20 Nisan Cumartesi 2024
3 yıl önce

Yargıtay'dan Gültan Kışanak kararı: "Örgüt propagandası"ndan beraatini bozdu

hdp, diyarbakır, gültan kışanak, yargıtay, beraatini bozdu, terör örgütü pkk, propaganda

2 yıl önce

Yargıtay, teröristlere "şehit" diyen Selahattin Demirtaş'a verilen cezayı onadı!

Sabah'ın haberine göre, Yargıtay 16. Ceza Dairesinin kararında, Demirtaş'ın yargılamanın başlangıcından itibaren ısrarla savunma yapmaktan kaçındığı, mahkemedeki mütalaanın Haziran ayında sanığa tebliğ edildiği savunma yapmayan sanığa 3 ay sonra yine mütalaanın gönderildiği belirtilerek sanık avukatı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın cezayı bozma talebi reddedildi. Aynı zamanda sanığın Nevruz kutlamalarında yaptığı konuşma sırasında, PKK'nın sözde paçavralarının ve Abdullah Öcalan posterlerinin açıldığı, konuşmaların ise PKK/KCK silahlı terör örgütünün cebir ve şiddet içeren eylemlerini meşru gösteren ve teşvik eden ifadeler içerdiği kaydedildi. 3 YIL 6 AY DAHA HAPİS YATACAK Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığını belirten Yargıtay 16. Ceza Dairesi heyeti, Demirtaş'a verilen cezayla ilgili vicdanı kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu kaydedilerek temyiz kararını esestan reddederek hükmün onanmasına karar verdi. Verilen 4 yıl 8 ay hapis cezasının Yargıtay tarafından onanarak kesinleşmesiyle birlikte tutuklu eski HDP eşbaşkanı Demirtaş, kanunlara göre verilen cezanın 4'de 3'üne denk gelen 3 yıl 6 ay daha hapiste kalacak.

2 yıl önce

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı HDP'nin kapatılması istemiyle yeniden dava açtı

Anayasa Mahkemesinin eksikliklerin tamamlanması istemiyle iade ettiği HDP'nin kapatılması istemli iddianame, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca yeniden hazırlandı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin imzalı, yaklaşık 850 sayfalık iddianame, Anayasa Mahkemesine tekrar gönderildi. Yaklaşık 500 partili hakkında siyasi yasak istenen iddianamede, partinin banka hesabına tedbir konulması da talep edildi.

2 yıl önce

Yargıtay'dan emsal karar: Vasıflı işçi asgari ücretle çalıştırılamaz

Hukuk bürosunda avukat katibi olarak çalışan genç, ücretlerinin ödenmediğini belirterek istifa etti. İş Mahkemesi’nin yolunu tutan katip, hukuk ofisinde sekreter olarak en son 4 bin TL net ücret ile çalıştığını kaydetti. İş sözleşmesini ücretinin aylardır ödenmemesi nedeniyle haklı sebeple feshettiğini belirten davacı katip, işyerinde tek çalışan olması nedeniyle yıllık izin kullanamadığını, kendi tuttuğu masraf ajandalarını gerçek ücretin ispatı amacıyla elinde tuttuğunu, işverenin kendisine istifa dilekçesi vermesi halinde alacaklarını ödeyeceğini beyan ettiğini, istifa dilekçesi vermediğini, haklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile yıllık izin ve ücret alacaklarının faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etti. Davalı avukat ise katibin asgari ücretle çalıştığını belirterek iddiaları yalanladı. Mahkeme davanın kısmen kabulüne hükmetti. Kararı her iki taraf da temyiz edince devreye Yargıtay 9. Hukuk Dairesi girdi. İşverenin ücret bordrosu oyunu Yargıtay kararında; işin vasıflı bir iş olmasının işçinin kıdemi yaşadığı şehir dikkate alındığında asgari ücretle çalışmasının yaşamın olağan akışına uygun olmadığı vurgulandı. Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görüldüğü hatırlatıldı. Bu durumda gerçek ücretin tespitinin önem kazandığı, işçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususların dikkate alındığı dile getirildi. Somut uyuşmazlıkta, davacı aylık ücretinin net 4 bin TL olduğunun belirtildiği kararda şöyle denildi: “Davalı asgari ücret ödendiğini savunmuştur. Davacının hukuk ofisinde sekreter, (avukat katibi belgesi mevcut) olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Davacı vekili, davacıya ödenen aylık ücretin ispatı yönünde davacının kendi tuttuğu ve işverence kayıtlara esas alınan masraf ajandalarına dayanmış ve masraf ajandaları yargılama sırasında mahkeme kasasına alınmıştır. İşverenin TÜİK verilerine ve davacının işyerinde tuttuğu ajandalara bir itirazı olmadığı aksine işverence davacının masraf ajandalarını ve bazı belgeleri yanında götürdüğü iddia edilerek tutanakla tespiti yaptırılarak Savcılığa suç duyurusunda bulunulduğu görülmektedir. Davacı masraf ajandalarını fotokopi şeklinde dosyaya ibraz etmiştir. İncelenen masraf ajandalarında davacıya 2018 yılında 3.500 TL net ücret ödendiği, 2019 yılında ise 4.000 TL net ücret ödendiği görülmektedir. Davacının 14 yılı aşkın kıdemi, çalıştığı işyerinin büyükşehirde olması ve yaptığı işin vasıflı bir iş olması nedeniyle işin niteliği gereği asgari ücretle çalışması hayatın olağan akışına da uygun düşmemektedir. Tüm bu nedenlerle avukat sekreteri olarak çalışan davacının 3342 kodlu hukuk sekreteri için TÜİK tarafından bildirilen emsal ücretle çalıştığının kabulü dosya içeriğine uygun düşecektir. Davacının hak ve alacakları bu ücret üzerinden hesaplanmalıdır. Ayrıca taraflarca işyerinde davacının tek çalıştığı, işverenin banka kartlarının davacıda bulunduğu, tanık S.S. beyanında ücretinin davalı talimatıyla davacı tarafından bankadan çekilerek ödendiği şeklindeki beyanlar gözetildiğinde banka kayıtları ve dosyaya sunulan masraf ajandaları birlikte değerlendirilerek 2019 Mart ayı ve sonrası davacının uhdesinde tuttuğu fazla para olup olmadığı mali müşavir tarafından tespit edilerek fazla para olması halinde ücret alacağından mahsubu gerekmektedir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, kararın bu sebeplerle bozulması gerekmiştir. Kararın, bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir.”

2 yıl önce

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı HDP'nin kapatılması davasında esas hakkındaki görüşünü sundu

Başsavcı Şahin, HDP'nin 5 Kasım'da yazılı ön savunmasını Yüksek Mahkemeye vermesinin ardından davaya ilişkin esas hakkındaki görüşünü tamamladı. Esas hakkındaki görüşünü Anayasa Mahkemesine sunan Şahin, iddianamedeki görüşlerini ve HDP'nin kapatılması talebini tekrarladı. Başsavcılık tarafından yapılan basın açıklamasında, "HDP'nin temelli kapatılması talebiyle açılan davaya ilişkin olarak özetle, davalı partinin ön savunmasında belirtilen itiraz ve taleplerin reddi, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı eylemlerin odağı haline geldiği anlaşılan HDP'nin temelli kapatılması, partinin kapatılmasına beyan, faaliyet ve eylemleriyle neden olan iddianamemizde açık kimlik ve üyelik bilgileri ile partideki görevleri belirtilen kişilerin temelli kapatılmaya ilişkin kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasından itibaren beş yıl süreyle bir başka siyasi partinin kurucusu, yöneticisi, deneticisi ve üyesi olamayacaklarına karar verilmesi istemlerini içeren esas hakkındaki görüşümüz Anayasa Mahkemesine sunulmuştur." denildi. SÜREÇ NASIL İŞLEYECEK? Bundan sonra, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığnın esas hakkındaki görüşü, HDP'ye gönderilecek, parti esas hakkındaki savunmasını hazırlayacak. Daha sonra belirlenecek bir tarihte Başsavcı Şahin sözlü açıklama, HDP yetkilileri de sözlü savunma yapacak. Bütün bu aşamalarda istenebilecek ek süre taleplerini de Anayasa Mahkemesi değerlendirecek. Bu sürecin ardından, davaya ilişkin bilgi, belgeleri toplayacak Anayasa Mahkemesi raportörü, esas hakkındaki raporunu hazırlayacak. Bu işlemler sürerken Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ve davalı HDP, ek delil veya yazılı ek savunma verebilecek. Raporun, Yüksek Mahkeme üyelerine dağıtılmasının ardından Başkan Zühtü Arslan, toplantı için gün belirleyecek, üyeler belirlenen günde bir araya gelerek kapatma istemini esastan görüşmeye başlayacak. 15 ÜYENİN 10'UNUN OY ÇOKLUĞUYLA KARAR VERİLEBİLECEK HDP hakkındaki kapatma davasını, 15 kişiden oluşan Anayasa Mahkemesi heyeti karara bağlayacak. Anayasa'nın 69. maddesinde sayılan hallerden ötürü partinin kapatılmasına veya dava konusu fiillerin ağırlığına göre devlet yardımından kısmen ya da tamamen yoksun bırakılmasına, toplantıya katılan üyelerin 3'te 2 oy çokluğuyla yani 15 üyenin 10'unun oyuyla karar verilebilecek. Siyasi parti kapatma davası sonucunda verilen karar, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ile ilgili siyasi partiye tebliğ edilecek ve Resmi Gazete'de yayımlanacak. Anayasa Mahkemesinin, siyasi yasak istenen partililerin, beyan ve eylemleriyle partinin kapatılmasına neden olduğunu belirlemesi halinde bu kişiler, kesin kararın Resmi Gazete'de gerekçeli yayımlanmasından başlayarak 5 yıl süreyle bir başka partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve denetimcisi olamayacak.

2 yıl önce

Yargıtay, Aziz Yıldırım'ın beraat kararını onayladı

3 Temmuz 2011'de başlayan 'Futbolda Sözde Şike Kumpası' davasında ceza yargılaması süreci bugün sona erdi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Aziz Yıldırım, İlhan Ekşioğlu ve Şekip Mosturoğlu ile diğer isimler hakkında verdiği beraat kararı, Yargıtay 5. Ceza Dairesi tarafından onandı. “CAMİAMIZA HAYIRLI OLSUN” Fenerbahçe'nin eski yöneticisi Şekip Mosturoğlu, yaptığı paylaşımda "3 Temmuz 2011 de başlayan ceza yargılaması süreci bugün sona ermiştir. İst.13.Ağır Ceza Mahkemesi'nin Sn.Aziz Yıldırım,Sn.İlhan Ekşioğlu, ben ve yargılanan diğer dava arkadaşlarımız için vermiş olduğu BERAAT KARARI Yrg. 5. Ceza Dairesi tarafından ONANMIŞTIR. Camiamıza hayırlı olsun." dedi. 2020 yılında 5'inci Ceza Dairesi'nin aldığı karar sonrasında şike yapmakla suçlandığı davada hakkında beraat kararı verilen Fenerbahçe'nin eski başkanı Aziz Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu 36 sanığın yargılandığı duruşmanın, yeniden görülmesi gerçekleşmişti. "BU BİR ŞİKE DAVASI DEĞİL" Aziz Yıldırım mahkemede, "Bu dava şike davası değildir. FETÖ'nün devleti ele geçirme projesinin ve düşüncesinin bir parçasıdır. 'Bu örgüt 50 bin kişiyle sivil ihtilal yapacak' dediğimde bu gerçeği anlamayanlar oldu. Fransa'dan özel uçak tutarak buraya geldim, suçsuz olduğum için korkmadan geldim. Onlar ise kaçıyor, hepsi vatan haini. İlk ifadelerimde söylediğim gibi bu dava sadece kendi başına Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe davası değildir. Bu dava şike davası değildir. Bu dava böyle görülmelidir.

2 yıl önce

Yargıtay onayladı: Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bir tazminat daha ödeyecek

Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na açtığı davalardan dört tanesi netleşmiş ve CHP lideri toplamda 165 bin TL tazminat ödemeye mahkum edilmişti. BİR TAZMİNAT DAHA ÖDEYECEK Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, CHP liderinin bir tazminat daha ödemeye mahkum edildiğini duyurdu. Aydın paylaşımında, "Kılıçdaroğlu, 'ben haklı çıktım' deyip Cumhurbaşkanımızı istifaya davet ettiği gün, Yargıtay bir dosyamızı daha onadı. Kılıçdaroğlu, 35 bin TL daha ödeyecek. Böylece, içinde Man Adası'nın da olduğu konuşmaları nedeniyle tazminata mahkum olduğu dosya beş, ödeyeceği tutar 195 bin oldu" ifadelerini kullandı.

1 yıl önce

İsveç Yargıtayının iadesini durdurduğu FETÖ'cü terörist üst düzey yönetici çıktı

Finlandiya ile NATO'ya üyelik başvurusu yapan ve NATO Zirvesinin gerçekleştirildiği İspanya'nın başkenti Madrid'de terör örgütlerine karşı Türkiye ile iş birliği taahhüdünde bulunarak üçlü muhtıraya imza atan İsveç, teröristlerin iadesine yönelik talepleri karşılıksız bırakmayı sürdürüyor. Son olarak İsveç basınında yer alan haberle, bu ülkenin Yargıtayı tarafından bir FETÖ üyesinin iadesinin durdurulduğu bilgisi paylaşıldı. İadesi durdurulan FETÖ'cünün örgütün üst düzey yöneticilerinden Yılmaz Aytan olduğu belirtildi. Örgütün sözde Afganistan imamı olan ve FETÖ'ye ait okulların da sorumluluğunu üstlenen Aytan'ın örgüte yönelik operasyonlardan kaçmak için İsveç'e iltica talebinde bulunduğu, isteğinin kabul edilmesiyle Afganistan'dan bu ülkeye geçtiği öğrenildi. Yaklaşık 3 yıldan bu yana İsveç'te yaşayan ve örgütün şifreli haberleşme ağı ByLock kullanıcısı da olan Aytan'ın, Burdur Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturmayla örgütün üst düzey yöneticileri arasında ve yurt dışı yapılanmada yer aldığı belirlendi. Burdur Cumhuriyet Başsavcılığının hazırladığı talepname çerçevesinde Adalet Bakanlığının, Yılmaz Aytan'ın "Silahlı terör örgütü yönetme/kurma" suçundan İsveç'ten iadesini istediği ortaya çıktı. İSVEÇ BASININDAKİ HABER Dagens Juridik gazetesinin haberinde, 2018'de İsveç'te oturum izni verilen ve FETÖ elebaşlarından olduğu gerekçesiyle Türkiye tarafından iadesi istenilen 48 yaşındaki kişinin iadesinin Yargıtay tarafından durdurulduğu belirtilmişti. Haberde, söz konusu kişinin ByLock kullanması ve FETÖ'ye sempati duymasının İsveç'te suç teşkil etmediği, bu yüzden Türkiye'ye iadesinin durdurulduğu aktarılmıştı.

1 2 3 4