25 Nisan Perşembe 2024
2 yıl önce

İBB hayvan barınağında vahşet: Bazıları poşetlere konularak yakıldı bazıları da toplu mezarda çürümeye terk edildi

İBB’ye bağlı Tepeören Sahipsiz Hayvan Geçici Bakımevi ve Yaşam Alanı yakınlarında yaşayan vatandaşlar duydukları kötü kokudan rahatsız oldu. Kötü kokunun geldiği yeri takip eden vatandaşlar, karşılaştıkları manzara karşısında dehşete düştü. Telef olmuş onlarca kedi ve köpeğin bedeniyle karşılaşan vatandaşlar, gördükleri kötü manzarayı cep telefonu kamerasıyla görüntüledi. İddiaya göre, İBB Tepeören Sahipsiz Hayvan Geçici Bakımevi ve Yaşam Alanı’na Anadolu yakasının çeşitli yerlerinden gelen ve telef olan köpeklerin cesetlerinin bazıları poşetlere konularak yakılırken bazıları da bakımevinin bahçesinde açılan çukurda çürümeye bırakıldı. Çukurda çürümeye başlayan hayvan cesetleri çevreye kötü koku yayarken aynı zamanda çok sayıda sinek ve böceğin üremesine de neden oldu. Kedi ve köpek cesetlerinin toplandığı alanın yakınlarında yaşayan vatandaşlar, kötü kokudan rahatsız oldukları kadar sağlıkları açısından da endişeli olduklarını belirtti. Üstü açık bir şekilde çürümeye bırakılan hayvan cesetleri üzerinde üreyen sinek ve böceklerden yayılabilecek olası hastalıklar çevredeki vatandaşları tedirgin etti. “Köpekleri burada katletmişler, kokudan durulmuyor” Tepeören Sahipsiz Hayvan Geçici Bakımevi ve Yaşam Alanı’nın yakınlarında yaşayan bir vatandaş, köpek cesetlerinin olduğu alanı cep telefonuyla görüntülerken, “Burası İstanbul sınırları içinde bir köpek barınağı. Yüzlerce, onlarca köpek için hendek kazmışlar, köpekleri burada katletmişler. Burada yüzlerde kedi köpek var. Ve çoğu da naylon poşetler içinde yakılmış atılmış. Kokudan durulmuyor evlerimizde. Gece gündüz sürekli koku geliyor” ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

BM yetkilisi: PKK kontrolündeki kampta vahşet var

Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Martin Grifftihs, 24 Ağustos tarihinde Güvenlik Konseyi'ni (BMGK) Suriye'deki insani durum hakkında bilgilendirdi. Yayınlanan bilgilendirme sunumunda Grifftihs, PKK/YPG kontrolündeki el-Hol kampında insanların öldürüldüğünü, güvenlik problemi yaşandığını, cinsel sömürü ve istismara açık olduklarını ve insani yardım çalışanlarının kamp yönetimince tehdit edildiğini dile getirdi. Grifftihs sunumunda kamptaki insanları kastederek "Bu insanları el-Hol'ün umutsuzluğu ve şiddetine terk etmemeliyiz" ifadesini kullandı. KAMPTAKİ 69 KİŞİ ÖLDÜ Sunumda "el-Hol kampındaki güvenlik problemleri halen devam etmekte. Ocak ayından bu yana 69 kişinin öldüğü diğer yandan 12 kişiyi ise öldürme girişiminde bulunulduğu rapor edildi" ifadesine yer verildi. Raporda kamp yönetiminin insanları tehdit ettiğinin de altı çizilerek şu ifadeler kullanıldı: "Kamptaki kadın ve kız çocukların öldürülmesi haziran ve temmuz ayında arttı ve bu da kamptaki korku ikliminin artmasına sebebiyet vermekte. Kamptaki acil ihtiyaçlar ve kampta kalanların savunmasızlığı ve yardıma muhtaç oluşu cinsel sömürü ve istismar riskini arttırmakta. Kamptaki insani yardım çalışanları kampın güvenlik görevlileri ve kamp yönetimi tarafından düzenli olarak tehdit ediliyorlar. Yaklaşık 59 bin insan bu kampta kalmakta ve çoğu da kadın ve çocuklardan oluşuyor. Kamptaki her beş kişiden birinin yaşı 5'in altında." İNSANİ KRİZ İÇİN TÜRKİYE'YE ÇALIŞMA ZİYARETİ Martin Grifftihs raporuna ayrıca Suriye'deki insani krizin karmaşıklığını daha derinden anlayabilmek ve önümüzdeki birkaç ay içindeki sorunları analiz edebilmek için Suriye'nin yanı sıra Türkiye ve Lübnan'a da gideceğini ifade ederek dönüşünde BMGK'i yeniden bilgilendireceğini ifade etti.

2 yıl önce

Geri itilen göçmen vahşetinin baş rolünde bu kez Bulgaristan var! 4 kaçak göçmeni darp ettiler…

Edirne’de minibüsle polis aracına çarpınca yakalanan 4 kaçak göçmen, yasa dışı yollardan geçtikleri Bulgaristan’da darp edildikten sonra para, cep telefonları ve ayakkabıları alınarak Türkiye’ye geri itildiklerini söyledi. Göçmenlerin iddiası akıllara, geçtiğimiz günlerde Yunanistan-Türkiye sınırında donarak ölen kaçak göçmenleri getirdi. AYAKKABI VE PARALARINI ALDILAR Edirne’den yasa dışı yollardan Bulgaristan’a geçen Suriye uyruklu 3, Cezayir uyruklu 1 kaçak göçmen, Bulgar polisine yakalandı. Bulgar polisi, iddiaya göre, darp ettiği göçmenlerin ayakkabı, paraları ve üzerlerindeki cep telefonlarını alarak Edirne’ye geri itti. Bulgaristan’a açılan Hamzabeyli Sınır Kapısı yakınlarına gelen göçmenler, burada henüz ismini bilmedikleri bir kapalı kasa minibüsün Türk sürücüsü ile Edirne kent merkezine götürülmeleri için anlaştı. Göçmenler, 39 MA 0028 plakalı minibüsle Edirne’ye hareket etti. Lalapaşa ilçesi yakınlarında uygulama noktasında jandarma ekipleri durumundan şüphelendikleri minibüse ‘dur’ ihtarında bulundu. İhtara uymayan sürücü kaçarken, jandarma ekipleri de takibe başladı. Bu sırada aracın kaçtığının anons edilmesi üzerine polis ekipleri de takibe başladı. SORUŞTURMA BAŞLATILDI Minibüsün sürücüsü yolda yakalanacağını anlayınca araçtan atlayıp tarlalara doğru kaçtı. Bu kez direksiyona Cezayirli Muhammed Bilgelfe geçti ve kaçışı sürdürdü. Yaşanan takip sırasında minibüs, önünü kesen polis aracına çarparak durdu. Araçta bulunan 3 Suriyeli kaçak göçmen ile Cezayirli Muhammed Bilgelfe ve sonradan minibüse dinlenme istasyonunda otostop yaparak bindiğini söyleyen Türk uyruklu Sinan G., gözaltına alındı. Sinan G. hakkında da göçmen kaçakçılığı ticaretiyle bağlantısı ihtimaliyle soruşturma başlatıldı. Jandarma ve polis ekipleri, kaçak göçmenlere ayaklarının üşümemesi için aldıkları çorapları giydirdi. Göçmenler, kaçak olarak geçtikleri Bulgaristan’da yakalandıklarını ve kendilerini polislerin darbettiğini anlattı. Üzerlerindeki para, cep telefonu ve ayakkabılarını Bulgar polislerin aldığını söyleyen göçmenler, zorla Türkiye’ye geri gönderildiklerini söyledi. Bu arada Türk sürücünün inip kaçmasından sonra minibüsü kullanan Cezayirli göçmen Muhammed Bilgelfe’nin yapılan kontrolünde 1.90 promil alkollü olduğu belirlendi ve göçmen kaçakçılığından poliste kaydı bulunduğu ortaya çıktı. Kaçak göçmenlere aralarında ‘Alkollü araç kullanmak, ‘dur ihtarından kaçmak’ suçlarının da bulunduğu çeşitli suçlardan toplam 14 bin 400 lira para cezası uygulanıp, gözaltına alındı.

2 yıl önce

Adalet Bakanı Bozdağ'dan Bursa'daki terör saldırısı açıklaması: Bu, vahşetin başka bir yüzüdür

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Ankara Hakimevi'nde Adalet Bakanlığı personeliyle bir araya geldiği iftar programında yaptığı konuşmada, adaletin yüksek ve yüce bir değer olduğunu söyledi. Adaletin dünyayı ayakta tuttuğunu, adalet dağıtmanın zor bir görev olduğunu dile getiren Bozdağ, adalete hizmet eden herkesi kutladı. Savcı Mehmet Selim Kiraz'ın DHKP-C'nin saldırısı sonucu şehit olduğunu hatırlatan Bakan Bozdağ, İzmir Adalet Sarayı'na yönelik terör saldırısında da şehit polis memuru Fethi Sekin'in teröristlere karşı canını ortaya koyduğuna işaret etti. Bekir Bozdağ, şehit Sekin'in çok sayıda canın hayatta kalmasına vesile olduğunu bildirdi. Bursa'daki infaz koruma memurlarını taşıyan servis aracına yönelik terör saldırısına da değinen Adalet Bakanı Bozdağ, "Bugün de sabah saatlerinde Bursa'mızda infaz koruma memurlarımızdan Cengiz Yiğit kardeşim terör örgütünün kurduğu alçakça tuzak neticesi maalesef şehit oldu. Şehidimiz Cengiz Yiğit'e Allah'tan rahmet diliyorum. 7 infaz koruma memurumuz yaralandı, hastanede ziyaretlerinde bulunduk, hepsinin sıhhati yerinde. Hayati tehlikeleri yok." bilgisini verdi. Türkiye Cumhuriyeti'nin büyük ve kudretli bir devlet olduğunu vurgulayan Bozdağ, terörle Cumhuriyet öncesinde de mücadele edildiğini aktardı. Bozdağ, Cumhuriyet döneminde de 40 yıldır bölücü terör örgütü ve bu örgütle iş birliği içerisinde olan terör örgütleriyle etkin ve kararlı mücadelenin sürdürüldüğünü belirtti. Bakan Bozdağ, şöyle devam etti: "Bir yandan PKK, öte yandan FETÖ, öte yandan DHKP-C, öte yandan MLKP, öte yandan DEAŞ, hasılı alfabede neredeyse harf kalmıyor terör örgütlerinin ismini sayarken. Biz görüyoruz ki bu terör örgütlerinin her biri yabancı ülkelerin kucağına oturmuş, onlardan finans, silah, eğitimi desteği alıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne, bu devletin çalışanlarına, sivil insanlarına, askerine, polisine, zabıt katibine, hakimine, savcısına, infaz koruma memuruna, bu devlete hizmet eden kim varsa herkese saldırıyorlar. Terör örgütleri şunu bilmeli ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti, terörle mücadelesini etkin ve kararlı bir şekilde bugüne kadar nasıl yaptıysa bu kararlılık ve etkinliği artırarak yapmaya devam edecektir. Teröristlerin, terör örgütlerinin inlerine girmeye ve bu millete yaptıkları hain saldırılarının hesabını sormaya, hem terör örgütlerini kurgulayan hem de onların yularını elinde tutan yabancı güçlerin, ülkelerin, ülkemiz ve bölgemiz üzerindeki oyunlarını, hesaplarını bozmaya devam edecektir. Biz Suriye'de, pek çok yerde oyunlarını bozduk. Türkiye üzerindeki oyunlarını bozmaya devam ediyoruz. Bundan sonraki süreçte FETÖ'nün, PKK'nın DHKP-C'nin, diğer terör örgütlerinin üstesinden gelecek güce milletimiz, devletimiz, güvenlik güçlerimiz sahip. Eninde, sonunda bunların kökünü kazıyacağız. Son terörist etkisiz hale getirilene kadar Türkiye'nin mücadelesi devam edecektir. Terör örgütleri, devlette görev yapan askerlerimizi, polislerimizi, zabıt katiplerimizi, infaz koruma memurlarımızı, savcılarımızı, hakimlerimizi asla yıldıramayacaklardır. Bir terör eylemi yaptık, bir yere saldırdık diye beklentileri Türkiye'de çalışan güvenlik güçlerinin, infaz koruma memurlarının, hakim ve savcılarımızın, devletin diğer kurumlarının geri adım atacağını düşünüyorlarsa büyük yanılgı içerisindedirler. 40 senedir Türkiye'nin tutumu net şekilde ortadadır." Bölücü terör örgütünün, FETÖ'nün ve diğer terör örgütlerinin son günlerde cezaevlerinde işkence ve kötü muamele olduğuna dair iftiralarını, doğruymuş gibi sosyal medyadan, kendi yayın organlarından ve parlamento içine kadar uzanan bazı kişiler vasıtasıyla gündeme taşıdığını belirten Bozdağ, Türkiye'nin ceza infaz sisteminin net, şeffaf ve dünyanın en iyi örneklerinden bir tanesi olduğunu kaydetti. İnfaz sisteminin uluslararası ve ulusal denetime açık olduğunu ifade eden Bozdağ, 2005'te işkence suçlarında zaman aşımının kaldırıldığını, bunun da "Kendimize güveniyoruz, bizim ülkemizde işkenceye, kötü muameleye sıfır tolerans vardır, kim yaparsa yapsın üzerinize gideriz." anlamını taşıdığına dikkati çekti. Cezaevleri yönetimine, cezaevlerinde çalışan infaz koruma memurlarına, infaz sistemine güvendiklerine işaret eden Bozdağ, cezaevleriyle ilgili iddiaları araştırmaya hazır olduklarını ve araştırdıklarını anlattı.

1 yıl önce

Ümit Özdağ’ın kışkırtmaları vahşete dönüşüyor! Giresun Tirebolu’daki ırkçı saldırıda kan döküldü

Akşam saatlerinde Giresun’un Tirebolu ilçesinden gelen bir haber, ırkçı provokasyonun tehlikesini bir kez daha gözler önüne serdi. Geçtiğimiz hafta Rize’de Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ‘ın sosyal medya paylaşımlarından etkilenen bir şahıs, Afgan kökenli çay işçisini silahla vurarak öldürmüştü. Ümit Özdağ’ın ırkçı provokasyonları ve kışkırtmaları, Giresun’da da kan dökülmesine sebep oldu. Tirebolu plaj mevkiindeki bir parkta oturan 3 sığınmacı gence ırkçı hakaret ve küfürlerle saldıran bir grup kan dökülmesine neden oldu. Yaralanan Suriyeli gençlerden bir tanesinin beyin travması geçirdiği ve hastaneye kaldırıldığı öğrenildi. Suriyeli gencin sağlık durumu ciddiyetini koruyor. ÜMİT ÖZDAĞ KIŞKIRTIYOR Siyasi geleceğini yabancı düşmanlığı üzerine kurgulayan ve Türkiye’de bulunan sığınmacıları sürekli hedef gösteren Ümit Özdağ’ın kışkırtmaları kan dökülmesine sebep olmaya devam ediyor. Gün boyu sosyal medya üzerinden kurgu ve yalan içeriklerle sığınmacılara yönelik nefret oluşturmaya çalışan Özdağ’ın yalanlarından etkilenen bazı şahıslar sığınmacılara karşı şiddete başvuruyor. Geçtiğimiz hafta Rize’de Ümit Özdağ’ın sosyal medyada hayranı olan Gökmen Topal isimli şahıs Afgan çay işçilerine silahla ateş açmış, bir Afgan sığınmacıyı öldürmüştü. Geçen gün de Bağcılar’da Suriyeli bir genç evinin önünde ırkçı sloganlar eşliğinde kafasından vurularak öldürülmüştü.

1 yıl önce

Ümit Özdağ’ın provokasyonu vahşete dönüştü! Zafer Partililerden Osmaniye Cevdetiye’de katliam çağrısı

https://twitter.com/bilgiedinelim/status/1543093864852078593?s=21&t=y8NTkWpE4Bxyu01KovRM_g Osmaniye Cevdetiye Geçici Barınma Merkezi‘nde bulunan bir grup sığınmacı tellerden atlayarak kaçtı. Olay sonrası yakalanan sığınmacılara yönelik sosyal medyada bazı linç görüntüleri paylaşıldı. https://twitter.com/multecimedyasi/status/1542993369978257410?s=21&t=y8NTkWpE4Bxyu01KovRM_g VALİLİK’TEN AÇIKLAMA Osmaniye Valiliği, kentteki geçici barınma merkezinden kaçan 35 yabancı uyrukludan 24’ünün yakalandığını, diğerlerini bulmak için çalışmaların devam ettiğini bildirdi. Valilikten yapılan yazılı açıklamada, haziran itibarıyla ülkede yeni geçici koruma başvurularının gerekli tahkikat ve mülakatlarının yapılarak geçici barınma merkezlerine alınması uygulamasının başlatıldığı belirtildi. Açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Cevdetiye Geçici Barınma Merkezi’nde bulunan bir grup yabancı, saat 22.00 sıralarında firar girişiminde bulunmuş, geçici barınma merkezi özel güvenliği ve jandarma tarafından gerekli müdahalede bulunularak durum kontrol altına alınmıştır. Olayın ilk anında 35 yabancı tellerden atlayarak merkezden firar etmiş olup, İl Jandarma Komutanlığı tarafından civarda yapılan çalışmalar sonucu ilk etapta kamptan firar eden 24 şahıs yakalanmış, geri kalan şahısların yakalanmasına yönelik çalışmalara devam edilmektedir. Geçici barınma merkezinde halihazırda herhangi olumsuz bir durum söz konusu değildir.”

1 yıl önce

“Pencereleri açmadıkları için öldüler" demişti! Sivas katliamı sırasında Belediye Başkanı olan Temel Karamollaoğlu, bu yıl Madımak olaylarını 'vahşet' olarak nitelendirdi!

Sivas katliamı sırasında Sivas Belediye Başkanı olan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nun 6'lı ittifakın içinde yer alması sonrası yaşananları nasıl nitelendireceği merak konusu olmuştu.  6'LI İTTİFAKTA MADIMAK GERİLİMİ İttifak ortakları arasında bugün gerilim oldukça yüksek. CHP, İyi Parti ve HDP; Madımak'ı 'katliam' olarak nitelendirerek hayatını kaybedenleri anıyor. Karamollaoğlu ise Madımak'ta yaşananları 'katliam' olarak nitelendirmiyordu.  Sosyal medyada, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nun geçtiğimiz yıllarda yaptığı Madımak açıklaması yeniden gündeme geldi. "PENCERELERİ AÇMADIKLARINDAN DOLAYI İNSANLAR ÖLMÜŞ" Saadet Partisi Lideri, şunları söylemişti: "Katliam olarak vasıflandırmadım. Bu üzücü bir hadisedir. Bu, hakikaten çok acı olarak tarif edilir. Ancak; katliam demek kasıtlı olarak ben bu insanları öldürmek için yaptım denirse olur. Onun adı katliam olur. Ama orada bir hadise meydana gelmiş; oteldeki perdeler yakılmış, arabalar yakılmış... Arkasında da ateş bacayı sarmış. İçerideki insanlar da pencereleri açmadıklarından dolayı insanlar ölmüş." BU YIL İSE 'VAHŞET' DEDİ Bu yıl ise 6'lı ittifak gelişmesi sonrası nasıl tanımlayacağı merak ediliyordu. Karamollaoğlu, partisinin Madımak paylaşımını retweet yaptı.  Saadet Partisi'nin paylaşımında "Bugün hepimizin ortak acısı Madımak’ta yaşanan vahşetin 29. yılı! Acımızı unutmamak ve yaralarımızı kardeşlik, birlik ve beraberlikle sarmak temennisiyle hayatını kaybeden 35 vatandaşımızı rahmetle anıyoruz." ifadelerine yer verildi.  İşte Karamollaoğlu'nun retweet yaptığı o paylaşım: https://twitter.com/saadetpartisi/status/1543130525233283074?s=21&t=_lb3bQuiIl4XBzc35OeGBw

10 ay önce

700 kişilik tekneyi iterek batırdılar: Avrupa'da Yunan vahşetine Yunanlılar bile isyan ediyor

Mora açıklarında 700 kişilik sığınmacı teknesinin Yunan Sahil Güvenlik polisince İtalya'ya doğru itildiği sırada batması dünyada infial uyandırdı. Eşine az rastlanır vahşet Yunan halkını bile çileden çıkardı.

1 2