29 Mart Cuma 2024
2 yıl önce

“Türkiye'de e-ticaret sektörü pandemide 66% büyüdü”

Amerika’nın Sesi’nin haberine göre; E-ticaret yapan şirket sayısının yıl sonuna kadar 350 bini bulmasının beklendiğini ifade eden Uluslararası E-İhracat Platformu Başkanı Ömer Nart, “Bu artış beraberinde eleman açığını da getirecek. Pandemiden önce 2019 yılında Ticaret Bakanlığı’nın paylaştığı verilere göre Türkiye'de e-ticaret yapan şirket adedi 54 bin civarındaydı. Bu rakam 2020 yılında 257 bin adet oldu. Bu sene 2021 yılı bittiğinde bu rakamın 350 bin olacağını öngörüyoruz” diye konuştu. “E-ticaret sektöründe 1 milyon istihdam açığı bulunuyor” Özellikle lojistik ve dijital pazarlama alanı gibi birçok alanda ciddi anlamda istihdam açığı olduğunu kaydeden Nart, “İstihdam açığında tabi ki baş hat lojistik. Bu hatta yaşanan sorunlar birçok yatırımcıyı da bu yöne itti ve çok sayıda lojistik şirketi kuruldu ve bu alanda 1 milyon kişiye istihdam sağlanabilir” şeklinde konuştu. Türkiye'de e-ticaret hacminin ileriki dönemlerde daha da büyüyeceğini belirten Nart, “Türkiye'de e-ticaret rakamları pandemi döneminde astronomik bir şekilde artmış durumda. 300 milyar TL büyüklüğe koşan Türkiye e-ticaret sektörü, pandemiyle birlikte yüzde 66 büyüdü. Sektör, 5 yılda kat edeceği yolu 1 yılda kat etti. En güncel rakamlara bakacak olursak 2020 yılında 226 milyar TL'lik bir hacimden bahsedebiliriz. Tabi bu rakamın geleneksel perakende içindeki oranı 2020 yılında yüzde 16 fakat 2019 yılına baktığımızda ise bu oran yüzde 9'du. 2021 yılını bitirdiğimizde ise bu rakamın yüzde 20 civarında olacağı öngörülüyor” ifadelerini kullandı. Nart, “E-ticaret sektöründe eğer ki 2-3 senelik bir deneyiminiz varsa 5 bin TL ile 7 bin TL bandında maaş skalasıyla işe başlanıyor. Deneyim ve pozisyon arttıkça maaş ona göre artıyor. E-ticaret direktörü olursanız şirketin büyüklüğüne göre 45 bin TL maaşlara kadar uzanıyor” diye konuştu. Türkiye’nin 2020’nin ilk 6 ayında 1,4 milyar TL’lik e-ihracat yaptığını hatırlatan UPS Türkiye Ülke Müdürü Burak Kılıç da World E-Commerce Forum toplantısında yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Güçlü ve etkin lojistik ağımız sayesinde dünya genelinde 220’den fazla ülke ve bölgeye müşterilerimiz ihracat ile ulaşabiliyor. Dünyada e-ihracat hacmi bugün 994 milyar dolar. Bu rakamın kısa bir süre içerisinde 2,4 trilyon dolara ulaşması öngörülüyor. Ülke olarak biz bu dinamik pazardan 1,4 milyar dolar pay alıyoruz. Türkiye e-ihracatta güçlü adımlar atıyor. Bugün Uşak’taki bir üretici San Francisco’ya rahatlıkla ürün yollayabiliyor. Bizim müşterilerimiz içinde 160 ülkeye baklava, 65 ülkeye incir satan var. Bu rakamlar artacak. Türkiye’nin kg. başına ihracatı şu an 1,5 dolarken, e-ihracatla bu rakam 50-60 dolarlara çıkıyor. Türkiye’nin e-ihracat ve e-ticaret konusunda bölgede lokomotif olması için bu etkinliğin önemi büyük” dedi.

2 yıl önce

Terör örgütü PKK'ya tarihte ilk kez 'insan ticareti'nden soruşturma açıldı

Bölücü terör örgütü PKK ve Suriye uzantısı PYD-YPG kendisine taraftar bulamayınca çocukları savaştırmak için sahaya sürdü. ABD'nin insan ticareti raporunda da kayıtlara giren terör örgütü PKK 2019'da BM nezdinde taahhüt veren YPG, çocukları evine göndermediği gibi sözde SDG içerisinde çocuk savaşçı uygulamasına artarak devam etti. 2017 yılından bu yana uluslararası gözlemciler, YPG ve YPJ'nin kuzeydoğu Suriye'de yerinden edilmiş halkların barındığı kamplardan çocukları zorla topladıklarını rapor etti. Suriye İnsan Hakları'na (SOHR) göre, sadece 2020 yılının ilk 6 ayında Haseke, Rakka ve Deyrizor'da Arap ailelerin 13-16 yaş arasındaki 350 çocuğu PKK/YPG tarafından zorla alıkonuldu. ÜST DÜZEY TOPLANTIDA PKK TERÖR ÖRGÜTÜ ELE ALINDI Sabah'ın haberine göre; Jandarma Genel Komutanlığı 'İnsan Ticareti Suçunu İşleyen PKK/YPG Terör Örgütü' konulu bir çalışma başlattı. 12 Ekim 2021 tarihinde Ankara'da, Adalet Bakanlığı Mevzuat İşleri Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Ökmen başkanlığında Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü, Yargıtay, Göç İdaresi Başkanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığının temsilcilerinin katılımıyla yapılan toplantıda PKK terör örgütünün 'İnsan Ticareti' suçunu işlemesi ele alındı. TOPLANTI SONRASI ÖRGÜTE YÖNELİK KRİTİK KARARLAR Yapılan toplantı sonrası Türk Ceza Kanununun 80'inci maddesinde belirtilen 'İnsan Ticareti' suçu tanımının terör örgütü yönetici ve üyelerinin bu kapsamındaki fiilleri yönünden yargılanması açısından yeterli olduğuna karar verildi. Toplantıda ayrıca insan ticareti suçuyla ilgili örgüte yönelik bugüne kadar bir tane dahi soruşturma açılmamasının dikkat çekici bir husus olmasının tespiti sonrası durumun İçişleri Bakanlığına bildirilmesine karar verildi. 616 ÇOCUK İNSAN TİCARETİ MAĞDURU ÇIKTI Yapılan araştırmalar kapsamında İl Jandarma Komutanlıkları tarafından terör örgütü PKK/YPG tarafında insan ticareti mağduru edildiği değerlendirilen 18 yaş altı 616 çocuğun dosyası inceleme altına alındı. Göç İdaresi Başkanlığına ait birimler tarafından yapılan incelemede ise 6 çocuğun insan ticareti mağduru olduğuna yönelik rapor düzenlendi. TARİHTE İLK KEZ 'İNSAN TİCARETİ'NDEN SORUŞTURMA AÇILDI Yapılan toplantılar ve incelemeler sonrası harekete geçen Şırnak İl Jandarma Komutanlığı 16 Ekim 2021 tarihinde ikna yoluyla teslim alınan 2 kız çocuğunun PKK/YPG terör örgütünce 14 yaşında kandırılarak örgüte kazandırıldıkları, örgüt için zorla hizmet ettirildikleri ortaya çıktı. Jandarma ekipleri tarafından yürütülen operasyon kapsamında örgütün 'İnsan Ticareti' yaptığını belirlenince Türkiye'de ilk kez PKK Terör örgütüne ayrıca 'İnsan Ticareti' suçlamasıyla soruşturma başlatıldı. Savcılık tarafından başlatılan soruşturma devam ediyor. 40 YILDIR ÇOCUKLARI KULLANIYORLAR Terör örgütü PKK/YPG çocukları 1984'ten bu yana silahlı faaliyetlerde insan kaynağı olarak kullanıyor. 2017 yılından bu yana uluslararası gözlemciler, YPG ve YPJ'nin kuzeydoğu Suriye'de yerinden edilmiş halkların barındığı kamplardan çocukları zorla topladıklarını rapor etti. Suriye İnsan Hakları SOHR'a göre, sadece 2020 yılının ilk 6 ayında Haseke, Rakka ve Deyrizor'da Arap ailelerin 13-16 yaş arasındaki 350 çocuğu PKK/YPG tarafından zorla alıkonuldu.

2 yıl önce

Ticaret Bakanı Mehmet Muş'tan büyüme açıklaması

Ticaret Bakanı Mehmet Muş, TBMM Plan ve bütçe Komisyonu'nda bakanlığının 2022 bütçesi üzerinde konuştu. Ticaret Bakanı Mehmet Muş, "Nitekim IMF Ekim Görünüm Raporu'nda 2021 yılı büyüme tahminlerinde, nisan raporuna göre 2.9 puan artış ile G-20 ülkeleri içerisinde en yüksek artışın olduğu ülke Türkiye'dir." dedi. Bakan Muş, "Benzer şekilde eylül ayında OECD tarafından açıklanan güncel projeksiyonlarda da 2021 yılına ilişkin büyüme oranında 2020 haziran ara raporuna göre 4.1 puan artışla en fazla yukarı yönlü revizyon Türkiye için yapılmıştır" ifadelerini kullandı." ifadelerini kullandı. 1.6 MİLYON İLAVE İSTİHDAM SAĞLANDI Bakan Muş, pandemi öncesine göre Türkiye ekonomisinin 2021 eylül ayı itibarıyla 1 milyon 600 binin üzerinde ilave istihdam yarattığına dikkat çekerek, "Yaratılan bu ilave istihdamın yaklaşık yarısı sanayi sektöründen kaynaklanmıştır. Pandeminin etkisiyle yüzde 61.9 düzeyine kadar gerileyen imalat sanayi kapasite kullanım oranı, ihracat artışından aldığı önemli destekle pandemi öncesi düzeyini de aşarak ekim ayı itibarıyla yüzde 77.5 seviyesinde gerçekleşmiştir. Bu durum, üreten ve dış ticaret fazlası veren Türkiye hedefine ulaşma noktasında ne kadar doğru adımlar attığımızın en önemli göstergelerinden biridir" dedi. İHRACAT YÜZDE 34 ARTTI Bakan Muş, 2021 yılı ocak-ekim döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre ihracatın yüzde 33.9 oranında artarak 181.8 milyar dolara ulaştığını ifade ederek, ithalatın ise yüzde 22.5 oranında atarak 215.6 milyar dolar olarak gerçekleştiğini söyledi. Muş, "2021 yılının ilk 10 ayındaki ihracat rakamımızla, 2019'da ulaşış olduğumuz 180.8 milyar dolar yıllık ihracat rekoru aşılmıştır. Ayrıca son 12 ayın 10'unda ihracat rekoru kırılmıştır" dedi.

2 yıl önce

Türkiye ile Libya arasındaki anlaşma sonrası ticaret hacmi yüzde 43 arttı

Türkiye ile Libya'nın Doğu Akdeniz'deki hak ve çıkarlarını korumayı amaçlayan ve uluslararası hukuk kurallarına uygun düzenlenen Türkiye ile Libya arasındaki Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası iki yaşını doldurdu. Aradan geçen sürede her iki ülkenin ve ülke halklarının çıkarına olduğu görülen anlaşma sayesinde, Türkiye ile Libya birbirine daha çok yakınlaştı, ekonomik, ticari, siyasi ve askeri alanlar başta olmak üzere birçok konuda ilerleme kaydedildi. DEİK Türkiye-Libya İş Konseyi Başkanı Murtaza Karanfil, Türkiye ile Libya arasındaki Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası'nın imzalanmasının ikinci yıl dönümü nedeniyle değerlendirmelerde bulundu. Türkiye ile Libya'nın Doğu Akdeniz'deki hak ve çıkarlarını korumayı amaçlayan deniz yetki alanları anlaşmasının imzalanmasının ardından iki yıl geçtiğini dile getiren Karanfil, bu anlaşmanın BM tarafından tescil edildiğine dikkati çekerek, Türkiye'nin yıllardır haklı mücadelesinin uluslararası hukuk kurallarına uygun şekilde kağıda döküldüğü anlaşmanın sadece ülkemizin değil Libya'nın da hak ve çıkarlarını korumayı amaçladığını vurguladı. Anlaşmanın iki tarafa da önemli kazanımlar sağladığını, sadece ülkelerin değil bölgenin de refahına olduğunu aktaran Karanfil, "Anlaşma 'Mavi Vatan' kavramının daha iyi anlaşılmasını sağladı" dedi. Karanfil, Libya'nın istikrarsızlığının, Türkiye'yi jeopolitik ve jeostratejik açıdan doğrudan etkilediğini belirterek, "Türkiye'nin desteği, Libya'nın da bağımsızlığını ve iç barışını garanti altına alıyor. Akdeniz'deki haklarımızı korumanın jeopolitik ve jeostratejik sınırları Libya'dan başlıyor. Türkiye; Akdeniz, Ege ve Kıbrıs adasındaki hukukunu koruması için Libya'ya ile ilişkilere önem vermeli" diye konuştu. " ANLAŞMA, EKONOMİK AÇIDAN DA ÇOK ÖNEMLİ BİR ADIMDI" DEİK Türkiye-Libya İş Konseyi Başkanı Karanfil, anlaşmanın milli güvenlik ve dış konjonktür açısından olduğu kadar ekonomik yönden de çok büyük önem arz ettiğini söyledi. Türk müteahhitlerin ilk yurt dışı pazarı olan Libya'nın Türkiye ekonomisi için öneminden bahseden Karanfil, şu ifadeleri kullandı: "Libya, Türkiye'ye 3 günlük deniz mesafesinde yer alması ve oradan da 56 Afrika ülkesine kara yolu bağlantısının bulunması nedeniyle Türkiye için çok ama çok kritik bir ülke. Avrupa'ya da kısa deniz mesafesinde bulunması, yakıt, gayrimenkul, ulaşım ve kira maliyetlerinin düşüklüğü Libya'yı bizim için çok önemli kılıyor. Libya, 75 milyar dolarlık ihracat hedefimizin bulunduğu Afrika'nın kilidi konumda. Bu yüzden anlaşma, ekonomik açıdan da çok önemli bir adımdı." " 2 YILDA TİCARET HACMİNDE YÜZDE 43'LÜK ARTIŞ" Anlaşma sayesinde Türkiye ile Libya arasındaki ticaret hacminde ivmelenme yaşandığına dikkati çeken Karanfil, "Eylül sonu itibarıyla, son 2 yılda, Türkiye ile Libya arasındaki dış ticaret hacmi yüzde 43 artarak 2,3 milyar dolara çıktı. Salgın yaşanmamış olsaydı bu artış çok daha yüksek olacaktı. Yıl sonunda ikili ticaret hacminin tarihte ilk kez 3 milyar doları aşacağını düşünüyoruz" açıklamasında bulundu. Ocak-ekim döneminde Libya'ya ihracatın 2 milyar dolara dayandığını dile getiren Karanfil, "Hem ihracatta hem dış ticarette artış sürecektir. Çünkü Libya'nın Türkiye'ye, Türk ürünlerine, Türk yatırımcılara ve müteahhitlere ihtiyacı var. Stratejik olarak da Libya bizim için çok önemli" dedi. "EKONOMİK ALANDA YENİ İŞ BİRLİKLERİ GELİŞTİRMELİYİZ" Karanfil, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin daha hızlı ivmelenmesi gerektiğini belirterek, "Artık ticari diplomasiye daha fazla ağırlık vermeli, yeni iş birliği anlaşmalarına imza atmalıyız. Ticaret ve sanayi odalarımız ortak çalışmalar gerçekleştirmeli. Çünkü dediğim gibi Libya 7 milyon nüfusu var ancak 1,3 milyar dolarlık Afrika'nın kilidi konumunda" diye konuştu. Türk iş adamlarının özellikle Kuzey ve Orta Afrika'ya girişte Libya'yı merkez alabileceğini vurgulayan Karanfil, hem kamu kuruluşlarından hem de özel sektörden iki ülke arasındaki ekonomik iş birliklerinin geliştirilmesi için daha aktif rol oynamaları çağrısında bulundu. Karanfil, iki yıl önce imzalanan anlaşmada emeği geçenlere teşekkür ederek, "Anlaşma sayesinde ilerleyen dostluğun gelişerek sürdürülmesini temenni ediyorum" diyerek sözlerini noktaladı.

2 yıl önce

ABD-Çin arasında ticaret savaşı! Türkiye, alternatif olarak öne çıkıyor

Türkiye-ABD arasındaki ticaret ilişkilerine ilişkin soruları cevaplayan Dış Ekonomik İlişkiler Konseyi (DEİK) Türkiye - ABD İş Konseyi'nin (TAİK) eski Yürütme Kurulu Üyesi Davut Ökütçü, "ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşları, diğer yandan Kovid-19 salgını sebebiyle küresel tedarik zincirinde yaşanan köklü değişimler ülkemiz için büyük fırsatları beraberinde getirdi" dedi. ABD'nin, 20 trilyon dolarlık ekonomiye sahip olduğuna, resmi verilere göre ABD'nin 2.3 trilyon dolarlık ithalat yaptığına dikkat çeken Ökütçü, "Şüphesiz böyle büyük bir ekonomiden daha fazla yararlanmak, ikili ticaretimizi bugünkü seviyelerin oldukça üzerine taşımak Türk iş dünyasının ortak arzusu" diye ekledi. "ABD İLE İKİLİ TİCARET HACMİMİZDE 30 MİLYAR DOLAR SEVİYESİNE HIZLA YAKLAŞIYORUZ" Almanya'nın yüzde 8.2 ile Türkiye'nin ihracatında en büyük paya sahip ülke olduğunu, bu ülkeyi yüzde 6.3 ile ABD'nin izlediğini vurgulayan Ökütçü, "Özellikle Covid-19 salgını sebebiyle 2020 yılında ivme kaybeden ABD ile ticaretimizin 2021 yılında hızlı bir büyüme kaydettiğini söylemek mümkün" dedi ve şöyle açıkladı: "Bugün gelinen noktada ABD ile dış ticaretimizde ticaret fazlası vermeye başladık. Kısa süre önce yayınlanan resmi rakamlara baktığımızda 2021'in ilk 11 aylık döneminde ABD'den ithalatımız 11.7 milyar dolar olarak gerçekleşirken, ABD'ye ihracatımız ise 13.2 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. ABD ile ikili ticaret hacmimizde 30 milyar dolar seviyesine hızla yaklaşıyoruz. Kısa vadede şahsen ticaret hacmimizdeki bu yükselişin devam edeceğini ön görüyorum." "ORTA UZUN VADEDE İSE ARZUMUZ VE HEDEFİMİZ ABD İLE STA'NIN İMZALANMASIDIR" Ökütçü, "Öte yandan, orta uzun vadede ise arzumuz ve hedefimiz ABD ile serbest ticaret anlaşmasının (STA) imzalanmasıdır. İnancım o ki, dost ve müttefik ABD ile imzalanacak serbest ticaret anlaşması ticaret hacmimizi kayda değer bir şekilde artıracaktır" dedi. Sözlerini, "Potansiyelin yüksek olduğu yerlerde azla yetinmenin doğru olmadığı kanaatindeyim" diye sürdüren Ökütçü, ABD ile Çin arasında süregelen ticaret savaşının uluslararası tedarik zincirini yeni baştan şekillendirdiğini vurguladı ve ekledi: "Sadece bir yıl içinde ABD'nin Çin'den ithalatı 90 milyar dolara yakın azaldı. Bu daralmanın 2023 yılına kadar yılda 200 milyar dolara ulaşması bekleniyor. ABD'nin tedarik zincirini Çin'den kaydırmasıyla Vietnam, Kamboçya, Tayvan, Meksika ve Kanada'nın yanı sıra Türkiye de alternatif bir tedarikçi olarak ön plana çıkmaya başladı. Bu noktadan hareketle, potansiyelleri de göz önünde bulundurarak ABD ile güncel ticaret rakamlarımızı ümit verici olarak değerlendiriyorum." "ELEKTRİK VE ELEKTRONİK, DİJİTAL EKOSİSTEM VE ÜÇÜNCÜ ÜLKELERDE OLASI İŞ BİRLİĞİ İMKÂNLARI" Ticaret için 'anlayış ve yaklaşım birliğinin' oluşturulması gerektiğini vurgulayan Ökütçü, "Bu noktada, ticaretin güncel siyasi ve askeri anlaşmazlıkların gölgesinde bırakılmaması büyük önem arz ediyor. Sorunların çözümü için ticaretin bir araç olarak kullanılabileceği kanaatindeyim. Bugün baktığımızda her iki ülkenin de siyasi ve askeri anlaşmazlıklara rağmen ticarete ve ekonomik iş birliğine önem verdiğini görüyoruz" diye açıkladı. Küresel ve bölgesel gelişmelerin doğurduğu fırsatların da değerlendirilmesinin önemine dikkat çeken Ökütçü, TAİK'in, Boston Consulting Group (BCG) ile birlikte hazırladığı 2019 ve 2020 tarihli raporlarda iki ülke arasındaki ticaretin ve ekonomik ilişkilerin geliştirilebilmesi için hangi adımların atılması gerektiğini 'kapsamlı bir şekilde' ortaya koyduğunu anımsattı ve ekledi: "TAİK'in öngörülü davranarak hazırlamış olduğu bu raporlarda; tekstil, mobilya, inşaat ve yapı malzemeleri gibi uzmanlık ve tecrübelerimizin bulunduğu sektörlerin yanı sıra üç başlık daha ön plana çıktı: Elektrik ve elektronik, dijital ekosistem ve üçüncü ülkelerde olası işbirliği imkânları. Bu alanlarda atılacak cesur adımların Türkiye'nin ABD'ye ihracatını kuvvetli bir şekilde artıracağı kanaatindeyim." "TAİK, ÖZAL'IN 'DAHA FAZLA YARDIM DEĞİL, DAHA FAZLA TİCARET İSTİYORUZ' ÇAĞRISI İLE KURULDU" TAİK'in, Türkiye'nin en eski ve büyük iş konseyi olması nedeniyle 'ciddi bir sorumluluk' üstlendiğinin altını çizen Ökütçü, "Merhum Özal'ın 'daha fazla yardım değil daha fazla ticaret istiyoruz' çağrısı ile kurulan TAİK, ilk günden beri ikili ticaretin ve ekonomik ilişkilerin güçlendirilmesi için çalışmalar yürütüyor" dedi ve bunlara örnek olarak her sene geleneksel olarak gerçekleştirilen New York'taki Türkiye Yatırım Konferansı'nı (TRICON) ve Washington DC'de gerçekleştirilen Amerikan Türk Konferansı'nı (ATC) gösterdi. Her sene iki ülkenin önde gelen iş dünyası temsilcilerinin yanı sıra devlet başkanları ve üst düzey bürokratların ağırlandığı bu etkinliklerin, iki ülke arasındaki ticari ve ekonomik ilişkiler için kritik öneme sahip olduğunu vurguladı. TAİK'in New York, California, Texas, Florida, Massachusetts, Illinois ve Virginia'yı kapsayan 7 ayrı eyalet komitesinin bulunduğunu ve bu komiteler aracılığıyla ABD'de yatırımı olan Türk şirketlerinin çeşitli ihtiyaçlarının, eyaletleri merkeze alan bir yaklaşımla ele alındığını belirten Ökütçe, "Ayrıca, az önce ifade ettiğim üzere TAİK, hazırlamış olduğu sektörel raporlar aracılığıyla iki ülke arasındaki fırsatları tespit ediyor ve Türk iş dünyasını temsilen bu tespitleri hayata geçirmek için projeler üretiyor" diye ekledi.

2 yıl önce

BAE, Türkiye ile ticaret hacmini iki veya üç katına çıkarmayı hedefliyor

Zuyudi, Bloomberg TV'ye verdiği röportajda, Türkiye'yi lojistik hizmetler ve tedarik zincirleri aracılığıyla BAE'ye yeni pazarlar açacak bir ülke olarak gördüklerini ifade etti. Ülkesinin Türkiye ile ticaret hacmini iki veya üç katına çıkarmayı hedeflediğini söyleyen Zuyudi, BAE'nin Türkiye'nin sanayi sektöründeki büyük yatırımlarından, kalifiye işgücünden ve özellikle Afrika kıtasıyla lojistik ağından yararlanmayı beklediğini kaydetti. Bakan Zuyudi, BAE hükümetinin İsrail ve Hindistan ile ticaret anlaşmalarını sonuçlandırma aşamasında olduğuna işaret ederek, söz konusu ülkelerden biriyle yapılacak anlaşmanın iki ay içinde açıklanmasının beklendiğini aktardı. Abu Dabi yönetiminin Türkiye ile ticaret hacmini artırma çabası, iki ülke arasındaki ilişkilerin yakınlaşmasına en bariz kanıt olarak görülüyor. BAE, 2021'de, hızla büyüyen Asya ve Afrika ekonomileriyle ticari ilişkilerini derinleştirmeyi ve 150 milyar dolarlık doğrudan yabancı yatırım çekmeyi planladıklarını açıklamıştı. BAE Ekonomi Bakanlığı tarafından hazırlanan bir rapora göre, Türkiye ile son on yılda toplam petrol dışı ticaret, yaklaşık 329 milyar dirhem (89,6 milyar dolar) oldu. Aynı rapora göre, iki ülke arasındaki petrol dışı ticaret, 2019 yılında 26,8 milyar dirheme (7,3 milyar dolar) kıyasla, 2020 yılında yüzde 21 artarak 32,7 milyar dirheme (8,9 milyar dolar) ulaştı.

2 yıl önce

Zelenskiy: İki gün içinde Türkiye'yle serbest ticaret anlaşması imzalayacağız

Ukrayna parlamentosu Yüksek Rada'da vekillere hitap eden Devlet Başkanı Zelesnskiy, "İki gün içinde Türkiye'yle serbest ticaret anlaşması imzalayarak günlük bir ekonomik mesaj vermeye hazırlanıyoruz. Gruplarımız çalışıyor. Anlaşma sağlayacağımızdan eminim" dedi. 'Her şeyden önce kendi güçlerimize güvenmeliyiz' Bölgede yaşanan gerilimli sürece değinen Zelenskiy, Ukrayna'nın her şeyden önce kendi güçlerine güvenmesi gerektiğini söyledi. Zelenskiy, "Her konuda her şeyden önce kendi güçlerimize güvenmeliyiz. Anavatanımızın gerçekten çok sayıda dostu var ancak dostlarımızın kendi anavatanı var, bunu unutmayın. Dolayısıyla bizden başka hiç kimse ülkemizi korumaz ve ayağa kaldırmaz. Sadece kendimize güvenmeliyiz" ifadelerini kullandı. Serbest ticaret anlaşması görüşmeleri 2011'den beri sürüyor Ukrayna Ekonomi Bakanı Yuliya Sviridenko, daha önceki açıklamasında, Türkiye'yle Ukrayna'daki tüm sektörlerin faydasını mümkün olduğunca gözeten bir serbest ticaret anlaşması imzalamak istediklerini belirtmişti. 2011'den bu yana anlaşmayla ilgili 11 resmi görüşme gerçekleştirildiğini ve sürecin devam ettiğini aktaran Sviridenko, "Ukrayna tarafı (Türkiye ile) ülkenin tüm sektörlerinin faydasını mümkün olduğunca gözeten bir serbest ticaret anlaşması imzalamak istiyor. Ukrayna iş dünyasının çoğunluğu Türkiye piyasasına açılmaktan yana" demişti. İkili iş birliğinin ana alanlarının bilgi teknolojileri, inovasyon, endüstri, enerji ve enerji verimliliği, lojistik, ulaşım altyapısı ve turizm olduğunu aktaran Sviridenko, "2021'in ilk 9 ayında Türkiye, Ukrayna'yla ticaret hacmi bakımından Çin, Polonya, Almanya ve Rusya'dan sonra 5. sırada geliyor" ifadesini kullanmıştı.

2 yıl önce

MİT ve emniyetten göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti yapanlara operasyon: 30 adet sahte belge ele geçirildi

Van Emniyet Müdürlüğünden yapılan açıklamada, il genelinde göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti yapan şahıs/şahısların deşifresine ve düzensiz göçmenlerin yakalanmasına yönelik yürütülen çalışmaların devam ettiği belirtildi. Açıklamada, "Yapılan çalışmalar kapsamında; 10 Şubat 2022 tarihinde ilimiz İpekyolu ilçesinde tespit edilen bir otelde MİT ve emniyet müdürlüğümüzce yapılan ortak operasyonda; 30 adet sahte belge (5 pasaport, 24 ikamet izin belgesi, 1 adet uluslararası koruma belgesi) ele geçirilmiş, 3 şüpheli şahıs yakalanarak gözaltına alınmıştır. Yapılan işlemlerin ardından 1 şahıs adli makamlarca tutuklanmıştır" denildi.

1 2 3 4 5 6 7 8 9