25 Nisan Perşembe 2024
1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Venezuela ile ticaret hacmi hedefimiz 3 milyar dolar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'ye resmi ziyarette bulunan Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro'yu resmi törenle karşıladı. İki lider, baş başa ve heyetler arası görüşmenin ardından basın toplantısı düzenledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: Venezuela halkının 15 Temmuz'da halkımızla sergilediği güçlü dayanışmayı asla unutamayız. Hükümetimize ilk destek veren ülkelerden biri Venezuela'ydı. Biz de en zor ve sıkıntılı dönemde Venezuela halkıyla birlikte olduk. Sayın Cumhurbaşkanının güçlü ve cesur liderliğinin önemli payı vardır. Değerli dostum ülkesinin bağımsızlık mücadelesine altın harflerle yazdırmıştır. Sayın Maduro'nun Filistin meselesinde duruşu takdire şayandır. Kendisini bir kez daha tebrik ediyorum. TİCARET HACMİNDE HEDEF 3 MİLYAR DOLAR Sayın Maduro'nun bu ziyareti işbirliğimize büyük ivme kazandırdı. Bugün gerçekleştirdiğimiz görüşmelerde ikili ilişkilerimizi tüm veçheleriyle ele aldık. Venezuela ile ülkemiz arasında ticaret, enerji, madencilik, müteahhitlik, sağlık, tarım ve turizm başta olmak üzere geniş işbirliği potansiyeli bulunuyor. Ekonomilerimizin birbirini tamamlayıcı niteliği, yeni işbirliği, karşılıklı yatırımlar için çeşitli fırsatlar barındırıyor. Geçtiğimiz yıl ticaret hacmimizi üç kat arttırarak 850 milyon dolar seviyesine çıkardık. Mevcut rakamlar bu sene 1 milyar dolar seviyesine çıkacağımıza işaret ediyor. Hedefimiz bu rakamı en kısa sürede 3 milyar dolara çıkarmaktır. Bugün imzalanan mutabakat zabıtlarıyla ilişkilerimizin hukuki altyapısını güçlendirdik. Eğitim ve kültür işbirliğimizin önemli başlıkları arasında yer alıyor. Türkiye Maarif Vakfımızın Karakas'taki üçüncü okulunun açılışı Dışişleri Bakanımızın ziyareti esnasında gerçekleştirdi. Yakında Yunus Emre Enstitümüzün Karakas'ta kültür merkezi açmasıyla bu alandaki faaliyetlerimiz yoğunlaşacaktır. TİKA bugüne kadar eğitim, tarım, sağlık gibi alanlar başta olmak üzere 20'ye yakın proje gerçekleştirdi. Karakas'ta Yunus Emre Enstitüsü'nde merkezini oluşturacaktır. TEMMUZ AYINDA İADE-İ ZİYARET THY Karakas hattında haftada 7 sefer düzenlemektedir. İkili ilişkilerin yanı sıra güncel, bölgesel, küresel gelişmeler hakkında fikir alışverişi imkanı bulduk. Birçok hususta benzer görüşlere sahibiz. Venezuela'ya yönelik tek taraflı yaptırımlara karşı olduğumuzu sayın Cumhurbaşkanı ile bir kez daha paylaştım. Bu vesile ile Türkiye olarak bundan sonra da dost Venezuela halkının yanında olacağımızı ifade etmek istiyorum. Temmuz ayı içinde de iade-i ziyaretimizi inşallah Venezuela'ya gerçekleştireceğiz. "TÜRKİYE HER KOŞULDA BİZİM YANIMIZDAYDI" Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarının ardından sözü alan Venezuela Cumhurbaşkanı Maduro, şu ifadeleri kullandı: "Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dışişleri Bakanım ve kıymetli bakanlar. Değerli heyet üyelerim, sayın vekiller, sayın büyükelçiler, bütün burada bulunanlara söylemek istediğim şey şu; zannediyorum sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan muhteşem ve bütüncül bir özet yaptı. Bizim görüştüğümüz konulara etraflıca değindi. Ben sadece buradan şükranlarımı ekleyebilirim Venezuela halkı adına. En zor anlarda en büyük belirsizlik anlarında, pandeminin zamanında Türkiye her zaman bizim yanımızdaydı. Bize her zaman destek oluyordu. Bütün süreçlerde, gereken her şeyi, sağlık için, pandemiyi aşmak için seferber etti. "VENEZUELA YENİDEN DOĞUYOR" O yıllar, 2020-21 gerçekten güç yıllardı. Burada gerçekten dostluğun en önemli unsurunu bir kez daha sergilediniz. Bizim vatanımız, kendini toparlama süreci içerisinde. 2021 yılını ilk adımlarını atarak geçirdik. Ekonomik istikrarımıza doğru ilerlemeye başladık. Yeniden doğuş gibi. Venezuela yeniden doğuyor. Siz 2018'de Venezuela'ya geldiğinizde gerçekten fırtınanın ortasında gibiydik. Daha sonra yaptırımlar çığ gibi üzerimize büyüdü. Bunun içerisinde Venezuela halkı kendi direnişiyle, üstün bilinciyle oradaydı. Bu sayede büyük güce sahipti. Aynı zamanda Bolivar'ın özgürlükçü ahlakına, Hugo Chavez'in özgürlükçü ruhuna sahipti. Bu adımlar bize yeniden toparlamanın ilk göstergelerine ulaştırdı. 2022'de büyümenin ilk göstergelerini gördük. "TÜRKİYE'NİN BÜTÜN YATIRIMCILARI: VENEZUELA'YA GELİN" Artık ticari büyümemiz ortada, üretimimiz büyüyor, gıda alanında büyük bir yeşerme var. Yüz yıldır görünmeyen büyüme var. Tarım, endüstri alanında, yeni zenginlik kaynaklarını bulduğumuz dönemde. Türkiye'ye böyle bir zamanda geldik. Sayın Cumhurbaşkanıma, yatırımcılara diyorum ki, Türkiye'nin bütün yatırımcıları turizm, madencilik, endüstri, lojistik, bankacılık, petrol, altın, kömür için Türk yatırımları Venezuela'ya gelsin. İşte o an bu an, size garantisini verebilirim. Yasal olarak, politik olarak bütün garantileri size veriyorum. Bizim için bu açılım sürecidir. Lütfen dikkat edin; bizim için bir havayolu köprüsü var. Her gün Karakas'tan İstanbul'a, İstanbul'dan Karakas'a uçuşlarımız var. Yolcular, turistler, Venezuelalılar nereye gelmek istiyorlar? Asya, Afrika ve başka destinasyonlara İstanbul'dan gitmek istiyorlar. Turizmin tadını Türkiye'de çıkarmak istiyorlar. Bizim için muhteşem fiyatlar var, Türkiye'nin tarihine, karakterine büyük bir sevgimiz, saygımız var. Çok geniş bir işbirliği alanımız var. Buraya baktığımızda biz burada 54'ü aşkın işbirliği anlaşması üzerine konuşuyoruz. Çok önemli üç anlaşma turizm, tarım ve bankacılık alanında üç tane anlaşma imzaladık. Venezuela burada küllerinden doğan bir kuş. Türkiye'nin halkı şundan emin olabilir. Venezuela sadık, çalışkan, güvenilir bir dosttur. Saygıdeğer Cumhurbaşkanı Erdoğan'a tekrar şükranlarımı sunuyorum. Kendisini en yakın zamanda Karakas'ta ağırlamayı bekliyoruz. SORU-CEVAP (Madrid'deki NATO zirvesi) Cumhurbaşkanı Erdoğan: İsveç ve Finlandiya heyetleri geldiler. Heyetlerimizle görüşme yaptılar. Şunu iyi bilmemiz lazım; NATO bir güvenlik teşkilatıdır. NATO teröre çanak tutan bir ülke değildir. İsveç bildiğiniz gibi PKK/PYD/YPG gibi terör örgütlerinin cirit attığı bir ülke konumunda. Hatta parlamentoları içinde bile teröristler var. Bu teröristler parlamentoda yer aldığı sürece, ülke caddelerinde terör örgütlerinin posterleriyle gösteri yapıldığı sürece ve bunun da İsveç polisinin güvencesinde yaptıkları sürece, İsveç devlet televizyonlarında terör örgütü liderlerinin söyleşileri yayınlandığı sürece biz bunlara 'Buyurun devam edin, buyurun NATO'ya girin' diyemeyiz. Aynı şey Finlandiya için de geçerli. Şu anda 9 tane ABD üssü Yunanistan'da kuruldu. Peki bu üsler kime karşı kuruldu? Rusya'ya karşı kurulmuş. Yemezler...

1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suudi Prens Selman ile görüştü... Dikkat çeken ortak bildiri! Karşılıklı ticaret ve yatırım vurgusu

Türkiye'nin 28 Nisan'daki Cidde ziyareti ile Türkiye-Suudi Arabistan ilişkilerinde yeni bir dönem başladı. Yaklaşık 2 aylık aradan sonra Riyad yönetiminden iade-i ziyaret gerçekleşiyor. Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman’ı taşıyan uçak, Ankara Esenboğa Havalimanı’na iniş yaptı. PRENS SELMAN RESMİ TÖRENLE KARŞILANDI Prens Selman’ın bulunduğu makam aracını Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önündeki caddede karşılayan süvariler, araca protokol kapısına kadar eşlik etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Veliaht Prens Selman’ı, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin ana giriş kapısında karşıladı. Erdoğan ve Selman’ın tören alanındaki yerlerini almalarının ardından, 21 pare top atışı eşliğinde iki ülkenin milli marşları çalındı. Veliaht Prens Selman, Muhafız Alayı Tören Kıtası'nı selamladı. Törende tarihte kurulan 16 Türk devletini temsil eden bayraklar ve askerler de yer aldı. İki ülke heyetlerinin takdimi sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Veliaht Prens Selman, merdivenlerde Türkiye ve Suudi Arabistan bayrakları önünde tokalaşarak gazetecilere poz verdi. Karşılama töreninde Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati, Ticaret Bakanı Mehmet Muş, Gençlik ve Spor Bakanı Muharrem Kasapoğlu, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve Ankara Valisi Vasip Şahin de hazır bulundu. İKİLİ GÖRÜŞME SONRASI ORTAK BİLDİRİ Erdoğan ve Selman, baş başa görüşme gerçekleştirdi. Görüşme yaklaşık 2 saat 10 dakika sürdü. Görüşmenin ardından ortak bildiri yayınlandı. Bildiride şu ifadeler yer aldı: "Resmi görüşmeler iki ülke arasındaki mükemmel ilişkilerin derinliğini bünyesinde barındıran samimiyet ve kardeşlik ortamında gerçekleşti. Taraflar, iki ülke arasındaki karşılıklı ticaretin kolaylaştırılmasını ve yatırım fırsatlarının araştırılmasını el aldı." Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, nisan ayında Suudi Arabistan'ı ziyaret etmiş ve birçok konuda görüşmeler gerçekleştirmişti.

1 yıl önce

Der Spiegel, Esad rejiminin uyuşturucu ticaretiyle dünyayı nasıl zehirlediğini anlattı

Alman Der Spiegel, Suriye’yi harap hale getiren cani Esed rejiminin, uyuşturucu ticaretiyle iktidarını ayakta tutmaya çalıştığı kanıtlarıyla ortaya koydu. REJİM “KARTEL” OLDU Derginin haberinde özellikle Arap ülkelerinde popüler olan uyuşturucu Captagon’un uluslararası ticaretinin Suriye’den nasıl kontrol edildiği anlatıldı. Bu ticarette Esed rejiminin “Uyuşturucu Karteli” olduğu belirtildi. Habere göre, son yıllarda, güvenlik yetkilileri Captagon’un devasa sevkiyatlarını defalarca engellemeyi başardı. BAŞKA ÜLKELERDE TONLARCA UYUŞTURUCU SEVKİYATI ELE GEÇİRİLDİ 1 Temmuz 2020’de, tek bir günde, İtalya’nın Salerno limanında piyasa değeri yaklaşık bir milyar euro olan tam 84 milyon hap ele geçirildi. Geçen temmuz ayında, Yunan yetkililer 5.25 ton Captagon’a el koymuştu. Nisan 2020’de ise Port Said’deki Mısırlı gümrük yetkilileri, o sırada Beşar Esad’ın en zengin kuzeni Rami Makhlouf’a ait olan ve daha sonra gözden düşecek Suriyeli Milkman şirketine ait 19 bin Tetra Pak konteynerinde paketlenmiş hem Captagon hem de esrar buldu. Makhlouf, o sırada şirketinin işin içinde olduğunu yalanlamıştı. AKDENİZ NARKOTİK DEVLETİ: SURİYE Kasım 2021’de Mısırlılar yine Captagon’a rastladı, bu sefer de tam 11 milyon hap. Mart ayının sonlarında, Port Klang’da tam olarak 94,8 milyon Captagon hapının ortaya çıkmasıyla, sıra Malezya’ya geldi. Lübnan, Hong Kong ve Nijerya’da bulunan uyuşturucuların ardından, Dubai ve Suudi Arabistan’daki limanlarda da çok sayıda sevkiyata el konuldu. Bu devasa uyuşturucu ağı, Esed rejiminin, Suriye’yi kişisel sömürüsü için kullandığını bir kez daha kanıtladı.

1 yıl önce

Amsterdam: FETÖ'nün silah ticareti işine bulaştığını tahmin ediyorum

Aynı zamanda hukuk firması Amsterdam & Partners'ın (LLP) sahibi de olan Robert Amsterdam, Beşiktaş'taki bir otelde düzenlenen tanıtımda, uzun yıllar süren ciddi araştırmalar sonunda ortaya konulan kitabın, FETÖ'nün tahmin edilen yolsuzlukları ve etki alanının sadece bir kısmını ele alabildiğini söyledi. Kitapta FETÖ okullarına odaklanıldığını dile getiren Amsterdam, "Şunu söyleyeyim ki sadece Gülen okulları, örgüt için hayati bir organ gibi. Bu hem ekonomik açıdan önemli hem de örgütlenme açısından. Neredeyse, tahmin edilen 4 milyar dolarlık bir ekonomiden bahsediyoruz. Bu okullardaki ekonomi, Amerikan ekonomisinden, vergi mükelleflerinin cebinden gidiyor ve 250 okul bu paralarla finanse oluyor. 700 sayfalık kitapta FETÖ'nun bu sahtekarlıkları yer alıyor." dedi. Amsterdam, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'e biat eden okulların kültürel organizasyonlar sayesinde kurulduğunu ve güçlendiğini anlattı. Rumi Forum gibi organizasyonların Amerikalılar tarafından FETÖ'ye bağlı olarak tanınmadığına dikkati çeken Amsterdam, FETÖ üyelerinin bu sayede politikaya girerek, politikacılarla güçlü ilişkiler kurduklarını kaydetti. "GÜLEN ÖRGÜTÜ İNŞAAT MALİYETLERİNİ ARTIRARAK GELİR ELDE EDİYOR" Amsterdam, okullarda dönen paraların illegal ve şeffaflıktan uzak olduğunun altını çizdi. İlk kitabının ABD'de büyük yankı uyandırdığını aktaran Amsterdam, "ABD Eğitim Bakanlığı yeni bir bütçe getirdi ve Bakanlık ilk kitabımızı okuduktan sonra aslında işleri zorlaştırdı. Çok ciddi seviyede şeffaflık getirmek zorunda kalacaklar. Bunlar çok önemli çünkü emlak sözleşmeleri de buna dahil. Gülen Örgütü inşaat maliyetlerini artırarak gelir elde ediyor." ifadelerini kullandı. FETÖ firarisi Enes Kanter'den de bahseden Amsterdam, şöyle devam etti: "ABD basınında Enes Kanter'in Gülen ilişkisi ortaya konmuyor. Hiç kimse Gülen ilişkisine dokunmuyor. Her ana akım medyaya çıktıktan sonra ilgi çekici bir şey bulduk. Enes Kanter Özgürlük Vakfı, Arlington firmasıyla aynı adresi kullanıyor. Bunlarla ilişkisi ne? Kendisi ailesini reddetmiş birisi ve birçok Amerikalı politikacıyla fotoğraf çekildi. Kimse ona Gülen'le ilişkisi ya da Türkiye'deki darbeyle ilgili soru sormamış. Enes Kanter aslında şarlatanlık yapıyor. 'İnsan hakları savunucusuyum' diyor. Hem tarikat üyesi olup hem insan hakları savunucusu olamazsın." Amsterdam, FETÖ'nün silah ticareti işine de bulaştığını tahmin ettiklerini belirterek, "Silah firmalarıyla ilişki neden? Birçok araştırma onların silahlarının Suriye'ye gittiği görüşünde. Bunu Gülen Örgütü'nün ana yöneticileri yapıyor. Ekibimiz tarafından bunlar tekrar değerlendirilip analiz edilecek." dedi. "FETÖ, ABD SİSTEMİ İÇİN BİR KANSER" FETÖ okullarının bir başka hukuksuzluğunun daha olduğunu vurgulayan Amsterdam, şu ifadeleri kullandı: "Gülen okulları beyaz vergi mükelleflerinin parasını alıp, okullarında beyaz çocuklara ayrıcalık gösterip, siyahi ve azınlık çocuklarını almıyor. Tüm bunlar Amerika ilkelerine aykırı. Türkiye artık buna bir 'dur' demeli. Bu düzen bir ay hatta bir gün bile devam etmemeli. Türkiye artık hakkını arama konusunda daha avantajlı bir durumda." Amsterdam, FETÖ'nün karışık bir grup ve mafyanın kendisi olduğunu aktararak, "FETÖ belki de en tehlikeli mafya. Aynı zamanda ABD için güvenlik tehdidi. En fakirden bile para çalan bir mafya. İlk kitapta tüm detaylar var. FETÖ, ABD sistemi için bir kanserdir. Aynı zamanda bir dış politika sorunu. Nasıl bir organizasyon kurucusunun silah satıcısı ile bağlantısı olabilir?" şeklinde konuştu.

1 yıl önce

Turan Yolu için geri sayım başladı: 15 milyar dolarlık ticaretin yolu açılıyor

Türkiye ile Asya ve Türk Cumhuriyetleri'ni birbirine bağlaması planlanan Turan Yolu'nda sona gelindi. Azerbaycan'ın işgal edilmiş topraklarını Ermenistan'dan geri almasıyla gündeme gelen Zengezur Koridoru, Türkiye ile Türk Cumhuriyetleri'ni direkt birbirine bağlayacak. Gürcistan ve İran üzerinden yapılan geçişler ve buradaki kısıtlamalar son bulacak. SINIRSIZ TİCARET DÖNEMİ BAŞLAYACAK Bu yolla birlikte bir anlamda sınırsız ticaret dönemi başlayacak. Türkiye, yeni yol ve bağlantıların açılmasının olumlu etkileri olacağından hareketle Azerbaycan'ın batı bölgelerinde ülke ile birlikte yoğun bir inşa faaliyeti sürdürüyor. Hattın bu yıl açılması planlanıyor. Koridorun fonksiyonel hâle gelmesiyle Güney Kafkasya'da ekonomik işbirliği tesis edilebilecek. 1.1 TRİLYON DOLAR Zengezur, gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) toplamı 1.1 trilyon dolar olan Türkçe konuşan devletleri de birbirine bağlayacak proje olarak öne çıkıyor. Türkiye ile Azerbaycan'ın ticaret hacmi 4.5 milyar dolar civarında seyrediyor. Hedef ise 15 milyar dolar. Koridorla Orta Asya Türk Cumhuriyetlerine kesintisiz olarak karadan ulaşım sağlanabilecek. Sabah'ın haberine göre, Zengezur Koridoru, Çin'in Tarihî İpek Yolu'nun yeniden canlandırılması amacıyla hayata geçirdiği "Bir Kuşak Bir Yol Projesi" açısından da önem taşıyor. Koridorun işler hâle gelmesiyle Azerbaycan'ın Türkiye ile Çin arasındaki konumunun da Kuşak-Yol Projesi bağlamında pekişeceği ve Ukrayna Savaşı'nın ardından daha önemli hâle gelen proje için Zengezur'un kritik bir alternatif güzergâh olabileceği ifade ediliyor. Zengezur Koridoru veya Nahçıvan Koridoru, 2020 Dağlık Karabağ Savaşı'nın Azerbaycan tarafından kazanılmasının ardından Azerbaycan ve Ermenistan arasında imzalanan ateşkes antlaşmasının 9. maddesi gereğince Azerbaycan ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti arasında bağlantıyı kuracak olan koridor olarak tanımlanıyor. AZERBAYCAN ODAK ÜLKE OLDU Karabağ zaferinin ardından ticari ilişkilerin de daha fazla arttığı Azerbaycan ile çok sayıda yeni proje ve işbirliği de gündemde. Birçok Sivil Toplum Kuruluşu da bu alandaki organizasyon ve işbirliklerine ağırlık verdi. 13. Boğaziçi Zirvesi'de Azerbaycan'ı hedef ülke yapmak istediklerini söyleyen Uluslararası İş Birliği Platformu (UİP) Kurucusu Cengiz Özgencil, "Azerbaycan uluslararası ticarette yeni bir lige doğru ilerliyor. Hem Türkiye hem de dünya ile çok daha güçlü ticari ilişkileri var. Turan Yolu'nun da devreye girmesi ile sınırsız bir ticaret dönemine geçmiş olacağız" dedi. Bu yıl 50 ülkeden iş ve devlet insanını İstanbul'da ağırlayacaklarını belirten Özgencil, "Bugüne kadar yabancı ülkelerden cumhurbaşkanı, başbakan, bakan, prens ve prenses düzeyinde kıymetli misafirleri ağırladık" diye konuştu.

1 yıl önce

TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu: Zenginleşmenin yolu ticaret, ticaretin de ilacı huzurdur

Muş’tan Bitlis’e gelen TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, ilk olarak Ahlat Selçuklu Mezarlığı, Ahlat Müzesi, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ve 1071 Sultan Alparslan Otağını gezdi. Selçuklu Mezarlığında gazetecilere kısa bir açıklamada yapan Hisarcıklıoğlu, “Bizler için çok büyük mana ve manevi değeri olan Ahlat’ta olmaktan büyük gurur duyuyorum. İlk defa geliyorum buraya, çok etkilendim. Başkanımıza, kaymakamımıza çok teşekkür ediyorum. Güzel izahatlar verdiler. Özellikle Anadolu’da yaşayan herkesin bir Ahlatlı olduğunu söylediler. Aslında hepimizin giriş yeri Ahlat. Ahlat’ın hemşehrisiyiz. Burada yatanların hepsinin ruhlarına Fatiha okuyoruz. Mekânları cennet olsun, Allah hepsinden razı olsun. Eğer bugün burada Müslümanlar bu topraklarda, Anadolu’da yaşıyorsa, bunların hepsinin çok katkısı var. Allah hepsinden razı olsun. Buraya ilk defa geldik. Bundan sonra da buranın tanıtımına zaten devlet en üst noktada sahip çıkıyor. İnşallah biz de iş dünyamızın gerek Ahlat gerek krater gölü dahil olmak üzere buranın tanıtımına katkı vereceğiz” dedi. BİTLİS VALİSİ, HİSARCIKOĞLU'NUN KATILIMIYLA GERÇEKLEŞEN TÖRENDE KONUŞTU Ardından Tatvan’a geçen Hisarcıklıoğlu ve beraberindekiler, Tatvan Kültür Merkezinde düzenlenen plaket törenine katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından programda bir konuşma yapan Bitlis Valisi Oktay Çağatay, Bitlis’in en önemli zenginliğinin insan varlığı olduğunu, 350 bin nüfusunun yüzde 62’sinin ise 0-30 yaş aralığında olduğunu söyledi. Vali Çağatay, “Biz bir marka olmaya çalışıyoruz. Bölgenin terör belasını def etmesiyle beraber huzur geldi. Başkanımızda huzurun önemini vurguladı. Huzur olmayınca hiçbir şey olmuyor. Çok şükür huzura kavuştuk, Allah eksik etmesin. Çok kıymetli değerlerimiz ve muhteşem bir tarihi alt yapımız var. Sahip olduğumuz tescilli eser sayısı turizmde bir marka haline gelmiş. Mardin’in aşağı yukarı iki katına yakın. Müthiş bir doğal yapımız var. Ormanlarımız, Van Gölü’müz, Nemrut Krater Gölümüz ve kışımız var. Tarihi alt yapımız var. Muhteşem bir yolda ilerliyoruz. Ama en önemli zenginliğimiz insan varlığımız. 350 bin nüfusun yüzde 62’si, yani 217 bin kişi 0-30 yaş arasında. Bundan 3-5 yıl önce Bitlis’te en büyük sorun terör denilecekti. Ama artık işsizlik. Gönül isterdi o denilmesin ama Türkiye ortalaması ile aynı cümle sarf ediliyor. Bu huzuru bulduğumuzun bir göstergesidir. Bu bize büyük görev yüklüyor. Huzura kavuşmamızla sahip olduğumuz insan potansiyelini gören yatırımcılar buraya hücum etti. Birkaç yıl önce ineklerin otladığı OSB’de dün itibariyle arsa kalmadı. Elimde yüzlerce başvuru dilekçesi var. Yer istiyorlar. Dün itibariyle 3 bin 100 kişi çalışıyor. Allah nasip ederse inşaatı devam eden yerlerde Eren ve Kiler Holding ve diğer yatırımcılarla 2024 yılında orada 10 bin kişi çalıştıracağız” diye konuştu. ''BİR YERDE BİRLİK VARSA KESİNLİKLE SIRTINIZ YERE GELMEZ''

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ise ticarette zengin olmanın yolunun ticaret ve sanayiden geçtiğini belirterek, “TATSO’nun 50. kuruluş yıl dönümü vesilesiyle burada bulunmaktan şeref duyuyorum. Burada gördüğüm çok güzel bir tablo var. Bundan gururlandım. Bütün Türkiye’yi gezen bir kardeşiniz olarak söylüyorum, markalaşan şehirlerde birlik beraberlik var. Birlik ve beraberliğin olduğu yerde rahmet bereket oluyor. Bunu yapan iller hep marka şehirler oluyor. Bunu Gaziantep, Kahramanmaraş, Kayseri, Konya ve Denizli’de görürsünüz. Bunu yapan şehirler markalaşıyor. Tatvan tek yürek, tek bilek olmuş. Gelişmeye kenetlenmiş. Bir yerde birlik varsa kesinlikle sırtınız yere gelmez” diye konuştu. “Tatvan Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Bilal Adabağ, Tatvan’ın gelişmesi ve zenginleşmesi için çok çaba gösteriyor” diyen Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti: “TATSO bu son dönemlerde akredite oldu. Otellerde, ülkemizde ve dünyada yıldızlama sistemi var. En üstün hizmet veren 5 yıldızlı otellerdir. Dünyada da odalarda bu şekilde yıldızlama sistemi var. Buna akreditasyon diyoruz. Bunu uluslararası bağımsız oda sistemini denetleyen kuruluş gelir denetler. Tatvan da hazırız dedikten sonra gelip denetlendi. Tatvan Ticaret ve Sanayi Odamız vermiş olduğu hizmet kalitesi standardı itibarıyla tam 5 yıldızlı. 5 yıldız ne anlama geliyor. Türkiye ile mukayese etmiyorum Paris, Londra, Berlin ticaret ve sanayi odaları da 5 yıldızlı. Tatvan’da hizmet alan üyelerimizin aldığı hizmetin kalite ve standardı Parisli tüccardan, İngiliz ve Berlin’deki, Alman tüccarından daha az kaliteli hizmet almıyor. Tatvan’ımızı böyle bir dünya şehri haline getirdiği için ve hizmet kalitesini dünya standardına getirdiği için yönetimine ve tüm çalışanlarına teşekkür ediyorum.” ''TOGG İÇİN 1 MİLYON 800 BİN TÜCCAR VE SANAYİCİNİN ADINA GÖREVİ ÜSTLENDİM'' TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin 120 yıllık hayali ve 60 yıl önce yarıda kalmış rüyası olan TOGG için 1 milyon 800 bin tüccar ve sanayicinin adına görevi üstlendiğini belirterek, “Buraya Bursa Gemlik’ten geldim. Orada TOGG var. 1 milyon 800 tüccar ve sanayi adına bu görevi üstlendim. İnsanımızın 120 yıllık hayali ve 60 yıl önce yarıda kalmış bir rüyaydı. Cumhurbaşkanı ‘yapar mısın’ deyince ben Türk iş dünyasına güvendim. Allah’a şükürler olsun ilk defa Türkiye’nin markası olan, her şeyi yerli olan dünya otomobil teknolojisiyle aynı anda yarışa çıkacağımız yüzde 100 elektrikli otomobili ve yüzde 51 yerli ve milli olmak üzere 29 Ekim’de fabrikanın açılışını Gemlik’te yapacağız. İnşallah mart ayında Bitlis ve Tatvan yollarında TOGG arabasını göreceğiz” ifadelerini kullandı. ''SORUNLAR ORTAK AKIL VE DİYALOGLA ÇÖZÜLÜR''

Hisarcıklıoğlu, zengin olmanın yolunun ticaret ve sanayiden geçtiğini ifade ederek, “Ticaret olmadan, malını satmadan zengin olmak mümkün değil. Üretmeden zengin olabilmek mümkün değil. İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır. İnsanlara en faydalı olacak işi yapıyorsunuz. Hepimiz çok şanslıyız. Hepimizde altın anahtar var. Ama bunun olabilmesi için önce evinde, şehrinde, ülkeden ve komşularında huzur olması lazım. Huzur olmadan ticaret olmaz. Ticaret ürkektir. Zenginleşmenin yolu ticaret, ticaretin de tek bir ilacı var o da huzurdur. Bunları bir araya getirdiğimizde başaramayacağımız şey yoktur. Birlikte rahmet, ayrılıkta gazap vardır. Yeter ki birbirimizi fikrinden, inancından, etkin kökeninden, mezhebinden, aklınıza ne gelirse farklı siyasi görüşünden dolayı ötekileştirmeyelim. Ötekileştirmezsek hep beraber kazanırız. Yoksa hep beraber kaybederiz. Sorunlar ortak akıl ve diyalogla çözülür. İleriye taşımanın yolu da ortak akıldır. Tatvan ekonomisine sağladıkları katkılardan dolayı ödül alacak tüm kardeşlerimiz kutluyorum” şeklinde konuştu. TATVAN TSO BAŞAKANI TEŞEKKÜR KONUŞMASI YAPTI Programda teşekkür konuşması yapan Tatvan TSO Başkanı Bilal Adabağ da, yarım asırlık dönemde tek hedeflerinin bölge insanına kaliteli bir şekilde hizmet vermek olduğunu belirterek, “Geçmişte başkanlık yapmış yönetimde bulunmuş oda mensuplarımızı kutuluyorum. Son 3 dönem kendisi ile gururu duyduğum Rifat Hisacıklıoğlu ile onu cebimizde çek olarak arkamızda dağ gibi görerek çözüm için uğraştık. Bizden önce devraldığımız görevi bir çıta yukarı çıkmak için çalışıyoruz. Tek düsturumuz bölge insanına hizmet ve kalitesini artırmak adına kendimize şiar edindik. Bu uğurda da çalışıyoruz. TOBB ailesi büyük bir aile, bu gücü her zaman yanımızda hissettik” dedi. PROGRAM, KAYITLI ESNAFLARA PLAKET VERİLMESİNDEN SONRA SON ERDİ Program, konuşmaların ardından Tatvan Ticaret ve Sanayi Odasına kayıtlı esnafa plaket verilmesinin ardından sona erdi.

1 yıl önce

Ticaret Bakanı Muş resmen duyurdu: Sıfır araçlarda '6 ay ve 6 bin km' şartı

Ticaret Bakanı Mehmet Muş, Kayseri’de Türkiye İhracat Seferberliği Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, otomotiv sektöründe fiyat  artışlarının önüne geçilmesi için planlanan yeni düzenlemeye ilişkin açıklamalar yaptı. Yönetmeliğin hazır olduğunu söyleyen Muş, "İlk tescilden sonra şirketler, galeriler, rentacarlar 6 ay ve 6 bin kilometreyi geçmeden aldıkları sıfır araçları satamayacak" dedi.  Şirketlerin, galerilerin ve rentacar’ların aldıkları sıfır aracın hemen satımına kısıtlama getireceği bilgisinin yer verildiği açıklama şöyle: “Bir bakıyorsunuz sıfır ikinci el araç ilanları var. Dolayısıyla yeni araç alınıyor ve üzerine daha büyük rakam konularak satılıyor. Otomobil fiyatlarında birbirini tetikleyen durum söz konusu. Yönetmeliği hazırladık. İlk tescilden sonra şirketler, galeriler, rentacarlar için 6 ay ve 6 bin kilometreyi geçmeden aldıkları sıfır araçların satışına kısıtlama getiriyoruz. Gerçek anlamda ihtiyacı olanlar alsın. Gerçek anlamda ikinci el olacaktır böylece. Şirketlerde ortak fiyat belirleme veya piyasayı manüpile gibi konular varsa o Rekabet Kurulu’nun görev alanı ve soruşturma açtı, inceliyor. Varsa yanlışlık gereğini yapar yoksa kapatır. Yönetmelik yayınlandıktan sonra vatandaşın birinci elde daha fazla erişime ulaşacağını düşünüyoruz. İkinci el sıfır diye bir ilanla karşı karşıya kalmayacağız.” 

1 yıl önce

Emniyet raporu yayımlandı: PKK uluslararası uyuşturucu ticaretine doğrudan dahildir

Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı'ndan, NARKOTERÖR ve PKK ilişkisiyle ilgili rapor yayımlandı. 'PKK ve uyuşturucu ticareti ilişkisi: NARKOTERÖR' başlığı ile yayımlanan raporda, terör örgütü PKK'nın Türkiye ve Avrupa'daki uyuşturucu ticaretine ilişkin veriler paylaşılırken "Yıllardır sistematik şekilde devam ettiği uyuşturucu ticaretinden milyarlarca dolar gelir sağlayan, çocuklarımızı zehirleyen, elde ettiği gelirle terörist faaliyetlerini sürdüren PKK, yandaşları ve NARKOTERÖR'le mücadelede kararlıyız" ifadeleri yer aldı. 'PKK TARAFINDAN, TÜRKİYE ÜZERİNDEN YAPILAN KAÇAKÇILIK FAALİYETLERİNDEN HARAÇ ALINDI' PKK tarafından, Türkiye üzerinden yapılan kaçakçılık faaliyetlerinde haraç alındığı belirtilen raporda "Başlangıçta uyuşturucu suç organizasyonlarının sözde güvenliklerini sağlama karşılığı haraç alan PKK/KCK/PYD/YPG terör örgütü, zaman içerisinde uyuşturucu madde kaçakçılığındaki kazancın büyüklüğünü anlayınca bizzat bu kaçakçılıkta yer almayı tercih etmiştir. PKK/KCK/PYD/YPG artık; uyuşturucu ticaretini bizzat koordine etmekte, ülkemiz üzerinden yapılan kaçakçılık sevkiyatlarında vergi adı altında haraç almakta, Türkiye ve Avrupa sokaklarında üyeleri kanalıyla uyuşturucu satmakta, uyuşturucu imalatına yer ve koruma sağlamakta, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerimizdeki yasadışı kenevir ekiminde ve ticaretinde aktif rol oynamakta ve Avrupa uyuşturucu pazarının büyük kısmını yönetmektedir" denildi. ULUSLARARASI ALANDAKİ TESPİT VE RAPORLAR Narkotik Suçlarla Mücadele Dairesi Başkanlığı tarafından yayımlanan raporda, terör örgütü PKK ve uyuşturucu ticaretiyle ilgili hazırlanan uluslararası raporlara da değinilerek şu ifadelere yer verildi: "Paris Kriminoloji Enstitüsü tarafından 1996 yılında hazırlanan 'Kürdistan İşçi Partisi' adlı raporda terör örgütü PKK'nın Avrupa genelinde uyuşturucu nakli ve kaçakçılığını organize ettiği tespiti bulunmaktadır. Aynı enstitünün 'Terörizm ve Politik Şiddet' raporunda Avrupa'da uyuşturucu bağlantılı suçlardan yakalanan Türk vatandaşlarının çoğunluğunun PKK militanı olduğu veya bu örgütle sıkı bağı bulunduğu ifade edilmektedir. ABD Adalet ve Dışişleri Bakanlıklarının 1995 ve 1996 yıllarında yayınladıkları raporlarda, PKK'nın terör eylemlerini finanse etmek amacıyla eroin üretimi ve kaçakçılığı yaptığı belgelenmektedir. Yine ABD Dışişleri Bakanlığının 1998 raporunda PKK'nın uyuşturucu ticaretinden sadece pay almadığı, söz konusu uyuşturucunun Avrupa'ya taşınmasında ve pazarlanmasında da doğrudan rol aldığı vurgulanmaktadır. 1998 yılında Beyrut'ta toplanan BM/UNDCP Orta ve Yakın Doğu'da Yasadışı Uyuşturucu Ticareti ve Bağlantılı Sorunlar Alt Komisyonu'nun nihai raporunda PKK, NARTOTERÖR örgütlerine örnek olarak gösterilmiştir. NATO'nun 2007 tarihli Takviyeli Ekonomik Komite toplantısındaki raporunda uyuşturucunun üretiminden dağıtılmasına, sokaklarda pazarlanmasından Avrupa'da vergilendirilmesine kadar, PKK terör örgütünün narkotik ticaretin her safhasında yer aldığı ifade edilmiştir." 'PKK ULUSLARARASI UYUŞTURUCU TİCARETİNE DOĞRUDAN DAHİLDİR' Terör örgütü PKK'nın uyuşturucu ticaretine doğrudan dahil olduğu aktarılan raporda, "1998 yılı raporlarında İtalya mali polisine göre; PKK uluslararası uyuşturucu ticaretine doğrudan dahildir ve yasa dışı gelir elde etmektedir. EUROPOL tarafından 2011 yılında yayımlanan 'Avrupa Terörizm ve Trendleri' başlıklı raporda, PKK gibi ayrılıkçı terör örgütlerinin, finansman sağlamak amacıyla uyuşturucu ve insan kaçakçılığı suçlarıyla uğraştığı belirtilmektedir. 'Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine İlişkin Mali Eylem Görev Gücü (FATF)' tarafından Ekim 2015'te yayımlanan raporda PKK'nın yasa dışı uyuşturucu trafiğinden gelir elde ettiği ve uyuşturucunun Türkiye üzerinden Avrupa pazarına ulaştırılmasında vergi aldığı belirtilmiştir. Der Spiegel Dergisi Aralık 1995 tarihli sayısında, bölücü PKK terör örgütünün Almanya'da, 8-12 yaş arasındaki çocuklara sokaklarda uyuşturucu sattırarak bu paraları örgüte aktardıkları haberi yer almıştır. EUROPOL tarafından çıkarılan '2013 Terörizm Durumu ve Trend Raporu'na göre; PKK'nın terörist faaliyetlerini finanse etmek amacıyla uyuşturucu kaçakçılığına dahil olduğu ifade edilmiştir" denildi. ABD HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI'NDAN UYUŞTURUCU KAÇAKÇILIĞI İLANI Raporda, ABD Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın 'Özel Olarak Belirlenmiş Uyuşturucu Kaçakçısı' ilanında PKK üst düzey yöneticilerinden Murat Karayılan, Ali Rıza Altun ve Zübeyir Aydar, Cemil Bayık, Duran Kalkan, Remzi Kartal, Sabri Ok gibi isimlerin yer aldığı belirtilerek, şu ifadeler yer aldı: "BM 2012 Dünya Uyuşturucu Raporuna göre de 'Balkan rotasının bazı bölgelerinde, organize suçların işlendiği yerler ile terörizm faaliyetlerinin yaşandığı yerler örtüşmektedir. PKK'nın uyuşturucu ticaretine dahil olması, 2008'de bazı üyelerin Avrupa'da eroin kaçakçılığı suçundan tutuklanmasıyla daha da gözler önüne serilmiştir. Almanya Başsavcılığı, Avrupa'da yakalanan uyuşturucunun yüzde 80'nin PKK ile bağlantısı olduğunu öne sürmüştür (1994). PKK'nın Avrupa'daki organize suç ve uyuşturucu ticareti faaliyetine vurgu yapmıştır. Şemdin Sakık ve yakalanan birçok PKK/KCK/PYD/YPG terör örgütü mensubu, örgütün Bekaa Vadisi'nde ve Kuzey Irak'ta uyuşturucu imal ettiği ve Avrupa'da pazarladığını itiraf etmiştir."

1 2 3 4 5 6 7 8 9