19 Nisan Cuma 2024
2 yıl önce

Ermeni Vakıflar Birliği Başkanı Bedros Şirinoğlu, 1915 olaylarına ilişkin konuştu: ABD ve AB iyi niyetli yaklaşımdan uzak

Ermeni Vakıflar Birliği ve Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi Vakfı Başkanı Bedros Şirinoğlu, 1915 olaylarının yıl dönümü vesilesiyle ABD'de Beyaz Saray'dan Ermeni halkının acılarını paylaşma maksadıyla mutat açıklamanın beklendiğini dile getirdi. "Türkiye'de yaşayan Ermeni vatandaşlar olarak Türk, Ermeni ve uluslararası kamuoyuna seslenmek istiyoruz." diyen Şirinoğlu, şöyle devam etti: "Bir Türk vatandaşı olarak iki halk arasında sevgi, saygı, dostluğu büyütmeliyiz" "100 yıldan uzun bir zaman önce iki halk arasında yaşanan bazı acı ve üzüntü verici hadiselerin siyasi mercilerce ele alınarak kullanılmasını tasvip etmiyoruz. Acılarımızın gündelik siyaset tarafından araçsallaştırılmasına karşıyız. Tarihte yaşanan elim hadiseler, Ermenistan ve Türk devlet yetkilileri tarafından, yine tarafsız tarihçiler tarafından ele alınabilir. Ama meseleye siyasi saiklerle müdahil olanlar, ABD, AB ve diğer bazı ülkeleri iyi niyetli yaklaşımdan uzak görüyorum. Ermeni halkıyla empati yapmanın ön koşulu, Türk halkının onuruyla oynamak ya da Türkiye'ye yönelik hasmane tutumlar içerisine girmek olmamalıdır. Bir Türk vatandaşı olarak iki halk arasında sevgi, saygı, dostluğu büyütmeliyiz, kin ve nefrete alan açmamalıyız. Dış dünyadan yapılan siyasi müdahaleler bu arzu ve temennilere engel olmaktan başka bir işe yaramamaktadır." "Devletimize güveniyoruz" Bedros Şirinoğlu, Türkiye ve Ermenistan'ın karşılıklı anlayışla bu işi çözmesinin herkesin menfaatine olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi: "Biliyoruz ki Ermenistan'da bugün çok ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Ermenistan'ı Türkiye'ye karşı kışkırtanlar 100 yıl önce de aynı şeyi yapıyorlardı. Neticede 'Kim kaybetti, kim kazandı?' diye bakıldığında bu olaylarda hem Osmanlı Devleti hem Ermeni hem de Türk vatandaşları kaybetti. Biz, Türkiye Cumhuriyeti'nin ferdiyiz. Devletimize güveniyoruz ve yabancı devlet adamlarının siyasi malzeme yaptığı, bizim için çok önemli olan 1915 olaylarının bağımsız komisyonlarda, tarihçiler tarafından ele alınmasını istiyoruz. Hadisenin tarafı olmayanların yapacağı her müdahale yaramızı deşmekten, onu kanatmaktan başka bir işe yaramamaktadır. Mesele yalnızca Türk ve Ermeni halklarının uhdesindedir."

2 yıl önce

Mansur Yavaş ve PKK sempatizanı Leyla Mustafa'ya aynı vakıftan ödül

Belediye Başkanları Vakfı (City Mayors Foundation) Dünya Belediye Başkanı Projesi kapsamında 2004 yılından bu yana belediye başkanlarına çeşitli ödüller veriyor. Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş da "2021 Dünya Belediye Başkanı Başkent Ödülü"nü kazandığı açıkladı. Yavaş, resmi Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "2021 Dünya Belediye Başkanı Başkent Ödülü'nü kazanmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Size hizmet etme fırsatını bana sunduğunuz için teşekkür ediyorum. Bu başarı Mansur Yavaş'a ait değil, 6 milyon Ankaralının. İnşallah sizlerin adına bu ödülü alacağım" dedi. PKK SEMPATİZANINA DA ÖDÜL VERDİLER Belediye Başkanları Vakfı tarafından düzenlenen bu ödül için Yavaş, Asya kategorisinde yer alırken, PKK'nın Suriye uzantısı olan YPG'ye bağlı Rakka'nın sözde Eş Belediye Başkanı Leila Mustapha'nın da aynı kategoride yer aldığı ve vakfın 2021 Dünya Belediye Başkanı Jüri Ödülü'nü Leila Mustapha'ya verdiği ortaya çıktı. Ayrıca bu ödülün sadece Yavaş'a değil, çeşitli kategorilerde toplamda dokuz belediye başkanına verildiği öğrenildi.

2 yıl önce

10 güne kadar, dar gelirliden ticari işletmeye Cem Evi’lerinden vakıf ve derneklere kadar yüksek elektrik faturalarına çözüm geliyor

Selvi, bugünkü köşe yazısında Enerji Bakanlığı’nın elektrik konusunda yaptığı çalışmanın 10 güne kadar açıklanacağını söyledi. Selvi yazısında şu ayrıntılara yer verdi: Enerji Bakanlığı tarafından ticari işletmeler ile cemevleri başta olmak üzere dernek ve vakıfların elektrik yükünü hafifletmek üzere yapılan çalışmalarda sona yaklaşıldı. Enerji Bakanlığı uzmanları tarafından hazırlanan taslak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın onayından sonra yürürlüğe girecek. Yüksek gelen elektrik faturaları, vatandaşların ve ticari işletmelerin en önemli sorunu haline geldi. Ayrıca cemevleri, vakıflar, dernekler gibi ticari olmayan kuruluşlar da ticari kuruluş statüsünden faturalandırılınca ortaya altından kalkılması güç olan yüksek faturalar çıktı. Halkımızın en önemli gündem maddesi yüksek gelen elektrik ve doğalgaz faturaları. Haliyle ülkeyi yöneten iktidarın da en önemli sorununun bu olması gerekiyor. Daha önce yüksek gelen elektrik faturalarında dar gelirli vatandaşlarımızın yükünü hafifletmek için indirim sınırı 150 kilovattan 210 kilovata yükseltilmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan bu düzenleme şubat ayı faturalarına yansıyacak. TİCARİ İŞLETMELERLE İLGİLİ ÇALIŞMA Peki ticari işletmelerle ilgili bir çalışma yok mu? En önemli gideri elektrik olduğuna göre, ticari işletmeler açısından elektrik giderleri çok büyük önem arz ediyor. Bu sorunun yanıtını aradım. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla Enerji Bakanlığı tarafından bu yönde bir çalışma yapıldığı bilgisine ulaştım. Çalışmanın iki ayağı var. 1- Ticari işletmelerle ilgili 2- Cemevleri, dernekler ve vakıflarla ilgili Bu hazırlıklar kısa sürede açıklanacak ve yürürlüğe girecek. Enerji Bakanlığı’nın bu yöndeki çalışmasının belli bir seviyeye geldiği söyleniyor. 1 hafta ya da 10 gün içinde açıklanması bekleniyor. ZAYIF TÜKETİCİYE DESTEK Bir de öneri var. O öneri ise belki kabul edilmeyecek belki kabul edilecek ama uygulanması zaman alacak. Ama dünya örnekleri incelenerek hazırlanmış bir öneri. O da elektrik ve doğalgaz faturalarında ödeme güçlüğü geçen, “kırılgan abonelere” yapılması istenen nakdi yardım teklifi. Şimdi bunları ayrı ayrı başlıklar altında aktarmak istiyorum. TİCARİ İŞLETMELERE KADEMELENDİRME

Enerji Bakanlığı tarafından ticari işletmelerin elektrik yükünü azaltmak için bir çalışma yürütülüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sunulmadığı için çalışma hakkında ayrıntılı bilgi verilmiyor. Çünkü son şekli Erdoğan’la birlikte verilecek. Ancak ticari işletmelerin elektrik faturalarından kaynaklanan yükünün dengelenmesi amaçlanıyor. Bunun için iki seçenek üzerinde duruluyor. 1- Ticari işletmelerin küçüklüğüne, büyüklüğüne bakılmadan, toptan ticari tarife üzerinden faturalandırılmasına son verilmesi seçeneği. Ticari yerlerin elektrik faturalarında aynen meskenlerde olduğu gibi kademelendirilmeye gidilmesi düşünülüyor. Bu nasıl olacak? Ticari işletmelerin cirosu ya da işletme büyüklüğü gibi kriterler esas alınarak farklı kademelerden fiyatlandırmaya gidilmesi. Yani bir bakkal, berber dükkânı ya da lokanta ile fabrikanın aynı şekilde ticari gösterge üzerinden fiyatlandırılmaması. Küçük işletmelere daha düşük tarife uygulaması NAKDİ DESTEK SEÇENEĞİ 2- Kriz dönemlerinde ticari işletmelerin elektrik faturalarına doğrudan nakdi destek sağlanması. Pandemi sürecinde esnafa sağlanan nakdi yardımlarda olduğu gibi bir sistem üzerinde duruluyor. Tabii ya kademelendirme ya da nakdi destek modeli kabul edilecek. İkisinin birden uygulanması düşünülmüyor. ÜRETİM AMAÇLI KULLANANLAR Tabii burada üretimi esas alan fabrikaların da desteklenmesi gerekiyor. Netice itibarıyla onlar elektriği sadece aydınlatma ya da ısınma amaçlı kullanmıyorlar. Doğrudan üretim esaslı olarak tüketiyorlar. CEMEVLERİNİN ELEKTRİK FATURALARI Cemevlerinin elektrik faturaları konusunda bir çalışma yürütülüyor. Belki bir iki ekleme olabilir ama bu çalışmada sona gelindi. Öncelikli olarak cemevlerinin elektrik aboneliği ticarethane tarifesinden çıkarılacak. Baştan yanlış, cemevi ticarethane olur mu? Öncelikle ticarethane tarifesi kaldırılacak. Bu konularda yasal düzenleme yapıldığı takdirde işin uzamasından endişe ediliyor. Çünkü zaten yüksek faturalar geldi. O nedenle idari bir düzenleme yapılarak cemevleri, dernekler ve vakıflar en düşük tarifeye alınacak. Bunlar, “kâr amacı gütmeden kamu hizmeti yapan yerler” olarak tanımlanacaklar. Neden tam olarak çerçevesi netleştirilmedi diyorum. Bu kapsama siyasi parti temsilciliklerinin ve camilerin de alınması gibi bir düşünce var. Camiler ibadethane statüsünde ancak camilerde iki elektrik sayacı bulunuyor. Biri aydınlatma için. O ibadethane statüsünde ve faturası Diyanet tarafından ödeniyor. Diğeri ise ısınma amaçlı tüketilen elektrik ya da doğalgaz, mesken tarifesinden. Onu da camiler yardım toplamak suretiyle karşılıyorlar. Son söz olarak cemevleri, dernekler ve vakıflar ticari tarifeden çıkarılıp en düşük tarifeden faturalandırılacak. DAR GELİRLİNİN FATURASI

Tabii her şey geliyor dar gelirli vatandaşlarımızın elektrik ve doğalgaz faturalarına. Aile Bakanlığı bu yıl doğalgaz ödemelerini de kömür yardımları gibi destek kapsamına aldı. Bu ödemeler şubat ayında başlayacak. Aile Bakanı Derya Yanık, “Şubatın ikinci yarısında başvuruları alacağız ve mart ayında destekleri vereceğiz. Yıllık 450 lira ile 1150 lira arasında yardım yapacağız” dedi. Bir ısıl haritası çıkarılacak. Yani Aile Bakanı’nın açıkladığı gibi Erzurum’daki ile Ege’deki aynı yardımı almayacak. Benim şimdi size aktaracağım öneri ise biraz daha farklı. Aile Bakanlığı’nın sosyal yardım sağladığı vatandaşlarımızla asgari ücretle geçinmeye çalışanları da içine alan tüketicilerin elektrik ve doğalgaz faturalarına destek için düşünülen bir model. Dünya örnekleri incelenerek yapılmış bir çalışma. Kırılgan ya da zayıf aboneler olarak tanımlanıyorlar. Sayılarının 4.5-5 milyon olduğu tahmin edilen dar gelirli vatandaşlarımızın aydınlatma ve ısınma giderleri için hesaplarına doğrudan nakdi yardım yapılması düşünülüyor. Ama bu nasıl olur orasını bilemiyorum. SON SÖZ Dar gelirli vatandaşlarımızın belini büken ve ticari işletmeleri zorlayan yüksek elektrik faturaları için harekete geçildi. Enerji Bakanlığı tarafından yapılan çalışmalarda sona yaklaşıldı. Alınan kararların Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından 1 hafta-10 gün içinde açıklanması bekleniyor. Amaç, vatandaşı çarpan elektrik faturalarının yükünü hafifletmek.

2 yıl önce

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez duyurdu: Yüksek elektrik faturalarına karşı cemevleri, vakıflar, esnaf ve vatandaşı desteklemek amacıyla çalışma başlatıldı

Yüksek elektrik faturalarına cemevlerinden gelen itiraz sonrası, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, yeni elektrik tarifesi çalışmalarında gelinen son durumu anlattı. Çalışmalar tamamlandığında detayları paylaşacağız dedi. PEKİ ÇALIŞMANIN DETAYINDA NE VAR? Yüksek elektrik faturalarına karşı cemevleri, vakıflar, ticarethaneler ve vatandaşa yönelik destek paketi hazırlanıyor. Çalışmaya göre; cemevlerinin elektrik aboneliği ticarethane tarifesinden çıkarılacak. Gerekli düzenleme ile cemevleri, dernekler ve vakıflar en düşük tarifeye alınacak. Ticari işletmelerin elektrik faturalarında, tıpkı meskenlerde olduğu gibi kademelendirilmeye gidilecek. Ticari işletmelerin cirosu ya da işletme büyüklüğü gibi kriterler esas alınarak farklı kademelerden fiyatlandırmaya gidilecek. Yapılacak çalışma ile bir bakkal, berber dükkanı ya da lokanta ile fabrikanın aynı şekilde ticari gösterge üzerinden fiyatlandırılmasının önüne geçilecek. Küçük işletmelere dha düşük tarife uygulanacak. Yeni elektrik tarifesi ile ilgili çalışma kabinenin gündemine gelecek. Son kararın Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığındaki Kabine toplantısında alınması bekleniyor.

2 yıl önce

Zafer Partisi'nin Suriyeli çocuklara ABD'li vakıflar tarafından özel okul eğitimi verildiği iddiasına Gaziantep Valisi Davut Gül’nden cevap…

Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın çizgisiyle, siyasetini tamamiyle göçmen düşmanlığı üzerine kuran Zafer Partisi, Suriyeli, Afgan ve Pakistanlı göçmenlere yönelik nefret suçu işlemeye devam ediyor. Her gün sosyal medyada bir yeni yalan üretip bunu yaymak için özel bir ekip kullanan Zafer Partisi’nin son iddiası da resmi makamlarca yalanlandı. Sosyal medya üstünde bot hesaplar aracılığıyla, Gaziantep’te Suriyeli göçmen öğrencilerin, ABD tarafından özel okullarda okutulduğu yalanının yayılması üzerine, Gaziantep Valiliği’nden ve Vali Davut Gül’den açıklama geldi. Zafer Partlilerin yaydığı iddiada, Gaziantep’te Suriyeli anne ve babasız on bin çocuğun ABD’li vakıflarca özel okullarda okutulduğu sözlerine yer verilmişti. https://twitter.com/tcfazilet/status/1492510397777293313?s=21 VALİ’DEN RESMİ RAKAMLARLA AÇIKLAMA Vali Gül, iddiaları net bir dille ve resmi rakamlarla yalanladı. Gaziantep’te şu an özel okul öğrencisi sayısının 25 065 olduğunu ve bunların sadece 467’sinin Suriyeli öğrenci olup ücretlerini tamamen ailelerin kendi imkanlarıyla karşıladığını beyan etti. https://twitter.com/gul_davut/status/1492837845651890180?s=21

2 yıl önce

Bakan Yanık: Ramazan ayı öncesinde ihtiyaç sahipleri için Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarına yaklaşık 224 milyon TL ek kaynak aktardık

Bakan Yanık, yardımlaşmanın, birlik ve beraberliğin arttığı Ramazan ayında ihtiyaç sahibi hanelerin yanında olacaklarını bildirdi. Yanık, aktarılan kaynağın etkin ve hızlı şekilde sahiplerine ulaştırılacağının altını çizdi. Ülke genelindeki tüm SYDV'ler aracılığıyla ihtiyaç sahibi olduğu tespit edilen hanelerin gıda ihtiyaçlarının karşılanması için Ramazan ayında ayni ve nakdi olarak destek verdiklerini belirten Bakan Yanık, şunları kaydetti: "Dini bayramlarımız öncesinde ihtiyaç sahibi hanelerin temel gıda gereksinimlerini karşılayabilmeleri için yardımda bulunuyoruz. Bu doğrultuda SYDV'lere yaklaşık 224 milyon TL ek kaynak aktardık." İhtiyaç sahibi hanelere sunulan sosyal yardımların nesnel, şeffaf ve hesap verilebilir biçimde gerçekleştiğinin altını çizen Bakan Yanık, "Sosyal yardımlarımızdan kimlerin yararlanacağı, hangi şartlar gerekli tüm bunlar kanunen belirli. Yardımlarımızı sunarken hiçbir ayrım gözetmiyoruz. Sosyal güvenceli birinin bulunmadığı haneler ile sosyal güvenceli olmakla birlikte hane içindeki kişi başına düşen gelir, asgari ücret net tutarının 1/3'ünden az olan haneler sosyal yardımlarımızdan faydalanabiliyor" ifadelerini kullandı.

1 yıl önce

CIA sevdalısı Ümit Özdağ’ı fonlayan ABD vakıfları, Pençe-Kılıç Operasyonu’nu kınadı

Türkiye’nin terörle mücadelesi, sınır ötesinde de kararlılıkla devam ederken, rahatsızlık duyanlardan da tepkiler gecikmedi. ABD ve İsrail vakıfları tarafından fonlanan Ümit Özdağ’ın yakın mesaide bulunduğu isimler ve kuruluşlar da Türk Silahlı Kuvvetleri’nin PKK-YPG hedeflerine yönelik başlattığı Pençe Kılıç Operasyonu’nu kınadı. ÜMİT ÖZDAĞ’IN ORTAK ÇALIŞTIĞI WASHİNGTON KÜRT ENSTİTÜSÜ’NDEN KINAMA “Türkçülük” yaptığını iddia ederek popülist söylemleriyle milliyetçi Türk gençliğinin beynini yıkayan ve Türkiye’de sokak olayları çıkarmak suretiyle Suriye’nin kuzeyinde kurulması planlanan terör devletine zemin hazırlamak isteyen Ümit Özdağ‘ın  1997 yılında ABD’de terör örgütü PKK yöneticileri ile görüştüğü ortaya çıkmıştı. CIA tarafından PKK devletini kuracak organizasyon olarak kurulan Washington Kürt Enstitüsü isimli kuruluşun PKK Kongresine katılan Ümit Özdağ burada PKK’nın üst düzey sözde yöneticileri ile buluşmuştu. https://twitter.com/serapozdemir35/status/1564464723990642688?s=46&t=Dr9agka3_x6POB4DP9KtyQ ÜMİT ÖZDAĞ’IN FONCULARI TSK’YA KİN KUSTU ABD ve İsrail çıkarlarına hizmet eden vakıflarla içli dışlı olan Özdağ’ın toplantılarına katıldığı Washington Kürt Enstitüsü, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin PKK-YPG terörüne karşı düzenlediği sınır ötesi operasyona böyle tepki gösterdi. ZEYTİN DALI OPERASYONUNU SABOTE ETMEYE ÇALIŞMIŞTI Türkiye ne zaman PKK’ya karşı sınır ötesi operasyona kalkışsa sokakları karıştırmak için harekete geçen Özdağ, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Operasyonu’nda da bugün olduğu gibi karışıklık çıkarmak için çok uğraşmıştı. Fırat Kalkanı Harekâtı’nda “Türk askerleri Suriye sınırları içinde aç, susuz haldeler, giymeye giyecek, yemeye yiyecek, banyo yapmaya yer bulamıyorlar” diyerek, Türk ordusunu adeta düşmanları karşısında aciz göstermeye çalışmıştı. TSK o günlerde “Bir kısım çok da iyi niyet taşımayan ferdi girişimleri dikkate alarak yapılan haberler, bizden önce halkımızı üzmektedir. Devlet bütün gücünü o bölgeye cömertçe seferber etmektedir” açıklaması yaparak adeta Ümit Özdağ’ı fırçalamıştı. Sonra, Zeytin Dalı Operasyonu’nda ortaya çıkmış ve “Afrin’i almak için ne verdiniz sorusunun sorulması gerekiyor” kara propagandasını yapmıştı. 4600 YPG’li teröristin öldürüldüğü ve Afrin’e huzur getiren operasyonda kime, ne verilmiş oldu? 4600 YPG’li terörist öldürülerek sadece CHP’ye üzüntü verilmiştir. CHP, HDP ve partisi İP, bu operasyona karşıydı ve aklınca onların düşüncelerini böyle propagandalarla güçlendirmeye çalışıyordu. Çok böyükkkkk Türk milliyetçisi olduğu söylenen Ümit Özdağ, Türk ordusunun operasyonunu sulandırıyordu ama terör örgütü YPG ve PYD’ye de aşk derecesinde sahip çıkan CHP’ye çıtını çıkaramıyordu. https://twitter.com/izzetceren/status/1523919186384330753?s=46&t=p74LDOJKciUvU9glr5lpjw Özdağ, İdlib meselesini sulandırmak için de ekranlardaydı. Bu durumu fark eden MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın sosyal medyadan bu haline suçüstü yapmış ve “İdlib’de Türk askeri büyük bir beka mücadelesi ve şehitler verirken televizyon ekranlarına çıkıp provokasyon yapan, toplumu kaos ve infiale sevk etmeye, Türkiye düşmanlarının lehine algı operasyonu düzenlemeye yeltenen Ümit Özdağ’ın gerçek yüzünü gösterme zamanı geldi” paylaşımını yapmış ve Ümit Özdağ’ın ilişkilerine yönelik oldukça çarpıcı şeyler söylemişti.

1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Yunanistan'a tepki: Kardeşlerimizin vakıfları ve malları gasp ediliyor buna sessiz kalamayız

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarından satır başlıkları; Somali'de, Afganistan'da, Arakan'daki çocuklar kadar Ukrayna'daki çocuklar da bizim evladımızdır. Dünyanın neresinde bir zulüm varsa çatışma varsa açlıktan ve susuzluktan ölen masum varsa vebali hepimizin üzerinedir. Bazen fikir ayrılığına düşebiliyoruz, bunları çözüme kavuşturursak Doğrudan insanı, insanlığın huzur ve güvenliğini ilgilendiren her mesele bizim de meselemizdir. Zorlu salgın döneminde sosyal yardımlaşmanın ne kadar önemli olduğunu tecrübe ettik. Bizden talepte bulunan 160 ülkeye tıbbi yardım malzemesi gönderdik. Türkiye insani değerlerin sınandığı bu zor günlerde elindeki imkanları ihtiyaç sahipleri ile paylaşmıştır. Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın sona erdirilmesi için ilk günden itibaren yoğun bir çalışma yürüttük. Karadeniz üzerinden tahıl koridoru ve esir takası anlaşması ile diplomatik çözümün mümkün olduğunu gösterdik. Salgınla başlayan, enerji emtia fiyatlarındaki artışla devam eden kriz yeni bir boyut kazanarak devam ediyor. Tedarik zincirlerindeki kırılmalara hala kalıcı çözüm bulunamadı. Hayat pahalılığından hepimiz etkileniyoruz. Dünyada faizleri yükselterek enflasyonu kontrol altına alma çabaları şimdiye kadar sonuç vermedi. İslâm ümmetinin ayrılmaz bir parçası olan Kıbrıs Türklerinin maruz kaldığı ayrımcılıklara karşı destek vereceğinize inanıyorum. Yunanistan'daki kardeşlerimizin vakıfları ve malları gasp ediliyor. Ana dillerini öğrenmelerine izin verilmiyor. Buna sessiz kalamayız. Terör örgütlerinin kalleş saldırılarına vatandaşlarımıza kurban verdik. Ölen her bir masumun kanı, terör örgütlerini meşrulaştırmaya çalışanların eline bulaştırmıştır.

1 2