24 Nisan Çarşamba 2024
2 yıl önce

İngiltere Başbakanı Johnson'ın kardeşi: Büyük büyükannemiz Türk bir tüccara köle olarak satılmış

İngiltere Başbakanı Boris Johnson’ın (57) kız kardeşi, gazeteci Rachel Sabiha Johnson (56) İngiliz “Times” gazetesine bir yazı yazdı. Rachel Johnson bu yazısında, atalarının araştırıldığı Kanal 5’in “1000 Yıllık Esaret” adlı programında, Çerkes olan dedesinin babaannesi Hanife Feride’yle ilgili acı bir gerçeği öğrendiğini söyledi. Gazeteci Johnson şunları anlattı: “Hanife Feride, 1800’lü yılların ikinci yarısında Rusların Kafkasya’da Çerkeslere uyguladığı sürgün nedeniyle İstanbul’a göç etmiş. Büyük ninemiz Hanife Feride beyaz köleliğin (cinsel kölelik) kurbanı olmuş ve henüz 13 yaşındayken İstanbul’da babası tarafından zengin bir tüccar olan 43 yaşındaki Ahmed Hamdi’ye satılmış. Bu gerçeği öğrendikten sonra belgesel ekibi benim ağlamamı bekledi. Ama ben bu beyaz kölelik olayından dolayı üzgün değil sadece çok düşünceliydim. Çünkü Hanife Feride’nin babasının takdir ettiği bir tüccarla evlenmesinin, ona Karadeniz kıyısındaki fakir bir köyde kalmasından çok daha iyi bir hayat şansı vermiş olabileceğini düşündüm.” ‘AFGAN BABALAR GİBİ’ Rachel Sabiha Johnson sözlerine şöyle devam etti: “Ayrıca babaannemiz Hanife Feride ‘satılmamış’ olsaydı, muhtemelen yine görücü usulü bir evlilik yapacaktı. 19. Yüzyıl’da Kafkasya’da ekonomik çöküş, yoksulluk ve işgal gibi nedenlerle çocuklarını satan babalar, 2021’de Afganistan’da iktidarı Taliban’ın ele geçirmesinden sonra çocuklarını satan babalara benziyor. Hanife Feride’nin satılmasının ona bir şans getirdiğini düşünüyorum. Bu evlilik dolayısıyla üç kuşak sonrası dünya liderleri arasında  bulunan politikacı, ağabeyim Boris Johnson doğdu.” Öte yandan Çerkes halkı, Rusya tarafından Kafkasya’dan 1862’den itibaren sürgüne zorlandı, sürgün politikası Çarlık Rusyası’nın yıkıldığı  1917’ye kadar devam etti. Yukarıdaki fotoğrafta, Rachel ve Boris Johnson’ın büyük ninelerinden Hanife Feride (sağda oturan), kızı Münevver ve torunu Dürer ile birlikte görülüyor. Münevver, Ali Kemal’in kız kardeşiydi. İKİNCİ ADI SABİHA Büyük nineleri Hanife Feride’yle ilgili olayı anlatan Boris Johnson’ın kız kardeşi Rachel’in ikinci adı Sabiha. Gazeteci Rachel Sabiha Johnson’ın ikinci adının da Türkiye ile bağlantısı var. Boris Johnson’ın babası Stanley Johnson, dedesi Ali Kemal’in “hainlik” damgasına rağmen, Türkiye’nin en önemli diplomatlarından, eski Londra Büyükelçisi olan üvey amcası Zeki Kuneralp ile çok yakın arkadaş olmuştu. Sabiha da Ali Kemal’in ikinci eşinin, bir başka ifadeyle Zeki Kuneralp’in annesinin adıydı. BORİS JOHNSON’IN BABASININ DEDESİ ALİ KEMAL’Dİ Ahmed Hamdi ile Hanife Feride’nin 1867’de İstanbul’da doğan oğlu Ali Kemal, Boris Johnson’ın babası Stanley Johnson’ın (81) dedesi oluyor. Osmanlı döneminde gazeteci-yazar olan Ali Kemal, İkinci Meşrutiyet ve Mütareke döneminde İttihat ve Terakki karşıtı görüşleri nedeniyle yurt dışına kaçtı. Bir dönem yaşadığı İngiltere’de İngiliz Winifred Brun ile evlenen Ali Kemal’in Selma ve Osman Kemal adında iki çocuğu oldu, ancak eşi oğullarının doğumundan kısa bir süre sonra öldü. 1. Meşrutiyet’in ilanından bir gün önce İstanbul’a dönen Ali Kemal, Damat Ferit Paşa hükümetlerinde kısa bir süre Maarif ve Dahiliye Nazırlığı yaptı. Ancak, Kurtuluş Savaşı sırasında Mustafa Kemal Atatürk ve Milli Mücadele’ye muhalif olması nedeniyle pek çok insan tarafından “hain” olarak damgalanan Ali Kemal, 1922’de İstanbul’da bir berber dükkânından İttihat ve Terakki’ye bağlı istihbarat teşkilatı “Teşkilat-ı Mahsusa” mensuplarınca kaçırıldı. Ali Kemal, “vatana ihanet” suçlamasıyla yargılanmak üzere Ankara’ya götürülürken İzmit’te bölge kumandanlık karargâhı önünde toplanan kalabalık tarafından linç edilerek öldürüldü. Ali Kemal’in Londra’da yaşayan oğlu Osman Kemal ve kızı Selma, okulda zorbalığa uğramamak için anneannelerinin kızlık soyadı olan “Johnson” soyadını aldı. Osman Kemal ayrıca ismini değiştirerek “Wilfred Johnson” yaptı. Wilfred Johnson daha sonra İngiliz Irene Williams ile evlendi ve çiftin oğulları Stanley Johnson 1940’da doğdu. Boris Johnson, Ali Kemal’in büyük dedesi olduğunu daha önce açıklamıştı ancak Hanife Feride ile ilgili gerçekler ilk kez ortaya çıktı.

2 yıl önce

MHP’li Yalçın’dan Davutoğlu’na tepki: “Müflis tüccar eski defterleri karıştırır”

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin AK Parti’yi suçlayarak çekileceğini öne sürdü. Davutoğlu, "Bu kış hayat pahalılığı dayanılmaz hale gelince suçlu kim sorusu sorulduğunda Bahçeli, 2002’de olduğu gibi 'Ben yapmadım onlar yaptı' diyerek AK Parti’yi suçlayıp çekilecek ve erken seçimi tetikleyecek!" diye yazdı. MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun iddialarına çok sert yanıt verdi. Yalçın, "Vah Serok Ahmet vah! MHP aleyhinde algı oluşturayım derken deşelediğin geçmişten senin boş kursağını dolduracak tek siyasi hububat çıkmaz." ifadelerini kullandı. Yalçın sosyal medya hesabından şunları yazdı: 1-Öğrendik ki Serok Ahmet nam Ahmet Davutoğlu, aç tavuğun kendini buğday ambarında sanması misali, 57. hükümet döneminde yaşanan hadiseler arasında gıdaklaya gıdaklaya yem arayıp durmakta. 2-57. hükümet döneminde olup bitenleri bugüne tatbik etmeye çalışarak MHP’yi karalamaya yeltenen Ahmet Davutoğlu, son Twitter paylaşımlarından birinde de “Müflis tüccar eski defterleri karıştırır.” diyerek aslında kendini ele vermiş. 3-Neymiş? MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli, Cumhur İttifakından çekilip erken seçime kapı aralayacakmış. Vah Serok Ahmet vah! MHP aleyhinde algı oluşturayım derken deşelediğin geçmişten senin boş kursağını dolduracak tek siyasi hububat çıkmaz. 4-Bir zamanların afili bilim adamı(!) Davutoğlu’nun, Ak Partideki sükût ve azlinden sonra ilmî verilere dayalı gelecek öngörüleriyle gerçekçi tahminleri bırakıp kehanetlerden medet ummaya başlaması ne acı! 5(son)-Öyle görülüyor ki çok başlı zillet ittifakının muhtaç olduğu müneccimbaşılığı misyonunu, geleceği olmayan yaprak partisinin başkanı Davutoğlu üstlenmiş. ABD’deki Cadılar Bayramı’na katılsaydı bari.

1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Vatanı kaostan medet uman kan tüccarlarının insafına bırakamayız

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: Bugün Adana'da bir başka güzel. Bugün Adana bir başka heyecanlı, bir başka coşkulu. Adana'yı da bölgesiyle beraber tüm Akdeniz'in parlayan yıldızı haline getirmek için eserlerle, devasa yatırımlarla donattık. Biz 81 ilimizin gençleriyle birlikte buradan kardeşlik mesajları veriyoruz. Gençlerimizi kısır kavgalarına alet etmeye çalışıyorlar. Sandıktan çıkan netice ne olursa olsun, ilk günkü aşkla şehirlerimize hizmet götürdük. Bizi ayırmaya çalışanlara meydanı terk etmeyeceğiz. Vatanı kaostan medet uman kan tüccarlarının insafına bırakamayız. Buraya siyaset simsarlarına mesaj vermeye geldik. Bizim siyasetimizde tahrik, gençleri sokağa dökmek yoktur. Milleti kutuplaştırmak yoktur. Meydanı sokak terörünü harlamak isteyenlere bırakmayız. Kavga siyasetine kurban edilecek tek evladımız yok. Heyecanımızı artıran, irademizi güçlendiren, millete ve memlekete hizmet sevdamızı perçinleyen bu buluşmada emeği geçenleri tebrik ediyorum.

1 yıl önce

Yıllardır aynı tezgah! Almanya-CHP ittifakı Erbakan için de ‘uyuşturucu tüccarı’ demişti

Türkiye’nin uyuşturucu ile mücadeledeki kararlı ve etkili mücadelesi başta FETÖ ve PKK olmak üzere terör örgütlerinin finansmanına büyük darbe vurdu. Firari FETÖ ve PKK’lı teröristlere ev sahipliği yapan Almanya ise Türkiye’deki uzantısı CHP ile yeni bir algı operasyonunun fitillini ateşledi. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin uyuşturucu ticareti yaptığını iddia eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun çıkışı, akıllara 42 yıl önce Necmettin Erbakan’a atılan iftirayı getirdi. Türkiye’nin uyuşturucu ile mücadeledeki kararlı ve etkili mücadelesi başta FETÖ ve PKK olmak üzere terör örgütlerinin finansmanına büyük darbe vurdu. Firari FETÖ ve PKK’lı teröristlere ev sahipliği yapan Almanya ise Türkiye’deki uzantısı CHP ile yeni bir algı operasyonunun fitillini ateşledi. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin uyuşturucu ticareti yaptığını iddia eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun çıkışı, akıllara 42 yıl önce Necmettin Erbakan’a atılan iftirayı getirdi. CHP ve İYİ Parti ile muhalefetin uzantısı alan basından büyük destek gören algı operasyonu, 41 yıl önce Milli Görüş’ün merhum lideri Necmettin Erbakan’ı hedef alan kumpası hatırlattı. Türkiye’ye ambargo uygulayan ABD’ye İncirlik Üssü’nün kapatılmasına öncülük eden, 23 Temmuz 1980’de Kudüs’ü başkent ilan İsrail’e karşı yurt genelinde büyük gösteriler tertip eden Erbakan, düzmece bir ifadeyle ‘uyuşturucu’ kaçakçılığı ile suçlandı. KUMPAS MERKEZİ ALMANYA Erbakan’a yönelik kumpas Almanya’da tezgahlandı. Figüran olarak bir dönem Milli Selamet Partisi’nden (MSP) milletvekili seçilen ancak bir sonraki dönem ismi Necmettin Erbakan tarafından çizilen Halit Kahraman seçildi. MSP tarafından dışlanan Kahraman, siyasetten kopunca eroin ticaretine başladı. Avrupa’ya uyuşturucu kaçıran Kahraman, 14 Ekim 1978’de Almanya’da alıcı kılığına giren polise eroin satmak isterken yakalandı. BÖYLE SENARYO UYDURDU Bu davadan yargılanıp 7 yıl ceza alan Kahraman, Alman makamlarına verdiği ifadede Erbakan’a özetle şu suçlamaları yöneltti: “1977 seçimlerinde kampanya için malımı mülkümü sattım, mali bakımdan zor durumda kaldım. Bunun üzerine seçimden sonra Ankara’ya giderek Erbakan’ı ziyaret ettim. Bu sırada Fehim Adak da (Parti müfettişi) oradaydı. Erbakan, muhalefette oldukları için mali bakımdan bir şey yapamayacaklarını söyledi. Birkaç kez daha ziyaret ettim. Sonunda Erbakan bana, ‘Sana eroin versek Almanya’da satabilir misin’ dedi. Ben de kabul ettim. Bunun üzerine Erbakan Adak’a “Verin” dedi. Adak’la Çankaya’da, Yıldızevler’le Oran Sitesi arasındaki yolda buluşmayı kararlaştırdık. Buluşma günü Adak bir taksiyle randevu yerine geldi. Bir çanta içinde eroini teslim etti. Uyuşturucuyu Almanya’da arkadaşlarla sarmaya çalışırken yakalandım…” DARBEDEN 16 GÜN ÖNCE İTİBAR SUİKASTİ Alman makamları bir kaçakçının ifadesi ile 22 Haziran 1979’da Türkiye’ye bir yazı göndererek Erbakan hakkında takibat istedi. Ancak o günlerde basından gizlenen bu ifade zaman ayarlı olarak Türk ve Alman basınına olaydan yaklaşık 2 yıl sonra sızdırıldı. 26 ve 27 Ağustos tarihlerinde, İsrail’e karşı MSP tarafından düzenlenmesi planlanan mitingten (6 Eylül 1980 Konya mitingi) 9 gün, 12 Eylül darbesinden de 16 gün önce Necmettin Erbakan’a fiilen itibar suikastı düzenlendi. Alman basını ve Türk basını iddiaya çarşaf çarşaf yer verip suçlamaları gerçekmiş gibi pazarladı. İddiaları kesin bir dille yalanlayan Erbakan, “Kahraman’ın devre dışı bırakıldığı için iftira attığını” aktardı. Konunun araştırılması için savcılara çağrı yapan Erbakan, dokunulmazlığı bulunmasına rağmen ifade vermeye hazır olduğunu bildirdi. ALMAN İSTİHBARATI KONUŞTURMADI Türk makamları iddiaları birinci ağızdan dinlemek için Almanya’ya giderek Halit Kahraman’la görüşmek istedi. Türk güvenlik görevlileri Halit Kahraman’la cezaevinde Almanların olmadığı bir ortamda konuşmak istedi. Ancak hem Halit Kahraman, hem de Alman istihbaratı bu talebi reddetti. Alman polisinin nezaretinde gerçekleşen görüşmede de Kahraman aynı yalanları tekrar etti. ‘İFTİRA ATTIM’ 12 Eylül darbesi gerçekleştikten, Necmettin Erbakan’a siyaset yasağı konduktan sonra Alman istihbaratının oyuncağı olan Kahraman çark etti. Kahraman, Schwerte Sulh Mahkemesi’ne bir ifade vererek Erbakan ve Adak’a iftira ettiğini açıkladı. Halit Kahraman itirafında şunları kaydetti: O tarihte polise ve Duisburg Sulh Mahkemesi’nde verdiğim ifadeler yanlıştı. Erbakan ve Adak adlı davalıları haksız yere eroin imal etmek ve satmakla suçladım. Ondan sonra vicdan azabı çekmeye başladım. Erbakan ve Adak adlı davalılardan intikam almak istemiştim. Çünkü bana çok kötü bir oyun oynamışlardı. 1977 yılı Türkiye’de seçim yılıydı. Ben Diyarbakır’da MSP için adaylığımı koymuştum. Önce seçim listesinde birinci yerdeydim. Sonra Erbakan ve Adak seçim listesinde hile yaptılar ve benim adım üçüncü yere kaydı. Bunun sonucu olarak milletvekilliğini kaybettim. Onun üzerine öyle kızdım ki davalı Erbakan ve davalı Adak’ı eroin imal etmek ve satmakla suçladım…”

1 yıl önce

Kemal Kılıçdaroğlu’nun PKK iltisaklı uyuşturucu tüccarı ile fotoğrafı çıktı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ABD ziyaretinin ardından gündeme taşıdığı uyuşturucu iftirasının arkasından FETÖ'nün üst düzey militanları çıkmıştı. FETÖ firarileri Emre Uslu, Said Sefa, Cevheri Güven, Metin Yıkar gibi örgütün internetten yayın yapan kanallarında "Türkiye'nin uyuşturucu ticaretine aracılık yaptığı" kara propagandasını gündeme taşımak için gayret gösterdikleri saptanmıştı. https://twitter.com/bilgiedinelim/status/1587485307594805250?s=46&t=CoT_ObSE6lNpjUne5oCt_w Kemal Kılıçdaroğlu, kaynağının firari FETÖ üyelerilerinin olduğu ortaya çıkan uyuşturucu ve karapara iftiralarını dillendirip Türkiye Cumhuriyeti’in en stratejik kurum ve kişilerine iftira atmıştı. https://twitter.com/bilgiedinelim/status/1587462418875162624?s=46&t=CoT_ObSE6lNpjUne5oCt_w UYUŞTURUCU TÜCCARI İLE BOY BOY FOTOĞRAFI ÇIKTI Dünyanın dört bir köşesindeki uyuşturucu baronları ile samimi fotoğrafı çıkan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun son olarak uyuşturucu tüccarı Hamza Güner ile fotoğrafları çıktı. Çok sayıda suç kaydı bulunan Hamza Güner, CHP üyesi. CHP’li Hamza Güner’in PKK/KCK terör örgütü ile de irtibatı bulunuyor. https://twitter.com/bilgiedinelim/status/1587502877219717124?s=46&t=CoT_ObSE6lNpjUne5oCt_w UYUŞTURUCU VE ORGAN TİCARETİ YAPANDAN VERGİ ALINSIN Kılıçdaroğlu’nun uyuşturucu ile mücadele konusunda da akla ziyan önerileri bulunuyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu "Vergiyi uyuşturucu ve organ ticareti yapanlar ile kara para aklayanlardan alacaksın” demişti. Kılıçdaroğlu’nun bu sözlerine CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi’den destek gelmişti. https://twitter.com/bilgiedinelim/status/1587337756350599170?s=46&t=CoT_ObSE6lNpjUne5oCt_w

1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kaos tüccarlarına geçit yok!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Şanlıurfa'da açıklama yaptı.  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarından satır başlıkları;  Sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Öncelikle sizlerin şahsında tüm Şanlıurfalı kardeşlerime geçmiş olsun diyorum. Millet olarak tarihimizin en büyük afetlerinden birini yaşadık. 2 deprem 10 ilimizde çok ciddi yıkıma ve can kaybına maalesef yol açtı. 
Şu ana kadarki tespitlere göre 21 bin 848 vatandaşımızın hayatını kaybettiği depremlerde 80 bin 104 vatandaşımız da yaralı olarak kurtuldu. Hayatını kaybeden her bir kardeşime Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Bu büyük deprem 13,5 milyon vatandaşımızın yaşadığı 500 kilometrelik alanda yıkım etkisi yapmıştır. Dünyada eşine az rastlanır bir felakettir. Deprem uzmanlarını da dehşete düşüren bu felaketin izlerini illerimizde görmek mümkün. 1939 Erzincan ve 1999 Marmara Depremlerinden bile kat ve kat fazla olduğu ortadadır.