hakikaten rezaletin daniskası, işbirlikçiliğin alametifarikasıdır. TBMM’de yaşanan karmaşa ve siyasi kundakçıların tacizleri asla tesadüfi değildir. Bölücü terör örgütü darbe üstüne darbe yedikçe Meclis’e yuvalanmış ittifak ve ikbal ortaklarının ateşi yükselmekte, sinir sistemleri, oto kontrol mekanizmaları altüst olmaktadır. KILIÇDAROĞLU'NA SERT SÖZLER Artık CHP’yi HDP’den, Kılçdaroğlu’nu terörist Demirtaş veya terörist Karayılan’dan ayırt etmek, ayrı değerlendirmek neredeyse imkansızdır. Eline ve diline hakim olamayan, şuur ve ruhunu çaldıran Kılıçdaroğlu istikameti kaybolan, iradesine terörizmin ambargo koyduğu bir şahıstır. Bir HDP’li vekilin “Kürdistan’a özgürlük şiarıyla iktidara geleceğiz” açıklamasına sessiz kalıp bu bölücünün Genel Kurul çalışmalarına 3 birleşim katılmama cezasına itiraz eden Kandil’in yeni CHP’sidir. İçişleri Bakanımıza çakal demek de soysuzluk ve terör seviciliktir. Allah’ın izni, milletimizin desteğiyle, dağda, şehirde, kırsalda, mezrada, sınır ötesinin her tehdit saçan noktasında başı ezilen, ayaklar altında sürünen terör örgütünün hunhar ve hain fermanını TBMM’de okumaya çalışan mülevves ve müptezel emellere müsaade edilmeyecektir. Meclis kürsüsünü lekeleyip demokrasiyi ve milli iradeyi hedef alarak,terörle mücadelede insanüstü mücadeleler sergileyen bakanlarımıza dil uzatan sefiller meydanın boş olduğunu sanmasınlar.Türk milleti her şeyin gözlemcisi,her gelişmenin takipçisi,her terör hayranının da hasmıdır. Yavruları yetim bırakan, gelinleri dul koyan, anaları, babaları acılar içinde kıvrandıran şerefsiz teröristlere ne sözle, ne de eylemle karşı gelemeyen, karşı çıkamayan kim varsa bizim nazarımızda akan kanda payları olan, doğrultulan kanlı silahlardan tutan vatansızlardır.

2 yıl önce

Dışişleri Bakanlığı'ndan ABD'nin 2020 Yılı Terörizm Raporu'na tepki

Dışişleri Bakanı Sözcüsü Tanju Bilgiç, ABD'nin 2020 Yılı Terörizm Raporu'nda Türkiye'nin terör örgütlerine karşı mücadelesinin ve bu alanda uluslararası çabalara etkin katkılarının hakkaniyetle değerlendirilmediğini vurgulayarak, raporun bu konuda eksik ve ön yargılı olduğunu söyledi. ''120’DEN FAZLA MASUMUN ÖLÜMÜNE YOL AÇAN  TERÖR SALDIRILARINA YER VERİLMEMESİ KABUL EDİLEMEZ'' ''Türkiye, terörizme karşı mücadelesini terör örgütleri arasında ayrım yapmadan, hukuk temelinde yürütmekte, güvenlik-hak ve özgürlükler dengesini hassasiyetle gözettiğini belirten Bilgiç, şunları söyledi: ''Raporun Suriye bölümünde, PKK iltisaklı grupların ülkemizin Suriye’deki öncelikli terörle mücadele kaygısı olduğunun belirtilmesi, bu gruplar ismen zikredilmese dahi, SDG/PYD/YPG’nin PKK ile aynı olduğunun ikrarıdır. ABD’nin DEAŞ ile mücadele kisvesi altında destek verdiği sözde “SDG”nin PKK’nın güdümünde olduğunu ABD’li muhataplarımız da gayet iyi bilmektedir. Bu nedenle, PKK iltisaklı grupların Suriye’de hastaneler dahil sivilleri hedef alan ve son bir yılda 120’den fazla masumun ölümüne yol açan terör saldırılarının raporda yer bulmaması kabul edilemez. Diğer yandan, sözde “SDG”nin YTS’leri Suriye’de gözetim altında tutmasına atıf yapılan bölümde, uluslararası basınca da belirtildiği üzere örgütün YTS’leri rüşvet karşılığında serbest bırakmasına değinilmemiş olmasını da örgütün gerçek niyetlerini örtbas etme çabası olarak değerlendiriyoruz.'' ''FETÖ FAAL OLDUĞU HER ÜLKENİN GÜVENLİK VE İSTİKRARI İÇİN BİR TEHDİTTİR'' Raporda, Türkiye’nin hain terör örgütü FETÖ’ye karşı haklı ve meşru mücadelesinin, bu sinsi örgütün giriştiği kanlı darbe girişimi ve örgütlü suç faaliyetleri dikkate alınmadan önyargıyla değerlendirildiği söyleyen Bilgiç, sözlerine şu şekilde devam etti: ''FETÖ’nün acımasız bir terör örgütü ve suç şebekesi olduğu somut delillerle ve yargı kararlarıyla ortaya koyulmuştur. FETÖ, sadece ülkemiz bakımından değil, faal olduğu her ülkenin güvenlik ve istikrarı için de bir tehdittir. ABD’den beklentimiz, daha fazla gecikmeden ülkesindeki FETÖ mevcudiyetine ve faaliyetlerine son vermesi, FETÖ elebaşı dahil FETÖ mensuplarına melce sağlamaması, bu alanda Türkiye ile somut işbirliği yapmasıdır. Türkiye, ABD ve müttefiklerinden terörle mücadelede tutarlı, kararlı ve etkili bir yaklaşım beklentisini muhafaza etmektedir. Bunun dışında kalan tutum ve söylemler, terörle mücadelede uluslararası işbirliğinin geliştirilmesi çabaları ve müttefiklik ilişkisinin ruhuyla bağdaşmamaktadır.''

1 yıl önce

Süleyman Soylu’dan CHP’ye: Siyaset alanına terörizm çekiliyor

Siyasette ‘millet bahçesi’ tartışması sürüyor… İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da konuyla ilgili görüşlerini dile getirdi, muhalefeti ağır bir dille eleştirdi. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Soylu, Atatürk Havalimanı'na millet bahçesi yapılmasıyla ilgili tartışmalar hakkında “İstismar ve siyasi mağduriyet için manipülasyon yapılıyor” dedi. “Siyaset alanına terörizm çekilerek meşrulaştırılmaya çalışılıyor” Soylu, “Siz Gezi olaylarında Türkiye’ye tarihsel bir travma ile karşı karşıya bırakmak isterseniz, kendi yönetiminizde Beşiktaş’taki ağaçları ortadan kaldırırsanız ardından da Atatürk Havalimanı’na binlerce ağacın dikilmesine itiraz ederseniz bu ne yaman çelişki derler. Şunu görüyoruz biz; siyaset alanına terörizm çekilerek meşrulaştırılmaya çalışılıyor. Siyaset alanına anarşizm çekilerek meşrulaştırılmaya çalışılıyor. Siyaset alanına kamu düzenini ortadan kaldırma arzusu çekilerek meşrulaştırılmaya çalışılıyor.” dedi. “Muhalefetken devlete 'katil devlet' demedik” Kendi il başkanlığı döneminde muhalefet yapmasına rağmen yakıp yıkmadıklarını hatırlatan Soylu, “Bir terörist cenazesine bir vekil katılıyor, polise taş atılıyor ve bu meşrulaştırılmaya çalışılıyor. Ben de il başkanlığı yaptım, 23 yıl evvel. Biz de bu tip iktidara karşı muhalefette olduğumuz dönem bir takım eylemler ortaya koyduk. Bir takım eleştirilerimizi ortaya koyduk ama yakıp yıkmadık yani. İl başkanlığı yaparken de o dönemlerde devlete 'katil devlet' demedik. Bir taraftan 6'lı masaya oturacaksınız, diğer taraftan bu ülkenin cumhurbaşkanına hakaret edeceksiniz. Bir taraftan etik yasası isteyeceksiniz, bir taraftan hakaret edeceksiniz. Bütün bunlarla ilgili hukuk bir karar verecek. Acaba buradan bir istismar oluşturabilir miyim diye bir takım manipülasyonlara girmeye çalışacaksınız.” diye konuştu. “İstanbul'un nefes alabileceği bir yer…” İstanbul trafiğinin yapılan projelerle en aza indirildiğini vurgulayan Soylu, “Atatürk Havalimanı'nın olacağı millet bahçesi ile ilgili, belki bir takım uçuşlar da olabilme imkanına sahip olabilecek. İstanbul'un nefes alabileceği bir yerin itirazını geçmiş yaptıklarınızla kıyasladığınızda nasıl ortaya koyarsınız? Ağaç dikilirken yeşile yönelik itiraz mercilerinin karar vericileri bu topraklar içinde değildir. Bunlar uygulayıcıdır. Orada eylem yaptılar. Kaç kişinin geldiği, toplumsal tabanının olup olmadığı görüldü... Bugün eğer Kuzey Marmara Otoyolu olmasaydı İstanbul trafiği ne olurdu? Osmangazi Köprüsü olmasaydı ne olurdu? Marmaray olmasaydı ne olurdu? Avrasya olmasaydı ne olurdu?” diye sordu.

1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan NATO Genel Sekreteriyle görüştü: Terörizmi desteklemekten vazgeçecekler

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığından yapılan açıklamaya göre görüşmede, İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üyelik talebi ele alındı. Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmede, İsveç ve Finlandiya’nın üyelik taleplerine dair Türkiye’nin güvenlik endişelerinin haklı ve meşru temellere dayandığını belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, her iki ülkenin de terörizmi desteklemekten vazgeçtiklerini, Türkiye’ye yönelik yaptırımları kaldırdıklarını, ittifak dayanışması sergilemeye hazır olduklarını çok açık ve net bir şekilde ortaya koymaları gerektiğini vurguladı. NATO Genel Sekreteri Stoltenberg de önemli bir müttefik olan Türkiye’nin beklentilerinin karşılanması gerektiğine dikkati çekti.

1 yıl önce

Dışişleri Bakanlığı'ndan ABD'nin Terörizm Raporu'na tepki

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Tanju Bilgiç, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın 2021 Yılı Terörizm Ülke Raporu'nun Türkiye'nin güvenliğine doğrudan tehdit oluşturan terör örgütleriyle mücadelesini kasıtlı şekilde çarpıttığını belirterek, ABD'yi müttefiklik ruhuna uygun şekilde Türkiye ile dayanışma göstermeye, terörizmle mücadelede ilkeli, tutarlı, kararlı ve etkili yaklaşım sergilemeye çağırdı. Bilgiç, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın 2021 Yılı Terörizm Ülke Raporu hakkındaki soruya yazılı yanıt verdi. Sözcü Bilgiç, "ABD Dışişleri Bakanlığı'nın 2021 Yılı Terörizm Ülke Raporu, ülkemizin güvenliğine doğrudan tehdit oluşturan terör örgütleriyle mücadelesini kasıtlı bir şekilde çarpıtmaktadır" ifadesini kullandı. Türkiye'nin, PKK/PYD/YPG, DHKP-C, FETÖ ve DEAŞ başta olmak üzere terör örgütleriyle hiçbir ayrım gözetmeden yürüttüğü mücadelesini hukuk temelinde sürdürdüğünü ve bu alanda uluslararası çabalara etkin katkı sağladığını bildiren Bilgiç, raporda, PKK terör örgütünün uzantısı olan sözde SDG'nin ABD'nin DEAŞ'la mücadeledeki ortağı olarak zikredilmesinin, "bir terör örgütüyle mücadelede bir diğer terör örgütünün kullanılmasının yanlışlığının ABD makamlarınca halen idrak edilemediğini" ortaya koyduğunu belirtti. Raporda, taraflı basın haberlerine atfen, Türkiye'nin Suriye ve Irak’a yönelik terörle mücadele operasyonlarının sivil kayıplara yol açtığı iddialarına yer verilmesinin de "ayrıca bir garabet" olduğunu vurgulayan Bilgiç, şunları kaydetti: "2016 yılında ülkemizdeki kanlı darbe girişiminin faili olan ve ABD dahil, bulunduğu her ülkede suç faaliyetlerine karışan FETÖ’nün terör örgütü niteliği, Türk yargısı tarafından somut delillere dayanan yargı kararlarıyla ortaya konmuştur. Bu nedenle, raporda FETÖ mensuplarına karşı mücadelemizin siyasi saikli olarak nitelendirilmesi kabul edilemez. ABD’den beklentimiz, ülkesindeki FETÖ mevcudiyetini ve faaliyetlerini biran evvel sonlandırmasıdır." Bilgiç, öte yandan raporda "kulaktan dolma ve taraflı basın haberlerine dayanan" iddialara yer verilmesinin de, raporun ciddiyeti hakkında şüphe uyandırdığına dikkati çekerek, "ABD’yi müttefiklik ruhuna uygun şekilde ülkemizle dayanışma göstermeye, terörizmle mücadelede ilkeli, tutarlı, kararlı ve etkili bir yaklaşım sergilemeye çağırıyoruz" ifadelerine yer verdi.