18 Nisan Perşembe 2024
2 yıl önce

10 güne kadar, dar gelirliden ticari işletmeye Cem Evi’lerinden vakıf ve derneklere kadar yüksek elektrik faturalarına çözüm geliyor

Selvi, bugünkü köşe yazısında Enerji Bakanlığı’nın elektrik konusunda yaptığı çalışmanın 10 güne kadar açıklanacağını söyledi. Selvi yazısında şu ayrıntılara yer verdi: Enerji Bakanlığı tarafından ticari işletmeler ile cemevleri başta olmak üzere dernek ve vakıfların elektrik yükünü hafifletmek üzere yapılan çalışmalarda sona yaklaşıldı. Enerji Bakanlığı uzmanları tarafından hazırlanan taslak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın onayından sonra yürürlüğe girecek. Yüksek gelen elektrik faturaları, vatandaşların ve ticari işletmelerin en önemli sorunu haline geldi. Ayrıca cemevleri, vakıflar, dernekler gibi ticari olmayan kuruluşlar da ticari kuruluş statüsünden faturalandırılınca ortaya altından kalkılması güç olan yüksek faturalar çıktı. Halkımızın en önemli gündem maddesi yüksek gelen elektrik ve doğalgaz faturaları. Haliyle ülkeyi yöneten iktidarın da en önemli sorununun bu olması gerekiyor. Daha önce yüksek gelen elektrik faturalarında dar gelirli vatandaşlarımızın yükünü hafifletmek için indirim sınırı 150 kilovattan 210 kilovata yükseltilmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan bu düzenleme şubat ayı faturalarına yansıyacak. TİCARİ İŞLETMELERLE İLGİLİ ÇALIŞMA Peki ticari işletmelerle ilgili bir çalışma yok mu? En önemli gideri elektrik olduğuna göre, ticari işletmeler açısından elektrik giderleri çok büyük önem arz ediyor. Bu sorunun yanıtını aradım. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla Enerji Bakanlığı tarafından bu yönde bir çalışma yapıldığı bilgisine ulaştım. Çalışmanın iki ayağı var. 1- Ticari işletmelerle ilgili 2- Cemevleri, dernekler ve vakıflarla ilgili Bu hazırlıklar kısa sürede açıklanacak ve yürürlüğe girecek. Enerji Bakanlığı’nın bu yöndeki çalışmasının belli bir seviyeye geldiği söyleniyor. 1 hafta ya da 10 gün içinde açıklanması bekleniyor. ZAYIF TÜKETİCİYE DESTEK Bir de öneri var. O öneri ise belki kabul edilmeyecek belki kabul edilecek ama uygulanması zaman alacak. Ama dünya örnekleri incelenerek hazırlanmış bir öneri. O da elektrik ve doğalgaz faturalarında ödeme güçlüğü geçen, “kırılgan abonelere” yapılması istenen nakdi yardım teklifi. Şimdi bunları ayrı ayrı başlıklar altında aktarmak istiyorum. TİCARİ İŞLETMELERE KADEMELENDİRME

Enerji Bakanlığı tarafından ticari işletmelerin elektrik yükünü azaltmak için bir çalışma yürütülüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sunulmadığı için çalışma hakkında ayrıntılı bilgi verilmiyor. Çünkü son şekli Erdoğan’la birlikte verilecek. Ancak ticari işletmelerin elektrik faturalarından kaynaklanan yükünün dengelenmesi amaçlanıyor. Bunun için iki seçenek üzerinde duruluyor. 1- Ticari işletmelerin küçüklüğüne, büyüklüğüne bakılmadan, toptan ticari tarife üzerinden faturalandırılmasına son verilmesi seçeneği. Ticari yerlerin elektrik faturalarında aynen meskenlerde olduğu gibi kademelendirilmeye gidilmesi düşünülüyor. Bu nasıl olacak? Ticari işletmelerin cirosu ya da işletme büyüklüğü gibi kriterler esas alınarak farklı kademelerden fiyatlandırmaya gidilmesi. Yani bir bakkal, berber dükkânı ya da lokanta ile fabrikanın aynı şekilde ticari gösterge üzerinden fiyatlandırılmaması. Küçük işletmelere daha düşük tarife uygulaması NAKDİ DESTEK SEÇENEĞİ 2- Kriz dönemlerinde ticari işletmelerin elektrik faturalarına doğrudan nakdi destek sağlanması. Pandemi sürecinde esnafa sağlanan nakdi yardımlarda olduğu gibi bir sistem üzerinde duruluyor. Tabii ya kademelendirme ya da nakdi destek modeli kabul edilecek. İkisinin birden uygulanması düşünülmüyor. ÜRETİM AMAÇLI KULLANANLAR Tabii burada üretimi esas alan fabrikaların da desteklenmesi gerekiyor. Netice itibarıyla onlar elektriği sadece aydınlatma ya da ısınma amaçlı kullanmıyorlar. Doğrudan üretim esaslı olarak tüketiyorlar. CEMEVLERİNİN ELEKTRİK FATURALARI Cemevlerinin elektrik faturaları konusunda bir çalışma yürütülüyor. Belki bir iki ekleme olabilir ama bu çalışmada sona gelindi. Öncelikli olarak cemevlerinin elektrik aboneliği ticarethane tarifesinden çıkarılacak. Baştan yanlış, cemevi ticarethane olur mu? Öncelikle ticarethane tarifesi kaldırılacak. Bu konularda yasal düzenleme yapıldığı takdirde işin uzamasından endişe ediliyor. Çünkü zaten yüksek faturalar geldi. O nedenle idari bir düzenleme yapılarak cemevleri, dernekler ve vakıflar en düşük tarifeye alınacak. Bunlar, “kâr amacı gütmeden kamu hizmeti yapan yerler” olarak tanımlanacaklar. Neden tam olarak çerçevesi netleştirilmedi diyorum. Bu kapsama siyasi parti temsilciliklerinin ve camilerin de alınması gibi bir düşünce var. Camiler ibadethane statüsünde ancak camilerde iki elektrik sayacı bulunuyor. Biri aydınlatma için. O ibadethane statüsünde ve faturası Diyanet tarafından ödeniyor. Diğeri ise ısınma amaçlı tüketilen elektrik ya da doğalgaz, mesken tarifesinden. Onu da camiler yardım toplamak suretiyle karşılıyorlar. Son söz olarak cemevleri, dernekler ve vakıflar ticari tarifeden çıkarılıp en düşük tarifeden faturalandırılacak. DAR GELİRLİNİN FATURASI

Tabii her şey geliyor dar gelirli vatandaşlarımızın elektrik ve doğalgaz faturalarına. Aile Bakanlığı bu yıl doğalgaz ödemelerini de kömür yardımları gibi destek kapsamına aldı. Bu ödemeler şubat ayında başlayacak. Aile Bakanı Derya Yanık, “Şubatın ikinci yarısında başvuruları alacağız ve mart ayında destekleri vereceğiz. Yıllık 450 lira ile 1150 lira arasında yardım yapacağız” dedi. Bir ısıl haritası çıkarılacak. Yani Aile Bakanı’nın açıkladığı gibi Erzurum’daki ile Ege’deki aynı yardımı almayacak. Benim şimdi size aktaracağım öneri ise biraz daha farklı. Aile Bakanlığı’nın sosyal yardım sağladığı vatandaşlarımızla asgari ücretle geçinmeye çalışanları da içine alan tüketicilerin elektrik ve doğalgaz faturalarına destek için düşünülen bir model. Dünya örnekleri incelenerek yapılmış bir çalışma. Kırılgan ya da zayıf aboneler olarak tanımlanıyorlar. Sayılarının 4.5-5 milyon olduğu tahmin edilen dar gelirli vatandaşlarımızın aydınlatma ve ısınma giderleri için hesaplarına doğrudan nakdi yardım yapılması düşünülüyor. Ama bu nasıl olur orasını bilemiyorum. SON SÖZ Dar gelirli vatandaşlarımızın belini büken ve ticari işletmeleri zorlayan yüksek elektrik faturaları için harekete geçildi. Enerji Bakanlığı tarafından yapılan çalışmalarda sona yaklaşıldı. Alınan kararların Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından 1 hafta-10 gün içinde açıklanması bekleniyor. Amaç, vatandaşı çarpan elektrik faturalarının yükünü hafifletmek.

1 yıl önce

İran ve Rusya'dan dolar hamlesi! Ticari işlemlerden çıkarmayı planlıyorlar

İran Merkez Bankası Başkanı Ali Salihabadi, yaptırımlar altındaki Tahran ile Moskova arasında bankacılık, finans ve ekonomik alanlarda bazı önemli anlaşmalar sağlandığını ve iki ülkenin karşılıklı ticari işlemlerde ABD doları yerine ulusal para birimlerini kullanmayı planladığını söyledi. İran'ın yarı resmi Mehr Haber Ajansına göre, Rusya'dan dönüşünde başkent Tahran'da basına açıklamalarda bulunan Merkez Bankası Başkanı Salihabadi, Rus yetkililer ile yaptığı görüşmelerde iki ülkenin finans ve bankacılık alanlarındaki ilişkilerini geliştirme yönünde önemli adımlar attığını belirtti. Karşılıklı ticarette dolar ve avronun devreden çıkarılarak ulusal para birimlerine geçiş yapılmasıyla ilgili atılacak adımların da görüşmelerde ele alındığını aktaran Salihi, "Ulusal para birimlerinin kullanılması, Rus yetkililerle yapılan görüşmelerde önemli istişare eksenlerinden biriydi ve yakında varılan anlaşmaların uygulanmasını göreceğiz." dedi. Salihabadi, Moskova ziyareti sırasında Rusya ile ticari ilişkileri kolaylaştırmak için varılan anlaşmaların yakın gelecekte hayata geçirileceğini ve olumlu sonuçlarının iki ülkede de hissedileceğini ifade etti. İki günlük ziyaret kapsamında beraberindeki heyetle Rusya'ya giden Salihabadi, Rusya Başbakan Yardımcısı Aleksandr Novak ile bir araya gelmişti. Görüşmede iki ülke Merkez Bankaları arasındaki bankacılık iş birliğinin geliştirilmesi için anlaşmaya varılmıştı. İran, 2018'den bu yana ABD'nin tek taraflı yaptırımlarına maruz kalırken Rusya ise şubatta Ukrayna'ya karşı başlattığı savaş sonrasında uluslararası yaptırımların hedefi olmuştu.

1 yıl önce

Politika faizinde indirim yapan Merkez Bankası, ticari kredi faizlerini düşürmeye yönelik önemli bir adım attı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) son Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında politika faizini yüzde 14'ten yüzde 13'e indirerek piyasaları ters köşeye yatırdı. 17 Aralık 2021'den bu yana politika faizi sabitti. Piyasalardaki genel kanı, bu koşullar altında TCMB'nin politika faizini 2022'nin geri kalan aylarında sabit tutacağı yönündeydi. Ama TCMB ara verdiği faiz indirimlerine 8 ay sonra devam etme kararı aldı. Grafikten görüleceği üzere, son ayarda ticari kredi faiz oranları ile politika faiz oranı arasındaki makas açılmıştı. Bir taraftan da reel sektörün krediye erişmekte zorlandığına yönelik şikâyetler son birkaç haftada arttı. Kredi kanalındaki bu tıkanıklığın faiz indirimi kararında etkili olduğu anlaşılıyor.

1 yıl önce

Cem Uzan: "Meral Akşener'in eşi ve oğlu ile İmamoğlu arasında ticari ilişki var"

Youtube programı yapan Oğuzhan Uğur'un konuğu olan Cem Uzan, uzaktan bağlantı ile bomba etkisi yaratacak açıklamalarda bulundu.  Uzan'ın sık sık İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na destek vermesi ve övgü dolu sözleriyle bilinen İYİ Parti Lideri Meral Akşener'e yönelik iddiaları siyaset kulislerini salladı. "KİMSE KİMSEDEN HESAP SORMUYOR" Cem Uzan, Ekrem İmamoğlu ile Akşener'in eşi ve oğlu arasında ticari bir ilişki olduğunu dile getirdi. Bu çıkar düzeninde de Ekrem İmamoğlu ve Akşener'in siyasi kulislerde de birbirlerinin açığını vermediğini dile getiren Uzan, "Böyle bir sarmalın içinde kimse kimseye hesap sormuyor" ifadelerini kullandı.  https://twitter.com/bugunguncel/status/1573631730140979200?s=46&t=qVRqC7E3J_YmOJNKdLMBlA

1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Afrika ile ticari ilişkilerimizi kazan kazan esasında yürüteceğiz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Senegal Cumhurbaşkanı Macky Sall ile ortak basın toplantısı düzenledi. "KENDİMİZE YENİ HEDEF BELİRLEDİK" Cumhurbaşkanı Erdoğan, "2021 yılında ikili ticaret hacmimiz önceki yıla göre yüzde 42 bir artışla 380 milyon dolardan 540 milyon dolara ulaştı. Şimdi kendimize yeni hedef belirledik, dedik ki; en kısa sürede bunu 1 milyar dolara çıkaralım" dedi. İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları: Senegal'le her alanda iş birliğimizi gerçekleştirmede önemli noktadayız. İkili ilişkilerimizin yanı sıra Ukrayna krizi, tahıl koridoru konusunu değerlendirmemiz oldu. FETÖ başta olmak üzere terör örgütleriyle mücadelede gündemimizde oldu. 2021 yılında ikili ticaret hacmimiz önceki yıla göre yüzde 42 bir artışla 380 milyon dolardan 540 milyon dolara ulaştı. Şimdi kendimize yeni hedef belirledik, dedik ki; en kısa sürede bunu 1 milyar dolara çıkaralım. Her fırsatta vurguladığım üzere Türkiye olarak Afrika ile ekonomik ilişkilerimizi her zaman adil, dengeli bir şekilde geliştirmenin gayreti içerisinde olacağız. Ticari ilişkilerimizi de kazan-kazan esasına göre yürüteceğiz. Afrika'da 2002 yılında sadece 12 büyükelçiliğimiz varken bugün 44 büyükelçiliğimiz Afrika'da hamdolsun hizmet veriyor. Ankara'daki Afrika büyükelçiliklerinin sayısı da şu an itibarıyla 38'e yükselmiş durumda. Türk müteahhitlik firmaları, tüm dünyada olduğu gibi Senegal'de de başarılı hizmetlere imza atıyor. Şirketlerimiz yalnızca inşaat ve müteahhitlik değil, üretim alanlarında da Senegal ekonomisine katkıda bulunuyor. Enerji, çelik üretimi, sağlık, gıda sanayi, hazır beton üretimi ve altın işleme alanlarında faaliyet gösteriyor. Bu çerçevede üstlenilen proje ve yatırımların tutarı 1,5 milyar dolara ulaşmış vaziyette. Senegal'le kalkınma alanında da yakın iş birliği sergiliyoruz. TİKA'mız 2007 yılından bu yana Senegal'de birçok proje hayata geçirmiş, Senegalli kardeşlerimizin hayatlarına dokunmuştur. Eğitim alanında Senegalli öğrencilere hem lisans hem lisansüstü eğitim seviyesinde burs vermeye devam ediyoruz. İnşallah bundan sonra da Senegal halkının yanında olmayı sürdüreceğiz.

1 yıl önce

Almanya: Tedarik Zinciri Yasası, Türkiye-Almanya ticari işbirliğinde birçok fırsat sunuyor

Schulz, Almanya'da 1 Ocak'ta yürürlüğe giren "Tedarik Zincirleri Özen Yükümlülüğü Yasası"na ilişkin AA'ya yazılı değerlendirmelerde bulundu. Büyükelçi, kısa adı "Tedarik Zinciri Yasası" olan yasayla ekonomi ve insan haklarını birbirine bağlayarak, "uluslararası insan hakları durumunun iyileşmesine" katkıda bulunmak istediklerini vurguladı. Alman ekonomisinin küresel olarak güçlü bir ağa sahip olduğunu, şirketlerin ve uluslararası ortaklarının büyük bir istihdam yarattığını kaydeden Schulz, "Bu istihdam ile diğer ülkelerin refah düzeyine katkıda bulunuyoruz. Özellikle uluslararası alanda çok iyi bir ağa sahip olmamız nedeniyle Almanya, şirketlerine küresel tedarik zincirlerinde insan haklarına riayet edilmesi yükümlülüğünü getiriyor." ifadelerini kullandı. Schulz, küresel düzeyde şirketleri ve tedarikçilerini de kapsayacak şekilde çalışanlara karşı yükümlülüklere uyulmasını savunduklarını belirterek, "Amacımız, küresel tedarik zincirlerinde insan haklarının durumunu iyileştirmektir. Bu, somut olarak, örneğin 'Made in Germany' markası ürünlerinin zorla çalıştırma veya çocuk işçiliğiyle bağdaşmayacağı anlamına gelmektedir." değerlendirmesini yaptı. Söz konusu kanunun amacına değinen Schulz, Almanya için insan haklarına riayet edilmesi, sosyal ve çevresel standartlara uyulmasının, "sürdürülebilir bir küresel ekonominin temelini" oluşturduğunu vurguladı. Schulz, pek çok Alman şirketinin şimdiden sürdürülebilir tedarik zincirlerini oluşturma ve bunlara uyma konusunda örnek teşkil ettiğini belirterek, şunları kaydetti: "Alman ekonomisinin başarısının nedeninin de üretimde insan haklarına riayet edilmesine bağlı olduğuna inanıyoruz. İnsan haklarının korunmasının bir bedelinin olduğunun farkındayız ancak şirketler, uzun vadede bu yatırımla gelecekte kendi ekonomik başarılarını da koruyorlar." YASA, ALMANYA'DA MERKEZİ, TESCİL EDİLMİŞ OFİSİ VEYA ŞUBESİ OLAN ŞİRKETLERİ KAPSIYOR Almanya'da merkezi, ana ofisi, idari merkezi, tescil edilmiş ofisi veya şubesi bulunan tüm şirketlerin yeni yasadan etkilendiğini vurgulayan Schulz, yasanın Almanya'da bu yıl en az 3 bin ve 2024'ten itibaren ise en az 1000 çalışana sahip şirketleri etkileyeceğine işaret etti. Schulz, şirketlerin bu konuda ne yapması gerektiğine ilişkin, "Bundan doğrudan etkilenen şirketlerin öncelikle bir risk yönetimi kurması gerekmektedir. Bu şekilde insan hakları ihlalleri ve çevreye verilen zararların riskleri belirlenecek, önlenecek ve en aza indirilecektir." değerlendirmesinde bulundu. Kanunda şirketlerin önlem olarak alması gereken tedbirlerin yer aldığını kaydeden Schulz, ayrıca bu kanunun şirketlere kendi içlerinde "şikayet prosedürleri oluşturma ve raporlama yükümlülüğü" getirdiğini aktardı. YÜKÜMLÜLÜKLERİNİ YERİNE GETİRMİŞ OLANLAR AVANTAJ KAZANACAK Büyükelçi Schulz, şu ifadeleri kullandı: "Şirketler, muhtemelen yurt içi ve dışındaki tedarikçileriyle sözleşme yaparak benzer düzenlemelere yükümlü kılacaktır. AB'de (Avrupa Birliği) buna benzer bir yasa yürürlüğe gireceğinden, şirketlerin en kısa sürede bu yasayı uygulamaları doğru olacaktır. Yükümlülüklerini yerine getirmiş olanlar, rakiplerine karşı avantaj kazanmış olacak." Söz konusu yasayla şirketlerin somut yükümlülüklerine de değinen Schulz, tedarik zincirlerinde özen yükümlülüğünün yalnızca şirketlerin "kendi tedarik zincirlerindeki düzenlemelerle" bitmediğini, yasanın aynı zamanda "sözleşmeli ortakların ve tedarikçilerinin faaliyetlerini de" kapsadığını vurguladı. Büyükelçi Schulz, "Yani insan haklarına riayet edilmesi şirketin kapısından dışarı çıkıldığında sona erer demek değildir. Aksine, bu sorumluluk tüm tedarik zincirini küresel boyutta kapsıyor zira kanun dünya çapında faaliyet gösteren şirketler için de geçerli." görüşünü paylaştı. Yasayla gelen somut kurallara değinen Schulz, şunları kaydetti: "Kanun somut davranış kuralları ve yasaklar getiriyor. Kanun çocuk işçiliğini, köleliği ve zorla çalıştırmayı, iş sağlığı ve iş güvenliğinin göz ardı edilmesini, yeterli ölçüde ücretin verilmemesini, sendika veya işçi temsilciliğini kurma hakkının göz ardı edilmesini, gıda ve suya erişimin engellenmesini, toprak ve geçim kaynaklarından yasa dışı olarak mahrum bırakmayı yasaklamaktadır." ALMANYA 'TÜRKİYE' DEDİ! REKOR BAŞARI: BU ÇOK BÜYÜK BİR FIRSAT Schulz, yasanın diğer ülkelerde de özen yükümlülüklerini kapsadığını belirterek, özellikle "Türkiye gibi ülkeler için bunun büyük bir fırsat" olduğunu vurguladı. Almanya ve Türkiye'nin ticari ilişkilerinin yoğun olduğunu vurgulayan Büyükelçi, ikili ticarette yaklaşık 40 milyar avro ile yeni bir rekor seviyeye ulaşıldığını kaydetti. Büyükelçi Schulz, Almanya'nın Türk mal ve hizmetlerinin ana alıcı ülkesi olduğunu belirterek, Türkiye'de 8 bine yakın Alman firmasının bulunduğunu ve buna bağlı tedarikçi olarak ticaret yapan Türk firmalarının sayısının daha fazla olduğunu bildirdi. Schulz, "Türkiye'nin, Alman tedarik zincirlerinde tedarik ve temel ürünler söz konusu olduğunda en önemli ülkelerin arasında yer aldığını görüyoruz. Dolayısıyla bu yasa, iki ülke arasında daha da derin bir işbirliği için birçok fırsat sunuyor." değerlendirmesini yaptı. DENETİM SÜRECİ Yasanın denetim sürecine de değinen Schulz, "Alman şirketleri bu yükümlülükleri yerine getirmediklerinde para cezası uygulanabilir. Cezalar 8 milyon avroya kadar veya dünya çapındaki yıllık gelirlerinin yüzde 2'si tutarında uygulanabilir. İlaveten, belirli bir para cezası oranında şirketlerin kamu ihalelerine katılmaları da yasaklanabilir." ifadelerini kullandı. Schulz, Federal Ekonomi ve İhracat Kontrolleri Dairesinin (BAFA) yetkili ve uygulayıcı makam olarak Almanya'da şirketlerin tedarik zincirlerinin denetimini gerçekleştirdiğini belirterek, bu makamın şirketleri yerinde inceleme ve şirketlerin yükümlülüklerinin yerine getirilmesi için talimat verme yetkisinin bulunduğunu, getirmedikleri takdirde de ceza uygulayabildiğini kaydetti.