20 Nisan Cumartesi 2024
1 yıl önce

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'dan 'sınır güvenliği' açıklaması: Yalan haberlerle ve sahte videolarla algı oluşturulmaya çalışılıyor

Akar, beraberinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal ile Akdeniz Bölge Komutanlığı'na geldi. Sınır güvenliği konusunda alınan tedbirlere de değinen Akar, "Mehmetçik, 'hudut namustur' anlayışla gece gündüz demeden mücadelesini büyük bir fedakarlık ve kahramanlıkla sürdürüyor" diye konuştu. "Yalan haberler, sahte videolarla algı oluşturulmaya çalışılıyor" Sınırların güvenliğini milli bir mesele olarak nitelendiren Akar, şunları kaydetti: "Yapılan tüm açıklamalara, bilgilendirmelere rağmen maalesef bazıları gerçekleri anlamamakta, dinlememekte, görmemekte, duymamakta ısrar ediyorlar. Hudutların korunması milli bir meseledir. Bunun herkes tarafından anlaşılması lazım. Mehmetçik hudutlarda kendisine sağlanan imkanları en etkin şekilde kullanıyor. 

Yapılması gerekenleri başarılı şekilde yapıyor. Mehmetçik'in tek beklentisi hudutlarda kahramanca ve fedakarca yapılan faaliyetlere, emeğine saygı gösterilmesidir. Tek isteğimiz bu. Yalan haberler, sahte videolar, dezenformasyonla farklı bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Bunlara karşı sağduyu sahipleri dikkatli, müteyakkız olmalı ve bunlara karşı gerçekleri görebilmeli." "Yılbaşından bugüne kadar hudutlarımızda 2 bin 65 kişi yakalandı, 132 bin 473 kişi engellendi" diyen Akar, hudutlarda birlik sayısı, altyapı, araç gereç, donanım bakımından Cumhuriyet tarihinin en yoğun tedbirlerinin alındığını vurguladı. Akar, Mart 2011'den bu yana Suriye'de devam eden iç savaşta 1 milyondan fazla Suriyelinin hayatını kaybettiğini belirterek, 7 milyondan fazla kişinin evlerini, topraklarını terk ettiğini söyledi. "Türkiye'de 3 milyon 700 bin Suriyeli bulunuyor" Bu insanların çevre ülkelere göç etmek zorunda kaldığını ifade eden Akar, şu açıklamalarda bulundu: "Bunlardan bir kısmı da hem rejimin hem de terör örgütlerinin zulmünden kaçmak, canlarını kurtarmak için Türkiye'ye geldi. Güvenliklerinden emin olduklarında bunlar dönecekler. Zaten dönmeye de başladılar. Suriye'nin, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından terörden, teröristten arındırılmış bölgesinde yaklaşık 5 milyon Suriyeli bulunmakta. Türkiye'de daha önce 4 milyon civarında Suriyeli vardı. Son zamanlardaki dönüşlerle birlikte 3 milyon 700 bin civarında Suriyeli, Türkiye'de bulunmaktadır. 

Sığınmacıların Birleşmiş Milletler kriterlerine uygun, güvenli, gönüllü ve saygın bir şekilde dönüşleri için gerekli şartların oluşmasına yönelik her türlü çaba da ülkemiz tarafından gösterilmektedir. Bu, insani bir durumdur. Bunun siyasi tartışma konusu yapılmaması lazım. Türkiye tarih boyunca daima mazlumun, mağdurun yanında, onlarla birlikte olmuştur. Şu anda da Türkiye kendine yakışanı yapmaktadır. Milli ve manevi değerlerimiz çerçevesinde bu insanlara karşı insani, vicdani ve hukuki görevlerimizi uluslararası kurum ve kuruluşlarla bugüne kadar koordineli olarak yerine getirdik, getirmeye devam ediyoruz."

1 yıl önce

Sedef Kabaş’tan Ümit Özdağ’a yalan terörü

Sosyal medyadaki yalan terörüne her gün bir yenisi daha ekleniyor. Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, sığınmacılar üzerinden yaptığı provokatif paylaşımlarla kaos çıkartacak adımlar atıyor. Özdağ, birçok yanıltıcı görüntü ve veriyi bugüne kadar paylaşırken, bunları da kitlelere empoze etmek için dikkat çeken adımlar attı. Özdağ'ın gerçek olmayan konularda bile kitleleri harekete geçirmek için izlediği strateji daha önce yaptığı bir sunumla ortaya çıktı. Özdağ’ın bu sunumu, “Ortaya basit bir yalan atın ve sürekli tekrarlayın. Sonra kitlelerin o yalanı nasıl kucakladığını seyredin" diyen gazeteci ve spiker Sedef Kabaş’ı hatılattı.

1 yıl önce

‘Türkiye’yi kokain merkezi oldu’ yalanı! Europol ve EMCDDA raporu gerçeği ortaya koydu: “Avrupa merkez haline geldi”

İşte raporun detayları; 2022 Avrupa Uyuşturucu Pazarları Raporu'nda, Avrupa'da kokain pazarının büyümeye devam ettiği, Türkiye'de de rekor seviyelerde kokain yakalandığı belirtildi. Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi (EMCDDA) ve Avrupa Birliği Kanun Uygulama İşbirliği Ajansı (EUROPOL) ortaklığında Avrupa genelindeki uyuşturucu pazarlarının imalat, kaçakçılık, dağıtım ve kullanım boyutlarında derinlemesine analiz edildiği ve her bir uyuşturucu madde için ayrı birer modül halinde hazırlanan 2022 Avrupa Uyuşturucu Pazarları Raporu'nun "kokain" ve "metamfetamin" modülleri yayınlandı. Buna göre, Avrupa'da kokain pazarı büyümeye devam ediyor. 2020'de Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerdeki perakende kokain pazar değerinin en az 10,5 milyar avro olduğu tahmin edilirken, bu miktar tüm yasa dışı uyuşturucu pazarının üçte birine karşılık geliyor ve kokaini esrardan sonra en büyük ikinci uyuşturucu pazarı haline getiriyor. Avrupa'da 2017 yılından bu yana, özellikle deniz limanlarında her yıl rekor miktarlarda kokain ele geçiriliyor. 2020'de şimdiye kadar raporlanan en yüksek miktar olan 214,6 ton kokain ele geçirildi. Ayrıca ön veriler 240 tonluk kokain yakalamaları ile 2021 yılı toplamının daha da yüksek olacağını gösteriyor. En yüksek miktarlarda kokain, Belçika, Hollanda ve İspanya limanlarında ele geçirilirken, Avrupa'nın farklı limanlarında artan yakalamalar da suç gruplarının kaçakçılık faaliyetlerini kokain risk algısının daha az yoğunlukta olabileceği limanlara doğru genişlettiğini ortaya koyuyor. Önceki yıl AB ülkelerinden Belçika'da ele geçirilen 70, Hollanda'da ele geçirilen 49 ton ve İspanya'da ele geçirilen 37 ton kokain, Avrupa genelinde ele geçirilen miktarın yüzde 73'üne karşılık geliyor. Ayrıca İtalya, Fransa ve Almanya'da da yakalanan kokain miktarları dikkati çekiyor. Kokain sevkiyat noktaları çeşitleniyor Kokain kaçakçılığı ve kullanımı ile ilişkilendirilmeyen Doğu Avrupa ülkelerinden Yunanistan'da 1,8, Bulgaristan'da bir ton, Polonya'da 3,9 ton ve Türkiye'de de 2 ton yakalanan kokain miktarı rekor seviye olarak gösteriliyor. Bu durum da kokain sevkiyatlarının Avrupa'ya giriş yaptığı noktaların çeşitliliğin artığını ve kokain kullanıcı pazarının Türkiye dahil Doğu Avrupa'da büyüdüğünü ortaya koyuyor. Avrupa'ya işlenmek üzere sevkiyatı yapılan baz kokain yakalamalarındaki artışlar da yakın gelecekte Avrupa pazarında daha fazla oranda içilebilir kokain ürünlerinin görülme riskini ortaya çıkarıyor. Güney Amerikalı ve Avrupalı suç şebekelerinin kokain üretiminde iş birliği yaptığı yönünde bilgiler bulunurken, özellikle Meksikalı suç şebekelerinin Avrupa pazarına kokain sağladığı yönünde de deliller yer alıyor. Ayrıca Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin, kokainin başta Doğu Avrupa ülkeleri olmak üzere AB üyesi olmayan ülkelere ve Okyanusya bölgesi ile Asya'ya sevkiyatında transit olarak kullanımının arttığına ilişkin de deliller bulunuyor. Metamfetamin tespitleri AB üyesi ülkelerdeki metamfetamin yakalamaları da arttı. Çekya ve komşu ülkelerde daha küçük ölçekli metamfetamin üretimi devam ederken, Hollanda ve Belçika'daki endüstriyel ölçekli laboratuvarlarda metamfetamin üretimi gerçekleşiyor. Avrupalı sentetik uyuşturucu üreticileri, üretim süreçlerini geliştirmek için Meksikalı üreticilerle iş birliği yaparken, mevcut olan altyapıyı da kullanmayı sürdürüyor. 2019'dan bu yana Hollanda ve Belçika'da tespit edilen üretim tesislerinin boyutu, gelişmişliği ve verimliliğinin arttığı belirlendi. Afganistan'da bitki temelli efedrin kullanılarak metamfetamin üretimi 2016'da ortaya çıktı. Afgan eroininin mevcut kaçakçılık yolları ve alt yapısı da suç ağları için bir fırsat ve AB için bir tehdit oluşturuyor. Türkiye'de metamfetamin kullanımında ve ele geçirmelerde yaşanan artışlar da Balkan rotasındaki faaliyetlerin göstergesi olarak değerlendiriliyor. AB ile Türkiye arasında kurulan ve Balkan rotasındaki uyuşturucu akışını kısıtlamaya odaklanan güçlü arz azaltma ortaklığının, metamfetaminle ilgili tehditleri ele alacak şekilde genişletilmesi gerektiği düşünülüyor. Türkiye'de 2020'de ele geçirilen metamfetamin miktarında önemli bir artış yaşandı ve yakalanan miktar 4,2 tona ulaştı. Türkiye'de ele geçirilen metamfetaminin çoğunluğu sıvı formda, ülkenin doğusunda İran sınırında bulunan illerde ele geçirilmiştir.

1 yıl önce

'Sınırlarımız kevgire döndü' yalanına tokat gibi cevap: Entegre güvenlik sistemi

Milli Savunma ve İçişleri Bakanlığı'nın ortak çalışması sonucu sınırlarda entegre güvenlik sistemi oluşturuldu. DOĞU VE GÜNEYDOĞU: 52 gözetleme kulesi IĞDIR: 54 km duvar, yol, aydınlatma kamera-termal sensör,41 elektrooptik kule AĞRI: 81 km duvar, 25 km aydınlatma, kamera, termal sensör, 59 elektrooptik kule VAN: 63 km duvar, 39 km yol, 103 eletrooptik kule,238 km yol yapımı ihale aşamasında HAKKARI: 27 km yol, 27 elektroptik sistem, 26 km yolun yapımı sürüyor ŞIRNAK: 33 km'lik set ihale aşamasında.... SURİYE SINIRI: 837 km güvenlik duvarı, 284 termal kamera SINIRLARDA KUŞ BİLE UÇURTULMUYOR Muhalefet başta olmak üzere küresel düşmanların yerli işbirlikçilerinin, "Sınırlarımız kevgire döndü" yalanıyla Türkiye ilgili olmayan görüntüleri servis ederek sosyal medyada yapılan algı operasyonlarının aksine sınırlarından havada ve karada alınan önlemler sayesinde kuş bile uçurtulmuyor. KAÇAKÇILAR VE GÖÇMENLER ANINDA TESPİT EDİLİYOR Irak, İran, Suriye sınırlarından Türkiye'ye sızmaya çalışan göçmenler, kaçakçılar anında tespit edilerek gerekli müdahale yapılıyor. Sınırlar örülen duvarlar, kurulan termal kameralar, sensörler, gözetleme kuleleri, İHA'larla an be an kontrol ediliyor. Açılan yolları ile de sürekli devriye alan kontrolü gerçekleştiriliyor. 6 BÖLGE TERÖRDEN ARINDIRILDI Türkiye'nin en uzun sınırı Suriye'de bulunuyor. 877 kilometre uzunluğundaki sınırın ötesinde başarılı sınır ötesi harekatlarla Afrin, Cerablus, Azez, El- Bab, Tel Abyad ve Rasulayn olmak üzere 6 bölgeyi terörden arındırdı ve istikrar sağlandı. Böylece, Suriye'den Türkiye'ye sızmaya çalışanlar önlendi. Irak, İran sınırında ise kaçak girişler nerdeyse tamamen bitme noktasına geldi. "HUDUTLARIN KORUNMASI MİLLİ BİR MESELEDİR" Sınır güvenliği konusunda yalan haberler, sahte videolar ve dezenformasyonla farklı bir algı oluşturulmaya çalışıldığını dikkat çeken güvenlik uzmanları, "Yapılan tüm açıklamalara, bilgilendirmelere rağmen maalesef bazıları gerçekleri anlamamakta, dinlememekte, görmemekte, duymamakta ısrar ediyorlar. Hudutların korunması milli bir meseledir. Bunun herkes tarafından anlaşılması lazım. Mehmetçik hudutlarda kendisine sağlanan imkanları en etkin şekilde kullanıyor. Yapılması gerekenleri başarılı şekilde yapıyor. Yalan haberler, sahte videolar, dezenformasyonla farklı bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Bunlara karşı sağduyu sahipleri dikkatli, müteyakkız olmalı ve bunlara karşı gerçekleri görebilmeli. Sınırlarımızda ileri teknolojiler kullanılıyor" değerlendirmesinde bulundu. 4 İLDE 872 GÖÇMEN YAKALANDI İstanbul'da Bakırköy, Zeytinburnu, Fatih, Beyoğlu, Beşiktaş, Üsküdar ve Kadıköy ilçelerinde 503 düzensiz göçmen yakalandı. Muğla Seydikemer'de jandarma 55 düzensiz göçmeni yakaladı. Erzincan'da ve Kırklareli'nde yasa dışı yollardan yurda giren 101 düzensiz göçmen yakalandı. Afganistan ve Pakistan uyruklu 213 kişi İstanbul Havalimanı'ndan sınır dışı edildi.

1 yıl önce

Göç İdaresi Başkanlığı Uyum ve İletişim Genel Müdürü Gökçe Ok: Yalanlara inanmayın, sığınmacıların hepsi kayıtlı

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin resmi rakamlarına göre dünyada 100 milyona yakın insan savaş, zulüm ve çatışma nedeniyle ülkesini terk ederek sığınmacı olarak yaşamını sürdürmek zorunda kaldı. Coğrafi konumu, uluslararası hukuka ve insani değerlere verdiği önem nedeniyle, mülteciler sorunu ile en fazla yüzleşen ülkelerin başında Türkiye geliyor. Tüm dünyada Türkiye'nin mülteciler konusunda izlediği örnek politikadan övgü ile bahsedilirken Türkiye'deki bazı muhalefet çevrelerinin sorumsuz davranışları nedeniyle önemli bir sorun haline geldi. Sosyal medyadaki bilgi kirliliği ise bu sorunu bir mülteci düşmanlığına düşmanlığına dönüşmeye başladı. 12 yıldır dünyaya mülteciler konusunda insanlık dersi veren Türkiye'de sorun başka noktalara taşınılmaya çalışıldı. Sabah Gazetesi, bu konudaki bilgi kirliliğini Göç İdaresi Başkanlığı Uyum ve İletişim Genel Müdürü Gökçe Ok'a sordu. İşte açıklamalardan bazı başlıklar: 5.4 MİLYON YABANCI KAYIT ALTINDA Türkiye'de şu anda toplamda yasal statüde ikamet eden sığınmacı sayısı konusunda elimizde bir rakam var mı? Ülkemizde yaklaşık 5.4 milyon yabancı bulunmaktadır, hepsinin parmak izi gibi biyometrik verileri dahil bütün bilgi ve belgeleri GöçNet sistemimizde mevcuttur. Bunların 3.7'si geçici koruma kapsamındaki Suriyeli sığınmacılar, 320 bini uluslararası koruma arayanlar, 1.4'si de ikamet izniyle ülkemizde kalanlardır. Elimizde, 192 farklı uyruktan yabancının göçe dair ciddi bir büyük verisi bulunmaktadır ki dünyada bu kadar çok çeşitlilikte verisi olan ülke yoktur. 2022'DE 25 BİN KİŞİ SINIR DIŞI EDİLDİ Düzensiz göç konusunda son dönemde tartışma biraz daha alevlendi. Bu konuda elimizde bir rakam var mı? 2022 yılında yaklaşık 25 bin kişi sınır dışı edilmiştir. Bütün AB'nin sınır dışı oranı % 15'ler civarındayken bizde bu oran % 40 civarındadır. Düzensiz göçle mücadelemiz 'Düzensiz Göç Strateji Belgemiz' kapsamında kaynağında, sınırda ve içeride devam etmekte ve etkili sınır dışı politikası olarak kurgulanıp, yürütülüp, yönetilmekte ve takip edilmektedir. SINIRDIŞI EDİLENLER ARASINDA PAKİSTANLILAR İLK SIRADA Düzensiz göçmenlerin sınırdışı edilmeleri konusunda sorun yaşanıyor mu? Örneğin Pakistanlı bir düzensiz göçmenin sınırdışı edilmesi konusunda nasıl bir prosedür izleniyor? Pakistan ve Afganistan'ın siyasi durumu belli ancak buna rağmen sınır dışı etme, geri gönderme konusunda işleyen dinamik mekanizmalarımız var. Sayın Bakanımız sürekli mevkidaşlarını arar, daha geçen ay ilgili Genel Müdürümüz oradaydı. Anılan uyruklar sınır dışı ettiklerimiz içinde ilk iki sıradadır. Önceliğimiz düzensiz göçle kaynağında mücadele olmakla beraber bir şekilde ülkemize düzensiz gelen olmuşsa onu da sınır dışı etmekteyiz. Sınır dışı opertasyonlarımız en başarılı olduğumuz alandır. KENDİ SINIRLARIMIZA AİT OLMAYAN GÖRÜNTÜLER SERVİS EDİLİYOR Sosyal medyada toplumun sinir uçlarına dokunan videolarla karşılaşıyoruz. Bu dönemde videoların sıklaşması konusunda ne düşünüyorsunuz? Göç konusunda bir dezenformasyon kampanyası başladığını üzülerek görmekteyiz. Kendi sınırlarımıza ait olmayan görüntülerin dolaşıma sokulduğunu görmekteyiz. Bu konuda gerekli suç duyurularında bulunduk ve hukuki süreçleri sürekli işleteceğiz. Çünkü bu her şeyden önce göç politikalarını yürütmek ve yönetmekle yükümlü kurumlarımızın ve yüz binlerce devlet memurunun da emeğine ve hakkına saygısızlık. Ayrıca kamuoyunu doğru şekilde bilgilendirebilmek için çalışmalarımız da artarak devam edecektir. Bu konuda yanlış bilinenlerin doğrusunu kurumumuza sosyal medya hesaplarından her gün paylaşıyoruz. O BELGESEL HUZUR BOZMA AMAÇLI Türkiye'deki mültecilerle ilgili bir belgesel ortaya çıktı ve çok tartışıldı. Bu belgeseli izleme imkanınız oldu mu? Bu sorunuz vesilesiyle ifade etmek isterim ki, 'mülteci' kavramı bizim iç hukukumuz ve mevzuatımız gereği bir statüyü ifade eder. Türkiye Cumhuriyeti Devleti kendi kadim coğrafyasından gelen göçmenlere mülteci statüsü vermemektedir. Sadece Avrupa ülkelerinden gelerek iltica talebinde bulunan mülteci sayımız tüm cumhuriyet tarihi boyunca 90 kişi civarındadır. Bahsettiğiniz belgeseli izledim, sayılar yanlış, argümanları temelsiz. Subliminal mesajlarına meşruiyet sağlamak için kullandıkları kurgu akla zarar, ziyan. Sosyal hayata, geleceğe, göçün daha iyi yönetilmesine katkısı olmaz ama amaç huzur bozmaksa o başka. ÇOĞU TÜRK 200 BİN SIĞINMACIYA VATANDAŞLIK VERİLDİ Sığınmacılara verilen vatandaşlık konusunda da bir bilgi kirliği var. Kaç sığınmacıya vatandaşlık verildi? Sayın Bakanımızın da ifade ettiği üzere, kriterleri yerine getiren 200.950 Suriyeli sığınmacıya bu ülkeye hayatın her alanında verebilecekleri katkı ve pozitif değer gözetilerek vatandaşlık verilmiştir. Bunların yaklaşık 87 bini çocuktur. Hemen bu vesileyle hatırlatmak isterim, 100 bin Ahıska Türkü, 17 bin Afganistan Türkü ve 7 bin Uygur Türkü soydaşımıza da vatandaşlık verdi Nüfus ve Vatandaşlık Genel Müdürlüğümüz ve vermeye de devam edecek. Sanki sadece sığınmacılara vatandaşlık veriliyor gibi bir algı var bu doğru değil ve yine hatırlatalım ki vatandaşlık alan sığınmacıların büyük bir çoğunluğu ecdadımızın o coğrafyaya iskan ettiği Bayır Bucak Türkmenleridir. 1 MİLYON KİŞİYE DAHA DÖNÜŞ İMKANI PLANLIYORUZ Bugüne kadar kaç Suriyeli ülkesine geri döndü? Bu sayı 500 bin bandına yaklaşmıştır. Saygıdeğer Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği üzere, şartlar hazırlandıkça 'onurlu ve gönüllü' bir şekilde 1 milyonu geçecek bir sayıda Suriyeli muhacirimizin güvenli bölgelere yerleşimini planlıyoruz. OY KULANMALARI SÖZKONUSU DEĞİL Sığınmacıların oy kullanacağı söyleniyor. Böyle bir durum söz konusu mu? Atom bombası patladığı zaman nasıl bir ses çıkarsa o yoğunlukta haykırdığımızı düşünün: Yabancılar siyasi bir hak olan oy kullanma hakkını kullanamazlar! Sığınmacılar oy kullanamaz, kullanmayacaklar! Böyle bir durum söz konusu değildir! Duyanlar duymayanlara da duyursun DEVLET TARAFINDAN MAAŞ İDDİASI GERÇEK DEĞİL Sığınmacılara maaş verildiği, sağlık hizmetinden yararlandıkları konusunda da iddialar var. Ne söylemek istersiniz? Yabancılara herhangi bir iş ilişkisi yoksa devlet tarafından maaş verilmesi söz konusu olamaz. Geçici korunanlara Avrupa Birliği tarafından fonlanan Kızılay Kart ile market alışverişlerinde kullanabildikleri cüzi bir miktar verilmektedir, burada da ulusal bütçeden, devlet hazinesinden, milli kaynaklarımızdan, vatandaşımızın cebinden asla hiçbir ödenek kullanılmamaktadır. Bunu iddia edenlerin asgari ücret üzerinden maaş verildiğini ve sığınmacı sayısının da 10 milyon olarak iddia ettiklerini hatırlatmak istiyorum. 1.BASAMAKLI SAĞLIK HİZMETİ VERİLİYOR Kaldı ki yine söylüyorum böyle bir maaş ödemesi yoktur. Sağlık hizmetlerinde de birinci basamak sağlık hizmetinden herkes yararlanabilmektedir, yabancılar da dahil. Bunun sebebi koruyucu sağlık tedbirini devletin alma zorunluluğudur. Bir salgın olsa bunun ekonomik ve sosyal maliyeti bugün aldığınız tedbire rahmet okutur. Ama diğer basamak sağlık hizmeti için yabancıların da sosyal güvencesi aranmaktadır. DÜZENSİZ GÖÇ ULUSLARARASI BİR SORUNDUR Suriye'deki göç sorunu ile mücadele ederken, Afganistan, Pakistan ve Bangladeş bölgesindeki istikrarsızlık beraberinde yeni göç dalgasını getirdi. Dünya bu mesele ile nasıl mücadele etmeli sizce? Düzensiz Göç çok sektörlü ve paydaşlı bir alandır ve uluslararası işbirliğini zorunlu kılmaktadır. Şu anda hiç bir ülke sadece kendi politikalarıyla, gücüyle ve kapasitesiyle düzensiz göçle mücadele edemez. Bu nedenle biz de 'Düzensiz Göç Strateji Belgemiz' ekseninde göçe kaynak teşkil eden ülkelerle etkin işbirliği yaparak düzensiz göçü kaynağında durdurmayı, etkili sınır tedbirleri ile bir şekilde ülkesinden geleni sınırda durdurmayı, bunu da geçebilen olursa etkili yakalama ve sınır dışı ile kaynak ülkeye döndürmeyi amaçlayan stratejilerle hareket ediyoruz Ama coğrafyamızın durumu da ortadır. Türkiye büyüyor ve güçleniyor, göçün hedefi konumuna geldi, yerleşti. Bulunduğu koordinatlarda geçiş rotası. Gelmesinler, evet gelmesinler ama bu abesle iştigal bir serzeniş. Dünyayı fesada veren bu millet, bu devlet değil. Bin yıldır vatan eylediğimiz bu topraklarda bin yıl daha, kıyamete kadar tutunabilmenin bir külfeti var. Geçmişte başkaydı, bugün başka. Göç ve göçmenler aynı zaman da kamu diplomasisinin bir aracı maalesef. Yerlerinden, yurtlarından edilmeyecekleri iklimi hazırlayacaksınız. Bütün buna rağmen yola çıkarlarsa durduracaksınız. Gelirlerse yöneteceksiniz. Video çekerek, sürekli yalan üreterek, algı operasyonu çekerek göç yönetilmez. SUÇA KARIŞAN 20 BİN YABANCI SINIRDIŞI EDİLDİ Sığınmacıların ve düzensiz göçmenlerin suça karışma oranları nedir? Suça karışanlar, toplumsal huzuru bozanlarla ilgili nasıl bir prosedür uygulanıyor? 6458 sayılı kanunun 54. maddesine göre yabancıların suç işlemeleri halinde cezalarının infazına müteakip sınır dışı edilmeleri gerekmektedir ki prosedür böyle de işlemektedir. Kaldı ki aynı madde uyarınca yabancının hareketleri suç oluşturmasa dahi idarece kamu düzeni ve güvenliği için tehdit olarak yorumlanırsa yine sınır dışı edilmektedir. Bugüne kadar yaklaşık 20 bin yabancı sınır dışı edilmiştir. Suç ve suçlunun uyruğu yoktur, bu evrensel, psikolojik ve etik bir ilke. Ama bizim de suça ve suçluya toleransımız yok, kimse ayrıcalıklı değil. Gereği neyse yapılıyor, yapılacaktır. Zerre kadar kimsenin tereddüdü olmasın. Bunu yabancıların kanaat önderleri ve sivil toplumuyla da sürekli görüşüyoruz. Onlar da, kendi toplumlarının huzuru için kamu düzeni, kamu güveni, kamu sağlığı neyi icap ediyorsa onu yapın, biz size ancak yardım ve dua ederiz diyorlar. Çoğu kendi içlerinde olmakla beraber, binde bir oranında suça karışmaktadırlar ve bu suçlar da genelde adi suçlardır. GÖÇ SORUNU İNSANLIK TARİHİ KADAR ESKİ Sığınmacılar meselesi çok boyutlu bir sorun. En önemlisi de insani boyutu. Türkiye toplumuna nasıl bir mesaj vermek istersiniz? Göç, algılardan büyük bir meseledir. İnsanlık tarihi boyunca da insanlar hareket etmişler ve bu hareketleri en çok himaye eden toplumlar, en çok gelişen de toplumlar olarak karşımıza çıkmıştır. Ulus devletlerle beraber sınır geçişleri göç olarak nitelenmeye başlamışsa da, göç her dönem olmuştur. Mevlanalar, Yunus Emreler hepsi birer göçmendir, eğitim göçleri sosyal göçe dönmüş, ömürleri yettiğince bir durak arayıp durmuşlardır. Çağımızda da göç görünüm değiştirmiştir ama tahminimiz odur ki azalmayacaktır. Biz Türkler yöneteceğimiz işlerden korkmayız. Herkes müsterih olsun, göçü yöneten bir devlet aklı var ve bu dünyanın hiçbir ülkesinin geliştiremediği bir yoğunlukta. Ama zeminimiz de belli; insanlık ve vicdan. Algılara, yalanlara değil memur olarak devletinin hizmetinde bulunan sizin çocuklarınızın emeğine, alın terine, göz yaşına güvenin, devletin ortaya koyduğu gerçeklere, olgulara inanın. Hayat, 200-300 karakterlik sosyal medya operasyonlarına sıkıştırılmayacak kadar kıymetli...

1 yıl önce

Sedef Kabaş’ın tarifiyle Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın yalanları

https://twitter.com/bilgiedinelim/status/1523009960715685894?s=21&t=pU5gLOeWLt1m6Qdtulp0Bg Bu sefer benzer bir video Gazeteci Sedef Kabaş’ın tarifiyle gündem oldu. Video’da Özdağ’ın paylaştığı bütün rakamların abartılı ve yalan olduğu anlaşılıyor. https://www.youtube.com/watch?v=Z9Nz8XRVkk8&feature=youtu.be Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, sığınmacılar üzerinden yaptığı provokatif paylaşımlarla kaos çıkartacak adımlar atıyor. Özdağ, birçok yanıltıcı görüntü ve veriyi bugüne kadar paylaşırken, bunları da kitlelere empoze etmek için dikkat çeken adımlar attı. Özdağ'ın gerçek olmayan konularda bile kitleleri harekete geçirmek için izlediği stratejiler artık kamuoyunun tepkisini çekiyor.

1 yıl önce

İBB’den ‘İmamoğlu'nun gezisinde hiçbir kamu kaynağı kullanılmamıştır’ yalanı

  İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun gazetecilerle birlikte yaptığı; Rize, Artvin ve Trabzon gezileri gündem olmaya devam ederken, 'kamu kaynağı kullanıldı' iddiasına yalanlama geldi. İBB yetkilileri, DW Türkçe’nin "Karadeniz turuna götürülen gazetecilerin yol ve otel masrafları belediye bütçesinden mi karşılandı?” sorusuna, “Üç günlük gezide hiçbir kamu kaynağı kullanılmamıştır” sözleriyle yanıt verdi. Habere göre yetkililer, “Masraflar ne şekilde karşılandı?” sorusuna da aynı yanıtı verdi ve bilgi vermekten kaçındı. Avukat Aydın Egemen'in, gezide 'kamu kaynaklarının kişisel siyasi faaliyetler kapsamında kullanılıp kullanılmadığının tespiti amacıyla suç duyurusunda' bulunulmuştu. İETT’YE AİT OTOBÜS KULLANILDI, YARDIM DAĞITILDI Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, sosyal medyadan yaptığı paylaşımda İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun İETT'ye ait otobüsle miting yapmasına sert tepki göstermişti. Ayrıca, İBB Muhtarlık İşleri Dairesi Başkanı Yavuz Saltık sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımda, Ekrem İmamoğlu’nun şeçim turuna başladığı Karadeniz’de, İBB bütçesinden sosyal yardım kartları dağıttı görülüyor.

1 yıl önce

Sözcü Gazetesi’nden, ‘Suriyeli öğrencilere Antalya’da 5 yıldızlı otelde festival’ yalanı

Sözcü gazetesinde yer alan iddiaya göre; Milli Eğitim Bakanlığı, Suriyeli öğrencileri Antalya’da 5 yıldızlı bir otelde 5 gün misafir edecek ve tüm masraflarını karşılayacak. Sözcü’nün o yalan haberi şöyle; Milli Eğitim Bakanlığı, Mülteciler İçin Maddi Yardım Programı Fonu aracılığıyla finanse edilen “Mesleki ve Teknik Eğitim Yoluyla Sosyal ve Ekonomik Uyum Projesi” kapsamında, Suriyeli gençler için bu ay 5 günlük Gençlik Festivali düzenleyecek. SÖZCÜ’DEN IRKÇI DEZENFORMASYON Fakat bu festivalin tüm giderleri Avrupa Birliği FRIT fonu tarafından karşılanıyor. Irkçı dezenformasyon ile reytingini artırma derdinde olan Sözcü gazetesi tarafından oluşturulmak istenen algı ise bu festivalin tüm giderlerinin Milli Eğitim Bakanlığı tarafından karşılandığı… Söz konusu proje için Şubat 2019 tarihinde düzenlenen ve AB yetkililerinin de katıldığı törende şu ifadeler kullanılmıştı: ‘’Avrupa Birliği FRIT fonu Kapsamında, KfW tarafından yönetilen ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından uygulanan “Mesleki Eğitim Yoluyla Sosyal ve Ekonomik Uyum” Projesi, 3 ana bileşenden oluşuyor. Okulların Mesleki ve Teknik altyapılarının geliştirilmesi amacıyla ekipman alımı ve atölye kurulumları… GKAS ve ihtiyaç sahibi Türk öğrencilere yönelik Öğrenci Destek Paketleri… Tüm bunlara ilişkin farkındalık ve görünürlük oluşturmaya yönelik olarak yürütülen İletişim faaliyetleri’’

1 2 ... 30 31 32 33 34 35 36 ... 82 83