23 Nisan Salı 2024
2 yıl önce

DEVA Partisi İstanbul İl Yönetimi, görevden alındı

DEVA Partisi İstanbul il yönetiminin görevden alındığı açıklandı. Partiden yapılan açıklamada şöyle denildi: * Partimizin İstanbul İl Yönetimi görülen lüzum üzerine görevden alınmıştır. * İlçe başkanlarımız ve ilçe yönetim kurullarımız ise görevlerine devam etmektedir. * Yeni görevlendirmeler en kısa sürede gerçekleştirilecektir.

2 yıl önce

Memleket Partisi'nde toplu istifa

Memleket Partisi İstanbul İl Yönetim Kurulu Üyesi Kağan Bahçekapılı, Beylikdüzü'nde düzenlenen basın toplantısında yaptığı açıklamada, partiye katılma sürecini anlattı. Bahçekapılı, partide atamalardaki işleyişi eleştirerek, bir grup arkadaşlarıyla durumu Memleket Partisi İstanbul İl Başkanı Ertuğrul Gülsever'e ilettiklerini ancak bir çözüm bulunamadığını savundu. İnce'yle derdimiz yok Kağan Bahçekapılı, amaçlarının Muharrem İnce'ye ve Memleket Partisine zarar vermek olmadığını dile getirdi. Memleket Partisi eski kurucular kurulu üyesi ve İstanbul İl Yönetim Kurulu Üyesi Gürhan Dönmez de Memleket Partisi İstanbul İl Başkanı Ertuğrul Gülsever'i eleştirdi. Basın toplantısında Bahçekapılı ve Dönmez'in de arasında bulunduğu 20 kişi, partiden istifa ettiğini açıkladı.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kadına Karşı Şiddetle Mücadele İstişare Toplantısı'na başkanlık etti

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki toplantı, basına kapalı gerçekleştirildi. Toplantıya, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Özlem Zengin, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, TBMM Kadına Yönelik Şiddetin Araştırılması Komisyonu Başkanı, AK Parti Malatya Milletvekili Öznur Çalık, TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanı, AK Parti Edirne Milletvekili Fatma Aksal, milletvekilleri, akademisyenler ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı.

2 yıl önce

Ahmet Davutoğlu'nun kurduğu Gelecek Partisi'nde büyük rezalet! Genç kadınlarla internet üzerinden uygunsuz ilişki…

Ahmet Davutoğlu'nun kurduğu Gelecek Partisi'nde büyük bir rezalet yaşandığı ortaya çıktı. Samsun'un Atakum ilçesine kurucu ilçe başkanı Cemre Kaan Karanisoğlu’nun genç kadınlarla internet üzerinden uygunsuz ilişki yaşadığı ortaya çıktı. Karanisoğlu ortaya çıkan rezalet sonrası görevden alındı. Yeni Akit gazetesinden Zekeriya Say'ın haberine göre Karanisoğlu, kendisi hakkındaki gayri ahlaki ilişki iddiaları inkâr ederek, “Böyle bir şeyin aslı yok. Uydurulmuş şeyler. Bu tür şeyler teşkilat içinde sürekli yapılıyor. Bunlarla alakalı biz genel merkeze bilgi verdik. Gerekli soruşturmalar açıldı" dedi. Gelecek Partisi olayın ortaya çıkması sonrası soruşturma başlatılacağını açıkladı. Gelecek Partisi Samsun İl Başkanlığı Hukuk sorumlusu Av. Enes Kamil Koyuncuoğlu ise Karanisoğlu’nun istifasını aldıklarını söyledi. Koyuncuoğlu şunları söyledi: “Olayın aslı ile ilgili malumat sahibi olduktan sonra arkadaşımızın istifasını aldık. Kendisiyle ilişiğimiz kalmadı. Artık ilçe başkanımız değil.”

2 yıl önce

DEVA Partisi'nde bir istifa daha: Genel Başkan Yardımcısı Ali Rıza Babaoğlan partiden ayrıldı

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi kurucu üyesi ve Genel Başkan Yardımcısı Ali Rıza Babaoğlan, istifa ettiğini açıkladı. Yazılı açıklama yapan Babaoğlan, "12 Nisan 2021 tarihinde DEVA Partisi Genel Başkanı Sayın Ali Babacan'a sunmuş olduğum ve kabul edilmeyen istifa mektubumda belirttiğim hususların hala devam ettiğini gözlemlediğim için 19 Temmuz 2021 tarihi itibariyle DEVA Partisi'nde aktif olarak devam eden Genel Başkan Yardımcılığı, Genel Merkez Yönetim Kurulu ve Kurucu Üyelik görevlerimden istifa ettiğimi tüm kamuoyu ile paylaşmak isterim" dedi.

2 yıl önce

Yeni Şafak: “Suriyelileri evlerine göndereceğiz” diyen Kemal Kılıçdaroğlu, mülteci düşmanlığını partisinin temel hedefi haline getirdi

Periyodik aralıklarla ısıtılan “Suriyeliler” konusu yine gündemde. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 1945 yılında Türkiye’ye sığınan Azerbaycan Türklerini kurşuna dizmesi için Sovyetler Birliği’ne teslim eden partisinin tarihi kodlarıyla tartışmaya katıldı. “Avrupalılar bana söz verdi. Suriyelileri ülkelerine göndereceğiz” diyen Kılıçdaroğlu, 3,5 milyon Suriyeliyi Esed rejmine teslim etse de milli güvenlik sorunu olarak gördüğü muhacirleri söküp atması imkansız. Çünkü Anadolu Suriyelilerden önce de milyonlarca mazlumun sığınağı oldu. KIRIM’IN YARISI ANADOLU’DA Arap’ından Çerkes’ine, Boşnak’ından Rus’una kadan birçok milletten milyonlarca insan Anadolu’yu vatan bildi. Anadolu’ya ilk büyük göç 1783’te Kırım’ın Rusya’nın eline geçmesiyle başladı. 1770’lerden itibaren Kırım’dan Osmanlı topraklarına doğru dalgalar halinde başlayan Kırım Tatar göçü 1920’lere kadar devam etti. 1783-1922 arasında Anadolu’nun da içinde olduğu Osmanlı topraklarına göç eden Kırım Tatarlarının sayısı 1 milyon 800 bine ulaştı. Hatta Osmanlı topraklarına sığınan Tatarların sayısının Kırım’da kalanlardan fazla olduğu belirtiliyor. 2,5 MİLYON ÇERKES GELDİ Aynı tarihlerde ikinci büyük göç dalgasına Çerkesler imza attı. Osmanlı’nın Çerkes bölgelerini kaybetmesinin ardından Anadolu’ya 1. Dünya Savaşı’na kadar 2,5 milyon Çerkes göçtü. Gemilerle, sandallarla çıktıkları Karadeniz’de en az 500 bin kayıp vererek Anadolu’ya ulaşan Çerkesler, bugün hala yaşadıkları Ordu, Samsun, Tokat, Balıkesir, Amasya, Sinop, Yozgat, Düzce, Sakarya ve Kocaeli’ye yerleştirilmişti. Anadolu’yu yurt tutanlar arasında Gürcüler de var. Osmanlı-Rus Savaşı’ndan sonra başlayıp 1930’lara kadar süren göçle gelen 1 milyon Gürcü 14 ayrı şehre yerleşti. RUSLAR BİLE TÜRKİYE’YE GÖÇ ETTİ Bugün sadece işin uzmanları ve meraklıları tarafından bilinse de bu topraklar kitlesel Rus göçlerine de sahne oldu. 1917 yılında Bolşeviklerin darbe yapmasının ardından Çarlık yandaşları soluğu İstanbul’da aldı. 2 yılda 150-200 bin civarında Rus göç etti. Bu Rusların önemli bir bölümü daha sonra Balkan ülkelerine göçse de hala Türkiye’de yaşayan aileler var. Anadolu’ya Arap göçü ise İslam’ın yayılışı ve Osmanlı devrindeki savaşlardan sonra geri dönmeyip burada kalanlarla başladı. Baskı gören Araplardan bir kısmı Tarsus ve Adana çevresine yerleşmişti. Şerif Hüseyin’in 1916’da başlattığı Arap isyanı neticesinde Irak, Hicaz ve Suriye çevresinden 5 bin aile Batı ve iç Anadolu’ya yerleştirildi. Boraltan’ın utancı CHP’ye yeter İkinci Dünya Savaşı’nın sonunda yaşanan Boraltan Köprüsü faciası, detayları fazla bilinmeyen bir olay. 1945’te Sovyetler Birliği’nin başındaki Josef Stalin, Ankara’daki büyükelçisi aracılığıyla Türkiye’ye sığınan 145 Azerbaycan Türkü’nün iadesini istedi. Dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, CHP hükümetinin de kararıyla Türkiye’ye sığınan 145 kişinin teslim edilmesi için Aras Nehri kenarındaki sınır karakoluna telgraf çekip iadenin gerçekleştirilmesini istedi. Buna inanamayan karakol komutanı gelen emri defalarca teyit ettirdi. Durumu anlayan Azerbaycan Türkleri, “Bizi teslim etmeyin, bizi burada siz kurşuna dizin, kendi toprağımızda, bayrağımızın altında bizi öldürün” dese de karakol komutanı çaresizce bu insanları teslim etti. Boraltan Köprüsü’nü geçen Azerbaycan Türkleri, sınırın hemen karşısında Türk askerlerinin gözleri önünde, elleri bağlı vaziyette infaz edildi. Türkiye, CHP’nin neden olduğu Boraltan katliamının utancını uzun süre üstünden atamadı. Selanik göçüyle 384 bin kişi geldi Anadolu’ya göç hareketleri Cumhuriyet’in ilanından sonra da sürdü. 1923’ten 1997’ye kadar Türkiye’ye 1,6 milyondan fazla göçmen geldi. Cumhuriyet’ten sonra ilk göç hareketi Yunanistan’dan oldu. Lozan Antlaşması’nın mübadele maddelerine dayalı olarak 1922-38 arası 384 bin kişi Türkiye’ye göçtü. Bu kitlesel hareket halk arasında “Selanik göçü” olarak adlandırıldı. Makedonya’dan ilk göç 1924’te ülkedeki Türklerin Anadolu’ya göçü ile başladı. İkinci dalga 1936’da, üçüncü ise Türkiye-Yugoslavya arasında serbest göç anlaşması imzalandıktan sonra 1953’te gerçekleşti. Yugoslavya’dan da 305 bin kişi Cumhuriyet devrinde Türkiye’ye göç etti. Bulgaristan’dan Türkiye’ye büyük kitlesel göç dalgaları yaşandı. 1989’a kadar 800 bin kişi dört dalga halinde Anadolu’ya geldi. Romanya’dan Türkiye’ye 1923-1949 arasında 79 bin kişi iskanlı göçmen, 43 bin kişi serbest göçmen olarak geldi. Balkanlardan 1923-45 arasında toplam 800 bin kişi Türkiye’ye göç ettirildi. SAVAŞ KİTLELERİ TETİKLEDİ 1979’da yaşanan devrim sonrası İran’dan Türkiye’ye 1 milyona yakın insan göç etti. 1980’li yılların başında gerçekleşen Afgan göçünün oluşumunda Sovyet-Afgan savaşı önemli role sahip. 1982’de Sovyetler’in Afganistan’ı işgal etmesiyle başlayan savaş nedeniyle, o bölgedeki birçok Türk kökenli insan Türkiye’ye geldi. Bunların arasında Özbekler kadar Uygurlar, Kazaklar ve Kırgızlar da bulunmaktadır. 1950’de bağımsız devlet olan Doğu Türkistan Cumhuriyeti vatandaşları Çin işgaline uğradığında Türkiye’ye geldi. 2. Dünya Savaşı’nda Nazi birlikleri ile savaşa katılan Doğu lejyonlarından bazıları da Türkiye’ye yerleşti. Kazak, Kırgız, Özbek, Türkmen, Balkar, Karakalpak, Karaçay, Azeri, Çeçen, İnguş, Dağıstan gibi Müslümanlardan bir kısmı Anadolu’yu yeni yurt olarak seçti. Irak’ta 1988’deki Halepçe katliamı sonrası 51 bin, 1991’deki Körfez savaşında 467 bin kişi Türkiye’ye göç etti. Suriye’den 1945, 1951, 1953 ve 1967 yıllarında toplu göçler oldu. İskenderun, Kırıkhan ve Adana’ya yerleştirildiler. 2011’de başlayan Suriye iç savaşı sonucunda Ocak 2021 itibariyle Türkiye’ye gelen Suriyelilerin sayısı da 3,6 milyona ulaştı. Türkiye’de ikamet eden göçmen ve mültecilerin sayısı şu an 3,9 milyon. Semtlere adları verildi Avusturya-Macaristan İmparatorluğu Bosna’yı işgal ettikten sonra 1918’e kadar Bosna’dan Türkiye’ye 4 büyük göç dalgası oldu. İlki 1878’de işgalden hemen sonra, ikincisi 1882 yılında, üçüncü göç dalgası ise “Dzabic hareketiyle” 1900 yılında yaşandı. 1992-1998 yılları arasında Bosna’dan 20 bin, 1999 yılında Kosova’da meydana gelen olaylar sonrasında 17 bin, 2001 yılında Makedonya’dan 10 bin kişi Türkiye’ye sığındı. Arnavutlar ise ilk olarak Fatih Sultan Mehmet devrinde İstanbul’a getirilip Arnavutköy’e yerleştirildi. Balkanların kaybından sonra gelenlerle beraber günümüz Türkiye’sinde yüzbinlerce Arnavut’un yaşadığı tahmin ediliyor. Polonya’nın Rus topraklarına katıldığı 1830 yılından sonra göç eden 10 bin kişiden bir kısmı Osmanlı Devleti’ne geldi ve bu muhacirler İstanbul Polonezköy’de yerleşim birimini kurdu.

2 yıl önce

Oğuzhan Asiltürk’ten Saadet Partisi’ne 'Milli Görüş' uyarısı: Dikkat etmezsek yok oluruz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmeyle dikkat çeken, Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu ve Milli Görüş Vakfı Başkanı Oğuzhan Asiltürk, daha önce "Erbakan hocamızdan sonra, partide görev yapan kardeşlerimiz, sadece iktidarı tenkit etmekle yetindiler" eleştirisinde bulunduğu Saadet Partisi'ne şimdi de Milli Görüş hatırlatması yaptı. ASİLTÜRK'TEN SAADET'E UYARI Millet İttifakı üyeleri CHP ve İYİ Parti ile birlikte hareket eden Saadet Partisi'ne yeniden Milli Görüş çizgisine yaklaşma çağrısı yapan Asiltürk, Millî Görüş inancına bağlı kalınmazsa Saadet'in diğer partilerden biri gibi olup, sonra da yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu uyarısında bulundu. Milli Gazete’de yayımlanan açıklamasında Asiltürk, şu hatırlatmaları ve uyarıları yaptı: "İTAAT EDİLECEĞİNE SÖZ VERİLDİ" Millî Görüş inancına göre, bir toplumun başındaki yönetici vefat ederse, yerine o görevi yüklenecek yeni bir yönetici seçilir. Millî Görüş Toplulumunun hizmetini yüklenme görevi, Erbakan Hoca’mızdan sonra bana, teklif edildiğinde, bu görevi bir şartla kabul edeceğimi söyledim: “Sizden inançlarımıza uygun bir şey yapmanızı istersem, itaat edeceğinize söz veriyor musunuz”, dedim. Bu talebime yanıt olarak, o toplantıya katılanların tamamı “evet, sen bizden zâten yapmak zorunda olduğumuz şeyi istiyorsun, kabul ediyoruz” dediler. "MİLLİ GÖRÜŞ HİÇ OLUR" Genel Başkan olarak görevlendirilen kişi, dâvânın başında bulunan Erbakan Hoca’mızdan habersiz hiçbir şey yapmazdı. Kendi görüşüne göre hareket etmezdi. Eğer Millî Görüş’ün bu mükemmel düzeni bozulursa Millî Görüş önce diğer partilerden biri olur, sonra da hiç olur. Erbakan Hoca’mız bu uyarıyı sık sık yapardı. Rabbimizin bize yardım etmesi bizim, öncelikle ahlâki ve mânevi değerlere, yâni Allah’ın bizi dâvet ettiği yola, toplumu dâvet etmemize bağlıdır. Bunu ihmal edersek; siyasî çalışmalarımızda ağırlıklı olarak, insanların dünya hayatında ihtiyaçları olan şeylere yönelik konuşmalar yaparsak, inancımızın bize emrettiğini eksik yapmış oluruz. "DESTEĞİN DÜŞÜK OLMASININ SEBEBİ BU" Elbette toplumun maddî ihtiyaçlarını da dikkate alacağız. Ancak bunu yaparken, sâdece toplumun maddi ihtiyaçlarını önemsiyor gibi bir görüntü vermememiz gerekir. Buna dikkat etmezsek ahlakî ve mânevi değerleri savunduğumuz için bizi destekleyenler bizden uzaklaşırlar. Son kamuoyu araştırmalarında desteğimizin düşük çıkmasının sebebi budur. Saadet Partisi’ni, diğer partilerden ayıran en önemli vasfı, Millî Görüş inancına bağlı kalması, ahlâki ve mânevi değerlere bağlılığını ön planda tutmasıdır. Buna dikkat etmezsek, Erbakan Hoca’mızın ifâdesiyle önce diğer partilerden biri gibi olur, sonra da yok oluruz. Şunu unutmamalıyız: Bize oy verecek olanlar, maddî imkânlar elde etmek için bize yaklaşanlar değil, inancımıza saygılı olanlardır. Bir siyasi partinin başarılı olması, inandığı gerçeklere hizmet etmesiyle mümkün olur. Biz toplumun ahlaki ve manevi değerlere bağlılığı arttıkça huzur içinde yaşayacağına inanıyoruz. Bundan dolayı Saadet Partisi’nin öncelikli hedefi, toplumu ahlâki ve mânevi değerlere çağırmak olmalıdır.

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: Toplum vicdanını istismar edenlerin oyunlarına gelmeyiz

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, sosyal medya hesabı üzerinden açıklama yaparak, yangınlar nedeniyle oluşan toplumsal duyarlılığı yönlendirmek isteyenlere dikkati çekti. "85 milyon vatandaşımızın birlik ve beraberlik günüdür" Bakan Soylu, açıklamasında şunları söyledi: "Kötülükten, kaostan beslenenler, özellikle sosyal medyada zehir saçıyor. Biz her insanın olduğu gibi, her ağacın, her hayvanın, her börtü böceğin hayat hakkını son nefesimize kadar koruruz. Kaos isteyenlerin, nefret tohumu ekenlerin, toplumun vicdanını istismar edenlerin oyunlarına gelmeyiz. Dezenformasyonla, yalan haberlerle toplumun moral durumunu bozmak isteyenler amaçlarına kavuşamayacaklar. Orman yangınları üzerinden kardeşliğimizi hedef alarak daha büyük yangınları tutuşturmak isteyenleri tanıyoruz. Gün kaos isteyen, gerilim isteyen, kavga ve şiddet isteyenlerin emellerini boşa çıkaracak, 85 milyon vatandaşımızın birlik ve beraberlik günüdür. Bütün yangınları birlik ve beraberlik ruhuyla söndüreceğiz ve inşallah sonsuza kadar bir olacağız."

1 2 ... 5 6 7 8 9 10 11 ... 57 58