26 Nisan Cuma 2024
2 yıl önce

İşte Türk Tabipleri Birliği (TTB) - PKK ilişkisi

Adıyaman'da, 2017 yılında terör örgütü PKK'ya yönelik düzenlenen hava destekli operasyonda etkisiz hale getirilen terörist Volkan Bora'nın cep telefonu incelemesinde Türkiye'nin gündemini değiştirecek fotoğraflar yer alıyordu. Fotoğrafların ortaya çıkmasının hemen ardından ise HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel hakkında fezleke hazırlandı. Güzel hakkında yasal süreç devam ederken, SuperHaber yazarı Ceyhun Bozkurt, HDP'li vekilin doktor kimliğine ve Türk Tabipleri Birliği ile ilişkisine dikkat çekti. Konuyla ilgili araştırmasını derinleştiren Bozkurt, TTB-HDP-PKK hattında nasıl bir tezgah kurulduğunu bugün okurları ile şu çarpıcı bilgileri paylaştı; SEMRA GÜZEL YALNIZ DEĞİL -2 - SAĞLIKÇI MI ÖRGÜT YANDAŞI MI? HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel’in, PKK’lı terörist Volkan Bora ile olan ilişkisi ve örgüt hiyerarşisi içinde olmadan yapmasının mümkün olmadığı ziyaretleri yapmasıyla ilgili dosyamızı açtıktan sonra HDP’nin içindeki sağlıkçı ekibin yaptıklarıyla ilgili de dosyalara ulaşmaya başladık. Semra Güzel’in de içinde bulunduğu sağlıkçı bir ekibin, örgütsel faaliyetlerle ilgili olduğu iddia edilen çalışmaları, insanın adeta kanını donduracak cinsten. Semra Güzel’in Türk Tabipleri Birliği’nin Diyarbakır Şube Eşbaşkanlığı (ki eşbaşkanlık diye de bir şey icat ettiler) yaptığı dönemdeki faaliyetleri incelerken adeta bir “Sağlıkçı ağ” ile karşılaştık. Önce Semra Güzel’in bağlantılarını açalım… 4 Temmuz 2018 tarihli Yeni Şafak gazetesinde “Doktor Bu Ne?” başlıklı bir haber yayımlandı. Semra Güzel’in milletvekili seçilmesinin ardından yayımlanan haberde, Güzel ile ilgili şu bilgiler paylaşıldı: “Gecikmeli mezun olduğu Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde öğrenciyken, 'okulda yürüttüğü yasadışı faaliyetler nedeniyle' uzaklaştırma cezası alan Güzel, mezun olmasının ardından görev yaptığı hastanelerde doktorluk dışında başka işlerle de meşgul oldu. Mardin Çocuk Hastanesi, Nusaybin Devlet Hastanesi ve Diyarbakır Eğitim-Araştırma Hastanesi'nde çalıştığı dönemde Doktor Güzel, PKK'nın hendek terörünü savunuyor ve TSK operasyonlarıyla öldürülen teröristleri koruma altına alıyordu. O dönem terör örgütünü meşrulaştırma ve yurt dışında kamuoyu oluşturma amacıyla PKK'ya destek için imza toplayan doktorların başını da yine Güzel çekiyordu. Bir dönem Diyarbakır Tabip Odası'nda da eşbaşkanlık yapan Güzel, PKK bağlantılarından ötürü KHK kapsamında görevinden ihraç edildi.” Anlaşılıyor ki, örgütsel faaliyetleri ile ilgili daha o zamandan ciddi bir veri oluşmuş. Hani diyorlar ya, 5 yıldır neden Semra Güzel ile ilgili çalışma yapılmıyor. Gazeteciler gerekli bilgilere ulaşmış ve bazı bilgileri paylaşmış. *** İlerleyen satırlarda geri dönmek üzere buraya bir virgül koyup devam edelim. Gelelim Güzel üzerinden yaptığımız araştırmanın neden sağlıkçılar boyutuna kaydığına… Araştırmamızın çıkış noktasını da söyleyelim de, gazetecilik bilgisi olmayanlar gazetecilerin nasıl bilgiye ulaştığını öğrensinler. "Koçero Meleti" kod adlı terörist Volkan Bora’nın, etkisiz hale getirildiği operasyondan sonra yapılan arama tarama faaliyetlerinde bir telefon defterine ulaşılması bilgisini dünkü yazımda aktarmıştım. O telefon defterinin birinci sırasında Semra Güzel’in telefonu yazıyordu. Diğerleri bizim değil güvenlik birimlerinin konusu olduğu için yazmaya gerek yok. Ancak üçüncü sırada bir numara daha vardı. Bir başka sağlıkçı (Ebe-Hemşire): S.R.Ç. Merak işte, o S.R.Ç.’yi de araştırmak istedim. Hani diyorum ya, ipin ucunu yakaladıkça devamı gelmeye başladı. Alt alta dizelim: - Bu S.R.Ç., Semra Güzel’in çok eski arkadaşı. - KESK’e bağlı Sağlık Emekçileri Sendikası üyesi. - Ve KHK ile ihraç edilmiş. Peki neden bir anda gündemimize geldi bu S.R.Ç. Meğer örgüte yardımdan yargılanıyormuş. Yargılaması Şanlıurfa 5. Ağır Ceza Mahkemesi 2021/68 esas dosyasında devam ediyor. Biraz araştırmayla dava dosyasındaki iddianamesine ulaştım. Bakın S.R.Ç. hakkında hazırlanan 24 Aralık 2020 tarihli iddianamede neler yazıyor: “Adıyaman İl Jandarma Komutanlığınca icra edilen (2018-497) operasyon faaliyetinde; Adıyaman İli Merkez İlçesi Akçalı Köyü Huma Deresi (koordinat numaralı yazılı-CB) koordinatlarında yapılan tarama faaliyeti esnasında BTÖ mensuplarınca kullanıldığı değerlendirilen demoda; (1) adet mavi bidon içerisinde silah, dizüstü bilgisayar, çok sayıda ilaç ve yaşam malzemeleri ele geçirilmiştir. Bahse konu depoda ele geçirilen ilaçların kim ya da kimler tarafından yazıldığı ya da kim adına yazıldığı araştırmasında bahse konu ilaçların doktor A.E. (TCKN: xxxxxxxxxxx) tarafından yazıldığı tespit edilmiştir. Cumhuriyet Başsavcılığımızca başlatılan soruşturma kapsamında; 13.05.2019 tarihinde PKK/KCK Silahlı Terör Örgütüne yardım yataklık yapmak şüphesiyle gözaltına alınan Doktor A.E. (TCKN: xxxxxxxxxxx) ifadesinde Şanlıurfa İli xxxxxxx İlçesi 2 No’lu Aile Sağlığı Merkezi’nde çalıştığı, 2016 yılı içerisinde 675 sayılı KHK ile PKK/KCK terör örgütü ile bağlantılı dernek/sendikalara üye olmak suçundan meslekten ihraç edilen S.R.Ç., (TCKN: xxxxxxxxxxx M. Ve E. Kızı 01.05.1986 Derik D.lu) isimli ebe/hemşire tarafından bahse konu ilaçların Sağlık Ocağından alınarak PKK/KCK terör örgütüne verilmiş olabileceği beyanında bulunulmuştur.” İddia çok acayip değil mi? Elbette süreçte S.R.Ç.’nin de ifadesi alınmış. S.R.Ç. hakkındaki iddiaları reddetmiş. Volkan Bora’yı ve Semra Güzel’i tanıdığını itiraf eden S.R.Ç. , Güzel’in hem uzaktan akrabası olduğunu hem de hemşehrisi olduğunu da belirtmiş. İddianamede S.R.Ç.’nin ikametinde yapılan aramalarda Volkan Bora isimli PKK/KCK terör örgütü militanıyla çekilmiş fotoğraflar da bulunmuş. Bunu da bir kenara yazalım ve gelelim birkaç gündür ipucunu aktardığımız olaya… *** PKK’lı terörist Volkan Bora’nın diğer teröristlerle beraber etkisiz hale getirildiği 29 Nisan 2017 tarihli operasyonda yaralı kurtulan bir terörist vardı. "Bezar" kod adlı Abuzer Arıca isimli terörist, yaralı olarak örgüte müzahir kişilerin olduğu bir bölgeye kaçtı. Tam burada bir iddianamede yer alan bilgileri aktaralım: “Kıbrısi (K) K.Y. isimli şahsın 23/08/2021 tarihli Ek Şüpheli ifadesinde; ‘2017 yılı ortalarında birgün benim de yukarıda bahsettiğim kahvede oturduğum sırada Behçet Yıldırım da orada kağıt oynuyordu. Ben Behçet Yıldırım’ı görünce yanına gittim. Yanında birkaç kişi daha bulunuyordu. Bu sırada KHK ile öğretmenlikten ihraç ‘Hamık’ lakaplı E.K. isimli şahıs Behçet Yıldırım’a ‘hastamız nasıl’ diye sordu. Behçet Yıldırım ise ‘durumu iyiye gidiyor, takip ediyoruz’ dedi. Bu konuşmadan sonra ben ‘Hamık’ lakaplı E.K.’a kahvehanenin dışına sigara içmeye çıktığımız sırada ‘Hayırdır hasta kim?’ diye sordum. O da bana hastanın son çatışmada yaralanan Bezar (K) Abuzer ARICA isimli şahıs olduğunu söyledi. E. bana ‘Behçet YILDIRIM Abuzer ARICA’nın yanına gidiyor, onunla görüşüyor, kendisi de doktor zaten’ şeklindeki beyanı ile ilgili olarak, beyanda geçen Bezar (K) Abuzer Arıca isimli PKK/KCK terör örgütü mensubunun Adıyaman kırsalında faaliyet gösteren ve sorumlu seviyede olan örgüt mensubu olduğunu Bezar (K) Abuzer ARICA isimli örgüt mensubunun 29.04.2017 tarihinde Adıyaman İl Merkez Yazıbaşı Köyü Tamak Tepe Mevkiinde hava destekli düzenlenen operasyonda yaralı olarak kaçtığı beraberindeki (4) örgüt mensubunun etkisiz hale getirildiği, örgüt mensubunun yaralanması sonrasında Behçet Yıldırım’ın bölgedeki işbirlikçiler ile irtibata geçerek Bezar (K) Abuzer ARICA isimli örgüt mensubu ile irtibat kurduğu ve örgüt mensubunun tedavi ettiği değerlendirilmekle; şüphelinin, örgüt mensuplarının öldürüldüğü bölgede 03.05.2017 günü akşam 21:00 sıralarında baz verdiği, bu baz vermenin olay tarihinden 4 gün sonra hava karardıktan sonra gerçekleştiği, bunun köy ziyareti ya da seçim çalışması kapsamında düşünülemeyeceği, hayatın olağan akışına aykırı olduğu, kaldı ki şüphelinin alınan beyanında Abuzer ARICA’nın babasının çatışmanın ertesi gününde Malatya ilindeki bir ziyarette şüpheliye oğlunun durumunu sorduğu, şüphelinin çatışmadan haberdar olduğu ve tanık beyanını destekler mahiyette olduğu, kaldı ki şüphelinin dijital incelemelerinde bu harekatta öldürülen Volkan BORA ve Fırat BERKPINAR’ın PKK/KCK Terör Örgütü mensubunun fotoğraflarının çıktığı…” Bilgilere bakın… Behçet Yıldırım, o tarihlerde HDP Adıyaman Milletvekili. Mesleği doktor. Bu bölümün özeti şöyle: - Çatışmada yaralanan terör örgütünün elebaşı pozisyonundaki militanı "Bezar" kod adlı Abuzer Arıca kaçıyor, - Dönemin HDP Adıyaman Milletvekili Behçet Yıldırım, bu yaralı teröristi buluyor ve teröristin tedavisinde bulunuyor veya tedavi süreciyle ilgileniyor. Behçet Yıldırım’ın Diyarbakır 8 Ağır Ceza Mahkemesi’nde süren davasındaki dosyada yer alan iddianamede, Yıldırım’ın Abuzer Arıca isimli teröristle yollarının kesişmesinin öncesine dayandığını gösteriyor. M.A. isimli şüpheli şahsın soruşturma kapsamında 28 Ağustos 2021 tarihli ifadesinde Abuzer Arıca’nın, 2015 seçimlerinde Behçet Yıldırım ile birlikte İmam Tümen’in milletvekili adayı olacağını HDP’ye adeta “tebliğ” ettiğini, hatta Behçet Yıldırım’ın da aralarında bulunduğu siyasetçilerin(!) Adıyaman kırsalında konuyla ilgili Abuzer Arıca isimli teröristle toplantı yaptığını da iddia etmiş. Aynı iddiayı, yani terör elebaşı ile Behçet Yıldırım’ın aralarında bulunduğu grubun buluşmasını N.Ç. isimli şüpheli sahıs da 7 Eylül 2021 tarihli ifadesinde aktarmış. C.Ç de 16 Eylül 2021 tarihli şüpheli ifadesinde, "Zerdeşt" Kod adlı Kemal Bal isimli terör örgütü mensubunun kendisine “Behçet Yıldırım’a oy verin, örgütün adayıdır dediğini, Behçet Yıldırım’ın köye her gidişinde özel olarak Kemal Bal’ın evine gidip görüştüğünü” aktarmış. İddialar yenilir yutulur gibi değil. Daha da detaylandıracağız. Ama şu bilgiyi de ekleyelim: Behçet Yıldırım’ın gözaltına alınması sonrasında yapılan aramada Yıldırım’ın telefonunda Volkan Bora’nın fotoğrafları bulunmuş. Şimdilik Dönemin HDP Adıyaman Milletvekili Behçet Yıldırım’ın dava dosyasında yer alan bazı fotolarını da paylaşalım: Görselllllllll Şimdi alt alta sıralayalım: - HDP Diyarbakır Semra Güzel, Doktor. Türk Tabipleri Birliği’nin Diyarbakır Şube Eşbaşkanlığı yapmış. Bu süreçte, Türk ordusunun ve polisinin yaptığı çok sayıda operasyona karşı durmuş. - S.R.Ç. ebe-hemşire. KESK’e bağlı SES üyesi. Devam eden davasındaki iddianamede yer alan iddialara göre, sahte reçeteler düzenleyip terör örgütü PKK/KCK’ya ilaç temini yapmış. Terörist Volkan Bora ile fotoğrafları var. - Dönemin HDP Adıyaman Milletvekili Behçet Yıldırım da, Semra Güzel gibi doktor. TTB’ye bağlı Adıyaman Tabip Odası’nda iki dönem yönetim kurulu üyeliği yapmış. İddialara göre, bir teröristin tedavisini yapmış, terör örgütüyle içli dışlı ve şüpheli ifadelerine göre terör örgütünün HDP içindeki adayı. Sağlık örgütlenmeleri içinde bir PKK yapılanmasını yıllardır biliyorduk. Özellikle son dönemlerde Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi’nin çalışmaları ve Türkiye’nin PKK terör örgütüne karşı mücadelesine karşı çıkışları malum. Ağabeyi Ceyhan Mumcu’nun Uğur Mumcu suikastındaki gerçeklerin ortaya çıkmasını yavaşlatmakla ve Ergenekon kumpasında rolü olmakla suçladığı Şebnem Korur Fincancı’nın bir dönem PKK terör örgütünün yayın organına destek amaçlı Genel Yayın Yönetmenliği yaptığı da biliniyor. Zaten bu yayın organıyla içli dışlı. TTB Merkez Konsey Üyesi Uzm. Dr. Halis Yerlikaya’nın PKK terör örgütünün Avrupa’daki uzantılarının düzenlediği konferansa katılımı da büyük tepki çekmişti. Şimdi bu bilgilerle ortaya çıkan yapboz da, insan “sağlığımız, hatta her şeyden önemlisi güvenlik güçlerimizin sağlığı kimlere emanet” diye kaygılanmamıza neden oluyor.

2 yıl önce

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli: Türk Tabipler Birliği hipokrat yeminlerini çiğneyen yüz karalarıdır. Gitmesi gereken birileri varsa TTB yönetimindeki bir avuç bölücü, Türkiye karşıtlarıdır.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle: "Türkiye sağlık alanında övgüyle bahsedilen bir başarı yakalamışsa bunun ilk halkasında doğru yönetim vardır. Başta doktorlarımız sağlık çalışanlarımızın haklı taleplerinin bilincindeyiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın açıkladığı 5 müjde çok değerli ve önemli. TÜRK TABİPLER BİRLİĞİNE SERT TEPKİ Türk Tabipler Birliği (TTB) Hipokrat yeminlerini çiğneyen yüz karalarıdır. Eğer bu ülkeden gitmesi gereken birileri varsa, o da Türk Tabipler Birliği'nin yönetimine çöreklenmiş bir avuç bölücü ve Türkiye karşıtıdır. Hekimlerimiz Türk topraklarını terk ediyor diyorlar. Vatanını seven her hekim görevinin başındadır. BAHÇELİ'DEN ÇANAKKALE MESAJI Uluslararası düzenin yeni çerçevesi Çanakkale'de çizilmiştir. Milletler ve medeniyetler mücadelesinin sahnesi Çanakkale'de kurulmuştur. Bu cennet vatanı almak istediler vermedik. Yedi düvel üstümüze geldi, boyun eğmedik. Küresel ve bölgesel senaryolar çöpe atılmıştır. Türk vatanı ve Çanakkale ele geçirilememişti. Bize düşen Çanakkale'den ders almak, ihtiyaç olursa yeni bir destan yazmaktır. KILIÇDAROĞLU'NUN DİYARBAKIR ZİYARETİ CHP Genel Başkanı Diyarbakır'da, Çanakkale önlerine gelen zalimlerin izinden yürüdüğünü tescilleyerek, 'Tarihimiz kirli, yüzleşmemiz gerekir' konuşmuş. Tarihimize kirli demek namertliktir, nankörlüktür. Türk tarihine kirli demek, PKK terör örgütünün vesayeti altında bulunan, Türk ve Türkiye düşmanlarının eline düşen bir zavallının hüsran verici hezeyanıdır. Kılıçdaroğlu Kızılderililerden özür dilediğini açıklamış. Buna diyeceğimiz yoktur. Kızılderililer soykırıma uğramıştır. Kılıçdaroğlu mertse, gözü kesiyorsa ağzında ıslanmış baklayı çıkarsın da görelim. Kılıçdaroğlu ve Zillet İttifakı ortakları unutmasın ki kaynağımız Orta Asya, kökümüz söğüt, kollarımız Çanakkale, gövdemiz Türkiye'dir. Kılıçdaroğlu kendi tarihi ile yüzleşebilir, beklentimiz budur. Onun tarihi Türk tarihi değildir. Kendine güveniyorsa ağzındaki baklayı çıkarsın da duyalım. Söyler misin Türk milleti kimden, neden özür dileyecek? Nedir senin meselen? UKRAYNA - RUSYA SAVAŞI Barışın dışında ikinci bir seçenek yoktur. Karadeniz'in kuzeyinde yeni bir Suriye çıkarmanın kimseye bir faydası yoktur. Rusya ile Ukrayna'yı kapsamına alan ateşkes rejiminin tesisi, kalıcı barış ve çözüm ortamının oluşturulması için tek yol diplomasidir. Türkiye'yi Rusya'ya karşı yaptırımlara zorlayan Batılı ülkelerin tetikçisi olan çevreler, samimi ve dürüst değildir. Bazı siyasi partilerin Rusya'ya ağır yaptırım uygulanmasını istemeleri, sık sık S-400 konusunu gündeme taşımaları, başkalarının ajandalarına müzahir hareket ettiklerinin teyididir. Birini diğerine tercih etme durumumuz yoktur, Rusya ve Ukrayna'da tarafımız barıştır.   1 MİLYON MÜSLÜMAN ÖLDÜRÜLÜRKEN NATO NEREDEYDİ? Irak'ta 1 milyon Müslüman öldürülürken bu insanlar ne yapıyorlardı? NATO Genel Sekreteri nerede geziyordu? Cansız bedeni sahile vuran Aylan bebek ve yaşama zorlanan, açlıktan kaburgaları çıkan çocukları görmeyen gözler bize ne anlatacak? Polonya sınırına yığılan suçsuz ve günahsız Ukraynalılar için küresel vicdan titrerken, milyonlarca gariban Suriye'den, Irak'tan, Afganistan'dan kaçıp sığınacak bir liman ararken, Türkiye dışında kimse ilgi göstermedi. "BUGÜNKÜ CHP..." Sayın Kılıçdaroğlu emojiyi bırak, ergenler gibi davranmaktan vazgeç, emelin nedir, hedefin nedir, kafanın içindeki asıl gündem nedir? Onu söyle. Kılıçdaroğlu sorularım açıktır. Anlamadığın bir yer varsa elbette sorabilirsin. Süren kısıtlıdır, ek süre talebin olursa da, bunu değerlendirmeye hazır olduğumu bilmende yarar vardır. Antalya'da kurulan masa umudun masasıdır, Antalya Zirve'si beklediğimiz barışın ilk adımı olacaktır. Antalya'da kurulan masa umudun masasıdır. Kürt sorununu çözecekmiş. Türkiye'de var olan terör sorunudur. Bu sorunun da kökü kazınacaktır. Kılıçdaroğlu Diyarbakır Anneleri'nin yanına gitmeye cesaret edemedi. Çünkü onlar Kılıçdaroğlu'nun ortağı HDP'nin il binası önündeydi. Bugünkü CHP, HDP'nin kostüm giymiş halidir. Bugünkü CHP, PKK'nın yedek kulübesidir.

2 yıl önce

TTB Başkanı Fincancı'dan Kılıçdaroğlu'na ziyaret

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türk Tabipleri Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı ve beraberindeki heyeti, CHP Genel Merkezi’ndeki makamında kabul etti. Görüşmede CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'na, Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba eşlik etti. Yine görüşmede TTB Başkanı Fincancı, Kılıçdaroğlu'na doktorların taleplerini iletti. HDP'NİN VERDİĞİ DESTEKLE BİLİNİYOR Öte yandan Türk Tabipler Birliği Başkanı olan Şebnem Korur Fincancı, her fırsatta devlet karşıtı açıklamalarıyla ön plana çıkıyor. HDP'nin kendisine verdiği destekle bilinen Fincancı, geçtiğimiz günlerde doktorların talepleri yerine getirilmezse sağlık sistemini kilitleyeceklerini söylemişti. Fincancı, görevi başındaki doktorları provoke etmeye kalkmıştı. ÖCALAN'A ÖZGÜRLÜK PLATFORMUNUN KURUCULARINDAN Cizre'de hendek kazan teröristlere yönelik yapılan operasyonlarda imza toplayan isimlerden biri olan Fincancı, Türk askerini katliam yapmakla suçlamıştı. Ayrıca 1915 olaylarında Türkiye'nin Ermenistan'a soykırım yaptığını savunan Fincancı, İmralı'da tutuklu bulunan PKK elebaşı Abdullah Öcalan için kurulan Öcalan'a Özgürlük Platformu'nun da kurucuları arasında yer almıştı.

1 yıl önce

HDP ve CHP'li vekiller, TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı'yı korsan şekilde Meclis'e soktu

Terör örgütlerine desteğini her fırsatta açıklayan Türk Tabipler Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı HDP'li ve CHP'li vekiller ile birlikte TBMM'ye girdi. Normal şartlarda Meclis'e girmesi yasak olan Fincancı vekil aracına bindirilerek içeriye sokuldu ve açıklama yaptırıldı. CHP'li ve HDP'li vekiller pes dedirten bir olaya imza attı. Meclis'e girişi yasak olan Türk Tabipler Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı'yı Meclis'e sokarak basın toplantısı yaptırdılar. Fincancı zaman zaman terörle mücadeleye yönelik itirazlarıyla gündem olan ayrıca terör örgütü propagandası yapmaktan yargılanan bir isim. TBB Başkanı Fincancı daha önce Meclis'te izin almadan basın toplantısı yapınca, TBMM'ye girişi yasaklanmıştı. Öyle ki Meclis kapılarında giriş yasağı olanların listesi bulunuyor. İşte bu listenin başında olan isimlerden biri de Fincancı. Normal yolla Meclis kampüsüne girmesi mümkün değil. İşte bu yasağı CHP ve HDP'li vekiller deldi. Vekillerin araçları Meclis'e girişte aranmıyor. Bunu bilen birkaç vekil ise Fincancı'yı aracına alarak içeri soktu. Korsan bir şekilde Meclis'e sokulmakla kalmadı. Fincancı'yla birlikte CHP'li ve HDP'li milletvekilleri basın toplantı salonunda kameraların karşısına geçti. Meclis Başkanlığı Şebnem Korur Fincancı'nın hangi vekilin aracıyla girdiği tespit etmeye çalışıyor. Tespiti halinde gerekli işlemlerin yapılacağı belirtildi.

1 yıl önce

PKK’lı TTB’den Türkiye’ye büyük ihanet! Doktorları devlete karşı ayaklanmaya çağırdılar

PKK’ya yakınlığı ile bilinen TTB yönetimi, Türkiye’de sağlık sistemini kilitlemek için elinden geleni yapıyor. Her menfur olayda hükümeti hedef gösteren ve doktorları devlete karşı ayaklanmaya çağıran TTB yönetimi Doktor Ekrem Karakaya’nın öldürülmesinin ardından da harekete geçti. Türk Tabipler Birliği, Dr. Ekrem Karakaya’nın görev başında öldürülmesinin ardından doktoralara yönelik şiddete karşı 7-8 Temmuz’da grevde olacaklarını duyurdu. SAĞLIKTA ŞİDDETİN SORUMLUSU ‘AK PARTİ’ ALGISI  Türkiye’nin dünyaya örnek olan sağlık sistemini tıkamak için uğraş veren TTB yönetimi, sağlık sisteminde yıllardır devam eden ve dünyada olduğu gibi Türkiye’de de önüne geçilemeyen ‘şiddet’ konusunda direkt hükümeti hedef alarak doktorları provoke ediyor. SAĞLIKTA ŞİDDET AVRUPA’DA DAHA YAYGIN Avrupa’da 8 ülkede, sağlık çalışanlarının ortalama yüzde 22.7’si hasta veya hasta yakınlarından şiddet gördüğü bildirildi. Belçika, Almanya, Finlandiya, Fransa, İtalya, Polonya, Slovakya ve Hollanda’da sağlık çalışanlarının ortalama yüzde 22.7’si hasta veya hasta yakınlarından şiddet gördüğü araştırma sonuçlarına yansımış durumda. Yapılan araştırmalarda “Şiddete maruz kalma oranlarında yüzde 39.1 ile Fransa ilk sırada. Almanya’da yapılan bir ankette, sağlık personelinin meslek hayatları boyunca yüzde 70.7’sinin fiziksel, yüzde 89.4’ünün ise sözel şiddete maruz kaldığı ortaya konulmuştur” sonucu ortaya çıkıyor. ALMANYA’DA DÖRT DOKTORDAN BİR TANESİ ŞİDDET MAĞDURU Alman Tabipler Birliği’nin verilerine göre, Almanya’da her dört doktordan biri hastasının saldırısına uğruyor. Doktorlar ya sözlü ya da fiziki saldırının mağduru oluyor. Alman Tabipler Birliği, doktorların hastalarını muayene ederken güvenliklerinin bulunmadığına işaret ederken, mesai sırasında saldırıya uğrayan doktorların yasalar tarafından daha sıkı korunmasını, caydırıcı cezaların verilmesini istedi. Almanya’da hastaların saldırısı sonucu hayatını kaybeden doktorlar da var. 2016’da Berlin’deki Benjamin Franklin Hastanesi’nde tedavi gören 72 yaşındaki bir hasta, 55 yaşındaki doktoru öldürmüştü. Bu yılın ocak ayında ise 67 yaşındaki doktor Berlin’deki muayenehanesinde saldırıya uğramış ve yaşamını yitirmişti. SAĞLIKÇILARIN DEĞİL ÖCALAN’IN HAKKINI SAVUNDULAR Terör örgütü elebaşı Öcalan için özgürlük çağrısı yapan Şebnem Korur Fincancı‘nın başkanı olduğu TTB’nin asıl amacı ise sağlık çalışanlarının hakları değil AK Parti hükümetini indirmek için provokasyonlar yapmak. Avrupa ülkelerinde dahi önüne geçilemeyen ‘sağlıkta şiddet’ olaylarının sebebi olarak Sağlık Bakanlığı’nı gösteren TTB yönetiminin terör örgütü PKK tarafından öldürülen sağlıkçılar için hiçbir açıklama yapmadığı da biliniyor.

1 yıl önce

TTB’nin sokak eylemlerine katılan PKK’lı isimler, İstanbul Güvenlik Şube Müdürü Hanifi Zengin’i hedef gösterdi

PKK’ya yakınlığı ile bilinen Türk Tabipler Birliği tarafından İstanbul’da düzenlenmek istenen yasa dışı gösteriye müdahale eden Türk polisi, yine PKK’lı isimlerin hedef tahtasında yer aldı. LGBT GÖSTERİSİNDE TACİZCİ İFTİRASI ATMIŞLARDI İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’nde Güvenlik Şube Müdürü olarak görev yapan Emniyet Müdürü Hanifi Zengin, geçtiğimiz haftalarda İstanbul Beyoğlu’nda LGBT’lilere yönelik müdahalede Çevik Kuvvet Polisleri’yle birlikte bir gruba gözaltı yapmak için müdahale etti. Grup içerisindeki kişileri tutmaya çalışan ve o esnada kaçmaya çalışan bir kadını tutan Emniyet Müdürü Hanifi Zengin ile ilgili sosyal medyadan iftirayla bir “Linç Kampanyası” başlatıldı. Siber Zorbalar, linç kampanyasında Hanifi Zengin’in yaptığı müdahaleye “Taciz” iftirası attı. Görüntülerde herhangi bir taciz olayına rastlanmamasına rağmen “Tacizci Polis” başlığıyla adeta linç edilen Emniyet Müdürü Hanifi Zengin’in fotoğrafları da kullanıldı ve Emniyet Müdürü Zengin hedef gösterildi. PKK’NIN KADIKÖY YÜRÜYÜŞÜNE DE MÜSAADE ETMEMİŞTİ PKK terör örgütü yandaşları tarafından geçtiğimiz ay Kadıköy’de toplanan bir grup bebek katili Öcalan’ı destekleyen sloganlarla yürüyüşe geçmiş, gruba polisin müdahale etmesiyle birlikte terör yandaşları polise saldırmıştı. PKK’LILAR BUGÜN DE HEDEF GÖSTERDİ PKK yandaşlarına göz açtırmayan İstanbul Güvenlik Şube Müdürü Hanifi Zengin bugün de hedef gösterildi. TTB yürüyüşüne katılan terör örgütü yandaşları, Zengin’i sosyal medyada linç etmeye çalıştı. TÜRK MİLETİ SOSYAL MEDYADA DESTEK ÇIKTI PKK yandaşları tarafından hedef gösterilen Hanifi Zengin’e sahip çıkan sosyal medya kullanıcıları Türk polisine destek veren paylaşımlar yaptılar.

1 yıl önce

Greve katılmayı reddeden doktor TTB'lilerce hedef gösteriliyor

Konya Şehir Hastanesi'nde görevli Kardiyoloji Uzmanı Dr. Ekrem Karakaya geçtiğimiz gün görevi başında öldürüldü. Ekrem Karakaya'nın katledilmesinin ardından cinayet üzerinden hükümeti hedef alan Türkiye Tabipler Birliği, kaos ortamı yaratmak için sahneye çıktı. Meslek örgütü gibi davranmak yerine terör örgütlerinin sözcülüğüne soyunan Türk Tabipleri Birliği, Konya'da Doktor Ekrem Karakaya'nın silahlı saldırıya uğrayarak hayatını kaybetmesini protesto için toplandığı İstanbul Çapa Tıp Fakültesi önünde, polislere saldırdı. TTB'LİLERDEN SOSYAL MEDYADA PROVOKASYON TTB'nin provokasyonları bununla da sınırlı kalmadı. Doktorların sokağa çıkmasıyla birlikte Türkiye genelinde pek çok vatandaş sağlık hizmeti alamadığı için mağdur olurken Isparta Şehir Hastanesi'nde hasta bakan Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Tamer Eryiğit, TTB'liler tarafından Twitter'da hedef gösterildi. 'Tıbbiyeli Sözlük' isimli bir hesaptan yapılan paylaşımda "Dr Tamer Isparta şehir hastanesi. Tek hasta bakan doktor sizmişsiniz.. Doğru mu ? Diğerleri neden bakmıyor diye düşündünüz mü?" ifadeleriyle Doktor Tamer Eryiğit açık açık hedef alındı. Söz konusu paylaşımın altında Eryiğit'in fotoğrafının bulunduğu bir görsel paylaşıldı. Sözde sağlık çalışına şiddeti protesto eden TTB'lilerin bir hekimi sosyal medya platformunda açık açık hedef göstermesi Türkiye Tabipler Birliği'nin misyonunu bir kez daha ortaya koydu.

1 yıl önce

TTB, doktorların en büyük problemi haline geldi! "HDP'nin yan kuruluşu gibi çalışmasın"

Konya’da Türkiye’yi yasa boğan kardiyoloji uzmanı Ekrem Karakaya’nın silahla öldürülmesi hekimlere isyan bayrağı açtırdı, Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) bu konuda sessiz kalması sorunları ayyuka çıkardı. Sağlık sistemi ile ilgili çözüm bekleyen konular olduğunu belirten hekimler, önemli sorunlardan birisinin de TTB olduğunu ifade ediyor. Ömer Çağlar Yılmaz "TTB'Yİ TERÖR YUVALARINDA KURDUKLARI KARARGAHLARDA GÖRMEK İSTEMİYORUZ" Hekimlerin sorunlarını dört başlıkta sıralayan Türkiye Sağlık Çalışanları Vakfı Başkanı Kardiyolog Doç.Dr. Ömer Çağlar Yılmaz, ilk 3 maddeyi “Şiddet, malpraktis, özlük hakları” olarak sıraladı. Dördüncü sorunun ise “TTB” olduğunu vurgulayan Doç.Dr. Yılmaz, şu ifadeleri kullandı: “Hekimler bir hastaya dokunurken güvenlik, kişiliğine ve mesleki sınırlarına baskı, mesleğin cilvesi nedeniyle oluşabilecek olumsuzlukların sırtına yükleyeceği fatura ve maddi kaygıların olmadığı iş hayatı istiyor. Bütün bunların yanında haklarını ve meslek etiğini korumak için kurulan çatı organizasyonu Türk Tabipleri Birliği’ni de terör yuvalarında kurdukları karargâhlarda değil kendi yanında görmek istiyor.” "MARJİNAL ÖRGÜTLERİN AT KOŞTURDUĞU BİR MECRAYA DÖNÜŞTÜ" Yılmaz sözlerini şöyle sürdürdü: “TTB merkez konsey yöneticilerinin ideolojik ve saplantılı tutumlarına hekimlerin cevabı nettir: “Gölge etme, başka ihsan istemem!” TTB’nin çalışmaları yok denemez elbette ama bütün yapılanlar ideolojilerinin batağında kaybolmaktadır. Sorun TTB’nin yıllarca organize bir azınlık eliyle yönetilmesi. TTB, marjinal örgütlerin tıpkı İnşaat Mühendisleri Odası gibi at koşturduğu bir mecraya dönüşmüş durumda.” "HEKİMLERİN YARISI BİLE ÜYE DEĞİL" TTB yönetimine karşı koyan çok sayıda tabip odası olduğunu ve odaların toptan yaftalanamayacağını belirten Yılmaz, “TTB’nin mevcut yapısı içinde hekimlerin üye olması yönünde bir talebi yoktur. Örneğin Ankara’da yaklaşık 20 bin hekim var. Hekimlerin yarısı bile tabip odası üyesi değil. Burada hekimlerin, organize azınlıkların karşısına çıkacak bir çoğulcu birliktelik inşa etmesi önemlidir” ifadelerini kullandı. "HDP'NİN YAN KURULUŞU GİBİ ÇALIŞMASIN" Milliyetçi Hekimler Derneği Başkanı KBB Uzmanı Dr. Semih Uşaklıoğlu de siyaset yapan, terör örgütleri kol kola olan değil, hekim haklarını savunan bir TTB istediklerini söyledi. Uşaklıoğlu şunları kaydetti: “Kendilerine söyledik, ‘Hekimlerin haklarını savunan bir Tabipler Birliği olursanız yanınızdayız’ dedik. Terörist başına özgürlük diyen, PKK’yı meşru gören açıklamaları hiçbir Türk vatandaşının, hiçbir Türk hekiminin kabul etmesi mümkün değil. Türk Tabipleri Birliği Güneydoğu’da şehit düşen doktorlar için tek kelime de etmiyor. TTB’nin HDP’nin yan kuruluşu gibi değil, tüm siyasi partilerden uzak hekimleri haklarını savunan bir meslek örgütü olarak çalışmasını istiyoruz”  Cumali Aktolun "TÜRKİYE'NİN BİRLİK VE BÜTÜNLÜĞÜ İÇİN TEHDİT HALİNE GELMİŞTİR" Nükleer tıp uzmanı Prof. Dr. Cumali Aktolun, Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) yapısı ve eylem söylemleriyle sağlıkta şiddetten daha önemli bir soruna dönüştüğünü ifade etti. TTB’nin ideolojik ve oligarşik bir yapısına neşter vurulması gerektiğini vurgulayan Aktolun, “Yurt dışında birçok ülkede görev yaptım. TTB’nin muadili olan kuruluşların hiç birinde böyle bir imtiyaz ve yetki yok. Çözüm birliğin kapatılması değil, statüsünün hekim haklarının savunulduğu bir dernek statüsüne indirilmesidir. Bu sorun acilen çözülmelidir. Çünkü mevcut yönetimlerle TTB, Türkiye’nin birlik ve bütünlüğü için tehdit haline gelmiştir” ifadelerini kullandı. Semih Uşaklıoğlu "TÜRK HEKİMİNİ İTİBARSIZLAŞTIRIYOR" İdeolojik tutumun hekimlerle ilgili ön yargıya yol açtığını da belirten Dr. Semih Uşaklıoğlu, siyasi söylemlerin hekimlerin itibarını zedelediğini anlattı. Hekimlerin TTB’den umutlu olmadığı için kısa zamanda çeşitli hekim sendikaları adı altında örgütlendiğini hatırlatan Uşaklıoğlu, şu an mevcut hekim sendikalarının TTB’den daha fazla üyeye sahip olduğunu kaydetti. Uşaklıoğlu, “Maddi anlamda cidden zor koşullarda çalışan, zor yetişen Türk hekimini itibarsızlaştırmak, Türk devletine, ne Türk milletine, ne Türk halkına, ne de hekimlere fayda getirir” dedi.

1 2 3 4 5